22-07-2008, 10:13 | #1 |
|
Bilgi edinme
Bir meslektaşımız "hakkını kullanmak" istemiş; Emniyet Genel Müdürlüğü'ne Bilgi Edinme Kanunu kapsamında başvuruda bulunmuş. Başvuru süreci, EGM'nin verdiği yanıt, itiraz vs. tüm detayları Radikal'de okuyunca haberi aynen akarmak istedim.
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=Detay&VersionID=&Date=22.07.200 8&ArticleID=889511 Polis bilgi edinme hakkıyla alay ediyor Bilgi edinme hakkını kullanan avukata Emniyet’in verdiği yanıtlar akla zarar. Emniyet’te ne kadar biber gazı var?: Yeteri kadar... 1 Mayıs’ta ne kadar kullanıldı?: Yetkili amirin belirlediği kadar... ANKARA - Bilgi Edinme Yasası kapsamında, polisin elindeki biber gazı oranını, bu gazın hangi durumlarda ve hangi ölçülerde kullandığını öğrenmek isteyen Avukat Emre Baturay Altınok’a Emniyet Genel Müdürlüğü alay edercesine yanıtlar verdi. Altınok’un “Emniyetin elinde ne kadar biber gazı mevcut” sorusu “Yeteri kadar”, “2006 yılında ne kadar biber gazı kullanıldı” sorusu ise “Gerektiği kadar” diye yanıtlandı. Altınok, yanıtların ‘muğlak, geçiştirici ve belirsiz’ olduğu gerekçesi Başbakanlık Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu’na itiraz etti. Ancak kurul yanıtların yeterli olduğuna karar vererek Altınok’un itirazını reddetti. Özellikle 2007 ve 2008 1 Mayıslarında polis göstericilere karşı aşırı düzeyde biber gazı kullandı. 2007 yılındaki gösterilerde 75 yaşındaki İbrahim Sevindik isimli bir vatandaş biber gazı nedeniyle hayatını kaybetti. Avukat Altınok, Radikal İki’de yayımlanan ‘Biber Gazı ile Emniyette miyiz’ başlıklı yazı üzerine 20 Mayıs 2007 tarihinde Bilgi Edinme Yasası kapsamında, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne başvurarak, biber gazının kullanımı hakkında bilgi istedi. Ancak, Altınok’un başvurusuna bir türlü yanıt verilmedi. Bunun üzerine Altınok, 3 Temmuz 2007’de Başbakanlık Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu’na şikâyette bulundu. Şikayet üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü 13 Eylül 2007’de Altınok’a yanıt vermek zorunda kaldı. Ancak Emniyet’in Altınok’a verdiği yanıtlar son derece ilginç: Soru: Emniyet Genel Müdürlüğü’nün stoklarında 2007 için ne kadar biber gazı var? Cevap: Stoklarda ‘yeteri kadar’ mevcuttur. Soru: 2006’da ne kadar biber gazı kullanılmıştır? Stoklarında 2007 senesine artan varsa bunun miktarı nedir? Cevap: Yasadışı toplumsal olaylarda 2006 senesi içerisinde ‘gerektiği kadar’ kullanılmıştır. Soru: 1 Mayıs 2007 tarihinde Taksim de ne kadar biber gazı kullanılmıştır? Cevap: Yetkili amir tarafından ‘belirlenen miktarda’ gaz mühimmatı kullanılmıştır. Soru: Biber gazının kullanımındaki ölçünün sınırı nedir? Cevap: Yasadışı toplumsal olayın mahiyetine göre saldırı ve şiddetle orantılı olarak biber gazı kullanılmaktadır. Soru: Emniyet güçleri tarafından kullanılan biber gazının üretimi Türkiye’de yapılmakta ise bu üretimi kim ve nerede yapmaktadır? Cevap: Üretimi ülkemizde yapılmamaktadır. Alımlar ihale usulü yapıldığından, ihaleyi kazanan firma tarafından ‘çeşitli ülkelerden’ temin edilmektedir. Soru: 1 Mayıs 2007’de biber gazından kaynaklı olduğu düşünülen İbrahim Sevindik adlı vatandaşın ölümü ile kolluk kuvvetleri hakkında bakanlığınızca açılmış bir soruşturma var mı? Cevap: Biber gazından öldüğü iddia edilen adı geçen vatandaşın sürekli olarak kalp hastalığı nedeniyle tedavi gördüğü, 1996’da by-pass geçirdiği, adı geçenin ölümü nedeniyle herhangi bir şahsa atfı kabil kastı ya da kusuru bulunmadığından, Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı kararı ile çevik kuvvet görevlileri hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Başbakanlık’a göre yeterli Altınok, kendisine ‘muğlak, geçiştirici ve belirsiz ve ölçülmeyen cevaplar’ verildiği gerekçesiyle 25 Eylül 2007’de Başbakanlık Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu’na şikâyette bulundu. Altınok, verilen cevaplarla kanunların kendisine tanıdığı ‘objektif ve sağlıklı bilgiye erişim hakkının engellendiğini’ belirtti. Ancak kurul Altınok’a verilen cevapların yeterli olduğunu karar vererek itirazı reddetti. Emniyet ‘bilgi vermeyi’ Genelkurmay’dan mı öğrendi? Bilgi edinme hakkının resmi kurumlar tarafından ‘gereği kadar’ işletilememesine bir örnek de Genelkurmay Başkanlığı’ndan gelmişti. ‘Mayınsız Türkiye Girişimi’nden Muteber Öğreten, bilgi edinme hakkını kullanarak 2004’te Türkiye’deki depolarla toprak altındaki antipersonel mayınlarla ilgili istatistikleri sormuş ve 13 Aralık 2004’te şu yanıtı almıştı: “Türkiye’nin stoklarında milli savunmasına yetecek kadar mayın bulunmaktadır. Sınırlardan yasa dışı geçişleri engellemek ve ülke güvenliğini sağlamak maksadıyla muhtelif yerlerde döşeli mayın bulunmaktadır. Sınırlardan yasa dışı geçişleri engellemek ve ülke güvenliğinin gerektirdiği tesisleri korumak maksadıyla bazı ülkelerle olan sınır hattı boyunca mayınlar döşenmiş ve bu mayınlı sahalar üzerlerinde mayın ikaz levhaları bulunan tel çiti ile çevrilmiştir. Mayın tahrip çalışmaları devam etmektedir.” Öğreten bu yanıtın sorunun karşılığı olmadığı gerekçesiyle Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na başvurunca kurul bu bilgilerin ‘açıklanması halinde devletin emniyetine, dış ilişkilerine, milli savunmasına ve milli güvenliğine açıkça zarar verecek nitelikte devlet sırrı’ olduğuna hükmedip, Genelkurmay’a arka çıkmıştı. Ancak, Türkiye 2004’te kara mayınları konusundaki uluslararası sözleşmenin tarafı olduğu için bu konu devlet sırrı olmaktan çıkmıştı. Üstelik Öğreten’in istediği bilgiler, Türkiye sözleşme gereği bildirdiği için Birleşmiş Milletler’in internet sitesinde yayımlanıyordu. |
22-07-2008, 12:44 | #2 |
|
Yasa yapmak yetmiyor.Yasaya yaptıktan sonra zihniyetleri de değiştirmek gerekiyor.
Bilgi çağında yaşarken bilgi edinmek için başvuran avukatlara nedense her yerde aynı şekilde işlem yapılıyor. KArakolda Müdafiiye dosya inceletmeyen kişiler elbette ki bu konularda bilgi vermez.Ne de olsa "Biz ne yaparsak yapalım bize birşey olmaz" mantığı hakim... |
25-07-2008, 14:20 | #3 |
|
TBB ne faks vasıtasıyla yolladığım bir dilekçenin ilgililerin ellerine ulaşıp ulaşmadığını öğrenmek için ilgiliye telefon açtım. derdimi, öğrenmek istediğim hususu açıkladım ve karşıdaki beyfendi gayet kibar bir şekilde durumu bana izah etti. tamam dedim, bu söylediklerinizi bana yazılı bir belgeyle ulaştırır mısınız diye sorduğumda: bu beni sorumlu tutar niye sorumluluk altına gireyim diyerek telefonu kapattı. Bilgi edinme hakkımı telefonda sözlü olarak alabildim fakat yazılı olarak istediğimde sorumluluktan kaçmayı tercih edenler tarafından reddedildi!!!
|
26-07-2008, 16:51 | #4 |
|
Vatandaşı biri, sorun yaşadığı kamu kurumuna Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çerçevesinde başvuruda bulunur, istediği bilgi ve belgelerde öyle devlet sırrı niteliğinde değildir. İlgili kurum yasal süre olan 15 iş günü içerisinde cevap vermez, vatandaş ilgili kurumu Cumhuriyet savcılığına şikayet ederek görevi kötüye kullanmaktan -ihmal- suç duyurusunda bulunur. Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verir, sebep ise Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çerçevesinde yapılan başvurularda sonuç alınamaması halinde İdare Mahkemesinde dava açılması gerektiğiymiş (!)
Şahıs süresi içerisinde itiraz etti ama netice hala belli değil. Şimdi sözün özüne gelelim, Yurdum polisi, meslektaşımızın Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çerçevesinde yapmış olduğu başvuruyu dalga geçercesine cevaplarsa, "Bazı" yurdum savcıları Kanunun amacını bilmeyip içeriğini dahi okumadan ezberden cevaplama yoluna giderlerse vay benim yurdumun haline.!. Kanunlara saygı, onları doğru yorumlamakla gerçekleşir, ne yazıkki ne yorum var ne saygı. Saygılarımla... |
27-07-2008, 00:33 | #5 |
|
Bİlgİ Edİnme Kanunu Hakkinda...
Aynı olayı yinelemek istemiyorum ama bir araştırma iiçin ismini vermek istemediğim kamu idaresine başvurudu bulunduk fakat verilen cevaplar tatminkar olmaktan çok gerçek dışı ve ilgisizdi anlayacağınız bu ülkede işine gelenler söyleniyor işine gelmeyenler sır olup saklanıyor.İstenildiği kadar kanun çıkarılsın hukukun üstünlüğüne inanılsın zihniyet değişmedikçe yada uygulama olmadıkça kağıt üzerinde yazan bir kanun maddesinin ne önemi var.Lakin söz var icraat yok durumuna dönmüş vaziyette..
|
27-07-2008, 13:08 | #6 |
|
Kimler ilgileniyor ki?
Örneğin: Reisicumhurluk Makamı mı? Başbakanlık Makamı mı? Valilik Makamımı? Belediye Başkanlığı Makamı mı? Sanal olarak müracaatları hiç kaale almıyorlar. Birde yasılı müracaatları dikkate alsalar bile kendi bildikleri makamdan cevap veriyorlar. Bir örnek: Ortak tapusu olrak tapu ortaklarımın kimler olduğu hakkında bir dilekçe ile müracaat ediyorum. elcevap. Veremeyiz! Gerekçesi Devlet hazinesi zarar edermiş. Ya Bu dilekçe Devleti kayırıyorsa? Devlet zarar ederse etsin. Ayrıca burada daha önce sorulan cevap zıtlaşma olarak Tapu Müdürünün istersem vermem direnmesi. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
burs olanakları, bilgi edinme | brkmnks | Hukuk Lisans Eğitimi | 64 | 15-02-2014 11:34 |
evlat edinme | tuval2310 | Hukuk Soruları | 10 | 05-03-2012 23:18 |
bilgi edinme yasası gereğince bilgi vermeyen kuruma ceza | Av. Muzaffer ERDOĞAN | Hukuk Haberleri | 5 | 11-03-2011 10:43 |
Evlat Edinme | yertek | Hukuk Soruları Arşivi | 2 | 22-03-2005 03:25 |
Bilgi Edinme Hakkı - Tehdit | Uzlaşan | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 11-11-2004 14:50 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |