Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İşveren adi ortaklığa karşı açılan işe iade davasında husumet sorunu

Yanıt
Old 21-02-2009, 18:24   #1
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan İşveren adi ortaklığa karşı açılan işe iade davasında husumet sorunu

iii- Tüzel kişiliği olmayan topluluklar bakımından husumet
Husumet bağlamında değinilmesi gereken bir diğer konu da işveren sıfatını taşıyan fakat tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara karşı husumet yöneltilebilmesidir. Yasanın düzenlemesinde tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar bakımından kamu ve özel ayrımı yapılmadığı için (krş. SenK. m.2) tüzel kişiliği olmayan kamu kurum ve kuruluşlarının yanında tüzel kişiliği olmayan özel hukuk topluluklarına karşı da işe iade davası açılabilecektir. Örneğin adi ortaklıklar, ve adi ortaklığın bir türü sayılan tüzel kişiliği olmayan risk ortaklıkları pasif husumete ehildirler (gerekçe 2 atıf). Kat Mülkiyeti Kanununa göre oluşturulmuş site yönetimleri de tüzel kişilikleri olmadığı halde her türlü davada husumet ehliyetine sahiptirler ( KMK. m. 35). Bu bakımdan işe iade davalarının site yönetimlerine karşı açılabileceğine kuşku yoktur.
Yasanın yeni hükümlerinden sonra (m.2/1.f.) adi ortaklıklara karşı açılacak davalarda eskiden yapıldığı gibi ortak olan gerçek veya tüzel kişilerin ayrı ayrı davalı olarak gösterilmesine gerek yoktur. Bilindiği gibi kural olarak tüzel kişiliği olmayan topluluklar ile kurum ve kuruluşlara karşı açılacak davalarda husumetin bu yapıları oluşturan gerçek kişilere veya bu yapıların bağlı olduğu tüzel kişilere yöneltilmesi gerekir. Ancak bu kuralın çeşitli istisnaları vardır. Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenmiş apartman ve site yönetimlerinin tüzel kişiliği
olmadığı halde husumete ehil olmaları bu kuralın özel hukuktaki istisnasıdır. Aynı şekilde devlet tüzel kişiliğine bağlı olan bakanlıkların ve çeşitli kurum ve kuruluşların hem özel hukuk çekişmelerinde hem de idare hukuku çekişmelerinde husumete ehil olması bu kuralın kamu hukukundaki istisnasıdır (İYUK m.10,11,14/”b” ve “f”, 15/”c” ve “e”). Yasanın anılan hükümleriyle bu istisnalara benzer bir istisna da İş Kanununda getirilmiş olmaktadır. Diğer deyişle İş Kanununun “tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları işveren sayan” hükümleri, bu topluluklara topluluk adı veya unvanıyla (aynen apartman ve site yönetimlerinde olduğu gibi) işlem yapma ve sorumluluk altına girme yetkisi vermektedir. Bu yetkinin kapsamında husumete ehil olma hakkının da olması düzenlemenin olağan sonucudur. Aksi halde getirilen hükümlerin hukuki bir etkisi olmadığı sonucuna varılır ki bunu haklı kılacak bir neden yoktur.

Meslektaşlarım, yukarıda verdiğim metin doğrultusunda olan, yani işveren adi ortaklığa yöneltilen işe talepli davdaki husumet itirazını bertaraf edecek nitelikte yargıtay kararı aramaktayım. İlgilenen arkadaşlara teşekkür ederim.
Old 21-02-2009, 21:01   #2
korayoz

 
Varsayılan

Okul aile birliğinin işçi alacaklarından dolayı sorumlu olduğuna ilişkin bir Yargıtay kararı vardı. İçtihat programlarından araştırırsanız bulabilirsiniz. Ancak dava sonucuna göre yapılacak takipte sorunlar yaşanabilir. Bu sebeble bence en doğru yol ortakların hepsine karşı dava açılmasıdır.
Old 21-02-2009, 21:46   #3
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Üstad dava sonucu problem değil bence. Zira karar bir tespit niteliğinde olacağından zaten ilamsız takip yapılacak. Doğal olarak da husumeti herkese yöneltirsiniz. İlla karardaki ortaklık tek olmak zorunda değil. Ancak dava açılmış bir kere ve davalı ortaklık vekili de husumet itirazında bulunmuş. Bu aşamada artık hakimi yukarıdaki metnin doğruluğuna ikna etmek gerekecek. Ki onun için karar arıyorum. İlginize teşekkürler.
Old 04-09-2017, 19:46   #4
Olcayhukuk.com

 
Varsayılan

Konuyu araştırırken benzer bir hususla ilgili verilmiş Yargıtay kararına rastladığımdan paylaşma gereği duydum:

T.C.
YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/478
K. 2017/813
T. 24.1.2017

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalılar KDZ. Ereğli Belediye Başkanlığı ile M.A.C. Özel Güvenlik-U... Özel Güvenlik Ltd. Şti. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, 2008 yılından itibaren davalı belediye işyerinde, ihale yüklenicisi firmalar nezdinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin geçerli veya haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini talep etmiştir.

Davalılar, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak yazılı gerekçeyle, feshin geçersizliğine ve davacı işçinin davalı Belediye işyerinde işe iadesine, işe başlatmama tazminatının dört aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir.

Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.

Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.

Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde, davalılar arasında "M.A.C Özel Güvenlik ve Eğitim Hiz. Ltd. Şti-U... Özel Güvenlik ve Koruma Hiz. Ltd. Şti. Adi Ortaklığı” gösterilmiştir. Ne var ki, söz konusu adi ortaklığın tüzel kişiliği ve dolayısıyla taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Adi ortaklığı oluşturan tüzel kişilerin ayrı ayrı davalı olarak gösterilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması gereklidir. Eldeki davada, davalı tarafın yanlış gösterilmesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124/4. maddesi uyarınca, kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmakta olup, bu halde, davacı tarafa, adi ortaklık yerine, davalıları “M.A.C Özel Güvenlik ve Eğitim Hiz. Ltd. Şti.” ve “U... Özel Güvenlik ve Koruma Hiz. Tic. Ltd. Şti.” şeklinde düzelterek değiştirmesi için uygun süre verilmeli, neticeye göre taraf teşkili sağlanarak davaya devam edilmelidir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 04-09-2017, 19:47   #5
Olcayhukuk.com

 
Varsayılan

Bu bağlamda işe iade ve işçilik alacaklarına ilişkin davalarda husumetin adi ortaklığı oluşturan şirketlere yöneltilmesi gerekecektir.
Old 16-09-2017, 21:41   #6
Avukat75

 
Varsayılan

Adi ortaklığın taraf ehliyeti konusunda;

“b) Davanın konusu para alacağı ise, ortaklar bu borçtan müteselsilen sorumlu olduklarından (BK M.534) ve alacaklı müteselsil borçlulardan birinden borcun tamamını isteyebileceğinden (BK m. 142), davacı bir ortağa veya ortakların tümüne veya bazılarına karşı alacak davası açabilir (ihtiyari dava arkadaşlığı) (Medeni usul Hukuku, Kuru-Arslan-Yılmaz, 22. Baskı, sayfa 224)

“Adi şirket ortakları şirketin para borçlarından müteselsilen sorumlu olduklarından (BK. m.534), birden fazla ortağa karşı alacak davası açılması halinde, davalı ortaklar arasındaki ilişki (mecburi değil) ihtiyari dava arkadaşlığıdır.” (sayfa 501)

Bu durumda alacak davalarının (kıdem, ihbar, ücret vs.) davacının isteğine göre, adi şirket ortaklarından sadece biri veya birkaçına karşı da açılabileceği sonucu çıkıyor. Sanırım Yargıtay, işe iade davasının konusunu paradan başka bir şey kategorisinde değerlendirerek, davalıların durumunu mecburi dava arkadaşlığı olarak görmüş ve bu sebeple tüm ortakların davalı olarak gösterilmesi zorunluluğuna işaret etmiş. Ancak işçilik alacağı davalarında (para alacağı olması nedeniyle) adi ortaklığın bir ortağına karşı dahi açılan davada husumet sorununun yaşanmaması gerektiğini düşünüyorum. Ama Yargıtay’ın bu yönde kararı var mıdır bilemiyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İl özel idarelerine karşı açılan davalarda husumet justice is lost Meslektaşların Soruları 7 26-09-2016 12:59
tapu kaydındaki malikler ölü olduğunda açılan davada husumet sorunu av.gzm Meslektaşların Soruları 27 06-06-2013 18:00
Sigorta şirketine karşı açılan destekten yoksun kalma davasında zamanaşımı Av. Yılmaz Meslektaşların Soruları 2 23-12-2008 21:11
hizmet tespit davasında husumet sorunu denk Meslektaşların Soruları 1 06-04-2006 18:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04791403 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.