Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

davanın usulden reddi, 2. davanın açılması, faiz başlangıcı?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-04-2012, 20:00   #1
GECE

 
Varsayılan davanın usulden reddi, 2. davanın açılması, faiz başlangıcı?

M1(taşınmaz sahibi) ile M2'nin (araç sahibi) aralarında yaptığı adi sözleşmeye göre: M2, 150 TL'lik ticari aracını M1'e satar, M1 de 100 TL'lik taşınmazını M2'ye satar. taşınmaz konut kredilidir, 60 TL'si ödenmiştir, kalan 40 TL'si de yine M1 tarafından ödenecektir. bu takasta kalan 50 TL'yi (150-100=50) de M1 senet karşılığında M2'ye ödeyecek.
M1 krediyi ödemiyor, M2 taşınmaz ipotekli olduğu için icra ihtimali nedeniyle bankaya M1 adına ödüyor. sonra M2 bankaya ödediği bu meblağın M1'den tahsili için alacak davası açar. ancak bu dava usulden red olur. bu karar, temyiz edilmeden kesinleştirilmiştir.
soru:
1- Yeniden açılacak davada, usulden red olan ilk dava tarihini ihtarname-temerüt tarihi sayıp bankaya ödenen ana paraya ilk davanın açıldığı tarihten itibaren faiz işletilebilir mi? bu konuda yargıtay kararı olan var mı?
2- Usulden red olan ilk dava, zamanaşımını kesmiş midir?
Old 27-04-2012, 11:45   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan GECE
M1(taşınmaz sahibi) ile M2'nin (araç sahibi) aralarında yaptığı adi sözleşmeye göre: M2, 150 TL'lik ticari aracını M1'e satar, M1 de 100 TL'lik taşınmazını M2'ye satar. taşınmaz konut kredilidir, 60 TL'si ödenmiştir, kalan 40 TL'si de yine M1 tarafından ödenecektir. bu takasta kalan 50 TL'yi (150-100=50) de M1 senet karşılığında M2'ye ödeyecek.
M1 krediyi ödemiyor, M2 taşınmaz ipotekli olduğu için icra ihtimali nedeniyle bankaya M1 adına ödüyor. sonra M2 bankaya ödediği bu meblağın M1'den tahsili için alacak davası açar. ancak bu dava usulden red olur. bu karar, temyiz edilmeden kesinleştirilmiştir.
soru:
1- Yeniden açılacak davada, usulden red olan ilk dava tarihini ihtarname-temerüt tarihi sayıp bankaya ödenen ana paraya ilk davanın açıldığı tarihten itibaren faiz işletilebilir mi? bu konuda yargıtay kararı olan var mı?
2- Usulden red olan ilk dava zamanaşımını kesmiş midir?

1- Yargıtay kararı var mı, bilemiyorum ama bizzat tecrübe ettik. İlk dava, temerrüdün başlangıcı kabul edilmelidir.

2- Usulden veya esastan davanın red olması, zamanaşımını kesmez.
Old 30-04-2012, 15:54   #3
av m bayraktar

 
Varsayılan

değerli meslektaşım burada önemli olan husus borçlunun temerrüde düşürülmüş olmasıdır. sizde daha önce açılan dava ile borçluyu temerrüde düşürdüğünüzden artık faize ilk dava dilekçesinin tebliğinden itibaren hükmedilmesi gerekmektedir.



T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/1796
K. 2010/8758
T. 17.6.2010
• MENFİ TESPİT DAVASI ( Davacının Bankaya Verdiği Feragatnamede İcra Dosyasındaki Borcundan Dolayı Menfi Tesbit İstirdat Sair Tüm Dava ve Haklarından Gayri Kabili Rücu Feragat Ettiğini Bildirdiği - İcra Tehdidi ve Baskısıyla Yapılan Bu İkrar Hukuki Sonuç Doğurmayacağı )
• İCRA TEHDİDİ VE BASKISIYLA YAPILAN İKRAR ( Hukuki Sonuç Doğurmayacağı - Davacının Bankaya Verdiği Feragatnamede İcra Dosyasındaki Borcundan Dolayı Menfi Tesbit İstirdat Sair Tüm Dava ve Haklarından Gayri Kabili Rücu Feragat Ettiğini Bildirmesi )
• FERAGAT ( Davacının Bankaya Verdiği Feragatnamede İcra Dosyasındaki Borcundan Dolayı Menfi Tesbit İstirdat Sair Tüm Dava ve Haklarından Gayri Kabili Rücu Feragat Ettiğini Bildirdiği/İcra Tehdidi ve Baskısıyla Yapılan Bu İkrar Hukuki Sonuç Doğurmayacağı - Menfi Tespit Davası )
2004/m.72
ÖZET : Menfi tespit davası açan davacı, davalı banka tarafından aleyhine yapılan icra dosyasında haciz tutanağında, “borca bir diyeceğim yoktur...” şeklinde açıklamada bulunmuş, ayrıca bankaya verdiği feragatnamede de, bu icra dosyasındaki borcundan dolayı menfi tesbit, istirdat, sair tüm dava ve haklarından dolayı gayri kabili rücuu feragat ettiğini bildirdiği görülmüştür. Davacının bu açıklamaları icra takibinin kesinleşmesi üzerine icra baskısı nedeniyle yapılmış bir açıklama olup, icra tehdidi ve baskısı altında yapılan bu ikrar hukuki sonuç doğurmaz.

DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı bankadan aldığı kredi kartının çalındığını ve şüpheli kişi hakkında takibat başlatıldığını, bankanın aleyhine haksız olarak icra takibi yaptığını ve ödeme yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek, takibin iptali ile ödemelerinin istirdadına karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davacının icra dosyasına ödeme yapıp feragatname verdiğini, bu nedenle dava hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davacının icra dosyasındaki beyanı ve feragatname belgesi borç ikrarı olarak değerlendirilmiş ve davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, davalı banka tarafından aleyhine yapılan icra dosyasında 09.04.2008 tarihli haciz tutanağında, “borca bir diyeceğim yoktur...” şeklinde açıklamada bulunmuş, ayrıca bankaya imzalı olarak verdiği 07.05.2008 tarihli feragatnamede de, bu icra dosyasındaki borcundan dolayı menfi tesbit, istirdat, sair tüm dava ve haklarından dolayı gayri kabili rücuu feragat ettiğini bildirdiği görülmüştür. Davacının bu açıklamaları icra takibinin kesinleşmesi üzerine icra baskısı nedeniyle yapılmış bir açıklama olup, icra tehdidi ve baskısı altında yapılan bu ikrar hukuki sonuç doğurmaz. Bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek taraflardan bu konudaki delilleri sorulup değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, feragat belgesi ve haciz tutanağındaki beyana itibar edilerek davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 17.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.

yarx
Old 08-05-2012, 11:58   #4
GECE

 
Varsayılan

Arkadaşlar ben bir karar buldum. Sizlerle de paylaşıyorum:
YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ - Esas: 2006/8581, Karar: 2006/8874, Karar Tarihi: 18.09.2006
“ALACAK DAVASI - DAVA DİLEKÇESİNİN DAVALIYA TEBLİĞİNİN İHTARNAME ANLAMINDA OLDUĞU - DAVALININ DAVA DİLEKÇESİNİN TEBLİĞ EDİLDİĞİ TARİHTE TEMERRÜDE DÜŞMÜŞ OLDUĞUNUN GÖZETİLMESİ GEREĞİ”
ÖZET: Hakemde açılan davada, dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş olduğundan davalının, bu dava dilekçesinin davalıya tebliği ihtarname anlamında olmakla tebliğ edildiği tarihte temerrüde düşmüş olduğu gözetilerek hüküm kurulması gerekir.
(818 S. K. m. 101)
Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 3.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 21.06.2004 gün ve 2003/210-2004/763 s. kararın Yargıtay’ca tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dilek Ç. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve bütün belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Karar: Davacı vekili, müvekkili aracı kurum ile davalı arasında yatırım hesabı sözleşmesi ve kredili menkul kıymet işlemleri çerçeve sözleşmesi imzalandığını, hisse senedi alım-satım işlemleri sonucunda davalı hesabının öz kaynak limiti altına düştüğünü, öz kaynak açığının tamamlanması bildiriminde bulunulduğu durumda gereğinin yerine getirilmediğini, daha önce hakemde açtıkları aynı konudaki dava müvekkili lehine sonuçlandığı durumda Yargıtay tarafından kararın kanuni sürelerin geçirildiği gerekçesiyle usulden bozulduğunu, bu yüzden bu davayı açmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek 56.340.281.481.-TL alacağın temerrüt gününden itibaren işleyecek sözleşmede yer alan temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının mevzuata aykırı işlemlerinin geçersiz olduğunu, davacının müvekkiline ilişkin senetlerin bir bölümünü ihbarda bulunmaksızın taban fiyatlardan re'sen satması, bakiye hisse senetlerinin satışını da zamana yayarak satışı daha düşük fiyattan gerçekleştirmesi, bu arada hesaba temerrüt faizi yürütmeye devam etmesi sebebiyle müvekkilini zarara uğrattığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki sözleşmeler gereğince davacının davalının talimatları doğrultusunda hisse alım-satımları yaptığı, davalı hesabının sürekli borç bakiyesi verdiği, işlemlerde bazen limit aşımlarında bulunulduğu, limit aşımı işlemlerindeki borç miktarının kredili işleme dönüştüğü ve bu biçimde mevzuata aykırı işlemler yapıldığı bilirkişi raporuyla tesbit edilmiş ise de, söz konusu işlemlerin ve hesap ekstrelerinin davalıya telefonla ve sair tebligatlarla bildirildiği, davalı bu işlemleri bildiği anlaşıldığından bu konudaki itirazlarının yerinde görülmediği, davacının öz kaynak açığının kapatılması konusunda keşide ettiği ihtarnamenin davalıya tebliğ edilemediği, ihtarname keşide ettikten sonra davacının davalıya ilişkin 1000 lot hisse senedini satmış olması sebebiyle bu meblağın tenzili ile davacının 4.449.481.481.-TL alacağı kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne bu meblağın dava gününden itibaren işleyecek aylık 2.44 sözleşme faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, yatırım hesabı ve kredili menkul kıymet işlemleri çerçeve sözleşmelerinden kaynaklanan tazminat istemine ait olup, temyize konu uyuşmazlık faiz başlangıç gününden kaynaklanmaktadır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve öz kaynak açığının kapatılması için davalıya gönderilen ihtarname tebliğ edilemediğinden hükmolunan meblağa dava gününden itibaren sözleşme faizi yürütülmesine karar verilmiştir. Davacı aracı kurumun aynı konuda davalı aleyhine hakemde açtığı dava kabulle sonuçlanmış ancak Yargıtay 19. hukuk Dairesince 3. hakem seçildikten 6 iş günü içerisinde ilk toplantı yapılmadığı ve toplantıyı izleyen 30 tarih içerisinde karar verilmediği gerekçesiyle karar bozulduğundan temyize konu bu dava açılmıştır. Hakemde açılan davada, dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş olduğundan davalının, bu dava dilekçesinin davalıya tebliği ihtarname anlamında olmakla tebliğ edildiği tarihte temerrüde düşmüş olduğu gözetilmeden yazılı gerekçeyle bu tarihten çok sonraki bir gün olan temyize konu davanın açıldığı tarihin esas alınması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple davacı yararına bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarda 1 nolu bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan sebeplerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.09.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 08-05-2012, 13:50   #5
GECE

 
Varsayılan usulden red olan dava, yeniden dava açılması noktasında, z.a. kesermi

Sayın Av.Suat Ergin: "Usulden veya esastan davanın red olması, zamanaşımını kesmez." demiş.
Aslında soruyu şöyle sormak lazım: usulden red olan dava, konu ile ilgili olarak yeniden dava açılması noktasında, dava zamanaşımını kesmiş midir? (yani usulden red kararı değil, usulden redde konu olan davanın açılmış olması z.a. keser mi?)
Old 08-05-2012, 14:03   #6
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan GECE
Sayın Av.Suat Ergin: "Usulden veya esastan davanın red olması, zamanaşımını kesmez." demiş.
Aslında soruyu şöyle sormak lazım: usulden red olan dava, konu ile ilgili olarak yeniden dava açılması noktasında, dava zamanaşımını kesmiş midir? (yani usulden red kararı değil, usulden redde konu olan davanın açılmış olması z.a. keser mi?)

Şöyle düşünün o zaman: Bir dava açtınız ve usulüne uygun olsun. Hatta bilirkişi raporu gelmiş ve davayı kazanmanız garanti olsun. Bu dava, zamanaşımını keser mi?
Old 13-05-2012, 15:46   #7
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın GECE,

BK m.133'e göre: "Alacaklı dâva zımnında mahkemeye müracaatla hakkını talep eylediği halde" zamanaşımı katedilmiş olur ve BK m.135'e göre de: "Müruru zaman katedilmiş olunca kat'ından itibaren yeni bir müddet cereyan etmeğe başlar". BK m.136/1: "Bir dâva ile katedilmiş olan müruru zaman, dâva devam ettiği müddetçe iki tarafın muhakemeye müteallik her muamelesinden ve hâkimin her emir ve hükmünden itibaren yeniden cereyana başlar." Dolayısıyla ikame olunan dava, tabii ki zamanaşımını keser.

Yalnız mesela: HMK m.115'e göre dava şartı noksanlığı varsa; HMK m.413'e göre tahkim itirazı ile v.s. mahkeme, davayı usulden reddeder. HMK m.20'ye göre görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde bu kararların kesinleşmesi tarihinden itibaren "iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir."; HMK m.150 muvacehesinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olabilir VE HMK m.150/7: "Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır" düzenlemesini havidir ve bu sebeple, davanın açılmamış sayılması kararı ile hiç talepte bulunulmamış gibi dava ikamesi ile oluşan tüm sonuçlar ortadan kalkar.

Bu durumlarda şayet somut durumunuza uymakta ve madde düzenlemesini karşılıyor vaziyette iseniz HMK m.20 dışında ayrıca: BK m.137'den: "Dâva veya defi, vazıyed eden hâkimin salâhiyeti olmaması veya tamiri kabil ve şekle müteallik bir noksan veya vaktinden evvel ikame edilmiş olması sebebi ile reddolunmuş olupta arada müruru zaman müddeti hitam bulmuş ise alacaklı hakkını talep etmek için altmış günlük munzam bir müddetten istifade eder." faydalanılabilir.

Müvekkilinizin davasının neden reddedildiğini ve tarihleri belirtmediğiniz için yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde somut olayınızı değerlendirebilirsiniz (diye düşünüyorum) ...

Saygılar...
Old 13-05-2012, 16:56   #8
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

1. Dava "açılmasıyla" borçlu temerrüte düşer. Yargıtay yeni kararlarında temerrüt için salt dava açılmasını değil "dava dilekçesinin usulune uygun tebliği"ni de gerekli saymaktadır.Davanın usulden reddolması veya görevsiz/yetkisiz mahkemede açılmış olması vb. durumlar davalının (borçlunun) temerrüte düşmüş olması sonucuna etki etmez.


2. "Gerçekten dava, zamanaşımını kesen sebeplerdendir. Dava devam ettiği sürece tarafların yargılamayla ilgili her işlemi ve hakimin emir ve kararları ile zamanaşımı kesilir ve yeniden işlemeye başlar. İşleyecek yeni zamanaşımı da asıl süre kadardır. Eğer açılan dava, düzelmesi mümkün bir şekil eksikliği ile sakat veya yetkisiz ya da görevsiz bir mahkemede açılmış ise, bu nitelikteki bir dava zamanaşımını kesmez, ancak davanın devamı sırasında zamanaşımı süresi dolmuşsa davacı ek süreden yararlanır” (2. HD. 1975/7766E. - 1975/9485K.)

Yukarıdaki Yargıtay Kararına göre ve Nevra Hanımın da belirttiği BK.137. maddesinin ters anlamından, görevsiz veya yetkisiz mahkemede açılan ve bu nedenlerle reddolunmuş olan davanın zamanaşımını kesici özelliği bulunmadığı sonucu çıkartılabilir.Zira madde bu esnada zamanaşımının dolabileceği ihtimalini düzenlemekle işlediği ve kesilmediği sonucunu da öngörmüştür . Yalnızca,tarafa eğer zamanaşımı bu sürede sona ermişse "60" günlük ek bir süre verilir. Maddedeki "düzelmesi mümkün şekil eksikliği" kavramını da dikkate almak ve "şekil noksanı" olan davanın usulden reddi hallerini de buna katmak gerekir.


Baki Kuru'ya göre ise yetkisiz veya görevsiz mahkemede açılan dava, iki haftalık sürede yetkili veya görevli mahkemede davaya devam etmek kaydıyla, zamanaşımını keser.(KURU,Usul, 2. Cilt, s. 1138 vd)
Old 20-11-2018, 14:08   #9
eser_29

 
Varsayılan

Kısmi Alacak-Belirsiz Alacak ayırımından ötürü dava usulden reddedilirse bu durumda da BK md.137'den istifade edilebilir, zamanaşımı kesilmiş gibi işlem yapılabilir mi?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Davanın açılması talimatını ispat? pallanco Meslektaşların Soruları 27 12-09-2020 10:51
düşmüş bir davanın yeniden açılması Av.mdogan Meslektaşların Soruları 2 26-04-2013 21:41
İdari Davanın Usulden reddi ve Açılacak Yeni Dava oguzhand0 Meslektaşların Soruları 6 27-10-2011 22:56
davanın reddi karizmavukat Meslektaşların Soruları 1 27-07-2010 07:22
Boşanma/Davanın Ve Karşı Davanın Kabulü/Karşı Davanın Temyizi Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 10-01-2008 21:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09255290 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.