Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İstifa eden memur dava açıp ikramiyesini alıyor

Yanıt
Old 09-06-2010, 09:47   #1
guguk kuşu

 
Varsayılan İstifa eden memur dava açıp ikramiyesini alıyor

Selamlar, bugün hürriyet gazetesinde ilginç bir habere rastladım ve sizlerle paylaşmak istedim, bilgisi olan varsa temasa geçmek isterim. İyi çalışmalar..

İstifa eden memur dava açıp ikramiyesini alıyor


ÇEŞİTLİ nedenlerle devlet memuriyetinden istifa edip ayrılanlar, yıllar sonra başka bir kurumdan örneğin SSK veya Bağ-Kur’dan emekli olduklarında, memuriyette geçen süreleriyle ilgili emekli ikramiyesini de alabiliyorlar.

Ancak bunun için dava açılması gerekiyor.

Dava açıldığında yargı, istifa eden memurlara ikramiye ödenmesi yönünde karar veriyor.

ANAYASA MAHKEMESİ İPTALİ


Öteden beri süregelen uygulamaya göre; devlet memuriyeti görevini yarıda bırakıp özel sektörde ücretli olarak çalışanlara veya kendi işini kuranlara, yıllar sonra emekli olduklarında, memuriyette geçen süreleri ile ilgili olarak ikramiye ödenmiyordu.

Anayasa Mahkemesi, 5 Haziran 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararıyla;

- TC Emekli Sandığı’na tabi olarak çalışanların, görevlerinden ayrıldıktan sonra, kamu dışında bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olarak çalışmalarını tamamlayıp, emekli olanlara,

- Son defa Emekli Sandığı’na tabi bir görevden emekliye ayrılmadıklarından,

- Kamudaki hizmetleri için emekli ikramiyesi ödenmeyeceğine dair yasa hükmünü iptal etti.

- Bu konuda yeni bir düzenleme yapılması için hükümete bir yıl süre tanıdı.

- Bir yıllık süre 5 Haziran 2010’da doldu. Bu konuda herhangi bir düzenleme yapılmadı.

- Yeni düzenlemeyi bekleyip ikramiye almayı umut edenlerin, süre dolduğu halde yasa çıkmadığı için kafaları karıştı.

YENİ YASA GEREKMİYOR


Burada gözden kaçan “ince bir nokta” var.

Anayasa Mahkemesi, emekli ikramiyesi ödenmesini engelleyen 2829 sayılı yasanın 12. maddesinin birinci fıkrasındaki “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve..” ibaresini iptal edince, olayın yani emekli ikramiyesi ödenmemesinin yasal dayanağı ortadan kalktı.

Bu durumda olan çok kişi;

- Önce Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na başvurup, ikramiyelerinin ödenmesini talep ettiler.

- Başvurularının reddi üzerine, en geç 60 gün içinde idare mahkemesinde dava açıp, devlet memuriyetinde geçen süreleri için emekli ikramiyelerini almaya hak kazandılar.

- Danıştay 11. Dairesi de aynı yönde kararlar verdi.

Hemen ardından da ikramiyeler ödendi.

DİLEKÇE VE DAVA


Bu durumda olanların ya da varislerinin;

- Bir dilekçe ile Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvurup, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından da söz etmek suretiyle, memuriyette geçen
süreler için emekli ikramiyesi ödenmesini talep etmeleri,

- Kurumun bu başvuruyu 60 gün içinde açık olarak reddi veya zımni reddi (60 gün içinde dilekçeye yanıt vermemesi) halinde, 60 gün içinde İdare Mahkemesi’nde dava açmaları, gerekiyor.

Hukukçuların, iş mahkemesi ya da idare mahkemesinden hangisinde dava açılacağı konusunda kafaları karışık. Bize göre en güvenli yol İdare Mahkemesi’nde dava açmak. Nedenine gelince, İş Mahkemesi’ne dava açmada süre sınırlaması yok. İdare Mahkemesine dava açmada ise “süreden red” söz konusu olabilir.

İşin doğrusu, çok sayıdaki emsal yargı kararlarına da bakılmak suretiyle, olayın dava açma aşamasına sürüklenmeyip, ilgili kurumca gereken işlemlerin yapılması yani emekli ikramiyesinin ödenmesi, en anlamlı uygulama olarak gözüküyor...
Old 16-06-2010, 18:05   #2
semush

 
Varsayılan

sizinle aynı durumdayım fakat yapmış olduğum şifahi araştırmalar sonucunda herhangi bir yargı kararı bulabilmiş değilim ayrıca hürriyette bugün yer almasına rağmen 2009 yılında da aynı şekilde haberler çıkmış durumda ama forum sitelerinde dahi ben davamı açtım paramı aldım diyen kimse yok. Bu bir ibare olmamakla birlikte gene de haberin doğruluğundan şüphe ettirmiyor değil.Açılacak davanın ise SGK ' ya gerekli başvurunun ardından alınacak red kararı ile idare mahkemesinde açılması gerektiğini düşünüyorum
Old 16-06-2010, 22:20   #3
avbilgen

 
Varsayılan

Adli yargı açısından karar mevcut ancak idari yargı açısından verilen kararlarla ilgili bilgim bulunmamakta. Karara karşı üye Asuman Celkan'ın karşı oyu mevcut ancak çok yer kaplayacağı için yazmadım. Kararın tamamını görmek isteyen arkadaşların mail adresine gönderebilirim iyi çalışmalar diliyorum.


YARGITAY 9.HUKUK DAİRESİ
Tarih: 5.2.2009 Esas: 2007/23503 Karar: 2009/1639
- 1475 sayılı İŞ KANUNU ( MÜLGA ) m.14
- 4857 sayılı İŞ KANUNU m.120
Davacı, kıdem tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M.B.T. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü
Yargıtay Kararı
Davacı işçinin kıdem tazminatı hesabında daha önce memur olarak kamu kurumunda çalışılan sürenin dikkate alınıp alınamayacağı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçinin, işini kaybetmesi halinde işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından işçiye kanuni esaslar dahilinde verilen toplu paraya "kıdem tazminatı" denilmektedir. Kıdem tazminatının koşulları, hesabı ve ödeme şekli doğrudan İş Kanunlarında düzenlenmiştir.
Kıdem tazminatı, feshe bağlı haklardan olsa da, iş sözleşmesinin sona erdiği her durumda talep hakkı doğmamaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu`nun 120. maddesi hükmüne göre yürürlükte bırakılan 1475 Sayılı Yasanın 14. maddesinde kıdem tazminatına hak kazanabilmek için işçinin işverene ait işyerinde en az bir yıl çalışmış olması gerekir.
Kıdem tazminatına hak kazanma noktasında en az bir yıllık çalışma yönünde yasal koşul, İş Kanunu sistemi içinde nispi emredici bir hüküm olarak değerlendirilmelidir. Buna göre toplu ya da bireysel iş sözleşmeleri en az bir yıl çalışma koşulu işçi lehine azaltılabilecektir.
İşçinin işyerinde fiilen çalışmaya başladığı tarih en az bir yıllık sürenin başlangıcıdır. Tarafların iş ilişkisi kurulması yönünde varmış oldukları ön anlaşma bu süreyi başlatmaz. Yine iş sözleşmesinin imza tarihi yerine, fiilen iş ilişkisinin kurulduğu tarih, tazminatına hak kazanma ve hesap yönünden dikkate alınması gereken süreyi başlatacaktır. İşçinin çıraklık ilişkisinde geçen süreler de kıdem tazminatına esas alınacak süre yönünden değerlendirilemeyecektir. Buna karşın deneme süresi, kıdem süresine eklenir.
İşçinin kıdem hakkı bakımından aranan en az bir yıllık süre, derhal fesihlerde feshin bildirildiği anda sona erer. Kural olarak fesih bildirimi muhataba ulaştığı anda sonuçlarını doğur. Bildirimli fesihler yönünden ise ihbar öneli süreye dahil edilir.
İşçinin işyerinde çalıştığı sırada almış olduğu istirahat raporlarının kıdem süresinde değerlendirilmesi yerinde olur. İşçinin çalıştığı sırada bir defada ihbar önelini 6 hafta aşan istirahat raporu süresinin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınamayacağı, kararlılık kazanmış Yargıtay uygulamasıdır.
İşçinin iş sözleşmesinin askıda olduğu süreler de, kıdem süresinden sayılmamalıdır. Örneğin ücretsiz izinde geçen süreler kıdem tazminatına esas süre bakımından dikkate alınmaz.
2822 Sayılı Yasanın 42. maddesinin 5. fıkrası uyarınca grev ve lokavtta geçen süreler kıdem süresine eklenemez. Tutukluluk ve hükümlülükte geçen süreler de kıdem tazminatına esas sürede dikkate alınmaz.
İşçinin en az bir yıllık çalışması aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerinde geçmiş olmalıdır. Kural olarak aynı guruba ya da holdinge bağlı farklı tüzel kişiliği haiz şirketlerde geçen hizmetlerin birleştirilmesi mümkün olmaz. Ancak çalışma hayatında işçinin sigorta kayıtlarında yer alan işverenin dışında başka işverenlere hizmet verdiği, yine işçinin bilgisi dışında birbiri ile bağlantısı olan işverenler tarafından sürekli giriş çıkışlarının yapıldığı sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Bu gibi durumlar için dairemizin önceki içtihatlarında "şirketler arasında organik bağ"dan söz edilerek kıdem tazminatına hak kazanma, hesap tarzı yönlerinden aralarında bağlantı bulunan bu işverenlerin birlikte sorumluluğuna gitmekteydi (Yargıtay 9. HD. 26.03.1999 gün 1999/18733 E., 1999/6672 K.). Ancak daha sonraki kararlarda organik bağdan söz edilerek sonuca gidilemeyeceği kabul edilmiştir (Yargıtay 9. HD. 28.11.2005 gün 2005/34442 E., 2005/37457 K.). Dairemizin bu yöndeki kararları son yıllarda istikrar kazanmış ve farklı işverenler nezdinde geçen sürelerin kıdem tazminatı hesabı noktasında birleştirilebilmesi için işyeri devri, hizmet akti devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi ve birlikte istihdam olgularının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği çok sayıda kararda vurgulanmıştır (Yargıtay 9. HD. 22.10.2007 gün 2007/5762 E., 2007/30979 K.). Ancak, bu yöndeki yaklaşım işçilerin yasal haklarını karşılamada özellikle davaların uzaması göz önünde bulundurulduğunda yetersiz kalmıştır. Bu nedenle dairemiz önceki içtihatlarına dönmüştür. Bu yolla kıdem tazminatının hesabında organik bağ çerçevesinde sonuca ulaşma hedeflenmiştir.
1475 Sayılı Yasanın 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında da işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi hizmet birleştirmesi için gerekli bir koşuldur. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Yine, istifa etmek suretiyle işyerinden ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanmayacağından, istifa yoluyla sona eren önceki dönem çalışmaları kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz. Ancak aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Zamanaşımı definin ileri sürülmesi halinde önceki çalışma sonrasında ara verilen dönem 10 yılı aşmışsa önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı hesaplanması mümkün olmaz.
İşçinin daha önce aynı ya da başkaca kamu kurumunda memur veya sözleşmeli personel olarak çalıştığı süreler kural olarak kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmalıdır. Yargıtay kararların da memuriyette geçen süre için de kıdem tazminatı ödenmesi gerektiği kabul edilmiştir (27.03.2006 gün 2005/29328 E., 2006/7379 K.). Öğretide de bu görüş benimsenmiştir (Çenberci, Mustafa: İş Kanunu Şerhi, Ankara 1984, s. 429; Mollamahmutoğlu, Hamdi: İş Hukuku, 3. bası, Ankara 2008, s. 822; Süzek, Sarper: İş Hukuku, 4. bası İstanbul 2008, s. 708.).
Bununla birlikte, işçinin kamu kurumlarında işçilikte geçen hizmetlerinin birleştirilmesi için önceki çalışmaların, fesih şekli itibarıyla kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona ermesi gerektiği 1475 Sayılı Yasanın 14/5. maddesinde açık biçimde düzenlenmiş olmakla, aynı kuralın memur ya da sözleşmeli personel olarak çalışılan süre yönünden de değerlendirilmesi gerekir. Temel amacı işçiyi korumak olan İş Kanunu`nun, işçi yönünden öngörmediği bir kuralın memur olarak çalışılan süre için uygulanması düşünülemez. Aksine çözüm tarzı, tüm süreyi işçilikte geçirdiği halde ilk dönem çalışması istifa ile sona eren işçi bakımından bir eşitsizlik ortaya çıkarır.
İşyerinde memur ya da sözleşmeli personel olarak çalışmış olan ve kendi isteği ile ayrılarak başka bir kamu kurumunda işçi olarak çalışmaya başlayan işçi yönünden yapılan işlemin prosedür gereği olduğunda da söz edilemez. İşçi daha iyi şartlarda ve ayrı bir statüde çalışma yolunu seçmiştir. Bu itibarla istifa ile sona eren memur ya da sözleşmeli personel döneminin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması doğru olmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları da bu doğrultudadır (Yargıtay H.G.K. 15.10.2008 gün 2008/9-586 E., 2008/ 633 K.; 28.11.2007 gün 2007/9-814 E., 2008/896 K.).
İstifa ile sona ermemiş olan memuriyet dönemi ile sözleşmeli personel olarak çalışılan süreler 1475 Sayılı Yasanın 14. maddesinin 6. maddesinde sözü edilen özel tavan gözetilmek suretiyle tazminat hesabında dikkate alınmalıdır.
Somut olayda davacı 16.5.1994 tarihinde istifa ederek memuriyette geçen çalışmasını sona erdirmiş, 18.05.1994 tarihinde işçi statüsünde çalışmaya başlamıştır. Bu nedenle davacının memuriyette geçen çalışma süresi kıdem tazminatı hesabında dikkate alınamayacağı için davanın reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.02.2009 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Old 17-06-2010, 13:53   #4
avmurat

 
Varsayılan

Haber ne kadar yanıltıcı!Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının 5 Haziran 2010 da yürürlüğe girdiği belirtilmişken nasıl olur da henüz yürürlüğe yeni girmiş bir karara istinaden davalar açılmış, sonuçlar alınmış, hatta paralar ödenmiş...Bu ne hız! Davanın şekli konusunda ise Semush rumuzlu üyeye katılıyorum, saygılarımla.
Old 28-06-2010, 11:45   #5
avukat gülşah

 
Varsayılan

bu konuyu araştırdım daha önce dava açmanın yararlı olduğu söyleniyor ve istifa eden bir öğretmene dair danıştay kararıda mevcut emekli sandığına dilekçeleri gönderdim süre bekliyorum idare mhk de dava açıcam any aykırılık gerekçesiyle şu anda karar çıkmadığı için ancak dava yoluyla mümkün
Old 05-07-2010, 15:07   #6
Av.Gülayşe

 
Varsayılan

T.C.

DANIŞTAY

11. DAİRE

E. 2007/8908

K. 2009/7386

T. 10.7.2009

• FARKLI SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNA TABİ HİZMET SÜRELERİNİN BİRLEŞTİRİLMESİ ( 2829 S.K. Md. 12’de Yer Alan Son Defa Emekli Sandığı’na Tabi Bir Görevden Emekliye Ayrılmamış Olanlara Emekli İkramiyesi Ödenmesine Engel Olan İbarenin AYM’ce İptal Edildiği - Geçen Sürelerin Toplamı Üzerinden Emekli İkramiyesi Ödeneceği )

• EMEKLİ İKRAMİYESİ ( 2829 S.K. Md. 12’de Yer Alan Son Defa Emekli Sandığı’na Tabi Bir Görevden Emekliye Ayrılmamış Olanlara Emekli İkramiyesi Ödenmesine Engel Olan İbarenin AYM’ce İptal Edildiği - Geçen Sürelerin Toplamı Üzerinden Emekli İkramiyesi Ödenmesi Gereği )

• SON DEFA EMEKLİ SANDIĞINA TABİ GÖREVLERDEN EMEKLİYE AYRILAN ( 2829 S.K. Md. 12’de Yer Alan İbarenin AYM’ce İptal Edilmesiyle Geçen Sürelerin Toplamı Üzerinden Emekli İkramiyesi Ödeneceği )

• HİZMET SÜRELERİNİN BİRLEŞTİRİLMESİ ( 2829 S.K. Md. 12’de Yer Alan Son Defa Emekli Sandığı’na Tabi Bir Görevden Emekliye Ayrılmamış Olanlara Emekli İkramiyesi Ödenmesine Engel Olan İbarenin AYM’ce İptal Edilmesiyle Geçen Sürelerin Toplamı Üzerinden Emekli İkramiyesi Ödeneceği )

2829/m. 8, 12


ÖZET : Farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle emekliye ayrılan davacı tarafından, Emekli Sandığı’na tabi olarak geçen hizmet süresi için emekli ikramiyesi ödenmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nce verilen karar ile farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurum olan Emekli Sandığı’nca emekli aylığı bağlananlardan, son defa Emekli Sandığı’na tabi bir görevden emekliye ayrılmamış olanlara emekli ikramiyesi ödenmesine engel olan “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve...” ibaresi iptal edildiğinden, birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlanan davacıya, T.C. Emekli Sandığı’na tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden emekli ikramiyesi ödenmesi gerekir.
İstemin Özeti : Farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle emekliye ayrılan davacı tarafından, Emekli Sandığı’na tabi olarak geçen hizmet süresi için emekli ikramiyesi ödenmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı son defa Sandığa tabi bir görevden emekliye ayrılmadığı anlaşılan davacıya ikramiye ödenmemesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden İdare Mahkemesi kararını onayan Danıştay Onbirinci Dairesinin kararının; hukuka aykırı olduğu öne sürülerek düzeltilmesi istenilmektedir.
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen sebepler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesinin 1. fıkrasının ( c ) bendi hükmüne uygun bulunduğundan düzeltme isteğinin kabulü ile Danıştay Onbirinci Dairesinin kararı kaldırılarak işin gereği görüşüldü:
KARAR : Dava konusu işlem tarihi itibariyle yürürlükte olan 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun’un “Aylığı Bağlayacak Kurum” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında, “Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden, ilgililere; son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir.” hükmü yer almış; “Emekli İkramiyesi” başlıklı 12. maddesinin 1. fıkrasında ise “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve kendilerine bu Kanun’un 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara T.C. Emekli Sandığı’na tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının, Emekli Sandığı’na tabi olarak görev yaptıktan sonra bir süre de Sosyal Sigortalar Kurumu’na tabi olarak çalıştığı, bu Kuruma tabi olarak çalışmakta iken emekliye ayrılmak istemesi üzerine, kendisine, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurum olan Emekli Sandığı’nca tüm hizmetleri birleştirilmek suretiyle emekli aylığı bağlandığı ancak 2829 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen 12. maddesinde öngörüldüğü üzere “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan”lar kapsamında olmaması nedeniyle emekli ikramiyesi ödenmediği, emekli ikramiyesi ödenmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada ise İdare Mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararını onayan Dairemiz kararına yönelik karar düzeltme istemi henüz karara bağlanmadan, Anayasa Mahkemesi’nce verilen 05.02.2009 günlü ve E. 2005/40, K. 2009/17 sayılı kararla, 2829 sayılı Kanun’un 12. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ve emekli ikramiyesi ödenmemesi yolundaki dava konusu işlem ile davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına dayanak oluşturan “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve ...” ibaresinin iptaline karar verilmiş, böylece dava konusu edilen işlemin yasal dayanağı kalmamıştır.
Anılan Anayasa Mahkemesi kararı ile, iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak 1 yıl sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi’nce bir kanunun tümünün ya da belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde eldeki davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanmış olan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülemez. Bir başka anlatımla, Anayasa Mahkemesi’nin, iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihi ileriye dönük olarak ertelemiş bulunması öncelikle yasama organına aynı konuda, iptal kararının gerekçesine uygun olarak, yeni bir düzenleme için olanak tanımak ve ortada hukuki bir boşluk yaratmamak amacına yönelik olup yargı mercilerinin bakmakta oldukları uyuşmazlıklarda hukuka ve Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş kuralları uygulaması ve uyuşmazlıkları bu kurallara göre çözümlemesi sonucunu doğurmaz.
Diğer yandan, Anayasa’nın 153. maddesine göre yasama, yürütme ve yargı organları için bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu kararının, bu karardan önce açılmış bulunan ve henüz sonuçlanmamış olan tüm davalara uygulanması gerekmektedir.
Buna göre, Anayasa Mahkemesi’nce verilen karar ile farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurum olan Emekli Sandığı’nca emekli aylığı bağlananlardan, son defa Emekli Sandığı’na tabi bir görevden emekliye ayrılmamış olanlara emekli ikramiyesi ödenmesine engel olan “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve...” ibaresi iptal edildiğinden, 2829 sayılı Kanun’un 12. maddesinin 1. fıkrasının iptal kararından sonraki şekline göre, “kendilerine bu Kanun’un 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T.C. Emekli Sandığı’na tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi” ödenmesi gerekmektedir.
Bu durumda, birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlanan davacıya, T.C. Emekli Sandığı’na tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden emekli ikramiyesi ödenmesi gerekmekte olup yasal dayanağı kalmayan aksi yöndeki dava konusu işlemin de iptali gerektiğinden, yasama, yürütme ve yargı organları için bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca oluşan hukuki duruma göre yeniden bir karar verilmek üzere davanın reddi yolundaki Mahkeme kararının bozulması gerekmektedir. SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının yukarıda yer alan hususlar göz önünde bulundurulmak suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 10.07.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

--------------------------------------------------------------------------Karar Kazancı Bilişim Teknolojileri İçtihat Bilgi Bankasından alınmıştır. www.kazanci.com.tr
--------------------------------------------------------------------------
Old 05-07-2010, 15:58   #7
Adli Tip

 
Varsayılan

Benim anladığım kadarıyla, bu tartışma, emekli olmadan önceki son 7 yıllık süre içinde Emekli Sandığı'na tabi çalışması da olanları ilgilendiyor. Oysa gazete haberlerinden anlaşılan, sanki bundan 10 yıl önce Emekli Sandığına tabi bir çalışanken istifa eden kişinin bile, şimdi dava açıp ikramiye alabileceği şeklinde.
Old 05-07-2010, 18:07   #8
Av.Hülya Büyükoğlu

 
Varsayılan

Ben de çalışma hayatına 657 Say.Kanuna tabi (Emekli Sandığı) başlayanlardanım. Sonrasında SSK (SGK) na tabi emekli oldum. Benim bildiğim kadarıyla ; Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 5 Haziran 2009 da Resmi Gazete’de yayımlanan 5.2.2009 tarih ve E. 2005/40, K. 2009/17 sayılı karar ile “Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve ...” ibaresi Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildi. 2829 Sayılı kanunun 12. Maddesinin birinci fıkrasının iptal kararından sonraki şekline göre; “kendilerine bu kanunun 8. Maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara T.C. Emekli Sandığı’na tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerin toplamı üzerinden , 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi” ödenmesi gerekmektedir.
Ben SGK na Emekli Sandığı'na tabi çalışma sürelerime ilişkin tazminatın faiziyle birlikte ödenmesi için 21 Haz.2010 da dilekçe verdim. Reddedilirse idare mahkemesinde dava açacağım. Sonucu hakkında sizleri bilgilendiririm.

İyi çalışmalar.
Old 05-07-2010, 22:47   #9
av.suleyman

 
Varsayılan

İstifa ederek işten ayrılan kişinin memurluktan da olsa tazminat (ikramiye)alabilmesi eşitlik ilkesine aykırıdır. böyle bir yol varsa aynı statüde milyonlarca kişi çıkar. Devlet bunun altından kalkamaz.Hürriye gazetesinde Şükrü kızılot'un ortaya attığı haber-yazısını bende okudum. ölmüş olanların mirasçıları bile dava açıp alabilir diyor. Mantıksız görüyorum.
Old 06-07-2010, 15:04   #10
av.cemile

 
Varsayılan

Bana gelen bir olayda da iptal kararının yürürlüğe girmesini bekledik. Fakat yasal düzenleme yapılmadı. Daha doğrusu 5997 sayılı yasa ile 1 Hazian 2010 tarihinden geçerli olmak üzere düzenleme yapıldığını okudum. 1 Haziran 2010 tarihinden sonra 2829 sayılı kanuna göre hizmet süreleri birleştirilenlerin Emekli Sandığında geçen dönemleri için emekli ikramiyesi alabileceklerine dair düzenleme yapılmış. Fakat eskiden emekli olanların sıkıntısına çözüm değil. Kişi 10 yıl olmuş emekli olalı. 2829 sayılı yasa ile hizmet sürelerini birleştirmiş ve SGK dan emekli olmuş. Ama emekli sandığında geçen emekleri heba olmuş. Yasa müsade etmediğinden talep de edememiş. Şimdi yasa iptal ediliyor. Geçmişe etki eder mi? İptal kararları geriye yürümez diye biliyorum. Ayrıca emekli sandığına tabi çalışanların emekli ikramiyesi talebi için zamanaşımı öngörülmemiş. Ya da ben bulamadım.

Ben de zamanaşımı defiyle karşılaşır mıyım diye endişe ediyorum.
Yazılı olarak kuruma başvurduk. Ardından İdare Mahkemesinde dava açacağız.
Kuruma yazılı başvuranlar red gerekçelerini buradan paylaşırsa idarenin savunması hakkında fikrimiz olabilir.
Old 07-07-2010, 10:12   #11
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Ş.Kızılot
Memuriyetten Ayrılanların İkramiyeleri:
Anayasa Mahkemesi, TC Emekli Sandığı’na tabi olarak çalışırken, istifa eden ve daha sonra SSK ya da Bağ-Kur’dan emekli maaşı alanlara, Emekli Sandığı’na tabi hizmetleriyle ilgili ikramiye ödenemeyeceğine dair yasa hükmünü iptal etti. İptal kararı doğrultusunda, bir yıl içinde yeni bir düzenleme yapılmasına karar verdi.
O da ne?
Anayasa Mahkemesi kararına uyulmadı. Emekli ikramiyesi ödeneceğine değil, ödenemeyeceğine dair düzenleme yapıldı!
Yüz binlerce emekli ile adeta alay edildi!

Şükrü Kızılot'un Hürriyet'te yer alan bugünkü köşe yazısından bir alıntı...
Hangi düzenlemeden bahsediliyor? Bilen Var mı?
Old 07-07-2010, 13:57   #12
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Adli Tip
Şükrü Kızılot'un Hürriyet'te yer alan bugünkü köşe yazısından bir alıntı...
Hangi düzenlemeden bahsediliyor? Bilen Var mı?

Bu olabilir mi acaba:

19.06.2010 T., 27616 Sayılı R.G.:

BAZI KANUNLARDA VE 190 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
m.14: 5434 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrası “Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir. Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve kendilerine mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ise, bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden bu madde hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir. Mülga 2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile üçüncü fıkrasının son cümlesinin bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.” şeklinde değiştirilmiştir...
m.19: ...14 üncü madde 1/6/2010 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde, diğer maddeleri ise yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Saygılarımla...
Old 07-07-2010, 15:02   #13
avmurat

 
Varsayılan

Bu maddeyi sosyal güvenlik konusunda bilgili bir arkadaş yorumlayabilir mi acaba?Ben bir şey anlamadım da.
Old 08-07-2010, 11:32   #14
av.cemile

 
Varsayılan

Şöyle anlıyorum, bu madde 01/06/2010 tarihinden itibaren geçerli olacağından sanırım 01/06/2010 tarihinden sonra emekli olup da hizmet süreleri birleştirilerek SSK veya Bağkur(5510 sayılı kanunda karşılıklarını tam bilmiyorum)dan emekli olanlara emekli ikramiyesi ödeyecek fakat daha önce emekli olanlara bu maddeyi uygulamayacak.
Old 08-07-2010, 13:05   #15
av.cemile

 
Varsayılan

Bu arada Sosyal Güvenlik Hukuku alanında uzman/bilgili değilim, yalnızca bana gelen bir davadan dolayı ilgiliyim.
Yanlış anlaşılmasın
Old 26-07-2010, 15:06   #16
avukat gülşah

 
Varsayılan

Bu konuyla alakalı dilekçelerime red cvb geldi dava dilekçelerini yazdım bence mhk red etmiycek şu anda boşluk olduğu için kararın beklenmesine....diye düşünüyorum ikramiye alabilceklerini düşünüyorum ancak aksi de mümkün tabi dava red edilirse karşı tarafa ne kadar vekalet ücreti(oran) öderim bilgilendirebilirmisiniz
Old 31-07-2010, 15:43   #17
avbilgen

 
Varsayılan

Dava birçeşit alacak davası olduğundan ve harcı da nisbi yatıracağınızdan bence nisbi vekalet ücreti ödersiniz. Başka bilgisi olan meslektaşım varsa paylaşırsa sevinirim. İyi çalışmalar.
Old 31-07-2010, 23:26   #18
Av. İlknur Sezgin Temel

 
Varsayılan

SGK talepleri reddediyor. Başvuran herkese de 1 sayfadan ibaret aynı matbu red cevabını gönderiyor.

Davanın idare mahkemesinde açılması gerektiğini düşünüyorum.
Old 02-08-2010, 09:04   #19
Av.Nur Hayat BURAN

 
Varsayılan

Merhaba,
Ben de şu konuyu merak ediyorum; örneğin kişi emekli sandığına tabi çalışmakta iken istifa edip SSK (SGK'lı) olarak çalışmaya başlamış ve halen çalışmaya devam etmekte yani henüz emekli olmamışsa o kişi de dava açmalı mıdır?
Yoksa bu olay sadece farklı kurumdan emekli olmuş ve önceki kurumundan emekli ikramiyesi alamayanları mı kapsamaktadır?
Bunu soruyorum çünkü etrafımdaki herkes farklı algıladı konuyu. Kafam karıştı. Şimdiden çok teşekkürler...
Old 02-08-2010, 09:43   #20
avmurat

 
Varsayılan

Dava idari yargıda açılacağına göre davanın iki farklı usulde açılabileceğini düşünüyorum.
1-Emekli ikramiyenizi hesaplayabiliyorsanız hesaplayıp bu miktar yönünden dava açabilirsiniz.
2-Hiç miktar belirtmeden "ödenmeyen emekli ikramiyesinin ödenmesi " talepli bir dava açabilirsiniz.
Her iki duruma göre davanın tabi olacağı değerler farklılaşacaktır.İlkinde nisbi, ikincisinde maktu ücret ve harç ödenecektir.Ayrıca ilkinde davanın değerine göre tek hakimle görülecek dava olabilecekken ikincisinde heyet halinde görülecek ve karara karşı başvuralabilecek yollar da değişecektir.Aksi bilgi ve görüş var mıdır?
Old 02-08-2010, 15:25   #21
semush

 
Varsayılan

Haziran ayı içerisinde yürürlüğe giren kanuna göre açılacak davaların İş mahkemelerinde açılması gerektiğine dair görüşler de var hatta gerekçe olarak da
5510 sayılı kanunun uyuşmazlıkların çözüm yeri başlıklı 101. maddesini "...Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür

5521 SK : 1/B :" İş mahkemeleri, İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve dâvalara da bakarlar." gösteriyorlar tüm içtihat programlarını araştırdım bu konuda kesin bir karar bulamadım maalesef
Old 02-08-2010, 15:27   #22
Av.Nur Hayat BURAN

 
Varsayılan

Murat Bey,

Yani emekli olmayan bir şahsın da dava açmasının mümkün olduğunu mu düşünüyorsunuz? Yoksa siz benden önce yazan arkadaşlara hitaben mi cevap verdiniz? Şimdiden teşekkürler...
Old 02-08-2010, 16:17   #23
semush

 
Varsayılan

yapmış olduğum araştırma neticesinde şahsi görüşüm emekliliğin ssk dan veyahut bağkurdan gerçekleştikten sonra emekli sandığından da talep edilmesi gerektiği sonuçta yapılan işlemin adı ne olursa olsun hizmet birleştirilmesine çıkıyor.ama tabi dediğim gibi şahsi görüşüm
Old 02-08-2010, 16:19   #24
Av.Hülya Büyükoğlu

 
Varsayılan

Merhaba,

SGK benim talebimi de reddetti. Bir meslektaşımla yaptığım görüşmede kendisine de tamamen aynı cevabın verildiğini öğrendim. Sanırım kurum tüm başvuranlara aynı cevabı veriyor.

Yapılan yeni yasal düzenleme ile Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği hüküm neredeyse aynen geri getirilmiş. Yeni düzenlemenin de anayasaya aykırılığı nedeniyle iptal edileceğini düşünmekle birlikte ben şimdilik bekleme kararı aldım.

İyi çalışmalar.
Old 02-08-2010, 16:38   #25
Av.Nur Hayat BURAN

 
Varsayılan evreka

Kendi soruma bulduğum yanıtı yazıyorum;

EMEKLİ İKRAMİYESİ:
Madde 12 - Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve kendilerine bu Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir.

bu maddeden "Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve" ibaresi iptal edildiğine göre "kendilerine bu Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara," ibaresi halen ayaktadır yani ikramiye için başvurmak için aylık bağlanması şarttır. Bu durumda emekli sandığına bağlı çalışması olan ve sonradan SGK'lı çalışan şahıs daha emekli olmamışsa kendisine henüz emekli ikramiyesi ödenmeyecektir. Emekli olup aylık bağlandığında kendisine emekli ikramiyesi ödemesi yapılmazsa o zaman bu maddeden hareketle başvuruda bulunulması gerekmektedir.
Old 03-08-2010, 08:32   #26
avmurat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan alameti farika
Kendi soruma bulduğum yanıtı yazıyorum;
Sizin sorunuzu cevaplamayı unutmuşum ama siz cevabı yazmışsınız.Katılıyorum, saygılarımla.
Old 04-08-2010, 08:49   #27
av.23

 
Varsayılan

Yeni yasal düzenleme bundan sonra emekli olacak kişiler için sorunu çözmüş durumda.Hizmetleri hangi kurumda geçmiş olursa olsun Emekli Sandığına tabi olarak çalıştıkları süreler için ikramiyelerini alabilecekler. Ama daha önce emekli olanlar ile ilgili bir çözüm yok değişiklikte, en azından geçici bir madde ile bu durum düzenlenebilrdi.
İki başvuru yaptık yeni yasal düzenleme gerekçe gözterilerek talebimiz reddedildi.Bazı meslektaşlarım beklemeyi düşündüklerini yazmışlar.Ama idari yargıda dava açılacaksa -ki ben öyle olacağını düşünüyordum - beklemek hak kaybına sebep olmaz mı?
Old 05-08-2010, 09:48   #28
av.cemile

 
Varsayılan

Bu konu bu sitede tekrar açılmış ve orada da tartışılmış. Oradaki tartışmalara baktığımda ve konuyu incelediğimde :
1-2829 sayılı yasanın yürürlükten kaldırılmıştır. Fakat 5510 sayılı kanun geçici 2. maddenin son fıkrasına göre; "Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı veya iştirakçi olup, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra aylık talebinde bulunanlardan, farklı sosyal güvenlik kurumlarına ya da bu kanunda belirtilen sigortalılık hallerinden birden fazlasına tabi olanlara aylık bağlanmasına esas alınacak kanun, bu kanunla mülga 2829 sayılı kanun hükümlerine göre tespit olunur..." Dolayısıyla 5510 sayılı kanundan önce sigortalı olanlara hizmet birleştirmelerinde, 2829 sayılı kanun uygulanmaya devam edecektir.
2- 5434 sayılı yasanın 89. maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklikle:" Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve kendilerine mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ise, bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden bu madde hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir. Mülga 2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile üçüncü fıkrasının son cümlesinin bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.” hükmünün getirildiği
3-dolayısı ile 2829 sayılı kanunun uygulamasının devam ettiği durumlarda dahi..."2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile üçüncü fıkrasının son cümlesinin bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.”hükmü gereği başka sosyal güvenlik kurumundan emekli olanlara Anayasa Mahkemesinin emekli ikramiyesi almasına olanak sağlayan değişikliği hiçe sayılmıştır.
4-Yeni emekli olacaklar içinde aynı düzenleme korunmuştur. Şöyle ki5510 sayılı kanunun geçici 4. maddesi de emekli Sandığına tabi görevlerden emekli olmaya ilişkin düzenleme içeren bir geçiş hükmüdür.
Kısaca değişen hiçbir şey yok. Yukarıda hizmet süreleri birleştirilip 1.06.2010 tarihinden sonra emekli olanların emekli sandığında geçen süreler için başka bir kurumda emekli olsalar bile ikramiye alabilecekleri şeklindeki algılamamız maalesef yanlış.

Eski hamam eski tas.


http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=51209
Old 05-08-2010, 09:56   #29
av.cemile

 
Varsayılan

Bu arada SGK cevap ve red gerekçesini içerir dilekçesinde:
5434 sayılı yasanın 89. maddesindeki değişikliğe değinmiş ve yasayı uygulamak zorundayız demiştir.
Bu nedenle de talebinmiz reddedilmiştir diyor.

Anayasaya aykırı olduğu kesin olan bir hükmün başka bir kanunun başka bir maddesinde aynen vücut bulması yalnızca bize mahsus bir hukuk uygulamasıdır herhalde.
Old 19-08-2010, 14:38   #30
alp___

 
Varsayılan

Merhaba, bu konuyla alakalı olarak; SGK'nun red kararına karşı iadare mahkemesine dava açılması gerektiği kanaatindeyim fakat burada yetkili idare mahkemesi kurumun bulunduğu yer idare mahkemesi midir? Yoksa davacının bulunduğu yer idare mahkemesi midir? İYUK'nda kamu görevlilerinin özlük, sici vs. gibi işlemleri ile ilgili davaların kamu görevlisinin bulunduğu yer idare mahkemesi olduğu belirtilmiş. Yetkili idare mahkemesinin belirlenmesi hususunda yardım ederseniz çok sevinirim. Kolay gelsin iyi çalışmalar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
menfi tespit davası açıp tanık dinletebilirmiyiz? asyadan Meslektaşların Soruları 7 25-03-2010 22:13
Boşanma Davası Açıp Başka Kadınla Beraber Yaşama Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 3 30-10-2009 15:00
Vekaleten Çek Ciro Eden avukat Hakkında Dava Avrasya Meslektaşların Soruları 2 01-09-2009 16:56
İstifa eden kooperatif üyesinin açtığı davada yetki meltem2007 Meslektaşların Soruları 1 13-02-2008 11:16
istifa eden memur başka kurumda göreve başlayabilirmi Av.HakanANDI Meslektaşların Soruları 2 07-12-2007 15:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07879710 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.