Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

takdiri indirime vekalet ücreti

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-03-2008, 16:36   #1
SINIRSIZ

 
Varsayılan takdiri indirime vekalet ücreti

Merhabalar, tartışmak istediğim konu iş mahkemelerinde hakimin özellikle fazla mesai alacağında yaptığı takdiri indirime ilişkin.Islah talebimizi bilirkişi raporu doğrultusunda yapıyoruz. Bilirkişi fazla mesai ye örneğin 1000 lira demişse biz bu rakam üzerinden ıslah ediyoruz. Yanlış mı yapıyoruz ? Hakimde bu rakam üzerinden % 20 ,% 30 ne kadar isterse indirim yapıyor. Fakat kendi takdirince indirdiği bu rakam üzerinden davalı vekiline vekalet ücreti vermesi sizce uygun mu ?
Old 17-04-2008, 22:14   #2
Hukukçu55

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan SINIRSIZ
Merhabalar, tartışmak istediğim konu iş mahkemelerinde hakimin özellikle fazla mesai alacağında yaptığı takdiri indirime ilişkin.Islah talebimizi bilirkişi raporu doğrultusunda yapıyoruz. Bilirkişi fazla mesai ye örneğin 1000 lira demişse biz bu rakam üzerinden ıslah ediyoruz. Yanlış mı yapıyoruz ? Hakimde bu rakam üzerinden % 20 ,% 30 ne kadar isterse indirim yapıyor. Fakat kendi takdirince indirdiği bu rakam üzerinden davalı vekiline vekalet ücreti vermesi sizce uygun mu ?
İndirim Yargıtay İçtihatına dayalı.Bir işçinin uzun hizmet yılları süresince her gün sürekli fazla çalıştığının kabulü hayatın olağan akış kaidelerine aykırıdır. O halde 1/3 genellikle indirime gidilmektedir. Bu indirimi bilirkişi raporunda yapıyor genellikle ve hakimde ona uyuyor.Bilirkişinin raporundaki indirimden daha azı yada çoğunu takdiren indirmesi de mümkün. Bence sizin de ıslahınızı bu indirimi dikkate alarak yapmanız gerekir. Yapmazsanız reddedilen kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi bence yerindedir.
Old 20-04-2008, 12:25   #3
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Ben bilirkişi raporundaki gibi ıslah ediyorum, hakimin yüzde kaç daha indirim yapacağını, takdirinin ne olacağını nerden bilebilirim? ayrıca neden bilmek zorundayım? Adı üstünde bu HAKİMİN TAKDİRİ..ben bilirkişi raporuyla sabit alacağımı istiyorum, hakimin takdiri indirim yapabileceğini de kabul ediyorum, fakat hakimin yerine geçip, ne kadar indirim yapabiliceğini tahmin edip, karar vermediğim için, indirim yaptığı kısma vekalet ücreti takdir etmesini kabul edemiyorum...Bunun neden ve ne gerekçeyle yapıldığının izahını da bana kimsenin yapabiliceğini sanmıyorum..
Old 20-04-2008, 22:17   #4
Hukukçu55

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan SINIRSIZ
Ben bilirkişi raporundaki gibi ıslah ediyorum, hakimin yüzde kaç daha indirim yapacağını, takdirinin ne olacağını nerden bilebilirim? ayrıca neden bilmek zorundayım? Adı üstünde bu HAKİMİN TAKDİRİ..ben bilirkişi raporuyla sabit alacağımı istiyorum, hakimin takdiri indirim yapabileceğini de kabul ediyorum, fakat hakimin yerine geçip, ne kadar indirim yapabiliceğini tahmin edip, karar vermediğim için, indirim yaptığı kısma vekalet ücreti takdir etmesini kabul edemiyorum...Bunun neden ve ne gerekçeyle yapıldığının izahını da bana kimsenin yapabiliceğini sanmıyorum..
manevi tazminat da takdire bağlı. Dava açmadan ne kadar takdir edileceğini bilemezsiniz. Aynı mantıkla orada da reddedilen kısım için vekalet ücreti ödenmemesi gerekir.
Old 25-04-2008, 13:11   #5
SINIRSIZ

 
Varsayılan mantık aynı değil...

Alıntı:
Yazan Hukukçu55
manevi tazminat da takdire bağlı. Dava açmadan ne kadar takdir edileceğini bilemezsiniz. Aynı mantıkla orada da reddedilen kısım için vekalet ücreti ödenmemesi gerekir.

Öncelikle ilginize çok teşekkür ediyorum. Kuru bir inatla hareket ediyormuş gibi görünmek istemiyorum.Fakat devam etmek zorundayım. Manevi tazminat talebinde bilirkişi raporu ya da sabit bir alacak yok. Benim olayımda hakkım olan sabit bir alacak var. Ben bunu istiyorum. Düşünsenize hakim belki hiç indirim yapmayacak. Alacağım neyse tam olarak verecek. Ama benden ne yapmam bekleniyor ? Hakimin yerine geçmem.. onun yerine düşünerek ne kadar indirim yapacağına karar vermem ve o hakkımdan feragat atmem... neden bu alacağımdan feragat etmeliyim ? ya da neden alacağımdan feragat etmediğim için vek. ücreti ödemeliyim ?
Old 28-04-2008, 17:48   #6
Av.Kaan

 
Varsayılan

Sayın sınırsız, size hak veriyorum. Ve konuyu başka bir yöne çekmek istiyorum.
Örneğin, bir babalık davasında nüfus temsilcisinin de duruşmalara katılması zorunludur. Ancak yargılamada bu husus atlanıyor. DNA testi sonucunda çocuğun %99 davalı erkekten olduğu tespiti üzerine Mahkeme davayı kabul ediyor. Davalının vekili de duruşmalı temyiz talep ediyor ve vekil hiç öne sürmemesine rağmen Yargıtay kararı usulden - nüfus temsilcisinin yokluğundan- bozuyor ve davalı vekili lehine vekalet ücretine hükmediyor. Buraya kadar herşey normal de bu ücretin hiç bir suçu olmayan davacıdan alınması ne derece haklı? İhmali yapan hakim (ve şayet varsa hadi davacı vekiline de dahil edelim). Ancak bu ücreti davacı ödemek zorunda. Hem de üzerine icra vekalet ve masrafları binmiş bir şekilde...

Daha bu örnekleri çoğaltmak mümkün...
Old 29-04-2008, 16:26   #7
SINIRSIZ

 
Varsayılan

en büyük adaletsizliklerin adalet sisteminde yaşanması ne kadar üzücü...
Old 29-04-2008, 21:37   #8
Hukukçu55

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan SINIRSIZ
Benim olayımda hakkım olan sabit bir alacak var. Ben bunu istiyorum. Düşünsenize hakim belki hiç indirim yapmayacak. Alacağım neyse tam olarak verecek. Ama benden ne yapmam bekleniyor ? Hakimin yerine geçmem.. onun yerine düşünerek ne kadar indirim yapacağına karar vermem ve o hakkımdan feragat atmem... neden bu alacağımdan feragat etmeliyim ? ya da neden alacağımdan feragat etmediğim için vek. ücreti ödemeliyim ?
Sayın meslektaşım,
Ben de son kez düşüncemi yazayım. Sabit alacağınız söz konusu ise o zaman neden bu tutar üzerinden doğrudan dava açmıyorsunuz? Bence sabit alacak değil yargılama sırasında belli olacak bir alacak miktarı söz konusu. Hakim yargıtay içtihadı gereği indirim yapmak zorunda. Siz alacağınızdan feragat etmiyorsunuz, sizin talebinizin indirime isabet eden tutarı yerinde görülmüyor. red ediliyor. Sen bu kadar uzun süre hizmetinde her gün fazla çalışamazsın. Bunu gerçekçi bulmuyorum. Ama fazla çalıştığını da kabul ediyorum. taraflar arasında hakkaniyeti sağlamak için bunun bir kısmını ret ediyorum diyor. Bu nedenle değerli görüşünüze katılamıyorum. Saygılarımla...
Old 30-04-2008, 12:04   #9
Av.Kaan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hukukcu 55

Hakim yargıtay içtihadı gereği indirim yapmak zorunda.

Bu indirimin net sınırları yok diye biliyorum, yani mutlaka %30'dur gibi bir oran veremeyiz. Bu durumda da kendimiz hesap edip indirimli olarak ıslah etsek dahi daha fazla indirim neticesinde fazla kısım için red ve aleyhe vekalet ücretine hükmedilmesi tehlikesi vardır.

Bu indirim yapılmasın demiyorum, ancak indirim nedeniyle reddedilen kısım için aleyhe vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekir diye düşünüyorum. Buradaki gereklilik kanuni anlamda değil hakkaniyet anlamındadır. Nasıl ki bazı durumlarda davanın açılmasına sebebiyet vermeyen taraf aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiyorsa...
Old 02-05-2008, 09:42   #10
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Kaan
Bu indirim yapılmasın demiyorum, ancak indirim nedeniyle reddedilen kısım için aleyhe vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekir diye düşünüyorum. Buradaki gereklilik kanuni anlamda değil hakkaniyet anlamındadır. Nasıl ki bazı durumlarda davanın açılmasına sebebiyet vermeyen taraf aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiyorsa...

İfade etmekte başarılı olamadığımı tahmin ettiğim düşünceleri aynen aktarmışsınız... kesinlikle size katılıyorum. Teşekkürler..
Old 06-05-2008, 12:48   #11
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

Ben de aynı konuya ilişkin rahatsızlığımı Adana'da bir hakime iletmiştim.
Kendisi konuyu araştırdığını,hatta Yargıtay'dan görüş sorduğunu ve sonuçta;

Sadece alacak davası açılmışsa, dosyanın 9. HD. ne gittiğini ve ilgili dairenin kısmen kabul-kısmen red kararlarında davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönünde,

Hizmet tespiti ile alacak davasının birlikte açılması halinde ise dosyanın 20. HD. ne gittiğini ve bu dairenin , alacağın kısmen kabul,kısmen reddi halinde reddedilen kısım için davalı lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği yönünde görüş oluşturduğunu ,

Kendisinin de kararlarının vekalet ücretine yönelik kısmını bu ayrıma göre verdiğini beyan etti.
Old 22-08-2010, 12:51   #12
furugferruhzad

 
Varsayılan

Hükmedilmeyebileceği yönünde hiç mi yargıtay kararı yok.Varsa paylaşan olursa sevinirim.Saygılar.
Old 22-08-2010, 15:04   #13
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan furugferruhzad
Hükmedilmeyebileceği yönünde hiç mi yargıtay kararı yok.Varsa paylaşan olursa sevinirim.Saygılar.

Olması mümkün değildir. Çünkü, genellikle bilirkişiler " dosyadaki delillere göre X miktarda fazla mesai alacağı hesaplanmıştır. -hakkaniyet indirimi-hususu Sayın Mahkemenin takdirindedir." şeklinde rapor tanzim etmektedirler. Davacı da ıslah dilekçesiyle fazla mesai alacağını X miktara yükseltmektedir. Hakim hakkaniyet indirimi uygulayıp, X miktara değil de Y miktara karar verdiğinde, fazla talep edilen miktar bakımından kısmi red nedeniyle karşı vekalet ücretine de hükmetmektedir. Bu nedenle Yargıtay kararı olması mümkün değildir.

Çözüm:Islah dilekçesi ile de fazlaya ilişkin hak saklı tutulup, en fazla %50 hakkaniyet indirimi uygulandığı gözetilerek, ilk ıslahla miktarın buna göre tayin edilmesidir.Bakiye için(hakkaniyet indirimi uygulanmazsa veya %50 den az uygulanırsa) ek dava açılabilir.

Not: "Hakkaniyet indirimi" konusunda Yargıtay görüşüne katılmadığımı birkaç forumda dile getirmiştim.AVM, Otel(Hele turistik yerlerde), Bar ve restaurantlarda her gün; günde 10-14 saat çalışıldığı, bu ülkenin gerçeğidir. Sayın Yargıtay üyeleri ya saydığım yerlere hiç gitmemektedir ya da gittiklerinde çalışanlara sormamaktadır. Daha 2 gün önce tatil yaptığım otelde -yine- sordum. Günde 10 saati aşan çalışmaları var. Bekarlar için, baraka şeklinde misafirhane yapmışlar zaten 24 saat otelde kalmaktalar.
Old 22-08-2010, 15:40   #14
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/41289
K. 2009/10185
T. 9.4.2009
• İŞÇİLİK ALACAKLARI ( Kısmen Reddedilen Miktar Borçlar Kanunu'nun 43, 44 ve 16l/Son Maddesinden Kaynaklanan Bir İndirim İse İndirim Miktarı Yasadan Kaynaklandığından Bu İndirim Nedeni İle Davalı Yararına Vekalet Ücretinin Takdir Edilemeyeceği )
• VEKALET ÜCRETİ ( Kısmen Reddedilen Miktar Borçlar Kanunu'nun 43, 44 ve 16l/Son Maddesinden Kaynaklanan Bir İndirim İse İndirim Miktarı Yasadan Kaynaklandığından Bu İndirim Nedeni İle Davalı Yararına Takdir Edilemeyeceği )
• KISMİ KABUL ( Kısmen Reddedilen Miktar Borçlar Kanunu'ndan Kaynaklanan Bir İndirim İse İndirim Miktarı Yasadan Kaynaklandığından Bu İndirim Nedeni İle Davalı Yararına Takdir Edilemeyeceği )
• HAKKANİYET İNDİRİMİ ( Kısmen Reddedilen Miktar Asıl Alacaktan Hakkaniyet ve Takdiri İndirimden Kaynaklanmakta İse Bu Durumda Davalı Yararına Vekalet Ücretine Karar Verilmesi Gerektiği )
818/m.43, 44, 161
1086/m.388, 389, 416, 417, 423
1136/m.164
ÖZET : Davacı, kıdem tazminatı, maaş, izin, fazla çalışma, genel tatil alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yasal, hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeni ile davanın kısmen kabul edilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilip edilmeyeceği önem kazanmaktadır. Kısmen reddedilen miktar Borçlar Kanunu'nun 43,44 ve 16l/son maddesinden kaynaklanan bir indirim ise, indirim miktarı yasadan kaynaklandığından bu indirim nedeni ile davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyecektir. Kısmen reddedilen miktar asıl alacaktan hakkaniyet ve takdiri indirimden kaynaklanmakta ise, bu durumda davalı yararına vekalet ücretine karar verilmelidir.

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, maaş, izin, fazla çalışma, genel tatil alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M.Başbayraktar Taşkın tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir

2- Yargılama giderlerinden sayılan ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 423, Avukatlık Kanununun 169 ve Avukatlık Ücret Tarifesinin 1. maddelerinde düzenlenen, ancak müstakil bir varlığı olmayan ve ait olduğu davanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı sıkıya bağlı bulunan avukatlık ücretinin; haksız çıkan tarafa yükletilmesi gerekir. Zira, haksız davranışta bulunan bir kimsenin, bu haksız davranışının bütün sonuçlarından sorumlu tutulması hukukun genel kurallarındandır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılama giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletilmesine ilişkin 417. maddesi bu ilkeye dayanmaktadır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388. ve 389. maddeleri uyarınca hükmün, taraflara yönelik olarak kurulması gerekir. Kural olarak, davada haklı çıkan taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise, vekalet ücreti diğer yargılama giderleri gibi haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan tarafa verilir. Her iki tarafın kısmen haklı kısmen haksız çıkması durumunda, her iki tarafta vekalet ücretinden sorumlu tutulacak, vekalet ücreti kabul edilen miktara göre davacı yararına, reddedilen miktara göre ise davalı yararına hüküm altına alınacaktır. ( HUMK. m.416, m.417 ).

Vekâlet ücretinin, her yıl Aralık ayında Türkiye Barolar Birliği tarafından yayımlanan ve Adalet Bakanlığı tarafından onaylanan Avukatlık Ücret Tarifesindeki hükümlere ve oranlara göre belirlenmesi gerekir.

4667 Sayılı Yasa'nın 77. maddesiyle değişik 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 164/son maddesinde dava sonunda, karar ile tarifeye dayalı olarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücretinin avukata ait olacağı belirtilmiş ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 3. maddesinde de "Yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek vekâlet ücreti ..." biçiminde anılan yasa hükme koşut bir düzenlemeye de yer verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere gerek Avukatlık Yasası ve gerekse de yasaya dayalı olarak hazırlanan

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde yer alan düzenlemeler; Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'nın davanın taraflarına ve hükmün kimlere yönelik olarak kurulacağına ilişkin hükümlerini kaldırıcı veya değiştirici nitelikte değildir. Aksine, hükmün ve ayrıntısı niteliğindeki yargılama giderlerinin ve yargılama giderlerine dahil bulunan vekalet ücretinin davanın tarafları hakkında kurulması gerekir. Avukatlık Yasası'ndaki, "vekalet ücreti avukata aittir" biçimindeki düzenleme hükmü kuran mahkemeye değil, vekil ile vekil edene yönelik bir kuraldır. Bu yorum ve varılan sonuç aynı maddedeki "bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez" biçimindeki düzenleme ile de doğrulanmaktadır.

Avukatlık ( vekalet ) ücreti Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 423/6. maddesinde açıkça belirtildiği yargılama giderlerindendir. Vekalet ücreti de, diğer yargılama giderleri gibi müstakil bir varlığı olmayan ve ait olduğu davanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı bir surette bağlı feri haklardandır. Feri hakların sonuçlandırılması ve karara bağlanması, asıl hakkın sonuçlandırılmasına ve karar verilmesine bağlı olacaktır.

Yasal, hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeni ile davanın kısmen kabul edilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilip edilmeyeceği önem kazanmaktadır. Kısmen reddedilen miktar Borçlar Kanunu'nun 43,44 ve 16l/son maddesinden kaynaklanan bir indirim ise, indirim miktarı yasadan kaynaklandığından bu indirim nedeni ile davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyecektir. Kısmen reddedilen miktar asıl alacaktan hakkaniyet ve takdiri indirimden kaynaklanmakta ise, bu durumda davalı yararına vekalet ücretine karar verilmelidir. Dairemizin uygulaması bu yöndedir. ( 22.07.2008 gün ve 2007/10517 Esas, 2008/21746 Karar sayılı ilamımız ).

Mahkemece reddedilen miktar yönünden davalı lehine vekalet ücretinin tahsiline hükmedilmesi gerekmektedir. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK’ nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararda hüküm fıkrasına yeni bir bent eklenerek "davalı lehine 450 YTL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine." yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 09.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı
Old 28-09-2010, 11:14   #15
avturgayk

 
Varsayılan

Merhaba, benzer sorunlarla biz de karşılaştık ve iş davalarında raporlarla ortaya çıkan fazla mesai ücretlerinde artık takdiri indirimleri Bilirkişi yapmıyor ve sonuç kısmında ortaya çıkan rakamın yanına TAKDİRİ İNDİRİM deniliyor ve mahkeme hüküm verirken takdiri indirimi yapıyor ve genel de %30 oranında bir indirim uygulanıyor. Davacı taraf olarak Islah dilekçesi verilirken raporda ortaya çıkan rakam üzerinden ıslah ediyosunuz, ne kadar takdiri indirim yapılacağını bilemeyeceğimizden ve HAKİMİN takdir hakkına müdahale edemeyeceğimizden ISLAH DİLEKÇESİ İNDİRİM YAPILARAK VERİLMİYOR VE VERİLMEZ. Adana İş mahkemelerinden bazı hakimler , takdiri İNDİRİM miktarını davacı vekilinin bilmeyeceğini dikkate alarak , red edilen kısım için davalı vekiline vekalet ücreti takdir etmiyor. ( ıslah dilekçesinden önceki dava dilekçesinde talep edilenden daha az bir miktar /fazla mesai değil örneğin diğer haklar ile ilgili /yıllık izin ücreti gibi daha az bir miktar çıkarsa haliyle davalı vekille temsil edildiğinden vekalet ücretine hükmedilmesi doğal ve yasa gereğidir.) bazı hakimler ise red edilen kısım için takdir ediyor. Dava dilekçesini ıslah etmeyip ek dava açıldığında ise ek dava da davacı vekili için vekalet ücreti takdir edilmediğinden dolayı , kanımca artık ıslah edilen davalarda takdiri indirim nedeni ile red edilen kısım için davalı vekalet ücretine hükmedilmemesi hakkaniyete de uygun olacaktır. Bu durumda ıslah etmeyip ek dava açıldığında nasıl davacı için ek dava vekalet ücreti takdiri yapılmıyor ise , kişiler ıslah dilekçeleri ile hakimin takdiri ile ilgili bir öngürüde bulunamayacaklarından red edilecek kısım için de davalı için vekalet ücreti takdiri doğru değildir. Bu durumda kişileri ek dava gibi maliyetli ve zaman kaybına neden olacak bir yargılama sürecine yönlendirmezsiniz. saygılarımla Av. turgay
Old 29-09-2010, 08:43   #16
Av.Hukuki

 
Varsayılan

Valla sayın meslaktaşlarım bakıyorum davalı vekilinin de bir avukat olduğunu ve emeğinin karşılığını aldığını unutorsunuz ve bu ücreti ödememek için veya hüküm altına alınmaması için 40 takla atıyorsunuz.Siz şimdi davacı vekilisiniz yarında davalı vekili olabilirsiniz.Hem davayı kısmen kabul kısmen reddettireceksiniz hemde karşı tarafa vekalet ücreti takdi,r ettirmeyeceksiniz.Siz şapkadan tavşanda çıkartırsınız.
Old 29-09-2010, 13:44   #17
avturgayk

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım mesajınızı okudum cevabınız oldukça ilginç geldi . Şunu hemen belirtmek isterim , karşımızdakinin de bir avukat olduğunu unutmuş değiliz. Ve karşı davalı vekilinin emeğine saygısızlık gibi bir niyetimizin de olması mümkün değil.dediğiniz gibi ben de davalı vekili olarak bulunabilirim ve bulunmaktayım da. Sorun bence şu , dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakkımızı saklı tutarak dava açtığımız da zaten fazla mesai ile ilgili mahkemece bir hüküm kurulması aşamasında delillerin değerlendirilmesinden sonra bilirkişi raporunda miktar ortaya çıkmasına karşın mahkemenin hüküm de ki takdiri indirim hakkını ne kadar kullanacağı belli değil. Düşünün ki bizi kıdem ve ihbar dışında fazla mesai ile ilgili belirlenen rakam 1250 TL olsun mahkeme %30 takdiri indirim hakkını kullandı ve 875 TL' ye hükmetti. >Kıdem ve ihbar toplamı da 2.500,TL , şimdi soruyorum size , toplam da 3350 TL' ye hükmedilmesine karşın 1.000,TL (2010 i,çin ) davalı vekili için takdir edilmesi sizce hakkaniyetli mi ki . Siz diyelim ıslah dilekçesinde %30 takdiri indirim hakkını kullandınız , hakim demez mi benim takdir hakkımı siz mi belirliyosunzu ben %50 veriyorum ya da %20 diyeceğim ki yüz de yüz hakim bu şekilde bir düşünceye sahip olacaktır. Ayrıca ıslah dilekçesi vermeden, ek dava açarak ek bir davacı vekalet ücreti kazanmak için ıslah dilekçesi vermemek de adil ve hakkaniyete uygun değil. ben bunu da savunuyorum. kaldı ki artık adana da ki mahkemeler ek davaların suistimal ile haksız vekalet ücreti temin edilmesi amacı ile açıldığına kanaat getirdi ve ek davalarda davacı için vekalet ücreti de takdir etmiyor. Bu durumda neden ıslah edilen miktar ile hakimin takdir hakkını kullanarak indirim ile red edilen kısım için davalı vekiline ücret takdiri yapılsın. Bu düşünce , kanatimce meslektaşımızın emeğine saygısızlık olarak yorumlanamaz. saygılarımla avturgay
Old 29-09-2010, 17:14   #18
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avturgayk
Sayın Meslektaşım mesajınızı okudum cevabınız oldukça ilginç geldi . Şunu hemen belirtmek isterim , karşımızdakinin de bir avukat olduğunu unutmuş değiliz. Ve karşı davalı vekilinin emeğine saygısızlık gibi bir niyetimizin de olması mümkün değil.dediğiniz gibi ben de davalı vekili olarak bulunabilirim ve bulunmaktayım da. Sorun bence şu , dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakkımızı saklı tutarak dava açtığımız da zaten fazla mesai ile ilgili mahkemece bir hüküm kurulması aşamasında delillerin değerlendirilmesinden sonra bilirkişi raporunda miktar ortaya çıkmasına karşın mahkemenin hüküm de ki takdiri indirim hakkını ne kadar kullanacağı belli değil. Düşünün ki bizi kıdem ve ihbar dışında fazla mesai ile ilgili belirlenen rakam 1250 TL olsun mahkeme %30 takdiri indirim hakkını kullandı ve 875 TL' ye hükmetti. >Kıdem ve ihbar toplamı da 2.500,TL , şimdi soruyorum size , toplam da 3350 TL' ye hükmedilmesine karşın 1.000,TL (2010 i,çin ) davalı vekili için takdir edilmesi sizce hakkaniyetli mi ki . Siz diyelim ıslah dilekçesinde %30 takdiri indirim hakkını kullandınız , hakim demez mi benim takdir hakkımı siz mi belirliyosunzu ben %50 veriyorum ya da %20 diyeceğim ki yüz de yüz hakim bu şekilde bir düşünceye sahip olacaktır. Ayrıca ıslah dilekçesi vermeden, ek dava açarak ek bir davacı vekalet ücreti kazanmak için ıslah dilekçesi vermemek de adil ve hakkaniyete uygun değil. ben bunu da savunuyorum. kaldı ki artık adana da ki mahkemeler ek davaların suistimal ile haksız vekalet ücreti temin edilmesi amacı ile açıldığına kanaat getirdi ve ek davalarda davacı için vekalet ücreti de takdir etmiyor. Bu durumda neden ıslah edilen miktar ile hakimin takdir hakkını kullanarak indirim ile red edilen kısım için davalı vekiline ücret takdiri yapılsın. Bu düşünce , kanatimce meslektaşımızın emeğine saygısızlık olarak yorumlanamaz. saygılarımla avturgay

Sayın Akpunar'ın sunduğu karar bence sorunuza cevap olmuştur.

Ancak size katılıyorum. Hakimin takdiri ile indirim yapılan fazla çalışma ücretlerinde reddedilen kısım için vekalet ücreti hükmedilmemelidir. Tıpkı B.K 43. 44 ve 161 de hükmedilmediği gibi...

Alıntı:
Valla sayın meslaktaşlarım bakıyorum davalı vekilinin de bir avukat olduğunu ve emeğinin karşılığını aldığını unutorsunuz ve bu ücreti ödememek için veya hüküm altına alınmaması için 40 takla atıyorsunuz.Siz şimdi davacı vekilisiniz yarında davalı vekili olabilirsiniz.Hem davayı kısmen kabul kısmen reddettireceksiniz hemde karşı tarafa vekalet ücreti takdi,r ettirmeyeceksiniz.Siz şapkadan tavşanda çıkartırsınız.

Sayın Hukuki, davalı vekili olduğumda da benzer avantayı alabilmek için 40 takla atıyorum ama hala şapkadan tavşan çıkartamıyorum

Kolay Gelsin...
Old 30-09-2010, 21:28   #19
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Hukuki
Valla sayın meslaktaşlarım bakıyorum davalı vekilinin de bir avukat olduğunu ve emeğinin karşılığını aldığını unutorsunuz ve bu ücreti ödememek için veya hüküm altına alınmaması için 40 takla atıyorsunuz.Siz şimdi davacı vekilisiniz yarında davalı vekili olabilirsiniz.Hem davayı kısmen kabul kısmen reddettireceksiniz hemde karşı tarafa vekalet ücreti takdi,r ettirmeyeceksiniz.Siz şapkadan tavşanda çıkartırsınız.


Kısmen kabul kısmen red sizin "fazla" talebinizden değil de "yasadan" kaynaklanyorsa neden işçi aleyhine en az 1000-TL vekalet ücreti hükmedilsin ?

Ayrıca, davalı vekili vekalet ücreti alsın diye hangi davacı vekilinin özel bir uğraşısı olmuş bunu açıklayabilirseniz sevinirim! Unutmayın, siz vekilsiniz, asılı temsil ediyorsunuz. "Davalı vekili vekalet ücretini asıldan almamış olabilir , bari benim müvekkilimden alsın "tarzı bir yaklaşım vekalet aktinin temelini oluşturan güven müessesine tamamen aykırı bir yaklaşımdır. Yine, sizin bakış açınıza göre aynı davada davacı vekili de olabilirsiniz, bu durumda Mahkemeye işbu içtihatı sunmayacak mısınız?

Avukatlık mesleği bu tarz küçük hesaplarla kurtulacaksa, hiç kurtulmasın daha iyi!
Old 01-10-2010, 09:16   #20
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avturgayk
Siz diyelim ıslah dilekçesinde %30 takdiri indirim hakkını kullandınız , hakim demez mi benim takdir hakkımı siz mi belirliyosunzu ben %50 veriyorum ya da %20 diyeceğim ki yüz de yüz hakim bu şekilde bir düşünceye sahip olacaktır.........................
kaldı ki artık adana da ki mahkemeler ek davaların suistimal ile haksız vekalet ücreti temin edilmesi amacı ile açıldığına kanaat getirdi ve ek davalarda davacı için vekalet ücreti de takdir etmiyor. saygılarımla avturgay

sayın avturgay bu konuyu açarken takdiri indirim ve vekalet ücreti ilişkisi açısından, bende aynen sizin söylediklerinizi düşünüyor ve iddia ediyordum.. hala da aynı düşüncedeyim ve aksi düşünceyi,mantığı ve uygulamayı hafsılam almıyor bir türlü. fakat adanada, mahkemelerin, ek davaların haksız vekalet ücreti temin edilmesi amacıyla açıldığına kanaat getirerek vek. ücreti hükmetmemesine daha da fazla şaşırdım. nasıl bir hukuki gerekçe ile vekalet ücretine hükmetmiyor mahkemeler ? adanadaki tüm iş mahkemelerinde mi durumböyle ? yoksa bu konuda da bir yargıtay kararı var mı ? yani bu genel bir yeni uygulama mı ?
Old 03-10-2010, 01:41   #21
BALDIRAN

 
Varsayılan

Bu konuda Sayın Av.Suat Ergin'in görüşlerine katıldığımı, yazılı belgeyle değilde, tanıkla ispatlanan fazla çalışma olgularında, Yargıtay'ın takdiri indirim yapılması gerektiği yolunda istikrarlı kararları olduğunu oranların %30,1/3, hatta %50 ye kadar gidebildiğini göz önüne alarak, fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak, ıslah dilekçemi, indirimden sonraki miktar üzerinden verme yolunu seçiyorum. Ancak, bu talepler konusunda yapılan bilirkişi hesaplaması sonucu bulunan rakamdan, hakim tarafından yapılan hakkaniyet indirimi sonunda, red edilen miktar yönünden karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini bende savunuyorum.Hakimin kafasından geçenleri avukatın bilmesi mümkün değil sonuçta. Saygılarımla
Old 03-10-2010, 20:40   #22
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan SINIRSIZ
sayın avturgay bu konuyu açarken takdiri indirim ve vekalet ücreti ilişkisi açısından, bende aynen sizin söylediklerinizi düşünüyor ve iddia ediyordum.. hala da aynı düşüncedeyim ve aksi düşünceyi,mantığı ve uygulamayı hafsılam almıyor bir türlü. fakat adanada, mahkemelerin, ek davaların haksız vekalet ücreti temin edilmesi amacıyla açıldığına kanaat getirerek vek. ücreti hükmetmemesine daha da fazla şaşırdım. nasıl bir hukuki gerekçe ile vekalet ücretine hükmetmiyor mahkemeler ? adanadaki tüm iş mahkemelerinde mi durumböyle ? yoksa bu konuda da bir yargıtay kararı var mı ? yani bu genel bir yeni uygulama mı ?

T.C.

YARGITAY


10. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/5188

K. 2008/645

T. 29.1.2008

• TASARRUFU TEŞVİK ALACAĞI ( Alacağın Küçük Parçalara Bölünmesi Suretiyle Ayrı Davalara Konu Yapılıp Birden Fazla Vekalet Ücreti Edinilmesine Yol Açar Şekilde Hüküm Verilmesinin Dava Hakkının Kötüye Kullanılması Niteliğinde Olduğu )

• KISMİ DAVADA VEKALET ÜCRETİ ( Hakim Tarafından Re'sen Uygulanması Gereken İyiniyet Kuralına Taraflar ve Avukatların da Uyma Yükümlülüğü Gözetildiğinde Alacağın Küçük Parçalara Bölünmesi Suretiyle Ayrı Davalara Konu Yapılmasının İsabetsiz Olduğu )

• İYİNİYET KURALLARI ( Hakim Tarafından Re'sen Uygulanması Gereken İyiniyet Kuralına Taraflar ve Avukatların da Uyma Yükümlülüğü Gözetildiğinde Alacağın Küçük Parçalara Bölünmesi Suretiyle Ayrı Davalara Konu Yapılmasının İsabetsiz Olduğu )

• DAVA HAKKININ KÖTÜYE KULLANILMASI ( Alacağın Küçük Parçalara Bölünmesi Suretiyle Ayrı Davalara Konu Yapılıp Birden Fazla Vekalet Ücreti Edinilmesine Yol Açar Şekilde Hüküm Verilmesinin Dava Hakkının Kötüye Kullanılması Niteliğinde Olduğu )

4721/m.2

1136/m.164


ÖZET : Davacı, tasarrufu teşvik alacağı ve nemasının, yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Kısmi dava açılmasını engelleyen bir yasal düzenleme bulunmamakla birlikte; hakim tarafından re'sen uygulanması gereken iyiniyet kuralına, taraflar ve avukatların da uyma yükümlülüğü gözetildiğinde; alacağın küçük parçalara bölünmesi suretiyle ayrı davalara konu yapılıp, Birden fazla vekalet ücreti edinilmesine yol açar şekilde dava, hakkının kötüye kullanılmasının, yukarıdaki hukuksal ilkeler ışığında korunmasına olanak bulunmadığı ve bu yönün kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilmeksizin, davalı Kurumun toplam borcun çok üzerinde vekalet ücreti ve yargılama gideriyle sorumluluğuna yol açılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
DAVA : Davacı, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, tasarruf teşvik alacağı ve nema tutarlarının yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Davacı tarafından. fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak koşuluyla, 20.00 YTL'nin tahsili istemiyle açılan cava sonuca verilen kabul kararı, 16.11.2006 tarihinde kesinleşmiş olup; saklı tutulan haklar tutarını oluşturan 163,94 YTL'nin tahsiline yönelik eldeki dava ise. 22.06.2006 tarihinde açılmış ve her iki dava sonucu kurulan hükümde de, davacı taraf yararına. karar tarihinde geçerli tarife uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir.
"Medeni Kanunda yer alan dürüstlük ilkesi ( MK m. 2 ) genel bir hukuk ilkesi olup usul hukukunda da geçerlidir. Devletin bir kurumu olan mahkemenin haksız, hileli ve kanuna aykırı şekilde bir yargılama ile uyuşmazlığı çözümlemesi düşünülemez. Ayrıca dürüstlük kuralı, kamu yaran açısından da dikkate alınmayı gerektirir. Çünkü, davanın usul ekonomisine uygun şekilde sonuçlanması, ancak dürüstlük kuralının medeni usul hukukunda da geçerli olması ve hakim tarafından kendiliğinden nazara alınmasıyla mümkün olur." ( Prof Dr. Hakan Pekcanıtez/Prof. Dr. OGUZ Atalay/Doç. Dr. Muhammet Özekes. Medeni Usul Hukuku. 6. Bası. Ankara 2007. s. 275-277 )
Kısmi dava açılmasını engelleyen bir yasal düzenleme bulunmamakla birlikte; hakim tarafından re'sen uygulanması gereken iyiniyet kuralına, taraflar ve avukatların da uyma yükümlülüğü gözetildiğinde; alacağın küçük parçalara bölünmesi suretiyle ayrı davalara konu yapılıp, birden fazla vekalet ücreti edinilmesine yol açar şekilde dava hakkının kötüye kullanılmasının, yukarıdaki hukuksal ilkeler ışığında korunmasına olanak bulunmadığı ve bu yönün kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilmeksizin, davalı Kurumun toplam borcun çok üzerinde vekalet ücreti ve yargılama gideriyle sorumluluğuna yol açılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hüküm fıkrasının yargılama gideriyle vekalet ücretine ilişkin ( 3 ) ve ( 4 ) numaralı bentlerinin hüküm fıkrasından silinmesine, yerine "3-Vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ve davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına," ibaresinin yazılmasına ve kararın bu ektiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 09-11-2010, 00:54   #23
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Bu forum konusuna ait tartışmada bir şeyi atlamamak gerektiği kanaatindeyim. Yargıtay, şayet fazla mesai ücretinden YASADAN KAYNAKLI indirim söz konusu olursa karşı taraf yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi gereğini belirtmektedir. Olması gereken de budur.
Yargıtay HGK nun:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=8601
adresindeki kararında belirttiği gibi: "Borçlar Kanunu'nun 161. maddesi uyarınca cezai şartın tahsili istemiyle açılan davada, cezai şart miktarının fahiş olup olmadığının takdiri hakime aittir. Davacının bunu önceden takdir ve tespit etmesi mümkün değildir. O nedenle, sözleşme ile tayin edilen bir cezai şartın tahsilini istemek hakkını haiz olan davacının açtığı dava sonunda cezai şartın mahkemece fahiş görülerek tenkis edilmesi halinde, tenkis edilen miktardan dolayı davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceği açıktır."

Yargıtay, indirimin yasadan kaynaklı olmaması durumunda ise:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=6168
adresindeki kararında olduğu gibi: "Fazla çalışma ücretinden indirim, takdiri indirim yerine kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olmakla, davacı tarafın kendisini avukat ile temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekir. Ancak, fazla çalışma çalışmanın taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir." (Aynı yönde Yargıtay 9. HD. 28.04.2005 T., 2004/24398 E., 2005/14779 K.; Yargıtay 9. HD. 09.12.2004 T., 2004/11620 E., 2004/27020 K.; Yargıtay 9. HD. 15.09.2009 T., 2008/6399 E., 2009/23420 K., Yargıtay 9 HD, 28.01.2010 T., 2008/14699 E., 2010/1530 K.) demektedir.

Saygılar...
Old 11-07-2012, 18:26   #24
veyselaybek

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/49479
K. 2012/9378
T. 21.3.2012
• FAZLA ÇALIŞMA ALACAĞINDAN YAPILAN İNDİRİM ( Nedeniyle Reddine Karar Verilen Miktar Bakımından Kendisini Vekille Temsil Ettiren Davalı Yararına Avukatlık Ücretine Hükmedilemeyeceği )
• PRİM İLE ÇALIŞMA ( İşçilik Alacakları - Prim Ödemesinin Öngörüldüğü Çalışma Biçiminde Fazla Çalışmalar Saat Ücretinin % 150 Zamlı Miktarına Göre Değil Sadece % 50 Zam Nispetine Göre Hesaplanması Gerektiği )
• AVUKATLIK ÜCRETİ ( Fazla Çalışma Alacağından Yapılan İndirim Nedeniyle Reddine Karar Verilen Miktar Bakımından Kendisini Vekille Temsil Ettiren Davalı Yararına Hükmedilemeyeceği )
• ZAMLI SAAT ÜCRETİ ( Prim Ödemesinin Öngörüldüğü Çalışma Biçiminde Fazla Çalışmalar Saat Ücretinin % 150 Zamlı Miktarına Göre Değil Sadece % 50 Zam Nispetine Göre Hesaplanması Gerektiği - İşçilik Alacaklarının Tahsili )
4857/m.41,51
818/m.43,44,161/son, 325/son
ÖZET : Fazla çalışma alacağından yapılan indirim nedeniyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyecektir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının fazla çalışma alacağı saat ücretinin %150 zamlı miktarına göre hesaplanmıştır. Ancak dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacının prim ile çalıştığı sabittir. Bu durumda prim ödemesinin öngörüldüğü çalışma biçiminde fazla çalışmalar, saat ücretinin % 150 zamlı miktarına göre değil, sadece % 50 zam nispetine göre hesaplanmalıdır.
DAVA : Davacı karşı davalı, ihbar tazminatı alacağının ödetilmesini, davalı karşı davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, izin, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücret alacağı, prim alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, asıl davayı kabul etmiş, karşı davayı kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi C. Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : A ) Davacı-karşı davalının İsteminin Özeti:
Davacı-karşı davalı işveren, davalı-karşı davacı işçinin iş sözleşmesini haksız olarak sona erdirdiğini ileri sürerek, ihbar tazminatı alacağını istemiştir.
B ) Davalı-karşı davacının İstem ve Cevabının Özeti:
Davalı-karşı davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak sona erdirdiğini ileri sürerek davacı işverenin davasının reddini savunmuş, karşı davası yönünden de kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, izin, fazla çalışma ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
C ) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı-karşı davacı işçinin iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı işverenin davasının kabulüne, yine davalı-karşı davacı işçinin fazla çalışma, genel tatil, ücret ve izin alacağı bulunduğundan davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D ) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E ) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı-karşı davalı işveren, davalı-karşı davacı işçinin iş sözleşmesini haksız şekilde sona erdirdiğini belirterek ihbar tazminatı talep etmiştir.
Davalı işçi ise bu dosya ile birleşen davasında iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak sona erdirildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı talep etmiştir.
Mahkemece iş sözleşmesinin işçi tarafından haksız olarak sona erdirildiği kabul edilmiştir.
Dosyadaki tanık beyanlarına göre pazarlama işi yapan işçi tarafından Denizli de bir müşteriye yüklüce bir satış yapıldığı, müşteri tarafından bunun karşılığında çek keşide edildiği ancak bunun karşılıksız çıktığı, bunun üzerine şirket müdürü ile işçi arasında tartışma yaşandığı sabittir. Bu durum karşısında iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiği ortadadır.
Davacı-karşı davalı işverenin ihbar tazminatı talebinin reddi ile davalı-karşı davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatının kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
3-Fazla çalışma ücretlerinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 41. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, fazla çalışma saat ücreti, normal çalışma saat ücretinin yüzde elli fazlasıdır. İşçiye fazla çalışma yaptığı saatler için normal çalışma ücreti ödenmişse, sadece kalan yüzde elli kısmı ödenir.
Kanunda öngörülen yüzde elli fazlasıyla ödeme kuralı nispi emredici niteliktedir. Tarafların sözleşmeyle bunun altında bir oran belirlemeleri mümkün değilse de, daha yüksek bir oran tespiti olanaklıdır.
Fazla çalışma ücretinin son ücrete göre hesaplanması doğru olmayıp, ait olduğu dönem ücretiyle hesaplanması gerekir. Yargıtay kararları da bu yöndedir ( Yargıtay 9.HD. 16.2.2006 gün 2006/20318 E, 2006/3820 K. ). Bu durumda fazla çalışma ücretlerinin hesabı için işçinin son ücretinin bilinmesi yeterli olmaz. İstek konusu dönemler açısından da ücret miktarlarının tespit edilmesi gerekir. İşçinin geçmiş dönemlere ait ücretinin belirlenememesi halinde, bilinen ücretin asgari ücrete oranı yapılarak buna göre tespiti gerekir. Ancak işçinin işyerinde çalıştığı süre içinde terfi ederek çeşitli unvanlar alması veya son dönemlerde toplu iş sözleşmesinden yararlanılması gibi durumlarda, meslek kuruluşundan bilinmeyen dönemler için ücret araştırması yapılmalı ve dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendirmeye tabi tutularak bir karar verilmelidir.
İşçinin normal çalışma ücretinin sözleşmelerle haftalık kırbeş saatin altında belirlenmesi halinde, işçinin bu süreden fazla, ancak kırkbeş saate kadar olan çalışmaları "fazla sürelerle çalışma" olarak adlandırılır ( İş Kanunu, Md. 41/3 ). Bu şekilde fazla saatlerde çalışma halinde ücret, normal çalışma saat ücretinin yüzde yirmibeş fazlasıdır.
4857 sayılı Yasanın 41. maddesinin dördüncü fıkrası, işçiye isterse ücreti yerine serbest zaman kullanma hakkı tanımıştır. Bu süre, fazla çalışma için her saat karşılığı bir saat otuz dakika, fazla süreli çalışmada ise bir saat onbeş dakika olarak belirlenmiştir. Bu sürelerin de sözleşmelerle attırılması mümkündür.
Parça başına veya yapılan iş tutarına göre ücret ödenen işlerde, fazla çalışma süresince işçinin ürettiği parça veya iş tutarının hesaplanmasında zorluk çekilmeyen hallerde, her bir fazla saat içinde yapılan parçayı veya iş tutarını karşılayan ücret esas alınarak fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma ücreti hesaplanır. Bu usulün uygulanmasında zorluk çekilen durumlarda, parça başına veya yapılan iş tutarına ait ödeme döneminde meydana getirilen parça veya iş tutarları, o dönem içinde çalışılmış olan normal ve fazla çalışma saatleri sayısına bölünerek bir saate düşen parça veya iş tutarı bulunur. Bu şekilde bulunan bir saatlik parça veya iş tutarına düşecek bir saatlik normal ücretin yüzde elli fazlası fazla çalışma ücreti, yüzde yirmibeş fazlası ise fazla sürelerle çalışma ücretidir. İşçinin parça başı ücreti içinde zamsız kısmı ödenmiş olmakla, fazla çalışma ücreti sadece yüzde elli zam miktarına göre belirlenmelidir.
Otel, lokanta, eğlence yerleri gibi işyerlerinde müşterilerin hesap pusulalarına belirli bir yüzde olarak eklenen paraların, işverence toplanarak işçilerin katkılarına göre belli bir oranda dağıtımı şeklinde uygulanan ücret sistemine "yüzde usulü ücret" denilmektedir. Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde fazla çalışma ücreti, 4857 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde öngörülen yönetmelik hükümlerine göre ödenir. İşveren, yüzde usulü toplanan paraları işyerinde çalışan işçiler arasında, Yüzdelerden Toplanan Paraların İşçilere Dağıtılması Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre eksiksiz olarak dağıtmak zorundadır.
Fazla çalışma yapan işçilerin fazla çalışma saatlerine ait puanları normal çalışma puanlarına eklenir ( Yönetmelik Md. 4/1. ). Yüzdelerden ödenen fazla saatlerde, çalışmanın zamsız karşılığı ile zamlı olarak ödenmesi gereken ücret arasındaki fark ödenir. Zira yüzde usulü ödenen ücret içinde fazla çalışmaların zamsız tutarı ödenmiş olmaktadır. Yapılan bu açıklamalara göre; yüzde usulü ya da parça başı ücret ödemesinin öngörüldüğü çalışma biçiminde fazla çalışmalar, saat ücretinin % 150 zamlı miktarına göre değil, sadece % 50 zam nispetine göre hesaplanmalıdır.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay'ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır ( Yargıtay 9.HD. 11.2.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K; Yargıtay, 9.HD. 18.7.2008 gün 2007/25857 E, 2008/20636 K. ). Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Dairemizin önceki kararlarında; fazla çalışma ücretlerinden yapılan indirim, kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olmakla, davalı tarafın kendisini avukatla temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği kabul edilmekteydi ( Yargıtay 9.HD. 11.02.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K. ). Ancak, işçinin davasını açtığı veya ıslah yoluyla dava konusunu arttırdığı aşamada, mahkemece ne miktarda indirim yapılacağı işçi tarafından bilenemeyeceğinden, Dairemizce 2011 yılı itibarıyla maktu ve nispi vekâlet ücretlerinin yüksek oluşu da dikkate alınarak konunun yeniden ve etraflıca değerlendirilmesine gidilmiş, bu tür indirimden kaynaklanan ret sebebiyle davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmesinin adaletsizliğe yol açtığı sonucuna varılmıştır. Özellikle seri davalarda indirim sebebiyle kısmen reddine karar verilen az bir miktar için dahi her bir dosyada zaman zaman işçinin alacak miktarını da aşan maktu avukatlık ücretleri ödetilmesi durumu ortaya çıkmaktadır. Yine daha önceki kararlarımızda, yukarıda değinildiği üzere fazla çalışma alacağından yapılan indirim sebebiyle ret vekâlet ücretine hükmedilmekle birlikte, Borçlar Kanununun 161/son, 325/son, 43 ve 44 üncü maddelerine göre, yine 5953 sayılı Yasada öngörülen yüzde beş fazla ödemelerden yapılan indirim sebebiyle reddine karar verilen miktar için avukatlık ücretine hükmedilmemekteydi. Bu durum uygulamada hakkaniyete aykırı sonuçlara neden olduğundan ve konuyla ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde de herhangi bir kurala yer verilmediğinden, Dairemizce eski görüşümüzden dönülmüş ve fazla çalışma alacağından yapılan indirim nedeniyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir.
Somut olayda mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının fazla çalışma alacağı saat ücretinin %150 zamlı miktarına göre hesaplanmıştır. Ancak dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacının prim ile çalıştığı sabittir. Bu durumda prim ödemesinin öngörüldüğü çalışma biçiminde fazla çalışmalar, saat ücretinin % 150 zamlı miktarına göre değil, sadece % 50 zam nispetine göre hesaplanmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
Old 05-09-2012, 15:32   #25
serpil

 
Varsayılan

Sayın meslekdaşım veyselaybek'in de eklemiş olduğu karar uyarınca Yargıtay 9. HD önceki görüşünden dönerek "mahkemece ne miktarda indirim yapılacağı işçi tarafından bilenemeyeceği" gerekçesi ile takdiri indirim sonucu red edilen kısım için davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceği görüşünü benimsemiştir.
Tarafıma gelen Yargıtay kararları da artık bu yönde olmaktadır.

Saygı ve sevgilerimle.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Vekalet Ücretinin Vekalet Ücreti Olur mu? avzehra Meslektaşların Soruları 135 24-08-2017 14:14
Karşı Vekalet Ücretinin Takibinde İcra Vekalet Ücreti Sorunu mslmklvz Meslektaşların Soruları 13 06-01-2017 01:43
Azledilen Vekalet İlişkisinde Vekalet Ücreti Alacağı Av. Tuncer Öztürk Meslektaşların Soruları 17 02-10-2015 16:18
İş mahkemelerinde hakimin takdiri indirimi nedeni ile vekalet ücretine hükmedilmesi HÜLYA ÖZDEMİR Meslektaşların Soruları 2 14-12-2007 17:54
Vekalet Ücreti - icra vekalet ücretini asilin tahsil etmesi cemoka23 Meslektaşların Soruları 14 19-05-2007 08:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10045290 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.