Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

Reenkarnasyona inananlar, geçmişte ya kraldır ya da kraliçe:)

Yanıt
Old 23-08-2007, 15:39   #121
M P

 
Varsayılan


Selamlar Sayin Av.Armağan Konyalı ,
Gerçekten bi soru daha aklıma geldi , insanlar reankarnasyon geçiriyorda hayvanlar neden geçirmiyor veya reankarnasyoncular sadece insanların reankarnasyon geçirdiklerinemi inanıyorlar...
Saygılarımla ,
Old 25-08-2007, 16:21   #122
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
İnsanlık henüz çok geri. Her konuda olduğu gibi reenkarnasyon dengesini de insanlar bozuyor: Kullanılan zehirli tarım ilaçları nedeniyle binlerce hayvan türü yok olurken insanların sayısı katlanarak artıyor.

İnsanlar öldükten sonra ruhları hayvan olarak dünyaya geri döner varsayımından yola çıkarak tarım ilaçlarını imal eden veya/ve kullanan kişileri 'Adam Öldürme' suçundan yargılıyabilir miyiz?

Saygılarımla
Old 25-08-2007, 16:44   #123
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

Sayın Gemici;

Sanırım ruhun hangi insandan öldürülen hayvana geçtiğini kanıtlama gibi bir sorununuz var. Ne dersiniz?
Old 25-08-2007, 23:04   #124
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
İnsanlar öldükten sonra ruhları hayvan olarak dünyaya geri döner varsayımından yola çıkarak tarım ilaçlarını imal eden veya/ve kullanan kişileri 'Adam Öldürme' suçundan yargılıyabilir miyiz?


Yargılayamayız. Çünkü:


a. Tarım ilacı bitkiyi korurken, bilinçsiz (Ve bu arada felsefeden de habersiz ) hayvana zarar vermiş olabilir. Olayı hukuka uygunluk temelinde değerlendirmek zorundayız. Tıpkı Yüksek gerilim hattına çarpıp ölen kuşların durumu gibi...

b. Suçun işlendiği tarihte söz konusu hayvan, insan değildir! Bu nedenle insanın öldürülmesi de bahis mevzuu edilemez.

Saygılarımla...
Old 26-08-2007, 00:39   #125
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Tekamül açısından bakmak gerekirse; adam, adam gibi bir hayat yaşamamış ki, "sen daha olmamışın, devam" deniyor ve ruhu hayvan olarak geri gönderiliyor. Tekrar adam olsun, tarım ilacından ölsün, tartışalım.
Old 26-08-2007, 09:29   #126
Zeki

 
Varsayılan

Herkese merhaba!
Reenkarnasyon ilginç bir konu! Bu inanışın nerden geldiği sorusunu bende sordum geçen haftalarda kendime. Gerçi Bizim ülkemizde de inananlar varmış, anlatılanlara göre. Kısa bir araştırma yapmıştım, sizinle paylaşayım...

Aslında bu konu Budistlerin de inançlarının temelini oluşturuyor. Malesef benim anlatacak bir hikayem yok fakat yaptığım küçük bir araştırmayı paylaşmak isterim...

Wikipedi kaynaklı bilgilere göre;

Reenkarnasyon ruhun sürekli olarak tekrar bedenlendiğine inanan spiritüalistlerin bu olaya verdiği addır. Terim 19.yy.’da ortaya atılmıştır. Ruh göçü inancının kökeni bir hayli eski olmakla birlikte kimi inanışlardaki ruh göçü (metempsychosis, transmigration) kavramının spiritüalistlerin reenkarnasyon kavramı ile aynı olmadığı görülmektedir.

Ruh göçü kavramına inanmış toplumlar;

Bilinen Batı tarihinde ilk kez Pisagor ve Platon gibi bazı eski Yunan bilgin ve filozofları tarafından dile getirilmiş olan ruh göçü kavramı, aslında çok eski çağlardan beri, eski Mısır, Kelt, Maya ve İnka uygarlıkları gibi birçok uygarlıkta bilinen ve kabul görmüş olan bir kavramdır. İskandinav mitolojisinde de ruh göçüne ilişkin öğeler bulunmaktadır. Platon ruh göçü fikrine özellikle "le Phedon", "le Banquet" ve "Er’in Öyküsü" eserlerinde değinmiştir. Antik çağın Yunanistan’ından sonra Gnostiklerce de kabul edilmiş ve Roma Uygarlığı’nda özellikle Mitraizm misterlerinde benimsenmiş bu kavrama Kabbala’da (gilgulim) ve belirgin ifadelerde bulunan sufilerin (Ferideddin Attar,Bahram Elahi) sayısı az olmakla birlikte Tasavvufta da rastlanır. Günümüzde de ruh göçü kavramını kabul eden birçok inanç sistemi, tarikat ve felsefi akım bulunmaktadır. Ruh göçü fikrini kabul etmiş eski ve yeni inanç sistemlerinin mensupları arasında, Hindular, Budistler, Katharlar (Cathares), Eseniler(Esseniens), Caynacılar, Sihistler, Umbanda'cılar (Makumba, Brezilya),Yezidiler, Nusayriler, Dürziler ve Anadolu Kızılbaşları sayılabilir. Bu kavram Asya’nın Şamanist toplumlarının birçoğunda ve birçok Kızılderili kabilesinde de mevcuttur. Hint'te "samsara" adıyla bilinen bu kavram, Budist Türkler'de "sansar" adını almıştır.

Mevlana ve Yunus Emre'nin dizelerinde reenkarnasyon;

Mevlana Celaleddin Rumi'nin ve Yunus Emre'nin kaynakça kısmında kaynakları belirtilen şu sözlerinde reenkarnasyonun ima edildiği ileri sürülmektedir:

“Ben de cansız varlıkken öldüm, yetişip gelişen bitki oldum; bitkiyken öldüm, hayvan biçiminde tezahür ettim. Hayvanlıktan geçip öldüm, insan oldum; öyleyse ölmekten korkmak niye? Hiç daha kötüye dönüştüğüm, alçaldığım görüldü mü?” (Mevlana Celaleddin Rumi)
"Ete kemiğe büründüm,Yunus olarak göründüm (…) Her dem yeni doğarız, bizden kim usanası."(Yunus Emre)

Ruh göçü ya da sürekli olarak tekrar doğmak kavramı ilk kez Fransız fizikçi ve yazar Allan Kardec (1804-1869) tarafından sistemli bir hale getirilmiş ve adına “tekrar ete girme” anlamında reenkarnasyon denilmiştir. Fakat reenkarnasyon kavramı Hinduizmdeki “tenasüh” adı verilen kavramla aynı şey değildir. Spiritüalizme göre varlık sürekli ruhsal tekamül içinde olduğundan, bir insan ruhu tekrar bir hayvan bedeninde doğmaz. Ayrıca evrende bir ruhun cezalandırılması diye bir şey sözkonusu olamaz. Kimi spiritüalistlere göre tenasüh inanışı, eski inisiyelerin ezoterik bilgilerine sahip olmayan Hint rahip sınıfının sembolleri yanlış yorumlamasından kaynaklanmıştır.

Günümüzde Yeni Çağ (New Age) oluşumlarının da ilgi gösterdiği reenkarnasyon kavramını kabul eden örgütlü topluluklardan başlıcaları Spiritüalistler, Teozoflar ve Antropozoflar adlarıyla bilinirler. Ayrıca, A.B.D.’nde de ruh göçü kavramları spiritüalizmdeki reenkarnasyon kavramına yakın olmakla birlikte, bu terimi kullanmayan ve kullanan çeşitli topluluklar ve dernekler bulunmaktadır.

Spiritüalistler reenkarnasyon ilkesini kabul etmese de tüm inanç sistemlerine saygı gösterilmesi gerektiğini düşünürler ve inanç ve fikirlerin farklı farklı olmasını doğal karşılarlar. Çünkü spiritüalistlere göre herkesin gelişim gereksinmeleri bir değildir, dolayısıyla herkesin yürüyeceği yollar farklıdır; zaten dünyadaki insanların hepsi aynı fikirde,aynı görüşte olsaydı ve hiçbir anlaşmazlık olmasaydı ne ruhsal gelişim olanağı olurdu ne de yaşamın tadı kalırdı; herkes robotlardan farksız olurdu. Bu nedenle Neo-spiritüalistler kimseye "kendi yolunuzu bırakın, bizim yolumuza gelin" diye çağrıda bulunmaz..

Gelelim güncel örneklere;

Japonya gibi doğu toplumlarının çoğunda budizm hakim bir inanıştır. Benim örneklerim de budizme inanan insanların reenkarnasyon'a inandıkları ve bunu bazı delillerle açıkladıklarıdır.

Budizm, Japonların çoğunlukta olan dini, Hindistan’da MÖ 560-483 (veya diğer tarihçilere göre ölümü 400 ile 410) yıllarında yaşayan Budha (Siddhartha Gautama) tarafından kurulmuştur. Koreli ve Çinli misyonerlerle japonya’ya yayılmış. Bu coğrafya’da Çin, Hindistan, Moğolistan, Kore, Japonya, Singapur, Honkong gibi ülkelerde yaygın dindir. Bu inanca göre doğru yolu bulmak için insanın bir aracıya ihtiyacı yok, kendi kendine pek çok bilgiyi elde edebilir ve doğru yolu bulabilir. İnsana ait ne kadar güzel özellik varsa bütün bunları elde edebilir ve 3 aşamaya ayrılan insanın olgunluk derecesinin sonuncusu Nirvana’dır. Nirvana ulaşılabilecek en son olgunluk noktasıdır. Kişinin bu noktaya ulaşması için çok çalışması gerekir ki bunların içinde birinci sırada Budha’nın yazdığı 6000 sayfa civarındaki kitapların okunması gelir. 10 cilt olduğu söylenen kitaplarda iyi ve kötü özellikler ve nelerin yapılıp nelerin yapılmayacağı yazıyor. Budha yaşadığı dönemde din adamlarına karşı durmuş, ibadetlerine, dualarına, onların yardımı olmadan da doğruyu bulabileceğine inanmış ve bulduğunu göstermeye çalışmış. Bu noktada Budha’nın çok bilgili biri olduğuna inanılıyor. Budistler Budha’nın daha önce başka insanlar olarak dünyada yaşadığına inanıyorlar. Yani farklı bedenlerde daha önceki yıllarda yaşamış Budha. Buna inanmalarının sebebi de Budha’nın önceki hayatlarını hatırlıyor olması ve insanların onu dinlediklerinde şaşırmaları ve bu insanların hayatını nasıl bilebildiği şaşkınlığı ile Budha’nın etrafındaki insanlar onun dediklerine inanıyor ve onun cemaati oluyorlar. Budist toplumlarda bu tür hikayeler çok fazla var. Örneğin küçük çocuklar başkalarının hayatlarını anlatıyorlarmış, bu hikayeler de toplumda yaygın olarak var. Uzak Asya’da Budizm inanışında bu inanç var ve pek çok örnek hikaye de mevcut. Reenkarnasyon da diyebileceğimiz bu inancın savunucularını ruhçu olarak niteleyebiliriz. Bu insanlar, Ruh’un ölmediğine ve bedenden ayrılıp başka bir bedene girdiğine inanıyorlar. Bu şekilde de önceki yaşantılarını unutmuyorlar ve hatırlıyorlar. Ruhun gezginliği devam ediyor. Bir bedenden diğer bedene.

Aslında bu konu dinlerin içerisine girmiş ve dini inançlara dönüşmüş bir konu. Bir Myanmar'lı Budist'ten de öğrendiklerim bunlardan ibaret. Yorum yapmadan anlatmaya çalıştım.

Niye yaptıysam!?
Herhalde paylaşmak için...
Old 29-08-2007, 00:29   #127
Gemici

 
Varsayılan

Merhaba Sayın Zeki,
tebrikler benden önce davrandınız. Reenkarnasyon ve o na benyer daha birçok konuda hepimiz birşeyler söyleriz, ama ne olduğunu nereden geldiğini tam olarak bilmeyiz.

Yerine göre şık olmadığı için inansak bile inanmıyormuş gibi davranırız. Başka yerde inandığımızı övünerek belirtiriz. Gerçek şu ki enkarnasyona inanan milyonlarca insan var.

Uğraşıp birşeyler yazdığınız için size bir teşekkür vereceğim. Buna rağmen sizden bir ricam var. İnternete ve internetten aldığınız bilgilere hiç ama hiç inanmayın. Okuduğunuz herşeyin doğruluğunu, başka yerlerden de okuyarak, araştırın. Çünkü çoğu siteler belirli bir inancın veya belirli bir ideolojinin hizmetinde. Bunu yazmamın sebebi mesajınızdaki bir iki hata. Hataların sizden değil faydalandığınız kaynaklardan ileri geldiği düşüncesindeyim.
1. Budha Milat'tan önce 563 - 483 yılları arasında yaşamış. O zamanlar Hz. İsa daha doğmamış olduğu için Hıristiyanlık'ta yoktu. Öyle olunca da: Alıntı: Budha yaşadığı dönemde papazlara ve Hristiyanlara karşı durmuş, ibadetlerine, dualarına, papazların yardımı olmadan da doğruyu bulabileceğine inanmış ve bulduğunu göstermeye çalışmış. cümlenizin doğru olması imkansız görünüyor
2. Tasavvufçuların reenkarnasyona inanıp inanmadıklarını tartışma dışı bırakarak, Yunus Emre'nin ve Mevlana'nın reenkarnasyona inandıklarını yaptığınız alıntılardan çıkarmanın zor olduğu düşüncesindeyim. Hıristiyanlık ve Müslümanlık'ta öteki dünya(Cennet) ve ölülerin mahşer günü yeniden canlanacağı inancı mevcuttur. Bu inanç ruhların başka canlılara geçmeleri düşüncesine ters düşer. Hem Hıristiyanlık hem de Müslümanlık reenkarnasyonu genelde batıl düşünce olarak tanımlar.

Saygılarımla
Old 03-09-2007, 13:19   #128
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

İnsanın ölümünü unutması gerek. Başka türlü yaşamak zor oluyor.
Old 03-09-2007, 14:34   #129
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Yalancı değil, "Yalan olmak" en güzeli.. Öldüğünde insan, yalan olur... gider, kaybolur.

Eskiler, ölen birisinin ardından: "Hey gidi koca Yusuf, sen de yalan oldun!" derlermiş!


Ps: Neden Yusuf ki, diye soran olursa meraklanmasın: insan oğlu, doğar yusuf, yaşar yusuf, ölür yusuf. İsimdir tek büyük harfli Yusuf!
Old 03-09-2007, 20:59   #130
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Gelir bir bir, gider bir bir kalır bir... (Rahmetli Dedem'den)
Old 03-09-2007, 22:18   #131
Tulin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ISIL YILMAZ
İnsanın ölümünü unutması gerek. Başka türlü yaşamak zor oluyor.
Sevgili Işıl "Ölümdür Yaşamı değerli kılan" demiş pek çok düşünür
Old 07-09-2007, 08:33   #132
ParanoidAndroid

 
Varsayılan

"...
Herkese birdir bakışı ölümün
Gelecek ölüm - gözleri gözlerin olacak
bir alışkıyı bırakırcasına
ölü bir yüzün belirdiğini görürcesine aynada
kenetli bir dudağı dinlercesine
sessizce ineceğiz o dipsiz burgaca.
..."

Cesare Pavese'nin bir şiirinden alıntı.. Yaşama Uğraşı adlı günlüğünde geçen şiirinden.. Gözlerini ölümün gözlerine teslim etmiş; bir otel odasında suskun çığlığıyla birlikte o dipsiz burgaca inmiş; "sözler değil; eylem; artık yazmayacağım" ile başlayan bir son'un öznesi olan yazar, Pavese..

"..all that lives is born to die, so l say to you that nothing really matters.."
Old 07-09-2007, 09:09   #133
Ahmet Turan

 
Varsayılan

Biyolojik olarak ölmeden önce ölmeyi başarmak seçkinliğini yaşayabilmeyi çok isterdim doğrusu..

şair de demişki;
Gidiyorum
çoğunuzun belki haberi yok bu gidişten
sadece kendim ve yanlız gidiyorum
gidiş nereyeyse oraya
evet gidiş, ölümlü rüyadan, ölümsüz dünyaya

(Hasan Beyan)
Old 07-09-2007, 20:49   #134
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
şair de demişki;

Niye ki? Niye demiş ki?
Old 07-09-2007, 22:23   #135
Ahmet Turan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Mehmet Saim Dikici
Niye ki? Niye demiş ki?

Ölüyor, vedalaşırken..
Old 08-09-2007, 10:50   #136
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Ahmet Turan
Ölüyor, vedalaşırken..

Hıım. O zaman gerçekçi bir şiir olmalı. Ölüme bilet aldığına göre gideceği yeri biliyor olmalı.
Old 11-09-2007, 21:45   #137
mehmet emin sezen

 
Varsayılan

Allahım sen benim aklımı koru siteyi cinler başmış.
ölürsem kaprime gelme iştemen bari burada rahat bırak THS.
Old 05-09-2008, 21:20   #138
ParanoidAndroid

 
Varsayılan

Cok ilginc bir ruya gordum gece.. Gokyuzunden bugday yagiyordu.. Cok ilginc sagnak yagiyordu bugday..
Old 05-09-2008, 22:08   #139
üye25667

 
Varsayılan

Hayatımda duduğum en büyük saçmalıklardan biri. Kim seçiyor peki yeniden doğacağımız vücudu.
Old 05-09-2008, 22:22   #140
ParanoidAndroid

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Sn.murdican
Hayatımda duduğum en büyük saçmalıklardan biri. Kim seçiyor peki yeniden doğacağımız vücudu.

(bu konu sadece eglenmek amaciyla acildi)

dert ettiginiz sey vucudun secilmesi ile ilgili karar mercinin belirsizligi mi
Old 05-09-2008, 22:23   #141
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Kim seçiyor peki yeniden doğacağımız vücudu.
Seçici Kurul

Kız adı: Seçil
Erkek adı: Seçkin

Uğurlu gün: Yerel Yönetimler Seçim günü
Old 05-09-2008, 22:54   #142
üye25667

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Seçici Kurul

Kız adı: Seçil
Erkek adı: Seçkin

Uğurlu gün: Yerel Yönetimler Seçim günü
Harikasınız
Old 05-09-2008, 22:58   #143
üye25667

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ParanoidAndroid
(bu konu sadece eglenmek amaciyla acildi)

dert ettiginiz sey vucudun secilmesi ile ilgili karar mercinin belirsizligi mi
Eğleniyorum zaten, ilginç geliyor. Bu arada fikrimi de beyan ettim. Düşünce özgürdür
Old 07-09-2008, 04:01   #144
Nur Deniz

 
Varsayılan

Reenkarnasyona inanmak en çok benim işime gelirdi. Çünkü şimdiye kadar ki hayatım hep mücadele içinde geçti.Ama seçme şansım olsa da kral da kraliçe de olmak yerine yinde de şu an ki hayat tarzımı seçerdim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08962703 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.