Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. Üyelerimizin yazdığı ve bizlerle paylaştığı şiir, öykü, deneme ve diğer yazınsal türler.

Vali Yardımcısı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-08-2007, 13:13   #1
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan Vali Yardımcısı

VALİ YARDIMCISI


31 Mayıs, saat 19.20

Bir gün sonra yürürlüğe girecek yasalarda yapılan değişikliklerin yayınlanıp yayınlanmadığını kontrol etmek için her gün Resmi Gazete’yi internetten kontrol ediyordum. O gün işlerin yoğunluğundan bakamamıştım; eve gelir gelmez açtım siteyi. Yasa değişikliği ile ilgili bir şey yoktu. Başka neler varmış diye bakarken İçişleri Bakanlığı’nın atama kararnamesi ile karşılaştım. Kararnameler ilgimi çekmezdi; birkaç gün önce arkadaşım Cemil’le aramızda geçen konuşma olmasaydı.

22 Mayıs, saat 11.05

Adliyede duruşma beklerken sohbet ediyorduk.
- Oğlum, sizin dünyadan haberiniz yok. İnan abi İçişleri Bakanı’nın yeğeniymiş,
yakında vali olursa hiç şaşırmayın.
- Ciddi misin?
- Evet yahu, takım elbisesine iddiaya bile girdim.
Güldüm.
- O kadar eminsin yani, öyle mi?
- Yüzde doksan. Bak görürsünüz, Cemil demişti dersiniz...

31 Mayıs, saat 19.25

Resmi Gazete’deki kararname ile kentimize de bir vali yardımcısı atanmıştı. Sayfayı bilgisayarıma kopyalayıp, üzerinde değişiklik yapmak birkaç dakikamı aldı. Sonra keyifle mırıldandım:
- Evet, Cemil demişti...

1 Haziran, saat 17.50

Duruşmalar, görüşmeler, Barodaki işler derken epeyce yorulmuştum. Hava, ha yağdı ha yağacak kıvamındaydı; lokale vardığımda çiselemeye başladı, rakımı yudumlarken ahmakıslatan boyutundan çıkıp herkesiıslatan oluverdi. Kimse yoktu ben geldiğimde, önce Erhan geldi. Biz havadan sudan sohbet ederken Mehmet de gelip bize katıldı.

Acele etmiyor, konunun bir şekilde İnan beye gelmesini bekliyor, açıkça fırsat kolluyordum. Çok bekletmedi beni Mehmet, aralarında geçen bir konuşmayı anlattı. O an aklıma gelmiş gibi yerimden fırladım:
- Aaaa!!! Siz asıl bombayı bilmiyorsunuz...
Erhan her zamanki sakinliğiyle:
- Ne oldu ki?
- Durun durun, kendi gözlerinizle görün.
Mehmet, Erhan’ın tersine hep heyecanlıdır. Ben dizüstü bilgisayarı çantadan çıkarıp açarken Mehmet’in soruları dışarıdaki yağmurla yarışıyordu.
- Söylesene yahu? Ne olmuş Erhan, senin haberin var mı? Oğlum meraklandırma insanı, söylesene!
- Dur, bekle biraz, şu açılsın göreceksin.
Bilgisayar açılırken geçen süre ve benim planlanmış ketumluğum, meraklarını ve dolayısıyla inanma potansiyellerini arttırmıştı. Onlara çok uzun gibi gelen, oysa benim onların hallerine bakıp içimden gülerek, hatta kahkahalar atarak geçen bir dakikadan sonra bilgisayar açılmıştı. Önceden hazırladığım sayfayı açtım. Mehmet ve Erhan, ne olduğunu anlamıyor, açıklama istiyorlardı:
- Hani ne var? Nedir bu?
- Hasta etme bizi ya, söylesene...
Oysa söylemek değil, onların kendilerinin görmesini istiyordum. İnsanlar söylenenlerden kuşku duyabilir ama gözüyle gördüğüne inanmaya eğilimlidir. Bu yüzden sorularını savuşturuyordum:
- Bak işte, herşey ortada, bana ne soruyorsun?
- Erhan sen bir şey anladın mı bundan? Ya söylesene ne bu?
- Ya görmüyor musun? Bak, ne yazıyor?
- Resmi Gazete.
- Evet, bak bu da kararname. Oku bakalım.
- İçişleri Bakanlığı’na ait atama kararı...diyor. Eee ne şimdi bu?
- Oku işte.
Erhan’ın bile sakinliği kalmamış, O da merakına yenilmişti:
- Dur ben bakayım.
- Okuyorum işte ya... Birinci derece kadrolu M... Vali yardımcılığına.
Sözünü kestim Mehmet’in. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum çünkü.
- İn, biraz aşağı in.
O anda Erhan asıl görmelerini istediğim yeri görüp çığlık attı.
- Aha! Nasıl oluyor ya?
Mehmet de okuyunca film başladı. Sakin olmaya, gülmemeye çabalıyordum. Mehmet kendini kaptırmış söyleniyordu:
- Valla Cemil bu işi biliyordu, söyledi çocuk kaç gün önce.
- Evet, iddiaya bile girmiş galiba.
Erhan, Cemil’in ortağıydı:
- Evet, Hamit abiyle iddiaya girdi, biliyorum. Vay be! Nasıl iş bu?
- Biliyormuş adam, dur arayayım...
Mehmet telefonun davranıp Cemil’i ararken ben kıs kıs gülüyor, onları bu kadar kolay kandırmanın keyfini yaşıyordum. Cemil inanmayacaktı buna ama olsun, bunlar şakama kurban gitmişti ya, yeter.
Bu arada Mehmet Cemil’e ulaşmış, ballandıra ballandıra anlatıyordu.
- Gözlerimle gördüm oğlum Resmi Gazete’de..... Evet... Vali yardımcısı.... Evet, yazıyor... Çocuğumun üstüne yemin ederim gözlerimle gördüm ya...
Mehmet’in şakaya kanmasının bu dereceye varması, çocuğu üstüne yemin etmeye başlaması biraz burkmuştu beni. Yüzüm değişmiş olmalı ki, Erhan hemen farkedip bağırdı.
- Oğlum kandırdın mı yoksa bizi? Biz de saf saf inanıyoruz ha!
- Ne bileyim adamın bu kadar inanacağını?
Bu arada Mehmet telefon görüşmesini bitirmiş, Erhan’la konuşmamızdan durumu anlamaya başlamıştı.
- Şaka mıydı ya? Ulan biz de yedik hemen.... Hey allahım ya...
- Valla çok fena yedik.... Ama Resmi Gazeteyi nasıl yaptın oğlum?
- Zor bir şey değil ki?
Mehmet’e döndüm,
- Cemil inandı mı?
- Yemin edince inandı tabii. Geliyormuş buraya.


1 Haziran, saat 18.55

Gitme zamanım gelmişti. Aslında beklemek, Cemil’in lokale geldiğinde olacakları izlemek isterdim. Lokalin deniz tarafındaki kapısından çıkıp iki adım yürüdükten sonra Cemil ile karşılaştım.
- Gördün mü? Bir de inanmıyordunuz bana.
Görmüştüm. Ama gördüğüm, onun dediği değil, oltayı uzaktan bile yuttuğuydu.
- Eee... Sen birinin yeğeni diyordun ya...
- Hamit abi delirdi duyunca. İddiaya girmiştik onunla, bilmem söyledim mi sana?
- Evet duydum. Ne kazandın?
- Yemeğine dedi, ben takım elbise dedim ama kabul etmedi.
- Benim gitmem gerek, hadi yarın görüşürüz.
- Lokalde kimler var.
- Mehmet ve Erhan orda. Birileri daha var ama tanımıyorum.
- Tamam görüşürüz.
- Görüşürüz.
Cemil lokale doğru uzaklaşır uzaklaşmaz telefona sarıldım ve Mehmet'i uyardım.
- Alo, Cemil şimdi geliyor oraya haberin olsun. Çok fena yutmuş, sakın belli etmeyin. Tamam yarın görüşürüz.

2 Haziran, saat 10.23

- İnkar ediyor ama...
- Nesini inkar edecek? Ben yanındaydım diyorum sana.
- Ne yaptı telefon gelince?
- Cemil aradı ya bunu, hayırlı olsun diye... Bizimkisi bir heyecanlandı ki sorma. İnternetten o tarihin Resmi Gazetesi’ne bakmaya çalıştı, açamadı bir türlü. Oğlunu aradı, anlattı durumu, “internetten bak” dedi. Oğlu da açamamış. Sonra müsteşar bir tanıdıkları varmış, aradı, konuştu. “Yok öyle bir şey” demiş adam, çok bozuldu o zaman.
- Hadi ya!
- Valla çok inanmıştı, yüzü bembeyaz oldu müsteşarla konuşunca.

İnan beyin hemşehrisi olan Sulh Hukuk Mahkemesi’nin katibiyle yaptığım bu konuşma, birkaç dakika önce İnan beyle konuştuklarımı aydınlatıyordu.

2 Haziran, saat 10.02

- Abi, hayırlı olsun.
- ............
- Çok sevindik.
- Yok bir şey ya...
- Abi, yanlış mı duyduk?
- Nereden duyuyorsunuz böyle şeyleri, yok diyorum bir şey.
- Cemil söyledi.
- Yok, yok, uyduruyorlar.
- Allah allah! Ne bileyim, Resmi Gazete’de görmüşler.
- Hayır ya, birisi kandırmış onları; inanmış enayiler.
- Sana kim söyledi?
- Cemil söyledi ya, hemen anladım şaka olduğunu.
- İnanmadın yani, ha?
- Ne inanacağım, yutar mıyım ben böyle numaraları hiç?
- ...........

Yalnızca içimden gülüyordum.

3 Haziran, saat 20.12

Cemil, gazeteci arkadaşı Hamit’le konuşuyordu:

- Kim dedin?
- Milletvekili... Gitmiş Bakanlığa... “Nasıl iş bu?” demiş, “Vali yardımcısı atıyorsunuz, bir bilgi vermiyorsunuz bana.”
- Eeee..
- Milletvekili bile inanmış yani.
- Yahu bir şaka nerelere vardı.
- Kimden çıktı bu?
- Kim olacak, yine Cengiz’in marifetleri. İnternet sayfası yapmış, Resmi Gazete gibi, bizimkiler de yemiş.
- Sen de yemişsin?
- Ne yapayım, Mehmet çocuğunun üstüne yemin edince...
- Ha, ha!

Not:
Olay (şaka) 2005'de yaşanmış, 2006'da yazıya dökülmüştür. Adlar değiştirilmiştir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İstanbul'da avukat yardımcısı olarak çalışmak istiyorum nagehans Adliye Duvarı 0 10-01-2007 20:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03767300 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.