Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Muris adina kayıtlı taşınmazların vekaletle satılması diğer mirasçıların hakları

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-04-2018, 08:05   #1
avukat meliha ü.

 
Varsayılan Muris adina kayıtlı taşınmazların vekaletle satılması diğer mirasçıların hakları

Merhabalar sayin meslektaşlarım.
Uzun süredir araştırdığım ancak bir sonuca ulasamadigim bi konu hakkında yardımlarınızı bekliyorum.

Hemen olayi anlatayim:
Muris A sagliginda torunu B ye genis yetkiler içeren bir vekaletname veriyor.
Torunu bu vekalet ile muris adina kayitli taşınmazların coğunu satiyor ve satis bedeli murise ödenmiyor (murisin banka hesaplari araştırıldı) satis işlemleri 2010 yilinda oluyor ve muris 2013 yilinda vefat ediyor.
Taşınmazları vekilden satın alan kişilerin iyi niyetli olduğunu düşünüyoruz.

*Müvekkilim yani murisin diğer oğlunun açmasi gereken dava vekalet gorevinin kotuye kullanilmasina dayali mi olacak yoksa muvazaaya mi dayali olacak

*Maddi tazminat mi tenkis mi yoksa bedel alacağı mi talep edilecek?

*Ayrıca bu taleplere ilişkin yasal sureler gecmis midir?
Tüm bu sorularim hakkinda hukuki yardımlarınızı bekliyorum değerli meslektaslarim şimdiden çok teşekkür eder iyi çalışmalar dilerim.
Old 26-04-2018, 08:22   #2
imsel

 
Varsayılan

vekalet görevinin kotuye kullanılmasına dayalı olarak toruna karşı bedel alacağı olduğunu düşünüyorum.satışlar henüz muris ölmeden yapılmış.kolay gelsin.
Old 26-04-2018, 18:15   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1.)3.kişinin kötüniyeti, kötüniyetli vekil ile el ve işbirliği ile hareket ettiği ispat edilebilirse tapu maliki aleyhine tapu iptali ve tescil davası açılabilir. Bu davada vekil'de davalı olarak gösterilebilir. Ayna yönelik bu dava zamanaşımına tabi değildir.

2.) 3.kişinin kötüniyetinin ispat edilemeyeceği düşünüldüğünde vekalet akdini kötüye kullanan vekil aleyhine tazminat davası açılabilir. Tazminat olarak taşınmazın satış tarihindeki gerçek değeri talep edilebilir. Bu dava TBK.m. 147'ye göre 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Zamanaşımının başlangıcı vekalet sözleşmesinin sona erdiği veya vekilin satış parasını ödeyerek hesap verdiği tarihtir.(1 ve 2 numaralı davaların terditli olarak ta açılabileceğini düşünüyorum.)

3.) Satış vekil edenin muvafakati ile yapılmış veya vekil eden sonradan satışa icazet vermiş ise tapu maliki aleyhine "muris muvazaası nedeniyle iptal ve tescil " veya tenkis davası açılabilir. Birinci dava zamanaşımına tabi değilidir.Tenkis ise TMK.m.571'e göre öğrenmeden itibaren 1 yıl ve herhalde mirasın açılma tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süreye tabidir.
Old 29-04-2018, 23:45   #4
Av.şükrü söğüt

 
Varsayılan

Sayin meslektasim,torun vekil durumunda olup vekilin muvekkili olan dedesine hesap verme borcu vardir.hesap verme borcu vekilin muvekkil nam ve hesabina 3. kisilerden almis oldugu degerleri(satis bedellerini)teslim etmesi vermesidir.yani vekil satis bedellerini dedesine odemekle yukumludur.muvekkil dede satis bedellerini vekili olan torunundan alamadan olmus ise bu para artik terekeye ait bir para deger haline gelir.
Old 29-04-2018, 23:50   #5
Av.şükrü söğüt

 
Varsayılan

Vekil torunun vekaletnamesinde bagislama ozel yetkisi yoksa vekil bu parayi baskalarina veremeyecegi gibi kendisine de mal edemez.yani kendi cebine koyamaz.vekilin hesap verme borcuna iliskin zamanasimi satis tarihinden itibaren 5 yildir.ancak vekil isgoren(hizmet eden)durumunda oldugundan parayi zimmetinde tutmasi hizmet nedeniyle emniyeti suistimal sucunu olusturur.
Old 29-04-2018, 23:54   #6
Av.şükrü söğüt

 
Varsayılan

Vekilin eylemi (satis bedellerini odememesi)suc oldugundan davada ceza zamanasimi suresi uygulanir.bu nedenle henuz zamanasimi suresi dolmamis olabilir.ceza zamanasimi hukumlerine bakiniz.bu para terekeye ait oldugundan tek bir mirasci torun-vekile karsi dava acamaz.davanin butun mirascilar adina(tereke adina)acilmasi gerekir.
Old 29-04-2018, 23:59   #7
Av.şükrü söğüt

 
Varsayılan

Tereke adina, vekile karsi acilacak bu dava tazminat davasidir. tenkis,muvazaa veya vekalet akdinden dogan temsil yetkisinin kotuye kullanilmasi davasi ile uzaktan yakindan hicbir ilgisi yoktur. saygilarimla.av. sukru sogut
Old 30-04-2018, 00:07   #8
Av.şükrü söğüt

 
Varsayılan

Davanizi acarken dava tarihinden itibaren degil vekilin satislari yaptigi tarihin uzerinden 7-10 gun gibi bir hesap verme suresinden itibaren faizi ile birlikte satis bedellerinin tahsilini isteyin.cunku vekilin temerrudunu borclar kanunu bizzat duzenlemistir. yani vekil kanun geregince kendiliginden temerrude dusmektedir.(ulkemizde vekalet akdi cok bilinmediginden avukat arkadaslarimiz ile hakimlerimiz tarafindan anlasilamamakta ve uygulamada buyuk yanlisliklar yapilmaktadir.) saygilarimla.av.sukru sogut
Old 30-04-2018, 10:29   #9
AV.SİBEL

 
Varsayılan

Mirasta denkleştirme davası açılabilir diye düşünüyorum.
Old 01-05-2018, 20:07   #10
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV.SİBEL
Mirasta denkleştirme davası açılabilir diye düşünüyorum.

Soruyu somut olaya indirgemeyip genel anlamda cevaplandırmış olsaydık, önceki cevabımın 3 numaralı bölümüne mirasta denkleştirme davasını da katmamız gerekecekti.Cevabımda mirasta denkleştirme davasına yer verilmemesinin nedenini şöylece açıklayabilirim.

TMK.nun 669 m.göre mirasta denkleştirme davasının açılabilmesi için miras bırakanın yasal mirasçılardan birine /miras payına mahsuben/ karşılıksız kazandırmada bulunması gerekir.

Somut olayda, miras bırakanın muvafakat veya icazeti ile vekil vasıtasıyla 3 kişiye karşılıksız kazandırmada bulunduğu iddia ve ispat edilse dahi,

--yapılan kazandırma (bağış veya satış görünümlü bağış) yasal mirasçı lehine yapılmayıp mirasçı konumunda olmayan 3 kişi lehine yapıldığından ve;
--mirasçı konumunda olmayan kişi yönünden miras payına mahsuben kazandırma unsurunun gerçekleşmesi mümkün olmadığından ,

somut olayda mirasta denkleştirme hükümleri uygulanamaz. Diye düşünüyorum.
Old 16-06-2020, 23:04   #11
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan Güncelleme

Yukarıdaki yazımda "Vekalet görevinin kötüye kullanılmasından doğan tazminat davasının TBK.m. 147'ye göre 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu , zamanaşımının başlangıcının vekalet sözleşmesinin sona erdiği veya vekilin satış parasını ödeyerek hesap verdiği tarihtten başlayacağını" yazmıştım.

Bu görüşüm. örnek olarak aşağıda yayınladığım Yargıtay 13.HD si ile HGK.kararları ile uyumlu bir görüştür.

Buna karşın, sonradan "vekalet görevinin kötüye kullanılmasından doğan tazminat davalarında da , aynı nedenle açılan tapu iptali ve tescil davalarında olduğu gibi , zamanaşımın uygulama yeri bulunmadığına dair" 1.HD.sin kararlarına rastladım.

Her iki uygulama ile ilgili örnek kararlara aşağıda yer veriyorum.

Yargıtay Daireleri iş bölümü esaslarına göre; Vekalet görevinin kötüye kullanılmasından doğan tapu iptali ve tescil davlarına 1.HD. tazminat davalarına ise 13.HD. bakmaktadır. "Tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat " davaları ise 1.HD.since incelenmektedir.

Bilgilerinize sunarım.

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/9168
K. 2019/5948
T. 8.5.2019

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı, 21.10.2007 tarihinde geçirdiği trafik kazasında ağır şekilde yaralandığını, davalıya sigorta şirketine başvurması ve bu işlemlerin takibi için vekalet verdiğini, ancak davalının tahsil ettiği paranın bir kısmını ödemediğini, yaptığı araştırmalar sonucunda ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/109 esas sayılı dosyası ile sigorta şirketine yönelik açılan davada avukatın karşı tarafla uzlaştığını ve uzlaşma neticesinde adına çıkartılan sahte belgelerle dolandırıldığını, paranın sigorta şirketi tarafından ödendiğini öğrendiğini, davalının kendisine ibraname imzalattırdığını, bu evrakın ne olduğunu sorduğunda paranın sigortadan adına gelmesi için yapılan bir işlem olduğunu söylediğini, sigorta şirketine sorduğunda paranın adına açtırılan ... şubesine yatırıldığı şeklinde cevap aldığını, bankadan ise hesaptaki paraların başka şirket hesaplarına aktarıldığı, kişisel verilerinin bankaya verildiğini öğrendiğini, bunun üzerine 10.5.2012 tarihinde davalıyı azlettiğini ve davalı hakkında savcılığa şikayette bulunduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin hakkın doğumu tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, vekaletin kötüye kullanılması nedenine dayalı tazminat talebine ilişkindir. Davacı, verdiği vekalete istinaden davalının tahsil ettiği paranın kendisine ödenmediğini iddia ederek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacının olayı öğrendiği tarih ile dava tarihi arasında TBK'nın 39. maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İleri sürülüş şekli ve dayanılan olgular çerçevesinde, davacının bu davadaki alacak isteminin, vekilin hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması hukuksal nedenine dayandırıldığı açıktır. Gerçekten de vekil, vekaleti iyi bir surette ifa ile yükümlüdür. Başka bir ifade ile, müvekkilin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek yükümlülüğü altındadır. Öte yandan, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlüdür. (TBK. 508. madde) Vekilin hesap verme yükümlülüğüne, üçüncü kişilerden aldığı değerler öncelikle dahildir.
Vekilin hesap verme borcu, vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup, işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam etmektedir. Vekilin aldıklarını geri verme borcunda muacceliyet, vekilin hesap vermesi veya sözleşme ilişkisinin bitmesi ile başlar. (Hukuk Genel Kurulunun 2011 tarih ve 2011/13-161 esas ve 2011/276 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)Somut olayda, davacı davalı vekili 10.5.2012 tarihinde azlettiği göre davanın açıldığı tarih itibariyle yeni T.B.K. 147/5.maddelerindeki 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/3719
K. 2019/4356
T. 4.7.2019

DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, sahip olduğu taşınmazla ilgili elektrik, su, vergi gibi işlemlerin takibi için davalıyı 18.06.2003 tarihli vekaletname ile vekil tayin ettiğini, davalının ise vekalet görevini kötüye kullanarak maliki olduğu dava konusu 162 ada 15 Sayılı parseldeki 15 no'lu bağımsız bölümü dava dışı kişiye sattığını, vekaletnamede satış yetkisinin de olduğunu sonradan öğrendiğini, satış nedeniyle kendisine herhangi bir bedel ödenmediğini, haberi ve izni olmadan satışın yapıldığını, Alman vatandaşı olması ve yurt dışında da ikamet etmesi nedeniyle davalının kendisini oyaladığını ileri sürerek, çekişmeli bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tescilini, mümkün olmazsa şimdilik 60.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, dava konusu taşınmazın satışı konusunda davacı ve yeni...'nın anlaştığını, 45.000,00 TL satış bedelini davacının elden aldığını, davacının yurt dışına çıkması gerektiğinden dolayı devri yapabilmesi için kendisini vekil tayin ettiğini, anlaşmaya uygun taşınmazı ...'ya devrettiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tapu kayıt maliki aleyhine açılan bir dava bulunmadığından tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, dava konusu bağımsız bölümün satış bedelinin ödendiğinin davalı tarafından ispat edilemediği, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı gerekçesiyle tazminat isteğinin kabulüyle 45.000,00 TL'nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 18.06.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat gelmedi, diğer temyiz eden vekili Avukat ...geldi, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, tapu iptal ve tescil istekli davaların tapu kayıt malikine karşı açılması gerektiği, eldeki davada kayıt maliki ...'ya husumet yöneltilmediği gözetilerek iptal ve tescil isteğinin reddedilmesi doğru olduğu gibi, davacı taraf davalının vekalet görevini kötüye kullanarak çekişmeli bağımsız bölümü dava dışı kişiye temlik ettiğini, zararlandırıldığını, taşınmazın kötüniyetle üçüncü kişiye geçtiğini ileri sürerek iptal ve tescil, olmazsa bedele hükmedilmesini istediği, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenine dayalı davalarda zamanaşımı süresinin bulunmadığı, iptal ve tescil isteğinin kayıt malikinin davalı olarak gösterilmemesi nedeniyle dinlenemediği, eldeki davada vekil eden ile vekil arasındaki vekalet sözleşmesinden kaynaklanan bir talebin mevcut olmadığı, bir başka söylemle iç temsilden kaynaklanan istekte bulunulmadığı, aksine vekalet sözleşmesi ile vekil kıldığı davalının vekalet görevini kötüye kullandığı iddiasının ileri sürüldüğü, somut olayda zamanaşımının uygulama yeri olmadığı gözetilerek bedele hükmedilmesi de yerindedir. Taraf vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davacı vekili için 2.037 TL. duruşma vekâlet ücretinin duruşmaya gelmeyen karşı temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı 16.70 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan, 2.304.95 TL. bakiye onama harcının da davalıdan alınmasına, 04/07/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY
Davacı, çekişme konusu taşınmazın elektirik, su, vergi ve diğer işlemlerini yapması için davalıyı vekil tayin ettiğini, ancak davalının taşınmazı dava dışı kişiye aktardığını öğrendiğini ileri sürüp tapu iptali- tescil mümkün olmaması halinde bedel istemiştir.
Davalı 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iptal- tescil isteğinin reddine, bedel isteğinin kabulüne karar verilmiş, karar taraflarca temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere, tapu iptali tescil istekli davalar kayıt maliki ya da malikleri aleyhine açılır. Eldeki davada kayıt malikine dava yöneltilmemiş, vekil davalı olarak gösterilmiştir. Bu nedenle iptal-tescil isteğinin reddedilmesi doğrudur. Davacının temyiz itirazı yerinde görülmediğinden reddine.
Davalının temyiz itirazına gelince;
Davacının 18.06.2003 tarihinde ... Noterliğinde çekişme konusu taşınmazın satış yetkisini de içerir biçimde davalıyı vekil tayin ettiği, davalının davacıya ait 162 ada 15 numaralı parseldeki 10/160 arsa paylı 15 numaralı meskeni 01.11.2007 tarihinde dava dışı kişiye satış suretiyle temlik ettiği kayden sabittir.
Davacı ile davalı arasındaki ilişki vekalet sözleşmesine dayanmaktadır. Vekil eden dolaysız temsil yolu ile kendi namı ve hesabına alınanların teslimine ilişkin şahsi nitelikteki hakkını TBK'nun 147/5 (818 Sayılı BK'nun 126/4) maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde kullanmalıdır. TBK'nun 149 ( 818 Sayılı BK'nun 128) maddelerine göre de zamanaşımı alacağın muaccel olması ile başlar.
Somut olayda davacının alacağı, davalının taşınmaz bedelini aldığı ve zimmetine geçirdiği tarihte bir başka ifadeyle satış tarihinde muaccel hale gelmiştir. Dava tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımının dolduğu açıktır
.
Tüm bu nedenlerle davanın tümden reddedilmesi için hükmün bozulması düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun onama görüşüne katılamıyoruz.
Old 18-06-2020, 14:53   #12
mitka

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.şükrü söğüt
Vekilin eylemi (satis bedellerini odememesi)suc oldugundan davada ceza zamanasimi suresi uygulanir.bu nedenle henuz zamanasimi suresi dolmamis olabilir.ceza zamanasimi hukumlerine bakiniz.bu para terekeye ait oldugundan tek bir mirasci torun-vekile karsi dava acamaz.davanin butun mirascilar adina(tereke adina)acilmasi gerekir.

Merhaba, aynı sorunu başka bir başlıkta konuşurken tek bir mirasçının tazminat davasını açabileceği söylenmişti. http://www.turkhukuksitesi.com/showt...519#post761519
21. mesajda; "Vekil aynı zamanda mirasçı olduğundan mirasçılar arasındaki davada birlikte hareket şartı aranmaz. Mirasçılardan biri veya birkaçı payı oranında dava açabilir." denilmişti.
Konu başlığı; "Mirasta Denkleştirme ve/veya Tenkis"

5 mirasçıdan 1 tanesi vekalet görevini kötüye kullandığı için davalı olacak. 4 mirasçıdan 1 tanesinin bende vekaletnamesi var. Geriye kalan 3 mirasçıyı nasıl davacı yapacağım? Uygulamada nasıl bir gidişat oluyor tecrübe eden var mı acaba?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Görünürde 3.Şahıs Adına Kayıtlı Muris'e Ait Yerin Muris'in Oğlu Tarafından 3.Kişilere Muvazaalı Devri-Muris Muvazasına Dayalı Sebepsiz Zenginleşme denipre Meslektaşların Soruları 3 07-02-2018 11:16
Muris Adina Ödenen Kredi Borcunun Sigorta Şirketinden Iadesi AVUKAT11 Meslektaşların Soruları 0 14-10-2015 19:12
murisin aldatılması ve taşınmazların diğer miraşçılara satışı Av. SEZGİ SARISALTIK Meslektaşların Soruları 1 14-08-2012 11:36
muris adına kayıtlı 2b arazisi-mirasçıların durumu gamze tuna Meslektaşların Soruları 2 18-05-2012 14:22
Taşınmazların İcra Marifeti ile Satılması-Malikin Farklı Olması Kemosabe Meslektaşların Soruları 1 04-05-2011 08:43


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05032897 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.