Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

Meslekte Usandığınız Diyaloglar

Yanıt
Old 29-01-2007, 20:30   #61
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Bugün hacze çıktım.Her biri ayrı bir komediydi ama en çok güldüren olay şu oldu:
Borçlunun ev adresine gidildi,taşınmış olduklarından haciz işemi yapılamadan geri dönüldü ve dosyada kefaleten borçlu olan ve asıl borçlunun oğlu olan kişinin iş adresine girildi.Gayet lüks bir kebapçı borçluyu sorduk ben babasıyım buyrun dedi.Bizde tıpkı böyle sırıttık.Gökte ararken kebapçıda bulduk.Durum izah edildi.ANcak işyeride borçlunun diğer bir oğlunun üzerine kayıtlı.Önce haciz yapamazsınız falan diren di.Sonra durumu izah ettik.Kanndan maddelerden falan bahsettik.Baktı borçlu işin içinden çıkamayacak ne dese beğenirsiniz:
B:Ben zaten genel kültür olsun diye sormuştum))
Bu arada bana pas atılmış tabi bende durmadım.
A:O zaman alacaksınız bir İcra İflas Kanunu bilgi dağırcığınızı genişleteceksiniz.Benim sizin genel kültürünüze katkı sağlayacak zamanım yok
Old 29-01-2007, 20:49   #62
özgür

 
Varsayılan

temmuz 2005 yılında staj tezimi vermek için,13 nisan 2006 da da avukatlık ruhsatımı almak için istanbul barosuna uğramıştım.Aradan 10 ay geçmiş..dün mektup geldi borç vs ödemeleri için..anlaşyış farklı demekki..
Old 30-01-2007, 12:09   #63
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Bir haciz esnasında hiç bu kadar iyi ağırlandığımı hatırlamıyorum.Kapıyı çaldım 40 lı yaşlarda bir bayan açtı.Durumu izah ettim ve girmek için müsaade istedim kapılar sonuna kadar açıldı.Ev de 5 çocuk borçlu eş de evde yemek yiyorlar.Hemen masaya tabak eklendi.Şoka girdim.Oturmadık ama çay suyu bile koyuldu.Haczimizi yaptık yine aynı neşe ile uğurlandık.Acaba ben giden kaçıncı avukattım diye düşünmeden kendimi alamadım.Zira profesyonelce bir karşılama töreni idi.))))
Old 30-01-2007, 12:16   #64
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Oturduğumuz sitede bir komşumuza maalesef hacze gitmek durumunda kaldım.Biliyorum canavar bir köpekleri var ve sürekli ön bahçede bağlı tutuluıyor.Yöneticiden köpeğin orda olmadığını öğrendikten sonra(ki arka bahceye bağlamışlar oda riskli)kapıyı çaldık.İçeriye girdik.Borçlunun eşi evde.Aradı ve borçlu da geldi.O sürekli muhabbet ettiğimiz komşumuz beni haciz için gelmiş görünce deliye döndü.Üstüme yürümeye başladı.Küfürün biri bin para.En sonunda duvara sıkıştırdı beni.Yumruğunu kaldırdı.Bende selavat getirmeye başladım.Bu arada icra memuru da sağolsun kaçtıTam bu esnada boy avantajımı kullanarak adamın kolunun altından kaçtım.))
Bir gün temiz bir dayak yiyeceğim ama hadi hayırlısı...
Old 30-01-2007, 17:06   #66
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Çok haklısınız Şehper hanım.Aslında şikayet etmek gerek ancak küçük yerlerin maalesef bu tarz zorlukları oluyor.Tanıdığınız bildiğiniz insanlar şikayetçi olsanız bir dert,şikayetçi olmasanız bir dert.
Old 30-01-2007, 17:09   #67
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Şuan hacizden döndüm ve sıcağı sıcağına bir olay:
Haciz mahallini arıyoruz.Kapı numarasına baktık.55.ancak apartman.Hemen yanda bir kömürcü.Kapıda da bir adam.
-A burada mı oturuyor.
X:Hayır oturmuyor.
-Peki tanıyormusunuz?
X:Evet tanıyorum.İşyeri burda.
-Neresi tarif eder misniz?
X:Burası.
-!!!!
-Peki kendisi nerde?
X:Burda.
-Çağırırmısınız?
X:Benim.
İç ses:Aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa)))))
Old 30-01-2007, 17:18   #68
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Ben yine staj yaparken hacze gönderilmiştim. Küçük bir dükkan bir de içinde asma kat. Aşağıda girişte bir masa bir telefon ve bir de zeballah tipli adam vardı. İcra memuru bayandı. Adama durumu anlattı. Sakin bir şekilde bizi dinledi sonra: "Bi dakhaaa bacım dedi." :P (Beni hesaba bile almadı)

Yukarıyı aradı: "Çavuş haczaa geldiğhini söyliiir avrat" dedi.

Yukardan daha zeballah birisi indi, hiç bir şey demeden tabancasını çıkardı, masaya sertçe bıraktı. Buyur haczedin dedi. Ben tırstım. İcra memuru bayan, adamla didişmeye başladı. Resti çekti adama. Adam kadını tehdit ediyor, kadın adamı... Ben icra memuruna boş ver gidelim diyorum dinlemiyor, illa da haczedeceğim sen gidersen git diyor. ))

Yahu neyi haczedeceğiz bir şey yok, kuru bir masa sandalye... Olsun diyor kadın.

Sonunda zar zor ikna ettim kadını gittik. 3 gün sonra alacaklı müvekkilin ayaklarından vurulduğunu öğrendik.

Garip bir memleketteyiz.
Old 30-01-2007, 17:19   #69
oguzhand0

 
Varsayılan

Alıntı:
müvekkilin beş yıllık bir alacağı var,alamamış.en sonunda borçludan bir senet almayı başarmış.Senet zamanaşımına uğramasına bir gün kala seneti bana getirdi.takibe koyduk,mal beyanında bulunmamaktan da şikayet ettik.Borçlu bunun üzerine alacaklıya gitmiş,borcu ödemiş,bizimki hem faiz,hem masraflara hem de avukatlık ücretine denk gelecek bir parayı almış(hatta fazlasıyla almış),büroya geldi ,ben parayı aldım bu da sizin hakkınız dedi,50 milyonu masaya bıraktı.Bende vekalet ücreti +masraflar şu kadar daha bırakacaksınız dedim.Ne dese beğenirsiniz ,avukat hanım bi şey mi yaptınız alt tarafı bi kagıt yolladınız,50'den fazla etmez diye.O alt tarafı kağıt denilen şeyleri göndertme yetkisini almak için 4 yıl okul ve bir yıl staj olmak üzere 5 yıl kafa patlatıyoruz biz ama bunu düşünmek hiç müvekkilin işine gelmez.
Dava kazanılırsa müvekkil haklıdır,zaten kazanacaktır,kaybedilmişse müvekkil yine haklıdır ancak bu kez kaybeden avukattır.
1.si
Buna cidden sinirlendim ya.
Böyle terbiyesizlik mi olur!


2.si

Duygu Hanım'ın hikayeleri bugün de güldürdü.
İnternet diliyle eheh - ahah - heuehueh diyip durdum. =)
Özellikle yumruktan son anda kurtulma olayı trajikomik bir hadise..

Son olarak
Alıntı:
3 gün sonra alacaklı müvekkilin ayaklarından vurulduğunu öğrendik

Özür Dilerim ama Yuh!
Nasıl anlatayım; böyle insanlık böyle vatandaşlık vs.(bu sıfatlar böyle gider..) olur...
Old 30-01-2007, 22:30   #70
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

En güzel hacizlerimi İzmir'de yaptım. Daha da çok, civar ilçelerin köy kahvehanelerinde.. Açtığım hemen hemen tüm takipler infaz oluyordu (bugün inanmak ne kadar güç) . Daha ilginci, fazla bir şey yapmam gerekmiyordu. Takip açılıyor, ödeme emri tebliğ ediliyor, kesinleşiyor, ödenmeyenlere hacze gidiyorum. Biraz yolculuk, ardından falanca ilçenin veya falanca ilçe köyünün, köy kahvesi. (Müvekkil kahveci kazanları satıyordu da)

Hacze çıktığım her memur (haciz mahalli köy ve kahvehane ise, mutlak erkek memur görev alıyordu) , siz bekleyin adamı çağıralım veya siz bekleyin biz girelim diyor. Sebebi kahveye kadınlar (hele oralarda) girmez ya! Ben de her seferinde ısrar ediyorum, memur yadırgıyor, birlikte kahveye giriyoruz. Herkes bir tuhaflık olduğunu anlıyor ama konuşma yok, kahve halkı pür dikkat kesiliyor. Bir gerilim, bir gerilim. Biz normal normal bir masaya geçip çay istiyoruz. İnanır mısınız, böyle hiç bir haczim, dosya tümüyle infaz olmadan sona ermedi. Ve kurduğumuz diyaloglar da üç beş kelimeyi geçmedi.

Bir zamanlar borçlular ne kadar efendiydi. Şimdi bir kahveye girsek, herhalde önce "vergi levhası benim değil" derler!
Old 01-02-2007, 16:46   #71
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

İcra dairelerinden birinde memur olan bir abimiz var.Sağolsun çok iyi adam ama öyle bir konuşması var ki ne dediğini anlamak mümkün değil ve onunla hacze gitmek tam bir kabus

Geçenlerde yine kendisiyle bir hacze gittik.Borçluyu karşısına aldı.Anlatıyor da anlatıyor.Benimse tabiri caizse ağzım açıkne dediğini anlamaya çalışıyorum.Borçlu da kafasını sallaya sallaya dinliyor.Ben de içimden "baksana adam anlıyor sende problem var" diyorum ve kulaklarımı daha iyi açıyorum.Ama nafile.En sonunda abimiz sustu.Borçlu bana baktı."Ben bişey anlamadım" dedi.Dedim "bana hiç bakma ben 3 yıldır bişey anlamıyorum.")))
Old 01-02-2007, 16:50   #72
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Bir avukat abimiz adam öldürmeden yargılana bir sanığın vekili ve bugün duruşmada şu savunmayı yapıyor.Sanık suçu katiyetle kabuul etmiyor.Ceza alacağı da kesin.
-Efendim madem ceza vereceksiniz.Olayda haksız tahrik hükümlerini de uygulayalım.
Bu arada olay gece işleniyor,hiç tanık yok,sanık olayı kesinlikle anlatmıyor,garip bir dava.
Hakim de peki haksız tahrik nedeni ne diye soruyor haliyle.Avukat abimiz bilmiyorum diyor.
Hakim e ozaman nerde haksız tahrik,nasıl uygulayalım.
Avukat abimiz bombayı patlatıyor:
-E hakim bey.Görülmüş iş midir durup dururken adam öldürmek.Kesin rahmetli müvekkilime bişey yapmıştır.Yoksa sineği bile incitmez.))))
Old 01-02-2007, 16:54   #73
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Bugün haciz mahalline gittik.Tam kapıyı açtık içeri giriyoruz.Borçlu:
-İşyeri benim üstüme değil dedi.)
( adam bekliyor geleceğimizi sanırım.Girer girmez savunmaya geçti)
Dedim hiç sesini çıkarmasaydın.Burası onun değil benim deyip vergi levhasını gösterseydin.Bizde giderdik.Ama yanlış öğretmişler sana.Kendini ele verdin.Seni burda bulduk.Haciz yapabiliriz.)))
Old 01-02-2007, 17:14   #74
özgür

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Duygu Keleş
Bir avukat abimiz adam öldürmeden yargılana bir sanığın vekili ve bugün duruşmada şu savunmayı yapıyor.Sanık suçu katiyetle kabuul etmiyor.Ceza alacağı da kesin.
-Efendim madem ceza vereceksiniz.Olayda haksız tahrik hükümlerini de uygulayalım.
Bu arada olay gece işleniyor,hiç tanık yok,sanık olayı kesinlikle anlatmıyor,garip bir dava.
Hakim de peki haksız tahrik nedeni ne diye soruyor haliyle.Avukat abimiz bilmiyorum diyor.
Hakim e ozaman nerde haksız tahrik,nasıl uygulayalım.
Avukat abimiz bombayı patlatıyor:
-E hakim bey.Görülmüş iş midir durup dururken adam öldürmek.Kesin rahmetli müvekkilime bişey yapmıştır.Yoksa sineği bile incitmez.))))


Bizim oralarda(yorkshire civarında) karıncayı incitmez derler))
Old 02-02-2007, 11:34   #75
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

sevgili özgür,
Bizim buralarda(manhattan civarı yani)da karınca derler ama av.abimizin aklına sinek gelivermiş.Zaten farketmez ikiside savunmasız yaratıklar
Old 02-02-2007, 11:48   #76
NURHANOKURÖZCAN

 
Varsayılan

Sinek zararlı olarak bilindiği halde incitmez demek istemiş arkadaşlar...
Old 02-02-2007, 12:12   #77
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

tam 10 dak.önce enteresan bir olay vukuu buldu.Yani mesleği bırak git dedirtir cinsten.
Dosyalardan birinde kfil memurun maaşına haciz koydum.Diğer kefiller gidip geliyor para yatmış av.hanım al diyorlar ama dosyada para falan yok.En sonunfa bugün bir tanesi telefon açtı.Av.hanım ben memur kefille görüştüm diyor ki:
-Av.hanıma söyleyin.Para belediyede.İcra dairesine gitsin.Bir müzekkere yazsın maaş haczini kaldırsın.Bir tanesini dosyaya koysun.Bir tanesini belediyeye yollasın.Biz kağıdı alınca parayı icraya yatırırız.))
(iç ses:sabır,sabır,sabır,sabır,......)
ben de eeee dedim sonra.isterse o yorulmasın ben belediyeye gidip alayım parayı.
Yok av.hanım sen zahmet etme.Onlar yollayacakmış.
(Ve duygunun gözü dönmüştür.Telefonda çığlık lar atmaya başlar)
-Siz ne dediğinizin farkında mısınız.bana işimi mi öğretiyorsunuz.Ya bir de aklı başında insanlar olacaksınız.O şekilde para mı gelirmiş dosyaya.O çok muhterem aklı evvel kefile iiletin.Bu gün parayı hala yollamadıkları için şikayette bulunacağım.2 müzekkere yazacağım birini icra dosyasına birini de belediyeye yolayacağım.Alınca parayı yollarlar.Hem dsözlerinden de çıkmamış olururm.

Şimdi ben burda güleyimmi ağlayım mı karar veremedim.Ama en iyisi gülelim))))
Old 04-02-2007, 10:33   #78
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Aslında meslekte daha kötü konuşmalar da geçiyor ve kimse bunları yazmıyor, yazamıyor.

Müvekkil Adayı: Olayı uzun uzun anlatır.
Avukat : Cevaplamaya çalışır, sonuç alıp alamayacağını belirtmeye çabalar.
Müvekkil Adayı: Avukat Bey aslında gerçeği söylemek gerekirse bize avukat lazım değil.
Avukat: Nasıl yani? O zaman buraya neden geldiniz ki?
Müvekkil adayı: Hani diyorum ki bu işi çözecek birileri var mıdır?
Avukat: ??? Zınkkkk...

M. A..YI.: İyi günler zamanınızı aldık, inşallah bir gün işimiz olur size gelirirz.
Avukat: Hiç zahmet etmeyin.

Bu diyalogların bitmesi halinde ancak Türkiye'de bir şeyler değişmiş olabilir. Ne yazık ki bu diyalaoglar sıkça yaşanıyor ve yaşatılıyor...
Old 05-02-2007, 18:41   #79
seyrani

 
Varsayılan

KAYSERİ' DE BİR AVUKAT BÜROSU

1- Avukatım şuna iki satır dilekçe yaz

2-Avukatım şu davaya gir -çık

3-Avukatım benim şöyle bi davam var.davamı Haket içinden al

4-avukatım bizim davayı hakettinmi ?

5-avukatım ne lazımsa sen vir sona hesaplaşırık
Old 07-02-2007, 12:16   #80
Av.Nermin

 
Varsayılan

Yer Gebze adliyesi iş mahkemesi dava hizmet tesbiti.ben davalı vekili. davacı bir hamamda çalışmış fakat sigortası yaptırılmamış. Hakim davacı tanığını dinliyor.
HakimTanığa : sen bu adamı nerden tanıyorsun?
tanık :davacı hamam da çalışır davacıyı orda görürdüm
Hakim : davacı burda süreklimi çalıyordu
tanık : evet
Bunu üzerine hakim sen nerden biliyorsun sürekli çalıştığını sürekli hamamam mı gidiyorsun deyince ipler koptu. ben ve duruşma salonunda ki avukatlar katibinden mübaşirine gülme krızine girdik .tanık ne münasebet iş yerim yakında ondan dediyse de dinletemedi. neyse duruşmaya devam edildi ama hakimle her göz göze geldiğimizde gülmeye başladığımız için durşmayı terk etmek zorunda kaldım..
Old 07-02-2007, 13:08   #81
Av.Nermin

 
Varsayılan

Yer yine Gebze adliyesi yine aynı iş mahkemesi
Hakim yine tanık dinliyor. Hakim tanık dinleme işini biraz fazla uzatmış. Hakim kürsüsünün yan tarafında arada mübaşirin bir sandalyesi var. Mübaşirde ne yapsın bakmış hakim uzattıkça uzatmış. Çökmüş sandelyesine...Bir süre sonra başlamış uyuklamaya. Bu arada hakim tanık ifadesini almayı bitirmiş keşif günü belirleyecek. Yakın yerdeki keşifleri aynı güne denk getirmeye çalışıyor. Gebzeyi tam olarak bilmediği için Orhan Yılmaz mahallesi ne tarafta diye mübaşire sorar. Mübaşirde ses yok. Bir seslenmiş ses yok. İki seslenmiş yok. üçüncüde sesini biraz daha artırarak orhan yılmaz nerde demiş. Tabi uyku sersemi mübaşir ne olduğunu anlamamış can havliyle kendini koridora atmış. Orhan Yılmaaaaaaaaaaaaaaaaz... Herkes yerlerde....))
Old 07-02-2007, 15:31   #82
üye3578

 
Varsayılan

Gebze iş mahkemesi çok neşeli bir yermiş
Old 07-02-2007, 16:01   #83
Av.Nermin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Duygu Keleş
Bir haciz esnasında hiç bu kadar iyi ağırlandığımı hatırlamıyorum.Kapıyı çaldım 40 lı yaşlarda bir bayan açtı.Durumu izah ettim ve girmek için müsaade istedim kapılar sonuna kadar açıldı.Ev de 5 çocuk borçlu eş de evde yemek yiyorlar.Hemen masaya tabak eklendi.Şoka girdim.Oturmadık ama çay suyu bile koyuldu.Haczimizi yaptık yine aynı neşe ile uğurlandık.Acaba ben giden kaçıncı avukattım diye düşünmeden kendimi alamadım.Zira profesyonelce bir karşılama töreni idi.))))

bende bir haczimde buna benzer bir olay yaşamıştım. oğlunun borcu için babanın evine hacze gittik. durumu anlattık. oğlu ortadan kaybolmuş demediğini bırakmadı oğlu için ama bize gayet iyi davrandılar. ramazan ayı idi iftara az bi vakit vardı. iftara kalmamız için çok ısrar ettiler ama bir dosyamız daha vardı. mecbure aç-susuz yola devam ettik )
Old 08-02-2007, 10:01   #84
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Menkul haczi pek çok dosyayı çözüme kavuşturmada etkendir.Bir dosya için menkul haczine çıkarsınız muhafaza durumunu izah edersiniz ertesi gün borçlu gelir hesabı kapatır.Bu durumda çok sık karşılaştığım iki kelime vardır.

B:Hele bir kapıma gel,kurşuna dizerim seni ya da ölmekten korkmaymısın. gibi bilimum tehdit sözleri.(Alıştık korkmuyoruz.)
bir de vekalet ücreti husus varki benim sözleşmeme vekalet ücretini kapmasamıyor fakat her borçlu vekalet ücreti vermem diye direniyor.
B:E av.hanım hau fekalet ücretibni almasan bizden da kalsa para cebumizde.
A:Beyefendi o para zaten bana gelmiyor ki.
B:E daha nie aliysınız madem alı da yemiyecesın.
(Adam haklı)
Old 09-02-2007, 22:38   #85
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Bu anı eskilerden. Burada usanan Yargıtay, kalem personelleri, usandıran ise farklı olarak bizleriz

Meslekte, daha doğrusu kendi bağımsız büromda ilk yılım. O vakitler İzmir'de avukatlık yapıyorum. İlk ağır ceza dosyamı almışım. Dosya bana tevdi edilirken yanımda babam da var. Zaten işi getiren de bana değil, babama güveniyor Babam dosyayı şöyle evirip çeviriyor, sonra da "olmaz artık bu iş, Yargıtay verdiği karardan dönmez, karar bozulsa bile ancak usulden bozulur, ya da düzeltilerek onanır, üzgünüm" diyor. Adam ısrar ediyor. Meslekte yeniyiz ama kırk yıllık hukukçu edasında dinlemedeyiz Olmazsa diyor adam, bir de kızınız baksın. (Uçuyorum)

Neyse, dosyayı alıyorum, dosya Yargıtay'da, mürafaa istenmiş, sekiz yıl ağır hapis cezası alınmış. Daha önce bozulup gelmiş, bozma üzerine cezalar verilmiş, dosya son bir ümit temyizde. Oya işler gibi didikliyorum sayfaları, tutanakları, ilk fazla ciddi iş Mucit gibi atılıyorum bazı detaylara vs vs... (ilk heyecanlar ne güzeldi)

3 sayfa ek temyiz dilekçesi hazırlıyorum, yazarken müvekkillerin masumiyetine onlardan daha çok inanıyorum. Sonra mürafaa günü gelip çatıyor. Ankara'da ilk duruşma!

Bir asır geçiyor, duruşma başlamıyor. Bir yandan da başlamasın istiyorum zaten, içeride düşüp bayılmayacağımı kimse garanti edemez Sonunda çağırıyorlar. Yürüyen artık ben değilim, böyle anlarda neyse ki bedeniniz sizi istemsizce gitmeniz gereken yere doğru sürüklüyor Bir heyecan bir heyecan. Heyete bakıyorum, heyet bana bakmıyor. Hiç bir detayı kaçırmamaya çalışıyorum. Yorgun ifadeli başkan, Av.Şehper Ferda Demirel'in üç sayfadan ibaret ek temyiz dilekçesi verdiği görüldü, okundu, dosyasına konuldu diyor, sonra bana soruyor, tekrar ediyorsunuz herhalde değil mi? Ben de , "evet, SÖZLÜ olarak tekrar edeceğim" diyorum. (O kadar yolu boşa mı geldik? )

Başkan aşina olduğu belli bir ifadeyle ve isteksizce "buyrun" diyor. Ben de içimden, hadi bakalım, evet deyip geçseydin, iyi ettin diyorum, zira konuşmaya mecalim yok. (Yine neyse ki böyle anlarda, diliniz istemsizce de olsa beyninizi sürüklüyor)

Bir yandan anlatıyor, bir yandan izlemeye çalışıyorum. Bir süre sonra tümünün başını kaldırıp dinlemeye başladığını, ilgilerinin arttığını, hatta arada evraka baktıklarını izliyorum. İyi çalışılmış dersin (üç sayfayı okuya okuya itiraf ediyorum ki ezberlemiştim!) okunması bittiğinde, ayaklarımın titrediğinin farkına varıyorum.

Başkan teşekkür ediyor, sanki teşekkür ettikten sonra, 10 gün sonra kararı açıklayacağız derken gözlerinin içi gülümsüyor muydu ne? Bozulacaktı galiba, evet evet öyle olmalıydı.

Ömrümün yine en uzun dönüş yolunu ve yine en uzun 5 gününü geçirdikten sonra dayanamayıp kalemi arıyorum: Falanca dosyanın temyiz sonucu belli oldu mu? bakıp, evet diyor telefondaki kadın. Emin misiniz, şu numaralı dosya diye teyit istiyorum önce (ya da yanıtı ötelemek istiyorum, kimbilir) Evet avukat hanım, belli, bozma diyor. Nasıl yani diyorum, bozma mı, emin misiniz? Evet, bozma dedim ya diyor kadın. Peki ama, usulden mi, esastan mı diyorum. Esastan diyor. Emin misiniz diyorum)) Duyduğum son yanıt: Allah allaaah, inanmayacaksınız niye arıyorsunuz ki! Sonrasını hatırlamıyorum

Çok güzel bir anıydı. Yargıtay'da böyle bozmaların tekrarı çok olmadı, ama yine de mesleğin başında karşılaşmak motive ediciydi

(Hikayenin sonunu yazmamışım: Sanıkların bozmadan sonra yapılan tatbikatlı bir gece keşfi sonrası beraat ettiklerini de eklemeliyim )


Saygılarımla...
Old 09-02-2007, 22:57   #86
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Şehper Hanım,
Babanızın tavrı/yorumu ne oldu?
Old 09-02-2007, 22:59   #87
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Çok güzel bir anıydı. Yargıtay'da böyle bozmaların tekrarı çok olmadı, ama yine de mesleğin başında karşılaşmak motive ediciydi

Aslında bu diyalogun nesinden usandınız anlamadım sevgili meslektaşım.

Severim böyle anıları. Bir çırpıda ve merakla okudum. Tebrikler. Benim böyle bir başarım olmadı. Sadece bir duruşmada önemli şeyler söylemiştim, ilk defa söylenen şeyler diyelim...(yani öyle sanıyorum) Sadece başkanın fikrini değiştirebildiğimi başkanın muhalefet şerhinden anlayabilmiştim. Başkan benim gerekçelerimle karara muhalefet etmişti. Dava reddedilmişti ama Temyiz başkana itibar edip lehimize kararı bozmuştu. Anılar güzeldir.
Ama daha yaşımız çok genç mi ne?

Saygılarımla...
Old 09-02-2007, 23:02   #88
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Şehper Hanım,
Babanızın tavrı/yorumu ne oldu?

Genetik katkı tartışılabilir mi?
Old 09-02-2007, 23:07   #89
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Tahmin edeyim: "Babasının kızı!"
Old 09-02-2007, 23:27   #90
Admin

 
Varsayılan

Kirada oturan müvekkil yeni ev satın almıştır, içinde kiracı vardır, müvekkilin ihtiyacı vardır, oturmak istemektedir, konu avukata yansır:

Tarih (mesela) 2.Ocak.2000:
Avukat kiracıyı nezaketen telefonla arar, müvekkilinin eve ihtiyacı olduğunu, kendisine süre verebileceklerini ancak makul bir zamanda tahliye arzuladıklarını anlatır. Kiracı, "beni bu evden hiçbir güç çıkartamaz elinizden ne geliyorsa yapın" der.

Tarih 5.Ocak.2000:
Avukat kiracıya noterden ihtarname keşide eder. Eve müvekkilinin ihtiyacı olduğunu, aktin yenilenmeyeceğini, evin tahliye edilmesinin istendiğini ihtar eder. İhtar kiracıya tebliğ olur, kiracı evi boşaltmaz.

Tarih 10.Ocak.2000:
Kiracıya ihtiyaçtan tahliye davası açılır. Dava dilekçesi 15.Ocak.2000'de kiracıya tebliğ olur, kiracı evi boşaltmaz.

Tarih 1.Mart.2000:
İlk duruşma yapılır. Davacı gelir, kiracı gelmez, kaale almaz (ve evi boşaltmaz).

Tarih 1.Haziran.2000 :
İkinci duruşma yapılır. Davacı gelir, kiracı gelmez, kaale almaz (ve evi boşaltmaz).

Tarih 10.Ekim.2000 (Adli Tatil Girdi):
Üçüncü duruşma yapılır. Davacı gelir, kiracı gelmez, kaale almaz (ve evi boşaltmaz). Mahkeme tahliye kararı verir.

Tarih 30.Kasım.2000 :
Mahkeme kararı kiracıya tebliğ edilir. Kiracı "haksız ve usulsüz kararı temyiz ediyorum" şeklinde tek cümle bir temyiz dilekçesi verir (ve evi boşaltmaz).

Tarih 3.Mayıs.2001:
Karar onanır, kesinleşir. Kiracıya telefon açılır, kararın kesinleştiği icraya ile sıkıntı yaşanmaması için, kendisinin evi boşaltması istenir, 1 ay süre verilir. Kiracı evi boşaltmaz.

Tarih 3.Haziran.2001:
Tahliye kararı icraya konur, icra müdürlüğünden kiracıya icra emri gider ve evi 7 gün içinde tahliye etmesi, aksi takdirde zor kullanılarak tahliye edileceği bildirilir. Kiracı evi boşaltmaz.

Tarih 4.Temmuz.2001:
Kiracıya bir daha telefon açılır, ev icra marifetiyle boşaltılırsa çok masraflı olacağı, bu masrafların da sonunda ondan alınacağı, buna gerek olmadığı, kendisinin çıkmasının her iki taraf için de daha iyi olacağı bildirilir. Kiracı evi boşaltmaz.

Tarih 20.Temmuz.2001:
İcra memuru ile mecura gidilir, icra memuru ilk gidişte tahliye etmeyeceğini süre vereceğini söyler, kiracıya 20 gün süre verir, 20 gün içinde ev boşalmazsa zorla boşaltacağı söylenir. Kiracı evi boşaltmaz.

Tarih 15.Ağustos.2001:
İcra memuru ile mecura bir daha gidilir. Mecur kapalıdır, icra memuru elinde bir sürü haciz olduğunu, şu anda çilingir de bulamayacağını, bir kez daha süre vereceğini söyler, mecurun kapısına kağıt yapıştırılıp kiracıya 10 gün daha süre verildiği, boşaltmazsa zorla boşaltacağı ihtar edilir. Kiracı evi boşaltmaz.

Tarih 25.Ağustos.2001:
Yediemin ayarlanır, 8 tane hamal, 2 kamyon, 1 polis ekibi, 1 çilingir alınır, dünyanın parası harcanır ve mecura gidilir. Hamallar, ilk parça eşyayı kapıdan çıkartırken, kiracı haykırır:

"SEN NE VİCDANSIZ AVUKATSIN! BİRKAÇ GÜN SÜRE VERSEN ÖLÜR MÜYDÜN!"

(Defalarca ve aynen yaşanmıştır, en ufak abartı yoktur)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Meslekte Yapilan Hatalar nakil Hukuk Sohbetleri 41 17-10-2009 21:52
Serbest Meslekte Vergİ İncelemesi ismailduygulu Mali Hukuk Çalışma Grubu 12 25-01-2009 05:30


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08226109 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.