Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Anket Sonucu: Bakire/bakir olmadığını eşten gizlemek veya bekaret zarı diktirmek:
Hukuk düzeni tarafından korunamaz. 22 50,00%
Hukuk düzeni tarafından korunmalıdır. 6 13,64%
Bazı durumlarda hukuk düzeni tarafından korunabilir. 16 36,36%
Oy Verenler: 44. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 281)

bekaret zarı diktirmek ve bunu eşten saklayarak yapılan evlilikler

Yanıt
Old 29-12-2009, 21:29   #61
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Mesajınızın sonuna eklediğiniz im "bilen" imi olduğu için yanıtı sizden bekliyoruz sayın Dikici.

O imi "bilen" manasında değil de "göz kırpan" manasında eklemiştim. )

Benim fikrim, sorumda gizli zaten
Old 29-12-2009, 22:06   #62
üye25928

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Kızlık zarını diktirmek, mutlaka kandırmak için midir?

Ben de merak ettim, başka bir neden için olabilir mi?

Hiç yoktan kural olarak kandırmak için diyebileceğimiz kanaatindeyim.
Old 29-12-2009, 22:08   #63
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Raşit Tavus
Ben de merak ettim, başka bir neden için olabilir mi?

Hiç yoktan kural olarak kandırmak için diyebileceğimiz kanaatindeyim.

Bizim anlayışımız kural olabilir mi? "Kural" neye denir, Raşit Beycim?
Old 29-12-2009, 22:14   #64
üye25928

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Bizim anlayışımız kural olabilir mi? "Kural" neye denir, Raşit Beycim?

Genel olarak uygulamada olan anlamında kullanıyor hocalarımız, bir kaç istisnası oluyor.

Bir babanın 3 çocuğu var, bunlardan en küçük olana evini satıyor. (eski Türk hukukunda evin en küçük erkek çocuğa bırakıldığını o dönemden bu yana bu durumun bir adet olarak geldiğini hatırlatmak da fayda görüyorum) Diğer çocuklar dava açıyor.

Şimdi kural olarak burada muvazaalı işlem olduğu kabul edilir. Ama istisnalar mevcuttur.

Şimdi kural olarak bekaret zarının neden dikildiği konusunda hem fikir isek, istisnalardan bahsedebilir misiniz üstadım?
Old 29-12-2009, 22:16   #65
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Raşit Tavus
Genel olarak uygulamada olan anlamında kullanıyor hocalarımız, bir kaç istisnası oluyor.

Bir babanın 3 çocuğu var, bunlardan en küçük olana evini satıyor. (eski Türk hukukunda evin en küçük erkek çocuğa bırakıldığını o dönemden bu yana bu durumun bir adet olarak geldiğini hatırlatmak da fayda görüyorum) Diğer çocuklar dava açıyor.

Şimdi kural olarak burada muvazaalı işlem olduğu kabul edilir. Ama istisnalar mevcuttur.

Şimdi kural olarak bekaret zarının neden dikildiği konusunda hem fikir isek, istisnalardan bahsedebilir misiniz üstadım?

Ama ben böyle (bekaret zarı dikiminin aldatmak amaçlı olduğu yönünde) bir kuralın olduğunu bilmiyorum. Kural demiyorum ben!
Old 29-12-2009, 22:28   #66
üye25928

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Ama ben böyle bir kuralın olduğunu bilmiyorum. Kural demiyorum ben!
Hayır kural değil, "kural olarak" yazımını bir tabir olarak kullanıyoruz üstadım. Bu sığ tartışmanın sizin değerli vakitlerinizden bir tutam daha çalmaktan öte gitmeyeceği kanaatinde olduğumdan dolayı esas soruyu cevaplamanızı rica ederim


Bir bayan hangi sebeplerden dolayı bekaret zarını diktirir?
Old 29-12-2009, 22:34   #67
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Raşit Tavus
Hayır kural değil, "kural olarak" yazımını bir tabir olarak kullanıyoruz üstadım. Bu sığ tartışmanın sizin değerli vakitlerinizden bir tutam daha çalmaktan öte gitmeyeceği kanaatinde olduğumdan dolayı esas soruyu cevaplamanızı rica ederim


Bir bayan hangi sebeplerden dolayı bekaret zarını diktirir?

Onu biz bilemeyiz. Esasen onu öğrenmek bize mi kalmış? Keyfi öyle istemiş olabilir. Fantezi olsun istemiş olabilir. Veyahut psikolojisini rahatlatmak istemiş olabilir.

Hukuki bir konuda yazarken "kural olarak..." dediğimizde, hukuki bir kuraldan veyahut hukuken kabul gören bir anlayıştan bahsederiz.

Ayrıca sığ tartışma dediğiniz şey nedir, onu da açıkçası anlayamadım.
Old 29-12-2009, 22:35   #68
üye8180

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Raşit Tavus
Bir bayan hangi sebeplerden dolayı bekaret zarını diktirir

Sadece bir erkeği kandırmak için değil tabi. Mesela canı öyle istedi diye, uğradığı bir cinsel saldırının veya hatalı bir ilişkinin ardından, önceki hale geçme isteği için, vs. vs. Tıpkı slikon göğüs taktırmak isteyebileceği, poposunu kaldırabileceği, hatta dilerse cinsel organını daraltmak isteyebileceği gibi. Yani sadece kendisi öyle istiyor diye...
Old 29-12-2009, 22:39   #69
üye25928

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Hukuki bir konuda yazarken "kural olarak..." dediğimizde, hukuki bir kuraldan veyahut hukuken kabul gören bir anlayıştan bahsederiz.

Ayrıca sığ tartışma dediğiniz şey nedir, onu da açıkçası anlayamadım.

Sığ tartışmadan kastım, "kural olarak" ifadesi üzerine yaptığımız tartışma, çünkü bize okulda 2 yıldır bu yönde bir öğreti söz konusu oldu. Ben hararetle hocalarımdan öğrendiğimi savunacağım ki siz şiddetle karşıda olduğunuza göre pekd e doğru sayılmazlarmış galiba. Böyle olunca ana-konudan uzaklaşmış olacağız keza bu tartışma bize hiç bir şey kazandırmamış olacaktı ondan bahsettim.

Bu arada ben son beyanlarınız üzerine muvazaalı işlem örneğime yeniden dönüyorum: Burada babanın oğluna evi satması neden kural olarak muvazaalıdır?
Old 29-12-2009, 22:50   #70
üye25928

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Neslihan
Sadece bir erkeği kandırmak için değil tabi. Mesela canı öyle istedi diye, uğradığı bir cinsel saldırının veya hatalı bir ilişkinin ardından, önceki hale geçme isteği için, vs. vs. Tıpkı slikon göğüs taktırmak isteyebileceği, poposunu kaldırabileceği, hatta dilerse cinsel organını daraltmak isteyebileceği gibi. Yani sadece kendisi öyle istiyor diye...

Slikon göğüs taktırmak cinsel olarak kendi seçimidir, yani ilişkide pozitif katkısını olacağını yahut daha güzel görüneceğini düşünmüştür ki zaten de öyledir, ama bekaret zarının diktirilmesi bunlarla aynı doğrultuda olan bir şey değildir.

Bekaret zarı, bayanın daha önce hiç ilişkiye girmemiş olduğuna karinedir. Dolayısıyla daha önce hiç şekilde ilişkiye girmemiş olan bir erkek, daha önce hiç ilişkiye girmemiş bir bayanla evlenmek isteyebilir, çünkü ilk cinsel ilişkisini evlilikte yaşamak istiyordur. Burada Erkeğin düşüncelerini tartışabilecek konumda, durumda ve yetkide değiliz, sadece onun düşüncelerine saygı duymak durumundayız. Bu erkek, eşinin bakire olmasına önem verdiğini daha önceden beyan etmişse, aslında burası da tartışmalı birazdan değineceğim sebebine, eşi de herhangi bir şekilde olumsuz cevap vermemiş, evliliğin olabilmesi için bekaret zarını diktirmişse burada aldatma vardır, 149-150 maddeler gereğince boşanmaya hükmedilebilir.

Daha önce değinmeyi söylediğim kısım ise şurası. Hangi bayan evlenmeden önce, nişanlısına yahut, sevgilisine onun cinsel manada bir iktirdarsızlık sorunu olup olmadığını yahut onun "gay" olup olmadığını soruyor? Burada bayanların bunu sormama sebebi, erkeğe çok güvenmeleri mi yoksa erkeklerin doğal olarak normal sorunsuz olduğunu beklemeleri midir? Yani bir bayan bir gay ile evlendi diyelim, daha önce gay olduğunu bilseydi evlenmeyecekti ama adama gay misin diye sordu mu? Hayır, e o zaman adamdan boşanamayacak mı? Tabii ki de boşanabilecek. Sayın Saim Dikici'nin daha önce de işaret ettiği gibi, şayet bir erkek evlenmezden önce eşinin bakire olmadığı bilseydi evlenmeden vazgeçecekti ise, o zaman aldatmadan söz edilebilir. Burası çok önemli bence, yani özellikle bayana bakire misin diye sorulması gerektiği kanaatinde değilim, şayet burada bunu bilmem halinde fikirlerim değişecekti ise ve bunun farkında olan bayan da bana söylemediyse burada açık bir şekilde hile, yani aldatma vardır.
Old 29-12-2009, 22:51   #71
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Bekaret zarı konusunda yürütülen muhakeme kadar namus adıyla işlenen cinayetler ve şiddete karşı ne yapılacağı konusunda muhakeme yapılsaydı daha çok yol alır, daha hukuksal çerçevede tartışma olanağı bulabilirdik. Ne yazık ki gördüğüm şu oldu: Ataerkil zihniyette olan kadın ve erkekler, bekaret zarının varlığı, yokluğu, dikilmesi ile çok meşgul, oysaki kadınlar ve erkekler vücudu üzerinde o kadar çok değişiklik yapar ki yaşam boyunca. Bunların da çok çeşitli nedenleri vardır, örneğin bir kadın yağlarını aldırırken ya da yüzünü gerdirirken sebebini açıklamak zorunda mıdır, canının öyle istemesi yeterli olduğuna göre bekaret zarını da değiştimesinin nedeni de "canının öyle istemesidir". Gerisi kimseyi ilgilendirmez. Daha önce de belirttiğim gibi ve Saim Beyin de çok iyi açıkladığı gibi aldatma AÇIKLAMA ile olur, yalan açıklama varsa aldatma vardır, yoksa aldatma yoktur.
Old 29-12-2009, 22:53   #72
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Neslihan
Sadece bir erkeği kandırmak için değil tabi. Mesela canı öyle istedi diye, uğradığı bir cinsel saldırının veya hatalı bir ilişkinin ardından, önceki hale geçme isteği için, vs. vs. Tıpkı slikon göğüs taktırmak isteyebileceği, poposunu kaldırabileceği, hatta dilerse cinsel organını daraltmak isteyebileceği gibi. Yani sadece kendisi öyle istiyor diye...


Bu konunun başlığı "Evlendiği bayanın göğüslerinin slikonla büyütülmüş olduğunu öğrenen erkek, evliliğin iptalini isteyebilir mi?" şeklinde olsaydı, sizce bu kadar tartışılır mıydı?

Peki şimdi sizce neden bu kadar tartışılıyor? Bu foruma katkı sunan herkesin tek ortak noktası hepsinin hukukçu olması.
Onun dışında, "evliliğin butlanı istenebilir" ya da "istenemez" diyen kişilerin bekareti önemseme konusunda aynı düşünce yapısına sahip iki ayrı grup olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Old 29-12-2009, 22:59   #73
üye8180

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Raşit Tavus
Bekaret zarı, bayanın daha önce hiç ilişkiye girmemiş olduğuna karinedir

İlişki sadece vajinal yoldan mı olur? Hiç cinsel ilişki yaşamamış olduğunu, kızlık zarından başka test edebileceğiniz bir yöntem var mı acaba? Şüpheci erkek bence hiç evlenmemeli. Kendini yer bitirir.

Alıntı:

Slikon göğüs taktırmak cinsel olarak kendi seçimidir, yani ilişkide pozitif katkısını olacağını yahut daha güzel görüneceğini düşünmüştür ki zaten de öyledir, ama bekaret zarının diktirilmesi bunlarla aynı doğrultuda olan bir şey değildir


İkisi arasında fark göremiyorum. Uygulama alanları dışında.
Old 29-12-2009, 23:04   #74
üye25928

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
Bekaret zarı konusunda yürütülen muhakeme kadar namus adıyla işlenen cinayetler ve şiddete karşı ne yapılacağı konusunda muhakeme yapılsaydı daha çok yol alır, daha hukuksal çerçevede tartışma olanağı bulabilirdik. Ne yazık ki gördüğüm şu oldu: Ataerkil zihniyette olan kadın ve erkekler, bekaret zarının varlığı, yokluğu, dikilmesi ile çok meşgul, oysaki kadınlar ve erkekler vücudu üzerinde o kadar çok değişiklik yapar ki yaşam boyunca. Bunların da çok çeşitli nedenleri vardır, örneğin bir kadın yağlarını aldırırken ya da yüzünü gerdirirken sebebini açıklamak zorunda mıdır, canının öyle istemesi yeterli olduğuna göre bekaret zarını da değiştimenin nedeni "canı öyle istediği içindir". Gerisi kimseyi ilgilendirmez. Daha önce de belirttiğim gibi ve Saim Beyin de çok iyi açıkladığı gibi aldatma AÇIKLAMA ile olur, yalan açıklama varsa aldatma vardır, yoksa aldatma yoktur.


Aynı soruları bir kez de sizin için sorayım:

Şimdi mesela bir bayan evlenecek, nişanlısına senin istikrar sorunun yahut sen gay misin diye sorar mız?

Sormaması ve evlilikte eşinin iki durumdan birisi olması halinde, eş aldatmamış mı olur?

Aldatma veya hile salt açıklama ile mi olur, yoksa açıklanması gereken bir konunun açıklanmaması halinde de olur mu?

Yani bekaret, kızlık karinesidir. Buna değer veren bir toplumumuz var, bekaret zarını diktirmiş kişi, bekaret zarına sahip olmasına rağmen bakire olmadığını belirtmelidir, aksi halde farklı bir izlenim oluşacaktır, bu izlenim de aldatma kapsamındadır.
Old 29-12-2009, 23:06   #75
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Raşit Tavus
Sığ tartışmadan kastım, "kural olarak" ifadesi üzerine yaptığımız tartışma, çünkü bize okulda 2 yıldır bu yönde bir öğreti söz konusu oldu. Ben hararetle hocalarımdan öğrendiğimi savunacağım ki siz şiddetle karşıda olduğunuza göre pekd e doğru sayılmazlarmış galiba. Böyle olunca ana-konudan uzaklaşmış olacağız keza bu tartışma bize hiç bir şey kazandırmamış olacaktı ondan bahsettim.

Bu arada ben son beyanlarınız üzerine muvazaalı işlem örneğime yeniden dönüyorum: Burada babanın oğluna evi satması neden kural olarak muvazaalıdır?

Konuyu dağıtmadan, neden olduğunu ilgili kanun maddesini, yani "kural"ı yazarak göstereyim.

Alıntı:
Yazan İcra İflas Kanunu

İVAZSIZ TASARRUFLARIN BUTLANI:
MADDE 278. (Değişik madde: 18/02/1965 - 538/114 md.)

Mütat hediyeler müstesna olmak üzere, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar batıldır.

Ancak, bu müddet haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki seneyi geçemez.

Aşağıdaki tasarruflar bağışlama gibidir.

1. (Değişik bent: 09/11/1988 - 3494/53 md.) Karı ve koca ile usul ve füru, neseben veya sıhren üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) hısımlar, evlat edinenle evlatlık arasında yapılan ivazlı tasarruflar,

2. Akdin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler,

3. Borçlunun kendisine yahut üçüncü bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartiyle irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler ve ölünceye kadar bakma akitleri.
Old 29-12-2009, 23:07   #76
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Raşit Tavus
Aynı soruları bir kez de sizin için sorayım:

Şimdi evleneceksiniz, nişanlınıza senin istikrar sorunun yahut sen gay misin diye sorar mısınız?

Sormamanız ve evlilikte eşinizin iki durumdan birisi olması halinde, eşiniz sizi aldatmamış mı olur?

Aldatma veya hile salt açıklama ile mi olur, yoksa açıklanması gereken bir konunun açıklanmaması halinde de olur mu?

Yani bekaret, kızlık karinesidir. Buna değer veren bir toplumumuz var, bekaret zarını diktirmiş kişi, bekaret zarına sahip olmasına rağmen bakire olmadığını belirtmelidir, aksi halde farklı bir izlenim oluşacaktır, bu izlenim de aldatma kapsamındadır.

Eşcinsellik cinsel tercihin farklı olduğunu belirten bir durumdur. Eşcinsellik ile bekaret zarını eş tutmanızdan dolayı diyecek söz bulamıyorum, sakinliğimi korumaya çalışıyorum ama bu tarz bir konuşmaya devam edemeyeceğimi de şimdiden belirtiyorum. Diyecek söz bulamamamın nedeni eşcinselliğe kızmam değil, bekaret zarını olmazsa olmaz olarak nitelendirmenizdir ve bu nitelendirmenizin hiçbir hukuksal dayanağı yoktur.
Old 29-12-2009, 23:12   #77
üye8180

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Raşit Tavus
bekaret zarını diktirmiş kişi, bekaret zarına sahip olmasına rağmen bakire olmadığını belirtmelidir,

Hiç de böyle bir zorunluluğu yoktur. Aksi kabul, kadının insan hakları ihlalidir. Bedeni üzerinde hakları, özel hayatının gizliliği ve dokunulmazlığı gibi.
Old 29-12-2009, 23:19   #78
üye25928

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Neslihan
İlişki sadece vajinal yoldan mı olur? Hiç cinsel ilişki yaşamamış olduğunu, kızlık zarından başka test edebileceğiniz bir yöntem var mı acaba? Şüpheci erkek bence hiç evlenmemeli. Kendini yer bitirir.
Olmaz da gerek dinen gerekse tıbbı açıdan uygun olan gerekse örf adet hukukunda önemli olan olan ilişki türü vajinal yoldan olandır.

Alıntı:
Yazan Av. Neslihan
İkisi arasında fark göremiyorum. Uygulama alanları dışında.

Bence çok fark var. Sizin fark anlayışınızı da merak etmedim değil doğrusu.
Old 29-12-2009, 23:23   #79
üye8180

 
Varsayılan

Alıntı:
Olmaz da gerek dinen gerekse tıbbı açıdan uygun olan gerekse örf adet hukukunda önemli olan olan ilişki türü vajinal yoldan olandır.


Konudan konuya atlamayalım derim.

Alıntı:

Bence çok fark var. Sizin fark anlayışınızı da merak etmedim değil doğrusu

Siz her ne kadar kadınların beyan etme yükümlülüğü olduğunu savunuyor olsanız da, ben izninizle susma hakkımı kullanıyorum.
Old 29-12-2009, 23:25   #80
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Neslihan
Konudan konuya atlamayalım derim.



Siz her ne kadar kadınların beyan etme yükümlülüğü olduğunu savunuyor olsanız da, ben izninizle susma hakkımı kullanıyorum.

E şimdi "aldatmış" duruma düşmeyiniz...
Old 29-12-2009, 23:28   #81
üye25928

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
Eşcinsellik cinsel tercihin farklı olduğunu belirten bir durumdur. Eşcinsellik ile bekaret zarını eş tutmanızdan dolayı diyecek söz bulamıyorum, sakinliğimi korumaya çalışıyorum ama bu tarz bir konuşmaya devam edemeyeceğimi de şimdiden belirtiyorum. Diyecek söz bulamamamın nedeni eşcinselliğe kızmam değil, bekaret zarını olmazsa olmaz olarak nitelendirmenizdir ve bu nitelendirmenizin hiçbir hukuksal dayanağı yoktur.


Bakınız değerli hocam;

Ali daha önce hiç ilişkiye girmemiş bir erkek. Belin ise Ali'nin nişanlısı. Ali daha önce Belin'e daha önce hiç ilişkiye girmediğini ve daha önce ilişkiye girmemiş bir bakire ile evlenmek istediğini ifade ediyor. Belin ise ona haklısın şeklinde cevap veriyor. Bunun üzerine de bekaret zarını diktirme yoluna gidiyor. Şimdi burada Belin'in yaptığı salt hiledir, aksini mi iddia ediyorsunuz?

Toplumumuzda bekaret zarı, kızlık karinesi olarak görülmektedir, yaygın bir inanıştır, bu da örf adet hukuku olarak nitelendirilemez mi? Bunu aksini mi savunuyorsunuz.

Ayrıca benim için eşimin bakire olup olmaması bir anlam ifade etmiyor, kişisel tercihim bana karşı dürüst olması. Ama maalesef şu anki hukuk tartışmamız biraz duygusal bir boyut almaya başladı o yüzden ifade etmek gereksinimi duyuyorum.

Bekaret zarının olmaması yüzünden kaç tane genç bayan yuvasından kovuldu bu toplumdan, mahkemelerce 149-150. maddeler gereğince boşanmaya hükmedildi, şimdi siz bunların yaşanmadığını mı iddia ediyorsunuz yoksa toplum da bu durumun tabu haline gelmediğini mi iddia ediyorsunuz? Ya da daha açık bir tabirle beraket zarının olmamasının toplum tarafından önemsenmediğini sadece benim önemsediğimi bu yüzden de söylediklerimin hiç bir hukuki dayanağı olmadığı kanaatinde misiniz?

Eşcinsellikle bekareti bir tutmuyorum ama şimdi ilişki başlamadan önce bayan ben bakire değilim demiyorsa ve bu evlenmenin seyirini değişiterebilecek kadar önemli bir şeyse, bu hile olmaz mı diyorum. Bunu da eşcinsellik örneği ile de benzetmeye çalışıyorum. İkisinde de aynı hile söz konusudur. Demek istediğim bu.
Old 29-12-2009, 23:42   #82
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Raşit Tavus
Toplumumuzda bekaret zarı, kızlık karinesi olarak görülmektedir, yaygın bir inanıştır, bu da örf adet hukuku olarak nitelendirilemez mi? Bunu aksini mi savunuyorsunuz.

Diğer konularda tekrar tekrar yorulmayı düşünmüyorum, açıklama yapmaya gerek duymuyorum ama yukarıdaki cümleniz için bir açıklama yapmak isterim. Bunu da bir yıl üç aylık akademisyenlik deneyimime dayanan öğretme isteğine verirsiniz. Aile hukukunda örf adet hukukuna yer yoktur, dikkat edin töreler de örf adettir, başlık parası da berdel de. Aynı zamanda tüm bunlar hukuka aykırıdır ve kimileri aynı zamanda suçtur. Aile hukukunda örf adet hukukuna yer yoktur, yineliyorum. Örf adet hukuku eşya hukukunda, borçlar hukukunda, ticaret hukukunda uygulanabilir. Eğer aile hukukunda örf adet derseniz namus adıyla işlenen cinayetleri bile meşrulaştırır konuma gelirsiniz. Sizi bu konuda uyarmak istedim yalnızca.
Old 29-12-2009, 23:48   #83
üye25928

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Konuyu dağıtmadan, neden olduğunu ilgili kanun maddesini, yani "kural"ı yazarak göstereyim.

Üstadım bu kural konusunda haklısınız.

Ama kural olarak olmasa da bekaret zarının diktirilmesi zaman zaman aldatmaya girer, kişisel kanaatim canı istediği için bekaret zarı diktiren bayanların sayısı, eşini aldatmayı düşünenlere oranla çok azdır. Toplum mühendisi olup insanların ne düşündüklerini sorgulayamayacağımız gibi bu konuda da bir uygulama yapamayacağımız için, üstelememek de fayda görüyorum, ama toplumda tabu halini almış olması bekaret zarının diktirilmesinin temel sebebidir. Bu sebep de bu durumdan haberi olmayan, olsaydı evlenme kararı değişebilecek olan eşin aldatılmasına sebep olmaktadır.
Old 29-12-2009, 23:52   #84
üye25928

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
Diğer konularda tekrar tekrar yorulmayı düşünmüyorum, açıklama yapmaya gerek duymuyorum ama yukarıdaki cümleniz için bir açıklama yapmak isterim. Bunu da bir yıl üç aylık akademisyenlik deneyimime dayanan öğretme isteğine verirsiniz. Aile hukukunda örf adet hukukuna yer yoktur, dikkat edin töreler de örf adettir, başlık parası da berdel de. Aynı zamanda tüm bunlar hukuka aykırıdır ve kimileri aynı zamanda suçtur. Aile hukukunda örf adet hukukuna yer yoktur, yineliyorum. Örf adet hukuku eşya hukukunda, borçlar hukukunda, ticaret hukukunda uygulanabilir. Eğer aile hukukunda örf adet derseniz namus adıyla işlenen cinayetleri bile meşrulaştırır konuma gelirsiniz. Sizi bu konuda uyarmak istedim yalnızca.

Bekaret sorunu da dikkat ederseniz bu sebepten ortaya çıkmış bir durum. Bunu demeye çalıştım, ayrıca bilgilendirme için teşekkür ederim, siz tekrar tekrar yorulmayı düşünmediğiniz için üstelemiyorum, size iyi akşamlar.
Old 30-12-2009, 10:02   #85
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Raşit Tavus
Yani bekaret, kızlık karinesidir

O zaman erkeklik karinesi ne?
Old 30-12-2009, 10:16   #86
üye25928

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
O zaman erkeklik karinesi ne?
Bilmiyorum, toplumumuzda genel olarak öyle algılanıyor, ben bir hukukçu adayı olarak onu yansıttım. Benim için ideal olması gereken ile toplumun doğru kabul ettikleri arasında fark var. Şu an kendi düşüncelerimden ziyade toplumda yer bulan düşünceleri söylemeliyim, toplumda durum böyle, ve toplum hukuk kurallarına göre değil, hukuk kurallarına göre şekillenir, unutmamak lazım.
Old 30-12-2009, 10:24   #87
üye25928

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
Aile hukukunda örf adet hukukuna yer yoktur, dikkat edin töreler de örf adettir, başlık parası da berdel de. Aynı zamanda tüm bunlar hukuka aykırıdır ve kimileri aynı zamanda suçtur. Aile hukukunda örf adet hukukuna yer yoktur, yineliyorum. Örf adet hukuku eşya hukukunda, borçlar hukukunda, ticaret hukukunda uygulanabilir. Eğer aile hukukunda örf adet derseniz namus adıyla işlenen cinayetleri bile meşrulaştırır konuma gelirsiniz. Sizi bu konuda uyarmak istedim yalnızca.


Bu konudaki görüşlerinize katılmıyorum. Kitapları karıştırmadan yorum yapmak istememiştim, şimdi tartışabilirim. Aile hukuku için de örf adet hukuku pekala yer bulur, örneğin: Yargıtayın çocuğun dedesi ve ninesiyle görüşebilmesi hakkında vermiş olduğu karar. Bir başka örnek düğünde takılan takıların boşanma halindeki hukuki durumu. Örnek sayısını çoğaltmak istemiyorum ama bu iki örnekte olduğu gibi örf adet hukukumuz doğrudan aile hukukunun uygulamasında yer bulmuştur. Bazı örf adetler ile örf adet hukuku arasındaki farkı göz ardı etmemek lazım. Ayrıca Ceza hukukunda töre cinayetleri örf adet olduğu için cezada indirime sebep olması gerekirken, cezada artırım sebebidir, bunun sebebi de bu yanlış törenin bitirilmeye çalışılmasıdır. Yani sadece töre cinayetlerini baz alarak ceza hukukunda örf adet hukuku yoktur diyemeyiz. Hakim karar alırken örf adet hukukunu her halükarda göz önünde bulundurmak zorundadır. Bunun bariz örneği de Boşanmadan sonra çocuğun dede ve ninesiyle görüşmesi hakkında yargıtayın içtihadıdır.
Old 30-12-2009, 10:30   #88
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Raşit Tavus
Bu konudaki görüşlerinize katılmıyorum. Kitapları karıştırmadan yorum yapmak istememiştim, şimdi tartışabilirim. Aile hukuku için de örf adet hukuku pekala yer bulur, örneğin: Yargıtayın çocuğun dedesi ve ninesiyle görüşebilmesi hakkında vermiş olduğu karar. Bir başka örnek düğünde takılan takıların boşanma halindeki hukuki durumu. Örnek sayısını çoğaltmak istemiyorum ama bu iki örnekte olduğu gibi örf adet hukukumuz doğrudan aile hukukunun uygulamasında yer bulmuştur. Bazı örf adetler ile örf adet hukuku arasındaki farkı göz ardı etmemek lazım. Ayrıca Ceza hukukunda töre cinayetleri örf adet olduğu için cezada indirime sebep olması gerekirken, cezada artırım sebebidir, bunun sebebi de bu yanlış törenin bitirilmeye çalışılmasıdır. Yani sadece töre cinayetlerini baz alarak ceza hukukunda örf adet hukuku yoktur diyemeyiz. Hakim karar alırken örf adet hukukunu her halükarda göz önünde bulundurmak zorundadır. Bunun bariz örneği de Boşanmadan sonra çocuğun dede ve ninesiyle görüşmesi hakkında yargıtayın içtihadıdır.

Çocuğun dede ve ninesiyle görüşme hakkının tanınmasının temelinde çocuğun hakları vardır. Yargıtay, örf adete dayandırmayı tercih etti diye aile hukukunda örf adet hukukunun var olabileceğini kabul edemeyiz. Üstelik yeni yasamıza göre artık ister ninesi olsun ister herhangi bir yakını olsun çocuğun üçüncü kişilerle kişisel ilişki kurması olanaklıdır. Üstelik boşanmadan sonra değil çocuk anne babanın velayeti altındayken de başkalarıyla kişisel ilişki kurabilir. Yasa Yargıtay kararlarının önüne geçmiştir neyse ki ve dayanağı gelenekler değil çocuk haklarıdır. Gelenekler olsaydı nine ve dedeyle sınırlı tutardı. Neyse ki Yargıtay kararları arasında sıkışıp kalmadı aile hukuku.

Ayrıca hangi törenin yanlış olduğuna kim karar verecek ve buna nasıl karar verilecek? Canı isteyen, bu doğru töredir deyip kişilerin hak ve özgürlüklerini kısıtlama olanağına nasıl kavuşabilir?
Old 30-12-2009, 10:49   #89
üye25928

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
Çocuğun dede ve ninesiyle görüşme hakkının tanınmasının temelinde çocuğun hakları vardır. Yargıtay, örf adete dayandırmayı tercih etti diye aile hukukunda örf adet hukukunun var olabileceğini kabul edemeyiz. Üstelik yeni yasamıza göre artık ister ninesi olsun ister herhangi bir yakını olsun çocuğun üçüncü kişilerle kişisel ilişki kurması olanaklıdır. Üstelik boşanmadan sonra değil çocuk anne babanın velayeti altındayken de başkalarıyla kişisel ilişki kurabilir. Yasa Yargıtay kararlarının önüne geçmiştir neyse ki ve dayanağı gelenekler değil çocuk haklarıdır. Gelenekler olsaydı nine ve dedeyle sınırlı tutardı. Neyse ki Yargıtay kararları arasında sıkışıp kalmadı aile hukuku.

Ayrıca hangi törenin yanlış olduğuna kim karar verecek ve buna nasıl karar verilecek? Canı isteyen, bu doğru töredir deyip kişilerin hak ve özgürlüklerini kısıtlama olanağına nasıl kavuşabilir?

Bahsettiğiniz çocuğun hakkı Kıt'a Avrupasında yahut bir başka hukuk sisteminde daha önce düzenlenmemiş bir haktı. İlk defa yargıtay tarafından düzenlendi, kaynak da örf adet hukukuydu. Zaten yeni kanunda bunun düzenlenme sebebi, yargıtayın yeni içtihat yapmasının önüne geçmek içindi ki bu da olması gereken bir şeydi. Çünkü yargıtay bir içtihat geliştirmiş siz yeni kanun hazırlarsanız oradaki düzenlemeleri kanuna almak zorundasınızdır, bu her zaman böyle olmadı mı? Hangi törenin yanlış olduğuna, hukuka aykırı olup olmadıklarına göre karar verilmiyor mu zaten? Töreler şayet hukuk normlarına aykırı ise ignore ediliyor, değilse uygulamada kendine yer buluyor. Zaten sorduğunuz sorunun da cevabı burada, yargıtay hiç bir zaman temel hak ve hürriyetleri kısıtlayan örf adetleri göz önüne almamıştır. Medeni kanunun ve Aile hukukunun asli kaynaklarından bir tanesi yargıtay kararlarıdır. Yargıtayın bu kararı henüz Kıt'a Avrupası yahut diğer hukuk sistemlerinde herhangi bir düzenleme yokken verdiği karardır. Kaynağı da örf adet hukukudur. Bu olmuş bitmiş bir olaydır ve bu olaydan yola çıkarak örf adet hukukunun aile hukukunda kendine yer bulduğunu söyleyebiliriz. Zaten hukukun temel normlarıyla çelişen bir törenin örf adet hukukuna dahil edildiğini hiç görmedim. Örf adet hukuku medeni kanunda belirtildiği üzere, mevzuatın yetersiz kaldığı noktalarda hakimin yararlanmak zorunda olduğu ikinci kaynak. Ayrıca siz yargıtay içtihatlarını yahut medeni kanunda belirtilen kanunun kaynaklarını, aile hukuku kaynağı olarak kabul etmiyorsanız, o zaman bu tartışma sizi yormaktan bir milim öte gitmeyecektir.
Old 30-12-2009, 13:55   #90
yalcin3

 
Varsayılan

Kadının bakire olması örf ve adet hukukuna mı dahil oluyormuş?
Allah aşkına ya böyle bir durumda hukukçu gözüyle bakmamızı söylemesin kimse,siz bir erkek gözüyle bakıyorsunuz olaya Raşit.
Ben ise bir kadın veya hukukçu adayı gözüyle bakılması taraftarı değilim.Sosyolojik açıdan bakmayı denemiyorsunuz.Empati kuramıyorsunuz.
Bir kadın bakire olmadığı için dövülüyor,ailesi tarafından evlatlıktan reddedilebiliyor,toplumda aşağılanıyor.Üstelik bu sadece gelişmemiş yörelerde yaşanan şeyler değil.Belli eğitim seviyesindeki ailelerin bile bu konuda ne kadar katı olduğuna bizzat şahit oldum ben...Siz ise hala aldatmaya girer diyorsunuz.Kadının bekaret zarını diktirmesinin altında öyle çok korku öyle çok sosyolojik ve psikolojik sebep yatar ki...Erkekler o "erkekçe" bakış açılarıyla sadece kadının karşı tarafı "namus"u yönüyle aldattığını görür.

Varsın olsun yeter ki bir kadının hayatı kurtulacaksa eğer,aldatma yüzünde evlilik iptal edilsin!Bunu burda tartışmak bile öyle utanç verici ki...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Evlilikler süreli olabilir mi? av.semire nergiz Kadın Hakları Çalışma Grubu 48 14-03-2013 09:08
eşten mal kaçırmak için anneye yapılan muvazaalı satış ruken Meslektaşların Soruları 3 18-05-2011 14:55
kadınlarımızın bekaret sorunu doktor2002 Kadın Hakları Çalışma Grubu 28 22-01-2010 16:13
Bekâret cinayeti mi? Y£LİZ Hukuk Haberleri 2 17-02-2007 22:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10000205 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.