Çocuğun ebeveyn tarafımdan ihmal ve istismarı/şahsi ilişkinin kaldırılması davası/acil

müvekkilin 1. çocuğunun velayeti kendisindedir. 2. çocuğu için velayetin değiştirilmesi davası açmıştır. Davalı, 2.çocuğu yasa dışı olarak başka bir aileye bırakırken yakalandığı için ve akıl sağlığının yerinde olmayabileceği gibi gerekçelerle yerel mahkeme kişisel ilişki tesis ederek velayetin değiştirilmesine karar vermiştir.

Tarafların 1. çocuğu 7-8 yıl kadar önce davalıda kaldığı süre zarfında şiddete maruz kaldığını, davalının tuvaletini evin holüne yaptığını tarafıma anlatmıştır.Ayrıca 2. çocuk 1. çocuğa 7-8 farklı erkek ismi sayarak bu kişilerin eve geldiğini evde annesinin çıplak dolaştığını anlatmıştır. 2. Çocuk düzenli olarak okula gönderilmemiştir fakat okul idaresi bununla ilgili işlem başlatmamıştır. Velayeti alınan 2. çocukta davranış bozuklukları vardır. Çocuklar uzak bir ilde ikamet etmektedir. sık sık kişisel ilişki kurulması zararlarına olacaktır. velayetin değiştirilmesi kararı ile 2. çocuk için verilen ve daha önceki boşanma kararı ile 1. çocuk için verilen kişisel ilişkinin kaldırılması için dava açacağız.

1- Bu davada çocukların dinlenmesini ve pedagogtan rapor alınmasını talep etmeli miyiz?

2- Sınıf öğretmeninin dinlenmesini talep etmek mantıklı olur mu?

3- DAVA SÜRECİNDE TEDBİREN ŞAHSİ İLİŞKİNİN KALDIRILMASI KARARI VERİLEBİLİR Mİ?

4- Ayrıca davalının ruh sağlığı ile ilgili rapor alınmasını talep etmeyi düşünüyorum. Aile mahkemesi bu gibi durumlarda nasıl kararlar vermektedir? bilgisi olan meslektaşların yardımını rica ediyorum.

1- Çocukların yaşları önem arz etmekte. Eğer çocuklar idrak etme çağında ise kişisel ilişkinin kaldırılması davasında çocuğun kendisi dinlenebilir. Aksi takdirde uzman görüşüne veya uzman taraflar ile görüşerek rapor düzenlenmesi yoluna başvurulabilir.

2-Her türlü delili dosyaya sunabilirsiniz. Bu noktada sınıf öğretmeni, velayeti elinde bulunduran kişinin çocuk üzerinde olumsuz etkilerine şahit olduysa önemli bir delil olur elinizde

3- HMK 391'nin gerekçesine göre mahkeme ihtiyatî tedbir kararı verirken, asıl uyuşmazlığı çözecek mahiyette bir karar vermemelidir diyor. Bu sebeple böyle bir tedbir kararı konulamayacağı görüşündeyim. Fakat yine de şansınızı deneyin.

4- Mahkeme bu noktada çocuğun üstün yararını gözetmekle yükümlüdür. O sebeple her türlü delili dosyaya sunabilirsiniz veya getirtmek istediğiniz bir delil varsa mahkemeden talep edebilirsiniz. Davalının ruh sağlığının yerinde olmaması sebebiyle kişisel ilişkinin reddini talep ediyorsunuz. Bu noktada yan delillerle iddianızı desteklerseniz davalı için rapor aldırma konusunda mahkemeyi ikna edebilirsiniz diye düşünüyorum.

Alıntı: Yazan av.hyurdakul 1- Çocukların yaşları önem arz etmekte. Eğer çocuklar idrak etme çağında ise kişisel ilişkinin kaldırılması davasında çocuğun kendisi dinlenebilir. Aksi takdirde uzman görüşüne veya uzman taraflar ile görüşerek rapor düzenlenmesi yoluna başvurulabilir. 2-Her türlü delili dosyaya sunabilirsiniz. Bu noktada sınıf öğretmeni, velayeti elinde bulunduran kişinin çocuk üzerinde olumsuz etkilerine şahit olduysa önemli bir delil olur elinizde 3- HMK 391'nin gerekçesine göre mahkeme ihtiyatî tedbir kararı verirken, asıl uyuşmazlığı çözecek mahiyette bir karar vermemelidir diyor. Bu sebeple böyle bir tedbir kararı konulamayacağı görüşündeyim. Fakat yine de şansınızı deneyin. 4- Mahkeme bu noktada çocuğun üstün yararını gözetmekle yükümlüdür. O sebeple her türlü delili dosyaya sunabilirsiniz veya getirtmek istediğiniz bir delil varsa mahkemeden talep edebilirsiniz. Davalının ruh sağlığının yerinde olmaması sebebiyle kişisel ilişkinin reddini talep ediyorsunuz. Bu noktada yan delillerle iddianızı desteklerseniz davalı için rapor aldırma konusunda mahkemeyi ikna edebilirsiniz diye düşünüyorum.

Değerli cevaplarınız için teşekkür ederim. Peki, çocuklardan biri davalı ev telefonlarını aradığında ses kaydı almış, bu kayıtta davalı öfkeli şekilde Türkçe'de karşılığı olmayan kelimeler bağırmakta, bu kaydı sunmam durumunda suç teşkil eder mi?

Alıntı: Yazan yagmur. Değerli cevaplarınız için teşekkür ederim. Peki, çocuklardan biri davalı ev telefonlarını aradığında ses kaydı almış, bu kayıtta davalı öfkeli şekilde Türkçe'de karşılığı olmayan kelimeler bağırmakta, bu kaydı sunmam durumunda suç teşkil eder mi?

HMK m. 189/2'ye göre hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan delillerin mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamayacağı düzenlenmiştir. Ayrıca TCK m. 133'e göre haberleşmenin gizliliğini ihlal ve 134'e göre kişiler arasındaki konuşmanın dinlenmesi ve kayda alınması suçu oluşur. Yargıtay eşler arasında özel hayat alanının 3. kişilere nazaran daha dar yorumluyor ve alınan ses kayıtlarını hukuka uygun bir delil olarak değerlendirebiliyor. Sizin olayınızda tarafların kesinleşmiş bir boşanma kararı olduğundan bu uygulamadan yararlanamayacağınız kanaatindeyim. Belki şu yol izlenebilir; çocuk görüşmeyi yaparken hoparlör açıktı ve yanında bu görüşmeye şahit olan birileri vardı dersiniz ve mahkemede şahit olarak onları gösterip iddianızı kanıtlayabilirsiniz.