Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Fob satışta taşıyıcının sorumluluğu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-08-2012, 02:11   #1
hüsnü gökulu

 
Varsayılan Fob satışta taşıyıcının sorumluluğu

Selam;Müvekkil firma mersinden kuzey ırakaki firmaya fob satış (mal mukabili olarak)olarak seftali satıyor.Araç cilvegözü gümrük kapısından girdikten sonra kuzey ırakta saldırıya uğrayarak yanıyor.Gönderilen mal sigortalanmamış.
Sormak istedğim;
Malın sigortası yapılmamasından dolayı taşıyıcı firmaya karşı tazminat davası açabilirmiyiz.Yasal dayanak nedir.emsal karar varmıdır.
Alıcı,kuzey ıraktaki gerçek bir kişidir.Teşekkür ederim
Old 23-08-2012, 09:11   #2
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hüsnü gökulu
Selam;Müvekkil firma mersinden kuzey ırakaki firmaya fob satış (mal mukabili olarak)olarak seftali satıyor.Araç cilvegözü gümrük kapısından girdikten sonra kuzey ırakta saldırıya uğrayarak yanıyor.Gönderilen mal sigortalanmamış.
Sormak istedğim;
Malın sigortası yapılmamasından dolayı taşıyıcı firmaya karşı tazminat davası açabilirmiyiz.Yasal dayanak nedir.emsal karar varmıdır.
Alıcı,kuzey ıraktaki gerçek bir kişidir.Teşekkür ederim

İnceleyiniz...
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=9155
Old 23-08-2012, 09:20   #3
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

11.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/12377
Karar: 2005/11330
Karar Tarihi: 22.11.2005


İTİRAZIN İPTALİ DAVASI - TAZMİNATIN HESABINDA EŞYANIN FATURA DEĞERİNİ DEĞİL PİYASA DEĞERİNİN ÖLÇÜT KABUL EDİLECEK OLMASI - FATURADA YER ALAN DEĞERİN GERÇEK DEĞERİ YANSITTIĞI ÖLÇÜDE TAZMİNAT HESABINDA DİKKATE ALINACAK OLMASI

ÖZET: Tazminatın hesabında eşyanın fatura değeri değil, piyasa değeri ölçüt kabul edildiğinden, faturada yer alan değerin gerçek değeri yansıttığı ölçüde tazminat hesabının belirlenmesinde göz önüne alınabileceği açıktır. Mahkemece mal değerinin belirlenmesi yönünden bilirkişi incelemesi yapılmaksızın, faturadaki değerin kadri maruf değer olarak kabulü suretiyle hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

(2004 S. K. m. 67) (CMR m. 20, 23, 32)

Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 2. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 22.04.2004 tarih ve 2002/1298 - 2004/356 sayılı kararın Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 22.11.2005 gününde davacı avukatı Faruk Ceylan gelip, davalı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkilinin yurt dışına ihraç ettiği 20 paket, 8176 m, 735 kg., 21.748,16 USD tutarındaki kumaşların Türkiye'den Fransa'ya taşıma işinin davalı tarafından üstlenildiğini, davalı tarafından taşıması yapılmak üzere teslim alınan emtianın alıcısına teslim edilmediğinin yapılan hesap mutabakatı ve ithalatçının beyanıyla anlaşıldığını, malın akıbetinin belli olmadığını, alacaklarının tahsili amacıyla girişilen takibe de davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek, takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına, icra-inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacı ve alıcı şirket tarafından dava konusu mallara ilişkin olarak süresinde zayi-hasar ihbarında bulunulmadığını bu durumun malların tam ve noksansız alıcısına ulaştırıldığını kanıtladığını, üç yıl sonra açılan davanın haksız ve kötüniyetli olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını alacağın likit bulunmadığını belirterek, davanın reddi ile birlikte davacının % 40 tazminata mahkum edilmesini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna nazaran, davalının taşımasını üstlendiği malı malın alıcısına ulaşmadığı, CMR'nin 20 nci maddesi uyarınca teslime ilişkin belge ibraz edilmediğinden, taşınan malların kaybolduğunun farzedileceği, davalının taşıması gereken malları teslim etmemesinin kasıtlı ve ağır bir ihmal oluşturduğundan CMR 32/1.b.2.c.'nin olaya tatbikinin gerektiği, 21.748,16 USD alacağın kadri maruf bulunduğu gerekçeleriyle, davalının icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin (21.748,16) USD alacak için takip tarihinden itibaren yıllık % 4,5 oranında temerrüt faiziyle birlikte, fiili tahsil tarihindeki TL karşılığının tahsili için devamına, hükmolunan miktarın takdiren % 40'ı oranında davacı yararına (14.789.680.000.-) TL icra-inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Mahkemece, malın alıcısına ulaşmaması nedeniyle ziya halinin varlığı kabul edilmiş olmasında bir usulsüzlük bulunmamakta ise de, ziya halinde ödenecek tazminatın belirlenmesinde CMR'nin 23/2 nci maddesi hükmünün dikkate alınması gerekmekte olup, anılan hükme göre, eşyanın değerinin tespiti, eşyanın taşıyıcı tarafından teslim alındığı yer ve zamandaki borsa fiyatına göre, böyle bir fiyatın bulunmadığı durumlarda piyasa fiyatına göre ve her iki fiyatında mevcut olmadığı hallerde ise eşyanın herkes için geçerli olan objektif değerine göre yapılır. Hükümden açıkça anlaşılacağı üzere, eşyanın değerinin tespitinde eşyanın gönderen/gönderilen için ifade ettiği değerin tazminatın belirlenmesinde her hangi bir önemi yoktur. Eşyanın gönderen ile gönderilen arasında belirlenmiş, örneğin faturaya geçirilmiş değeri, eşyanın piyasa değerinin belirlenmesinde önemli bir emare teşkil eder. Ancak, gönderen ve gönderilenin belirlemiş oldukları söz konusu değer, eşyanın değeri hakkında kesin bir kanıt niteliği taşımadığından ve CMR'nin 23/2 nci maddesinde tazminatın hesabında eşyanın fatura değeri değil, piyasa değeri ölçüt kabul edildiğinden, faturada yer alan değerin gerçek değeri yansıttığı ölçüde tazminat hesabının belirlenmesinde göz önüne alınabileceği açıktır. Bu durumda mahkemece CMR'nin 23/2 nci maddesi hükmü göz önüne alınarak mal değerinin belirlenmesi yönünden bilirkişi incelemesi yapılmaksızın, faturadaki değerin kadri maruf değer olarak kabulü suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

3- Davalı tarafından mal bedelinin gönderilenden tahsil edilmiş olabileceği, dolayısıyla davacının uğramış olduğu bir zararının bulunmadığı yolunda savunma bulunduğuna göre, mahkemece, yapılan vesaik mukabili ihracata ilişkin Yapı Kredi Bankası Heykel şubesinden söz konusu ihracata ilişkin dosya getirtilip, gerektiğinde davacı şirket defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, davacının mevcut bir zararının bulunup, bulunmadığının araştırılmaması da hatalı olmuştur.

4- Yine, özü itibariyle tazminat istemine yönelik olan bu davada alacağın saptanması kusur ve tazminat açısından incelemeyi ve hakimin takdirini gerektirmekte olup, tazminat alacağı likit değildir. O halde, icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle dahi davalı yararına bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2, 3 ve 4 numaralı bentlerde yer alan gerekçelerle, temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.11.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 23-08-2012, 09:21   #4
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

11.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/6666
Karar: 2005/4716
Karar Tarihi: 05.05.2005


TAZMİNAT DAVASI - TAŞIYANIN SORUMLULUĞU - BİRDEN FAZLA TAŞIYICI BULUNDUĞU TAKDİRDE HER BİRİNE KARŞI DAVA AÇILABİLECEĞİ - HASAR TUTARINDA SOVTAJ BEDELİNİN YÜZDE OTUZ OLARAK DÜŞÜLECEĞİ - BAKİYE ZARARA DAVA TARİHİNDEN İTİBAREN AVANS FAİZİ UYGULANMASI GEREĞİ

ÖZET: Birden fazla taşıyıcı bulunduğu takdirde her birine karşı dava açılabilir. Hasar tutarında sovtaj bedeli yüzde otuz olarak düşüldüğünde bakiye zarara dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanarak davanın kısmen kabulü gerekir.

(Eşyaların Karayolundan Uluslar Arası Nakliyatı İçin Mukavele Sözleşmesi (CMR) m. 27, 36)

Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 3. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 25.12.2003 tarih ve 2001/1386 - 2003/1932 sayılı kararın Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 03.05.2003 günde davalılardan Devnak Ulus. Nak. Tic. A.Ş. avukatı Mehmet Köksal gelip, diğer davalı ve davacı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkilinin Polonya'ya taşınmak üzere davalı taşıyana teslim ettiği 300,21 m2 Marmara Mermeri emtiasının 3 gün gecikmeli ve % 100 hasarlı olarak Varşova gümrüğüne ulaştığını ve burada hasarın tutanak ile tespit edildiğini, mermerlerin davalı taşıyana FOT olarak teslim edilip gönderen müvekkilinin sorumluluğunun yükleme ile sona erdiğini ve teslim yerine kadar sorumluluğun taşıyana geçtiğini, fatura bedelinin alıcı tarafından müvekkiline ödenmediğini ihtara rağmen davalıların da ödeme yapmadıklarını ileri sürerek, 8.243.000.000.-TL. nın % 70 faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar vekili, müvekkillerinin alt taşıyıcı olduğunu ve davacı ile sözleşmelerinin bulunmadığını satışın FOB satış şeklinde yapılmış olması nedeniyle takip hakkının alıcıya ait olduğunu, nitekim alıcının 25.10.2000 tarihli yazı ile müvekkili Devnak A.Ş.den tazminat talebinde bulunduğunu, davacının aktif dava ehliyeti olmadığını, CMR.nin 27 nci maddesi gereğince % 5 faiz istenebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalı Devnak A.Ş.nin diğer vekili de, aktif dava ehliyetine itirazı yanında zamanaşımı def'i ile birlikte zararın davacının hatalı istif ve yüklemesinden kaynaklandığını, emtiada en az % 50 sovtaj değeri bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davacının yurt dışındaki alıcıya sattığı mermer emtiasının fiilen taşımayı yapan davalı Emin Turizm A.Ş.nin sorumluluğu altında iken hasarlandığı, gümrük beyannamesi ve faturada satış şekli <FOB> olarak gösterilmiş ise de satım bedeli ödeme şeklinin <mal mukabili> olduğu ve taşımanın FOB olarak yapılmadığı, taşıma işinin Mondial Nak. Ltd. Şti. tarafından üstlenildiği ve bu şirketin işi davalı Devnak A.Ş.ne devrettiği, fiili taşımanın da Emin Turizm A.Ş. tarafından yapıldığı, CMR sözleşmesinin 36 ncı maddesi gereğince birden fazla taşıyıcı bulunduğu takdirde her birine karşı dava açma olanağı bulunduğu, hasar tutarında sovtaj bedeli % 30 olarak düşüldüğünde bakiye zararın 5.444.562.480.-TL olduğu gerekçesiyle bu tutara dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak üzere her iki davalı açısından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacı vekili duruşmaya gelmediğinden duruşma vekillik ücreti takdirine yer olmadığına, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 05.05.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 23-08-2012, 09:23   #5
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

11.Hukuk Dairesi
Esas: 2002/11557
Karar: 2003/3907
Karar Tarihi: 17.04.2003


TAZMİNAT DAVASI - GÖNDERİLEN MERSERİZE MAKİNELERİNİN PARÇALARINDAN OLAN PLATFORMUN HASARININ YOLDA GELİRKEN ARACIN MANEVRALARINDAN KAYNAKLANDIĞI - MAKİNE PARÇASININ TESLİM ANINDA HASARLI OLDUĞU BELİRLENMİŞ OLDUĞUNDAN TAZMİNATIN TAYİNİ GEREĞİ

ÖZET: Gönderilen merserize makinelerinin parçalarından olan platformun hasarlı olduğu, yolda gelirken aracın manevralarından kaydığı ve sarsıntıdan zarar gördüğü tespit edilmiştir. Buna göre, taşınan makine parçasının teslim anında hasarlı olduğu belirlenmiş olduğundan, bu tespit gereği mahkemece davalının sorumlu olduğu tazminat bedelinin tayini gerekir.


(6762 S. K. m. 781) (CMR m. 30)

Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 3. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 23.05.2002 tarih ve 1998/2242-2002/630 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkiline nakliyat poliçesi ile sigortalı makinaların yurt dışından Türkiye'ye taşınması işinin davalı firmaya ait TIR'larla yapıldığını, TIR'lardan birine yüklenen 2 adet parçadan altta kalan kısmın hasar gördüğünü ileri sürerek, nakliyat hasarı nedeniyle sigortalıya ödenen 15.556.210.140 TL. tazminatın davalıdan faiziyle tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, hasarın kötü yapılmış ambalajdan, yükleme ve istifleme hatalarından kaynaklandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre makinanın hasarsız teslim edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, taşıma sigorta poliçesinden kaynaklanan alacağın rücuan tahsili istemine ilişkindir. Davanın dayanağını teşkil eden taşıma işi CMR hükümlerine tabidir. CMR.'nin 30. maddesi gönderilenin taşıyıcıya karşı haklarını kullanabilmesi için teslim anında yapılması gerekenleri düzenlemektedir. Taşıma hukukunun genel prensibi sonucu CMR.'de da taşıma sırasında oluşacak kayıp ve hasardan taşıyıcı sorumludur. Bu durumda kayıp ve hasarın taşıma esnasında meydana geldiğinin kanıtlanması yeterlidir. Bunun ispatı da malların gönderilene teslim edildiği andaki durumunu kanıtlayan delillerin sunulması ile mümkündür.

Dosyada davacının haklarına halef olduğu sigortalısı İ... Dokuma San. ve Tic. A.Ş. ile araç şoförü, ambar memuru ve kambiyo görevlisinin imzalarını içeren 12.12.1997 tarihli tutanakla gönderilen merserize makinelerinin parçalarından olan platformun hasarlı olduğu, yolda gelirken aracın manevralarından kaydığı ve sarsıntıdan zarar gördüğü tespit edildiğine göre, taşınan makine parçasının teslim anında hasarlı olduğu belirlenmiş olduğundan, CMR 30. maddesine uygun bu tespit gereği mahkemece davalının sorumlu olduğu tazminat bedelinin tayini gerekirken, yazılı gerekçe ile red kararı verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.04.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 23-08-2012, 09:23   #6
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

11.Hukuk Dairesi
Esas: 2001/956
Karar: 2001/4358
Karar Tarihi: 17.05.2001


RÜCUEN TAZMİNAT DAVASI - TAŞIYICININ EŞYANIN KENDİSİNE TESLİM EDİLDİĞİ ANDAN GÖNDERİLENE TESLİM EDİLİNCEYE KADAR GEÇEN SÜRE İÇİNDE UĞRADIĞI ZİYA VE HASARDAN SORUMLU OLDUĞU - TAŞIYICININ KUSUR ORANI

ÖZET: Dava, rücuen tazminat istemine ilişkin olup, davalı tarafından yurt dışına taşınması üstlenilen sigortalı emtianın aracın kaza yapması nedeniyle kısmen hasarlandığı hususunda uyuşmazlık yoktur. <Eşyaların Kara Yolundan Uluslararası Nakliyatı İçin Sözleşme> (CMR)'nin aynı paraleldeki 17/1. maddesi gereğince, taşıyıcı, eşyanın kendisine teslim edildiği andan gönderilene teslim edilinceye kadar geçen süre içinde uğradığı ziya ve hasardan sorumludur. Davalı, CMR.nin 17/2 ve müteakip fıkralarındaki sorumluluktan kurtulmasını gerektiren hallerin mevcudiyetini kanıtlamış değildir. Bu itibarla, taşıyıcının eşyanın hasar ve ziyama neden olan olayda %75 oranında kusurlu bulunması, ziya ve hasara uğrayan eşya bedelinin tamamından sorumlu olmasını engellemez.

(CMR m. 17) (6762 S. K. m. 781, 1301)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Hatay Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 12.7.2000 tarih ve 1998/12-2000/449 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 15.5.2001 günde taraf avukatları tebligata rağmen gelmediğinden, tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve dava dosyası için Tetkik Hakimi Harun Kara tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, nakliyat rizikolarına karşı müvekkili tarafından sigortalanmış emtianın davalı tarafından İzmir'den Aşkaabat'a gerçekleştirilen taşınması sırasında meydana gelen kazada hasarlandığını, olay nedeniyle sigorta ettirene tazminat ödendiğini ileri sürerek, (4.183.165.944) liranın reeskont faizi ile rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, zamanaşımının dolduğunu, müvekkilinin davacının selefi ile akdi ilişkisinin bulunmadığını, kusur oranının dikkate alınması gerektiğini, talebin haksız ve fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere, bilirkişi raporlarına nazaran, taşıyıcı olan davalının tespit edilen zarardan sorumlu olduğu gerekçesi ile, davanın kısmen kabulüne, (2.334.464.650) liranın ödeme tarihinden yürütülecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan (delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava, TTK.nun 1301 nci maddesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkin olup, davalı tarafından yurt dışına taşınması üstlenilen sigortalı emtianın aracın kaza yapması nedeniyle kısmen hasarlandığı hususunda uyuşmazlık yoktur.

TTK.nun 781/1 maddesi hükmü ve taraflar arasındaki sözleşme gereğince <Eşyaların Kara Yolundan Uluslararası Nakliyatı İçin Sözleşme> (CMR)'nin aynı paraleldeki 17/1. maddesi gereğince, taşıyıcı, eşyanın kendisine teslim edildiği andan gönderilene teslim edilinceye kadar geçen süre içinde uğradığı ziya ve hasardan sorumludur. Davalı, CMR.nin 17/2 ve müteakip fıkralarındaki sorumluluktan kurtulmasını gerektiren hallerin mevcudiyetini kanıtlamış değildir.

Bu itibarla, taşıyıcının eşyanın hasar ve ziyama neden olan olayda %75 oranında kusurlu bulunması, ziya ve hasara uğrayan eşya bedelinin tamamından sorumlu olmasını engellemez. Bu bakımdan, kusur nedeniyle indirim yapılarak yapılan hesaplamaya itibar edilmesi doğru olmamıştır.

Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, davacı vekili duruşmaya gelmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.05.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
cmr konvansiyonu-taşıyıcının sorumluluğu belgin Meslektaşların Soruları 4 17-06-2014 16:37
otobüs yolculuğunda valizin kaybolması, taşıyıcının sorumluluğu Salome Meslektaşların Soruları 4 20-03-2012 20:23
Taşıyıcının sorumluluğu irfan_emrah Meslektaşların Soruları 0 05-07-2010 12:13
muvazaalı satışta zamanaşımı Av. Hamza Meslektaşların Soruları 4 22-01-2009 16:48
Deniz taşımasında taşıyıcının, gönderenin emir ve talimatlarına uyma zorunluluğu Av.E.Fırat Kuyurtar Meslektaşların Soruları 10 20-04-2007 16:47


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03502202 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.