Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ibranameden sonra menfi tespit davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-04-2010, 18:33   #1
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan ibranameden sonra menfi tespit davası

Müvekkil aleyhinde yüksek meblağlı icra takibine gidiliyor. Daha sonra takip kesinleşiyor ve maaşına ve bankadaki hesaplarına haciz konuluyor.
Bu haciz işleminden 10 gün sonra taraflar anlaşıyor ve bizzat alacaklı tarafından müvekkile ibraname veriliyor.
İbranamenin içeriği aynen "__________ İcra Müdürlüğü'nün _____ esas sayılı takip dosyası ile ilgili olarak borçlu_____'nun, asıl alacak, işlemiş faizi, her türlü icra harç ve giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere hiçbir borcu kalmamıştır, borçluyu ibra ederiz, ayrıca borçlu hakkında uyguladığımız tüm hacizleri derhal kaldırmayı taahhüt ederiz." şeklindedir.
Ancak ibranameden itibaren 20 gün geçmesine rağmen, alacaklı taraf hacizleri kaldırtmadığı gibi müvekkilin maaşında halen icra kesintisi devam etmektedir.
Bu durumda;
1-Menfi tespit davası mı açmalıyım? açabiliyorsam kötüniyet tazminatı talep edebilir miyim?
2-İbranameyi direk icra dosyasına talep açarak ibrazla, hacizlerin kaldırılmasını mı talep etmeliyim?
3-İbranamenin içeriğine bakıldığında tahsil (feragat) harcını ödemek alacaklıya mı aittir? Yani tahsil harcı yönünden de ibra edilmiş miyiz?
Ya da bu durumda ne yapılmasını önerirsiniz?
Uzun oldu ama benim için çok önemli. Değerli katkılarınızı bekliyorum.
Şimdiden teşekkürler.
Old 05-04-2010, 15:05   #2
hukukcuismail

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,
Aşağıda eklediğim kararlar size faydalı olabilir düşüncesindeyim.

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/8464
K. 2002/9122
T. 2.5.2002
• HARÇ VE MASRAFLAR ( Kanunda Aksi Yazılı Olmadıkça Bütün Harç ve Masraflardan Borçlunun Sorumlu Olması-Takipten Vazgeçilmesi Durumunda Harçtan Sorumlu Olanın Alacaklı Olması )
• TAKİPTEN VAZGEÇİLMESİ ( Kanunda Aksi Yazılı Olmadıkça Bütün Harç ve Masraflardan Borçlunun Sorumlu Olması-Takipten Vazgeçilmesi Durumunda Harçtan Sorumlu Olanın Alacaklı Olması )
• AVUKATIN SORUMLULUĞU ( Takipten Vazgeçilmesi Durumunda Harçtan Sorumlu Olanın Alacaklı Olması- Vekilin Sorumluluğuna Gidilememesi )
2004/m.15/1
492/m.11,23
ÖZET : Kanunda aksi yazılı değil ise bütün harç ve masraflar borçluya aitse de, Harçlar Kanunun 11. ve 23. maddeleri hükmüne göre takipten vazgeçilmesi nedeniyle somut olayda, harçtan sorumlu olan alacaklıdır. Bu durumda, sanki alacaklının avukatı harçtan şahsen sorumlu imiş gibi tahsil harcının, adı geçenin kendisinden alınması sonucunu doğuracak şekilde icra müdürlüğünce vergi dairesine yazı yazılması yasaya aykırıdır.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

KARAR : Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi icra hukukunda da, harç ve giderler, sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir.

İİK.nun 15/1. maddesi gereğince de, "Kanunda aksi yazılı değil ise" bütün harç ve masraflar borçluya aittir. Ancak, Harçlar Kanunun 11. ve 23. maddeleri hükmüne göre takipten vazgeçilmesi nedeniyle somut olayda, Harçtan sorumlu olan alacaklıdır. Bu durumda, sanki alacaklının avukatı harçtan şahsen sorumlu imiş gibi tahsil harcının, adı geçenin kendisinden alınması sonucunu doğuracak şekilde icra müdürlüğünce vergi dairesine yazı yazılması yasaya aykırıdır. O halde, şikayetin kabulü gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Old 05-04-2010, 15:08   #3
hukukcuismail

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/10514
K. 2003/2323
T. 13.3.2003
• İCRA TAKİBİNDEN FERAGAT ( Takip Dışı Feragat İcra Müdürlüğüne Ulaşmadıkça Sonuç Doğurmayacağı - Her Davanın Açıldığı Tarihteki Koşullara Göre Karara Bağlanması Gereği )
• SU BASKINI SONUCU EMTİA VE DEMİRBAŞTA HASAR ( Takip Dışı Feragat - İtirazın İptali/Alacak Davası )
• BORÇLUNUN RIZASI ( İcra Takibinden Vazgeçilmesi İçin Borçlunun Rızasının Gerekli Olmadığı - Feragat İradesinin İcra Müdürlüğüne Ulaşması Gereği )
• İCRA TAKİBİNDEN VAZGEÇİLMESİ ( Tahsil Harcının Yarısının Alınacağı - Takip Dışı Feragatın İcra Müdürlüğüne Ulaşması Halinde Sonuç Doğuracağı )
1086/m. 91, 94
492/m. 23
ÖZET : Her ne kadar alacaklının yaptığı icra takibinden vazgeçilmesi mümkün ve bunun için borçlunun rızası gerekli değil ise de, takip dışı bir feragat İcra Müdürlüğüne ulaşmadıkça sonuç doğurmaz. Bu itibarla mahkemece dava tarihi itibariyle takibin halen geçerli olduğu ve her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre karara bağlanması gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 1.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 30.05.2002 tarih ve 2001/905 - 2002/297 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 11.03.2003 günde davacı avukatları M. T. A. K. ile davalı avukatları E. A. ve Z. A. ve müdahil Belediye Bşk. Vekili A. K. gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek kararın bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Y. A. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalıya sigortalı olan müvekkiline ait hipermarkette su baskını sonucu emtiada ( 861.273.364.910 ) TL, demirbaşta ( 47.771.459.760 ) TL hasar oluşmasına karşın davalısına ( 234 ) milyar lira tazminat teklif ettiğini ve ( 60 ) milyar lira avans ödediğini, ( 801.273.364.910 ) TL nin tahsili için, girişilen icra takibinin itirazla durduğunu ve sonrasında müvekkilinin müzayakasından yararlanılarak "protokol ve ibraname" başlıklı belge imzalatılarak taksitler halinde ( 230 ) milyar lira ödendiğini ileri sürerek, gabin nedeniyle ibra sözleşmesinin iptalini, takibe konu ( 631.273.364.910 ) TL.nin reeskont faiziyle tahsilini ve inkar tazminatının tahsilini, ayrıca ( 47.771.459.766 ) TL demirbaş hasar bedelinin ve munzam zararın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili ve müdahil belediye vekili davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, tarafların ve müdahilin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuş olup, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı tarafa davadan önce icra takibinin sona erdiği, dava tarihinde geçerli bir icra takibi bulunmadığı ve ortadan kalkmış bir icra takibine dayanılarak itirazın iptali davacı açılamayacağı, böyle bir davanın şartlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1-Mahkemece, davacı tarafın takip tarihinden sonra taraflar arasında düzenlenen ve davada iptali isetenen ( Protokol ve İbraname ) başlıklı belge ile takipten feragat edildiğini ve dolayısıyla ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığı ve Dairemiz bozma kararından sonra da davacı tarafın davasını itirazın iptali davasına hasrettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, dosya içerisinde bulunan Ankara İcra Müdürlüğünün 1998/4312 sayılı takip dosyasının incelenmesinde davacı tarafça anılan belge takip dosyasına ibraz edilmediği gibi, davacı tarafın takip dosyasına intikal etmiş bir vazgeçme beyanının da mevcut olmadığı ve Harçlar Kanununun 23 ncü maddesi uyarınca bir harç ödenmediği anlaşılmıştır. Her ne kadar alacaklının yaptığı icra takibinden vazgeçilmesi mümkün ve bunun için borçlunun rızası gerekli değil ise de, takip dışı bir feragat İcra Müdürlüğüne ulaşmadıkça sonuç doğurmaz. Bu itibarla mahkemece dava tarihi itibariyle takibin halen geçerli olduğu ve her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre karara bağlanması gerektiği nazara alınarak, davacı iddiaları Dairemizin uyulan 18.10.2001 tarihli bozma ilamı doğrultusunda incelenerek neticesine göre bir karar verilmek gerekirken, anılan husus gözden uzak tutularak,yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.

2- Öte yandan, davacı taraf ayrıca iş bu davada, takibe konu etmediği demirbaş hasarı yönünden de alacak iddiasında bulunmuş ve bu kalem alacak nedeniyle de ( 47.771.459.766 ) liranın tahsilini istemiştir. Bu kalem alacak için davada itirazın iptali talebi bulunmadığından ve dava alacak davası şeklinde açıldığından Dairemizin davacıdan davasının alacak davası mı. yoksa itirazın iptali davası mı olduğunun açıklattırılmasına ilişkin bozmasının bu alacak kalemini kapsaması da mümkün değildir.Mahkemece, bu kalem alacak için davacıya alacak davası olarak bakılmak gerekir. Anılan husus gözden uzak tutularak yazılı gerekçesiyle bu konudaki davanın da reddine karar verilmesi doğru olmadığından, hükmün bu nedenle de davacı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) ve ( 2 )nolu bentde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ( 275.000.000 ) TL duruşma vekalet ücretinin Ş. Sigorta A.Ş.den alınarak davacı şirkete verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 05-04-2010, 15:16   #4
hukukcuismail

 
Varsayılan

HUMK'a göre haksız olarak kendisine dava açılmasına ve takip yapılmasına sebebiyet veren masraflara katlanır.

Kanunda aksine hüküm yoksa harç ve masraflar borçluya ait olduğundan cihetle, bu harçlar ödenmeden hacizlerin kaldırılması düşünülümez. Eğer alacaklı haczin kaldırılmasını istiyorsa bu da alacağını tahsil ettiğine karinedir ve tahsil harcını ödemelidir.

Ayrıca belirtmek gerekirki tahsil harcı alacaklının bir alacağı değil; kamu gücüyle alacaklıyı alacağına kavuşturduğu için esasen devletin alacağıdır. Bu da demektirki alacaklı devletin alacağından vazgeçemez. Yani dosyaya ulaşmadıkça ve vazgeçme için harçlar ödenmedikçe hacizler fek edilemez.

Saygılarımla
Old 06-04-2010, 12:48   #5
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat.derviş.yıldızoğlu
1-Menfi tespit davası mı açmalıyım? açabiliyorsam kötüniyet tazminatı talep edebilir miyim?
2-İbranameyi direk icra dosyasına talep açarak ibrazla, hacizlerin kaldırılmasını mı talep etmeliyim?
3-İbranamenin içeriğine bakıldığında tahsil (feragat) harcını ödemek alacaklıya mı aittir? Yani tahsil harcı yönünden de ibra edilmiş miyiz?
Ya da bu durumda ne yapılmasını önerirsiniz?

Sayın Yıldızoğlu ; siz , borçlu olmadığınızı değil , ibraname nedeniyle borcun sona erdiğini belirtiyorsunuz.Bu nedenle menfi tesbit davası yerine ibranameye dayanarak icra müdürlüğünden dosya borcunun sona erdiğini tespit ettirmeniz daha pratik sonuçlar doğuracaktır diye düşünüyorum.Eğer İcra Müdürü sunduğunuz ibranameyi kabul etmezse şikayet yoluna gidersiniz.Ancak icra müdürlüğü talebinizi kabul etse bile tahsil harcı isteyecektir.Tahsil harcı konusunda alacaklıyı zorlayabileceğinizi sanmıyorum ; çünkü ibranamede ' borç ödenmiştir' denmemiş , ' borcu kalmamıştır' denmiş .İcra müdürlüğünün harcın sizin tarafınızdan ödenmesi gerektiği yönündeki talep ve kararını da şikayet edebilirsiniz ancak belirttiğim üzere , ibranamede alacağın tahsil edilmesi sebebiyle ibra verildiği çok açık değil.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
icradan sonra açılan menfi tespit davası,icranın durdurulması av.aybeg Meslektaşların Soruları 25 26-07-2012 13:51
takip talebinden sonra tebliğden önce menfi tespit Hemocrania Meslektaşların Soruları 9 24-03-2010 12:32
icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası Av.Selda Çamoğlu Meslektaşların Soruları 7 22-03-2010 22:56
İcranın durdurulması kararından sonra Menfi tespit davası akrd61 Meslektaşların Soruları 0 13-02-2010 20:16
İtirazın kaldırılmasından sonra açılan Menfi tespit davası av.özgül erişen Meslektaşların Soruları 4 28-12-2009 15:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05876994 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.