Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Kadının Kabusu : Taciz

Yanıt
Old 15-04-2007, 10:42   #91
üye15905

 
Varsayılan

Habibe Hanım,

Almanya'dan dönüp stajıma başladığımda Sirkeci Adliyesinde Aile Mahkemelerindeki psikologlar ile görüşmek istedim.
Ne yazık ki çoğu zaman ilgili şahısları bulamadım.Aklıma hemen Almanya'daki düzen geldi.G
Felsefe ve açılımlarına önem vermeyen bu ülkede katkı olarak düşünülen çok şey sözde kalmaktadır.
Ama yazdıklarınız için teşekkürü borç bilirim.
Old 10-08-2007, 15:02   #92
Konuk

 
Varsayılan Sorunlar ve çözümleri

Sn. Habibe Yılmaz Kayar
2 gündür bir konuk tarafından ortaya atılmış konu çerçevesinde gelişen tartışmaları izlemekteyim.
Soruna kadın hakları, kadınların toplumumuzdaki sosyo-ekonomik durumlarına değinen, eleştiren çözümler arayan yaklaşımlarınızı ve özellikle bu konuda Sn. Konyalı (yazdıklarının %90' ı latife de olsa) ile girişmiş olduğunuz tartışmalarınızı takip ettim.
Ancak bir yandan da biz hukukçuların pek çok kez "tartışmanın dayanılmaz hafifliği" içerisinde konudan genel bir uzaklaşmayı, mahrecin dışına çıkmışlığı da izledim.
Şöyle ki;
Bence sayın konuğun ortaya attığı sorunun soruluş biçemi ve konuğun maksadı dikkate alındığında hukuk içerisinde bir çözümü yok, zira kendisinin de açıkça ifade ettiği gibi "İŞİNİ KAYBETMEK İSTEMEYEN" bir mağdur ile karşı karşıyayız.
Konuğun sorusunda yer alan "işimi kaybetmek istemiyorum" kolozu/şartı bence konuğun sorununa hukuk içerisinde bir çözüm bulmayı imkansız hale getiriyor.
Sizin mesleğini seven hukukçu, üstelikde bir kadın olmanın verdiği duygusallık dahilinde can siperhane bir çaba ile soruna hukuk kuralları içerisinde getirmeye çalıştığınız her çözüm de mutlaka bu "işimi kaybetmek istemiyorum" duvarına çarpmaya mahkum gibi görülüyor.
Aslında ben bu tür soruların cevaplarının da yada sorunun hukuk çerçevesinde bir cevabının olmadığının da soruyu bizzat soranlar tarafından önceden bilindiği kanısındayım. Hatta zaman zaman bu kanımı biraz daha ileri götürerek bu tür soruların tamamının olmasada hiç olmazsa bir kısmının "hadi taşı atalım bakalım nasıl çıkaracaklar" gibi muzip bir kasıtla yöneltildiğini düşünüyorum.
Bence sayın konuğun sorusuna bir profesyonel hukukçu olarak kanımca verilmesi gereken en kestirme ve en doğru yanıt, işini kaybetmeyi göze almadığı sürece sorununa çözüm bulmanın mümkün olmadığından ibarettir.
Saygılarımla
Old 10-08-2007, 15:30   #93
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan İşyerinde Cinsel Taciz

Kahdem de yayınlanan bir soru ile devamı yanıtları,konu ile ilgisi bakımından buraya taşıdım:

Konuk tarafından sorulan soru:
Alıntı:
İşyerinde Cinsel Taciz
Selamlar,

Çalışan bir kadınım .Fakat işyerinde işveren tarafından rahatsız ediliyorum.Fakat artık dayanılmaz boyutlara geldi.

İşimi kaybetmek istemiyorum.

Ne yapabilirim?

Verilen yanıtlar:

Alıntı:
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=18441

Son yanıt başka bir konuk tarafından verilmiştir.

Tartışmaya burada devam etmekte yarar var.Zira Kahdem tartışma için uygun bir alan değil.

Ne dersiniz,taciz mağduru işini kaybetmeyi göze almalı m ı?
Old 10-08-2007, 16:11   #94
Toygar Yavuzcan

 
Varsayılan Kanun/Düzen/Adalet

Sn. H.Y.K.
Yargıtayın delilsiz ceza verme kararının, yol açabileceği farklı sonuçları düşündükçe bir hukukçu tarafından onaylanmasını kınıyorum.

"Bir suçsuzu mahküm edeceğinize, bırakın bin suçlu serbest gezsin".
Old 10-08-2007, 21:23   #95
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

İşçi-işveren ilişkisi güvene dayanan bir ilişkidir ve bu sarsıldığında fesih hakkı tanınmaktadır. Ama ben hem tacize uğramak istemiyorum hem de derhal haklı feshin bana getirdiği olanaklara karşın işimden ayrılmak istemiyorum denilebilir ama ne yazık ki bunun gerçekleşmesi çok zor. Bu durumda kadın haklarını aramalı ve işsiz kalmayı göze almalıdır. Göze almadığı her gün onun daha çok zarara uğramasına neden olur diye düşünüyorum.
Old 10-08-2007, 21:30   #96
Av.Turan

 
Varsayılan

ben kanunun kendisine haklı nedenlerle fasih hakkı tanıdığı halde bunu kullanmak istemeyip ısrarla taciz edildiği yerde çalışmak isteyen kişiyi anlayamıyorum. sanırım bu durumda ya namusu için işini yada işi için namusunu feda etme durumu arasında seçenek yapmak zorunda kalacak. ama iş yerinde kalma ısrarını anlamış değilim. ne nedenle olursa olsun delilsiz karar verilmesi taraftarı değilim ve OLAMAM. bir hukukçunun bu yolu açmasını da anlayamam.
acaba yarın bu yol başka davalarda da açılırsa ve bu durumu savunan kişini kendi başına benzeri bir olay gelse tepkisi ne olacak???
Old 10-08-2007, 21:33   #97
Toygar Yavuzcan

 
Varsayılan

Yukarıda görülen 54 nolu mesajı da ben yazmıştım ancak sitemden düşmüş olmam gerekir ki mesaj siteye bir konuk tarafından gönderilmiş gibi işlenmiş.
Düzeltmek istedim
Saygılarımla
Toygar Yavuzcan
Old 10-08-2007, 22:42   #98
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Alıntı:
ben kanunun kendisine haklı nedenlerle fasih hakkı tanıdığı halde bunu kullanmak istemeyip ısrarla taciz edildiği yerde çalışmak isteyen kişiyi anlayamıyorum.

Cinsel tacize maruz kalan kadın iş yerinden ayrılmalı mıdır?
Hem işine devam etsin,hem güven içinde olsun seçeneğini hayata geçirmenin zamanı gelmedi mi?

Tacize uğrayan değil,tacizcinin bazı sonuçlara katlanması gerekmez mi?

Planlanmamış zamanda işi bırakmak lüksüne kaç kişi sahip?

Ödenmesi gereken kira,banka taksiti,çocukların masrafı varsa,veya kronik hastalık sebebi ile tedavi giderlerini karşılamak için bir sosyal güvenlik sistemi içinde olmak gerekiyorsa Örneğin haftada iki kez dializ makinesine bağlanmak gerekiyorsa,hiv tanısı almış ve mutlaka ilaç almak gerekiyorsa..Vs.vs.

Düşünelim.....

Alıntı:
Cinsel taciz, tüm ülkelerde1olduğu gibi Türkiye'de de son derece yaygın ve ciddi bir sorundur ve mağdurları genellikle kadınlardır.

Mağdurların psikolojik ve fiziksel sağlığı, toplumsal ve ekonomik yaşamı, işteki verimliliği, yükselmesi üzerinde son derece yıkıcı etkileri olan cinsel taciz, hukuksal olarak da mağdurların :
Kişilik haklarının (AY.m.12, 17, 19, 20; MK.m.23, 24, 24/a; BK.m.47, 49;

TCK.m.414, 415, 416, 419, 421, 426, 428, 480, 482, 547, 576;
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi; İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması Avrupa Sözleşmesi; BM Medeni ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme),

Elverişli koşullarda/elverişli bir ortamda çalışma haklarının (AY.m.50/2; İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, m.23/1; BM Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi, m.7; BM Kadınlara Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Bildirgesi, m.3),

Çalışma hak ve özgürlüklerinin (AY.m.49/1, 48/1; İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (m.23/1); BM Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi (m.6/1); Avrupa Sosyal Şartı (m.1/2); UÇÖ'nün Hedef ve Amaçlarına İlişkin Bildirge (Filadelfia Bildirgesi) (m.2/1); İstihdam Politikasına İlişkin 122 Sayılı UÇÖ Sözleşmesi (m.1(1) (2) (c)); Hizmet İlişkisine İşveren Tarafından Son Verilmesi Hakkında 158 Sayılı UÇÖ Sözleşmesi) ihlalidir

Ve kadınlara yönelik olduğu zaman cinsiyete dayalı (AY.m.10/1; İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (m.1, 2); BM Medeni ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme (m.2, 26); BM Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi (m.3), BM Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi; BM Kadınlara Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Bildirgesi; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (m.14); Avrupa Sosyal Şartı (m.1/2), Filadelfia Bildirgesi (m.2/1);

Çalışma ve Meslek Bakımından Ayrımcılığa İlişkin 111 Sayılı UÇÖ Sözleşmesi; 122 Sayılı UÇÖ Sözleşmesi (m.1/2 (c)); 142 sayılı İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesinde Mesleki Rehberlik ve Mesleki Eğitim Hakkında UÇÖ Sözleşmesi (m.1(5), 2, 4); nin ihlali niteliğindedir.
Yazan : Yard.Doç.Dr. Kadriye Bakırcı
İTÜ Işletme Fakültesi Hukuk Anabilim Dalı

http://www.turkhukuksitesi.com/makale_25.htm
Old 11-08-2007, 20:32   #99
Av.Turan

 
Varsayılan

daha ii bir çözümünüz var mı acaba? bende size bir örnek vereyim. çalıştığı işyerinin kadın patronunca taciz edilen erkekler de var. bunları da içine katıp bana bir çözüm örneği verirseniz bende seve seve tavsiyede bulunacağım.
ayrıca anlayamadığım bir nokta daha var. bir tarafta cinsel özgürlük diye savunup, erkekler de cinsel baskı altındadır diye yazarken diğer tarafta tacizden korunalım diye yazmaya pek anlam veremiyorum. bence her iki taraf açısından da cinselliğin de bir sınırı olmalı. olmadıkca taciz de kaçınılmaz olur.
taciz zamana yayılan bir harekettir. birden bire ortaya çıkmaz. o nedenle de kadın bunu en baştan hissedip ona göre tedbir alabilir. bu durumda işten ayrılmak beklenmeyen zaman olmaz düşüncesindeyim.
tacizi hiç bir şekilde tasup etmem. bence gayri ahlaki bir harekettir. ama malesef bazı kadınlarımız da erkeklerimiz de bu hareketin faiili olmaktadır. o nedenle de bu suç toplumsal suçtur. çaresi delilsiz cezalandırma olamaz. tek çaresi ahlak değerlerimize sahip çıkmamız olmalı bence.
Old 26-12-2007, 12:42   #100
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Almanya'da Türk Vekile Taciz

Almanya'da Türk vekile taciz


Almanya'nın Bremen Eyalet Parlamentosu'nun Türk asıllı milletvekili Şirvan Çakıcı, Sol Parti'nin üst düzey yöneticisi Manfred Steglich'in tacizine uğradı. Çakıcı, tacizi parti yönetimine aktarınca skandal patladı.


Almanya'nın Bremen Eyalet Parlamentosu Sol Parti Grup Başkanvekili 27 yaşındaki Şirvan Çakıcı'ya karşılıksız aşk duyguları besleyen Sol Parti idari yöneticisi sosyal bilimci Steglich, "sensiz yaşayamam", "Bana soğuk davranmak çok acı veriyor" gibi çok sayıda duygusal SMS gönderdi.


Partiden kovuldu
Çakıcı'nın defalarca kendisini uyarmasına rağmen takıntısından vazgeçmeyen Steglich parti tarafından da uyarıldı. Durum değişmeyince Sol Parti Eyalet Parlamentosu yönetimi Steglich'i iş ve partiden ihraç etme kararı aldı. İki çocuk babası Manfred Steglich (50) partiden de, işinden de kovuldu.

Kemal DOĞAN / BREMEN

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/792...id=180&sz=8513
Old 27-12-2007, 09:46   #101
yağmurdamlası

 
Varsayılan :(

Taciz ne yazık ki hergün karşılaşılabilecek bir durum haline geldi.Ama şunu da görüyorum ki taci anında çevredeki vatandaşların da tepkisizliği var.Müdahale etmek ya da tacizciyi yakalamak gibi bir eğilimleri yok... Sadece''vah vah,yazık,ay ne kötü vs''gibi acındırıcı cümleler safediyorlar bunları söyleyeceklerine harekete geçebilirler bunlar yardım değil bence...
Old 03-01-2008, 14:09   #102
Av.Yasar SALDIRAY

 
Varsayılan Bİr Yil GeÇtİ Ama ???

Bir koca yıl geçti;fakat geçen yıl televizyonda izlediğim görüntülerin benzerini bu yıl da izledim...

Old 04-01-2008, 19:24   #103
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Taksim'de Tacizden "Kadın Hak Edebilir" Diyen Tüm Erkekler Sorumlu


Doç. Dr. Sezgin, yılbaşındaki taciz olaylarının toplumda varolan kadına yönelik bakıştan kaynaklandığını söyledi. "Yabancı, gece dışarı çıkan kadın tacizi hakeder, diye düşünüyor erkekler. Çözüm kadın-erkek eşitliğinde."

BİA Haber Merkezi

02 Ocak 2008, Çarşamba


Erhan ÜSTÜNDAĞ
"Kadına yönelik tacizin hiçbir şekilde ve hiçbir zaman kabul edilemez olduğu ve bunun bir yaptırımı olduğu bilincinin yerleşmesi lazım. Bu bireysel değil, toplumsal bir sorun."

Kocaeli Üniversitesi Travma Birimi'nden Doç. Dr. Ufuk Sezgin, bu yıl da Taksim'deki yılbaşı kutlamalarında yaşanan kadınlara yönelik taciz olaylarını önlemek için, kadına bakışın değişmesini sağlayacak uzun soluklu bir mücadele gerektiğini söyledi.

31 Aralık gecesi yaşanan olaylar sırasında beş kişi gözaltına alındı. Tacize uğrayan Avustralyalı kadınlar şikayetçi olmayınca zanlılar 57 YTL para cezasıyla serbest kaldı. İran uyruklu bir zanlıysa sınır dışı edilmek üzere Yabancılar Şube Müdürlüğü'ne sevk edildi.

Geçen yıl da mağdur kadınlar şikayetçi olmadığı için adli işlem yapılmamış; hukukçu Hülya Gülbahar bu durumu eleştirmişti.

"Kadın tacizi hak etti" bakışı
Sezgin, kadına yönelik toplumsal kabullerle ilgili şu tespitleri yaptı:

Akşam dışarı çıkan, biraz da olsa dekolte giyinen, içki içen kadınların tacizi hak ettiği, isteyen herkesle cinsel ilişkiye gireceği gibi bir bakış var.
Yabancı kadınlarla ilgili aynı önyargı çok güçlü toplumda.
Bu önyargılar, kadına yönelik bu bakış, sadece sıradan insanlarda değil, kolluk kuvvetlerinden yargıya kadar her alanda, tüm erkek egemen alanlarda görünüyor. Geçen günlerde bir mahkeme kadının uyruğunu tecavüz iddiasına indirim gerekçesi olarak gösterebildi.
"Erkek korktuğu kadını korkutarak iktidarını gösteriyor"
"Sonuç olarak yılbaşı akşamı Taksim'e insanlar bütün bunları bilerek gidiyor. O yüzden çoğu insan çekiniyor, özellikle kadınlar orada kutlamaya gitmiyor."

Sezgin, toplumsal cinsiyet ayrımcılığının doğumdan itibaren başladığını, eğitim sırasında devam ettiğini, toplumun her alanında göründüğünü söyledi.

"Her erkek bunu yapmıyor ama içten içe varolan durumu meşrulaştırıyorlar. Esprilerle, bahaneler üreterek, suçu kadına iterek. Erkek taciz ettiği kadına güç uyguluyor, iktidarını onun üzerinde bu şekilde yeniden üretiyor. Bilmediği, tanımadığı, korktuğu bir varlık olarak kadını korkutarak iktidarını göstermeye çalışıyor."

Medyaya da sorumluluk düşüyor
Bunu önlemenin yoluysa kadına yönelik toplumsal bakışı değiştirmek ve kadın-erkek eşitliğini toplumsal hayatın her alanında sağlamak.

Sezgin, medyaya da bu anlamda sorunluluk düştüğünü belirtti. "Belki bugün eskisine göre daha duyarlı medya, kadına yönelik şiddetle ilgili kampanyalar düzenleniyor. Ama her gün o gazete sayfalarında kadına yönelik ayrımcı bakış yeniden üretiliyor. Söylediğiyle yaptığı uymuyor medyanın." (EÜ/TK)

url=http://www.bianet.org/index_root.htm
Old 04-01-2008, 19:27   #104
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Cinsel Saldırıya Karşı Kadınlar Bu Gece Taksim'eÇıkıyor

İstanbul Barosu suçun "taciz" değil "cinsel saldırı" olarak nitelenmesini gerektiğini söylüyor. Kadınlarsa bu gece Taksim'de buluşup yılbaşında yaşanan saldırıları protesto edecekler.

BİA Haber Merkezi

04 Ocak 2008, Cuma


Kadınlar bu gece (4 Ocak) saat 22:00'de Taksim Meydanı'nda, yılbaşı gecesi yaşanan cinsel saldırıya onay veren polise ve devlete, saldırının seyircilerine, 57 YTL karşılığı serbest kalan saldırganlara karşı toplanıyorlar.

Hukukçular suçun taciz değil cinsel saldırı olarak nitelenmesi, birkaç kişinin işlemesi nedeniyle nitelikli sayılması ve şikayet aranmaksızın soruşturulması gerektiğini savunuyorlar.

"Taciz değil cinsel saldırı"

Yılbaşı gecesi, İstanbul Taksim meydanında bazı turistlere yönelik olarak geliştirilen cinsel amaçlı hareketler ile daha sonra bu fiile yönelik uygulanan yaptırımın kamuoyunda yol açtığı yaptırımı haklı bulan İstanbul Barosu Başkanlığı, eylemin doğru biçimde nitelendirilmediğini düşünüyor.

Baro eylemin, Ceza Yasası'ndaki (TCK) tanımıyla “taciz” suçunu değil, “cinsel saldırı” suçunu oluşturduğunu düşünüyor.

Baro bu açıklamasını, cinsel taciz suçuyla, vücut bütünlüğüne dokunulmadan, cinsel nitelikli davranışlarla rahatsızlığın tanımlanmasına, oysa eylemin vücut dokunulmazlığını açıkça ihlal edildiği cinsel saldırı suçu olduğuna dayandırıyor.

"Hatta birden fazla kişi tarafından işlenmesi nedeniyle suçun nitelikli hallerinden sayılması gerektiği de son derece açık."
Bu saptamayla, suçun takibinde şikayet koşulunun aranmasına da gerek yok.

Baro Başkanlığı "Her ne kadar, cinsel saldırı suçunun soruşturması için 'şikayet' gerekmekteyse de, suçun nitelikli olması halinde, ayrıca şikâyete gerek bulunmamalıdır. Aksi görüş ceza adaleti ile bağdaşmaz" diyor. (EZÖ/TK)

http://www.bianet.org/index_root.htm
Old 05-01-2008, 12:49   #105
minee.mine

 
Varsayılan

Çok merak ediyorum; bu insanların (tacizcilerin) aileleri , arkadaşları onları televizyonlarda insanlara saldırırken gördüklerinde neler hissediyor ne tepkiler veriyorlar. Bu insanlar tekrar insan içine çıkmaya ; evlerine ,iş yerlerine,akrabalarına,arkadaşlarına,çocuklarına nasıl, ne cesaretle yaklaşabiliyorlar. Bazıları içindeki sapıklığı gizli kapaklı kimsenin görmediği zamanları kollayarak yaparken, bunlar bir de kameraları gördükleri halde sırıta sırıta büyük bir iğrençlikle içlerindeki pisliği büyük bir cesaretle ortaya dökebiliyorlar. Bu nasıl bir güven nasıl bir cesarettir akıl alır gibi değil.
Onları cesaretlendiren sadece üç kuruş ceza ödeyip kurtulacaklarına olan inançları mı yoksa çevrelerinin bu insanları görüp bilmesine rağmen onları kabullenmeye devam edeceklerine olan inançları mı bilemiyorum.
Bu kişilerin yaptıklarını görüp yine de onları kabul edenlere YAZIK!!!!!!! diyorum.Bu kişiler başka bir gün başka bir yerde başkaları tarafından aynı şeylere maruz kalabileceklerini unutmasınlar...
Old 05-01-2008, 14:04   #106
slide

 
Varsayılan

şaşkınlık içerisindeyim..maşallah diyorum sadece..nasıl bir zihniyettir kadın olduğunu unutmayıp yakışan şekilde giyinmek..ya da ahlak kurallarına göre giyinmek..tacizcileri alkışlayack duruma gelmiş bazı arkadaşlar..tacize uğrayan bizlerden biri de olabilirdik..hem de mini etek giyinmemmişken ya da otobüs durağına tırmanmadan...ki zaten tacize uğramamak bu kadar aç barındıran ve topluma göre bastırılmış kadın olmayı seçen insanlar varken mümkün olmamakta...en nezih bulduğunuz semtte mekanda dahi tacize uğrayabilirsiniz..yok efendim yerine göre giyinilmeli yok efendim türk toplumu..bırakalım artık böyle zihniyetlerin arkasına sığınmayı ve insan denilmeyecek yaratıkların ekmeğine yağ sürmeyi...
Old 05-01-2008, 21:51   #107
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Otobüs durağının üzerinde çıkmayı başaran mini etekli bir bayan düşünün ve aşağıda mini etekli bayanı gözleriyle taciz eden bir yığın insan,

Sizce otobüs durağının üzerinde duran bayanın kıyafeti tacize davetiye olur muydu?
O halde,bir de tersini düşünün otobüs durağının üzerine çıkmayı başaran yarı çıplak bir erkek düşünün ve erkeği gözleriyle taciz eden bir yığın kadın...Bu olayın erkeği-kadını farklı olur mu?Ortada suç vardır.Mağdurun cinsiyetinin hiç ama hiç önemi yoktur.Kadının kılık kıyafeti ile uğraşmanın mantığı da yoktur.
Old 05-01-2008, 23:58   #108
Av.Ateş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Yasar SALDIRAY
Bir koca yıl geçti;fakat geçen yıl televizyonda izlediğim görüntülerin benzerini bu yıl da izledim...



Aynı nakarat hep aynı...
Old 06-01-2008, 00:07   #109
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
O halde,bir de tersini düşünün otobüs durağının üzerine çıkmayı başaran yarı çıplak bir erkek düşünün ve erkeği gözleriyle taciz eden bir yığın kadın...Bu olayın erkeği-kadını farklı olur mu?Ortada suç vardır.Mağdurun cinsiyetinin hiç ama hiç önemi yoktur.Kadının kılık kıyafeti ile uğraşmanın mantığı da yoktur.

Bu ifadeler bana biraz popülist geldi

mesajın tamamına bakmak lazım.

Kolay gelsin...
Old 06-01-2008, 00:29   #110
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Alıntı:
Bu ifadeler bana biraz popülist geldi

mesajın tamamına bakmak lazım
İfademde popülizmden eser değil, emare bile yoktur
Old 06-01-2008, 01:32   #111
üye10245

 
Varsayılan

kınamanın ötesinde bişyler yapılmalı bence.
"eğitim şart" demekte yetmez.
ben bir erkek olarak korktum! bayanlar ne yapsın?
yazık, çok yazık!
Old 06-01-2008, 09:14   #112
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Kadınlardan 'taciz' eylemi

Kendilerini 'Feminist Grup' olarak adlandıran kadınlar, yılbaşı gecesi yaşanan taciz olaylarını protesto etti.


RADİKAL - İSTANBUL - Yılbaşı gecesi yaşanan taciz olaylarını protesto eden kadınlar, önceki akşam Taksim'de eylem yaptı. 'Giysim sarkıntılığa davetiye değildir' pankartı açan ve kendilerini 'Feminist Grup' olarak adlandıran kadınlar, 'Kabahat değil taciz', 'Sokaklar bizimdir' şeklinde sloganlar atarak, Galatasaray Lisesi önüne yürüdü. Yürüyüş sırasında protestocular, cadde üzerindeki kadınlara, 'kendilerini tacizden korumaları için' mor iğne dağıttı.


Bazı erkekler de protestocu kadınlara destek verdi. Grup basın açıklamasında, "31 Aralık gecesi kameralar önünde hemcinslerimiz yüzlerce erkek tarafından saldırıya uğradı. TCK'nın 102. maddesinde net olarak belirtilen suç (cinsel saldırı) hepimizin gözü önünde işlendi" dedi. Açıklamada kamusal alanda gerçekleşen taciz suçlarıyla ilgili kovuşturma yapılabilmesi için aranan şikâyet koşulunun kaldırılması gerektiği savunuldu

06/01/2008
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=243576
Old 06-01-2008, 13:07   #113
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Ara bir sokakta elinizde dosyalarınız, çantalarınızla yürürken laf atılması... Tanıksız ortamda kimlik erozyonu. Üzerinizdeki kalın ve uzun paltonuz, elinizde dosyalarınızla tacize davetiye "sıfır". Hatırlıyorum, üniversitedeyken kısa eteği yaşamımdan çıkarmıştım, çünkü ne zaman kısa etek giysem, o gün anormal seyrediyor, yurda ağlamaklı ve kendimi suçlar halde dönüyordum. Kişisel önlemlerin, yalnızca sokaktaki tacizi dahi önlemeye yetmeyeceğini, asıl sorunu kavrayamadığımız yıllar.

Çok acıklı bir durum, bugün ilkokula giden bir kızım var. Aynı sokakta iki de lise var. Etüt çıkışında lisenin çıkışıyla denk geldiğimiz bir gün, kalabalık bir erkek öğrenci grubu arabaya yol vermemek ve tuhaf tuhaf gülümsemeler eşliğinde alenen tacizde bulunuyor. Biraz erken yaşta evlenseniz, çocuğunuz olabilecek yaşta çocuklar bunlar. Refleks halinde ilk bakışınız da zaten bu, yüzdeki tuhaf yılışıklığı kavradığınızda terörize oluyorsunuz. Arabadan inip dünyayı dar etmeniz işten bile değil. Sonra öğrenci çocuğunuz aklınıza geliyor. Bir kadın için çocukken de yetişkin de yaşamak zor diye düşünüyorsunuz. Asıl tuhaf gelen, tacizcilerin de birer anne evladı olması. Kimi suçlamak gerekiyor, emin değilim. Yetiştirenlerin evlerinde nasıl bir tablo hakim, doğuranı suçlayabilir misiniz, bilemiyorum.

Gelinen son konjonktürde, kadının yeri yeniden tartışılırken, zaten karışık olan hastalıklı düşüncelerin ne hale geleceğini ve sonuçlarını kestirmeye çalışmak doğrusu insanı endşelendiriyor.
Old 06-01-2008, 14:51   #114
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Eşim acil doktoru olarak çalıştığı için ay içersinde ortalama 7-8 gün 24 saat esasına göre nöbet tutuyor.Gece yarısı hastanaye gelen potansiyel olay çıkartmayaya eğilimli kişiller kadın doktoru görünce daha bir hiddetlenip,saldırgan oluyorlar.Tabii ki ben de gece yarısı olay mahalline intikal ediyorum.Eşimin erkek meslektaşlarının nöbetlerinde hakaret ve saldırı olayları daha az.Bir meslek grubunu tanımlamak için değil,insan faktörü için belirtmek isterim ki kadını güçsüz görmek isteği veya öyle kabullenmek arzusu toplumda maalesef ki bir takım insan kılıklı soytarıların aklına yerleşmiş durumdadır.
Old 09-01-2008, 08:27   #115
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Yılbaşı tacizi yasa doğuracak


RADİKAL - ANKARA - Yılbaşında İstanbul Taksim Meydanı'nda yaşanan ve 'youtube'la dünya âleme izletilen 'taciz' kanun değişikliği doğurdu.

DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, cinsel taciz olaylarının şikâyete bağlı olmaksızın takip edilmesi, tacizciye altı ay-iki yıl, toplu tacizde ise iki-beş yıl hapis cezası uygulanması için TBMM Başkanlığı'na kanun değişikliği teklifi sundu.

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin de, TCK'nın cinsel tacize ilişkin 105 maddesinin degişitirilmesi için çalışma yapıldığını açıkladı. Şahin şikayet olmadan tacizle ilgili savcının resen dava açamadığını belirterek, yasayı 'bir düzenleme yapılabir mi' diye Kanunlar Genel Müdürlüğüne gönderdiğini söyledi.09/01/2008

http://www.radikal.com.tr/haber.php?...rih=09/01/2008
Old 11-01-2008, 11:41   #116
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sosyalist tacize isyan

Tacizde bulunduğu gerekçesiyle görevinden uzaklaştırılan Genel Başkan Yardımcısı Atilla Kaya'nın bir süre sonra görevine iade edilmesi üzerine Sosyalist Demokrasi Partisi'nden 229 kadın istifa etti. 'Buranın suyu çıktı' diyen Mihri Belli de SDP ile yollarını ayırdı.


BEHÇET GÜNGÖR ANKARA
Sosyalist Demokrasi Partisi'nde ki "cinsel taciz' skandalı partiyi böldü.

Partinin Genel Başkan yardımcısı Atilla Kaya partili iki kadına cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla partiden uzaklaştırdı. Ancak Parti yönetimi tacizin üzerinden belli bir süre geçtikten sonra Atilla Kaya'nın da aralarında bulunduğu eski isimleri partiye tekrar davet etti.

Yönetimin bu kararı partilileri isyan ettirdi. Partili 229 kadın, yönetimin bu kararına tepki göstererek istifa etti. Partili kadınlara Türkiye'nin en tanınmış sosyalisti Mihri Belli de destek vererek partiden istifa etti.

Devamı :
http://www.yenisafak.com.tr/politika...08&c=2&i=92631
Old 11-01-2008, 17:06   #117
Atahun

 
Varsayılan

Sayın KAYAR ; haberin doğruluğunu kabul ederek ifade ediyorum durum gösteriyor ki, taciz' in eğitimle, sosyal konumla, siyasi görüşle ve gelir düzeyiyle pek ilgisi yok. Temelinde her ne şartlarda olursa olsun sahip olma ve kendini bir şekilde tatmin duygusu yatan toplumun değer yargılarına ters ve tasvip edilmeyen bir davranış biçimidir. Eğer kronikleşmişse aynı zamanda bir psikolojik rahatsızlıktır. Tedavisi mümkün müdür? onu bilmiyorum. Günlük hayatta bu tür eylemlerin olması, -ki ben hiç olmamasını diliyorum herzaman ihtimal dahilindedir. Önemli olan bu tür eylemlere karşı sergilenen duruştur. Habere konu olayda, siyasi düşüncesi ne olursa olsun, tepkilerini dile getiren ve uygulayan herkezi kutluyorum.

Saygılarımla.
Old 16-01-2008, 11:17   #118
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Atasagun

Haberin doğru olduğu varsayımına dayanarak ,taciz karşısında iki farklı ülkede,iki farklı partide sergilenen duruş da dikkat çekici biçimde farklı.

Almanya;

Daha önce bu alanda haber olarak yayınlanmış habere göre Almanya'nın Bremen Eyalet Parlamentosu'nun Türk asıllı milletvekili Şirvan Çakıcı, Sol Parti'nin üst düzey yöneticisi Manfred Steglich'in tacizine uğramış ve Çakıcı, tacizi parti yönetimine aktarınca partiManfred Steglich partiden de, işinden de kovulmuştu.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/792...id=180&sz=8513

Türkiye;

Sosyalist Demokrasi Partisi Genel Başkan yardımcısı Atilla Kaya partili iki kadına cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla partiden uzaklaştırdı. Ancak Parti yönetimi tacizin üzerinden belli bir süre geçtikten sonra Atilla Kaya'nın da aralarında bulunduğu eski isimleri partiye tekrar davet etti.

Bu durumu protesto eden 229 kadın istifa etti.

Taciz eden bir kayba uğramadı.

Çokça tanık olduğumuz taciz karşısındaki bu tutum,işyerlerinde ve hayatın her alanında genellikle bu biçimde yaşanıyor.

Kim gitsin?

Tacizci mi?

Tacize uğrayan mı?
Old 16-01-2008, 13:37   #119
Atahun

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Habibe Yılmaz Kayar
Sn.Atasagun
.................................................. .................................................. ..
Sosyalist Demokrasi Partisi Genel Başkan yardımcısı Atilla Kaya partili iki kadına cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla partiden uzaklaştırdı. Ancak Parti yönetimi tacizin üzerinden belli bir süre geçtikten sonra Atilla Kaya'nın da aralarında bulunduğu eski isimleri partiye tekrar davet etti.

Bu durumu protesto eden 229 kadın istifa etti.

Taciz eden bir kayba uğramadı.

Çokça tanık olduğumuz taciz karşısındaki bu tutum,işyerlerinde ve hayatın her alanında genellikle bu biçimde yaşanıyor.

Kim gitsin?

Tacizci mi?

Tacize uğrayan mı?


Sayın KAYAR ; Türkiye' deki habere konu olay ile ilgili şahsi düşüncem, ya adı geçen parti yöneticisi bu nedenle partiden uzaklaştırılmamalıydı, ya da (eğer sadece bu gerekçe ile partiden uzaklaştırıldı ise) tekrar partiye davet edilmemeliydi. Anladığım kadarıyla, olay mahkemeye intikal etmemiş. Dolayısıyla parti yönetimi, fiilin hukuken kanıtlanmamış olmasını davet için yeterli görmüş olabilir. Yeterli midir? Hukuken yeterli olabilir ancak ben, etik olarak doğru bulmuyorum. Çünkü, toplumun sorunlarına çözüme soyunanların özel hayatlarına ve davranışlarına biraz daha dikkat etme zorunluluğu vardır diye düşünüyorum. Bu arada, bu fiilin olmuş olabileceğini varsayarak...

Kötü bir ihtimalle, bence olayın unutulmuş olabileceğini düşündüler. Umarım kimsenin günahını almıyorumdur. İyi bir ihtimalle, belki de iade-i itibar...

Kim gitsin ? sorunuza karşılık olarak; Bu tür olaylarda karar mekanizmasının olaya bakış açısı önemlidir diye düşünüyorum. Bu tür fiillerin kanıtlanmasının güçlüğü dikkate alındığında, diğer bir tarafdan da tacize uğradığı iddiası ile, hedef seçilen birinin kişilik ve iş hayatının bir kalemde bitirilebileceği düşünüldüğünde, oldukça adil ve dikkatli davranılması gerektiği kanaatindeyim. Her zaman, az da olsa bir "iftira ve karalama" nın da olabileceği bence düşünülmelidir. Takdir edileceği gibi, "Erkekdir, mutlaka bir şeyler yapmıştır" şeklinde bir yaklaşım adil olmaz diye düşünüyorum.

Tacize uğramış erkek varmıdır? bilmiyorum, bu tür olaylarda genelde mağdur - ki bu genelde kadındır, tek taraflı inisiyatifle kendi gider. Kalan sağlar ise...

Saygılarımla.
Old 19-12-2008, 15:39   #120
Kavaz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Habibe YILMAZ KAYAR
Şahitsiz Taciz de Cezasız Kalmadı

Yargıtay, yanında çalışan avukata sarkıntılık eden avukatın sekiz aylık hapis cezasını onaylarken, yeni kriter getirdi: Tanık şart değil.


"....Görgü şahidi olmadığı halde, yanında çalışan avukata sarkıntılık suçundan sekiz ay hapse mahkûm edilen avukatın cezası Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından oybirliğiyle onandı......"
Sayın Kayar;
Yargıtay 5 Ceza Dairesinin bu kararını arıyorum.Yardımcı olabilirseniz cok sevinirim.
Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Baro Değişikliği Halinde "Nakil Ücreti" Kabusu.... Av.Duygu Işık Behrem Hukuk Sohbetleri 94 21-05-2019 11:12
Taciz Konusundaki Yanlışlar Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 0 28-10-2003 20:50
Cep Telefonundan Taciz hsel Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 18:14
Cinsel Taciz UĞUR Hukuk Soruları Arşivi 1 15-02-2002 00:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06056809 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.