Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Manevi tazminat

Yanıt
Old 05-05-2007, 10:17   #1
avangardea

 
Varsayılan Manevi tazminat

Bir doktorun yapmaması gereken ama uygunsuz ortamda yaptığı ve hatalı yaptığı kürtaj sonrasında ölen şahsın eşi; ne kadar miktarda maddi ve manevi tazminat isteyebilir? (doktor hakkında ceza davası açıldı. adli tıp doktoru hatalı bulmuş. Eski Türk Ceza Kanuna göre büyük bir ihtimalle taksirle adam öldürmeden cezalandırılıcak.) (doktorun durumu çok iyi.) şimdiden bütün meslektaşlarıma teşekkürler.
Old 05-05-2007, 11:24   #2
Av.Demet

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,
manevi tazminat, geride kalan eşin takdirine bağlı; eşinin ölümü nedeniyle duyduğu elem ve ızdıraba karşılık olarak serbestçe belirlenebilir; elbette yargılama neticesinde takdir, mahkemeye aittir.Maddi tazminat bakımından ise, ölen eşinin sağladığı maddi destek kaybı olarak belirlenecek ve bu durum bilirkişi marifetiyle tespit edilecektir.(ölen eşin çalışıp çalışmadığı, geliri, yaşı, hayatta iken sağladığı maddi destek, hayata olsaydı normal ölüm yaşına kadar olan süre içinde sağlayacağı destek.....dikkate alınacaktır.)

İyi Çalışmalar...
Old 05-05-2007, 14:11   #3
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

Ölenin eş ve çocukları için ayrı ayrı miktarını belirtmek üzere;
1. Yüksek bedelli manevi tazminat isteyin.( Manevi tazminat harca tabi değil.)
2. Fazlaya ilişkin talep ve haklarınızı saklı tutarak destekten yoksun kalma tazminatı isteyin.
3. Hekim , hasta ile ilişkilerinde vekalet hükümlerine göre sorumlu olup; en küçük kusuru ile bile olsa, sebep olduğu zararın tamamından kusur oranına bakılmaksızın sorumludur. Bu nedenle hesaplanacak zarardan, doktorun tespit edilen kusur oranına göre indirim / orantılama mümkün değildir.
4. Talep edeceğiniz tazminata faizin başlangıcı, ölüm tarihidir.
5. Beş yıllık zamanaşımı süresi içinde ( saklı tuttuğunuz haklarınızı ) ıslah etmelisiniz.
6. Davanızı tedbir talepli açın.
Old 05-05-2007, 15:13   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
.( Manevi tazminat harca tabi değil.)

Emin misiniz?

Saygılarımla
Old 05-05-2007, 15:36   #5
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

Manevi tazminat miktarı direkt müddeabihin değerini etkilediğinden harca tabii olduğu kesin bence. Manevi tazminat miktarını tayin ederken karşı tarafın maddi gücü yanında müvekkilnizin de maddi gücü önemli. Uygulamada zengin insanların üzüntülerinin daha fazla parayla telafi edilebileceği düşüncesinden kaynaklanmakta olsa gerek. Maddi tazminat konusunda meslektaşımın verdiği bilgiye katılıyorum. maddi tazminatın sonradan ıslah yoluyla miktarının artması mümkün iken manevi tazminatın miktarı arttırılamıyor biliyorsunuz. Sorun dava masrafı ise maddi tazminat davası açarken manevi tazminata ilişkin yasal hakların saklı tutulabilmesine bence bir engel yok.


Ceza dosyasından doktorun kusurlu bulunması tazminat davasının kazanılması ihtimalini yükseltecektir. Yine bendeki dosyalar arasından yaptığım istatistiklerde istenen manevi tazminatın yaklaşık yarısının hükme bağlandığını gördüm. Müvekkilinize bunu da hatırlatın. Müvekkilinizin durumuna göre adli yardım talebinde bulunmakta da bir seçenektir.
Old 05-05-2007, 15:45   #6
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

Harca tabi olduğundan eminim Suat Bey;

Ben bir an için boşanmanın eki niteliğindeki manevi tazminat istemi ile karıştırdım. Haklısınız harca tabi.

Sn. Osmaniye ; Manevi tazminat talebi bölünemediğinden,yasal haklar saklı tutularak kısmi dava açılamaz.
Old 05-05-2007, 15:57   #7
Hukukçu55

 
Varsayılan

hekimin en küçük bir kusuru olsa dahi zararın tamamından hiç bir indirime gidilmeden sorumlu olacağı görüşüne katılmıyorum.Aksine maddi tazminatta belirlenen kusur oranına göre zarardan indirim yapılacağını ve manevi tazminatta da takdirde bulunulurken kusur nisbetinin dikkate alınacağını düşünüyorum.
Old 05-05-2007, 15:57   #8
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

Hülya Hanım, haklısınız. Maddi, manevi ayrılmadan Tazminat hukukuna ilişkin yasal haklar saklı tutuluyordu.
Old 05-05-2007, 16:26   #9
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

Sn.igunduz;

Son yıllarda Yargıtayın konuyla ilgili kararları bu yönde.
Old 05-05-2007, 19:16   #10
üye14072

 
Varsayılan

manevi tazminat miktarında atış serbest olmasının bir sebebi vekalet ücretinin özelliğidir bence.
reddedilen kısım için hükmedilecek vekalet ücreti kabul edilenden çok olamaz.(ücret tarifesi gereği)

diye düşünüyorum,
saygılar
av. m. emin öztürk
kocaeli
Old 05-05-2007, 20:29   #11
Av.Ateş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan HÜLYA ÖZDEMİR
Harca tabi olduğundan eminim Suat Bey;

Ben bir an için boşanmanın eki niteliğindeki manevi tazminat istemi ile karıştırdım. Haklısınız harca tabi.

Sn. Osmaniye ; Manevi tazminat talebi bölünemediğinden,yasal haklar saklı tutularak kısmi dava açılamaz.

Manevi tazminat harca tabi mi değil mi anlayamadım. Geçen gün staj eğitim merkezinde iş hukukuyla ilgili bir seminerde iş kazalarından doğan manevi tazminat taleplerinin harca tabi olmadığı söylendi..Ayrıca harca tabiyse neden dilekçelerde fahiş miktarlarda manevi tazminat talep ediliyor?Aydınlatır mısınız beni.

Saygılar...
Old 05-05-2007, 23:54   #12
Hak Hukuk

 
Varsayılan Somut Olay ve Netice

Konumuz yine, Yargıtay kararlarının somut olay ve neticeyi içermemesi yüzünden biz hukukçuların sırtındaki ağır yük;altından kalkmak çok zor.
Nitekim sorunun ana amacı, böyle bir olayda manevi tazminatın miktarına dair bir fikir edinme olduğu halde, bu hususta kimse bir beyanda bulunmamış.Miktara dair şahsen ben bilgi sahibi değilim.Gece gündüz içtihatları, kara kara kitapları okumakla geçiyor ömrümüz ama karşımıza da bir dava çıkınca kaç liralık manevi, kaç liralık maddi tazminat istemeliyiz, şaşıp kalıyoruz.Bunda suçumuz da yok: gece gündüz bütün hukuk dergilerini kitaplarını hıtmetmekten geri kalmıyoruz.Yani en ağır şartlarda sorumluluğumuzu yerine getirdiğimiz halde neden böyle basit bir konuda hiç birimizin bir fikri yok..
Bence bunun nedeni Yargıtay içtihatlarında, AİHM içtihatlarındaki gibi somut olay ve netice yerine, su üzerine yazılmış yazı misali, sadece kalıplaşmış ifadelerle meselenin geçiştirilmesidir.Yani bu konuda bizim bir fikrimizin olması için ille de o konuda bir dava açmış ve Yargıtaydan geçirmiş olmamız mı lazım.Böyleyse bunca kitaplara dergilere ne diye o kadar para veriyoruz.Yani sanki içtihatlara somut olay ve netice ( olay şundan ibaret ve buna göre hükmedilen ….ytl manevi tazminat , …ytl maddi tazminatın karşı taraftan tahsiline denilerek) yansıtılsa, birilerinin forsu azalacak.Dikkat edilirse, günlük hukuk dergilerden de bu konuda fikir edinmek zor. Onların da suçu yok;çünkü dosyaya ulaşılmadan bir içtihattan bu hususta fikir edinmek zor.
Old 06-05-2007, 08:28   #13
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

Miktarın tayininde hakimin takdir yetkisi bulunan her talep, maalesef meslektaşımın da belirttiği gibi bizi tereddütlere yöneltmektedir.

Aynı hakimin iki ayrı davadaki kararını kısaca özetleyeceğim;

1. Emekli memur, yazlık ve kışlık dairesi olan , çocuksuz eş aleyhine hükmedilen 150 YTL. iştirak nafakasının ( tarafların koşullarında bir değişiklik olmamasına , müvekkilimin hiçbir ekonomik ve sosyal güvencesi olmamasına rağmen ), 3 yıl sonra karşı tarafın açtığı boşanma davasında.......YTL. yükseltilmesi talebimiz konusunda mahkeme ; aynı miktar üzerinden devamına karar verirken,

2. 5 çocuklu, asgari ücretli inşaat işçisi aleyhine ilk evliliğinden, velayeti annede bulunan 12 yaşındaki çocuğu için; aylık 200 YTL. iştirak nafakasına hükmetmiştir.
Old 06-05-2007, 10:16   #14
Hukukçu55

 
Varsayılan

Sayın Özdemir,

Birlikte haksız fiil ika edenlerin(birbirlerine rücu edebildikleri) sorumlulukları ise bahsettiğiniz içtihatta söz konusu olan ona bir diyecek yok.Ama böyle bir sorumluluk kanundan doğduğundan öteden beri var.Yani yeni Yargıtay içtihatları ile ihdas edilmiş değil.Ancak bir olayda hekimin sorumluluğu örneğin 2/8 zararın tamamından sorumlu olacak ve diğer sorumlulara da rücu edemeyecek.Zararın tümü hekimin üzerinde kalacak.Sanırım söz ettiğiniz içtihat bu şekilde değildir.
Old 03-07-2007, 15:30   #15
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

Yukarıda bahsettiğim hekimin en küçük kusuru nedeni ile zararın tamamından sorumluluğuna ilişkin yargıtay kararını sunuyorum.



T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/3645

K. 2005/11796

T. 8.7.2005

• TAZMİNAT TALEBİ ( Yanlış Teşhis ve Tedavi Nedeniyle - Özen Borcunu Yerine Getirmeyen Doktorun ve Hastanenin Zararın Tümünden Sorumlu Olması )

• YANLIŞ TEŞHİS VE TEDAVİ SONUCU ÖLÜME SEBEBİYET VERİLMESİ NEDENİYLE TAZMİNAT TALEBİ ( Özen Borcunu Yerine Getirmeyen Doktorun ve Hastanenin Zararın Tümünden Sorumlu Tutulması Gereği )

• DOKTORUN VE HASTANENİN SORUMLULUĞU ( Yanlış Teşhis ve Tedavi Sonucu Ölüme Sebebiyet Verilmesi Nedeniyle - Vekalet Sözleşmesinde Vekilin Özen Borcu )

• VEKALET SÖZLEŞMESİNDE VEKİLİN ÖZEN BORCU ( Doktor ve Hastanenin Yanlış Teşhis ve Tedavi Sonucu Ölüme Sebebiyet Verilmesinden Dolayı Sorumluluğu )

1086/m.76

818/m.321,386,390,394


ÖZET : Dava, doktorun yanlış teşhis ve tedavi sonucu ölüme sebebiyet vermesi nedeniyle tazminat talebine ilişkindir. Somut olayda, hükme esas alınan Adli Tıp Genel Kurulunun 29.1.2004 tarihli raporunda, davalı doğum ve kadın hastalıkları uzmanı Dr. A.'nın, davacının annesi olan S.'nin doğum sonrası takibinde özensiz ve dikkatsiz davrandığı, kontrolleri sırasında başlamış olan enfeksiyona yönelik bir tedaviye başlamadığı, bu nedenle olayda 2/8 oranında kusurlu bulunduğu açıklanmıştır. Raporda her ne kadar davalı hastanenin kusuru bulunmadığı belirtilmiş ise de davalı hastane, çalıştırdığı personelin seçiminde gerekli özeni göstermediğinden doktor ile aynı oranda kusurlu olduğu kabul edilmelidir. Dosya içindeki raporlarda davacının bir kusurundan bahsedilmemektedir.
Tüm bu açıklamalar ışığında, taraflar arasındaki uyuşmazlık vekalet aktinden kaynaklandığına, davalıların her türlü özen gösterme borcu olup, en hafif kusurundan bile sorumlu bulunduğuna göre, zararın tamamından sorumlu tutulmaları gerekirken, maddi zarar hesabında kusur oranına göre indirim yapılmış olması usul ve yasaya aykırıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatı tarafından duruşmalı davacı tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat A. E. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, M. S. E. 'ye velayeten babası Ş. E. tarafından açılan davada, küçük M. S.'nin annesi S. E.'nin 20.7.1998 tarihinde, davalı şirkete ait Özel Ş. Hastanesinde, diğer davalı doktor A. B. refakatinde davacı küçüğü doğurduğunu, aynı gün taburcu edildiğini, doğumdan 6 gün sonra kontrol için davalılara başvuran S. 'nin normal olduğu söylenerek eve gönderildiğini, 2 gün sonra ise yüksek ateş şikayeti ile önce Devlet Hastanesine, oradan davalı hastaneye, buradan da Diyarbakır Dicle Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edilerek yapılan müdahaleye rağmen 2.8.1998 tarihinde vefat ettiğini, davalı doktor hakkında açılan ceza davası sırasında Yüksek Sağlık Şurasından alınan raporda doktorun 4/8 kusurlu bulunduğunu, davalı doktor ve hastanenin kusurlu ve özensiz davranışları yüzünden ölümün gerçekleştiğini ileri sürerek davacı küçük için 80.000.000.000 TL maddi tazminat ile 20.000.000.000 TL manevi tazminatın ölüm tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı doktor ve hastanenin, haksız fiil ve adam çalıştıranın sorumluluğu hükümlerine göre sorumlu oldukları, Adli Tıp raporuna göre davalıların 2/8 kusurlu oldukları kabul edilerek belirlenen maddi zarardan kusur oranında indirim yapılmak suretiyle 2.036.924.793 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 27.427.500 TL tedavi gideri ile 18.000.000.000 TL manevi tazminatın 2.8.1998 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Bir davada dayanılan maddi olguları hukuksal açıdan nitelendirmek ve uygulanacak yasa hükümlerini bulmak ve uygulamak HUMK. 76. maddesi gereği doğrudan hakimin görevidir. Dava, davacının desteği annesinin tedavisini üstlenen davalı hastane ve çalıştırdığı doktorun tedavi sırasındaki kusurları nedeniyle oluşan zararın giderilmesine ilişkindir. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır. ( BK. 386-390 )
Vekil vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Vekilin sorumluluğu genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır. Vekil işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur. ( BK. 321/1 md. ) O nedenle doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları, hafifte olsa, sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Doktor, hastasının zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumun gerektirdiği önlemleri eksiksiz biçimde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa, bir tereddüt doğuran durumlar da, bu tereddüdünü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve bu arada da, koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmalı, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınılmalı ve en emin yol seçilmelidir. Gerçekten de müvekkil ( hasta ), mesleki bir iş gören doktor olan vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat göstermesini beklemek hakkına sahiptir. Gereken özeni göstermeyen vekil, BK.nun 394/1 maddesi hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır.
Somut olayda, hükme esas alınan Adli Tıp Genel Kurulunun 29.1.2004 tarihli raporunda, davalı doğum ve kadın hastalıkları uzmanı Dr. A.'nın, davacının annesi olan S.'nin doğum sonrası takibinde özensiz ve dikkatsiz davrandığı, kontrolleri sırasında başlamış olan enfeksiyona yönelik bir tedaviye başlamadığı, bu nedenle olayda 2/8 oranında kusurlu bulunduğu açıklanmıştır. Raporda her ne kadar davalı hastanenin kusuru bulunmadığı belirtilmiş ise de davalı hastane, çalıştırdığı personelin seçiminde gerekli özeni göstermediğinden doktor ile aynı oranda kusurlu olduğu kabul edilmelidir. Dosya içindeki raporlarda davacının bir kusurundan bahsedilmemektedir.
Tüm bu açıklamalar ışığında, taraflar arasındaki uyuşmazlık vekalet aktinden kaynaklandığına, davalıların her türlü özen gösterme borcu olup, en hafif kusurundan bile sorumlu bulunduğuna göre, zararın tamamından sorumlu tutulmaları gerekirken, maddi zarar hesabında kusur oranına göre indirim yapılmış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : 1. bent gereğince davalıların tüm, davacıların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 400 YTL. duruşma avukatlık parasının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, 8.7.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 06-07-2007, 14:09   #16
avangardea

 
Varsayılan

hülya hanım gerçekten çok teşekkür ederim. bu konu ile ilgili olarak acaba manevi tazminat için iki çocuğu ve eşi için ne kadar talep etmeliyim??
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
manevi tazminat iözkurt Meslektaşların Soruları 2 18-09-2007 10:03
maddi-manevi tazminat olcsvl Meslektaşların Soruları 5 14-05-2007 13:56
Manevi Tazminat Av.Murat Bölükbaş Meslektaşların Soruları 4 09-02-2007 15:47
İş kazalarında manevi tazminat mustafaaladag Meslektaşların Soruları 2 10-11-2006 01:00
Manevi Tazminat Mahmut Hukuk Soruları Arşivi 3 27-02-2002 20:33


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05855608 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.