Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Vekalet Ücretlerİnİn Vergİlendİrİlmesİ

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 3,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-04-2006, 19:18   #1
irfan AYDIN

 
Varsayılan Vekalet Ücretlerİnİn Vergİlendİrİlmesİ

MAHKEMELERİN TAKDİR ETTİĞİ VEKALET ÜCRETİNİN SERBEST MESLEK KAZANCI OLARAK KABULÜ SURETİYLE VERGİYE (Gelir ve Katma Değer Vergileri) TABİ TUTULMASI HUKUKEN MÜMKÜN DEĞİLDİR.


356 sıra numaralı olup 23.02.2006 günlü ve 26089 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunan 213 sayılı VUK Genel Tebliğinin 213 sayılı “B. İcra Dairelerince Alacaklı Taraf Avukatına Ödenmesine Karar Verilen Vekalet Ücretlerinin Belgelendirilmesi” bölüm başlığı altında yapılan “İcra dairelerince borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretinin avukata ödendiği anda, avukat tarafından borçlu adına en az 2 nüsha serbest meslek makbuzu düzenlenecek ve makbuzun avukatta kalan nüshasına da icra dairesince ödemenin yapılmış olduğuna dair bir şerh düşülerek, ödemeyi yapan memur tarafından (sicil numarası da yazılarak) imzalanacaktır.
Yukarıda belirtilen şekilde yetkili memura imzalattırılmadığı tespit edilen her bir serbest meslek makbuzu için ayrı ayrı Vergi Usul Kanununun 352-II/7. nci maddesine göre söz konusu avukat adına usulsüzlük cezası kesilecektir .” şeklindeki düzenlemenin hukuka aykırı olup olmadığı hususu incelememizin konusunu oluşturmaktadır.
Yukarıda işaret edilen konuda bir görüş ya da düşünce oluşturabilmek için öncelikle yapılan yargılama sonunda mahkemelerin hükmetmiş olduğu vekalet ücretinin davada haklı çıkan tarafın vekiline mi yoksa asile mi ait olması gerektiği hususunun açık ve net olarak ortaya konulması gerekir.
Konuya ilişkin Yasal Açıklamalar:
1- 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin 1. fıkrası “Avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder.”hükmünü içermektedir. Bu kurala göre avukat, hukuki yardımı; kendisini vekil olarak atayan kişi ya da kuruluşa yapmaktadır. Dolayısıyla da, vekalet ücretini, karşı taraftan değil vekil edeninden ya da onun mal varlığından tahsil etmesi gerekir.
2- Avukata ödenecek ücretin miktarı nasıl saptanır?
Vekalet ücretinin miktarı, 1136 sayılı Avukatlık Yasası’nın (AY’nın) 164. maddesinin son fıkrasında yer alan “Dava sonunda kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.” şeklindeki kural avukatın vekil edeniyle yaptığı sözleşmeye göre tahsil etmesi gereken vekalet ücretinin, mahkemenin o olay için takdir ettiği vekalet ücretinin altına düşmemesini ve bu miktarın güvence altına alınmasını sağlamak amacıyla getirilmiştir. Daha açık bir ifade ile, iş sahibinin (hukuki yardımdan yararlananın) avukata ödeyeceği ücret, mahkemenin takdir ettiğinin altında olamayacaktır. Yoksa bu düzenlemenin maksadı mahkemenin karşı tarafa yüklediği vekalet ücretinin avukata verileceği anlamını taşımamaktadır.
Çünkü, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun Masarifi Muhakeme; aşağıda beyan olunan şeylerdir başlıklı 423. maddesinin 6. fıkrası “Davanın ehemmiyetine göre kanun mucibince takdir olunacak vekil ücretleri” hükmünü içermektedir. Bu hükme göre mahkeme masrafları davanın taraflarınca karşılandığına göre davanın tamamen ya da kısmen kazanılması halinde davayı kazanan tarafın peşin olarak yaptığı masraflarını karşı taraf ödemekle yükümlüdür. Zaten mahkemelerde bu doğrultuda hüküm kurmaktadır. Mahkemenin takdir ettiği vekalet ücreti de 3086 sayılı HUMK’nun 423. maddesinin 6. fıkrası hükmü uyarınca mahkeme masrafı olarak kabul edildiğinden mahkemece takdir edilip hüküm altına alınan vekalet ücreti taraflara aittir. Mahkemenin vekalet ücreti takdir sebebi, vekil tayin etmiş olan tarafın vekil için yaptığı masrafları karşı taraftan almasını sağlamak içindir. Vekil edeni ile yaptığı avukatlık ücret sözleşmesinde öngörülen ücreti tahsil etmiş olan avukatın mahkemenin takdir ettiği ve mahkeme masrafı niteliğinde olan vekalet ücretinde hiçbir hakkı yoktur.
Nitekim Yargıtay Y. 1. HD.’nin 19.06.2003 tarih ve Esas;2003/7052, Karar;2003/7435 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
2
Avukatlar hangi hallerde serbest meslek makbuzu düzenleyeceklerdir? Mahkemenin takdir ettiği vekalet ücretinin tamamını ya da bir kısmını icra daireleri aracılığıyla tahsil etmeleri halinde, serbest meslek makbuzu düzenlemeleri gerekmekte midir?
213 sayılı VUK’un serbest meslek makbuzu başlıklı 236. maddesi hükmü “serbest meslek erbabı, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşteri de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetindedir.” uyarınca, serbest meslek makbuzunun müşteri adına düzenlenmesi gerekmektedir. Avukatın müşterisi ise vekil edenleri ile vekalet ilişkisi kurulmadan yazılı veya sözlü danışmanlık hizmeti verdiği kimselerdir. Bu bakımdan, avukat; icra daireleri aracılığıyla tahsil ettiği vekalet ücreti için serbest meslek makbuzu düzenleyecektir. Ancak adına makbuz düzenleyeceği kişi mahkemenin vekalet ücreti ödemeye mahkum ettiği borçlu (davayı kaybeden taraf) değil, vekil edeni olacaktır. Çünkü avukatın hukuki yardımından işvereni yararlanmaktadır. Yapılan bu açıklamalarda açıkça göstermektedir ki Maliye Bakanlığı’nın 213 sayılı VUK’un mükerrer 257. maddesi hükmüne dayanarak yürürlüğe koyduğu 356. sayılı VUK Genel Tebliğin “B. İcra Dairelerince Alacaklı Taraf Avukatına Ödenmesine Karar Verilen Vekalet Ücretlerinin Belgelendirilmesi” bölümünün 213 sayılı VUK’un 236. maddesi hükmüne açıkça aykırı olduğu gibi, yine işaret edilen düzenleme ile 2. dereceden usulsüzlük cezası ihdası, T.C. Anayasa’sının “vergi resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur değiştirilir veya kaldırılır” kuralını, öngören 73. maddesine 3. fıkrası hükmüne de açıkça aykırıdır. Nitekim Danıştay 9. Dairesi’nin 15/10/2002 tarihli ve Esas:2000/3900, Karar:2002/4186 sayılı kararı da bu doğrultudadır.
Mahkemelerce aleyhlerine vekalet ücreti hükmedilenlerin vekalet ücretinden ayrı olarak KDV ödemeleri gerekip gerekmediği hususu ile mahkemelerce lehlerine vekalet ücretleri takdir edilmiş olan avukatların bu ücretler nedeni ile KDV ödemeleri gerekip gerekmediği hususunun incelenmesi :
3065 sayılı yasanın 1. maddesi hükmüne göre, serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabidir. Yasanın bu hükmüne göre, serbest meslek faaliyeti icra edenlerin bu uğraşlarının karşılığı olarak her ne ad altında olursa olsun elde ettikleri hasılat (Bu yasanın öngördüğü istisnalar hariç) katma değer vergisinin matrahını oluşturmaktadır.
3065 sayılı Kanunun 27/5. maddesi hükmü uyarınca, serbest meslek mensuplarının tahsil etmeleri gereken katma değer vergisinin matrahı, ilgilinin üyesi olduğu mesleki teşekkülleri tarafından belirlenen ve Adalet Bakanlığınca onaylanıp resmi gazetede yayınlanmak suretiyle yürürlüğe giren tarifelerde öngörülen ücretten düşük olamaz.
Bu itibarla, avukat ile vekil edeni arasında yapılmış bir ücret sözleşmesi mevcutsa,KDV nin matrahı, bu sözleşmeye göre,avukatın müşterisinden tahsil etmesi gereken para KDV nin matrahını oluşturacaktır. Sözleşmede ücret KDV dahil olarak belirlenmişse o takdirde matrah , (KDV dahil ücret *100/118) olarak hesaplanacaktır.
Vekil edenleri lehine mahkemelerce takdir ettikleri ücretlerle yetinmeyi kabul etmiş olan n avukatların tahsil etmeleri gereken KDV nin matrahı ise mahkeme ücreti (KDV hariç ) olarak takdir etmişse matrah mahkemenin takdir ettiği ücret, Mahkeme vekalet ücretini KDV dahil olarak takdir etmişse o takdirde avukat yönünden KDV nin matrahı (Mahkemece takdir ettiği ücret *100):118) olarak hesaplanacaktır.
Yapılan bu açıklamalarda göstermektedir ki, aleyhlerine vekalet ücreti hükmedilmiş olan taraflar asgari ücret tarifesine göre hükmedilen ücrete (KDV hariç) ek olarak KDV de ödemek mecburiyetindedirler.01.04.2006
İrfan AYDIN
Old 03-04-2006, 13:17   #2
Av.Hüseyin Erdayandı

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,yazınızı ilgiyle okudum.Birçok konuda görüşlerinize katılmama rağmen yazınızın 2.bendinde yaptığınız açıklamalarda 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 164/son hükmünü özetle "karşı taraf yükletilecek vekalet ücretinin vekil edene ait olacağı " şeklinde yorumlamanız doğrusu beni şaşırttı.
Yasanın bildiğim kadarıyla son fıkrası:"karşı tarafa yükletilen vekalet ücretinin avukata ait olacağı";ancak "taraflar arasında aksine yazılı sözleşme bulunması" durumunda vekil edene ait olacağı şeklindedirDolayısıyla vekalet ücretinin vergilendirilmesi konusunda görüşlerinize katılmama rağmen yukarıda açıklamaya çalıştığım gibi görüşlerinize katılmam mümkün değildir.Saygılarımla.
Old 03-04-2006, 19:32   #3
irfan AYDIN

 
Varsayılan

Ssygı Değer Dost, aslında görüşlerimiz farklı değil, ben de sizin gibi düşünüyorum. Yani,bir mal yada himetin normal olarak ederi tekdir. Demek istiyorum ki,iki ayrı vekalet ücreti olmaz. 1136 sayılı Yasanın 164. maddesindeki hüküm,avukatın vekalet ücretinin mahkemece tayin ve takdir edilen kadarını güvence altına almaya yöneliktir.Yoksa mahkemenin tayin ve takidir edip hüküm altına aldığı ücret avukata ait değildir.Şayet avukatla müvekkili arasında yapılan sözleşmede bu yönde bir hüküm varsa o takdirde bu vekalet ücretide avukata ait olacaktır. Ne var ki o zaman bu vekalet ücreti hem gelir vergisine ve hem de KDV yönünden vergiye tabi olacaktır.
Danıştay 4.dairesinin 21.11.1995 tarihli ve 1995/4773 karar sayılı kararı da görüşümüzü doğrular niteliktedir.
Saygılarımla..
Old 04-04-2006, 10:10   #4
ALİ HAKAN AKALIN

 
Varsayılan

Arkadaşlar, avukatın her uyuşmazlıkta iki adet ücreti vardır. Birincisi kendi müvekkilinden diğeri de karşı taraftan aldığı.Bunların birinin ödenmesi diğerinin ödenmeyeceği anlamına gelmez.Avukat aldığı her ücreti de usulünce makbuz düzenleyerek resmileştirir.Lütfen bu konuda karmaşık yorumlar yapıp zihin bulanıklığına yol açmayalım.Saygılarımla.
Old 04-04-2006, 17:22   #5
nfb

 
Varsayılan

Sayın Akalın,
Siz, icradan tahsilat yaptığınızda BORÇLU ADINA Serbest Meslek Makbuzu düzenlemeyi, üstelik de bu makbuzun ödemeyi yapan İCRA MEMURU tarafından TASDİK edilmesini bir hukukçu olarak içinize sindirebiliyor musunuz ?
Burada söz konusu olan, karşı tarafa yükletilen dava ve icra vekalet ücretinin avukat tarafından nasıl belgelendirileceği ve nasıl vergilendirileceğidir.

Gerek İrfan Aydın ve gerekse sitemizin üyelerinden Sayın Turabi Tomur ( ki bu konuda epeyce kapsamlı görüşlerini bu sitede açıklamış ve üstelik 356 sayılı Tebliğ'in iptali hakkında açtığı iptal davasının dilekçesini de yine bu sitede yayınlamıştır, lütfen önce bu yazıları okuyunuz) çok haklı olarak bu sorunu irdelemekteler. Bu sorun hepimizin sorunu ve Maliye' nin hatalı hukuka aykırı bir uygulaması sorgulanmaktadır.
Old 04-04-2006, 21:23   #6
irfan AYDIN

 
Varsayılan

Sayın AKALIN
İlginiz için teşekkürler. Sizden ricam,görüşünüzü destekleyen yada görüşünüze kaynaklık eden donelere yazınızda yer verirseniz. Memnun olacağım. Ve ayrıca size daha sağlıklı yanıt vereceğim.Aksi takdirde geleneklere dayandığnızı düşünmekten kendimi alıkoymam mümkün değil.Saygılarımla .İrfan AYDIN
Old 05-04-2006, 14:14   #7
ALİ HAKAN AKALIN

 
Varsayılan

Sayın nfb,

Ülkemiz insanlarının çoğunda sorunları çözmek yerine çözümsüzlük üretmek
eğilimi vardır.Sorunlar her seferinde de kırmızı görmüş boğa gibi üzerine gitmek ile değil ,bazen yan tarafından dolaşmakla da çözülür.Konumuza dönersek , serbest avukatlık faaliyeti yapan bir hukukçunun onur ve vakarını korumasının gerek şartı para kazanmasıdır.Bu itibarla, emeği karşılığı aldığı bir bedeli serbest meslek makbuzu ile vergilendirmek hiç bir aşağılama içermediği gibi,ben burada "onur" a dokunacak bir konu da göremiyorum.Makbuzun kimin adına düzenlendiğinin ya da kimin tarafından tasdik edildiğinin ne önemi var.Benim hukukçu olarak onurum kestiğim makbuzda değildir.Ayrıca icra dairesinden alınan avukatlık ücretlerinin tümünün ,mesleki kazanca yansıtıldığına dair ciddi şüphelerim var ve yapılan şiddetli itirazların kamuoyunda bu yöndeki var olan inanışları da kuvvetlendireceğini düşünüyorum. Ancak bu noktada benim bir hukukçu ve avukat olarak onuruma dokunan ve sizinle paylaşmak istediğim bazı konular var.
Adliyelerde ,icra müdürlüklerinde çevresi ile "senli-benli,ablacım,abicim" li konuşan avukat arkadaşlar onurunuza dokunmuyormu? Herhangi bir kararı çabuk alabilmek için müdür masalarının yanında kırk yıllık arkadaş gibi oturan ve sürekli sırıtan avukat arkadaşlar onurunuza dokunmuyormu? Her yıl gazetelerde avukatların vergi kaçırmak için türlü yollar denediğini okumak ve bunların bir kısmının da doğru olduğunu bilmek onurunuza dokunmuyormu?
Old 05-04-2006, 17:47   #8
nfb

 
Varsayılan

Sayın Akalın
sizce
-avukatın düzenlediği serbest meslek makbuzunun icra müdürünce tasdik edilmesi,
-bu makbuzun BORÇLU adına düzenlenmesi,
- tebliğde belirtilen şekilde makbuz düzenlenmemesinin usulsüzlük cezasını gerektirmesi,
- MALİYE BAKANLIĞI TEBLİĞİ ile ceza hükümü getirilmesi,
1136 sayılı Avukatlık K., 213 sayılı VUK, 193 sayılı Gelir V.K.nun hangi maddelerine uygundur acaba?
Hukuka aykırı uygulamalara karşı koymak en başta biz hukukçuların İŞİ değil midir? Üstelik de bu İŞ bizzat mesleğimizin icrası ile ilgili ise bunu daha fazla VAZİFE edinmemiz gerekmez mi?
Ve bizzat ifa ettiğimiz mesleğin onurunu korumak bizim İŞİMİZ değil midir? Anlaşılan o ki sizin " MESLEK ONURU" anlayışınız ile bizlerin ve sizin de de bağlı olduğunuz TBB' nin " MESLEK ONURU" ANLAYIŞI ÇOK FARKLI.
Size okumanızı tavsiye ettiğim yazıları da okumadığınız anlaşılıyor.
O halde buyrun TBB' nin Maliye Bakanlığına gönderdiği yazıyı hep birlikte okuyalım
Alıntı:
Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı

Ankara 28/03/2006

MALİYE BAKANLIĞI
ANKARA

Konu : 356 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin “İcra Dairelerince Alacaklı Taraf Avukatına Ödenmesine Karar verilen Vekalet Ücretlerinin Belgelendirilmesi” başlıklı “B” maddesinin yürürlükten kaldırılması isteği.

Bakanlığınız Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 23.2.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 356 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin “B. İcra Dairelerince Alacaklı Taraf Avukatına Ödenmesine Karar verilen Vekalet Ücretlerinin Belgelendirilmesi” maddesinin bir çok yönü ile Avukatlık Yasası'na, avukatlık mesleğinin ilkelerine aykırılığı ve uygulama olanaksızlığı çeşitli temaslarımızda başta Maliye Müsteşarı Sayın Hasan Basri Aktan ve Gelir İdaresi Başkanı Sayın Osman Arıoğlu olmak üzere yetkili bürokratlara birkaç kez anlatılmış ancak bugüne kadar olumlu bir yanıt alınamamış ve bir kez de makamınıza başvurulması zorunlu olmuştur.

Şöyle ki;

1- KENDİSİNDEN AVUKAT ÜCRETİ ALINMASINA KARAR VERİLEN “BORÇLU” , VERGİ USUL KANUNU'NUN 236. MADDESİ ANLAMINDA AVUKATIN “MÜŞTERİSİ” DEĞİLDİR.

Vergi Usul Kanunu'nun 236. maddesi; “Serbest meslek erbabı, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşteri de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetindedir.” hükmünü içermektedir. Bu madde kapsamında tanımı yapılan “ müşteri ” avukatın “ müvekkili ”dir, aleyhine dava ya da icra takibi yürüttüğü davalı ya da borçlu değildir.

2- DANIŞTAY İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU'NUN 28.2.1975 TARİH 971/13E., 975/8 SAYILI İÇTİHADI BİRLEŞTİRME KARARINDA BELİRTİLDİĞİ GİBİ; “Avukatlık ücreti, avukatın vekalet hizmetine karşılık, onu vekil tayin eden kimse tarafından ödenmesi taahhüt edilen bir meblağı ifade eder.” TANIMI YAPILMIŞTIR.

Bu nedenle avukatın vekalet hizmeti vermediği, herhangi bir hukuki yardımda bulunmadığı ve kendisini vekil tayin etmeyen davalı/borçlu tarafından ödenen meblağın söz konusu Tebliğ'de vekalet ücreti olarak nitelendirilmesi yerinde olmamıştır.

3- TEBLİĞ'DE DÜZENLENEN HUSUSLAR UYGULAMAYA AYKIRIDIR.

- Mahkeme ya da icra dairelerinin kararı, “avukatlık (vekalet) ücreti ”nin davalı/borçludan alınarak davacı/alacaklı tarafa verilmesi şeklindedir. Bu nedenle Tebliğ'deki “alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen” şeklindeki ifade yerinde değildir.

- “Borçlu adına en az iki nüsha serbest meslek makbuzu düzenlenecek” ifadesi de uygulamadan uzaktır. Avukatların kullanmakta olduğu serbest meslek makbuzu koçanları iki nüshadır.

- Borçlu adına düzenlenen makbuzun fiilen kendisine teslimi de olanaksızdır. Borçlu, alacaklı ya da vekilinin yokluğunda “tahsilat makbuzu” karşılığında icra dairesine ödemede bulunmakta daha sonra alacaklı ya da avukatı bu parayı “reddiyat makbuzu ” karşılığında icra dairesinden almaktadır. Bu aşamada avukatın borçlu adına düzenleyeceği serbest meslek makbuzu borçluya nasıl ulaştırılacaktır? Ya da icra dairesine yaptığı ödemeyi aldığı “tahsilat makbuzu” ile belgelemiş olan borçlunun ayrıca serbest meslek makbuzu almasına gerek var mıdır?

- Stopaj kesintisini kim ve nasıl yapılacaktır?

- KDV nasıl tahakkuk ettirilecektir?

4- İCRA DAİRESİNDEN AVUKATA YA DA MÜVEKKİLİNE YAPILAN TÜM ÖDEMELER “REDDİYAT MAKBUZUNU” KARŞILIĞINDA YAPILMAKTA VE BU ŞEKİLDE BELGELENMEKTEDİR.

5- AVUKAT DA KENDİSİNE BU ŞEKİLDE YAPILAN ÖDEMELER İÇİN MÜVEKKİLİ ADINA SERBEST MESLEK MAKBUZU DÜZENLEMEKTE VE BU MAKBUZDA KARŞI TARAFTAN YAPILAN TAHSİLATI AÇIKLAMAKTADIR.

6- İCRA DAİRESİNDE İKİ KEZ KAYIT ALTINA ALINAN BİR ÖDEME İÇİN BİR DE AVUKATIN DÜZENLEDİĞİ SERBEST MESLEK MAKBUZUNA İCRA MÜDÜRLÜĞÜNÜN ONAYI KOŞULU GETİRİLMESİNİN İÇERDİĞİ AVUKATA VE AVUKATLIK MESLEĞİNE AÇIK GÜVENSİZLİK KABUL EDİLEMEZ.

Sonuç ve istem:

Yukarıda belirttiğimiz nedenlerle; 356 Sıra Numaralı Gelir Vergisi Tebliğinin B. Maddesinin yürürlükten kaldırılmasını saygılarımızla dileriz.

Türkiye Barolar Birliği
Başkanı
Av.Özdemir ÖZOK
İcradan alınan vekalet ücretlerinin, daha doğrusu karşı tarafa yasal olarak yüklenen "vekalet ücreti" nin hukuki mahiyetini bana lütfen açıklarmısınız.
Sonra da bu ücretin stopaj ve KDV ne konu edilip edilemeyeceğini anlatırmısınız.

Ücretlerin avukatlarca kayıt altına alınıp alınmadığı, daha yalın ve söylemek istediğiniz biçimde meslektaşlarınızın bu ücretleri VERGİDEN KAÇIRDIKLARI, adliyelerdeki abicim-ablacım konuşmaları gibi avukat olmayan kişilerin ağızlarından çıkabilecek nitelikteki deyileriniz ise bu tartışma konusunun dışında kaldığı ve konunun amacı dışına çıkmasına neden olacağı düşüncesiyle cevaplamayacağım.
Ama sizden karşı yana yükletilen "vekalet ücretleri" nin nasıl belgelendirileceği ve nasıl vergilendirileceği konusunda HUKUKİ gerekçelerinizi öğrenmek istiyorum.
Saygılarımla.
Old 05-04-2006, 20:50   #9
irfan AYDIN

 
Çözüm vekalet Ücreti

Bilindiği üzere,avukatlar;
a) Ücretsiz vekalet üstlenirler.
b) Karşı taraftan alınacak ücretle yetinmeyi kabul etmek suretiyle vekalet kabul ederler.
c) Doğrudan vekil edenlerinden alacakları ücrete ek olarak icra dairelerinin yada mahkemelerin karşı tarafa yükleyeceği vekalet ücreti de kendilerine ait olmak üzere (1136 sayılı yasa madde :164) vekalet kabul ederler.
Dikkat edildiğinde anlaşılacağı üzere her üç halde de avukatın aldığı ücret; ya doğrudan vekil edenin avukata ödemesi, yada vekiledenin karşı taraftan olan alacağının(vekalet ücreti)yine avukatına transferi(Kanuna ve sözleşmeye istinaden) suretiyle gerçekleşmektedir.
Yukarda yer alan açıklamalardan anlaşılacağı üzere avukat hukuki yardımını, vekil edenine yaptığına ve hangi yolla olursa olsun avukata ödenen paranın gerçek sahibi de vekil edeni olduğuna göre,avukat gerek vekiledeninden doğrudan, gerekse mahkeme ve icra yoluyla tahsil ettiği vekalet ücreti için vekil edeni adına serbest meslek makbuzu düzenleyecektir.
Tahsilatın tümü KDV ye tabidir.
Ödmeyi yapan Gelir vergisi tevkifatınıyapacağı için,ödenen ücretten vergi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı vekil edenin durumuna göre değişecektir.
Yargının bağımsızlığa,yargıç ve savcıların güvenceye ve de avukatların hakettiği saygınlığa kavuşabilmesinin yolu;hukukçuların,hukukun ve toplumun yararını kendi şahsi ve güncel çıkarlarının önüne koymaları ve bu bağlamda da topluma öncülük ve önderlik etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Saygılarımla.
Old 06-04-2006, 11:08   #10
ALİ HAKAN AKALIN

 
Varsayılan

Sevgili nfb,
Avukatlık Ücretinin Vergilendirilmesi konusunda İstanbul Barosu Dergisinin 2005/3 ve 2005/5. sayılarında, İstanbul Barosu Mali Müşaviri Sayın Tekin Yıldırım'ın çok güzel iki yazısı var, meselenin hukuki değerlendirmesi açısından yeterince açıklayıcı olduğunu sanıyorum.
Öte yandan ben kendi adıma ilgili meslek odasının yaptığı başvurunun sonucunu beklemeyi uygun buluyor ve bir hukukçu ve aydın olarak,mesleğimizdeki yozlaşmayı nasıl önleyebileceğimizi,avukatlık mesleğine duyulan güvensizliği nasıl ortadan kaldırabileceğimizi ve bir hukukçu olarak faaliyet gösterdiğimiz Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bütünlüğünü nasıl koruyacağımız gibi konularda düşünmenin ve fikir üretmenin mesleki açıdan daha faydalı ve insani açıdan da daha onurlu olacağını düşünüyorum. Saygılarımla
Old 06-04-2006, 20:44   #11
irfan AYDIN

 
Varsayılan vekalet Ücreti ve vergilendirilmesi

Sayın AKALIN;
Son değerlendirmenize katılıyorum.Şayet mümkünse yazınızda sözünü ettiğiniz makaleleri bizlerlede paylaşırsanız.Memnun olurum.
Haklı olduğunu düşünüp vekili aracılığıyla mahkemeye başvuran ve mahkemece %100 haklı bulunan kişi, mahkemenin öngördüğü miktarı tahsil ettiğinde dahi,bana göre yine de zarara uğrayan taraf oluyor. Örneğin davacı, vekiline ödediği vekalet ücretini karşı taraftan alamıyor. Bu nasıl adalet ki, hem haklı çıkıyorsun hemde zarara uğruyorsun.Bunun bir cevabı olmalıdır diye düşünüyorum .Saygılarımla.İrfan AYDIN
Old 07-04-2006, 22:58   #12
irfan AYDIN

 
Varsayılan vekalet Ücreti ve vergilendirilmesi

356 sıra sayılı VUK genel tebliğiyle yapılan düzenlemenin doğru kabul edilmesi halinde avukatlar, Mahkemelerce hükmedilen ve muhatabı hazine olan vekalet ücretleri için serbest meslek makbuzunu hazine adına düzenlemeleri gerekir.

Davanın tarafları,davayı kazanmaları halinde,karşı taraf vekiline ödediği ve belgesi mevcut olan vekalet ücretini kdv dahil olmak üzere karşı tarftan almalıdır.Diye düşünüyorum. Başka şekilde gerçek anlamda adalet gerçekleşmeyecektir.Bir örnek vereyim. Bir iptal davası açtık. davanın açılması sırasında avukata 5.000 ytl ödedik ve serbest meslek makbuzunu da aldık. Sonra,yerel mahkeme işlemi iptal etti. Yargıtay ,karşı tarfın temyiz istemini reddeti ve yerel mahkemenin kararını onadı.Avukatım mahkemenin hükmettiği vekalet ücretini de aldı. Peki,ben ödediğim 5000 YTL yi kimden alacağım,şayet ben 5000 ytl yi alamazsam .Davayı kazanmış sayılırmıyım.? Biraz fikir teatisine ne dersiniz? İrfan AYDIN
Old 29-06-2012, 18:02   #13
YALÇIN ÖNDER

 
Karar KarŞi Taraf Vekalet Bedelİ Kdv Nİn Konusuna Gİrmez.

İST. 11. VM. 14.05.2012, E:2011/1275, K:2012/1046

"... karşı taraf vekalet ücretinin KDV nin konusuna girmemesi nedeniyle, yapılan tahakkuk işleminde hukuka uyarlık bulunmamaktadır..."
http://www.barobirlik.org.tr/dosyala...tkayakarar.pdf
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Vekalet Ücretinin Vekalet Ücreti Olur mu? avzehra Meslektaşların Soruları 135 24-08-2017 14:14
Karşı Vekalet Ücretinin Takibinde İcra Vekalet Ücreti Sorunu mslmklvz Meslektaşların Soruları 13 06-01-2017 01:43
Azledilen Vekalet İlişkisinde Vekalet Ücreti Alacağı Av. Tuncer Öztürk Meslektaşların Soruları 17 02-10-2015 16:18
Vekalet MUSTAFA ASAL Hukuk Soruları Arşivi 4 17-02-2002 11:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07923508 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.