Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanununda Tahliye Davalarında Görevli Mahkeme

Yanıt
Old 28-09-2011, 20:07   #1
tiryakim

 
Olumlu 6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanununda Tahliye Davalarında Görevli Mahkeme

Merhabalar Değerli Meslektaşlarım ;

6100 Sayılı Kanunun 4. Maddesine göre Tahliye davaları artık İcra Hukuk Mahkemesinde mi açılacak ? Tahliye davalarında artık seçimlik hak ortadan kalkıyor mu ?

Alıntı:

Sulh hukuk mahkemelerinin g
örevi
MADDE 4 - (1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun de
ğer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,
b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,
c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,
ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davaları,
görürler.

Old 28-09-2011, 20:13   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

MADDE GEREKÇESİ: Tasarıdaki maddeye ilişkin düzenlemenin "a) İflâsa, konkordatoya ve sermaye şirketleri ile kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılmasına ve vakıflara ilişkin davalar ayrık olmak üzere, malvarlığı haklarından doğan değer veya tutarı beşbin Türk Lirası (bu tutar dahil) geçmeyen davaları," kısmı çıkarılarak ve b(1)'e "alacak davaları da dahil olmak üzere" ibaresi eklenerek:

b) Dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;

1) Kiralanan taşınmazların, İcra ve İflâs Kanununa göre ilâmsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,

2) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,

3) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,

c) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları,
görürler.

kısmı yasalaşmıştır. Bu kısma ilişkin gerekçe:

- Kiralanan taşınmazların, İcra ve İflâs Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara,

- Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılması ile ortaklığın giderilmesi davalarına,

- Taşınır ve taşınmaz mallarda yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik olan davalara,
sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı hususu hüküm altına alınmıştır.

Bu çerçeveden bakıldığında, kira uyuşmazlıkları bakımından sulh hukuk mahkemelerinin görev alanı genişletilmiş ve ayrıca diğer kanunların sulh hukuk mahkemesi veya hâkimini görevlendirdiği davaların da sulh hukuk mahkemesinde görüleceği hususuna açıkça işaret olunmuştur.


"Adalet Komisyonu Raporu"ndan:
"...Tasarının 3 üncü maddesi üzerinde yapılan görüşme sırasında “Sulh hukuk mahkemelerinin 8 inci maddede dava konusunun değeriyle ilgili olmaksızın sayılan davalara ve diğer kanunların sulh hukuk mahkemesini görevlendirdiği dava ve işlere bakması” hususlarına ilişkin değişiklik önergesi aşağıdaki gerekçeler doğrultusunda verilmiştir.

“Sulh hukuk mahkemeleri, asliye hukuk mahkemelerince görülen davalara göre daha basit olan ve tarafların sulh olmaları sonucu çözüme kavuşturulabilen uyuşmazlıkların, yazılı yargılama usulündeki ayrıntılı prosedüre tâbi olmadan, daha kolay ve kısa yoldan çözülebilmesi amacıyla kurulmuştur. Bu ayrım, 1086 sayılı Kanunun mehazını oluşturan İsviçre başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde de mevcuttur. Sulh hukuk mahkemesi asliye mahkemesi düzeyinde bir ihtisas mahkemesi değil, basit uyuşmazlıkların daha az masraf ve emek harcayarak çözülebilmesini amaçlayan bir mahkemedir. Ancak, Ülkemizdeki seksen seneyi aşan kuruluş amacına uygun olmayan
uygulama sonucunda, bu mahkemeler belli bir alana yönelik uzmanlık mahkemesi gibi algılanmaya başlanmıştır. Bu algılamanın sonucu olarak da ayrımın kaldırılması ve asliye düzeyinde yeni ihtisas mahkemeleri kurulması tartışılmaya başlanmıştır.

Kanun Tasarısında sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemesi ayrımı muhafaza edilmiş ve bu mahkemelerin amacına uygun şekilde çalışmasını öngören bir sistem oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede, sulh hukuk mahkemesinde uygulanacak olan basit yargılama usulü, yazılı yargılama usulüne göre daha hızlı ve kolay bir usul hâline getirilmiş, böylece bu mahkemelerde açılan davaların daha basit ve kısa sürede çözümü amaçlanmıştır. Bugüne kadar farklı kanunlarda yer alan çekişmesiz yargı işleri, Kanun Tasarısının 386 ncı maddesinde ayrı ayrı sayılmış ve kural olarak bu işlerin sulh hukuk mahkemesinde görülmesi kabul edilmiştir. Ayrıca, miktar ve değere bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde açılan davalar bakımından bu mahkemelerin görev alanları korunmuştur. Örneğin, kira sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklar, taşınır ve taşınmaz mallarda sadece zilyetliğin korunmasına yönelik uyuşmazlıklar parasal değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinin görevine verilmiştir.

Malvarlığına ilişkin davalarda, dava konusu malın değerine göre mahkemenin görevinin belirlenmesi sebebiyle, uygulamada verilen görevsizlik kararlarından dolayı yargılamanın uzadığı bir gerçektir. Ayrıca görev sınırının periyodik olarak değiştirilmesi de farklı sorunlara yol açmaktadır.

Esasen temelinde malvarlığı uyuşmazlığı yatan bir konuda, daha aşağıda olan miktarı sulh mahkemesini daha yukarıda olan miktarları ise asliye hukuk mahkemesini görevli kılmanın pratik olarak sağladığı büyük bir yarar da görülmemektedir. Bu sebeplerle Komisyondaki görüşmelerde ilke olarak bu ayrımın korunması, ancak, malvarlığının değerine göre sulh hukuk mahkemesinin görevine giren uyuşmazlıkların asliye hukuk mahkemesinin görevine bırakılması kabul edilmiştir.

Öngörülen bu sisteme göre parasal değerle ifade edilen malvarlığından kaynaklanan davalara asliye hukuk mahkemesi tarafından bakılacak, böylece dava konusunun değeriyle ilgili görevsizlik kararlarına ilişkin yargılamanın uzaması ve diğer problemler son bulacaktır. Sulh hukuk mahkemeleri 8 inci maddede dava konusunun değeriyle ilgili olmaksızın sayılan davalara, başka mahkemelerin görevine girmeyen çekişmesiz yargı işlerine ve diğer kanunların sulh hukuk mahkemesini görevlendirdiği dava ve işlere bakmakla görevli olacaktır. Özellikle çekişmesiz yargı bakımından asıl mahkemenin sulh hukuk mahkemesi hâline getirilmiş olması sebebiyle de sulh hukuk mahkemesi işlevsel ve amacına uygun bir yargılama yapacaktır.

Malvarlığına ilişkin davalarda sulh hukuk, asliye hukuk ayrımının kaldırılması nedeniyle, Tasarıda düzenlenen, davaların yığılması, terditli ve seçimlik dava, kısmî dava, karşı dava ve eşyaya bağlı irtifak haklarına ilişkin davalarda görevle ilgili maddelerin gerekliliği de ortadan kalkmıştır.

Keza, faiz veya tazminat istenmesi hâlinde görevin belirlenmesinde bunların görev miktarına dâhil olup olmayacağı yolundaki düzenlemeye de ihtiyaç kalmamıştır.

Görüldüğü üzere, yeni düzenlemeyle, birçok konuda sadelik ve basitlik de sağlanmış olacak, görevle ilgili tartışmaya yol açabilen ayrımlara da ihtiyaç kalmayacaktır...”

Saygılar,
Old 28-09-2011, 20:17   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
Merhabalar Değerli Meslektaşlarım ;

6100 Sayılı Kanunun 4. Maddesine göre Tahliye davaları artık İcra Hukuk Mahkemesinde mi açılacak ? Tahliye davalarında artık seçimlik hak ortadan kalkıyor mu ?



Yürürlükte olan 1086 Sayılı HUMK. 8. madde:

Alıntı:
1. İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaları,

Old 28-09-2011, 20:32   #4
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av-ufuk
MADDE GEREKÇESİ: Tasarıdaki maddeye ilişkin düzenlemenin "a) İflâsa, konkordatoya ve sermaye şirketleri ile kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılmasına ve vakıflara ilişkin davalar ayrık olmak üzere, malvarlığı haklarından doğan değer veya tutarı beşbin Türk Lirası (bu tutar dahil) geçmeyen davaları," kısmı çıkarılarak ve b(1)'e "alacak davaları da dahil olmak üzere" ibaresi eklenerek:

b) Dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;

1) Kiralanan taşınmazların, İcra ve İflâs Kanununa göre ilâmsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,

2) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,

3) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,

c) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları,
görürler.

kısmı yasalaşmıştır. Bu kısma ilişkin gerekçe:

- Kiralanan taşınmazların, İcra ve İflâs Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara,

- Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılması ile ortaklığın giderilmesi davalarına,

- Taşınır ve taşınmaz mallarda yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik olan davalara,
sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı hususu hüküm altına alınmıştır.

Bu çerçeveden bakıldığında, kira uyuşmazlıkları bakımından sulh hukuk mahkemelerinin görev alanı genişletilmiş ve ayrıca diğer kanunların sulh hukuk mahkemesi veya hâkimini görevlendirdiği davaların da sulh hukuk mahkemesinde görüleceği hususuna açıkça işaret olunmuştur.


"Adalet Komisyonu Raporu"ndan:
"...Tasarının 3 üncü maddesi üzerinde yapılan görüşme sırasında “Sulh hukuk mahkemelerinin 8 inci maddede dava konusunun değeriyle ilgili olmaksızın sayılan davalara ve diğer kanunların sulh hukuk mahkemesini görevlendirdiği dava ve işlere bakması” hususlarına ilişkin değişiklik önergesi aşağıdaki gerekçeler doğrultusunda verilmiştir.

“Sulh hukuk mahkemeleri, asliye hukuk mahkemelerince görülen davalara göre daha basit olan ve tarafların sulh olmaları sonucu çözüme kavuşturulabilen uyuşmazlıkların, yazılı yargılama usulündeki ayrıntılı prosedüre tâbi olmadan, daha kolay ve kısa yoldan çözülebilmesi amacıyla kurulmuştur. Bu ayrım, 1086 sayılı Kanunun mehazını oluşturan İsviçre başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde de mevcuttur. Sulh hukuk mahkemesi asliye mahkemesi düzeyinde bir ihtisas mahkemesi değil, basit uyuşmazlıkların daha az masraf ve emek harcayarak çözülebilmesini amaçlayan bir mahkemedir. Ancak, Ülkemizdeki seksen seneyi aşan kuruluş amacına uygun olmayan
uygulama sonucunda, bu mahkemeler belli bir alana yönelik uzmanlık mahkemesi gibi algılanmaya başlanmıştır. Bu algılamanın sonucu olarak da ayrımın kaldırılması ve asliye düzeyinde yeni ihtisas mahkemeleri kurulması tartışılmaya başlanmıştır.

Kanun Tasarısında sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemesi ayrımı muhafaza edilmiş ve bu mahkemelerin amacına uygun şekilde çalışmasını öngören bir sistem oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede, sulh hukuk mahkemesinde uygulanacak olan basit yargılama usulü, yazılı yargılama usulüne göre daha hızlı ve kolay bir usul hâline getirilmiş, böylece bu mahkemelerde açılan davaların daha basit ve kısa sürede çözümü amaçlanmıştır. Bugüne kadar farklı kanunlarda yer alan çekişmesiz yargı işleri, Kanun Tasarısının 386 ncı maddesinde ayrı ayrı sayılmış ve kural olarak bu işlerin sulh hukuk mahkemesinde görülmesi kabul edilmiştir. Ayrıca, miktar ve değere bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde açılan davalar bakımından bu mahkemelerin görev alanları korunmuştur. Örneğin, kira sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklar, taşınır ve taşınmaz mallarda sadece zilyetliğin korunmasına yönelik uyuşmazlıklar parasal değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinin görevine verilmiştir.

Malvarlığına ilişkin davalarda, dava konusu malın değerine göre mahkemenin görevinin belirlenmesi sebebiyle, uygulamada verilen görevsizlik kararlarından dolayı yargılamanın uzadığı bir gerçektir. Ayrıca görev sınırının periyodik olarak değiştirilmesi de farklı sorunlara yol açmaktadır.

Esasen temelinde malvarlığı uyuşmazlığı yatan bir konuda, daha aşağıda olan miktarı sulh mahkemesini daha yukarıda olan miktarları ise asliye hukuk mahkemesini görevli kılmanın pratik olarak sağladığı büyük bir yarar da görülmemektedir. Bu sebeplerle Komisyondaki görüşmelerde ilke olarak bu ayrımın korunması, ancak, malvarlığının değerine göre sulh hukuk mahkemesinin görevine giren uyuşmazlıkların asliye hukuk mahkemesinin görevine bırakılması kabul edilmiştir.

Öngörülen bu sisteme göre parasal değerle ifade edilen malvarlığından kaynaklanan davalara asliye hukuk mahkemesi tarafından bakılacak, böylece dava konusunun değeriyle ilgili görevsizlik kararlarına ilişkin yargılamanın uzaması ve diğer problemler son bulacaktır. Sulh hukuk mahkemeleri 8 inci maddede dava konusunun değeriyle ilgili olmaksızın sayılan davalara, başka mahkemelerin görevine girmeyen çekişmesiz yargı işlerine ve diğer kanunların sulh hukuk mahkemesini görevlendirdiği dava ve işlere bakmakla görevli olacaktır. Özellikle çekişmesiz yargı bakımından asıl mahkemenin sulh hukuk mahkemesi hâline getirilmiş olması sebebiyle de sulh hukuk mahkemesi işlevsel ve amacına uygun bir yargılama yapacaktır.

Malvarlığına ilişkin davalarda sulh hukuk, asliye hukuk ayrımının kaldırılması nedeniyle, Tasarıda düzenlenen, davaların yığılması, terditli ve seçimlik dava, kısmî dava, karşı dava ve eşyaya bağlı irtifak haklarına ilişkin davalarda görevle ilgili maddelerin gerekliliği de ortadan kalkmıştır.

Keza, faiz veya tazminat istenmesi hâlinde görevin belirlenmesinde bunların görev miktarına dâhil olup olmayacağı yolundaki düzenlemeye de ihtiyaç kalmamıştır.

Görüldüğü üzere, yeni düzenlemeyle, birçok konuda sadelik ve basitlik de sağlanmış olacak, görevle ilgili tartışmaya yol açabilen ayrımlara da ihtiyaç kalmayacaktır...”

Saygılar,

Yani şimdi 6100 Sayılı Kanunun 4. Maddesine göre Tahliye davaları artık İcra Hukuk Mahkemesinde mi açılacak ?
Old 29-09-2011, 06:24   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun sitesinde Hukuk Usulü Kanunu sunumları mevcut. Okumak isteyenler için:

http://www.hsyk.gov.tr/hmk/hmkindex.html
Old 29-09-2011, 06:56   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
Yani şimdi 6100 Sayılı Kanunun 4. Maddesine göre Tahliye davaları artık İcra Hukuk Mahkemesinde mi açılacak ?

Sayın Tiryakim.

Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere "kira sözleşmesinden" kaynaklanan tüm davalar (bunun içinde tahliye davaları da vardır) Sulh mahkemesinde açılacaktır.

Sulh mahkemelerinin bakacağı tahliye davaları için İcra kanunu kapsamındaki "ilamsız icra" yoluyla tahliyeler hariç tutulmuştur ki bu daha önceki (halen yürürlükte olan 1086 sayılı kanunda da vardır).
Old 29-09-2011, 07:28   #7
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Sayın Tiryakim.

Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere "kira sözleşmesinden" kaynaklanan tüm davalar (bunun içinde tahliye davaları da vardır) Sulh mahkemesinde açılacaktır.

Sulh mahkemelerinin bakacağı tahliye davaları için İcra kanunu kapsamındaki "ilamsız icra" yoluyla tahliyeler hariç tutulmuştur ki bu daha önceki (halen yürürlükte olan 1086 sayılı kanunda da vardır).

Aynı biçimde düşünüyorum.

Alıntı:
1. İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaları,

Eski Kanun Sulh Hukuk Mahkemesinin kira sözleşmeleri ile ilgili görev hususunda; kira akdine dayalı olsa da kira alacağı ve tazminat tek başına istenmişse dava değerine göre asliye veya sulh hukuk olmak üzere görev belirliyordu.

Yeni kanunda ise, kira sözleşmesine dayalı her türlü alacak veya tazminat veya tahliye veya akdin feshi veya tespit taleplerinde görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.

Alıntı:
Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere,

Maddenin bu lafzında anlatılan da, İcra iflas kanunu dairesinde tahliye yoluna gidersen, icra mahkemelerinin de görevi vardır. Eski kanunla hiçbir fark yok.

Sonuç: Yani şimdi 6100 Sayılı Kanunun 4. Maddesine göre Tahliye davaları artık İcra Hukuk Mahkemesinde mi açılacak ?

Hayır. Sadece icra mahkemesinde açılmayacak. Sulh Hukuk Mahkemeleri de aynen ve alanı genişletilmiş biçimde görevlidir.

Saygılarımla.
Old 29-09-2011, 11:43   #8
AV.SERTANn

 
Varsayılan

Kanun metni çok açık, niye tereddüt oluştu ki?

Alıntı:
Sulh hukuk mahkemelerinin görevi
MADDE 4 - (1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,
Old 08-07-2013, 23:52   #9
tiryakim

 
Varsayılan

Birden fazla kiralayanın bulunduğunu tahliye davalarında yetkili mahkeme neresidir
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
yeni hukuk muhakemeleri kanununa göre tapu için açılan isim tashihi davalarında görevli mahkeme av esinnur esen Meslektaşların Soruları 13 17-07-2012 15:11
2022 sayılı kanun, görevli mahkeme av.duyguf Meslektaşların Soruları 5 26-09-2011 08:16
vekalet ücreti davalarında görevli mahkeme av.aler Meslektaşların Soruları 5 27-10-2008 16:19
Diyanete karşı iş kazaları nedeniyle açılacak tazminat davalarında görevli mahkeme baronavukat Meslektaşların Soruları 1 21-05-2008 17:29
marka davalarında yetkili ve görevli mahkeme av.mehtap Meslektaşların Soruları 1 30-10-2007 13:51


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05107093 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.