Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Manevi Tazminat & Belirsiz Alacak Davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 12-01-2018, 12:43   #1
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan Manevi Tazminat & Belirsiz Alacak Davası

Manevi tazminat talebinin HMK 107 kapsamında belirsiz alacak davası şeklinde ileri sürülebileceği, doktrinde (PEKCANITEZ, ÇELİK, ERCAN, NARTER, AYDOS ...) kabul edilmesine rağmen; yakın tarihli (21. Hukuk Dairesine ait) iki Yargıtay kararında manevi tazminat talebinin bölünemezliği ilkesinden yola çıkılarak bunun mümkün olamayacağı yönünde içtihatlar gördüm.
Uygulamasını yapan arkadaşlar var mı?
Old 13-01-2018, 21:42   #2
Av. Suat

 
Varsayılan

Sayın DERYAL
Bunu belirsiz alacak davası veya ıslah yolu ile değil de ilk davanın açıldığı günden sonra tedaviye başlanıp ameliyat vs olunması halinde gelişen duruma bağlı tek bir haksız eylemin doğurduğu farklı ve fakat daha ağır sonuçlar ortaya çıkarsa ayrıca bu yeni bulgular gerekçe yapılarak ayrı bir dava ile yeniden manevi tazminat talep edilebilir.
Daha sonra bu davaların birleştirilmesi talep edilerek sonuca gidilebilir. Burada tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi uygulanamaz.

Olayda devam eden bir tedavi süreci yoksa yada zarar zaten baştan belli ve tek ise -şahsiyet haklarına yapılan saldırı gibi- zaten belirsiz dava açılamayacaktır.
Old 13-01-2018, 22:32   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Hakan Pekcanıtez manevi tazminatın belirsiz alacak davası olarak açılabileceğini savunmaktadır.Usul kitabında yargıtay'ın aksi görüşte olduğunu kendisi de ifade etmektedir. Yargıtay manevi tazminatta kısmi davayı da kabul etmez iken, 17.HD.aşağıdaki kararında açılan belirsiz manevi tazminat davasında ,"dava dilekçesinde belirtilen miktar yönünden davanın ; kısmi dava olarak değerlendirilerek neticelendirilmesi gerektiğine" karar vermiştir. Ancak buradan aynı vakıalar yönünden davacının ek dava açılabileceği sonucunu da çıkartamayız.Davacı bu karara dayanarak ek dava açsa dahi yargıtay'ın bunu kabul edeceğini sanmıyorum. (Av.Suat) ın ifade ettiği gibi ancak sonradan ortayan çıkan yeni vakıalara dayanılarak ayrıca manevi tazminat istenebilir diye düşünüyorum.

17. Hukuk Dairesi 2014/20174 E. , 2017/4309 K.
• m

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 18.04.2017 Salı günü davacılar vekili Av. ... ile davalı ... Tic.A.Ş vekili Av.... ... geldiler. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü.

-K A R A R-

Davacılar vekili, müvekkillerin murisinin kazada vefat ettğini, kazada davalı tarafın asli ve tam kusrlu olduğunu belirterek müvekkillerin manevi zararlarının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ayrı ayrı 50.000,00'er TL'den toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın manevi tazminat davası olup manevi tazminat bölünemeyeceğinden belirsiz alacak davası olarak açılmayacağını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, kazada ölen yayanın kusurlu olduğunu, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ...vekili, manevi tazminat davasının belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının mümkün olmadığını, müvekkil şirket ile dava dışı ... Yapı Müşavirlik Tic. A.Ş arasında 13.06.2012 tarihinde 36 ay vadeli olarak araç kiralama sözleşmesi yapıldığını, uzun süreli kiralamalarda kiracı şirketin sorumlu olması gerektiğini, kaza tarihinde araç maliki olan müvekkilin işleten sıfatının bulunmadığını, kazanın mütevveffanın ağır kusuru ile meydana geldiğini, talebin fahiş olduğunu, davanın kiracı şirkete ihbar edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. İhbar olunan ... Yapı Mim. Müh. San ve Tic. AŞ vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına ve toplanan delillere göre; manevi tazminata ilişkin belirsiz alacak davası açılmasının mümkün olmadığı, davacı tarafça her bir davacı için rakam belirtilmiş olsa da bu hususun davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı gerçeğini değiştirmeyeceği gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK.’nun belirsiz alacak davasının düzenleyen 107. maddesinde” (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle,manevi tazminatın belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün değildir. Ancak hukuki nitelendirme hakime aittir. Somut olaya baktığımızda, her ne kadar davacı taraf manevi tazminat talebini belirsiz alacak davası olarak açmış ise de dava dilekçesinde her bir davacı için talep edilen manevi tazminat olarak bir miktar belirtilmiş olup, dava edilen bu miktarlar yönünden dava; kısmi dava olarak değerlendirilerek neticelendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde hatalı değerlendirme ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.480,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 20/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 15-01-2018, 11:57   #4
av.oguzalkan

 
Varsayılan Manevi Tazminatta HMK 107. Maddesinin uygulana bilirliği

Değerli meslektaşlarım; konu ile alakalı olarak şahsi kanaatim, manevi tazminat istemli açılan davada HMK 107. madde hükmünün tatbikinde konunun iki farklı durumda değerlendirilerek nazara alınması şeklinde olacaktır.
-İlk durumda zarara sebep olan fiil ve bu fiil sonucunda ortaya çıkan zararın henüz son bulmamış, devam etme imkan ve ihtimalinin olması şeklinde değerlendirile bilir ki bu durumda manevi zararın dahada fazla olacağı şüphesizdir.
Örneğin: Bir trafik kazası sonucunda ortaya çıkan ağır yaralanma neticesinde mağdurun yoğun bakımda tedavi altına alınması sonucunda, mağdur yakınlarının açacağı manevi tazminat davası ve bu davada talep edecekleri miktar ile dava sonuçlanana kadar vukuu bulabilecek bir vefat yada mağdurun herhangi bir uzvunu sonradan kaybetmesi halinde şüphesiz ki mağdur yakınlarının uhdesinde oluşan manevi ızdırap bir olmayacaktır. Bu durumda manevi tazminatın belirsiz alacak davası şeklinde yorumlanarak HMK. 107. maddesine tabi kılınması bence mümkündür çünkü kişinin sonradan ortaya çıkan durum neticesinde manevi acısı dahada artacaktır.
-İkinci durumda ise fiil ve sonucunda zarar meydana gelmiş ve bitmişse (örneğin kişi trafik kazası esnasında hayatını kaybetmişse) kısacası davaya taraf mağdur yakınlarının manevi dünyasında artık ortaya çıkabilecek başkaca bir manevi ızdırap bulunmuyor ise bu durumda davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılması şahsi kanaatimce uygun olmayacaktır çünkü bu durumda davacı tarafın manevi dünyasında oluşan acı gerçekleşmiştir. Manevi acının miktar ve boyutu maddi olarak tayin edilemez kaldı ki bu konuda bilirkişiye gitmek gibi bir imkan ve ihtimalde bulunmamaktadır. Bu tazminin miktarını belirleye bilecek tek kişi kararı verecek olan hakimdir. Burada davaya taraf mağdur yakınlarının kendilerinde oluşan manevi acılarını dikkate alarak buna bir miktar tayin etmeleri ve bu miktar üzerinden davalarının açılması daha uygun olacaktır.
Yüksek yargının bu tarz konularda konuyu dahada derinlemesine ele alarak tereddüde mahal bırakmamak adına karar oluşturması temennisiyle.
Herkese iyi çalışmalar diliyorum.
Old 15-01-2018, 23:01   #5
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

6100 sayılı HMK'da komisyon başkanlığı yapan PEKCANITEZ'e göre, Almanya ve İsviçre'de manevi tazminat talepleri belirsiz alacak davası şeklinde açılabilir. O'na göre, manevi tazminat talebi, belirsiz alacak davası kurumunun en tipik örneğini teşkil eder.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacak bir konuda belirsiz alacak davası açılması lawyer0202 Meslektaşların Soruları 7 20-09-2019 11:33
Belirsiz alacak davası-Maddi-Manevi Tazminat akrd61 Meslektaşların Soruları 4 29-08-2013 13:25
belirsiz alacak davası estetik gideri ve manevi tazminat quellem Meslektaşların Soruları 3 12-11-2011 23:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03409505 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.