Boşanma Kararının Tanınmasında Vekaletname

Merhaba sevgili meslektaşlarım,

Geçen hafta açtığımız bir tanıma davasında hakim, HMK 74 uyarınca yurtdışında verilen boşanma kararının tanınması için özel vekaletname gerektiğini bize ileterek, davalının vekili olmasına rağmen, davalının şahsına (yurtdışına) tebligat gönderdi. Ben davacı vekili olarak kabul ediliyorum ve davalı vekili olan meslektaşım ile vekaletnamelerimiz aynı, sadece taraf isimleri farklı. Bu vekaletname fotoğraflı ve yurtdışında verilen boşanma kararının Türkiye'de tanınması ve tenfizi yetkisini haiz. Ancak benim vekaletim kabul edilirken, hakim davalının vekaletnamesini kabul etmiyor ve davalı asile tebligat gönderiyor. Kabul edeceği vekaletnamenin davalının sonradan, ikame edilmiş tanıma davasının mahkeme ve dosya numaralarını içeren spesifik bir vekaletname sunması halinde kabul olacağını söylüyor.

Dosyamız gereksiz bir şekilde durmuş vaziyette, davalı vekili mevcut olmasına rağmen, hakim asilin yurtdışı adresine tebligat gönderdi. Bu uygulamaya çok şaşırdık.

Konu hakkında değerli görüşlerinizi arz ederseniz memnun olurum. Teşekkürler.

Hakimin vermiş olduğu karara katılıyorum.

Tanıma ve tenfiz davaları için vekaletnamelerde özel yetki isteniyorsa hakiminde bu özel yetkinin varlığını araştırması gayet doğaldır. Elde ki vekaletname daha evlilik bile ortada yokken verildiğini varsayın...

Ancak tanıma ve tenfiz davaları için neden özel yetki istenir anlamış değilim. Eş bir ifade ile tanıma ve tenfiz talebi kişiye sıkı sıkı bağlı bir hak mıdır?

2675 Sayılı yasanın 38. maddesi tenfiz ve kıyasen tanımanın şartlarını belirlemiş, hakim bu şarta bakıp karar verecek. Bu karar gerçekte verilmişse, neden özel yetkiye bakar?

Olaya göre örneklersek, uygulamada tanıma ve tenfiz için özel yetki istendiği malumunuzdur. Gerçi hangi nedene dayanarak özel yetki istendiğini tam olarak bilmiyorum.

Boşanma şahsi bir haktır. Tanıma ise şahsi hakkın tanınmasını gerçekleştiren bir usul işlemidir.

Boşanma kararı ile birlikte verilen tazminatın icrası için özel yetki almıyorsam, yasayla zaten tanıdığın bir boşanmayı tanıtmak içinde özel yetki almamalıyım...

Ancak hakim, uygulamada katılmadığım bu sebebe iştiraken böyle bir talep de bulunması, gayet doğaldır. Şöyle düşünürsek; vekaletnamenin 5 yıl önce henüz evlilik bile ortada yokken verildiğini varsayın, içerisinde de tanıma yetkisi de var. Bir vekil geliyor, 5 yıl önce aldığı vekalet ile ben yetkiliyim diyor iyi ama müvekkilin bundan haberi var mı(!)

Umarım anlatabilmişimdir...

Cevabınız için teşekkür ederim. Ancak dosyamızın vekaletleri 10-4-2012 tarihli, yani yeni. Hakim burada HMK 27'ye dayanıyormuş. Yani, "herkesin davasından haberdar olmaya hakkı var" diyerek davalının avukatı olmasına rağmen, aslına tebligat gönderdi. Bu karara itiraz yapacağım. Gidişatını paylaşırım.

İyi çalışmalar!

Alıntı: Yazan Av.Melis Ersöz Cevabınız için teşekkür ederim. Ancak dosyamızın vekaletleri 10-4-2012 tarihli, yani yeni. Hakim burada HMK 27'ye dayanıyormuş. Yani, "herkesin davasından haberdar olmaya hakkı var" diyerek davalının avukatı olmasına rağmen, aslına tebligat gönderdi. Bu karara itiraz yapacağım. Gidişatını paylaşırım. İyi çalışmalar!

Yanı başımızda ki Yunanistan'da avukatların dava açması için vekalete ihtiyaçları yok, hatta bildiğim kadarıyla AİHM'ne vekil olarak başvurduğumuzda dahi vekalete gerek yok, müvekkilin elinden aldığımız evrak yetiyor.

Bu sistemde Avukat olarak bize inanmıyorlar, güvenmiyorlar meslektaşım. Bu sebeple vekalet yetmez, haber vermek gerekir...

ekleme: herşeye rağmen hakim doğru olanı yaptı, bence hakimin bir hatası yok...

Kolay Gelsin...

Merhaba meslektaşlarım,

Geçen ay sizinle yukarıda paylaştığım olayda, hakimin bu tutumuna karşı itiraz dilekçesi verdik. Hakim tekrar inceleme yaptıktan sonra talebimizi haklı buldu, vekaletnamemizi kabul etti ve tebligatı bize yaptı. Değerli görüşlerinizi paylaştığınız için tekrardan sizlere teşekkür ederim.

Sayın Meslektaşlar,
Aynı konuda yani yurt dışında verilmiş boşanma kararının tanınması davasında , davalı tarafından tanınması istenilen kararın gerekli bilgileri verilerek düzenlenen bir özel vekaletname mevcut olmasına rağmen Hakim davalı asile tebligat yapılmadan davanın görülemeyeceğinde ısrarlı , bu konuda Yargıtay kararı arıyorum , yardımlarınız için şimdiden çok teşekkürler

Saygılarımla ,

Alıntı: Yazan Av. r.erkan Sayın Meslektaşlar, Aynı konuda yani yurt dışında verilmiş boşanma kararının tanınması davasında , davalı tarafından tanınması istenilen kararın gerekli bilgileri verilerek düzenlenen bir özel vekaletname mevcut olmasına rağmen Hakim davalı asile tebligat yapılmadan davanın görülemeyeceğinde ısrarlı , bu konuda Yargıtay kararı arıyorum , yardımlarınız için şimdiden çok teşekkürler Saygılarımla ,

Yukarıda yazılmış; herkesin davasından haberdar olma hakkı vardır. Taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilemez. Dolayısıyla dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden avukatı gelip haberdar olduk davaya giriyoruz diyemez. Aksi durumu düşünün kötüniyetli avukat davalara girip davaları kabul etse ne olur?

Yurt dışı tebligat sorununu aşmak için dava açıldıktan sonra, x mahkemesinde, x tarafımdan aleyhime açılan, x esaslı davada beni temsil etmesi için x 'i vekil tayin ettim şeklinde vekaletname verilmesi gerekir.

Yanıtınız için teşekkürler , Ancak tanıma davası açılmadan öncede verilmiş olan vekaletnamede tanıma davasına konu edilecek yabancı ülke kararının tüm detay bilgileri bulunan özel vekaletname bulunmakta , yani vekil eden hangi kararın tanınacağını bilerek vermiş , dava öncesinde verilmiş olmasın ne gibi sakıncası olabilir , anlayamadım