Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tapulama Tutanağı Kayıp ve Olağanüstü zamanaşımı ile iktisap

Yanıt
Old 18-12-2021, 14:35   #1
norrinradd

 
Varsayılan Tapulama Tutanağı Kayıp ve Olağanüstü zamanaşımı ile iktisap

Merhaba herkese. Tapulama Mahkemesinin 1980 yıllı kararıyla birden fazla hissedarın hisse payı belirlenmiştir. Müvekkil bu taşınmazı 20 yılı aşkın süredir kullanmakta olup hatta üzerine yapı inşa etmiş ve yapı kayıt belgesini de almıştır. Ancak 2005 yılında ilgili şahıs payının kendi adına tescilini talep ettiğinde; Tapu Müdürlüğünce hiçbir tapulama tutanağına, mahkeme kararına ve diğer evraklara ulaşılamamıştır. Bu sebeple de tescil işlemi yapılamamıştır. Müvekkil ise bu taşınmazı 20 yılı aşkın süredir kullanmakta. Eğer TMK 713 uyarınca olağanüstü zamanaşımıyla iktisap davası açarsak lehimize olabilir mi? 20 yıldır kullanma durumu nasıl ispat edilebilir acaba? Başka sorun olabilir mi? Öneriniz nedir müvekkil 1980 yılında karardaki birçok hissedara rağmen taşınmazda bulunan ve kendisine dava açılmadan kullanan tek kişi.
Old 20-12-2021, 10:58   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Kadastrodan önceki nedenlere dayalı zilyetlik iddiası Kad.K.m.12/3'e göre 10 yıllık hak düşürücü süreye tabidir. Sürenin başlangıcı kadastro tutanağının kesinleştiği tarihtir. Tutanak bulunamaz ise bu tarih tapuya tescil tarihi olarak kabul edilir.

Kadastrodan sonraki iddialarda, tapu kaydı esas alınır. Kadastro tutanağının kayıp olması tapu kaydının geçerliliğini etkilemez. Tapulu taşınmazların kazandırıcı zaman aşımı ile kazanılması TMK.nın 713/2 m.sindeki şartların oluşmasına bağlıdır.
Old 20-12-2021, 11:08   #3
Av. Suat

 
Varsayılan

4721 S.lı Türk Medeni Kanunu MADDE 713
b. Olağanüstü zamanaşımı
-Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.
-Aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya yirmi yıl önce (23.07.2011 RG NO: 27893 ANY. MAH. 17.03.2011 T. 2009/58 E. 2011/15 K.) hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.
-Tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır.


Öncelikle bahsettiğiniz taşınmazın tapusu var mı..
Old 20-12-2021, 14:39   #4
norrinradd

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Kadastrodan önceki nedenlere dayalı zilyetlik iddiası Kad.K.m.12/3'e göre 10 yıllık hak düşürücü süreye tabidir. Sürenin başlangıcı kadastro tutanağının kesinleştiği tarihtir. Tutanak bulunamaz ise bu tarih tapuya tescil tarihi olarak kabul edilir.

Kadastrodan sonraki iddialarda, tapu kaydı esas alınır. Kadastro tutanağının kayıp olması tapu kaydının geçerliliğini etkilemez. Tapulu taşınmazların kazandırıcı zaman aşımı ile kazanılması TMK.nın 713/2 m.sindeki şartların oluşmasına bağlıdır.

Şimdi ben yargıtay kararlarına baktım. Hep TMK 713’den dava açılmış ancak yargıtay demiş ki: “taşınmazın tapu kaydında davalıdır şerhi var ancak tapulama tutanağı yoktur, malik hanesi boş ve tapulama mahkemesinin kararına ulaşılamadığı/okunmadığı için burada kadastro işlemi en baştan yapılması gerekir bu yüzden asliye hukukta zamanaşımıyla iktisap açılamaz, kadastro mahkemesi görevlidir” demiş birçok kararında. Şimdi ne yapmalıyız bizde yapı kayıt belgesi vs de var.
Old 20-12-2021, 14:43   #5
norrinradd

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Suat
4721 S.lı Türk Medeni Kanunu MADDE 713
b. Olağanüstü zamanaşımı
-Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.
-Aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya yirmi yıl önce (23.07.2011 RG NO: 27893 ANY. MAH. 17.03.2011 T. 2009/58 E. 2011/15 K.) hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.
-Tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır.


Öncelikle bahsettiğiniz taşınmazın tapusu var mı..
Suat bey tapusu var ama tapuda yalnızca davalıdır şerhi var ve ilgili davaya ve tapulama mahkemesinin kararına hiçbir şeye ulaşılamıyor ve malik hanesi de boş. Yargıtay da burada kadastro işlemi hiç yapılmamış sayılır ve kadastro mahkemesi görevlidir diyor. Napmalıyız?
Old 20-12-2021, 15:20   #6
Av.M.Aydın Bilen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan norrinradd
Suat bey tapusu var ama tapuda yalnızca davalıdır şerhi var ve ilgili davaya ve tapulama mahkemesinin kararına hiçbir şeye ulaşılamıyor ve malik hanesi de boş. Yargıtay da burada kadastro işlemi hiç yapılmamış sayılır ve kadastro mahkemesi görevlidir diyor. Napmalıyız?

Sayın norrinradd,
Cevabı bulmuşsunuz zaten.Malik hanesindeki davalıdır şerhinin kaldırılarak müvekkiliniz adına kayıt ve tescili için dava açarsınız.Görevli olmayan mahkemede yanılsanız bile durum düzelecektir.TMK.713 şartlarına ve Suat Bey'in yazdığı AYM kararının tarihine dikkat etmenizi öneririm.Bakmanız gereken 713.maddenin yanı sıra 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14-15.maddeleri.Zilyediliğin ispatı mahalli bilirkişi beyanı veya belgeyle olur.
Selamlar,iyi çalışmalar.
Av.M.Aydın BİLEN
Old 20-12-2021, 16:00   #7
Av. Suat

 
Varsayılan

Her ne kadar davada bir karşı yan olmayacak gibi görünse de bahsi geçe hüküm tarafların mirasçı olmaması halinde geçerli olacaktır. Zira mirasçılar arasında zamanaşımı işlemez…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun. 28.11.1975 tarih ve E. 8/509, K. 1535 sayılı kararına" göre, mâlik hanesi boş bırakılan ancak geometrik sınırları tespit edilen bir taşınmazın hukuki durumunun nitelendirilmesi tapulu bir taşınmazdır. Başka bir deyişle, bu taşınmazın geometrik sınırlarının oluşturulması ve sicile kaydı ile tapulu bir taşınmaz oluşmuş olup, tapu sicili meydana gelmiştir.

Sonuç itibarıyla, kadastro tespiti ânında mâlik hanesi boş bırakılan veya sadece "davalı" şeklinde kayıt düşülerek, bir taşınmazın sicili oluşturulmuşsa, bu taşınmaza halen zilyet bulunanlar Medeni Kanun'un 639.maddesinin ikinci fıkrasına dayanarak kendi adlarına tescil talep edebilirler. Ancak, halihazır zilyedin bu davayı açabilmesi için, o yere halen zilyet bulunması şarttır: aynı şekilde, zilyetliğinin tespit ânından itibaren(taşınmazın tapulu, malikinin kim olduğunun bilinemeyen bir taşınmaz olmasından itibaren) 20 yıl nizasız ve fasılasız zilyetliğinin devam etmiş olması gerekir.

Ama farklı görüş ve uygulamalar da var..
Old 20-12-2021, 19:35   #8
norrinradd

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Suat
Her ne kadar davada bir karşı yan olmayacak gibi görünse de bahsi geçe hüküm tarafların mirasçı olmaması halinde geçerli olacaktır. Zira mirasçılar arasında zamanaşımı işlemez…

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun. 28.11.1975 tarih ve E. 8/509, K. 1535 sayılı kararına" göre, mâlik hanesi boş bırakılan ancak geometrik sınırları tespit edilen bir taşınmazın hukuki durumunun nitelendirilmesi tapulu bir taşınmazdır. Başka bir deyişle, bu taşınmazın geometrik sınırlarının oluşturulması ve sicile kaydı ile tapulu bir taşınmaz oluşmuş olup, tapu sicili meydana gelmiştir.

Sonuç itibarıyla, kadastro tespiti ânında mâlik hanesi boş bırakılan veya sadece "davalı" şeklinde kayıt düşülerek, bir taşınmazın sicili oluşturulmuşsa, bu taşınmaza halen zilyet bulunanlar Medeni Kanun'un 639.maddesinin ikinci fıkrasına dayanarak kendi adlarına tescil talep edebilirler. Ancak, halihazır zilyedin bu davayı açabilmesi için, o yere halen zilyet bulunması şarttır: aynı şekilde, zilyetliğinin tespit ânından itibaren(taşınmazın tapulu, malikinin kim olduğunun bilinemeyen bir taşınmaz olmasından itibaren) 20 yıl nizasız ve fasılasız zilyetliğinin devam etmiş olması gerekir.

Ama farklı görüş ve uygulamalar da var..

Çok teşekkür ederim ama aklım biraz karıştı.

Yargıtay 8. HD., E. 2012/12183 K. 2012/11709 T. 03.12.2012 kararında: “ Yapılan tüm araştırma ve incelemelere karşın 131 ada 12 sayılı parselle ilgili olarak açılan yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen ve açılmamış sayılmasına karar verilen dava dosyasının bulunmaması nedeniyle malik hanesinin doldurulmadığı, kadastro tutanağının da bulunamadığı ve sözü edilen dosya içerisinde bulunduğu kanaatine varılmıştır. Esasen malik hanesinin boş bırakıldığı hususu, mahkeme ve taraflar arasında uyuşmazlık konusu da değildir. Mahkeme hüküm fıkrasında bunu açıkça vurgulamaktadır. Komşu parsel tutanaklarına göre, taşınmazın tespitinin 1977 yılında yapıldığı, 766 sayılı Tapulama Kanununa göre tutanağın düzenlendiği, Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın açılma tarihinin ise, 16.11.1977 olduğu, davalı olması nedeniyle malikhanesinin doldurulamadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen bu kanun hükümleri karşısında kadastro ekibince kadastro

tutanağının malik hanesi boş bırakılmış veya genel mahkemelerde açılan davalar nedeniyle malik hanesi doldurulamamış ise, Kadastro Mahkemesince malik hanesinin doldurulması öngörülmüştür. Hatta bu bir yükümlülük olarak kabul edilmiştir. Sadece bu görev ve yetki kadastro hakimlerine tanınmıştır. Genel mahkemelerin tutanağın malik hanesini doldurma yetki ve görevi bulunmamaktadır. Somut olayda da, bu durum söz konusudur. Yerel mahkeme açıkça hüküm fıkrasında; “..131 ada 12 parsel sayılı tapuda maliki belli olmayan taşınmazın…” denilmek suretiyle bir yerde kadastro tutanağının malik hanesini genel mahkeme sıfatıyla doldurmuş bulunmaktadır. Az öncede açıklandığı gibi genel mahkemenin böyle bir görev ve yetkisi yoktur
.“ denilerek kadastro mahkemesinin görevli olduğunu belirtmiştir. Benzer birçok karar vardır (tapulama tutanağı kayıp, malik hanesi boş, davalıdır şerhi mevcut, kadastro tespit itiraz üzerine verilen eski tarihli tapulama mahkemesinin kararına ulaşılamadığı hallerde).

Yargıtay 16. HD., E. 2020/2551 K. 2021/910 T. 9.2.2021 kararında ise: “ Davacı ..., imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin adına tescili istemiyle dava açmıştır.

Dava, Kadastro Kanunu’nun 14-17 maddeleri ile TMK’nun 713/1 maddesi uyarınca 15.6.2011 tarihinde açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir… davaya konu taşınmaz bölümlerinin yer aldığı parseller hakkında ham toprak niteliği ile kütük sayfası açıldığı, malik hanelerinin boş bulunduğu ve malik sütunlarında “davalıdır” ibaresinin yer aldığı belirlenmiş ise de, Dairemizin 29.4.2019 tarih ve 2016/9990-2019/3116 Esas-Karar sayılı geri çevirme ilamına istinaden dosya arasına gönderilen Tapu Müdürlüğü’nün 27.6.2019 havale tarihli yazısı ile de, 115 ada 185 parselin toplulaştırma nedeniyle kütük sayfasının kapanıp 150 ada 4 parsel olduğu; … bu parellerinde malik sütunlarının davalı olduğu görülmekte olup, davaya konu taşınmazlar hakkında salt kütük sayfası açılmasıyla yetinildiği, ihdasen oluşan bir tapu kaydı bulunmadığı ve bu haliyle taşınmaz bölümlerinin mülkiyeti davalı olduğu anlaşıldığından eldeki davanın, TMK' nın 713/1. maddesi uyarınca açılan ve bu kapsamda görülmesi gereken tescil davası olduğunun kabulü zorunludur. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, TMK' nın 713/3. maddesi uyarınca bu nitelikteki davalarda Hazineye ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine husumet yöneltilmesi gerekmektedir.

…tüm deliller toplanıp değerlendirilerek ve çekişmeli taşınmazların, imar planı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmak suretiyle imar planı kapsamında kalmakta ise ilk imar planının onaylanma tarihine kadar; imar planı kapsamında kalmıyor ise dava tarihine kadar davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir
.” denilerek asliye hukuk mahkemesinin tmk 713deki şartların oluşup oluşmadığını tartışması gerektiğini belirtmiştir.

Benim olayımda yukarıda da izah ettiğim gibi tapulama tutanağı asla bulunamıyor, tapulama mahkemesinin kararına da ulaşamıyorlar sadece malik hanesi boş ve davalıdır şerhi mevcut. Ne yapmamı önerirsiniz?
Old 20-12-2021, 23:20   #9
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Sorduğunuz olayda ,tapu kaydında malik hanesi açık olup sadece "davalıdır" şerhi yazılı olduğuna, kadastro(tapulama) tutanağı ve dava dosyası da bulunamadığına göre; sizin yayınladığınız kararlarda ve aşağıdaki kararda yazılı olduğu gibi, kadastro mahkemesinde " tapudaki malik hanesinin doldurulması" davası açmalısınız. Bu davada TMK.m.713/1 m.sindeki şartların müvekkil lehine gerçekleştiğini ileriye sürerek “taşınmazın müvekkil adına tescili ile ,tapudaki malik hanesinin doldurulmasına ve böylece kadastronun tamamlanmasına “ karar verilmesini talep etmelisiniz.

Delil olarak, zilyetlik tanıkları, yerel bilirkişi beyanı, varsa vergi kaydı , yapı ruhsatı, civar parsellerin dayanak kayıtları gibi delilleri gösterebilirsiniz. Mahkemede Kad.K.m. 30/2 gereği resen araştırma yapacaktır.Diye düşünüyorum.



YARGITAY

16. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2015/2491

Karar Numarası: 2015/1815

Karar Tarihi: 09.03.2015


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Davacı ...; ... ve ..... Köyü Tüzel Kişiliğine husumet yönelterek tapu kaydında davalıdır şerhi yazılı ve malik hanesi açık eski 56 (yeni 146 ada 9) parsel sayılı 2.537,49 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.

Davalı ... çekişmeli taşınmazın malik hanesinin açık olduğunu adına tescil edilmek suretiyle malik hanesinin doldurulması isteminde bulunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın HMK'nın 114/1-g maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece, davacı tarafından gider avansı yatırılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir.

Dava, malik hanesi açık olan eski 56 (yeni 146 ada 9) parsel sayılı taşınmazın, zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak zilyet adına tapuya tescili istemine yöneliktir. Dairemizin geri çevirme kararı üzerine yapılan araştırmada çekişmeli taşınmaza ait kadastro tutanak örneği ile 21.05.1965 tarihli komisyon kararı bulunamamış ayrıca taşınmazın hangi mahkemenin hangi esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirlenememiş sadece davalı olması nedeniyle tapu kaydının malik hanesinin açık bırakıldığı bildirilmiştir. Dava konusu taşınmaz hakkında tapu kaydı oluşmamış ve halen malik hanesi açık bulunmaktadır.

3402 sayılı Kanun'un 27/1. maddesi hükmüne göre, “mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesine re’sen devrolunur.” Aynı Kanun'un 26/son maddesi hükmüne göre de; “Kadastro Mahkemesi'nin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar.” Dava konusu parselin halen malik hanesi boş olup taşınmaz hakkında sicil oluşmadığına, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesi uyarınca gerçek maliki belirleme görevi ile malik hanesindeki boşluğu doldurma görevi Kadastro Mahkemesine ait olduğuna göre, uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli ve yetkili Kadastro Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

Davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 21-12-2021, 10:00   #10
norrinradd

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Sorduğunuz olayda ,tapu kaydında malik hanesi açık olup sadece "davalıdır" şerhi yazılı olduğuna, kadastro(tapulama) tutanağı ve dava dosyası da bulunamadığına göre; sizin yayınladığınız kararlarda ve aşağıdaki kararda yazılı olduğu gibi, kadastro mahkemesinde " tapudaki malik hanesinin doldurulması" davası açmalısınız. Bu davada TMK.m.713/1 m.sindeki şartların müvekkil lehine gerçekleştiğini ileriye sürerek “taşınmazın müvekkil adına tescili ile ,tapudaki malik hanesinin doldurulmasına ve böylece kadastronun tamamlanmasına “ karar verilmesini talep etmelisiniz.

Delil olarak, zilyetlik tanıkları, yerel bilirkişi beyanı, varsa vergi kaydı , yapı ruhsatı, civar parsellerin dayanak kayıtları gibi delilleri gösterebilirsiniz. Mahkemede Kad.K.m. 30/2 gereği resen araştırma yapacaktır.Diye düşünüyorum.



YARGITAY

16. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2015/2491

Karar Numarası: 2015/1815

Karar Tarihi: 09.03.2015


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Davacı ...; ... ve ..... Köyü Tüzel Kişiliğine husumet yönelterek tapu kaydında davalıdır şerhi yazılı ve malik hanesi açık eski 56 (yeni 146 ada 9) parsel sayılı 2.537,49 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.

Davalı ... çekişmeli taşınmazın malik hanesinin açık olduğunu adına tescil edilmek suretiyle malik hanesinin doldurulması isteminde bulunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın HMK'nın 114/1-g maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece, davacı tarafından gider avansı yatırılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir.

Dava, malik hanesi açık olan eski 56 (yeni 146 ada 9) parsel sayılı taşınmazın, zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak zilyet adına tapuya tescili istemine yöneliktir. Dairemizin geri çevirme kararı üzerine yapılan araştırmada çekişmeli taşınmaza ait kadastro tutanak örneği ile 21.05.1965 tarihli komisyon kararı bulunamamış ayrıca taşınmazın hangi mahkemenin hangi esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirlenememiş sadece davalı olması nedeniyle tapu kaydının malik hanesinin açık bırakıldığı bildirilmiştir. Dava konusu taşınmaz hakkında tapu kaydı oluşmamış ve halen malik hanesi açık bulunmaktadır.

3402 sayılı Kanun'un 27/1. maddesi hükmüne göre, “mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesine re’sen devrolunur.” Aynı Kanun'un 26/son maddesi hükmüne göre de; “Kadastro Mahkemesi'nin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar.” Dava konusu parselin halen malik hanesi boş olup taşınmaz hakkında sicil oluşmadığına, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesi uyarınca gerçek maliki belirleme görevi ile malik hanesindeki boşluğu doldurma görevi Kadastro Mahkemesine ait olduğuna göre, uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli ve yetkili Kadastro Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

Davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yücel Bey çok teşekkür ederim sağolun. Kadastro Mahkemesinde dava açtığımda TMK 713'ü ileri sürmek yerine Kadastro Kanunun 14. maddesini ileri sürmem gerekiyor ama değil mi? 713'ün muhatabı asliye hukuk mahkemesi olacak çünkü. Yanılıyor muyum?
Old 21-12-2021, 10:17   #11
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan norrinradd
adastro Mahkemesinde dava açtığımda TMK 713'ü ileri sürmek yerine Kadastro Kanunun 14. maddesini ileri sürmem gerekiyor ama değil mi? 713'ün muhatabı asliye hukuk mahkemesi olacak çünkü. Yanılıyor muyum?

Evet daha uygun olur.Ek olarak "davalıdır şerhinin kaldırılmasını" da talep etmelisiniz.
Old 21-12-2021, 11:05   #12
norrinradd

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Evet daha uygun olur.Ek olarak "davalıdır şerhinin kaldırılmasını" da talep etmelisiniz.
Yücel Bey çok teşekkür ederim son kez aklıma takılan bir şeyi daha sormak istiyorum da.

İstanbul İstanbul BAM, 37. HD., E. 2017/21, K. 2017/34, T. 10.1.2017 kararında: "Kadastro davalarında tutanak aslının dosyada bulunması zorunludur. Dava konusu 352 Parsel sayılı taşınmaza ait tutanak aslı ilk derece mahkemesince yapılan tüm araştırmalara karşın bulunup dosya içine getirtilememiştir. Tutanak tanzimi için hiçbir belge olmaması halinde nihai karar niteliği ile ‘’ Dosyanın Kadastro Müdürlüğüne iadesine’’ karar verilir ve bu halde kadastro prosedürü yeni kadastro tespiti ile başlar ve tutanak askı ilanına alınarak olağan usullere göre kadastro tamamlanır. Yeni tutanak düzenlenmesi için gerekli tutanak örneği bulunması halinde ise; sadece tutanak örneği gönderilerek yeni tutanak aslı düzenlettirilip yargılamaya devam olunur." demiş. Yani bizim olayda da dava açtığımda dosya kadasto müdürlüğüne gönderilerek yeniden kadastro tespiti ve tutanak askı ve ilanı mı yapılacak? Yoksa Kadastro Kanunu m.13-14 uyarınca bilirkişilerce yapılan tespit sonucu taşınmazın tesciliyle ilgili bir karar mı verecek mahkeme?

Teşekkürler.
Old 22-12-2021, 10:01   #13
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan norrinradd
stanbul İstanbul BAM, 37. HD., E. 2017/21, K. 2017/34, T. 10.1.2017 kararında: "Kadastro davalarında tutanak aslının dosyada bulunması zorunludur. Dava konusu 352 Parsel sayılı taşınmaza ait tutanak aslı ilk derece mahkemesince yapılan tüm araştırmalara karşın bulunup dosya içine getirtilememiştir. Tutanak tanzimi için hiçbir belge olmaması halinde nihai karar niteliği ile ‘’ Dosyanın Kadastro Müdürlüğüne iadesine’’ karar verilir ve bu halde kadastro prosedürü yeni kadastro tespiti ile başlar ve tutanak askı ilanına alınarak olağan usullere göre kadastro tamamlanır. Yeni tutanak düzenlenmesi için gerekli tutanak örneği bulunması halinde ise; sadece tutanak örneği gönderilerek yeni tutanak aslı düzenlettirilip yargılamaya devam olunur." demiş. Yani bizim olayda da dava açtığımda dosya kadasto müdürlüğüne gönderilerek yeniden kadastro tespiti ve tutanak askı ve ilanı mı yapılacak? Yoksa Kadastro Kanunu m.13-14 uyarınca bilirkişilerce yapılan tespit sonucu taşınmazın tesciliyle ilgili bir karar mı verecek mahkeme?

Sorun hakkında dava açılmakla, yapılacak işlemlerin takdiri Kadastro Hakimine geçmiştir. Öncelikle hakim, "resen naraştırma" görevi gereği ortada kadastro (tapulama) tutanağının aslının veya örneğinin bulunup bulunmadığını, tapudan ve kadastrodan müzekkere yazarak gerekirse kayıtlar üzerine bilirkişi incelemesi yaptırarak araştırır. Tutatnağın bulunamadığı gerçekleşirse "ihya sureti ile yeni bir kadastro tutanağı" düzenlemesini Kadastro Md.lüğünden ister.

Kadastro Md.lüğü aşağıdaki Tapu Kadastro Genel Md.lüğü görüş yazısı çerçevesinde yeni bir tutanak hazırlayarak mahkemeye gönderir. BU tutanağın ilan edilip edilmeyeceği konusu, hakimim kayıtlar üzerinde yaptıracağı araştırmaya bağlıdır. Bulunulanamayan tutanağın ilan edildiğine dair bir kayıt veya belge bulunursa o takdirde yeni bir ilan yaptırmaz. Aksi takdirde tutanağın askıya çıkartılarak ilanı gerekir. Bu konu aşağıdaki Yargıtay kararında da bu şekilde anlatılmıştır.

YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2013/9008
Karar Numarası: 2014/1277
Karar Tarihi: 14.02.2014


...Mahkemece, davalı Hazine bakımından, şuyulandırma işleminin idari yargı yerinde iptal edilmedikçe eldeki davanın dinlenilme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, çekişme konusu 2184 parsel sayılı taşınmazın sicil kaydının oluşturulduğu, ancak malik hanesinin boş bırakıldığı, 08.07.1993 tarihinde imar uygulamasına tabi tutularak 4134 sayılı imar parselinde 472/474 payın itirazlı olarak tescil edildiği; öte yandan, davacıların dayandığı Milas Arazi Kadastro Mahkemesi’nin 30.06.1962 tarih ve 1961/262 Esas, 1962/161 Karar sayılı kararının ve dolayısıyla tespitin kesinleşip kesinleşmediğinin belli olmadığı ve anılan dosyanın bulunamadığı dosya kapsamıyla sabittir. O halde, tespitin kesinleştiği kanıtlanamadığına göre, uyuşmazlığın temelini teşkil eden 2184 parsel sayılı taşınmaz yönünden kadastro tespitinin kesinleşmediği sonucuna varılmalıdır. Hal böyle olunca; mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca görevsizlik kararı verilmeli, görevli olan Kadastro Mahkemesi’nce de mevcut bilgilere göre tespit tutanağı ihya ettirilmeli, askı ilanı yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, askı ilanı yapıldığı da kanıtlanamadığı takdirde tutanağın yeniden askı ilanı yaptırılmalı; tesis kadastrosunu sonuçlandıracak biçimde gerekli araştırma ve inceleme yapılarak mevcut taraflar itibariyle işin esası sonuca bağlanmalı, tespit günü itibariyle mülkiyet durumu kesin olarak saptanmalıdır. Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,karar verildi

T.C.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
Kadastro Dairesi Başkanlığı
Sayı :45172909-170.01-E.1698885 20.07.2020


Konu :Kadastro Tutanağının İhyası

Mahkemece Kadastro Müdürlüğünden kadastro tutanağının ihya edilerek Mahkemelerine gönderilmesi istenildiğinde;

Kadastro Müdürlüğünce görevlendirilecek kadastro teknisyenlerinin çalışma alanına gönderilip, 30 günlük askı ilan cetveli, kadastro harçları çizelgesi, tutanakların teslim bordrosu, tapu ve vergi kayıtları ve elde mevcut tüm teknik ve hukuki bilgi ve belgelerden yararlanmak, şimdiki köy muhtarı ile (çalışma alanında daha önce yapılan kadastro çalışmaları sırasında görev yapmak üzere seçilerek yeminleri yaptırılan bilirkişiler için tekrar yeminlerinin yaptırılmasına gerek bulunmamakta olup aradan geçen süre için adli sicil kayıtları istenerek ve medeni haklarını kullanma ehliyetine de haiz olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre sakınca bulunmayanlar için görev yaptırılması, hayatta olmayanlarya da ayrılmış olanlar içinise sayısı kadar mevzuat hükümlerince yeniden bilirkişi seçtirilmek suretiyle) bilirkişilerin beyanlarına istinaden, kadastro sırasındaki tespit ve sınırlandırmalar aynen muhafaza edilerek tutanağın yeniden düzenlenme nedeni de edinme sebebinde açıklanmak suretiyle, kadastro tutanağının ihya edilmesi ve askı ilanına alınmadan ilgili Mahkemeye gönderilmesi gerektiğinden, Van Kadastro Müdürlüğü ile Bölge Müdürlüğünüzün görüşü uygun görülmüştür.

Bilgi ve gereğini rica ederim.

Genel Müdür a.
Genel Müdür Yardımcısı V.

http://www.imarkadastro.com/userfile...nin_ihyasi.pdf
Old 22-12-2021, 23:38   #14
norrinradd

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Sorun hakkında dava açılmakla, yapılacak işlemlerin takdiri Kadastro Hakimine geçmiştir. Öncelikle hakim, "resen naraştırma" görevi gereği ortada kadastro (tapulama) tutanağının aslının veya örneğinin bulunup bulunmadığını, tapudan ve kadastrodan müzekkere yazarak gerekirse kayıtlar üzerine bilirkişi incelemesi yaptırarak araştırır. Tutatnağın bulunamadığı gerçekleşirse "ihya sureti ile yeni bir kadastro tutanağı" düzenlemesini Kadastro Md.lüğünden ister.

Kadastro Md.lüğü aşağıdaki Tapu Kadastro Genel Md.lüğü görüş yazısı çerçevesinde yeni bir tutanak hazırlayarak mahkemeye gönderir. BU tutanağın ilan edilip edilmeyeceği konusu, hakimim kayıtlar üzerinde yaptıracağı araştırmaya bağlıdır. Bulunulanamayan tutanağın ilan edildiğine dair bir kayıt veya belge bulunursa o takdirde yeni bir ilan yaptırmaz. Aksi takdirde tutanağın askıya çıkartılarak ilanı gerekir. Bu konu aşağıdaki Yargıtay kararında da bu şekilde anlatılmıştır.

YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2013/9008
Karar Numarası: 2014/1277
Karar Tarihi: 14.02.2014


...Mahkemece, davalı Hazine bakımından, şuyulandırma işleminin idari yargı yerinde iptal edilmedikçe eldeki davanın dinlenilme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, çekişme konusu 2184 parsel sayılı taşınmazın sicil kaydının oluşturulduğu, ancak malik hanesinin boş bırakıldığı, 08.07.1993 tarihinde imar uygulamasına tabi tutularak 4134 sayılı imar parselinde 472/474 payın itirazlı olarak tescil edildiği; öte yandan, davacıların dayandığı Milas Arazi Kadastro Mahkemesi’nin 30.06.1962 tarih ve 1961/262 Esas, 1962/161 Karar sayılı kararının ve dolayısıyla tespitin kesinleşip kesinleşmediğinin belli olmadığı ve anılan dosyanın bulunamadığı dosya kapsamıyla sabittir. O halde, tespitin kesinleştiği kanıtlanamadığına göre, uyuşmazlığın temelini teşkil eden 2184 parsel sayılı taşınmaz yönünden kadastro tespitinin kesinleşmediği sonucuna varılmalıdır. Hal böyle olunca; mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca görevsizlik kararı verilmeli, görevli olan Kadastro Mahkemesi’nce de mevcut bilgilere göre tespit tutanağı ihya ettirilmeli, askı ilanı yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, askı ilanı yapıldığı da kanıtlanamadığı takdirde tutanağın yeniden askı ilanı yaptırılmalı; tesis kadastrosunu sonuçlandıracak biçimde gerekli araştırma ve inceleme yapılarak mevcut taraflar itibariyle işin esası sonuca bağlanmalı, tespit günü itibariyle mülkiyet durumu kesin olarak saptanmalıdır. Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,karar verildi

T.C.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
Kadastro Dairesi Başkanlığı
Sayı :45172909-170.01-E.1698885 20.07.2020


Konu :Kadastro Tutanağının İhyası

Mahkemece Kadastro Müdürlüğünden kadastro tutanağının ihya edilerek Mahkemelerine gönderilmesi istenildiğinde;

Kadastro Müdürlüğünce görevlendirilecek kadastro teknisyenlerinin çalışma alanına gönderilip, 30 günlük askı ilan cetveli, kadastro harçları çizelgesi, tutanakların teslim bordrosu, tapu ve vergi kayıtları ve elde mevcut tüm teknik ve hukuki bilgi ve belgelerden yararlanmak, şimdiki köy muhtarı ile (çalışma alanında daha önce yapılan kadastro çalışmaları sırasında görev yapmak üzere seçilerek yeminleri yaptırılan bilirkişiler için tekrar yeminlerinin yaptırılmasına gerek bulunmamakta olup aradan geçen süre için adli sicil kayıtları istenerek ve medeni haklarını kullanma ehliyetine de haiz olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre sakınca bulunmayanlar için görev yaptırılması, hayatta olmayanlarya da ayrılmış olanlar içinise sayısı kadar mevzuat hükümlerince yeniden bilirkişi seçtirilmek suretiyle) bilirkişilerin beyanlarına istinaden, kadastro sırasındaki tespit ve sınırlandırmalar aynen muhafaza edilerek tutanağın yeniden düzenlenme nedeni de edinme sebebinde açıklanmak suretiyle, kadastro tutanağının ihya edilmesi ve askı ilanına alınmadan ilgili Mahkemeye gönderilmesi gerektiğinden, Van Kadastro Müdürlüğü ile Bölge Müdürlüğünüzün görüşü uygun görülmüştür.

Bilgi ve gereğini rica ederim.

Genel Müdür a.
Genel Müdür Yardımcısı V.

http://www.imarkadastro.com/userfile...nin_ihyasi.pdf
Çok teşekkür ediyorum yücel bey. Şimdi müvekkil orayı komple kullanıyor, yapı kayıt belgesini de almış. Şu an kadastro mahkemesine gitmek aleyhine olabilir mi peki sizce? Yeni askı ilan ettirilirse vs elindekinden olur mu? Öneriniz nedir kısaca Yücel Bey ve diğer ilgili meslektaşlarım?
Old 07-04-2022, 16:19   #15
norrinradd

 
Varsayılan

Meslektaşlarım herkese merhaba, kadastro mahkemesinde açacağım bu dava nispi harca mı maktu harca mı tabii olacak? Bir de davalı Hazine yanında Belediyeyi de göstermeli miyim? Çok teşekkürler
Old 07-04-2022, 19:44   #16
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan norrinradd
Meslektaşlarım herkese merhaba, kadastro mahkemesinde açacağım bu dava nispi harca mı maktu harca mı tabii olacak? Bir de davalı Hazine yanında Belediyeyi de göstermeli miyim? Çok teşekkürler
1. Kadastro K.m.36/2'ye göre; Kadastro Mahkesinde açılacak davada harç, taşınmaz malın son beyan dönemine ait emlak vergisi değeri esas alınarak hesap edilir. Bu hükme göre kadastro davaları nisbi harca tabi olur.

2. Yargıtay kararlarında geçen "davalı olarak hazinenin yanında ilgili kamu tüzel kişilerine de husumet yöneltileceğine" dair hükmün dayanağı TMK.m.713'de yazılı " tescil davası hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine...karşı açılır" şeklindeki hükümdür.

İlgili kamu tüzel kişileri sözcüğü ile öncelikle kast edilen taşınmaz belediye sınırları dışında ise köy tüzel kişiliği, belediye sınırları içinde ise ilgili Belediye Başkanlığıdır. Ayrıca taşınmazın sınırında herhangi bir kamu tüzel kişiliğe ait yada sorumluluğunda olan taşınmaz varsa ilgili kamu tüzel kişiliğine de husumet yöneltilir. Örnek verecek olursak; sınırda orman ,çalılık varsa Orman Genel Md.lüğü,karayolu varsa Karayolları Genel Md.lüğü, ırmak,kanal varsa DSİ Genel Md.lüğü de davalı olarak gösterilmelidir.
Old 08-04-2022, 11:22   #17
norrinradd

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
1. Kadastro K.m.36/2'ye göre; Kadastro Mahkesinde açılacak davada harç, taşınmaz malın son beyan dönemine ait emlak vergisi değeri esas alınarak hesap edilir. Bu hükme göre kadastro davaları nisbi harca tabi olur.

2. Yargıtay kararlarında geçen "davalı olarak hazinenin yanında ilgili kamu tüzel kişilerine de husumet yöneltileceğine" dair hükmün dayanağı TMK.m.713'de yazılı " tescil davası hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine...karşı açılır" şeklindeki hükümdür.

İlgili kamu tüzel kişileri sözcüğü ile öncelikle kast edilen taşınmaz belediye sınırları dışında ise köy tüzel kişiliği, belediye sınırları içinde ise ilgili Belediye Başkanlığıdır. Ayrıca taşınmazın sınırında herhangi bir kamu tüzel kişiliğe ait yada sorumluluğunda olan taşınmaz varsa ilgili kamu tüzel kişiliğine de husumet yöneltilir. Örnek verecek olursak; sınırda orman ,çalılık varsa Orman Genel Md.lüğü,karayolu varsa Karayolları Genel Md.lüğü, ırmak,kanal varsa DSİ Genel Md.lüğü de davalı olarak gösterilmelidir.
Teşekkür ederim Yücel Bey. Yalnız bildiğiniz üzere tapuda davalıdır şerhi ada parsel dışında hiçbir şey olmadığı için beyan dönemi emlak vergisi de yok. Bilirkişi raporuna kadar harca esas değer mi göstereceğim? Bir de uyapta dava türü olarak bir şey seçemiyorum. Hep kamulaştırma ve komisyon kararıyla alakalı dava türleri var, ne seçmem gerek?

Son bir şey daha sormak istiyorum. Belediye bu alanı 2015'te "PARK" ilan etmiş. Hatta bunun üzerine müvekkiller yapı kayıt belgesi almışlar imar barışından yararlanıp. Tescil açısından bu sorun olacak mı?
Old 09-04-2022, 09:30   #18
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan norrinradd
Teşekkür ederim Yücel Bey. Yalnız bildiğiniz üzere tapuda davalıdır şerhi ada parsel dışında hiçbir şey olmadığı için beyan dönemi emlak vergisi de yok. Bilirkişi raporuna kadar harca esas değer mi göstereceğim? Bir de uyapta dava türü olarak bir şey seçemiyorum. Hep kamulaştırma ve komisyon kararıyla alakalı dava türleri var, ne seçmem gerek?Son bir şey daha sormak istiyorum. Belediye bu alanı 2015'te "PARK" ilan etmiş. Hatta bunun üzerine müvekkiller yapı kayıt belgesi almışlar imar barışından yararlanıp. Tescil açısından bu sorun olacak mı?
1.Emlak vergisi beyan kaydı bulunmaz ise, dava değerini hakim bilirkişiye tespit ettirecektir.Bu durumda dava değeri olarak yaklaşık bir değer gösterilebilir.

2. Açılacak davanın adı önceki cevaplarımda da bildirdiğim gibi;"tapudaki malik hanesinin doldurulması" davasıdır. Bu ibare uyap sisteminde yer almamış ise, dava adı olarak "kadastro yada tapu tescili "veya benzeri bir adı kullanabilirsiniz. Esasen hukuki değerlendirme hakime ait olacağından sizin kullanacağınız dava adının fazla bir etkisi olamaz. Önemli olan Bu davada TMK.m.713/1 ve Kad.K.m.14'deki şartların müvekkil lehine gerçekleştiğini ileriye sürerek “taşınmazın müvekkil adına tescili ile ,tapudaki malik hanesinin doldurulmasına ve böylece kadastronun tamamlanmasına" karar verilmesini talep etmelisiniz.

3. Açılacak kadastro davası ile, kadastronun yapıldığı tarih itibari ile taşınmazın durumu esas alınarak karar vericektir. Bu yönden sonradan bu yerin imar planında park alanı olarak gösterilmesi tescile (yada fiili el atma varsa mülkiyetin aidiyetinin tespitine) engel teşkil etmeyecektir.

Benim soru konusunda söyleyeceklerim bunlardan ibaret. Başarılar dilerim.
Old 09-04-2022, 14:02   #19
norrinradd

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
1.Emlak vergisi beyan kaydı bulunmaz ise, dava değerini hakim bilirkişiye tespit ettirecektir.Bu durumda dava değeri olarak yaklaşık bir değer gösterilebilir.

2. Açılacak davanın adı önceki cevaplarımda da bildirdiğim gibi;"tapudaki malik hanesinin doldurulması" davasıdır. Bu ibare uyap sisteminde yer almamış ise, dava adı olarak "kadastro yada tapu tescili "veya benzeri bir adı kullanabilirsiniz. Esasen hukuki değerlendirme hakime ait olacağından sizin kullanacağınız dava adının fazla bir etkisi olamaz. Önemli olan Bu davada TMK.m.713/1 ve Kad.K.m.14'deki şartların müvekkil lehine gerçekleştiğini ileriye sürerek “taşınmazın müvekkil adına tescili ile ,tapudaki malik hanesinin doldurulmasına ve böylece kadastronun tamamlanmasına" karar verilmesini talep etmelisiniz.

3. Açılacak kadastro davası ile, kadastronun yapıldığı tarih itibari ile taşınmazın durumu esas alınarak karar vericektir. Bu yönden sonradan bu yerin imar planında park alanı olarak gösterilmesi tescile (yada fiili el atma varsa mülkiyetin aidiyetinin tespitine) engel teşkil etmeyecektir.

Benim soru konusunda söyleyeceklerim bunlardan ibaret. Başarılar dilerim.

Teşekkürler tekrardan. Yalnız kararlarda hep KMK m.30/2 ve 26-27’ye göre tescil yapılacak deniyor. Birkaç karara da baktım onlarda da hep tapulama tutanağının mevcut olduğu durumlarda KMK 14/2’deki şartlara bakıyor. Tapulama tutanağının mevcut olmadığı durumlarda KMK 14/2’nin uygulanacağı konusunda emin değilim tam. Yanlış mı düşünüyorum acaba? Teşekkürler.
Old 15-04-2022, 12:47   #20
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan norrinradd
Teşekkürler tekrardan. Yalnız kararlarda hep KMK m.30/2 ve 26-27’ye göre tescil yapılacak deniyor. Birkaç karara da baktım onlarda da hep tapulama tutanağının mevcut olduğu durumlarda KMK 14/2’deki şartlara bakıyor. Tapulama tutanağının mevcut olmadığı durumlarda KMK 14/2’nin uygulanacağı konusunda emin değilim tam. Yanlış mı düşünüyorum acaba? Teşekkürler.

Kadastro K.m. 26 Kadastro Mahkemesinin görev ve yetkisini düzenleyen bir maddedir.27.m. kadadstro tutanaklarının eksik idari işlemlerinin hakim tarafından tamamlanacağını öngörmekte, 30/2.m. ise kadastro davasında deliller ve hakimin takdir hakkını düzenlemektedir.Kısacası her üç madde usul hükümleri ile ilgilidir. Tabii ki dava dilekçesinin açıklama bölümünde kadastro hakimini ilgilendiren bu usul hükümlerinden söz edebilirsiniz.

Ne var ki, siz bu davada kadastro tutanağının düzenlettirerek taşınmazın herhangi bir kişi adına tescilini talep ediyor değilsiniz. Dava açmanızın gayesi parselin müvekkiliniz adına tescilini sağlamaktadır.Kadastro mahkemesi tutanak ne şekilde düzenlenmiş ise ona göre karar vermez. Tutanağın doğru olup olmadığını araştırarak,iddiayı da gözeterek kim tescile hak kazanmış ise onun adına tescil kararı verir. Bunun içinde müvekkilinizin hangi hukuki ve fiili nedenle taşınmazın mülkiyetini kazandığını açıklamak ve ispat etmek zorundasınız.Başka anlatımla iddianızı somutlaştırmak durumundasınız.

Mülkiyetin kazanımı için dayandığınız neden " taşınmazdaki müvekkilinizin çekişmesiz ve aralıksız en az 20 yıl malik sıfatıyla süren zilyetliğininin varlığı " olmalıdır. Zilyetlik ile mülkiyet kazanımının koşulları TMK.713/1 ve Kad.K.m. 14'de düzenlendiğinden önceki cevaplarımda; ".. Bu davada TMK.m.713/1 ve Kad.K.m.14'deki şartların müvekkil lehine gerçekleştiğini ileriye sürerek taşınmazın müvekkil adına tescili ile ,tapudaki malik hanesinin doldurulmasına ve böylece kadastronun tamamlanmasına[ “ karar verilmesini talep etmenizi tavsiye ettim.

Ben kişisel görüşümü söylüyorum. Durumun değerlendirilmesi ve takdiri size aittir.
Old 21-05-2022, 15:50   #21
norrinradd

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Kadastro K.m. 26 Kadastro Mahkemesinin görev ve yetkisini düzenleyen bir maddedir.27.m. kadadstro tutanaklarının eksik idari işlemlerinin hakim tarafından tamamlanacağını öngörmekte, 30/2.m. ise kadastro davasında deliller ve hakimin takdir hakkını düzenlemektedir.Kısacası her üç madde usul hükümleri ile ilgilidir. Tabii ki dava dilekçesinin açıklama bölümünde kadastro hakimini ilgilendiren bu usul hükümlerinden söz edebilirsiniz.

Ne var ki, siz bu davada kadastro tutanağının düzenlettirerek taşınmazın herhangi bir kişi adına tescilini talep ediyor değilsiniz. Dava açmanızın gayesi parselin müvekkiliniz adına tescilini sağlamaktadır.Kadastro mahkemesi tutanak ne şekilde düzenlenmiş ise ona göre karar vermez. Tutanağın doğru olup olmadığını araştırarak,iddiayı da gözeterek kim tescile hak kazanmış ise onun adına tescil kararı verir. Bunun içinde müvekkilinizin hangi hukuki ve fiili nedenle taşınmazın mülkiyetini kazandığını açıklamak ve ispat etmek zorundasınız.Başka anlatımla iddianızı somutlaştırmak durumundasınız.

Mülkiyetin kazanımı için dayandığınız neden " taşınmazdaki müvekkilinizin çekişmesiz ve aralıksız en az 20 yıl malik sıfatıyla süren zilyetliğininin varlığı " olmalıdır. Zilyetlik ile mülkiyet kazanımının koşulları TMK.713/1 ve Kad.K.m. 14'de düzenlendiğinden önceki cevaplarımda; ".. Bu davada TMK.m.713/1 ve Kad.K.m.14'deki şartların müvekkil lehine gerçekleştiğini ileriye sürerek taşınmazın müvekkil adına tescili ile ,tapudaki malik hanesinin doldurulmasına ve böylece kadastronun tamamlanmasına[ “ karar verilmesini talep etmenizi tavsiye ettim.

Ben kişisel görüşümü söylüyorum. Durumun değerlendirilmesi ve takdiri size aittir.
Çok teşekkürler Yücel Bey. Ben de sizin aktardığınız fikirler çerçevesinde düşünüyorum. Aşağıda bir kararı paylaşmak istiyorum. Bu kararda; ihya olmadan zilyetlik koşulları başlanmaz ve md14 uygulanmaz deniyor. Ayrıca tüm kararlarda tutanak ihya ettirilip ona göre tescil sağlanmalıdır diyor, tutanak ihya ettirildikten sonra md14 şartlarını değerlendir demiyor dikkatimi çekti bu da o yüzden kafam karıştı. Aşağıdaki örnek karara baktığımda da önceki kararlarda yargıtayın neden tutanak ihyasından sonra md14’ü uygula demediğini anlıyorum sanırım çünkü zilyetlik koşulları başlamaz tutanak ihya edilmeden. Yanlış mı anlıyorum yoksa kaçırdığım bir yer mi var? Çok teşekkür ederim.

Yargıtay 16. HD., E. 2016/307, K. 2018/4802 sayılı, 18.09.2018 tarihli kararında: “… Mahkemece çekişmeli parsellerde 3402 sayılı Yasa'nın 14.maddesi gereği zilyetlikle iktisap şartları oluştuğu ve iktisaba engel teşkil edecek bir unsur olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, hüküm dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Keşif sırasında çekilip dosyaya eklenen fotoğraflara göre çekişmeli parsellerde teraslama yapılmış olmakla birlikte, dava konusu taşınmazların imar-ihyasının tamamlanmadığı anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Yasa'nın 14. ve 17.maddeleri gereğince, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilmesi için, imar-ihyasının tamamlanmasını MÜTEAKİP çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğin ekonomik amaca uygun şekilde sürdürülmesi zorunludur. Ne var ki, mahkemece yapılan çekişmeli parsellerde imar-ihya tamamlanmadığı ve davacı lehine zilyetlikle edinme koşulları gerçekleşmediğine göre davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi…
Old 26-05-2022, 07:43   #22
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Tüm kararlarda geçen "tutanağın ihyası " ifadesi ile, Kadastro K.m.17'de geçen "imar ve ihya sözcüğünü birbirinden ayırmak gerekir.

"kadastro (tapulama) tutanağının ihyası ifadesi ile tutanağın yenilenmesi (yeniden düzenlenmesi) anlatılmak istenmiştir. Sizin son olarak bildirdiğiniz yargıtay kararında geçen "imar ve ihya ise, taşlık,çalılık gibi devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerin, masraf ve emek sarfı ile tarıma elverişli hale getirilmesi anlamındadır.
Old 04-04-2023, 12:02   #23
norrinradd

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Tüm kararlarda geçen "tutanağın ihyası " ifadesi ile, Kadastro K.m.17'de geçen "imar ve ihya sözcüğünü birbirinden ayırmak gerekir.

"kadastro (tapulama) tutanağının ihyası ifadesi ile tutanağın yenilenmesi (yeniden düzenlenmesi) anlatılmak istenmiştir. Sizin son olarak bildirdiğiniz yargıtay kararında geçen "imar ve ihya ise, taşlık,çalılık gibi devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerin, masraf ve emek sarfı ile tarıma elverişli hale getirilmesi anlamındadır.
Anladım teşekkür ederim ancak bir konuyu merak ediyorum. Mahkeme tapu ve kadastroya müzekkere yazdı ve müzekkere yazı cevaplarında tapulama tutanağının kayıp olduğu ve bulunamadığı belirtildi. Hakimle duruşma sırasında görüştüğümde, bir sonraki celse keşif olacak dedi. Ancak Yargıtay kararlarına göre önce tapulama tutanağının yeniden ihya ettirilmesi gerekmiyor mu? Yani keşif yapılmadan önce tapulama tutanağının ihya ettirilmesi için tapu ve kadastro müdürlüğüne müzekkere mi yazılması gerekirdi? Kanun yolu incelemesinde eksiklikten ötürü kararın kaldırılmasını veya bozulmasını istemiyorum çünkü. Çok teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
TMK.713/2 göre kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap? advokat34 Meslektaşların Soruları 0 30-05-2014 20:02
olağanüstü zamanaşımı gökhan demir Meslektaşların Soruları 7 14-08-2012 10:41
Olağanüstü zamanaşımı ile iktisap mı yoksa mirasçıların satışı mı ? Erdem Karaağaç Meslektaşların Soruları 1 06-04-2012 13:31
Olağanüstü zamanaşımı nedeni ile iktisap. Tescil Davası Av.SÖZEN Meslektaşların Soruları 3 06-08-2010 13:33
Kadastro geçmişse sicildışı zamanaşımı ile iktisap mümkün mü Müddeiumumi Meslektaşların Soruları 4 03-05-2007 06:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09879398 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.