Evlilik Öncesi Yüksek Miktarli Borç Boşanma Nedeni Olur Mu ?

Eşin evlilik öncesi döneme ait yüksek miktarda (örneğin 500.000 TL üzerinde) borcu bulunması ve bu durumu evlenmeden önce karşı tarafa söylememiş olması evlilik içinde karşılıklı güveni sarsan bir olay mıdır ve boşanma nedeni olur mu ?
Bu konuda elinde Yargıtay Kararı bulunan arkadaşlardan yardım talep ediyorum. Yardımcı olacaklara şimdiden teşekkürlerimi sunarım..

Sayın meslektaşım sonuçta bu borç evlilik ile eşi de etkileyecek olup, eşin bunun yeni eşten saklaması güven sarsıcı bir devranış olarak algılanabilir. Ama burada kanımca borcu eş adayının bilmesine borçluca engel olunacak davranış sergilenmiş mi yada makul durumlarda eş adayı bu borcu tespit edebilecek durumda mıydı soruları da sorulmalı ve hayatın olağan kriterleri de dikkate alınmalı yani borçluluk tek başına güven sarsıcı sayılmamalıdır.

Bence, borcunun olması değil, borcun ödenmemesini alışkanlık haline getirmesi ya da borcun varlığının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmesine engel olması, boşanma nedeni sayılmalıdır.

Bildiğim kararlar:

2. HD, 1998/3172 E, 1998/5076 K: "Borcunu ödememeyi alışkanlık haline getirme temelden sarsılmalıdır."

2. HD, 2002/2171 E, 2002/2744 K: "Aşırı şekilde borçlanarak birçok icra takibine sebep olmak boşanma nedenidir."

Yorum ve cevaplar için teşekkür ederim. Olayı biraz açmak gerekirse serbest meslek icra etmekte olan eş evlilik öncesinde müstakbel eşine, işi nedeniyle piyasaya yaklaşık 230.000 TL borcu olduğunu söylemiş karşı taraf da bu miktar borcu birlikte çalışarak ödeyebileceklerini söylemiştir.
Fakat evlilikten çok kısa bir süre sonra, borcun bu kadar olmadığı, şimdilik belirli olan borcun 750.000 TL civarında olduğu ortaya çıkmış daha da kötüsü, verilen senet ya da kefaletler nedeniyle başka borçların da ortaya çıkabileceği, bu borcun 1.500.000 TL ye kadar çıkabileceği bildirilmiştir.
Evlilik öncesinde eşlerin birbirlerinin ticari defterlerini incelemesi gibi evlilik birliğinin temel unsuru olan karşılıklı güvene çok ters bir yükümlülüğü bulunmadığını düşünüyorum. Henüz ihtar,icra takibi,haciz vs. yasal işlemlerin başlamamış olması nedeniyle kimsenin bilmediği bu borcu müstakbel eşin evlilik öncesi bilebilmesi ise mümkün değildir.
Ancak evlilik sonrasında borcun oluşumunda hiçbir katkısı olmayan eşten bu borç yükünün altına girmesinin beklenemeyeceğini düşünüyorum.

T.C. YARGITAY

2.Hukuk Dairesi
Esas: 2012/22241
Karar: 2013/8138
Karar Tarihi: 25.03.2013


BOŞANMA DAVASI - KOCANIN MÜSRİF YAŞAM TARZIYLA ÇEVREYE BORÇLANDIĞI VE MALİ YÖNLERDEN GÜVEN SARSICI DAVRANIŞLARININ BULUNDUĞU - TARAFLAR ARASINDA ORTAK HAYATI TEMELİNDEN SARSACAK DERECEDE GEÇİMSİZLİK OLDUĞU - BOŞANMAYA KARAR VERİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden kocanın müsrif yaşam tarzıyla çevreye borçlandığı ve mali yönlerden güven sarsıcı davranışlarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.

(4721 S. K. m. 166)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden kocanın müsrif yaşam tarzıyla çevreye borçlandığı ve mali yönlerden güven sarsıcı davranışlarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple bozulmasına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25.03.2013 (¤¤)


Sizin davanızda ispat etmeniz gerekecek olan husus davalının mali açıdan borçlanarak ailenin ekonomik sorumluluğunu yerine getirmemesi olacaktır. Zaten yüklü miktarda borç olması sebebiyle davalı mali açıdan üzerine düşen görevleri yerine getiremiyor durumdadır muhtemelen şu şartlarda.
Buna dair üstte eklediğim Yargıtay kararı da faydalı olacaktır.
Diğer bir husus eş evlenmeden önce her ne kadar bir miktar borçlu olduğunu söylese de gerçekten borçlu olduğu miktarla belirttiği miktar arasında büyük fark var.Mahkemede delillerle ve tanıklarla bu hususu da ispatlayarak davalının müvekkilinize yalan söylediğini belirtebilirsiniz.
Davalının bu şekilde yalan söylemesi de güven sarsıcı bir hareket olup boşanma nedenidir.