Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Nitelikli Dolandiricilik

Yanıt
Old 17-11-2006, 13:33   #1
Av.Ceylan Pala Karadağ

 
Varsayılan Nitelikli Dolandiricilik

Ders Gibi BeraatOğlunun tedavisi için başkasına ait yeşil kartı kullanmak isteyince nitelikli dolandırıcılıktan mahkum olan kadını Yargıtay kurtardı: Basit yalan hile değildir, başkasına zarar vermemiştir
Yargıtay oğlunu tedavi ettirebilmek için komşusunun yeşil kartını kullanan annenin 'nitelikli dolandırıcılık' suçundan mahkumiyetini bozdu ve beraat istedi. Yargıtay emsal sayılacak kararında nitelikli dolandırıcılığın tarifini de ayrıntılarıyla açıkladı. Karara konu olan olay Konya'da yaşayan S.K. adlı kadının 1990 doğumlu oğlu H.K'nın elinden yaralanmasıyla başladı. Sağlık güvencesi olmayan S.K, komşusunun 2000 doğumlu oğluna ait yeşil kartı alıp kendi oğluna aitmiş gibi tedavi için Konya Devlet Hastanesi'ne gitti. Ancak doğum tarihlerindeki farkı anlayan doktor ihbar edince 'nitelikli dolandırıcılık' suçundan dava açıldı ve çaresiz anne mahkum oldu.


BAŞKASINA ZARARI YOK

Annenin imdadına Yargıtay 11. Ceza Dairesi yetişti. Daire mahkumiyet kararını bozarak oybirliğiyle anne S.K.'nın beraatine karar verdi. Emsal teşkil edecek kararda; 'belgeyi denetleme görevi olan doktorun ilk bakışta durumu anlaması nedeniyle dolandırıcılık suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığına' dikkat çekilerek nitelikli dolandırıcılık suçunun nasıl oluşacağına şöyle açıklık getirildi:

'Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için fiilin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Yalan belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olma, sergileniş açısından mağdurun denetleme olanağını ortadan kaldırmalıdır. Kullanılan hile ile mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu kandırıcı davranışlarla yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.'


DAVRANIŞ ALDATICI OLMALI

'Hilenİn kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı dikkate alınmalıdır. O halde hileli davranışın aldatacak nitelikte olması gerekir. Basit bir yalan hileli hareket olarak kabul edilemez. Olaysal olarak değerlendirme, hileli hareketin ne olduğu, mağdur üzerindeki etkisi, kandırabilecek bir hareket olup olmadığı, mağdurun iyi niyeti ve güven duygularının suiistimal edilip edilmediği araştırılmalıdır.'

Haberin Kaynağı: Star Gazetesi / http://www.stargazete.com/index.asp?haberID=104248
Old 10-02-2007, 19:01   #2
Fishman

 
Varsayılan

Bu yargıtay kararının nomara ve tarih bilgilerini bildirebilirsiniz sevinirim
Old 22-02-2007, 11:11   #3
AV.ELİF GÖKDEMİR

 
Varsayılan

Sayin Fİshman Ben Yenİ Üye Oldum; EĞer Sorunuza Cevap Alamadiysaniz Yargitayin 05.06.2006 Tarİhlİ Esas:2006/144karar:2006/5115'dir.
Old 21-05-2008, 12:56   #4
av.semozgur

 
Acil

Sn.Av.Elif Gökdemir ve bilgisi olan diğer meslektaşlarım;
Esas ve karar no'sunu belirtmiş olduğunuz Yargıtay kararının metni elinizde var ise paylaşabilir misiniz?İlginiz ve yardımınız için şimdiden teşekkürler.Saygılarımla.
Old 21-05-2008, 16:13   #5
sultanisik

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Ceza Dairesi
Esas: 2005/144
Karar: 2006/5115
Karar Tarihi: 05.06.2006
ÖZET: Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. O halde hileli davranışın aldatacak nitelikte olması gerekir. Basit bir yalan hileli hareket olarak kabul edilemez. Olaysal olarak değerlendirme, hileli hareketin ne olduğu, mağdur üzerindeki etkisi, kandırabilecek bir hareket olup olmadığı, mağdurun iyi niyeti ve güven duygularının suiistimal edilip edilmediği araştırılmalıdır.
(5237 S. K. m. 157, 158) (765 S. K. m. 503, 504)
Nitelikli Doland
ırıcılık suçundan sanık Sadika'nın yapılan yargılaması sonunda: Mahkumiyetine dair Mardin İkinci Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 04.10.2005 gün ve 2005/444 Esas, 2005/135 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığının onama isteyen 26.12.2005 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü;
1- Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; fiilin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Yalan belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olma, "sergileniş açısından mağdurun denetleme olanağını ortadan kaldırmalıdır. Kullanılan hile ile mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu kandırıcı davranışlarla yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. O halde hileli davranışın aldatacak nitelikte olması gerekir. Basit bir yalan hileli hareket olarak kabul edilemez. Olaysal olarak değerlendirme, hileli hareketin ne olduğu, mağdur üzerindeki etkisi, kandırabilecek bir hareket olup olmadığı, mağdurun iyi niyeti ve güven duygularının suiistimal edilip edilmediği araştırılmalıdır.
1990 doğumlu oğlu Hakkı'nın elinin yaralanması sonucu komşusunun 2000 doğumlu oğlu Rıdvan'a ait <Yeşil Kart'ını alarak Nusaybin Devlet Hastanesinde ortopedi uzmanına muayene ettirmek isterken doktorun doğum tarihini fark etmesi sonucu yakalanması şeklinde gelişen olayda; sanığın hastane yetkililerini aldatabilecek nitelikte hile oluşturacak biçimde bir davranışının bulunmadığı gibi, muayene için gelen kişilerin ibraz ettiği belgedeki kişi olup olmadığını denetleme görevi bulunan görevli doktorun muayene edilen çocuğun kart sahibi olmadığına ilk bakışta anlaması nedeniyle dolandırıcılık suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden beraatı yerine yazılı gerekçelerle mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Kabul ve uygulamaya göre;
Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasa hükümleri ayrı ayrı olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırması suretiyle lehe olan hükmün 5252 sayılı Yasanın 9/3 maddesi uyarınca belirlenmesi gerektiği gözetilmeyerek denetime olanak vermeyecek şekilde soyut ifadeyle 765 sayılı Yasanın lehe olduğunun kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Sonuç: Yasaya aykırı sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.06.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Old 23-05-2008, 16:36   #6
av.semozgur

 
Varsayılan

Sayın Sultanisik,değerli zamanınızı ayırarak kararı eklediğiniz için çok teşekkür ederim.Saygılarımla.
Old 26-05-2008, 10:59   #7
sultanisik

 
Varsayılan

Sayın av.semaozgur ben teşekkür ederim.Faydalı olduysam memnun oldum..Saygılar..
Old 26-08-2008, 11:19   #8
Av.Kadir Altunbas

 
Varsayılan

İlginç bir karar. Dolandırıcılık suçunun unsurları oluşmuştur, ancak teşebbüs aşamasında kalmıştır. Beraat kararı verilmesi doğru değildir.
Old 30-08-2008, 22:47   #9
Av. Semra CANPOLAT

 
Varsayılan

Yargıtayın kararına katılmaktayım. Zira Ceza hukukunda hileden söz edebilmek için basit bir hile yeterli olmayıp,bunun bir takım hileli davranışlarla teyit edilmesi,ortaya çıkarılması hatta ve hatta ustaca sergilenmesi gerekir. Söz konusu durumu sağlık görevlisinin denetleme yükümlülüğü bulunduğundan ve ilk bakışta durum fark edildiğinden suçun yasal unsuru olan hileli davranışın ustaca sergilenmediği açıktır. Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için failin hileli davranışları ile mağdurun karar verme yeteneğini olumsuz olarak etkilemesi gerekir. Olayımızda bu durum gerçekleşmemiştir. Kaldı ki zorda kalan bir annenin sırf oğlunu tedavi etmek amacıyla çocuğundan 10 yaş küçük birinin karnesini kullanarak tedavi ettirmeye çalışmasından dolayı anneye dolandırıcılıktan hüküm giydirmek hakkaniyete aykırılık teşkil edecektir. Saygılarımla...
Old 01-09-2008, 14:32   #10
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Yargıtayımız bence çok açıklayıcı, hakkaniyete uygun bir karar vermiştir.
Nitelikli dolandırıcılıktan bahsedebilmek için basit yalanı aşmış ve mağdurun karar verme yetisini engelleyecek derecede hilenin varlığının gerekliliği vurgulanmıştır.
Ayrıca Yargıtay söz konusu suçun unsurları açısından tamamlanmadığını söylemiştir.
Bence bu olayda suç tamamlanmış olsa dahi "zorunluluk hali" söz konusudur. Kişiye ceza verilmemesi gerekir.

Alıntı:
(2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.

Bir annenin sosyal güvencesi olmayan çocuğuna yönelik bir hastalık tehdidini savurmak amacıyla kamuyu zarara uğratması suç olmakla birlikte sorumluluğu ortadan kaldıran bir neden olarak "zorunluluk hali" uygulama alanı bulmalıdır.

Saygılar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İs Yapma Vaadi İle Dolandiricilik ziya onsoz Hukuk Soruları Arşivi 2 15-01-2007 01:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06050396 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.