Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Hatalı kadastrodan kaynaklı tapu iptal ve tescil davasında hak düşürücü süre

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-03-2020, 20:03   #1
rkopuz

 
Varsayılan Hatalı kadastrodan kaynaklı tapu iptal ve tescil davasında hak düşürücü süre

Meslektaşlarım merhabalar,
Mirasbırakan bir araziyi satın alıyor ve burayı kullanıyor. Daha sonra yapılan kadastro tespiti sırasında ise komşu arazideki hak sahipleri ile mirasbırakanın satın almış olduğu arazi bir bütün olarak değerlendirilip malik olarak da komşu arazideki hak sahipleri yazılıyor. Bu kadastronun tarihi 1974 tarihli. Mirasbırakanın bu arazi üzerinde evi mevcut ve bu evin maliki de tapuda mirasbırakan olarak kayıt altına alınmış. Mirasbırakan daha sonra 2005 yılında vefat ediyor. Mirasçılar söz konusu arazide hak talep ediyor. Ben tapu iptal ve tescil davası açmayı düşündüm. Bu durumda hak düşürücü süreye takılır mıyız? Veya önereceğiniz başka bir yol var mıdır?
Old 20-05-2020, 01:56   #2
AV.SERTANn

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
Esas: 2013/2447
Karar: 2013/4278
Karar Tarihi: 26.03.2013
Mirasbırakanın terekesi ölüm ile intikal edeceğinden ve terekenin açılmasıyla mirasçılar tereke üzerinde hak sahibi olacaklarından, bu tür isteklerde dava hakkı mirasbırakanın ölümüyle ortaya çıkar. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi hükmünde öngörülen hak düşürücü sürenin uygulanmasında da mirasbırakının ölüm tarihi büyük önem taşır. Değinilen yasal düzenlemede, kadastro tespit tutanağında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilemeyeceği ve dava açılamayacağı hükme bağlanmıştır. Başka bir ifadeyle, dayanılan hakkın kadastro tespit tutanağının tanzim tarihinden önce doğması halinde anılan sürenin uygulama imkanına kavuşacağı açıktır. Ancak, tutanağın tanziminden sonra doğan haklara ilişkin açılan davalarda hak düşürücü sürenin uygulama yeri yoktur.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, miras bırakanın kadastro tespitinden sonra öldüğü anlaşılmaktadır.

Bu durumda, 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanamayacağı tartışmasızdır.
.....................................

T.C.

YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/16709
K. 2016/4697
T. 18.4.2016

Mahkemece, murisin kadastro tespitinden önce öldüğü, davanın 3402 Sayılı Kanun'un 12/3 maddesinde belirlenen 10 yıllık hakdüşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.KARAR : Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, çekişmeli taşınmazların 1977 ve 1997 yıllarında kadastro tespiti ile tescil edildiği, kök muris ...' nın tespitlerden önce 1963 yılında öldüğü, tespitlerin 1977 ve 1997 yıllarında kesinleştiği, eldeki davanın açılış tarihi itibari ile 3402 Sayılı Kanun'un 12. maddesinde belirtilen 10 yıllık sürenin geçtiği saptanarak, davanın reddinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacıların temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.00.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 18.4.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davaya konu 4 parça taşınmazın kadastro tespitinin 1972 yılında yapıldığı, miras bırakanın ise tespitten sonra 23.5.1997 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.

.................................................. .
T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/12367
K. 2010/12983
T. 8.12.2010

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davaya konu 4 parça taşınmazın kadastro tespitinin 1972 yılında yapıldığı, miras bırakanın ise tespitten sonra 23.5.1997 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.Bu durumda, 3402 Sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanamayacağı tartışmasızdır. Hal böyle olunca, işin esasına girilerek gerekli inceleme ve araştırmanın yapılması, tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tapu iptal ve tescil davası mı? düzeltme davası mı? Hak düşürücü Süre Sorunu? parezger Meslektaşların Soruları 6 14-10-2020 16:51
Kadastro da hatalı sınır tespitinden kaynaklı tapu iptal davası. vekilim77 Meslektaşların Soruları 2 14-06-2016 13:15
Yolsuz tescilden kaynaklı tapu iptal davası+tespit davası+tapu kaydının hatalı tutulmasından dolayı devletin sorumluluğu+adli yardım denizözcan Meslektaşların Soruları 3 13-12-2013 15:58
Hile sebebiyle tapu iptal ve tescili davasında hak düşürücü süre avsezgin Meslektaşların Soruları 9 03-10-2011 14:45


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11477995 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.