Çok Eşli Evliliğin Eşler Ve Çocuklar Açısından Hukuki Sonuçları

ülkemizde özellikle Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadoluda sürmekte olan çok kadınla evlenmenin hukuki sonuçları neler olmaktadır?
Çocuklar nüfus siciline nasıl kaydedilmektedir?
miras açısından sorun nasıl çözülmektedir?
Ceza ve medeni hukuk açısından ne gibi yaptırımlar bulunmaktadır?
Bu sorun nasıl bir yasal düzenleme ile çözülebilir?
Yürürlükteki yasal düzenlemeler bu sorunu çözmeye yeterli midir?
Bu konudaki katkılarınızı bekliyor, ilginiz için teşekkür ediyorum.

Merhaba;

toplumsal gerçekliliklerle,yasal gereklilikler arasındaki uçurum örneklerinin en iyilerinden biri bu konu bence..

sorularınıza hukukçu gözüyle ve yasal açıdan cevap vermeye çalışayım.Sonrası uzun tartışmalar alması gerekenn bir konu aslında.
1)"ülkemizde özellikle Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadoluda sürmekte olan çok kadınla evlenmenin hukuki sonuçları neler olmaktadır?"

hukuken "çok kadınla" evlenmek mümkün olmadığı için;
resmi nikahlı olan kadın "eş" olup, bunun dışında başkaca bir hukuki tanım olmadığından ,resmi nikahlı olan kadın tüm yasal haklara da sahiptir.resmi nikahlı olmayanın ise yasal bir kimliği de yoktur.

2)"Çocuklar nüfus siciline nasıl kaydedilmektedir?"

Yasal anlamda babanın ve annenin "evlilik dışı" çocuğu olarak nüfusa kaydedilmesi gerekir.
uygulamada benim en çok rastladığım ise çocuklarının annelerinin resmi nikahlı eş olarak beyan edildikleri.

3)"miras açısından sorun nasıl çözülmektedir?"

evlilik dışı doğan çocuk olarak mı yoksa evlilik birliği içindeki doğan çocuk olarak mı nüfus kaydedildilmelerine göre mevcut miras hukuku uygulanır.Tabii ki, itiraz edilinceye kadar
bu soru çok geniş bir açıklama gerektiriyor..bunu daha sonra yazalım.

4)"Ceza ve medeni hukuk açısından ne gibi yaptırımlar bulunmaktadır?"

resmi nikah dışında bir nikah yasal olarak mümkün değil.Yasaya aykırı eylemlerinden de kişiler sorumludurlar.Medeni hukuk açısından ise, yasal kimlik kazanılmadığından, resmi nikahlı olmayan eş kavramı da olmadığından, o eş aslında bir üçüncü şahıstan öte birşey değildir.

5)Bu sorun nasıl bir yasal düzenleme ile çözülebilir?

bu sorunun çözülmesi,yani resmi nikahlı olmayan eşlere yasal kimlik kazandırılması ve çocukların tam hisseli mirasçı durumuna getirilmesi
toplumsal gerçeklere uygun gibi görülse de,
toplumsal düzenin sağlanması yolundaki tüm taşları yerinden oynatması söz konusu olacağından,
böyle bir düzenlemenin yapılması taraftarı değilim(kendi görüşüm)

7)"Yürürlükteki yasal düzenlemeler bu sorunu çözmeye yeterli midir?"

Sorun olarak görüldüğünde elbette yeterli bir düzenleme söz konusu değildir.

ancak;
mevcut düzenlemeler içinde,sonuçların görülerek sorun olan birlikteliklerin ve gayriresmi birden fazla kadınla evlenmelerin
azalması doğal bir çözüm üretmektedir.

Bu konunun her sorusu hem hukuken hemde toplumsal boyutlarda tartışılması ve uzun uzun açıklanması gerekli sorular.


Öğrencilik yıllarımda ilk kez topkapı sarayını geziyordum.
Harem dairesini gördüğüm zaman dehşete kapılmıştım.
"aile" kavramının olmadığı bir devlet düzeninde aynı babanın "çocukları" arasındaki güç kavgasını ve ölümleri
, ve kadınları arasındaki kader birliğini izlerken çok üzülmüştüm.

çok eşliliğin sorunlarının çözümü,mevcut düzenlemelerin katı bir şekilde uygulanarak,
sonuçlarının caydırı hale getirilmesidir.
derim

Sayın Ege,
Bildiğiniz üzere, yeni Medeni Kanunumuz evlilik içi - evlilik dışı çocuk ayrımını, daha doğru bir deyişle sahih - sahih olmayan nesep ayrımını kaldırmıştir. Bir kimsenin evlilik içi olsun veya olmasın tüm çocukları eşit haklara sahip kılınmıştır. Yeter ki o kimse ile kan bağı bulunan çocukları arasında hukuken soybağı kurulmuş olsun. Medeni Kanunun İkinci Kitabının İkinci Kısmının genel gerekçesinde bu hususa değinilmektedir. İlgili gerekçe size ışık tutacaktır. Aynı zamanda 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 12'nci maddesi de size yardımcı olacaktır.

Miras konusunda da aynı sonuca ulaşılacaktır. Evlilik içi veya evlilik dışı, mirasbırakan ile aralarında soybağı ilişkisi bulunan bütün çocuklar eşit olarak mirasçıdırlar (MK md. 495/II).
Siz, imam nikahlı kadından doğan çocukların mirasbırakanın evlilik içinde doğan çocuklarla eşit olarak mirasçı olmasını kabul etmeseniz bile 1,5 seneyi aşan bir zamandan beri sistem bu şekildedir. Düzenleme çoktan yapılmıştır.

4721 sayılı Kanunun genel gerekçesi ve her kitabın, kısmın ve bölümün gerekçeleri bizlere kanunun sözünü ve ruhunu kavramamıza yardımcı olacaktır. SAdece metin ile bağlı olmaksızın kanunun gerekçesini de dikkate almamız gerektiğini düşünüyorum.

Saygılarımla

Sayın Juris;
sanırım ben sorunu tartışılması gereken boyutunda özetledim.
Yasal düzenlemelere aykırı her durumda yeni bir yasal düzenleme ile yasal hale getirilmesine karşı olduğumu belirttim.
Çok eşliliğin bir anlamda yasal hale getirilmesi karşı durduğum bir düzenleme.
Teknik anlamda yasal düzenlemeler konusunda bilgi verirken yanlış ifade ettiğimi kabul ediyorum.
Tartışma boyutunun yeri "hukuk soruları" başlığı olmamalıydı haklısınız.

Ancak;
Kadınların her durumda(evlilik dışı ilşkilerde) içinde bulundukları sosyal konumda yasal kimlik kazanamayıp,çocuklarının hak sahibi edindirilmesini,
Hazine arazisine bina yapanlara seçim dönemlerinde tapu dağıtılması gibi görüyorum.

Yasalar toplumsal yaşamın düzenlenmesi,kolaylaştırılması için vardırlar.
en önemlisi de "herkes için eşit" uygulanması ve "eşit" haklar getirmesi gerekir.

saygılarımla.