Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İdareye önkarar başvurusu....

Yanıt
Old 03-03-2009, 17:03   #1
DURU25

 
Acil İdareye önkarar başvurusu....

Herkese merhaba,

İdari yargıda tam yargı davası açmadan önce önkarar alınması dava şartı,bunun da istisnası görevsiz mahkemelere açılan davalarla ilgili düzenleme getiren İYUY 13/2 maddesi.Bu durumda görevsiz mahkemelere dava açılması durumunda önkarar alma şartı aranmıyor. Sorunum şurda başlıyor, İdare Mahkemesine açtığım davada,dava dilekçesi ,önkarar alınmaması sebebiyle reddedildi ve ben zamanaşımından kurtulmak için,idareye başvurmaksızın yeniden tam yargı davası açtım. Açıkçası ilk davanın önkarar şartını ortadan kaldırdığını düşünüyorum,sonuçta idare durumdan ilk dava sebebiyle haberdar oldu. idare mahkemesi ikinci davamı da önkarar yönünden reddetti. İlk açtığım dava ön karar şartını tıpkı görevsiz mahkemeye açılan dava gibi ortadan kaldırmaz mı,görüşlerinizi bekliyorum. Bu konuda Danıştay kararı olan meslektaşlarım varsa ve aciliyetle gönderirlerse çok sevinirim.
Old 04-03-2009, 10:45   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların, idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka biçimde öğrendikleri günden itibaren bir yıl ve herhalde eylem gününden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği, bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin bildiriminden sonra veya istek hakkında altmış gün içinde bir yanıt verilmediği takdirde bu süresinin bittiği günden itibaren dava açma süresi içinde dava açılabileceği, aynı yasanın 15. maddesinin 1/e bendinde ise, dilekçeler üzerinde yapılan ilk incelemede, idari merci atlandığının belirlenmesi durumunda, dilekçelerin görevli idare merciine gönderilmesine karar verileceği kuralı bulunmaktadır.
Zararın karşılanması isteğiyle idareye başvurmadan dava açtığınız anlaşılmaktadır.
Gerek 2577 sayılı Yasanın belirtilen maddeleri gerekse 15.3.1979 gün ve 1979/5 sayılı Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı uyarınca kişilerin yasada belirtilen süreler içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeden idari yargı yerinde dava açılması idari mercii atlanması olarak nitelendirilmektedir.
Bu durumda, davacının idari başvuru yollarını tüketmeden dava açarak idari merci tecavüzünde bulunduğu anlaşıldığından, dava dilekçesini ilgili idereye göndermesi gerekirken, davanın idari başvuruda bulunulmadığı gerekçesi ile reddine karar veren İdare Mahkemesi kararı yanlıştır.
Bu durumda kararı ilk kararı temyiz etmenizi, ilk kararın temyiz etme süresini geçirmiş iseniz ikinci kararı temyiz etmenizi öneririm. Zira, idari yargı yeri görevsiz mahkeme kavramı içine girmez. Görevcsiz yargıda açılan davadan kasıt adli yargıdır.
Old 04-03-2009, 10:50   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. Danistay
8.Dairesi

Esas: 2000/1396
Karar: 2002/364
Karar Tarihi: 22.01.2002

ÖZET: Davacının idari başvuru yollarını tüketmeden dava açarak idari merci tecavüzünde bulunduğu anlaşıldığından, dava dilekçesini... Belediye Başkanlığına göndermesi gerekirken, davanın esasını inceleyerek tazminat isteminin kabulüne karar veren İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.


(2577 S. K. m. 13)

İstemin Özeti: 12.11.1998 günü yağan şiddetli yağmurda yağmur sularının davacıya ait sera içerisinde ekili bulunan domateslere verdiği zarar nedeniyle uğranıldığı öne sürülen ...-lira zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılan davada; olayda ilgili olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan tespitler mahkemelerince de benimsenerek, zararın idarenin hizmet kusurundan doğduğu ve tazmini gerektiği gerekçesiyle dava konusu ...-lira tazminat isteminin kabulüne, davanın açıldığı 11.12.1998 gününden ödemenin gerçekleşeceği güne kadar yasal faiz işletilmesine karar veren ... İdare Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının; idarelerinin hizmet kusuru bulunmadığı öne sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti: Yanıt verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi İsmail Saklı'nın Düşüncesi: Davacının zararının karşılanması istemiyle önce idareye başvurması gerektiğinden, bu kural yerine getirilmeden dava açıldığı görüldüğünden, davacının tazminat isteminin davalı idareye gönderilmesi gerekirken, doğrudan açılan davanın esasının incelenerek karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamakta olup, Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Alaattin Öğüş'ün Düşüncesi: Davacıya ait domates serasındaki ürünlerin, yağan şiddetli yağmurlardan ötürü sel sularının seraya dolması ile zarar gördüğünden bahisle belediyenin hizmet kusuruna dayanılarak ... lira maddi tazminata hükmedilmesi dileğiyle açılan dava sonucunda istemin kabulü yolunda verilen İdare Mahkemesi kararı davalı belediye başkanlığınca temyiz edilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının doğrudan doğruya tam yargı davası açılmasını düzenleyen 13.maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemelerinin gerekli olduğu, bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer almıştır.

Olayda, işbu tam yargı davasının nedenini, davacıya ait sera önünden geçen dere üzerindeki tahliye borusunun aşırı miktardaki yağmur suyunu boşaltamamasından dolayı belediyenin hizmet kusuru bulunduğu iddiası, başka bir anlatımla idari bir eylem oluşturmaktadır.

Böyle olunca, doğrudan doğruya tam yargı davası açılmadan önce davacının zararının giderilmesini davalı idareden istemesi ve bu isteme ilişkin cevaptan sonra davanın açılması gerekirken, yasa kuralında öngörülen başvuru yapılmadan açılan davanın incelenmeksizin reddi gerekirdi.

Açıklanan nedenle, usul kuralı gözetilmeksizin işin esasının incelenmesinde isabet bulunmadığından temyize konu kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Uyuşmazlık, davalı idarenin hizmet kusurundan dolayı uğranıldığı öne sürülen ...-lira zararın yasal faiziyle birlikte tazmini isteminden doğmuştur.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların, idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka biçimde öğrendikleri günden itibaren bir yıl ve herhalde eylem gününden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği, bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin bildiriminden sonra veya istek hakkında altmış gün içinde bir yanıt verilmediği takdirde bu süresinin bittiği günden itibaren dava açma süresi içinde dava açılabileceği, aynı yasanın 15. maddesinin 1/e bendinde ise, dilekçeler üzerinde yapılan ilk incelemede, idari merci atlandığının belirlenmesi durumunda, dilekçelerin görevli idare merciine gönderilmesine karar verileceği kuralı bulunmaktadır.

Davacının serasına yağmur sularının dolması sonucu uğradığını öne sürdüğü zararın karşılanması isteğiyle idareye başvurmadan bu davayı açtığı anlaşılmıştır.

Gerek 2577 sayılı Yasanın belirtilen maddeleri gerekse 15.3.1979 gün ve 1979/5 sayılı Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı uyarınca kişilerin yasada belirtilen süreler içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeden idari yargı yerinde dava açılması idari mercii atlanması olarak nitelendirilmektedir.

Bu durumda, davacının idari başvuru yollarını tüketmeden dava açarak idari merci tecavüzünde bulunduğu anlaşıldığından, dava dilekçesini... Belediye Başkanlığına göndermesi gerekirken, davanın esasını inceleyerek tazminat isteminin kabulüne karar veren İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle ... İdare Mahkemesi kararının bozulmasına 22.01.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 04-03-2009, 13:30   #4
DURU25

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şenel DELİGÖZ
T.C. Danistay
8.Dairesi

Esas: 2000/1396
Karar: 2002/364
Karar Tarihi: 22.01.2002

ÖZET: Davacının idari başvuru yollarını tüketmeden dava açarak idari merci tecavüzünde bulunduğu anlaşıldığından, dava dilekçesini... Belediye Başkanlığına göndermesi gerekirken, davanın esasını inceleyerek tazminat isteminin kabulüne karar veren İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.


(2577 S. K. m. 13)

İstemin Özeti: 12.11.1998 günü yağan şiddetli yağmurda yağmur sularının davacıya ait sera içerisinde ekili bulunan domateslere verdiği zarar nedeniyle uğranıldığı öne sürülen ...-lira zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılan davada; olayda ilgili olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan tespitler mahkemelerince de benimsenerek, zararın idarenin hizmet kusurundan doğduğu ve tazmini gerektiği gerekçesiyle dava konusu ...-lira tazminat isteminin kabulüne, davanın açıldığı 11.12.1998 gününden ödemenin gerçekleşeceği güne kadar yasal faiz işletilmesine karar veren ... İdare Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının; idarelerinin hizmet kusuru bulunmadığı öne sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti: Yanıt verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi İsmail Saklı'nın Düşüncesi: Davacının zararının karşılanması istemiyle önce idareye başvurması gerektiğinden, bu kural yerine getirilmeden dava açıldığı görüldüğünden, davacının tazminat isteminin davalı idareye gönderilmesi gerekirken, doğrudan açılan davanın esasının incelenerek karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamakta olup, Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Alaattin Öğüş'ün Düşüncesi: Davacıya ait domates serasındaki ürünlerin, yağan şiddetli yağmurlardan ötürü sel sularının seraya dolması ile zarar gördüğünden bahisle belediyenin hizmet kusuruna dayanılarak ... lira maddi tazminata hükmedilmesi dileğiyle açılan dava sonucunda istemin kabulü yolunda verilen İdare Mahkemesi kararı davalı belediye başkanlığınca temyiz edilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının doğrudan doğruya tam yargı davası açılmasını düzenleyen 13.maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemelerinin gerekli olduğu, bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer almıştır.

Olayda, işbu tam yargı davasının nedenini, davacıya ait sera önünden geçen dere üzerindeki tahliye borusunun aşırı miktardaki yağmur suyunu boşaltamamasından dolayı belediyenin hizmet kusuru bulunduğu iddiası, başka bir anlatımla idari bir eylem oluşturmaktadır.

Böyle olunca, doğrudan doğruya tam yargı davası açılmadan önce davacının zararının giderilmesini davalı idareden istemesi ve bu isteme ilişkin cevaptan sonra davanın açılması gerekirken, yasa kuralında öngörülen başvuru yapılmadan açılan davanın incelenmeksizin reddi gerekirdi.

Açıklanan nedenle, usul kuralı gözetilmeksizin işin esasının incelenmesinde isabet bulunmadığından temyize konu kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Uyuşmazlık, davalı idarenin hizmet kusurundan dolayı uğranıldığı öne sürülen ...-lira zararın yasal faiziyle birlikte tazmini isteminden doğmuştur.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların, idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka biçimde öğrendikleri günden itibaren bir yıl ve herhalde eylem gününden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği, bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin bildiriminden sonra veya istek hakkında altmış gün içinde bir yanıt verilmediği takdirde bu süresinin bittiği günden itibaren dava açma süresi içinde dava açılabileceği, aynı yasanın 15. maddesinin 1/e bendinde ise, dilekçeler üzerinde yapılan ilk incelemede, idari merci atlandığının belirlenmesi durumunda, dilekçelerin görevli idare merciine gönderilmesine karar verileceği kuralı bulunmaktadır.

Davacının serasına yağmur sularının dolması sonucu uğradığını öne sürdüğü zararın karşılanması isteğiyle idareye başvurmadan bu davayı açtığı anlaşılmıştır.

Gerek 2577 sayılı Yasanın belirtilen maddeleri gerekse 15.3.1979 gün ve 1979/5 sayılı Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı uyarınca kişilerin yasada belirtilen süreler içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeden idari yargı yerinde dava açılması idari mercii atlanması olarak nitelendirilmektedir.

Bu durumda, davacının idari başvuru yollarını tüketmeden dava açarak idari merci tecavüzünde bulunduğu anlaşıldığından, dava dilekçesini... Belediye Başkanlığına göndermesi gerekirken, davanın esasını inceleyerek tazminat isteminin kabulüne karar veren İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle ... İdare Mahkemesi kararının bozulmasına 22.01.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları




Sayın meslektaşım ilginize teşekkür ederim. Benim olayımda öğrenmek istediğim ilk açtığım idari davada dava dilekçesi iaderye tebliğ edildiğine göre ,dava dilekçesi önkarar sebebiyle reddedildiğinden,ilk dilekçe idareye başvurur olarak kabul edilebilir mi?
Old 04-03-2009, 13:57   #5
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

İlk dilekçenin idareye başvuru dilekçesi olarak kabul edileceğini düşünmüyorum. Bir an için ilk davanın idareye başvuru dilekçesi olarak kabulünün olanaklı olduğunu düşünsek bile, bu durumda ikinci davayı açabilmek için idarenin ilk davadaki dilekçenin kendisine tebliği üzerine isteği açıkça reddetmesi veya istek hakkında 60 gün içinde bir yanıt verilmemesi gerekir. İkinci davada bu şart oluştu mu ?
Ancak, kararı temyiz ederken bu düşüncenizi de temyiz nedeni olarak yazmanızda fayda var.
Old 05-03-2009, 14:32   #6
DURU25

 
Mesaj

Sürelerle ilgili bir sıkıntı yok,dediğim gibiburadaki asıl konu m13 ün düzenlenme amacı.Benim kanaatimce usul ekonomisi amacıyla idare ve davacılar arasında anlaşma zemini oluşturulması amacına yönelik bir düzenleme,13/2 deki düzenlemeyle görevsiz mahkemeye dava açılması durumunda idarenin durumdan haberdar edilmesi istisna olarak kabul edildiğine göre,genişletici bir yorumla idare aleyhine açılan açılan ilk davanın da idareyi haberdar etme niteliğine haiz olduğunu kabul edebiliriz. Yanlış mı düşünüyorum acaba?
Old 05-03-2009, 15:19   #7
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda, idari işlemler ve bu işlemlerin uygulanması ile idari eylemler sonucu meydana gelen hak ihlallerinin giderilmesi istemiyle açılacak tam yargı davaları için ayrı usul hükümleri öngörülmüştür.

İdari işlemler; idari makam ve mercilerin idari faaliyetleriyle ilgili alanda, idare hukuku çerçevesinde, tek taraflı irade açıklamasıyla hukuk aleminde sonuç doğuran, kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikteki tasarruflarıdır. Temelinde bir idari karar veya işlem olmayan, fizik alanında görülen iş, hareket, ameliye ve çalışmalar ile idarenin hareketsiz kalması ise, idari eylem olarak adlandırılmaktadır. İdari işlemler hukuk aleminde değişiklik yapan, yenilik doğuran irade açıklamalarını yansıttığı halde, hukuk alanında değişiklik ve yenilik yapmayan idari eylemler, sadece ilgililerin hak ve yetkilerini kullanmaları koşuluyla hukuki etki ve sonuçlar doğurabilir.

2577 sayılı Yasanın 7. maddesinin 1. fıkrasında; dava açma süresinin özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu hükmüne yer verilmiştir. Aynı Yasanın doğrudan doğruya tam yargı davası açılması başlıklı 13. maddesinin 1. fıkrasında, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve herhalde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemelerinin gerekli olduğu, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava açma süresinde dava açılabileceği hükme bağlanmıştır.

Anılan Yasanın 13.maddesi uyarınca, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye belli süreler içinde başvurulması ve başvurunun kısmen, tamamen veya zımnen reddi halinde tam yargı davası açılması gerekmekte olup, idareye başvurulmadan doğrudan idare mahkemesinde dava açılması halinde, 2577 sayılı Yasanın 14/3-b ve 15/1-e maddeleri uyarınca, dilekçenin görevli idare merciine tevdiine karar verilerek, dilekçenin idareye tebliği üzerine, yasal süre içerisinde cevap verilmemesi veya verilecek cevapla, isteğin kısmen veya tamamen reddedilmesi halinde, süresi içerisinde dava açılabileceği tartışmasızdır.
Usul hukukunda genişletici yorumun münkün olmadığı kanısındayım. Diğer taraftan ilk açtığınız davada dilekçenin verilmesi üzerine dilekçe üzerine ilk inceleme yapılmış olup, yanlış bir kararla dava dimlekçeniz reddedilmiştir. İYUK.'un 14/5. maddesinde açıkça "İlk incelemeyi yapanlar, bu noktalardan kanuna aykırılık görmezler veya daire veya mahkeme tarafından ilk inceleme raporu yerinde görülmezse, tebligat işlemi yapılır" hükmü yer almaktadır. Yani sizin ilk açtığınız davada dilekçedeki eksiklik nedeniyle TEBLİGAT İŞLEMİ YAPILMAMIŞTIR. İlgili madde hükmünün mefhumu muhalifinden bu sonuç çıkmaktadır.Dolayısıyla ilk davanın ön karar yerine geçtiğini söylemek mümkün görünmemektedir.
Old 07-03-2009, 17:28   #8
DURU25

 
Varsayılan

Yazdıklarınızın bir kısmına katılmakla birlikte şunu eklemeliyim ki hem dava dilekçem,hem de mahkeme kararı idareye tebliğ edildi. Hatta idare esas hakkında itirazlarda dahi bulundu..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Memurunu Korumayan İdareye Ceza üye19576 Anayasa ve İdare Hukuku Çalışma Grubu 1 07-02-2009 18:57
İdareye Ait Taşınmazların Kiraya Verilmesi ve Tahliyeleri avukat.ayça Meslektaşların Soruları 8 12-01-2007 11:29
İdareye Manevİ Tazmİnat ank_hukuk_23 Hukuk Soruları Arşivi 4 15-08-2006 09:19
İdareye Sunulan Dilekçeye Cevap Verilmemesi. horata Meslektaşların Soruları 7 02-02-2004 16:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04645705 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.