Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Özel Ünİversİtelere KarŞi Alacak Davasi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-09-2011, 22:00   #1
yavuzselimaydın

 
Varsayılan Özel Ünİversİtelere KarŞi Alacak Davasi

Merhabalar,

Kısa bir soru

Özel üniversitelere karşı açılacak olan her türlü alacak davalarında tüketici mahkemeleri mi yetkilidir?
Old 08-09-2011, 22:35   #2
tiryakim

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/4061

K. 2005/10142

T. 15.6.2005

• ALACAK DAVASI ( Üniversite Rektörlüğü ile Davacı Kurum Arasında Yapılan Abonelik Sözleşmesinin İhlal Edilmesi Nedeniyle )

• TÜKETİCİ MAHKEMESİ ( Rektörlüğün Tüketici Sıfatını Haiz Olmaması-Bu Nedenle Davacı Kurumla Yapılan Abonelik Sözleşmesinden Doğan Uyuşmazlığın Genel Mahkemelerde Görülmesinin Gerekmesi )

• GÖREV ( Üniversite Rektörlüğünün Tüketici Olarak Kabulü Mümkün Olmayacağından Davanın Genel Mahkemelerde Görülmesinin Gerekmesi )

• TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUNUN KAPSAMI ( Taraflardan Birini Tüketicinin Oluşturduğu Her Türlü Tüketici İşlemini Kapsaması )

• TÜKETİCİ SIFATI ( Davacı Kurum ile Abonelik Sözleşmesi Yapan Üniversite Rektörlüğünün Bu Sıfatı Haiz Olmaması-Bu Nedenle Bu Sözleşmeden Doğan Uyuşmazlığın Genel Mahkemelerde Görülmesinin Gerekmesi )

4077/m.1,2

ÖZET : Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davalı Osmangazi Ünüversitesi Rektörlüğünün tüketici olarak kabulü mümkün değildir. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki kanun kapsamında kalmadığının kabulü gerekir. Bu nedenle ve dava olunan miktara göre davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili , davalı ile müvekkili kurum arasında abone sözleşmesi imzalandığını, yönetmelik gereğince davalıya resmi daire abone gurubu tarifesi uygulandığını, 1996 yılında yapılan yönetmelik değişikliği ile Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim ve öğretim kurumlarına resmi okul abonesi tarifesi uygulanmaya başlandığını, bunun üzerine davalının önceki yıllarda ödediği fazla ödemeleri mahsup ederek eksik ödemede bulunduğunu ileri sürerek 102.518.890.000 TL nin mahsup tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Mahkemenin görevsizliğine,istek halinde dosyanın görevli ve yetkili Tüketici Mahkemesi sıfatıyla Eskişehir Asliye Ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar." hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davalı Osmangazi Ünüversitesi Rektörlüğünün tüketici olarak kabulü mümkün değildir. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki kanun kapsamında kalmadığının kabulü gerekir. Bu nedenle ve dava olunan miktara göre davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Bu durumda mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın talep halinde iadesine, 15.6.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Umarım eklediğim karar işinize yarar
Old 09-09-2011, 07:53   #3
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yavuzselimaydın
Merhabalar,

Kısa bir soru

Özel üniversitelere karşı açılacak olan her türlü alacak davalarında tüketici mahkemeleri mi yetkilidir?


Sayın tiryakimin eklediği karar sorunuzun cevabı değildir. Zira kararda özel üniversitenin tüketici sıfatı olmadığından bahisle davalı sıfatı bulunmadığı belirtilmektedir.

Oysa ki soru, özel üniversiteye karşı tüketici tarafından açılacak davalardaki göreve ilişkindir.

4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar." hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.

Yukarıya alıntı yaptığım kısımlarda görüldüğü üzere, özel üniversite tüketici kapsamına giren gerçek şahıs öğrencilere hizmet sağlamaktadır. Elbette ticari bir ilişki ( örneği bir ticari şirket tarafından özel üniversiteye satılı emtidan kaynaklanan hukuksal problem) ihtilaf doğurduğunda görevli mahkeme Asliye Hukuk veya duruma göre Ticaret mahkemesi olacaktır. Hatta ihtilafı kamu ile olması halinde dava idare mahkemeleri görevine girebileceği gibi, meblağa göre Sulh Hukuk mahkemesi de özel üniversitelere karşı açılan davalara bakabilecektir.

Soru sahibinin somak istediğinin öğrencinin, özel üniversiteye karşı açacağı davada görev sorunu olduğunu düşünerek, davaya tüketici mahkemelerinde bakılabileceğini düşündüğümü belirtmek isterim.

Saygılarımla.
Old 09-09-2011, 09:21   #4
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Merhaba,
Yanlış anlaşılabileceğini düşündüğüm bir hususu tavzih etmek üzere belirtmek isterim ki, özel üniversitelere karşı açılabilecek her alacak davası tüketici mahkemelerinde görülmez. Sadece tüketici sıfatıyla açılacak davalar tüketici mahkemelerinde görülebilir.
Old 09-09-2011, 13:23   #5
nihilist

 
Varsayılan

anayasal bir zorunluluk olarak, türkiye cumhuriyeti sınırları dahilinde özel üniversite açılması mümkün değildir. özel üniversite olarak adlandırdığınız üniversiteler vakıf üniversiteleri olarak yer almakta ve yök' e bağlı olarak eğitim öğretim vermektedir. bu sebeplerle dahi davanın tüketici mahkemesinde görülmesi olanaksız.
Old 09-09-2011, 19:38   #6
yavuzselimaydın

 
Varsayılan

Aşağıda eklemiş olduğum yargıtay kararında yetkinin 4077 sayılı kanun çerçevesinde tüketici mahkemelerine verildiğini görüyoruz. Bu nokta da sayın nihilist size katılmıyorum. Ancak yine de konuyu tam olarak netleştirmek amacıyla bu soruyu sorma ihtiyacı duydum. Katkılarınıza teşekkür ederim.

E. 2007/15314
K. 2008/4565
T. 2.4.2008
• ÖZEL OKULA ÖDENEN EĞİTİM ÜCRETİ ( Tüketici Mahkemesininin Görevli Olduğu )
• TÜKETİCİ MAHKEMESİ ( Özel Okula Ödenecek Olan Eğitim Ücretine İlişkin Davada Görevli Olduğu )
• GÖREV ( İlgili Düzenlemeler Kamu Düzenine İlişkin Olup Taraflar İleri Sürmese Dahi Resen Gözetilmesi Gerektiği )
4077/m.1,2,3,23
ÖZET : Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi resen gözetilmelidir.
Özel okula ödenecek olan eğitim ücretine ilişkin davaya “Tüketici Mahkemesinde” bakılmalıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalının çocuğu Cansu’nun, davacı şirkete bağlı özel okulda okuduğunu, 2004 yılı ocak, şubat, mart, nisan aylarına ait eğitim ücreti bedellerini ödememesi üzerine icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına % 40'tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının itirazının iptaline, takibin 5224.00.-YTL asıl alacak üzerinden yürütülmesine, asıl alacağa faiz yürütülmesine, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. Maddesinde, yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir.
Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 Sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet atışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı ( sağlayıcı-satıcı ) davalıya ( tüketici-alıcı ) eğitim hizmeti sattığı ve taraflar arasındaki ilişkinin 4077 Sayılı Yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
4077 Sayılı Yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzen1emeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın ( 1 ) nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, ( 2 ) nolu bentte gösterilen nedenle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 02.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 09-09-2011, 19:47   #7
Av.Ali ŞAN

 
Varsayılan

4077 sayılı yasanın 2 ve 3 maddeleri ile öngörülen koşullarının tamam olması halinde vakıf üniversiteleri aleyhine tüketici mahkemesinde dava açılmasında herhangi bir yasal engelin olmadığı kanatindeyim.
Old 09-09-2011, 19:58   #8
yavuzselimaydın

 
Varsayılan

Bu kez vakıf üniversitelerinin dava ehliyetini netleştirmek amacıyla, bu üniversiteleri davalı gösterdiğimizde sıfat olarak "istanbul .... üniversitesi rektörlüğü" şeklinde mi dava açmalıyız yoksa sadece örn. "istanbul .... üniversitesi" dememiz yeterli olur mu?
Old 10-09-2011, 10:53   #9
nihilist

 
Varsayılan

merhaba,

son derece büyük bir yanlış içerisindesiniz. bu yanlışın sebebi mevcut kavram kargaşası, öncelikle söz konusu atıfta bulunulan yargıtay kararına değinmek istiyorum.

söz konusu yargıtay ilamında şöyle denmiş; "... Davacı, davalının çocuğu Cansu’nun, davacı şirkete bağlı özel okulda okuduğunu..."

buradan çıkan sonuca göre, burada dava taraflarından birini oluşturan kurum bir vakıf üniversitesi değildir. zira ilamdan da anlaşılacağı üzere tarafı "özel okul" olarak tanımlamış hatta "özel okulun bağlı olduğu bir şirketten" bahsedilmiştir.

1982 anayasası' nın ilgili, sair hükümleri uyarınca ülkemizde "özel üniversite" kurulması mümkün değildir. devlet üniversiteleri dışında kurulan üniversiteler, bir vakıfa bağlı olarak eğitim öğretim veren vakıf üniversiteleridir.

yani ülkemizde bulunan ve devlet üniversitesi olmayan üniversiteler, özel değil vakıf üniversiteleridir. vakıf üniversiteleri de şirketlere değil, vakıflara bağlı olarak kurulurlar.

bunun yanında söz konusu ilamda şu husus yer almıştır; "...ait eğitim ücreti bedellerini...", buradan da anlaşılacağı üzere dava eğitim ücretine ilişkindir, vakıf üniversitelerinde eğitim ücreti değil "harç" alınmaktadır.
bu sebeplerle,

I) atıfta bulunduğunuz yargıtay ilamı özel okul olarak geçen; bir ana okulu, ilkokul veya lise' ye ilişkindir.

II) söz konusu yrgıtay ilamının vakıf üniversitesine karşı açılacak olan dava ile ilişkisi bulunmamaktadır.

III) özel üniversite olarak adlandırdığınız "vakıf üniversitesi" ne karşı açacağınız davanın tüketici mahkemesinde görülmesi mümkün değildir, bu sebeplerle.

kolay gelsin, saygılarımla.
Old 10-09-2011, 22:29   #11
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan nihilist
ülkemizde bulunan ve devlet üniversitesi olmayan üniversiteler, özel değil vakıf üniversiteleridir. vakıf üniversiteleri de şirketlere değil, vakıflara bağlı olarak kurulurlar.
Sayın nihilist'in isabetli uyarısını dikkatinize sunarım:

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3.maddesindeki tanımlara göre:
- Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri,
ifade eder.

Halk arasında ''özel üniversite'' denilen vakıf üniversiteleri kazanç amacına yönelik olmayan birer kamu tüzel kişisidir. Dolayısıyla vakıf üniversitelerinin ticari veya mesleki faaliyette bulunduğu söylenemeyeceğinden Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamı dışındadırlar.

Bakınız: 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu

Okuyunuz: Vakıf Yüksek Öğretim Kurumları Yönetmeliği
Vakıf üniversitesi
Madde 4-
Vakıf Yükseköğretim Kurumu: Kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile Vakıflar tarafından kurulmuş bulunan üniversite ile (diğer yüksek okullar)dır.
Madde 5 - Vakıf üniversitesi gelirlerini sadece kendi üniversitelerini ve mülkiyeti üniversitelere ait kurum ve kuruluşları geliştirmek amacıyla harcamak kaydıyla, vakıflar tarafından kanunla kurulmuş bulunan kamu tüzel kişiliğine sahip, yüksek düzeyde araştırma, eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan, fakülte, enstitü, yüksekokul, meslek yüksekokul, destek, hazırlık okulu veya birimleri, benzeri kuruluş ve birimlerden oluşan bir yükseköğretim kurumudur.

Saygılarımla
Old 12-09-2011, 16:59   #12
yavuzselimaydın

 
Varsayılan

Kafamda netleştirmeye çalıştığım davada vakıf üniversitesinin vermiş olduğu bir seminer ücretinin iadesi talep edilecek. bu noktada dava konusunun özel bir seminer olması ve bedelinde buna istinaden ödenmesi durumu değiştirmez mi? ayrıca sizin de haklı olarak belirtiğiniz gibi paylaşmış olduğum yargıtay kararı özel okullara ilişkin. açıkçası bu husus dikkatimden kaçmıştı. ancak yorumla şuna ulaşılabilir gibime geliyor, öyle ki; 4077 sayılı kanun çerçevesinde mesleki faaliyeti yukarıda ki karar doğrultusunda bir mal(hizmet) olarak niteleyebiliriz. zira seminer kazanç sağlama amacıyla düzenlenmiş ve ücret karşılığı eğitim verilmiş durumda. yorumlarınızla katkı sağladığınız teşekkür ederim.
Old 12-09-2011, 21:18   #13
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yavuzselimaydın
zira seminer kazanç sağlama amacıyla düzenlenmiş ve ücret karşılığı eğitim verilmiş durumda.
''Kazanç sağlama amacı gütmeyen'' bir kamu tüzel kişiliğinin seminer karşılığında ücret alması ''kazanç sağladığı'' anlamına gelmez.

Kanun'da yazan ''kazanç'' kavramı ''kâr'' olarak tercüme edilirse konu daha iyi anlaşılır kanısındayım. Kâr ticari bir kavramdır. Halbuki üniversiteler, seminer karşılığı ücret alsa bile, kâr peşinde ticari (veya mesleki) faaliyette bulunmazlar.

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3.maddesindeki tanımlara göre:
- Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri,
ifade eder.

Ücret karşılığı seminer vermek ticari (veya mesleki) faaliyet değildir.

Saygılarımla
Old 12-09-2011, 21:44   #14
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
''Kazanç sağlama amacı gütmeyen'' bir kamu tüzel kişiliğinin seminer karşılığında ücret alması ''kazanç sağladığı'' anlamına gelmez.

Kanun'da yazan ''kazanç'' kavramı ''kâr'' olarak tercüme edilirse konu daha iyi anlaşılır kanısındayım. Kâr ticari bir kavramdır. Halbuki üniversiteler, seminer karşılığı ücret alsa bile, kâr peşinde ticari (veya mesleki) faaliyette bulunmazlar.

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3.maddesindeki tanımlara göre:
- Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri,
ifade eder.

Ücret karşılığı seminer vermek ticari (veya mesleki) faaliyet değildir.

Saygılarımla

Katılıyorum. Bu müesseselerde öncül amaç kar elde etmek değildir. Bu müeseseler ticari, kazanç sağlamayı hedef alan bir maksatla da kurulmuş değillerdir. (Kurulamazlar da...)

Saygılarımla.
Old 31-12-2013, 17:56   #16
yavuzselimaydın

 
Varsayılan

Ortada ticari faaliyet söz konusu olmadığına göre, yasal faiz talep edilebileceği kanaatindeyim.

Saygılarımla.
Old 17-01-2014, 15:32   #17
gaxal

 
Varsayılan

Tekrar edilen ders ücreti, kayıt dondurma parası ve bütünleme (yaz okulu yerine ek sınav açılması) gibi haksız tahsil edilmiş ücretler bakımından Vakıf Üniversitelerinin tacir sıfatıyla dava edilmesi mümkün mü?

Tüketici mahkemesi yerine Asliye Mahkemesi'nde bu dava AÇILABİLİR Mİ?
Old 17-01-2014, 15:59   #18
yavuzselimaydın

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan gaxal
Tekrar edilen ders ücreti, kayıt dondurma parası ve bütünleme (yaz okulu yerine ek sınav açılması) gibi haksız tahsil edilmiş ücretler bakımından Vakıf Üniversitelerinin tacir sıfatıyla dava edilmesi mümkün mü?

Tüketici mahkemesi yerine Asliye Mahkemesi'nde bu dava AÇILABİLİR Mİ?


Bu olayla ilgili davalarımdan birinde görev uyuşmazlığı nedeniyle dosyam Yargıtay'a gitmişti.
Geçenlerde Yargıtay'dan Vakıf üniversitesinin gelir elde etme amacıyla hareket edemeyeceğinden dolayı, tacir sayılmayacağını, aynı zamanda da bizim davamız için müvekkilin de tüketici sıfatına haiz olmaması nedeniyle görevli mahkemenin hukuk mahkemeleri olduğunu belirtir kararı geldi.
Old 19-02-2014, 14:32   #19
nüktedan

 
Varsayılan

Aynı olayla ilgili, Kıbrıs'ta bulunan Yakın Doğu Üniversitesi'ne dava açacağız. Bu nedenle Kıbrısta bulunan bir üniversiteye karşı Türk yargı makamlarında dava açabilir miyiz? Öğrenci Türk vatandaşı ve ikametgahı da Mersin.
Old 19-02-2014, 17:23   #20
olgu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yavuzselimaydın
Bu olayla ilgili davalarımdan birinde görev uyuşmazlığı nedeniyle dosyam Yargıtay'a gitmişti.
Geçenlerde Yargıtay'dan Vakıf üniversitesinin gelir elde etme amacıyla hareket edemeyeceğinden dolayı, tacir sayılmayacağını, aynı zamanda da bizim davamız için müvekkilin de tüketici sıfatına haiz olmaması nedeniyle görevli mahkemenin hukuk mahkemeleri olduğunu belirtir kararı geldi.

Kararı paylaşabilir misiniz? bende genel mahkemelerin görevli olduğunu, üniversitede alınan eğitimin mesleki faaliyet amaçlı alındığını bu sebepten tüketici mahkemesi görevli olamaz görüşündeyim ama Ankara'daki tüketici hakimleri benim görüşümü benimsemiyor. aksine 13. dairenin tüketici mahkemesi görevli olduğuna ilişkin kararı var.
Old 19-03-2014, 19:18   #21
eser_29

 
Varsayılan

T.C.
UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
HUKUK BÖLÜMÜ
E. 2004/34
K. 2004/55
T. 4.10.2004

• DÖNEM ÜCRETİ ( Vakıf Üniversitesine Yaptırılan Kayıt Nedeniyle Yatırılan/Kaydın Öğretim Dönemi Başlamadan Sildirilmesi - Ücretin İadesi İstemiyle Açılan Davanın Çözüm Yeri )
• VAKIF ÜNİVERSİTESİNE YAPILAN KAYDIN ÖĞRETİM DÖNEMİ BAŞLAMADAN SİLDİRİLMESİ ( Ücretin İadesi İstemiyle Açılan Dava - Adli Yargı Yerinde Çözümlenmesi Gereği )
• KAYDIN ÖĞRETİM DÖNEMİ BAŞLAMADAN SİLDİRİLMESİ ( Vakıf Üniversitesine Yaptırılan - Ücretin İadesi İstemiyle Açılan Davanın Adli Yargı Yerinde Çözümlenmesi Gereği )

2709/m. 130
818/m. 61
2547/m.Ek.2,Ek.9

ÖZET ava, yatay geçiş suretiyle Vakıf Üniversitesine yaptırılan kaydın öğretim dönemi başlamadan sildirilmesi nedeniyle yatırılmış bulunan dönem ücretinin iadesi istemiyle açılmıştır.

Davanın, vakıf üniversitesi ile öğrenci arasındaki alacak borç ilişkisinden doğması nedeniyle özel hukuk hükümlerine göre ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerekir.

OLAY : Doğu Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi olan davacı, 2000-2001 öğretim yılında Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesine ( 3. sınıf ) yatay geçiş için yaptığı başvurunun Üniversite Yönetim Kurulunca kabulü üzerine, 25.9.2000 tarihinde adıgeçen Üniversiteye kaydolarak 1. dönem ücreti karşılığı 2.498 ABD Doları ödemiş; ayrıca başvuruda bulunduğu Anadolu Üniversitesince yatay geçiş isteğinin kabul edilmesi üzerine, 10.10.2000 günlü dilekçe ile Çankaya Üniversitesi'nden kaydını sildirmiş, ancak yatırdığı dönem ücreti iade edilmemiştir.

Davacı vekilince, Çankaya Üniversitesine kayıt kabulü için dönem ücretinin zorunlu olarak yatırıldığı, ancak bir başka öğrencinin kaydına engel olmadan ve öğretime başlamadan kaydını başka Üniversiteye yaptıran müvekkiline davalı kurumca 1. dönem için ücret alınmasına karşın hiçbir hizmet verilmediği, 5 Ocak 2001 tarihinde çekilen ihtarnameye rağmen hiçbir ödeme yapılmadığı ileri sürülerek, B.K. 61. ve diğer maddeleri uyarınca, 2.498 ABD Doları karşılığı 2,905,174,000.- TL.'nin ihtarname tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline hükmedilmesi istemiyle, 11.6.2001 gününde adli yargı yerinde alacak davası açılmıştır.

ANKARA 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 12.12.2002 gün ve E: 2001/430, K: 2002/840 sayı ile, davalı Üniversitenin, kanunla kurulmuş özel üniversite statüsünde ise de, kamu hizmeti yapmakta ve kuruluşu da kanunla düzenlenmekte olup, bu kanuna dayalı olarak çıkarmış olduğu yönetmelikle tek taraflı olarak üniversiteye kayıt kabul şartlarını belirlediği ve buna göre kayıt ücreti aldığı, bu durumda Üniversitenin kamu kimliğini kullanarak parayı aldığı, bu halde davanın idari yargıyı ilgilendirmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.
Davacı vekili, aynı istekle, 21.3.2003 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 4. İDARE MAHKEMESİ TEK HAKİMİ; 30.10.2003 gün ve E: 2003/454, K: 2003/1521 sayı ile, 9.7.1997 tarih ve 4282 sayılı Kanunla Kurulan Çankaya Üniversitesinin, Anayasanın 130. maddesi ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun Ek-2. maddesi hükümleri uyarınca akademik yönden 2547 sayılı Kanuna tabi olmakla birlikte, mali ve idari konularda özerk bir kamu tüzel kişisi olduğu, bir başka anlatımla, akademik konular dışında kalan mali ve idari konularda özel hukuk hükümlerine tabi olduğu, bu durumda davalı kurum hernekadar eğitim öğretim gibi bir kamu hizmeti yerine getirmekte ise de, olayda davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlığın bir borç-alacak ilişkisi çerçevesinde Borçlar Kanunu'nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Tülay TUĞCU'nun Başkanlığında, Üyeler: Dr. Atalay ÖZDEMİR, M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Abdullah ARSLAN ve H. Hasan MUTLU'nun katılımlarıyla yapılan 4/10/2004 günlü toplantısında;

I- İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II- ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan;
-İlgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ'nin davada adli yargının;Danıştay Savcısı Nevzat ÖZGÜR'ün ise idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, yatay geçiş suretiyle Vakıf Üniversitesine yaptırılan kaydın öğretim dönemi başlamadan sildirilmesi nedeniyle yatırılmış bulunan dönem ücretinin iadesi istemiyle açılmıştır.
Anayasa'nın "Yükseköğretim kurumları" başlıklı 130. maddesinin 1. fıkrasında, kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip olduğuna işaret edilen üniversitelerin devlet tarafından kanunla kurulacağı kurala bağlanmış ve takibeden fıkralarda üniversitelerin tabi olacağı hükümler belirtildikten sonra son fıkrasında "Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabidir."denilmiştir.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'na 17.8.1983 tarih ve 2880 sayılı Kanunla eklenen ve olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Ek 2. maddede de Anayasa'nın anılan 130 /son. maddesi hükmü tekrarlanmış ve aynı Yasa'nın Ek 5. maddesinde, vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumlarında vakıf yönetim organı dışında en az yedi kişiden oluşan bir mütevelli heyetinin bulunacağı; mütevelli heyetin, vakıf yükseköğretim kurumunun tüzelkişiliğini temsil edeceği, yükseköğretim kurumunda görevlendirilerek yöneticiler ve öğretim elemanları ile diğer personelin sözleşmelerini yapacağı, atamalarını ve görevden alınmalarını onaylayacağı, yükseköğretim kurumunun bütçesini onaylayıp uygulamaları izleyeceği, ayrıca vakıfca hazırlanan yönetmelik hükümlerine göre diğer görevleri yürüteceği öngörülmüştür.
Çankaya Üniversitesi, 28.3.1983 tarih ve 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu'na 9.7.1997 tarih ve 4282 sayılı Kanunla eklenen Ek 43. madde ile, Ankara'da Sıtkı Alp Eğitim Vakfı tarafından 2547 sayılı Kanunun vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere, kamu tüzelkişiliğini haiz bir vakıf üniversitesi olarak kurulmuştur.
2547 sayılı Yasa'nın ( 2880/32 md. ile eklenen ) Ek 9. maddesinin ikinci fıkrasında "Öğrencilerden alınacak ücretler mütevelli heyet tarafından tespit edilir." hükmü yer almış; Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 14. maddesinin, 31.5.1998 tarih ve 23358 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelik ile değişik üçüncü fıkrasında da öğrencilerden alınacak ücretlerin mütevelli heyetince belirleneceği öngörülmüştür.
Anılan yasal düzenlemelerden, vakıf üniversitelerinin mali ve idari konularda özerkliğe sahip olarak faaliyette bulunduğu; öğrenci ücretlerinin mütevelli heyetince belirlendiği anlaşılmaktadır.
Vakıf üniversitelerinin, kamu tüzelkişiliğine sahip oldukları ve kamu hizmeti yürüttükleri konusunda kuşkuya yer yok ise de, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 46. maddesine göre Yükseköğretim Kurulunca tespit edilen öğrenci başına cari hizmet ödeneğinden her yıl Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmiş Devletçe karşılanacak kısmı dışında kalan ve "öğrenci katkısı" olarak adlandırılan ödeme, bu hizmet nedeniyle kanunla getirilen mali bir yükümlülük olmasına karşılık, mütevelli heyetlerince hizmet karşılığı olarak belirlenen ve uyuşmazlığa konu edilen öğrenci ücretleri bu niteliği taşımamaktadır.
BU DURUMDA, VAKIF ÜNİVERSİTESİ İLE ÖĞRENCİSİ ARASINDA ALACAK-BORÇ İLİŞKİSİNDEN DOĞAN DÖNEM ÜCRETİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN ÖZEL HUKUK HÜKÜMLERİNE GÖRE ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENECEĞİ AÇIKTIR.
Açıklanan nedenlerle Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 12.12.2002 gün ve E: 2001/430, K: 2002/840 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 4.10.2004 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Çek De Sebepsİz ZengİnleŞme Davasi Ve Alacak Davasi Altın Kalem Meslektaşların Soruları 7 17-09-2014 14:19
Bİr İdarİ İŞleme KarŞi İptal Davasi AÇma SÜresİ GeÇtİĞİnde Tam Yargi Davasi AÇilabİlİr Mİ UMUT Y Meslektaşların Soruları 4 11-10-2010 18:16
İŞ Davasi - KarŞi Dava tolga doğan Meslektaşların Soruları 2 16-05-2008 09:53
Alacak Davasi Mi İŞÇİ AlacaĞi Davasi Mi tolga doğan Meslektaşların Soruları 4 07-05-2008 10:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06206393 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.