Dolandırıcılık sebeiyle açılacak alacak davasında zamanaşımı

Cevap verecek meslektaşlara şimdiden teşekkür ederim. Müvekkil bir taşınmazın satılacağı vaadiyle kandırılarak kendisinden bir miktar para alındığını ve bu paranın kendisine iade edilmediğini söylüyor. Bu konu ile ilgili olarak savcılığa suç duyurusunda bulunmuş. Paranın dava açmayı düşündüğümüz kişilere teslim tarihi 11.09.2009 ve müvekkil dolandırıldığını bir kaç gün sonra öğreniyor. Bu durumda haksız fiile ilişkin bir yıllık zamanaşımı süresi dolmuş oluyor.

Bu durumda dava açmamız halinde ceza zamanaşımı mı yoksa bir yıllık zamanaşımı süresi mi uygulanacaktır?

Haksız fiillerde fiil aynı zamanda cezayı gerektirir bir eylem ise uzamış ceza zamanaşımına tabidir.

Fiil dolandırıcılık suçunu oluşturmuyor.Benzer olaylarda C.Savcılığı kamu davası açılmasına yer olmadığına kararı verdi.Sebepsiz zenginleşme hükümlerine alacak davası açılması gerektiği,zaman aşımının ,öğrenme tarihinden itibaren başlayacağı kanaatindeyim.

Yanıtınız için teşekkürler. Bahse konu olayda davalı dayısına ait olan bir taşınmazın satışı için yetkilendirildiğini söylüyor ve müvekkilime taşınmazı uygun bir fiyatla satabileceğini söylüyor. Müvekkil taşınmaz tapu senedi fotokopisini ve taşınmaz satış yetkisi içeren vekaletnameyi inceleyip taşınmazı almaya karar veriyor. Davalı ile müvekkil birlikte tapu müdürlüğüne gidiyorlar. Tapu dairesinin önünde davalı taşınmazın vergi borcu olduğunu söyleyip müvekkilden yaklaşık 10.000,00 TL alıyor ve vergi borcunu ödeyip tekrar döneceğini söylüyor ancak dönmüyor. Daha sonra ise müvekkil davalıyı buluyor, parasını geri istiyor ancak davalı müvekkili tehdit ediyor ve parasını geri vermiyor. Bu durumda sizce dolandırıcılık suçu oluşmamış mıdır? Bu arada olaya müvekkilin iki arkadaşı da tanık olmuşlar.

Ayrıca BK md 60/2 uygulanırken haksız fiilin ceza yargılamasına konu olabilecek bir fiil olması mı yoksa ceza mahkemesince yargılamanın yapılıp, suç oluşturduğu kabul edilen bir fiil olması mı gerekir?

Özgür Bey,

son sorunuzla ilgili olarak sorunu mahkemenin kendisi takdir edecek, dolayısıyla bir haksız fiilin suç teşkil eden bir davranış olup olmadığı noktasında değerlendirme için bir ceza mahkemesinin kararına gerek yok. Ben diğer meslektaşların burada dolandırıcılık olmadığı yönündeki kanaatine katılmıyorum. Üstelik bence burada karşı taraf zamanaşımı itirazına da dayanamaz. Tamamen faraziye olarak bir yıllık zamanaşımı süresi uygulansa da burada bu tür eylemleri gerçekleştiren kişinin buna dayanması tamamen iyiniyete aykırılık oluşturur ki bu durumda da dikkate alınmaz.

Saygılar.

İlhan Yiğit

Dolandırıcılıktan bahsedebilmek için , fail tarafından ; mağdurun yapacağı inceleme sonucunda , gerçeğe ulaşmasını engelleyecek , bir dizi hareket yapılmış olmalıdır. Failin maddi bulguları gizlemesi , ortadan kaldırması ya da bu bulguların ortaya çıkmasını engellemesi ve bunları saklaması gerekir.Sizin olayınızda tapuya gidilip hak sahibinin kim olduğu öğrenilebilir ayrıca vergi dairesinden ya da belediyeden mezkur gayrimenkulün borcunun olup olmadığı da öğrenilebilir ; o halde mağdurun inceleme kudretinin kaldırıldığından söz edilemez.Ama bence güveni kötüye kullanma olarak nitelenebilir.Öyle olunca da Sayın furugferruhzad'ın belirttiği gibi uzamış ceza zamanaşımı uygulanacaktır.