Ev Işlerinden Sorumluluk ,Takılar, Eşe Tecavüze Teşebbüs

merhaba.ben 1 yıllık evliyim.çalışan bir bayanım,eşimle ilk tartışmamız düğünde takılan takıları ailesi alması bize vermemesi ben bu konuda çok direttim eşime onlar bizim hakkımız ne hakla alırlar die oda sen benim aileme laf söleyemezsin deyip beni dövdü.ilk sorunlar burdan çıkıp sonrada ufacık sorunlardan dolyı beni çok dövdü küfüre mahruz kaldım küfür ettiği için bende hep ondan ayrı yattım 1 ay ayrı yattığım oldu ve 1 ayın sonunda bir kere beni zorla yatağa fırlattı ve üstümü başımı zorla yırrtı hıçkıra hıçkıra ağlamasam bana nerdeyse tecavüz edecekti.ama bıraktı.ben aileme sığındım beni dövdü die oda arkamın olduğunu görünce beni dövmeyi bıraktı bu sefer eşyalara zarar vermeye başladı duvarlara yumruk.bende beni birdaha döversenn bu sefer polise şikayet edicem dedim odaa edersen eğer senin sonun olur dedi ve balkonda aşağı atar yada seni kıtır kıtır kesirim dedi bende korktuğum için evi tamamyile terkettim.şimdi ben dava açıçam güzellikle söledim bana evdeki bilezikleriimi vermiyorlar.şimdi ben bileziklerimi düğünde takılıpda ailesinin aldığı altınları alabilirmiyim yada şiddete mahrus kaldığım için tazminat açabilirmiyim.benimde evlilikde suçlarım oldu onlarda çalıştığım için ev biraz dağınık kalıyordu bende haftasonuna iş biriktiriyodum,birde eşim ya yaptığım yemeği beğenmiyordu yemiyordu bende ikincisini yapmıyordum aç kalıyordu yada kendi hazırlıyordu bu benim kusurum olurmu yada haftaiçi temizlik yapmamam kusurum olurmu?birde ben evlilikdeki sıkıntılarımı üniversiteden çok yakın samimi bi erkek arkadaşıma anlatmıştım msnde oda bana keşke evlenmeseydin bak okurken hayat negüzeldi birlikte çok vakit geçirdik sen ne hale geldin gibilerinden bana şeyler yazdı eski dönemi yad etmiştik bunda benim kusurum varmı çünkü eşim bukayıtları gösterip oda bana tazmianat açarım diyor.şimdiden teşekkürler lütfen acil cvp

Sayın Katılımcı;

Şiddetli geçimsizlik ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebepli boşanma davası açabilirsiniz. Açtığınız dava içinde, boşanmaya neden olan olaylarda eşinizin KUSURLU ya da daha fazla kusurlu olduğunu kanıtlamak durumundasınız.

Fiziki ve cinsel şiddete maruz kaldığınızı, küfür ve hakaret gördüğünüzü tanık dahil her tür delil ile ispatlayabilirsiniz.Varsa, doktor raporu, savcılık soruşturması, mektup vs.. En yakın akrabalrınızın tanıklığından yararlanmanız mümkündür.

Evlilik birliği içinde eşler birlikte yaşamak, birbirlerine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Sizin de çalışıyor olmanız, eşinizin ev işlerinde size destek ve yardımcı olmasını gerektirir.

Yine sorunuzda belirttiğiniz msn görüşmelerinizin aleyhinize değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ise, tamamen görüşmelerin içeriğine ve hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı ile ilgilidir. Hakim gerekli değerlendirmeyi yapacaktır.

Tarafların karşılıklı kusurlu olmasında da, anlattığınız olayda boşanma kararı verilebilecektir. Maddi ve manevi tazminat istekleri ve varsa nafaka istekleri de yukarıda belirtiğimiz gibi KUSUR durumuna göre çözümlenecektir. Fiziksel şiddet gördüğünüzü ispatlamanız halinde, kişilik haklarınızın zarara uğraması nedeni ile manevi tazminata hükmedilebilecektir.

Aile mahkemesi yargıcı her iki tarafın iddia ve savunmalarını, göstereceği delilleri değerlendirip, adaletli bir karar vermeye çalışacaktır.

Ziynet eşyaları ile ilgili davanızı ise ayrıca açabilirsiniz. Düğünde takılan ziynetler kadının şahsi malı kabul edilir ve kadına aittir. Ancak bunların eşinizin ailesinde kaldığını, sizin elinize hiç geçmediğini SOMUT bir biçimde özellikle kanıtlamanız gerekecektir.

Sayın Katılımcı;

Mevcut hukuki probleminiz için bir avukatın DOĞRUDAN desteği ile hareket etmeniz son derece YARARLI olacaktır.

Gerek boşanma davanızın yürütülmesi gerekse ziynet eşyalarınızla ilgili talep ve davanızın ispatında hak kaybına uğramamak için hukuki yardım alınız.

Aksi halde hak kaybına uğrarsınız.

Maddi durumunuzun avuktalık ücreti ödemeye elverişli olmadığını ispatlamanız halinde, bulunduğunuz yer il barosu tarafınıza ücretsiz olarak avukatlık hizmeti sağlayacaktır.

Saygılarımızla,

Alıntı: çalıştığım için ev biraz dağınık kalıyordu

Alıntı: bende haftasonuna iş biriktiriyodum

Alıntı: ,birde eşim ya yaptığım yemeği beğenmiyordu yemiyordu bende ikincisini yapmıyordum aç kalıyordu yada kendi hazırlıyordu bu benim kusurum olurmu

Alıntı: yada haftaiçi temizlik yapmamam kusurum olurmu?

Sn.Katılımcı

Meslektaşımın yanıtlarına tamamen katılıyorum.

Ev işlerinden eşlerin sorumluluğu konusunda ek yapmak istiyorum.

Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Kadınlara karşı her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) 1979 yılına kabul edildi..

Günümüzde pek çok kişinin “Uluslararası Kadın Hakları Bildirgesi” olarak da
tanımladığı CEDAW, kadınlara karşı yapılan her türlü cinsiyete dayalı
ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve kadınların insan haklarını korumak amacına
yönelik yasal standartları bir araya getiren ve taraf ülkeler üzerinde bağlayıcı
niteliği olan tek uluslararası hukuk aracıdır.

CEDAW sözleşmesi kadınlara karşı ayrımcılığın tarih boyunca ve günümüzde dünyada
gösterdiği yaygınlık ve çeşitliliğin doğal bir sonucu olarak içeriği itibariyle
çok yönlü ve geniş kapsamlı bir metindir.

Sözleşme, taraf devletlerde kadınların kanun karşısında eşitliğinin sağlanmasının ötesine geçerek, kadınların (medeni hallerine bakılmaksızın) siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamda erkeklerle eşit konumda olmaları ilkesini benimsemekte, devletleri bu amaçları
hızla gerçekleştirmek için özel geçici önlemler almaya yöneltmekte ve kadınlarla
erkekleri ayırımcı kalıp yargılarla tanımlayan geleneksel ve kültürel davranış
kalıplarını ve tutumları dönüştürmek için önlem almaya zorlamaktadır.

Bu bağlamda CEDAW sözleşmesi hem yasalarda, hem de gerçek yaşamdaki ayırımcılığın ortadan kaldırılması, kamu yaşamında olduğu gibi özel yaşam ve özellikle aile ilişkilerinin ayırımcı kalıp yargılar ve davranışlardan arındırılmasını evlilikte ve sona ermesinde eşitlik ilkesini benimsemektedir.

Türkiye 1985 yılından bu yana sözleşmeye taraf olmasına karşılık sözleşmenin pek çok gereğini yakın zamana kadar yerine getirmemiştir.

Örneğin 1 Ocak 2002 Tarihine kadar yürürlükte olan Medeni Kanuna göre ;

1-Evin reisi erkekti.

2-Aile konutunu erkek seçerdi.

3-Kadının ve çocukların geçiminden erkek sorumluydu.

4-Çocukların velayetinin kullanılmasında anlaşmazlık çıkarsa erkek eşin reyi daha değerliydi.

5-Kadın eşinin yardımcısıydı ve ev işlerinden sorumluydu.

Hatta Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen düzenlemeye göre kadının çalışması erkeğin iznine bağlıydı.

Sözleşmeye aykırı düzenlemeler içeren Medeni Kanujn değişti.

Sözleşmenin ruhuna büyük ölçüde uyum sağlayan ve 1 Ocak 2002 tarihinden bu yana yürürlükte olan 4721 sayılı Medeni Kanuna göre ;


1-Evlilikte reislik kavramı kaldırılmıştır.

2-Aile konutunu eşler birlikte seçebilirler.

3- Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.

4-Velayet hak ve sorumluğunda eşitlik vardır. Eşler çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.

Kısaca sayılan düzenlemelere bakıldığında ev işlerinden kadının sorumlu olacağına dair hiçbir düzenleme yasada bulunmamaktadır.Daha da ileri giderek çocuk bakımı eğitimi ve gözetiminde eşler birlikte sorumlu tutulmuşlardır.

CEDAW anlaşması ve Yeni Medeni Kanun beraber değerlendirildiğinde pek çok bakımdan eşit hak ve özgürlük ve itibara sahip olan eşlere geleneksel roller dayatılamaz .

Her iki eşte çalışıyor, para kazanıyor ve eşit koşullara sahip oluyorken,çalışan kadının eve geldiğinde ev işlerinden tek başına sorumlu olması düşünülemez.

Hayat ve yasalar değişmiştir ve eşler bu değişimin gereğine uymakla yükümlüdür.Kadının çalışması ev işlerini aksatmaması koşuluna bağlanamaz.Diğer taraftan hukuk uygulayıcıları da değişen yasal düzenleme ve sözleşmenin gereğine göre karar vermek durumundadır.

Yani sadece eşler değil,herkes sözleşmeye uymakla yükümlüdür.

SONUÇ:Taraf olduğumuz CEDAW sözleşmesi iç hukuk düzenlemesi niteliğindedir ve yargılama sırasında mutlaka ileri sürülmeli ve kadına karşı cinsiyetinden kaynaklanan ayrımcılık yasağı hatırlatılmalıdır..

Bu sözleşmenin metnine ve amacına aykırı bir karar verilecek olur ise Türkiye’nin 2002 yılında kabul ettiği İhtiyari Protokole dayanarak Komiteye şikayet hakkı mevcuttur.

Bu konuda mutlaka bir avukattan hukuki destek almanızı öneriyoruz.

ben cvp alabilceğimi hiç düşünmemiştim çok mutlu oldum yüreğinize sağlık hepinizin.yalnız beni dövdüğüne dair yada küfür hakaret ettiğine dair somut delilim yok sadece o beni dövdüğünde ben aileme sığınarak bana yaptıklarını anlattım bu şekilde şahidim var ama ailem görmedi döverken çünkü biz eşimle yalnız yaşıyoruz.ANNEM BABAM ABLAM ENİŞTM KArdeşim arkadaşlarım anlattıklarımdan dolayı şahitler.aynı şekilde düğünde takılan takılar içinde vermediler altınları die aileme anlatark biliyolar benim bu şekilde delilerim var.msne konuşmasına gelince evlilik sıkıntılarımı anlattım arkadaşıma bide eski anılarımız yad ettik arkadaşım okuduğumuz okulu ziyaret etmiş bana çok değişmiş okulumuz güzel olmuş dedi takıldığımız cafe bile güzel olmuş dedi hala püfür püfür esiyor dedi bende ewt bir kere oturduğumuzda çok üşümüştüm ben sen ceketini vermiştin sarılmıştın bana dedim oda ewt evlisin artık kapat bu konuları eşinle mutlu olmaya bak dedi bundan ibaret konuşma.eşimle birgün biraraya gelip bana o evlilikte yaptıklarını küfür dayak cinsel zorlama ailesinin altınları alıp vermemesi şeklinde kendi ağzından konuşacak şekilde telefonuma ses kaydı yapsam bu delil olurmu yani ben sen bana bunları yaptın deyip oda anlatacak şekilde kayıt çünkü ben mahkemede dövdü desem inkar edicek ewt yaptım demez.birde eşim diyorki biz evlenmeden önce eşyaları aldık ve senetler eşimin üstüne ama evlendikten sonra ikimiz ödedik hepsini bana diyorki bana dava açarsan eşyalarda hiçbi talebin olmaz diyor çünkü evlenmeden önce onun üstüne olduğu için bu nekadar doğru??lütfen yardım edin cvp yazın bana teşekkürler..

Sayın Konuk,Ses kaydını delil olarak kullanabilmeniz mümkün değildir,çünkü;bu kanunumuz tarafından hukuka aykırı delil olarak kabul edilmektedir.Telefonları hakim kararı olmadan dinlemek ve bu görüşmeleri kayıt altına almak hukuka aykırı bir davranıştır ve mahkemece dikkate alınmıyor.

Bu sebeple hakime bu talebinizi iletmeniz daha doğru olabilir diye düşünüyorum,çünkü aksi halde bu görüşmeyi kayda alırsanız aynı zamanda bir suç işlemiş olacaksınız.Çünkü bu fiil Haberleşmenin Gizliliğini İhlal kapsamına girmektedir ve kanun bu konuda şöyle bir düzenleme getirmiştir;

Haberleşmenin gizliliğini ihlal;

MADDE 132 -
1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Ve aynı zamanda 'Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve İzinsiz kayda alınması' da Türk Ceza Kanunu tarafından bir suç olarak kabul edilmektedir ve şöyle bir düzenleme getirmiştir;

-Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması-
MADDE 133 -

1) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerden biri işlenerek elde edildiği bilinen bilgilerden yarar sağlayan veya bunları başkalarına veren veya diğer kişilerin bilgi edinmelerini temin eden kişi altı aydan iki yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu konuşmaların basın ve yayın yoluyla yayınlanması hâlinde de aynı cezaya hükmolunur.


Bu sebeple hak arayışınızda haklı iken haksız duruma düşmemeniz için böyle bir şey yapmanız elzem ise hakime gerekli durumu izah ederek izin almanız gerekir.


Msn konuşmalarında belirttiğiniz kadarıyla evlilikte sadakat yükümlülüğüne uymayacak bir tutumun var olup olmadığı hakimin görüşüne bağlıdır.

Uğradığınız fiziksel şiddeti raporlarla kanıtlayamamanız halinde bundan haberdar olan tanıklar dinlenebilir.

Sizin evlilikten önce aldığınız eşyalar neticede evlilik içerisinde birlikte kullanmanız niyetiyle alınmıştır.Daha sonrasında senetleri birlikte ödediğinizi belirtiyorsunuz.Evliliğinizde mal paylaşımı konusunda herhangi bir mal rejimi seçmemişseniz yasal olarak Edinilmiş Mallara Katılma Rejimine tabi olmaktasınız.

Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi'ne göre şahsi eşyalarınız;kişisel ihtiyaçlarınıza yönelik olan eşyalar,tarafların evlenmeden önce sahip oldukları mallardır.Sizin söylediğiniz üzere evlilik için almış olduğunuz eşyaları,eşiniz ödediği için kişisel malı olarak görülebilmekte ise de tarafların evlenmelerinden başlayarak emekleri karşılığında edindikleri mallar,yâni yaptıkları iş ya da meslek sebebiyle elde ettikleri kazançlardan edindikleri mallar da edinilmiş mallar olarak geçmektedir.Sonuçta bu eşyaların ödeme yükümünü birlikte gerçekleştirmişsiniz.


Bir avukat ile bu duruşmayı sürdürmenizde yarar olacaktır.