Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargıtay Kararı Arıyorum

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-04-2011, 13:05   #1
Av. Burçin Özenli

 
Varsayılan Yargıtay Kararı Arıyorum

Sayın Meslektaşlarım,

Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 26.03.2002 tarih, 2002/1213 Es., 2002/3134 K. sayılı ilamını, Kazancı içtihat programında bulamadım. Kararın bulunması konusunda yardımlarınızı rica ederim.

Teşekkürler.
Old 19-04-2011, 17:03   #2
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

11.Ceza Dairesi
Esas: 2002/1213
Karar: 2002/2610
Karar Tarihi: 28.03.2002


SERBEST MUHASEBECİNİN SİGORTA PRİMİ YATIRMASI İÇİN ALDIĞI PARAYI MAL EDİNMESİ - EMNİYETİ SUİSTİMAL SUÇUNUN OLUŞMASI - HİZMET NEDENİYLE GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA

ÖZET: Meslek mensupları, müşteri adına üçüncü kişilere ödeme yapmak üzere her ne isim altında olursa olsun mali değerler alamayacaklarından, söz konusu olayda serbest muhasebeci olan sanığın, SSK'ya yatırılmak üzere kendisine verilen prim bedellerini mal edinmekten ibaret eylemenin görevi ile ilgisi bulunmadığı gözetilmeden TCK.nun 508. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekirken 510. maddesiyle cezalandırılmasına karar verilmesi isabetsizdir.

(765 S. K. m. 508, 510) (3568 S. K. m. 2)

Dava: Emniyeti su istimal suçundan sanık Sami'nin yapılan yargılaması sonunda: TCK.nun 510, 80, 59 ve 71. maddeleri gereğince 1 yıl, 24 ay 5 gün hapis cezasıyla mahkûmiyetine dair ( Çanakkale Asliye Ceza Mahkemesi )nden verilen 12.9.2000 gün ve 2000/117 Esas, 2000/371 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığının bozma isteyen bila tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:

Karar: Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:

Serbest muhasebecilerin 3568 sayılı Kanunun 2. maddesinde belirtilen görevleri arasında sigorta primi yatırmak gibi bir görevleri olmadığı, ayrıca Türkiye Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği'nin mecburi meslek kararlarına ilişkin 26.1.1996 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 1996/1 sayılı genelgesinin 1. maddesinde yer alan "meslek mensupları, müşteri adına üçüncü kişilere ödeme yapmak üzere her ne isim altında olursa olsun mali değerler alamazlar" şeklindeki hükmüne göre, serbest muhasebeci olan sanığın SSK'ya yatırılmak üzere müdahiller tarafından kendisine verilen prim bedellerini, mal edinmekten ibaret eyleminin görevi ile ilgisi bulunmadığından TCY.nın 508. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve suçların işleniş tarihleri ile kesin olarak belirlenerek 4116 sayılı Kanunun 1/4. madde ve bendinin uygulama yerinin olup olmadığının da tartışılmasın da zorunluluk bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde 510. maddesiyle cezalandırılmasına karar verilmesi,

Sonuç: Kanuna aykırı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı istem gibi CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.3.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 19-04-2011, 17:04   #3
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

20.Hukuk Dairesi
Esas: 2002/1213
Karar: 2002/3313
Karar Tarihi: 09.04.2002


KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ DAVASI - ORMANDAN YER KAZANILAMAYACAĞI - SALT ORMAN TOPRAĞININ ORMAN SAYILAN YER OLDUĞU - ÇEKİŞMELİ TAŞINMAZIN MEMLEKET HARİTASINA GÖRE KONUMUNUN SAPTANMASI GEREĞİ

ÖZET: Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir. Ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; kesinleşmemiş tahdit söz konusu olmadığı takdirde, uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp, çekişmeli taşınmazın memleket haritasına göre, konumu saptanıp; bu harita ile irtibatını duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösteren, memleket haritasındaki renkleri ve işaretleri aynen içeren, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilip, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.

(3402 S. K. m. 45)

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay’ca incelenmesi Orman Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Kadastro sırasında Yukarıçıyanlı Köyü 1012 parsel sayılı 1500 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesinde davacı Mehmet Y. tarafından İsmail Y. ve arkadaşları aleyhine açılmış olan men-i müdahale davası kadastro mahkemesine devredilmiştir. Yargılama sırasında Orman Yönetimi ve Hazine davaya katılmıştır. Mahkemece çekişmeli 1012 parselin davalı Mustafa Y. adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.

Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; taşınmazın öncesini gösteren resmi belgelere dayanmaksızın, salt keşif günündeki bulgulara göre düzenlenen bilirkişi raporu uyuşmazlığın çözümünde yetersiz kalır. Taşınmazın orman olup olmadığı ve hukuki durumu öncesi itibariyle araştırılmalıdır.

Dosya içeriğinden, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede daha önce orman tahdidi yapılıp yapılmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, bu hususta araştırma yapılmamıştır. Tahdit yapılmışsa; kural olarak, bir yerin orman olup olmadığı, kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanmasıyla çözümlenir. Ancak, bu sınırlandırmada 4785 Sayılı Yasa hükümlerinin nazara alınmış olması halinde sağlıklı çözüme ulaştırır. Zira, 3116 Sayılı Yasa sadece devlet ormanlarını belirlemiş olup; bu yasaya göre, 4785 Sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu oluşup kesinleşen tahdit haritaları, sınır dışında kalan taşınmazların orman niteliğini ve hukuki durumunu saptamakta yetersiz kalır. Bu şekildeki taşınmazların orman olup olmadığının 4785 ve 5658 Sayılı Yasalara göre çözümlenmesi gerekir. 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirilmiştir. Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 Sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir.

Mahkemece, öncelikle orman sınırlandırılması 4785 Sayılı Yasa hükümleri nazara alınarak yapılmış ise, haritası uygulanmak suretiyle; sınırlandırma, 4785 Sayılı Yasa hükümleri nazara alınmadan 3116 Sayılı Yasaya göre yapılmış ve taşınmaz, tahdit sınırları dışında kalıyor ise veya sınırlandırma hiç yapılmamışsa, memleket haritası, eski hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip; önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç uzman orman yüksek mühendisi bulunamadığı takdirde, orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli yer ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, bu belgelerde taşınmazın ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; kesinleşmemiş tahdit söz konusu olmadığı takdirde, yukarıda değinilen diğer belgeler uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp, çekişmeli taşınmazın memleket haritasına göre, konumu saptanıp; bu harita ile irtibatını duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösteren, memleket haritasındaki renkleri ve işaretleri aynen içeren, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilip, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.

Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak, yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmelidir. Eksik inceleme, araştırma ve uygulamaya dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 09.04.2002 günü oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 19-04-2011, 17:04   #4
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

10.Hukuk Dairesi
Esas: 2002/1213
Karar: 2002/1481
Karar Tarihi: 04.03.2002


ÖDEME EMRİNİN İPTALİ İSTEMİ - TAHAKKUK VE TEDİYE ETMEYEN ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERİN SORUMLULUĞUNUN HAKLI SEBEP OLMAKSIZIN ÖDEMEME HALİ İLE SINIRLI TUTULMASI - MAKTU RED HARCINDAN PEŞİN ALINAN HARCIN MAHSUBU İLE BAKİYE HARCIN DAVACIDAN TAHSİLİ GEREĞİ

ÖZET: 506 sayılı Kanunun 80. maddesinin özel nitelikte yasal düzenleme getirmiş olmasına, anılan maddedeki sigorta primlerini süresinde tahakkuk ve tediye etmeyen üst düzey yöneticilerin sorumluluğunun <haklı sebep olmaksızın> ödememe hali ile sınırlı tutulmuş bulunmasına ve davacının şirket yönetim kurulu başkanlığından ve paylarını devretmesinin kanunda yer alan <haklı sebep> kavramı içinde kabul edilmesi gerektiğine göre davacının 26.3.1998 tarihinden sonraki dönemde tahakkuk eden prim borcu ile eklentilerinden sorumlu olamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.


(6762 S. K. m. 323) (506 S. K. m. 80)

Dava: Davacı, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.

Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi H. Kamışlık tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:

Karar: Davacının A...... Tekstil Boya ve Apre Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin Yönetim Kurulu Başkanlığından 26.3.1998 tarihinde istifa ettiği ve aynı tarihte paylarını devrederek ayrıldığı, bu istifa ve devrin 26.3.1998 tarihli yönetim kurulu kararıyla kabul edildiği, her ne kadar Türk Ticaret Kanununun 323.maddesi şirketi temsile yetkili kimselerin ticaret siciline tescilini öngörmekte ise de, 506 sayılı Kanunun 80. maddesinin özel nitelikte yasal düzenleme getirmiş olmasına, anılan maddedeki sigorta primlerini süresinde tahakkuk ve tediye etmeyen üst düzey yöneticilerin sorumluluğunun <haklı sebep olmaksızın> ödememe hali ile sınırlı tutulmuş bulunmasına ve davacının şirket yönetim kurulu başkanlığından ve paylarını devretmesinin kanunda yer alan <haklı sebep> kavramı içinde kabul edilmesi gerektiğine göre davacının 26.3.1998 tarihinden sonraki dönemde tahakkuk eden prim borcu ile eklentilerinden sorumlu olamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

2- Mahkemenin kabulüne göre de karar tarihinde maktu red harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye harcın davacıdan tahsiline karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedendir. O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 04.03.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)




Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 19-04-2011, 17:05   #5
üye7160

 
Varsayılan

belki karar numarası yalnıs yazılmış olabilir diye bulduğum kararları ekledim umarım işinize yarar.
Old 19-04-2011, 19:40   #6
Av. Burçin Özenli

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

Cevaplarınız için teşekkür ederim. Ancak ben 13. Hukuk Dairesinin "ayıplı hizmet" üzerine verdiği kararı arıyorum.
Karardan alıntı bir kitapta geçiyor; ancak ben kararın tamamına ihtiyaç duymaktayım.
Old 24-08-2012, 14:52   #8
uğur deniz

 
Varsayılan hatalı kuru temizleme-hakem heyeti kararı ilk taleple bağlılık

[
ÖZÜavacı bu davayı açmadan önce hakem heyetine verdiği dilekçesinde ceketin bedeli olan 120.000.000 TL nın tahsiline karar verilmesini istemiş ve böylece talebini sınırlamıştır. Bundan sonra bu talebini aşarak ceket bedeli olarak 200.000.000TL nın tahsilini isteyemez.Bu durumda mahkemece 120.000.000 TL nın ödetilmesine karar verilmesi gerekirken bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Bozmayı gerektirir.
Y.13.HD 1213-3134 26.03.2002 günlü karar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
yargıtay kararı arıyorum yargıtay 10.ceza dairesi müebbet Meslektaşların Soruları 4 16-12-2010 14:00
Bir Yargıtay Kararı Arıyorum turbo Meslektaşların Soruları 5 20-04-2010 11:07
yargıtay kararı arıyorum avktderya Meslektaşların Soruları 1 17-04-2010 19:38
yargıtay kararı arıyorum esimseref Meslektaşların Soruları 7 25-03-2009 18:30
Yargıtay Kararı Arıyorum. Av.Ayşegül Çoban Meslektaşların Soruları 2 16-03-2009 12:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04615903 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.