Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Savcının "s.çt.ğ."nı iddia etmek ve yazmak

Yanıt
Konu Notu: 7 oy, 4,14 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-08-2010, 23:53   #31
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Can DOĞANEL
Ahlaka aykırı ifade içeren dilekçenin geri çevrilmesi için bunun yasal bir temeli olmalıdır. 2577 sayılı yasada dilekçelerin bu yönden denetlenip, gereğinde geri çevrileceğine ilişkin bir düzenleme yok. Başka bir kanunda var ve siz biliyorsanız gösterirseniz sizden bir şey daha öğrenmiş oluruz. Burada ifadeyi yazan bir Avukat olsaydı mahkeme yine dilekçeyi geri çevirmeyip Avukatın tabi olduğu Baro'ya gereği için yazı yazmakla yetinmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu teşbihi yapan memur olduğuna göre eğer suç unsuru görülüyorsa -ki ifadenin nasıl kullanıldığını bilmediğim için suç unsuru var diyemiyorum- bu durumda ilgili memur hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulması gerekir. Burada savcının yaptığı eylem davanın ana konusu olduğundan eyleme yönelik talihsiz benzetme bir suç oluşturmamaktadır. Eğer talihsiz benzetme sizin iddialarınız için yapılmış olsaydı doğrudan size karşı işlenmiş bir suçun varlığından bahsedilebilirdi. Örneğin kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile ilgili bir davada yapılan inşaatla ilgili olarak mimari bir garabet olduğu konusunda benzer şekilde bir benzetme yapılsa yine taraflar birbirlerini hedef almadıklarından hakaret vb. bir suç oluştuğundan bahsedemeyecektir. Ancak yukarıda tahminimi belirttiğim şekilde kullanılan bir ifade söz konusuysa bence suç unsuru olmadığından mahkemenin yapabileceği bir şey de yoktur. Tebliğ alan taraf kendisine hakaret veya sövme olduğu düşüncesindeyse savcılığa başvurabilir. Mevcut bilinmezler ışığında bu şekilde düşünüyorum.

Saygılarımla

Sayın Av. Can DOĞANEL,

O ifade savunma dilekçesinde bizim dava dilekçemizi tekrar ettiği sırada imza sahibi bakanlık memurunun sanki bizim anlatımımızmış gibi kendisine ait niteleme olarak yazılmıştır.

Devlet gücünü temsil eden birimden gelmiş olması karşısında hukuk düzeninin çarklarından geçmiş ve hukuk düzeninde kalmıştır.

Hukuk düzeni buna izin vermemelidir.

Saygılarımla.

Ömer Kavili 15638
0532 322 00 23


" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "

www.kavili.com/

İnsansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun

ÖZDEMİR ASAF
Old 19-08-2010, 23:58   #32
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ
Sonuç olarak, avukatların nazik ve düzeyli olması ilkesi, konunun kendisine ait özellik nedeniyle çarpıcı anlatım gerektirmiş ve bu konuda hukukçu kamuoyunun öncelikli tepkisi hedeflenmiştir.

Çarpıcılık konunun önüne geçince hukukçu kamuoyunun tepkisi hedeflenenden uzaklaşıyor. Başlığı değiştirmeniz ve o malum sözcüğü kullanmamanız gerektiği konusunda ısrarlıyım.

Ayrıca benim Osmanlı terbiyesini değil, meslek kurallarını savunduğumu da anlamış olmanıza sevindiğimi belirtmeliyim.
Old 20-08-2010, 00:00   #33
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Yukarıdaki alıntıdaki cümle benimdir ama yanlış vurgulamalar Sayın Kavili tarafından yakıştırılmıştır. Doğru vurgulamalar aşağıda sunulmuştur:

''....Münasabetsiz bir ifadenin mahkemeye verilen dilekçede yer alması avukata bu ifadeyi her ortamda böylesi bir başlıkla dile getirme hakkını verir mi ? ..."

...böylesi bir başlıkla...

Hukuk güzel bir sanattır ve her hukukçu bir sanatçıdır.

Sanatçının sanatını icra-i tarzına karışılamaz.


Her avukatın bağımsızlık niteliği, avukatın savunma araçlarını belirleme özgürlüğü verdiği düşünülmektedir.

Bu çerçevede Sayın Konyalı'nın herkesin kendisini sadece tek bir merkeze ve tek bir doğruya göre belirlemesini istemeyeceğini umuyorum.

Saygılarımla.

Ömer Kavili 15638
0532 322 00 23


" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "

www.kavili.com/

İnsansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun

ÖZDEMİR ASAF
Old 20-08-2010, 00:09   #34
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Çarpıcılık konunun önüne geçince hukukçu kamuoyunun tepkisi hedeflenenden uzaklaşıyor. Başlığı değiştirmeniz ve o malum sözcüğü kullanmamanız gerektiği konusunda ısrarlıyım.

Ayrıca benim Osmanlı terbiyesini değil, meslek kurallarını savunduğumu da anlamış olmanıza sevindiğimi belirtmeliyim.

Konunun düzeyini en iyi anlatacağı düşünülerek savunma dilekçesindeki METNİN KENDİSİ, buraya AYNEN alınmış ve "ı" harfleri "." olarak kodlanmıştır; bu nedenle başlık metnin kendisi olduğundan aynen kalmasından yanayım.

Biz hukukçu olarak düşünüş biçiminin kendisine karşı çıktık ve Osmanlı'daki devlet alışkanlığı anlayışını eleştirdik, yoksa kişi/ler/i değil.

Kişisel düşüncemi paylaşabilirim; Cumhuriyet dönemi hukukçusuyum.

Saygılarımla.

Ömer Kavili 15638
0532 322 00 23


" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "

www.kavili.com/

İnsansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun

ÖZDEMİR ASAF
Old 20-08-2010, 08:54   #35
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın Ömer Kavili'nin ilk mesajındaki ifadelerinden konu hakkında fikir beyan edebilecek durumda değildim. Konunun hassasiyetinden ve daha öncesinde bir başka değerli hukukçunun yönetimindeki sitede tartışılmış ve geniş yankı uyandırmış olmasından da bihaberdim. Sanıyorum THS üyesi birçok meslektaşım da, ilerleyen mesajlardaki paylaşımlarla yavaş yavaş belirginleşen konu hakkında en azından başlangıç noktasında bilgi sahibi değildi.

Mevcut yazışmalar ışığında değerli ve tecrübeli hukukçuların karşılıklı fikir beyanları, açıkçası doyumsuz bir hukuk ziyafeti çekilmesi için bizlere şans verdi. Ziyafete katılmayı, sadece izleyerek ziyafetten mahrum olmaya tercih etmekle birlikte, konuyu öncesinde başka platformlarda ele alan meslektaşlarımızın tartışmayı çok güzel bir zemine vardıracaklarına inanmaktayım. Konunun hassasiyetinden dolayı hukukçu bakış açısı dışında yaklaşılması durumunda "gergin bir tartışma" izlenimi doğsa da, tartışmanın gerçekten "hukuk" çerçevesinde cereyan ediyor oluşu nedeniyle tüm meslektaşlarımıza katkı sağlayan bir havada seyrettiğini acizane düşünmekteyim.

Kanaatimi belirtmek açısından; söz konusu çirkin ifadenin kısaltılarak THS gibi tek kelimeyle ifade etmem gerekirse "kaliteli" bir hukuk platformunda tartışmaya açılmasını "iyi niyetli" ve "hukuki" bir yaklaşım olarak görmekteyim. Sayın Admin başta olmak üzere sayın site yöneticilerinin de, -kimi noktalardaki itirazlarına rağmen- konuyu bu kapsamda değerlendirdikleri sonucunu çıkarmaktayım. Konunun açılmasındaki amacın da, kamuoyunun tepkisinin alınması ve bu doğrultuda verimli bir hukuk tartışmasının sağlanarak mevcut sistem sorunlarının çözümünde bir nebze olsun katkı sunacak görüşlere zemin hazırlamak olduğuna inanıyorum.

Saygılarımla..
Old 20-08-2010, 08:59   #36
Admin

 
Varsayılan

Sayın Av.Ömer KAVİLİ,
Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ
Buna göre soruları tek tek sıralarsak:
  1. Adalet Bakanlığı müsteşar yardımcısı, iddia makamındaki savcının s.çt.ğ.'nı yazabilir mi,
  2. bunu yazarak "savunma" yapabilir mi,
  3. bu biçimdeki yazı mahkemece geri çevrilebilir mi,
  4. bu yazıyı mahkeme davacı avukatına tebliğ edebilir mi?
Bu soruların hepsinin yanıtı hayır ama bu sorular bir de şöyle sorulabilir:
1- Adalet Bakanlığı müsteşar yardımcısı resmi bir yazışmada bu kelimeyi kullanır mı?
2- Bu kelime ile savunma yapar mı?
3- Mahkeme kasıtlı olarak argo kullanıldığını düşündüğü bir resmi yazıyı kabul eder mi?
4- Kasıt görürse bu yazıyı tebliğe çıkarır mı?

Görünüşe göre bu soruların yanıtlarının da HAYIR olacağı konusunda benimle hemfikir olacağınızı düşünüyorum. Eğer bu olayda yanıt evet olmuşsa, görünüş bazen yanıltıcı olabiliyor demektir ki, o zaman sizin sorularınız için de böyle yanıltıcı bir görünüşle karşı karşıya olunabileceğini ihtimal olarak düşünmek gerekir.

Siz bu konuyu açtığınızda başlıkta . ile kapattığınız harfler bariz "I" olduğu halde, başka birşey olabilir mi diye THS yönetimi olarak kendi aramızda uzun uzun düşündük çünkü oraya I harfi konması olayı "sürreal" hale getiriyordu. Dolayısıyla böyle bir resmi yazıyla karşılaşıldığında yazan kasıtlı olarak bu kelimeyi kullanmış görüşüne sahip olmadan önce daktilo hatası vs. ihtimalleri de gözönüne almak gerekir diye düşünüyorum.

Bundan birkaç ay önce Milli Eğitim Bakanlığı X İl Müdürlüğünün okullara gönderdiği resmi bir yazı basına yansıdı. Yazıda KORKUNÇ bozuk bir Türkçe kullanılmıştı ve yazıyı okuduğunuzda değil Milli Eğitim Bakanlığı "Ali Topu Bana At" yazmayı yeni öğrenen bir çocuğun bile bu kadar kötü yazmayacağı konusunda herkes hemfikir olurdu. (Yazıyı görmek için tıklayınız) Sonradan ortaya çıktı ki, yazı okullara gönderilirken faksla iletilmiş ve bilgisayara bağlı faks da "resim" olarak aldığı yazıyı OCR (Optik Yazı Tanıma) programı ile "yazı" haline dönüştürürken, harflerin silik vs. olması nedeniyle bu facia yazı ortaya çıkmıştı. Dışarıdan baktığınızda üstünde koskoca "TC Milli Eğitim Bakanlığı" ve altında X İl Müdürü imzası bulunan resmi, imzalı, mühürlü ama Türkçesi korkunç kötü bir yazı olarak kamuoyuna yansıyan olayın "geçerli" olmasa bile "mantıklı" bir açıklaması olabiliyor.

Ve bir soru: Bu konuyu yazılı şekilde eleştirdiğiniz makama, onun üstüne ve Mahkemeye de ilettiniz mi? Örneğin Adalet Bakanlığına resmi yazıyı da ekleyerek bu ifadenin resmi bir yazıda nasıl kullanıldığının açıklanmasını istediniz mi veya Mahkemeye argo içeren bir nasıl geri çevirmediğini yazılı olarak sordunuz mu? Bu olayları internet platformlarında dile getirmek kadar bu resmi başvurularda bulunmanın da son derece önemli ve daha önemlisi bir yanlış anlaşılma varsa bunun aydınlanmasına yardımcı olabilecek nitelikte olduğunu düşünüyorum.
Old 20-08-2010, 09:00   #37
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Kodlu ifadenin, her hangi bir ortamda her hangi bir kişi tarafından uluorta sarf edilmesi, nezaketsizliği bir yana bırakalım, ayıp, hatta münasebetsizlik sayılabilir, sayılmalıdır. Hele hele gerekmediği halde uluorta avukat tarafından dile getirilmesi... Kelime, münasebetsizliğin ötesinde iğrenç olup, tiksindiricidir.

Hal böyle olsa bile, bu ifade herhangi bir ortamda, herhangi bir şekilde sebepsiz dile getirilmemiştir.

Bilindiği üzere hukuki alanda mahkemelere sunulacak dilekçelerin münasebetsiz evrak olarak reddedilmemesi için, kullanılan kelimelerin ve hitap şeklinin uygun olması gerekir. (HUMK.78/II) Bu kural, sıradan vatandaşları kapsadığı gibi, avukatları ve kamu personeli de öncelikle kapsar!

Münasebetsiz bir kelimenin her hangi bir vatandaş tarafından mahkeme huzuruna getirilmesinin önemi yoktur, THS'de tartışmaya açılması yersiz ve gereksiz olur. Ancak aynı kelimeyi mahkeme huzuruna getiren kişi üst düzey bir kamu personeli olursa, (hem de iddiaya göre "çarpıtarak, tahrif ederek" avukata tahmilen yapılırsa) bu konu tartışılır!, tartışılmalıdır kanaatindeyim. Tıpkı, insanın köpeği ısırması gibi...!

Kodlu kelimenin ehvenliği ortadadır. Sayın Armağan Konyalı'nın haklı eleştirisini anlayabiliyorum, lakin işin yukarıda arz etmeye çalıştığım bu yönünü de gözden kaçırmamak gerekir. Sayın meslektaşımızın bu yakınmasını, onun yerine geçip biz ifade etmeye çalışsaydık, nasıl yazardık veya yazmalıydık şeklinde düşünmekte yarar görüyorum.

Özetle, konu tartışmaya kesinlikle değer bir konudur. Ama üslup belki daha değişik olabilirdi!
Old 20-08-2010, 11:52   #38
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Tıpkı, insanın köpeği ısırması gibi...!
Sayın Av.Ömer Kavili eşitlik istemektedir:

Kendisinin kasten biberlik bir sözcük kullandığında kınandığı gibi
Müsteşar yardımcısının dilekçesinde de yanlışlıkla aynı sözcük yer aldığı için kınanmasını istemektedir. Böylelikle haksızlık yapmaktadır:

Eşitlik eşitler arasında aranır. Yanlışlık yapanla haksızlık yapan eşit değildir.

Tıpkı köpeği yanlışlıkla ısıranla kasten ısıran arasındaki fark gibi.
Old 20-08-2010, 12:10   #39
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan


Merak ettim: Yargı kararlarında "...sinkaf ederim" şeklinde kullanılan ifadelerin, bazı hukukçularımıza göre, bir sebebi mucibesi yok mudur? Yargıya konu olayda sanık söverken "sinkaf ederim" mi demektedir?

Saygılar...
Old 20-08-2010, 12:20   #40
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hades

Merak ettim: Yargı kararlarında "...sinkaf ederim" şeklinde kullanılan ifadelerin, bazı hukukçularımıza göre, bir sebebi mucibesi yok mudur? Yargıya konu olayda sanık söverken "sinkaf ederim" mi demektedir?

Saygılar...

Büyüklerimiz daha sık kullanırlar: "Adlı adınca küfretti!" diye...

Sövmek, ayıptır. Adlı adınca sövmek biraz daha ayıptır. Aynı zamanda da suçtur. Ancak sokakta söven adamın kullandığı cümleleri, bir başkasına nakletmek ile mahkemede yargılama sırasında suça konu cümleleri kayda geçirmek kanaatimce aynı değildir. Mahkemeler, sövmeyi adlı adınca yazmalıdır. Küfre kılıf uydurmak yargının işi değildir.
Old 20-08-2010, 13:00   #41
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hades
Merak ettim: Yargı kararlarında "...sinkaf ederim" şeklinde kullanılan ifadelerin, bazı hukukçularımıza göre, bir sebebi mucibesi yok mudur? Yargıya konu olayda sanık söverken "sinkaf ederim" mi demektedir?

Saygılar...

Sanık 'sinkaftan minkaftan' anlamaz, erkekliğinin dışa vuruşunun ifadesi olan fiilin adını direk olarak kullanır. Kılıfı, Sayın Av.Mehmet Saim Dikici'nin de belirttiği gibi, yargı uydurur. Yargı burada 'RTÜK' görevini üstlenmiş olur; Sanığın ağzına acı biber süremediği ve duruşmayı yayından kaldıramadığı için de, sanığın söylediklerini 'sinkafla' sansürler.

Saygılarımla
Old 20-08-2010, 15:10   #42
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Sanık 'sinkaftan minkaftan' anlamaz,
Sayın Gemici

Bulunduğunuz ülkede biberlik sözcükler tutanaklara nasıl geçiyor? Duruşmalarda sözlü olarak nasıl ifade ediliyor? Karşılaştırmalı hukuk sohbetleri açısından bilgilerinizi paylaşır mısınız?

Saygılarımla
Old 21-08-2010, 00:39   #43
Gemici

 
Varsayılan

Arschloch kelimesi Almanca konuşulan ülkelerdeki en aşağılayıcı küfürlerden birisidir. Aptal, sözüne güvenilmez, egoist, kendini beğenmiş, kaba, kısacası kötü özelliklere sahip erkek anlamında kullanılır.

'Arschloch' kelimesini hiç çekinmeden olduğu gibi yazmama rağmen, kelimenin Türkçe çevirisini yazmak gerekince, bocalamaya başladığımı hissediyorum. Almanların hiç çekinmeden söyledikleri ve yazdıkları biberlik sözcükleri Türkçeye çevirirken, aldığım kültüre özgü acı biber tadını beynimin tad hücrelerinde hissediyorum.
Evet konu 'Arschloch' ve Türkçesi '..t deliği' demek.
Sayın Av.Armağan Konyalı, benim bildiğim kadarı ile Almanlar, İsviçreliler ve Avusturyalılar küfür sözcüklerini kullanırken, hiç çekinmeden sözcüğü olduğu gibi kullanıyorlar. Sizin mesajınızdan sonra karıştrıdığım mahkeme kararlarında da aynı durumla karşılaştım. Kayyım olarak katıldığım davalardan birisinin tutanaklarında gözüme çarptı, Alman avukat müvvekilinin kendisine aktardığı karşı taraf küfürlerinin(Türkçe) hepsini olduğu gibi Almancaya çevirmişti. Ama Almancaya çevrilen küfürlerän küfürllüklerinden fazla bir şey kalmamıştı ortada. Küfürler anlamsızlaşmıştı. Gözlemim: her küfür kendi dilinde güzeldir/veya kötüdür, küfür başka dile çevrilince küfürlüğü kalmıyor.

İnternette dolaşırken gözüme çarpan bir fark, bizim küfürlerimizin daha çok aileye yönelik olmalarına karşılık, Almanca'daki küfürlerin küfür edilenin şahsına yönelik olduğu.
Küfür tarihi bakımından da Almanlar bizden geride gibime geliyor. Bizim güneş yüzü görmemiş küfür hazinemiz karşısında, Almanların küfür hazinelerinin fazla bir varlık gösteremiyeceğine inanıyorum; bizim küfür klasiklerimize karşılık Almanlarda son zamanlarda gelişen bir küfür edebiyatı var.

Saygılarımla
Old 21-08-2010, 10:21   #44
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sövme eylemini (küfrü) aynen yazmadan, hukuki nitelemesinin doğru yapılıp, yapılmadığını irdeleyebilmek kanaatimce -her zaman- mümkün olmayabilir. Bu nedenle sövme içeren cümle veya kelimeler davanın konusu ile doğrudan ilgili olduğu için, resmi kayıtlara aynen "adlı adınca" yazılmalıdır.
Old 21-08-2010, 10:25   #45
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici


İnternette dolaşırken gözüme çarpan bir fark, bizim küfürlerimizin daha çok aileye yönelik olmalarına karşılık, Almanca'daki küfürlerin küfür edilenin şahsına yönelik olduğu.



Bu durum sizce küfür ederken küfrün etkisini yumuşatmak istediğimiz için midir? Yoksa şiddetini artırmak için midir?

Çünkü kimi zaman kişinin kendisine küfredilmesi, ailesine küfredilmesinden daha az tesir doğuruyor.
Old 21-08-2010, 15:14   #46
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz

Merak ettim: Yargı kararlarında "...sinkaf ederim" şeklinde kullanılan ifadelerin, bazı hukukçularımıza göre, bir sebebi mucibesi yok mudur? Yargıya konu olayda sanık söverken "sinkaf ederim" mi demektedir?

Saygılar...

Benim bildiğim "sinkaf" kelimesi, "s" ve "k" harflerinin arapça okunuşudur. Sanık "ananı s.k.erim" demişse, bu zabıtlara "ananı sinkaf ederim" şeklinde geçmektedir.

Savcılık stajı sırasında çok sert bir savcının yanındaydım. Hayatında mahkemeye ilk defa düşmüş insanlar(şüpheli/yakınan/tanık) ifade verirken, "Efendim şu, buna küfür etti" şeklinde utangaçça ifade verince bağırır, "kardeşim ne dedi, söylesene" derdi. Kişi daha da telaşlanır, sadece " anasına avradına küfretti, efendim" diyebilirdi. Sayın Savcımız yerinden sıçrardı ve yine "Adamı delirtmesene kardeşim, küfürü aynen söyle" deyince, kişi utana sıkıla "ananı avradını s.k.rim, dedi efendim" derdi.

Sayın Savcı "hele şükür be adam" dedikten sonra zabıt katibesine dönerek "Yaz kızım, sanık; -ananı, avradını sinkaf ederim, dedi-" şeklinde yazdırırdı.

Madem yazdırmayacaksın, küfürü tam olarak niye istersin.
Old 07-09-2010, 01:29   #47
Av. F.Gül EVREN

 
Varsayılan

Ömer bey söze nereden başlayacağını ve soruyu nasıl soracağını bildiği gibi ilk adımında, sonraki üçüncü ve dördüncü adımını dahi tahmin eden etkileyici bir hukukçu dostumuzdur. Hem yaşamı hem de mesleği yaşanılır kılan bu eğlenceli matematiksel üslubunu bilen forum izleyicileri ne başlığa, ne olaya ne de salt soru ve cevap silsilesine takılmaksızın Ömer bey'in sonunda ne anlatmak istediğini anlar aslında...
Ömer bey bazen illüzyonistlere, bazen eğlenceli matematik hocalarına bazen de Aziz Nesin'e, bazen de Danté'ye benzer üsluplarla çıkıp geliverir.
Ama hala biz onu yeterince çözebildik mi? Henüz değil...

Sanırım bu forumda değinilmesi gereken ""Savcının "s.çt.ğ."nı iddia edip yazmak"" tan öte, böyle bir resmi yazının, resmi bir makamı temsil eden kişilerce yazılıp "kol kırılır yen içinde kalır" operasyonuna uğramadan sevgili avukatımıza nasıl olup da tebliğ edildiği konusudur. Yani bahsi konu makam -adalet org yönetiminin acil durumlarda kırmızı alarma geçip üzerini örttüğü bazı forumlarda olduğu gibi- nasıl oldu da bir gafı ve devleti temsil eden bir makamın yanlışını ortadan kaldırmayı ihmal etti?

Nasıl mı? Hep olduğu gibi... Dosyalarımız ne kadar okunuyor veya dilekçelerimiz? Bu sorunun cevabı Ömer bey'in sorusunda gizlidir... Hani hep şüphe olur ya içimizde. Ömer bey'in açtığı bu forum iddialarımıza delil niteliğinde olmakla artık "şüpheden sanık yararlanır" halinden terfi etmiş durumdadır ve şüphe kalmamıştır.
Old 26-09-2010, 10:33   #48
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan " Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "

Alıntı:
Yazan Admin
Sayın Av.Ömer KAVİLİ,
Bu soruların hepsinin yanıtı hayır ama bu sorular bir de şöyle sorulabilir:
1- Adalet Bakanlığı müsteşar yardımcısı resmi bir yazışmada bu kelimeyi kullanır mı?
2- Bu kelime ile savunma yapar mı?
3- Mahkeme kasıtlı olarak argo kullanıldığını düşündüğü bir resmi yazıyı kabul eder mi?
4- Kasıt görürse bu yazıyı tebliğe çıkarır mı?

Görünüşe göre bu soruların yanıtlarının da HAYIR olacağı konusunda benimle hemfikir olacağınızı düşünüyorum. Eğer bu olayda yanıt evet olmuşsa, görünüş bazen yanıltıcı olabiliyor demektir ki, o zaman sizin sorularınız için de böyle yanıltıcı bir görünüşle karşı karşıya olunabileceğini ihtimal olarak düşünmek gerekir.

Siz bu konuyu açtığınızda başlıkta . ile kapattığınız harfler bariz "I" olduğu halde, başka birşey olabilir mi diye THS yönetimi olarak kendi aramızda uzun uzun düşündük çünkü oraya I harfi konması olayı "sürreal" hale getiriyordu. Dolayısıyla böyle bir resmi yazıyla karşılaşıldığında yazan kasıtlı olarak bu kelimeyi kullanmış görüşüne sahip olmadan önce daktilo hatası vs. ihtimalleri de gözönüne almak gerekir diye düşünüyorum.

Bundan birkaç ay önce Milli Eğitim Bakanlığı X İl Müdürlüğünün okullara gönderdiği resmi bir yazı basına yansıdı. Yazıda KORKUNÇ bozuk bir Türkçe kullanılmıştı ve yazıyı okuduğunuzda değil Milli Eğitim Bakanlığı "Ali Topu Bana At" yazmayı yeni öğrenen bir çocuğun bile bu kadar kötü yazmayacağı konusunda herkes hemfikir olurdu. (Yazıyı görmek için tıklayınız) Sonradan ortaya çıktı ki, yazı okullara gönderilirken faksla iletilmiş ve bilgisayara bağlı faks da "resim" olarak aldığı yazıyı OCR (Optik Yazı Tanıma) programı ile "yazı" haline dönüştürürken, harflerin silik vs. olması nedeniyle bu facia yazı ortaya çıkmıştı. Dışarıdan baktığınızda üstünde koskoca "TC Milli Eğitim Bakanlığı" ve altında X İl Müdürü imzası bulunan resmi, imzalı, mühürlü ama Türkçesi korkunç kötü bir yazı olarak kamuoyuna yansıyan olayın "geçerli" olmasa bile "mantıklı" bir açıklaması olabiliyor.

Ve bir soru: Bu konuyu yazılı şekilde eleştirdiğiniz makama, onun üstüne ve Mahkemeye de ilettiniz mi? Örneğin Adalet Bakanlığına resmi yazıyı da ekleyerek bu ifadenin resmi bir yazıda nasıl kullanıldığının açıklanmasını istediniz mi veya Mahkemeye argo içeren bir nasıl geri çevirmediğini yazılı olarak sordunuz mu? Bu olayları internet platformlarında dile getirmek kadar bu resmi başvurularda bulunmanın da son derece önemli ve daha önemlisi bir yanlış anlaşılma varsa bunun aydınlanmasına yardımcı olabilecek nitelikte olduğunu düşünüyorum.

Alıntı:
Yazan Admin
Ve bir soru:
Bu konuyu yazılı şekilde eleştirdiğiniz makama, onun üstüne ve Mahkemeye de ilettiniz mi? Örneğin Adalet Bakanlığına resmi yazıyı da ekleyerek bu ifadenin resmi bir yazıda nasıl kullanıldığının açıklanmasını istediniz mi veya Mahkemeye argo içeren bir nasıl geri çevirmediğini yazılı olarak sordunuz mu?


Sayın "Admin",

Bu konuyu eleştirdiğim makamdaki yetkili kişinin kendisini anında telefonla arayarak bildirdim; görüştüm; duygusal tepkiler olarak karşılıklı kahkalarla gülüştük.

Açıklama yok, yapılamaz, anlam kayması değil, harf kayması değil, kopyala yapıştır yanlışı değil konularında mutabık kaldık.

İşin özünde, duruşma savcısı ile mahkeme üyeleri ve özellikle mahkeme başkanı olarak görev yapan kamu memuru hem bir çok yargılama ilkesini çiğnediklerine ve hem de yargıçlık meslek ilkelerini çiğnediklerine tanık olmuştum.

Ancak savcı ve yargıçların bu yanlışlarının tümü, müsteşar yardımcısı imzalı dilekçede yazılı olan o kelimeyle anlatılmaması ve kelimelerin özenle seçilmesi gerekirdi.

Eğer yanıt yazacak olursam o kelimeyi mutlaka yineleyerek kullanmam gerekecek; oysa o kelimeyi dilekçemde kullanmadan hukuka uygun bir sonuç bir karar oluşturulabilir ümidindeydim; ne de olsa yargıç hukukun temsilcisi olarak kitaplarda yazılı idi.

Ancak söz verdim:
"Sayın müsteşar, davacı avukatı olarak davalı dilekçesinde yazılan ve mahkemece de hukuka uygun olduğu görüldü işlemiyle belgelenip davacı avukatı olarak bize bildirilen savunma dilekçenizdeki bu kelimeye karşılık mahkemeye savunma dilekçesi yazmayacağım.
Eğer mahkemede yargıç olarak görev yapanlar makam yetkisine dayanarak davayı kabul ederek işlemi iptal ederlerse görevlerini düzgün yapma isteklerine ve kendi hatalarını da düzeltmek istediklerine yorumlayacağım.
Eğer davayı ret kararı verirlerse o kararı Danıştay önünde temyiz dilekçemi çok ağır eleştirilerle dolduracağım; kendi (yargıçlık) meslek ilkelerini çiğnediklerinin kanıtıdır o karar diyeceğim" demiştim.

Söz verdiğim gibi mahkemeye replik dilekçesi vermedim.

Olağan olduğu gibi mahkeme davayı ret etti.

Biz temyiz incelemesi dilekçemizde ağır eleştirilerimizi belkirterek, "...kararı veren yargıçların işin özünü incelemek ödevleri olduğu halde, kendilerine gelen savunma dilekçesini dahi okumadıklarını..." belirttik.

Danıştay, mahkemenin (incelenmeksizin verilen Ö.K.) kararın hukuka uygun olduğunu belirterek onama kararı verdi.

Ve hukuk kurallarının bozulduğu düşüncesinden vaz geçmeyen THS üyesi 'Av.Ömer KAVİLİ' en sonunda ' konunun kendisini değiştirmeksizin ve sadece harf gizlemesi yaparak ' kesinleşen konuyu buraya yazdı.

Bilginiz, desteğiniz ve eleştirinize saygıyla sunulmuştur.


Ömer Kavili 15638


" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "

www.kavili.com/


İnsansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun

ÖZDEMİR ASAF
Old 17-12-2010, 22:18   #49
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Müjde, bu konuyu buraya yazarak sizlerle bilgi paylaştığım için hakkımda suç duyurusunda bulunuldu.

Şaka değil, gerçek !


Ömer Kavili 15638
------------------
" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "



www.kavili.com/

İnsansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun

ÖZDEMİR ASAF
Old 17-12-2010, 22:48   #50
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ
Müjde, bu konuyu buraya yazarak sizlerle bilgi paylaştığım için hakkımda suç duyurusunda bulunuldu.

Şaka değil, gerçek !


Ömer Kavili 15638
------------------
" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "



www.kavili.com/

İnsansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun

ÖZDEMİR ASAF

Sayın Kavili,

Hangi suçun isnat edildiğini açıkçası merak ediyorum.

Saygılarımla.
Old 18-12-2010, 10:42   #51
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ
...Şaka değil, gerçek!
Bence şaka olmalı!!!
Old 18-12-2010, 11:46   #52
eser_29

 
Varsayılan

Memlekette adaletle hükmedenlerin değerini size karşı dava açılmasa nasıl bilebilirdik ? İyi ki açılmış, yoksa kadirbilmez insanlar olarak nankörlük etmiş olurduk.
Old 18-12-2010, 12:00   #53
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Hangi suçun isnat edildiğini açıkçası merak ediyorum.

Hakaret suçudur büyük olasılıkla.
Old 18-12-2010, 13:37   #54
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ
Müjde, bu konuyu buraya yazarak sizlerle bilgi paylaştığım için hakkımda suç duyurusunda bulunuldu.

Şaka değil, gerçek !

Sayın Kavili;

Alt sağ köşede bulunan, "şikayet" butonuyla mı, başka bir usulle mi duyurmuşlar?
Old 20-12-2010, 00:09   #55
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Tahmin toto - sizce hangi suç ?

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Sayın Kavili,

Hangi suçun isnat edildiğini açıkçası merak ediyorum.

Saygılarımla.

Site üyesi arkadaşlar (hukukçu olsun - olmasın herkes),

Tahmin toto başlamıştır; atış serbest, pardon, tahmin serbest.


Sizce hangi suç ?


Ömer Kavili 15638

------------------
" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "



www.kavili.com/

İnsansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun

ÖZDEMİR ASAF
Old 20-12-2010, 00:11   #56
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Bence şaka olmalı!!!

Şaka olsa bile, ne tür !!! ???
Old 20-12-2010, 00:14   #57
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Hakaret suçudur büyük olasılıkla.

Sayın Aladağ,

Bu tahmininiz "devlet ciddiyeti" içeriyor gibi; ancak siz avukatsınız, devlet ciddiyeti 'devlet memuru'nda olur.

Size bir şans daha, rüyaya yatmak serbest.

Sizce hangi suç ?

Ömer Kavili 15638

------------------
" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "



www.kavili.com/

İnsansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun

ÖZDEMİR ASAF
Old 20-12-2010, 00:17   #58
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Adli Tip
Sayın Kavili;

Alt sağ köşede bulunan, "şikayet" butonuyla mı, başka bir usulle mi duyurmuşlar?

Sayın "Adli Tip",

Sitemiz keşfedilmiş ve sitedeki hukuk tartışmaları soruşturma yazısına eklenmiş ise de "Şikayet Butonu" site üyelerine ait ayrıcalıklı bir seçenektir.

Site üyesi olmayanlar ancak yazılanları okuyarak hukuk bilincini artırabilirler; bazı görüşleri beğenmeyip kızsalar ve kızgınlıktan çatım çatım çatlasalar da !

Sizce hangi suç ?

Ömer Kavili 15638

------------------
" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "



www.kavili.com/

İnsansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun

ÖZDEMİR ASAF
Old 20-12-2010, 10:06   #59
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ
Şaka olsa bile, ne tür !!! ???

Şakaysa hangi tür olduğunu bilemem ancak, ben dahil sizin yapmış olduğunuz alıntıda herhangi bir art niyet/suç işleme kastı olmadığını düşünen ve bu başlık altında düşüncesini paylaşanlar da soruşturma dosyasına -en azından şimdilik yazışmalarıyla- dahil olmuş durumdalar desenize..
Old 20-12-2010, 10:27   #60
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ
Sayın Aladağ,

Bu tahmininiz "devlet ciddiyeti" içeriyor gibi; ancak siz avukatsınız, devlet ciddiyeti 'devlet memuru'nda olur.

Size bir şans daha, rüyaya yatmak serbest.

Sizce hangi suç ?

Ömer Kavili 15638


Sayın Kavili, benim "rüyaya yatarak" sonucu bulmam biraz uzun sürer. Bu nedenle yanıtı sizden bekliyorum.
Hem, bu totoyu tutturacağıma süper lotoyu tuttururum daha iyi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Savcının görevi "suç isnat etmek" mi, yoksa "suç ispat etmek" mi olmalı? sibelniko Hukuk Sohbetleri 21 30-09-2013 08:43
ALTIN alacağı için "fiili ödeme günündeki karşılığını " talep etmek mümkün müdür? juristbtl Meslektaşların Soruları 1 17-06-2010 13:48
Matbu bono metni üzerindeki "malen" kelimesinin üzeri çizilerek "nakden" yazılması Av.Özgür Özlem Öngel Meslektaşların Soruları 9 26-02-2008 18:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10597610 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.