Çevrenizdeki herkesin hukukla ilgili ahkam kesmesi

Merhaba sevgili meslektaşlarım...
Son zamanlarda beni çok fazla bunaltan bir hususu sizinle paylaşıp dertleşmek istedim. Eminim benim gibi sizlerin de birçok kez başına gelmiştir benzer olaylar. Ben bir şirkette avukat olarak görev yapıyorum. Şirkette diğer birimlerde çalışan arkadaşların sürekli kulaktan dolma hukuki bilgileri ile ahkam kesmelerine maruz kalmaktan sıkıntı geldi artık. Her ne kadar onları susturmayı başarsam da canımı sıktıkları da bir gerçek. Sizin de başınıza bu tarz şeyler geliyor mu, nasıl karşılıyorsunuz öğrenmek istedim. Saygılar...

Hukukçu olmayanları baz alacak olursak, kendi adıma ahkam kesenine rastlamadım. Ancak fikir sahibi olan çok. Ben fikrine ve fikrine ilişkin sorusuna cevap verdiğimde tatmin olmamışsa eğer "Hımm ne biliyim öyle diyorlar..." diyen çok ama

Alıntı: Yazan av.m.kılıç Merhaba sevgili meslektaşlarım... Son zamanlarda beni çok fazla bunaltan bir hususu sizinle paylaşıp dertleşmek istedim. Eminim benim gibi sizlerin de birçok kez başına gelmiştir benzer olaylar. Ben bir şirkette avukat olarak görev yapıyorum. Şirkette diğer birimlerde çalışan arkadaşların sürekli kulaktan dolma hukuki bilgileri ile ahkam kesmelerine maruz kalmaktan sıkıntı geldi artık. Her ne kadar onları susturmayı başarsam da canımı sıktıkları da bir gerçek. Sizin de başınıza bu tarz şeyler geliyor mu, nasıl karşılıyorsunuz öğrenmek istedim. Saygılar...

Sayın Kılıç

TABİKİ yalnız değilsiniz. Heeeeer zaman böyle işgüzarlarla karşılaşıyoruz. Ben kendi adıma, bana hukuki danışma için gelip bana akıl öğretenlerle bile karşılaşıyorum.

İlk başlarda ben de çok sinirleniyordum. Fakat şimdi hiiiç sinirlenmiyorum, "Dediğin gibi git yap bakalım noluyor" diyorum. O zaman şüpheye düşüyorlar

Yöneltilen soruya doğru cevabı vermek en önemlisidir. Bazen müvekkillerimizin kafasını karıştıran hususlar olabiliyor. Bu hususları da sabırla aydınlatmak yine bize düşüyor diye düşünüyorum.

Siz sinirinizi bozmayın, metin olun. Daha çoook şeylerle karşılaşacağız.

Haklısınız galiba en iyisi böyle şeyleri kafaya takmamak..Sanırım son zamanlarda meslekten sıkılmaya başladım, onun da etkisiyle büyütüyor olabilirim

Alıntı: Merhaba sevgili meslektaşlarım... Son zamanlarda beni çok fazla bunaltan bir hususu sizinle paylaşıp dertleşmek istedim. Eminim benim gibi sizlerin de birçok kez başına gelmiştir benzer olaylar. Ben bir şirkette avukat olarak görev yapıyorum. Şirkette diğer birimlerde çalışan arkadaşların sürekli kulaktan dolma hukuki bilgileri ile ahkam kesmelerine maruz kalmaktan sıkıntı geldi artık. Her ne kadar onları susturmayı başarsam da canımı sıktıkları da bir gerçek. Sizin de başınıza bu tarz şeyler geliyor mu, nasıl karşılıyorsunuz öğrenmek istedim. Saygılar...

Sayın av.m.kılıç;

Zaman içerisinde ahkam kesenlere alışacak, kendinize olan güveniniz arttıkça umursamaz olacaksınız.

Ahkam kesilmeyen bir alan yok ki zaten. Mesela tıpla ilgili herkesin bir fikri vardır ve hekime giden bir kısım hasta, beklediği (daha önce araştırmıştır kendi çapında ) reaksiyonu ve teşhisi/tedavi yolunu duyamayınca "ama ben internette şöyle okumuştum" demekten geri kalmaz ve hekimlerin bu durum hiç ama hiç hoşuna gitmez.

Aynı şekilde büromuza gelen şahısların benzer yaklaşımlarına muhatap oluyorsak da zaman içinde edindiğimiz tecrübeler ile sinirlenmeksizin isabetli yaklaşımın ne olduğunu çoğu zaman kendilerine izah edebiliyor, sanal alemdeki bilgi kirliliğinin yanıltıcı tarafını ortaya koyabiliyoruz.

Bunu genele yayabilir ve birçok alanda, o işle ilgili en ufak bir deneyimi/eğitimi olmamasına rağmen kimilerinin, işin uzmanı olan şahıslara ahkam kestiğini gözlemleyebiliriz.

Bir inşaatın yapım aşamasında mühendislere "hocam merdiven aralıkları çok dar olmamış mı?" ya da "kolonlardaki demirler ince mi oldu ne?" vb. eleştirilerini rahatlıkla yapan birilerini görebiliriz.

Buna benzer şekilde, ressamın eserine "ben daha iyisini çizemezsem şerefsizim" şeklinde yaklaşanlar azımsanmayacak kadar fazladır.

Başta da ifade ettiğim gibi, işyerinizde hukukçu olmadığı halde yalan yanlış bilgilerle ahkam kesenlerin seslerinin sizin için zaman içerisinde cılızlaştığını göreceğinizden eminim.

Saygılarımla..

Çok haklısınız, aslında ben de aynısını düşünmüştüm. Ahkam kesilmeyen meslek gerçekten yok denecek kadar az. Ama ben kendi şahsım adına uzmanlık gerektiren mesleklerle karşılaştığımda empati yaparak çok fazla müdahale edip ahkam kesmemeye çalışıyorum.
Doktor, mühendis ya da mali müşavirden işini daha iyi bilme ihtimalimiz yok. Zamanla kendinize güveniniz arttıkça umursamaz olacaksınız demişsiniz. Aslında güven sorunum olduğundan değil tepkim, mesleğin biraz da toplum nezdinde basite alındığını düşünüyorum. Herkesin bir fikri var gerçekten de işin içinde olmadıkları için dışardan basit gözüküyor galiba

Alıntı: Yazan av.m.kılıç Çok haklısınız, aslında ben de aynısını düşünmüştüm. Ahkam kesilmeyen meslek gerçekten yok denecek kadar az. Ama ben kendi şahsım adına uzmanlık gerektiren mesleklerle karşılaştığımda empati yaparak çok fazla müdahale edip ahkam kesmemeye çalışıyorum. Doktor, mühendis ya da mali müşavirden işini daha iyi bilme ihtimalimiz yok. Zamanla kendinize güveniniz arttıkça umursamaz olacaksınız demişsiniz. Aslında güven sorunum olduğundan değil tepkim, mesleğin biraz da toplum nezdinde basite alındığını düşünüyorum. Herkesin bir fikri var gerçekten de işin içinde olmadıkları için dışardan basit gözüküyor galiba

Güven sorununuz olduğunu düşünmemiş, sadece kendinize olan güveninizin mutlaka artacağına atıfta bulunmuştum.

Ayrıca cahil insana her şey basit gelir ve her işin üstesinden gelebileceğine inanır.

bknz: http://gazozagaci.blogcu.com/cahil-c...ndromu/7592927

Peşin not: Hukuki bilmemenin mazeret sayılmadığı bir sistemde insanların ahkam kesme hakkına saygı duyuyorum.

İnsanlar artık internet arama motorlarından bilgiye kolaylıkla erişiyor. Ancak bilginin kaynağının sağlamlığı kimsenin umrunda değil. O yüzden de size sormadan önce bir internet araştırmasıyla fikir sahibi oluyor ve sizinle örtüşmeyen yazılara itibar edip sizin söylediklerinize şüpheyle yaklaşabiliyorlar. Çünkü olaya "oraya yazan da avukat bizim şirkette çalışan da avukat" diye bakıyorlar. Bunu aşmak için verdiğiniz bilgileri zamanın teyit etmesi gerek. Sizin aktardıklarınız gerçekleştiğini gördükçe insanların da sizin bilginize olan güveni artıyor ve ahkam kesme işi sona eriyor.

Aslında bu yaklaşım farklı şekilde tezahür etse de bizler için de geçerli. Ben bir konuyla ilgili araştırma yaparken THS'ye yönlendiğimde konuya cevap yazan üyelere göre bilgiye itimat edip etmeyeceğime karar veriyorum. Örneğin Bülent Sabri Akpunar imzalı bir mesaj gördüğümde artık başkaca kaynak araştırma ihtiyacı hissetmiyorum. Ama başka üyeler aynı şeyi yazmış olsa bile bilgiyi teyit etmeye çalışıyorum.

Sayın meslektaşım ben bizzat kanun maddesini bire bir okuyarak anlattığım bir meselede (hatta mesele o kadar netti ki yorumumu dahi yapmadım) "o öyle değil" şeklinde yorum yapmış müdür biliyorum.

Kanun maddesini saçma bulanlar da çıkabilir, kendine göre hukuk anlayışı geliştirenler de... Sabırlı olmak gerekir.

Bu biraz da avukatın tavrı ile ilgilidir. Avukat, hukukla ilgili konuşurken karşısındaki kişi dostu, arkadaşı, akrabası vs. olsa bile, "net, tutarlı, kesin ve kararlı" konuşmalıdır. Dost sohbeti şeklinde hukuk konuşmamak lazım. Aksi takdirde, farklı farklı yorumlar gelebilir.

Merhabalar,
Asıl sorun hukuk ile hiç ilgisi olmadığı halde ahkam kesenler değil, yaptığı iş itibariyle memuriyetin başında amirin gördüğünü doğru sayan hukuk uygulayıcılarıdır.

Zira hukuka yabancı olması normal olan kişiler yorumlarında ısrarcı olmadıkları gibi beyanlarının yorumdan öte bir bağlayıcılığı yoktur.

Ancak hukuku uygulamak durumunda olanların bilgisizlikleri nedeniyle yorumlarında ısrarcı olup, kendilerine göre uygulamalara vucut vermeleri asıl en can sıkıcı meseledir.

Örneğin bir kalem müdürü, ihtiyati tedbir kararını uygulamak için uyaptan davalının malvarlığını sorgulamanın mahkemenin tarafsızlık ilkesini yok sayacağını ve bu nedenle yerine getirmeyeceğini,
bir tapu memurunu, mal sahibi yada mahkeme kararı olmadan kimseye göstermeyeceğini,
bir kamu görevlisi benzer kurumlardaki uygulamanın aksine kendilerinin bir konuyu böyle uygulayacağını,
bir icra müdürü çoğunlukla kanunun kendi bildiği olduğunu

söylemekten, söylemekte inat etmekten ve en acısı uygulamaktan geri durmazken sıradan yurttaşların fikir beyanından öteye geçmeyen masumane beyanların takılmamak gerekir diye düşünüyorum.

Kanaatimce bu konuda en güzel cevabı git bildiğini yap bakalım ne olacak şeklinde verilmesi gerektiğini söyleyen meslektaş belirtmiştir.

Aynı dertten muzdarip bir meslektaşınız olarak daha önce dertlendiğim benzeri bir konuyu, ortak sorunumuza ilave olarak burada tekrar paylaşıyorum.

Alıntı: Avukat Bey! Biz de Bu İşleri En Az Sizin Kadar Biliriz! Meslek yaşamımda çok sık duyduğum sözlerden birisi: Avukat Bey! Biz de bu işleri en az sizin kadar biliriz! Evet bazen müvekkil adayları, bazen danışmaya gelenler (aslında bilgimizi sınamaya gelenler) ve bazen de borçlular ile onların yanında gelenler yani aklı kendisine fazla gelip başkalarına akıl verenler; bu cümleyi kurarlar. Gerçi necib milletimizin en önemli özelliklerinden birisidir tevazu ve işte bu yüzden senden fazla, senden çok biliriz demezler de en az senin kadar biliriz demeyi tercih ederler ve böylelikle muhatabını çok fazla rencide etmez, ezmez ve üzmezler! En az bizim kadar bilgiyi, bu insanlar nerede edinmişlerdir? Nasıl bir okul, ömründe belki de hiç kitap okumayan hatta karıştırmayan bu insanlara böyle deruni bir bilgi ve cesaret aşılamaktadır? Sualsiz/Sınavsız başvuru ve kayıt alan, parasız eğitim imkanı sunan ve talebesini bir avukatın seviyesine çıkaracak kadar bilgiyle donatan bu okul nerededir, ismini/cismini ve adresini bilen/gören/duyan varmıdır? Buldum! Hayat okuludur bu ve adresi de karakol/adliye koridorları diyorsanız eğer, avukatlar avukat oluncaya kadar eğitim görüyor ve sonrasında neredeyse tüm yaşamları boyunca okuyorken, adliyeler arasında mekik dokuyorken hayatın dışında mı kalıyorlar? Yaşam boyu verdikleri mücadele aslında hayatın ta kendisi değilmidir? Hani sanat camiasında süregelen bir tartışmadır; alaylı/mektepli olgusu. Hiçbir eğitim almamasına karşın sesi biraz tiz, biraz yanık olduğu için, hatta ciğerden! okuduğu için meşhur olanlar ve hayat okulundan çoktan mezun olanlar (alaylılar) ile eğitim sahibi olanlar, yani emek verenler, bilgiye değer verenler (mektepliler). Nedense bu tartışma gelir aklıma, o sözleri (en az senin kadar biliriz, Avukat bey!) duyduğum zaman ve işte aynı zihniyetin ürünü bir kişi daha derim, bazen kızar, bazen söylenir bazen de güler geçerim.. Maalesef bugün yine duydum bir türlü alışamadığım ve kabullenemediğim bu alaycı, sevimsiz/seviyesiz ve yakışıksız sözü.. Yine çok rahatsız oldum ve bu kez meslektaşlarımla burada paylaşma gereği duydum. http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=66985

Alıntı: Yazan Av.İlker DOLGUN Aynı dertten muzdarip bir meslektaşınız olarak daha önce dertlendiğim benzeri bir konuyu, ortak sorunumuza ilave olarak burada tekrar paylaşıyorum.

Alıntıladığınız başlık altında da Dunning-Kruger Sendromu'na atıfta bulunmuşum.

- Ama avukat bey, boşanma davasını erkeğin açması gerekmiyor mu?
- Hayır, onu da nerden çıkardınız?
- Benim yandaki komşu söyledi.
- Komşunuz avukat mı?
- Yok, ev hanımı. Ama bütün gün televizyon izler, bu yüzden çok bilgilidir.

Alıntı: Yazan Av.Cengiz Aladağ - Ama avukat bey, boşanma davasını erkeğin açması gerekmiyor mu? - Hayır, onu da nerden çıkardınız? - Benim yandaki komşu söyledi. - Komşunuz avukat mı? - Yok, ev hanımı. Ama bütün gün televizyon izler, bu yüzden çok bilgilidir.

Ya bir de şu model var: Benim karım avukat ben de avukatlık işlerini sizin kadar iyi bilirim.
Bu da eş durumundan avukat.