Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ananın Üzerine Kayıtlı Çocuğun Nesebini Ret Etmesi Için Hak Düşürücü Bir Süre var mıdır?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-07-2017, 00:13   #1
AHMET01

 
Varsayılan Ananın Üzerine Kayıtlı Çocuğun Nesebini Ret Etmesi Için Hak Düşürücü Bir Süre var mıdır?

Değerli meslektaşlarım, müvekkile analığı üzerine kayıtlıdır. Analığı 20-30 yıldır bu duruma göz yummuştur. Daha doğrusu kocası sağken kocasının önceki eşine ait olan çocuğunun kendi üzerine kayıt yaptırmasına rıza göstermiştir. Kocası ölünce kötü niyetle kendi mirasının buna kalmaması ve öz çocuğuna kalması için nesebin reddi davası açmıştır.

Babalar yönünden bu tür davaların açılmasında öğrenmeden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre mevcuttur. TMK md. 289 aynen şöyledir: “Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl, (…) (1) içinde açmak zorundadır. (1)

Çocuk, ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır.

Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.”

Ana için bir süre bulamadım. Onun için de bir hak düşürücü süre var mıdır? Bu konuda Yargıtay kararları da varsa paylaşırsanız çok memnun olurum. Burada hakkın kötüye kullanılması olduğunu düşünüyorum. Davanın reddini talep etmenin yanı sıra sayın mahkemenin bu talebimizi kabul etmesinin mümkün olmaması durumunda müvekkile lehine maddi ve manevi tazminatı bu dava içerisinde bir karşılık dava olarak talep edebilir miyim? Değerli katkılarınız için şimdiden teşekkür ederim
Old 17-07-2017, 07:16   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1.) Dava soybağı davası olmayıp nüfus kayıt düzeltilmesi davası niteliğindedir ve süreye tabi değidir.

Tmk.madde 286 ve müt.maddelerinde düzenlenen “soybağının reddi” davası 285.maddede öngörülen babalık karinesini çürütme gayesini taşıyan bir davadır. Analık konusundaki iddialar soyabağının reddi davasının konusunu teşkil etmez. Bu durumda açılan dava soybağı ile ilgili bir dava değil nüfus kayıt düzeltilmesi davası niteliğindedir ve süreye tabi değildir.( Bkn http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=1525 deki yazımız , diğer yazılar , Yargıtay kararları ve bilimsel görüş )

2.) Keyfiyet hak arama özgürlüğü çerçevesinde ele alınabilir

Davacının dilekçesinde ,alışılmışın dışında küçük düşürücü, hakaret ya da iftira teşkil edici , haksız fiil veya kişilik haklarına saldırı sayılabilecek bir ifade yer almamış ise sırf dava açtı diye tazminat ile sorumlu tutulamayacağı ,keyfiyetin Anayasa ve AİHS'de düzenlenen hak arama özgürlüğü çerçevesinde değerlendirileceği kanısındayım.
Old 18-07-2017, 00:24   #3
AHMET01

 
Varsayılan

Sayın Üstadım Yücel KOCABAŞ,

Değerli katkınız için çok teşekkür ederim. Böyle özel bir konuda verdiğiniz bilgiler gerçekten çok makbule geçti. Müvekkile, analığının başka bir deyimle resmi anasının kaydından çıkmak istemiyor. Hele biyolojik anasının kaydına hiç yazılmak istemiyor. Fakat verilen bilgilere bakıldığında pek yapılacak bir şey de gözükmüyor. Bu davayı görevsizlikten iptal ettiririz. Fakat nüfus kaydının düzeltilmesi davası açtıklarında her halükarda davayı kazanacaklardır. Durum öyle gözüküyor. Bu konuda özel tavsiyeleriniz varsa almak isterim. Örneğin ana 25-30 yıl resmi kayıtlara bilerek göz yumuyor, bir eş anlatımla kaydı benimsiyor. Herkes gerçek ana olarak öğreniyor. Müvekkile yıllarca sırf bundan dolayı ona özel bir minnet ve saygı duyuyor. Bu kapsamda hizmetlerde bulunuyor. Şimdi müvekkileyi kaydından çıkarması hakkın kötüye kullanımı değil mi? Manevi tazminat davası açalım mı? Tekrar teşekkür eder, saygılar sunarım.
Old 18-07-2017, 09:52   #4
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Sayın AHMET01,
Teşekkür ederim.
Tabii ki; kişiye tanınan yasal hakların bir de kötüye kullanılmaması gerekliliği kuralı da var. Ben bildiklerimi genel çerçevede ifade edebiliyorum.Size şöyle yapın böyle yapın diye bir tavsiyede bulunabilecek konumda değilim. Muhakkak ki, işin içinde olan ve durumu en iyi değerlendirecek olan sizsiniz.Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Old 20-07-2017, 04:45   #5
AHMET01

 
Varsayılan

Sayın Üstadım Yücel KOCABAŞ,

Tekrar çok teşekkür eder, saygılar sunarım.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tenkis davasında bir yıllık hak düşürücü süre üzerine Av.Sait Köseoğlu Meslektaşların Soruları 1 08-09-2015 14:31
İtirazın İptali Davası için Öngörülen Hak Düşürücü Süre Kaçırılırsa, Gidilebilecek Hukuki Yol ? arif sadi Meslektaşların Soruları 3 17-06-2014 14:37
Babalık Davası İçin Öngörülen 1 Yıllık Hak Düşürücü Süre Anayasa Mahkemesi Tarafından İptal Edildi Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 0 29-03-2013 16:17
Evlİlİk DiŞi DoĞan Ve Babanin NÜfusuna Kayitli ÇocuĞun Velayet Durumu SEDEF ATACAN Meslektaşların Soruları 1 21-05-2011 07:59
basın yasası madde 14teki 15 günlük süre hak düşürücü süre midir? Av.HandeSahici Meslektaşların Soruları 2 08-05-2009 15:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04852104 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.