" Avukatlar, çok ve kolay para kazanır" Önyargısı

avukat olarak şunu gözlemliyorum ki, toplumda "avukatsan çok para kazanıyorsundur, kolay para kazanıyorsundur" algısı yaygın. örneğin birşey satın alırken pazarlık yapmaya kalktığınız zaman, avukat olduğumuz için bize indirime gerek yok, zaten paramız çoktur gibi bir yaklaşım gözlemliyorum. Ya da hele bir tanıdığınız ise gelip sizden davasını bedava takip etmenizi isteyebiliyor, gerekçe olarak da "zaten adliyeye gidiyosun bizim işi de yapıver eline mi yapışır", ya da "sen zaten çok kazanıyosun, bizden de para almayıver" gibi söz/imalarla karşılaşmışlığınız vardır.
Siz avukat meslektaşlarım, bu yaklaşıma ne diyorsunuz?

Havadan yağıyor bize para. Üstüne bir de nankör bir meslektir. Ne İsa'ya ne Musa'ya yaranamazsın. Ddava kazanılır zaten kazanılacak bir davadır, sen bir şey yapmamışsındır; dava kaybedilir avukat kaybetmiştir :-)

Alıntı: Yazan GECE avukat olarak şunu gözlemliyorum ki, toplumda "avukatsan çok para kazanıyorsundur, kolay para kazanıyorsundur" algısı yaygın. örneğin birşey satın alırken pazarlık yapmaya kalktığınız zaman, avukat olduğumuz için bize indirime gerek yok, zaten paramız çoktur gibi bir yaklaşım gözlemliyorum. Ya da hele bir tanıdığınız ise gelip sizden davasını bedava takip etmenizi isteyebiliyor, gerekçe olarak da "zaten adliyeye gidiyosun bizim işi de yapıver eline mi yapışır", ya da "sen zaten çok kazanıyosun, bizden de para almayıver" gibi söz/imalarla karşılaşmışlığınız vardır. Siz avukat meslektaşlarım, bu yaklaşıma ne diyorsunuz?

Avukatlık mesleğinin geneli itibariyle toplum algısının tam aksi yönde olduğu düşüncesindeyim.

Tam da daha dün, genç avukat arkadaşlarla konuştuğumuz konu

evet hep yaşadığımız şeyler.ben başka bir algıya dikkat çekmek istiyorum. toplumdaki bazı kişiler(özellikle yakınlarımız) gelir olarak kendi seviyelerinde gördüğü(devlet memuru v.b) avukatlara da farklı gözle bakıyorlar."acaba neden zengin olamamış demek ki çok kötü bir avukat ya da gariban"şeklinde ifadede bulunuyorlar.aslında bir bakıma haklılar avukat olarak harcanan emek ve yapılan işin niteliği düşünüldüğünde çok fazla para kazanmamız gerekmekte.ama artık ülkemizde ki şartlar bütün avukatların çok para kazanmasına müsade etmez.(özellikle avukat sayısı ve kanunların hali hazır durumu ve tam anlamıyla mesleki ve sosyal güvence den faydalanamama) kendi işyeri olmayıpta başka meslektaşların yanında çalışan meslektaşların zaten böyle bir imkanı da olmayacak...

Avukatlık mesleğine yönelik yıllardır bir genelleme vardır o genellemede avukatların çok fazla para kazandığı oturdukları yerden para kazandıkları hepsinin çok zengin olduğu yönünde bir genellemedir ancak bu değerlendirme o kadar çok yanlıştır ki kimse bunun yanlış olduğuna inanmak istemez.Sonuç olarak herkes kendi gördüğünü bildiğini söyler ancak avukatların içi kan ağlar.Keşke dedikleri gibi her avukat zengin olsa

Bir diyalog:
Ank. ... Ağır ceza mah. önünde duruşma sıramı bekliyorum. yan tarafta 2 kişi, büyük ihtimal o gün duruşması olan bir sanığın yakınları. koridordaki avukatlara bakarak biri diğerine şöyle diyor:
- "şuna bak ne kadar da düşünceli, kim bilir bu duruşmadan alacağı paraları hesaplıyordur".
- "hihihi.... (gülüşme)"
- "bunların da işi iş, gir duruşmaya, 'müvekkilim masumdur, yeterli delil yoktur' de, al dünyanın parasını"...
- "doğru!"

Alıntı: Yazan GECE Bir diyalog: Ank. ... Ağır ceza mah. önünde duruşma sıramı bekliyorum. yan tarafta 2 kişi, büyük ihtimal o gün duruşması olan bir sanığın yakınları. koridordaki avukatlara bakarak biri diğerine şöyle diyor: - "şuna bak ne kadar da düşünceli, kim bilir bu duruşmadan alacağı paraları hesaplıyordur". - "hihihi.... (gülüşme)" - "bunların da işi iş, gir duruşmaya, 'müvekkilim masumdur, yeterli delil yoktur' de, al dünyanın parasını"... - "doğru!"

Hani 23 Nisanda çocuklar bir günlüğüne yönetici vs. oluyorlarya. Bu tarz düşüncelere sahip olan insanlarımızda bence bi süre avukat olmalı ve bu çok kolay (!) mesleğin tadına bakmalılar.

Müvekkilden ziyade karşı taraf/borçlularda karşılaşıyorum ben bu düşünceye. Vatandaş asıl alacak/ana para borcunu ödedikten sonra avukatın vekalet ücretini ödememek için "bizden de kazanma", "şu günlerde hayır işle, sevaba gir.", "ne var yani bu dosyadan da 3 kuruş almayıver", "ben borcumu zaten ödedim, vekalet ücreti de ne ola ki" gibi tepkileri bolca duyuyor ve sinir oluyorum...

Alıntı: Yazan eser_29 Müvekkilden ziyade karşı taraf/borçlularda karşılaşıyorum ben bu düşünceye. Vatandaş asıl alacak/ana para borcunu ödedikten sonra avukatın vekalet ücretini ödememek için "bizden de kazanma", "şu günlerde hayır işle, sevaba gir.", "ne var yani bu dosyadan da 3 kuruş almayıver", "ben borcumu zaten ödedim, vekalet ücreti de ne ola ki" gibi tepkileri bolca duyuyor ve sinir oluyorum...

İlla misillememi yapmak lazım acaba Mesela müvekkilinde marketi var. Gidiyorsun markete, alıyorsun market arabasını ne var ne yok dolduruyorsun, kasadan geçerkende ya bendende kazanmayıver, bugünlerde hayır işle sevaba gir be kardeşim diyip çıkıyorsun. Yada eczacıymış ver bana şurdan beş kutu apranax, yada öğretmenmiş götürüyorsun çocuğunu üç beş saat özel dersten sonra buda hayrın olsun be öğretmenim diyorsun çıkıyorsun. Tabi verdiğim mesleki örnekler şuan öylesine aklıma gelenlerdir. Yanlış anlaşılmasın. Çoğaltılabilir örnekler. Ancak bize yapılanın ne farkı varki bunlardan. Ama iş bizim mesleğe gelince bu örneklerdeki gibi görülmüyor nedense.

Şu hikayeyi bilirsiniz...

" Picasso, ünlü bir restoranda yemek yerken, restoran sahibi yanına gelip kendisinden hatıra olarak peçeteye bir şeyler çizmesini ister.
Picasso peçeteye çabucak bir resim yapar ve adama "Buyrun 80 Frank"der. Adam "Aman Bay Picasso 2 dakikada çizdiğiniz şey nasıl 80 Frank eder?"
"Hayır bayım" der Picasso. "2 dakika değil, 40 yıl artı 2 dakika."

Bunu kendi mesleğimize uyarladığımızda en zor eğitimlerden biri olan hukuk eğitimi, sonrası, kendimizi geliştirme çabalarımız vs vs... Ve herşeye rağmen 2 dakika değil. Biz işimizi iki dakikada bitirsek bile uzatacak çok şey var...

Neyse ileride senede sadece benim istediğim ve istediğimi veren 5 - 6 dava alacağım. Gerisi bohem hayat. Çok ve kolay kazandığım günlerin bu anlamda bir an önce gelmesi dileğiyle.

Uzun zaman önceydi.Bir yakınımla birlikte hafta sonu olmasına rağmen ofise uğramıştık.Ofisten birşeyler alıp çıkacaktık.Tam bu sırada hiç tanımadığım birisi gelip danışmak istedi.Ben de danışma ücretini söyledim.Kabul etti; Danıştı.Ben de bilgi verdim.Parayı ödedi.Makbuzu kestim.İyi günler dileyerek ayrıldı.Devlet memuru olan yakınım şaşkınlık içindeydi .Hadi gidelim dediğimde: "Biraz daha beklesek mi?" dedi."Hafta sonu çalışmıyorum" dedim.Durum çok hoşuma gittiğinden bunun ilk kez başıma geldiğini de söyleyemeden ofisten ayrıldım.

Doktor bir iki dakika dinler, bir iki tavsiyede bulunur bir iki de ilaç yazar hop o parayı hak etmiştir.

Öğretmen bir iki konu anlatır, bir iki soru sorar, bir iki problem çözer, bir iki ödev verir hop o da parayı hak etmiştir.

Psikolok bir iki saat dinler, bir iki saat nedenler ve sonuçlar üzerinde durur, bir iki tavsiyede bulunur hop o da parayı hak etmiştir.

Avukat bir iki saat dinler, bir iki saat araştırır, bir iki saat yazar... HOP bir saniye daha parayı hak etmedin hele bi kazan bakalım şu davayı...

Kolay gelsin

Söz konusu avukatlık olunca yakın çevrenizden bile bu tarz tepkiler görebiliyorsunuz.Gözlemlediğim kadarıyla şunu söyleyebilirim ki bir kere avukatlık mesleğini seçtiğinizde en yakınlarınız o en uzakta gördükleri kendilerine göre para içinde yüzen avukatlar gibi olası bi beklenti içine giriyorlar. Eğer hayatla mücadeleniz zor ise ki bu mücadele hiçbir zaman bitmiyor ya yeteri kadar çalışmıyo ya da zaten sana göre değildi bu meslek gibi tutumlara giriyorlar. Hele ki başınızda bir de patron varsa sigortalı çalışıyorsanız eğer kendinizi ifade edememe ve bu çevresel baskı olası bir bunalıma özgüven yitirimlerine yol açabiliyor maalesef..

Bence avukatlar olsun hakimler olsun tüm yargı mensupları dünyanın en zor işini yapıyorlar. Bizim işimiz "insanlar" hem de "problemli insanlar"...Yani bizler sadece önümüze gelen dosyalarla değil bir de o dosyanın taraflarıyla,karşımızdaki hakimle savcıyla uğraşmak zorundayız. Ve bir yandan da sürekli değişen mevzuatı takip etmemiz gerekiyor tabii...Kısacası, toplumumuzun gelir seviyesine oranla avukatlar iyi kazanıyor,evet. Ancak bir çok avukatın eline geçen tutarın, o avukatın çektiği sıkıntıya, harcadığı emeğe karşılık gelmediği de bir gerçek...

Son kırk yılda avukat olanlar bu koşulları bilerek mesleğe girdiler. Yukarıdaki yakınmalar kırk yıldır vardı.

Bence sadece avukatlığa aşık olanlar mesleğe girmeli; diğerleri de kendi aşklarına kavuşmalıdır.

Evlilik ile meslek birbirine çok benzer:
- Meslek seçimi ve eş seçimi görücü usulü yapılırsa mutluluk tesadüfidir.
- Meslek seçimi ve eş seçimi aşkla yapılırsa mutluluk çantada kekliktir.


Meraklısına Gerekçe:
''Aşk hiç bir zaman pişmanlık duymamaktır.''
''Aşkın gözü kördür.''
''Aşk olmazsa meşk olmaz.''
Mesleğine aşık olmayan avukat mutsuz olur,mutsuz ölür.

Meraklısına Sözlük:
MEŞK: Yazı veya müzikte alışmak ve öğrenmek için yapılan çalışma, el alıştırması (Kaynak: TDK)

Meşk, sıkıcıdır; zorludur; sabır gerektirir; yıllar alır; aşk ile olmazsa olmaz.

Saygılarımla

Alıntı: Yazan Av.Armağan Konyalı Bence sadece avukatlığa aşık olanlar mesleğe girmeli; diğerleri de kendi aşklarına kavuşmalıdır. Mesleğine aşık olmayan avukat mutsuz olur,mutsuz ölür. Meşk, sıkıcıdır; zorludur; sabır gerektirir; yıllar alır; aşk ile olmazsa olmaz.

Umulan, beklenen aşk ile meşk etmektir.

Aşkı olmayanlar, onu yitirenler, eşk ile meşk etmeye başlar ki bu durumda;

Ya eşk, ya da yeni bir aşk diyorum!

Saygılarımla.


Not: Eşk, gözyaşı demektir.

Avukatlık, birçok mesleğe göre kolay para kazandıran bir iştir. Avukatların çoğunluğunun az para kazanmasının nedeni ne avukatlık mesleğidir, ne de diğer meslekler. Avukatların kendilerini diğer meslek mensupları ile kıyaslaması genellikle avukatların zararına sonuç verir. Örneğin, en çok yapılan karşılaştırma doktorlarladır. Oysa doktorluk mesleği, tıp fakültesine girmekten başlayın, okulu bitirmeye, uzmanlık yapmaya, mesleği icra etmeye kadar avukatlıktan bin kat zordur.
Toplumsal algıları, meslek karşılaştırmalarını bir yana bırakıp, "iyi avukat" (*) olmaya çalışmak gerek.

(*) "İyi avukat" için bakınız:
1-Avukatlık Kanunu
2-Avukatlık Meslek Kuralları
3-Ekonomi Politik

Sayın Cengiz Aladağ;

Alıntı: Yazan Av.Cengiz Aladağ Avukatların kendilerini diğer meslek mensupları ile kıyaslaması genellikle avukatların zararına sonuç verir.

demişsiniz. Belirtmek isterim ki kolay/zor değerlendirmesini kıyas yapmaksızın neticelendiremezsiniz. Tek başına ne kolaydır ne zordur. Everest zirvesini EN YÜKSEK yapan diğer yüksekliklerin varlığıdır.
Elbette bu durum ve halin farkındasınız cevabınızın giriş cümlesi;

Alıntı: Yazan Av.Cengiz Aladağ Avukatlık, birçok mesleğe göre kolay para kazandıran bir iştir.

dediğim gibi durumun farkındasınız

Ayrıca zarardan kastınız nedir? Onların avantajlı olduğunu/olabildiğini/olabileceğini görmemiz ve sitem edip meslekten soğumamız mı ?

Ve kişisel kanaatim AVUKAT KESİNLİKLE KOLAY VE ÇOK PARA KAZANMAZ.
(İstisnalar kaideyi bozmaz)
* Doktorlara düşman değilim [ablam doktor] ama asli kıyas unsurumuz onlardır -acı ama gerçek :P- Tıp biliminde Plasebo etkisi bile varken ve doktor bu etkinin nimetlerinden dahi faydalanabilirken, biz masum/mağdur olduğunu iddia edenlerin hakkını savunurken bir doktordan çok daha fazla yıpranıyoruz. Dahası bir çok meslekteki insandan daha fazla yıpranıyoruz. Hak ettiğimiz parayı tahsil edememek de cabası.
Bir an doktor olan ablam neden bana "Hukuk okuyacağına Tıp okusaydın sen de " dediğini düşündüm;
Verdiğim cevap Aşka dairdi

Alıntı: Yazan TaitaDragonfire Tıp biliminde Plasebo etkisi bile varken ve doktor bu etkinin nimetlerinden dahi faydalanabilirken,

Alıntı: Verdiğim cevap Aşka dairdi

Sayın Av. Armağan KONYALI'nın söyledikleri çok hoş. Ancak günümüz eğitim sisteminde ilköğretim çağlarından itibaren yetenek ve yönelimlerin değerlendirilerek yapılan tespitlere göre hayata dair (gerek mesleki gerekse keyfi yönelimler) bir yönlendirmenin söz konusu olmadığı gerçeğinden hareket edersek avukatlık mesleği de dahil olmak üzere mesleklerini -sevmeyeceğini bilerek- tercih etmek zorunda kalan çok sayıda insan olduğunu da görürüz.

Dolayısıyla bireyler, sevdikleri alana yönlenmeleri durumunda geçinme, kaliteli yaşam standartlarına kavuşamama vb. kaygılar taşıdıkları için de yapı ve karakterlerine uygun/uyumlu olmayan meslekleri tercih zorunluluğunda kalıyor. Eğer hayatımızı idame ettirdiğimiz meslek avukatlık ise Sayın Av. Cengiz ALADAĞ'ın işaret ettiği gibi "iyi avukat" olmaya çalışmaya da mecburuz. Sevmeden bu mecburiyetin gereğini yapmak mümkün müdür bilemem çünkü mesleğimi severek yapıyorum.

Sayın TaitaDragonfire'nın plasebo etkisi yaklaşımı da ilginç geldi. Umarım mesleğimiz, ilerleyen dönemlerde Sayın Av. Ömer GÜNTAY'ın değindiği "eşk" ile devam etmez yoluna..

Konu başlığı doğrultusunda yorumda bulunmam gerekirse kolay para kazanmadığımı ifade etmeliyim.

Saygılarımla..

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ Konu başlığı doğrultusunda yorumda bulunmam gerekirse kolay para kazanmadığımı ifade etmeliyim. Saygılarımla..

Avukatların kolay para kazanan meslek mensupları olduğu iddiasını hemen hemen kimse inandırıcı ve makbul görmez.

Bu devirde, kim ve neci olursa olsun artık, zor para kazanmaktadır ve/veya kazandığını yetirememektedir. Çünkü, yaşamsal cari ve transfer harcamaları, fevkalade yükselmiştir. Hayatın maliyeti artmıştır...

Avukatın kolay para kazandığı söylemi, cebinden avukatlık ücreti çıkan ve aldığı hizmet konusunda yeterince aydınlatılmamış müvekkilin düşüncesidir. (Adama bak, hiçbir şey yapmadı, iki satır yazdı, iki duruşmaya girdi, .... bin liramızı aldı!)

Saygılarımla.

Avukatlık, devreden piyango gibidir; umut ve para…

Alıntı: Yazan Av. Hulusi Metin Avukatlık, devreden piyango gibidir; umut ve para…

Avukat için mi iş sahibi için mi?

Alıntı: Yazan Av. Hulusi Metin Avukatlık, devreden piyango gibidir; umut ve para…

Kimine amorti, kimine büyük ikramiye mi?

Alıntı: Yazan Av.Mehmet Saim Dikici Kimine amorti, kimine büyük ikramiye mi?

Yani siz avukatlık şans ve talih mesleğidir mi diyorsunuz?
Ben, hayat denen bu piyangoda kişiye büyük (hiç olmazsa kalın ) ikramiye isabet edip etmemesinin avukatlıktan ve hatta iyi avukatlıktan öte ve onun dışında bir hal olduğunu düşünüyorum.
Yani, yoksa normal akışta (n.ş.a.) herkes (her avukat) öyle veya böyle yaşıyor ve ayakta kalıyor işte...
Piyango veya büyük ikramiye olayı başka.

Alıntı: Yazan Av.Ömer Güntay Yani siz avukatlık şans ve talih mesleğidir mi diyorsunuz? Ben, hayat denen bu piyangoda kişiye büyük (hiç olmazsa kalın ) ikramiye isabet edip etmemesinin avukatlıktan ve hatta iyi avukatlıktan öte ve onun dışında bir hal olduğunu düşünüyorum. Yani, yoksa normal akışta (n.ş.a.) herkes (her avukat) öyle veya böyle yaşıyor ve ayakta kalıyor işte... Piyango veya büyük ikramiye olayı başka.

Ben öyledir demiyorum, sadece "mi?" diye soruyorum.

Alıntı: Yazan Av.Mehmet Saim Dikici Ben öyledir demiyorum, sadece "mi?" diye soruyorum.

Fesuphanallah. Ben de "mi" mi diyorsunuz diyorum işte yav.

Bakın:

Alıntı: Yazan Av.Ömer Güntay mi diyorsunuz?

Bir de son düzenlemeler ışığında avukatlık mesleğinin zorluğunu,kolay para kazanılıp kazanılmadığını ve genç meslektaşların ( ki ülke genelinde bilinçli bir meslek seçim yapılmadığı aşikar )" hiçbir birikimimiz yok avukatlıktan başka ne iş yaparız " sorularını tartışabiliriz..Meslektaşlarımızla son düzenlemeler üzerinde konuşulduğunda özellikle birikimi olan( mesleki tecrübe ve maddiyat ) meslektaşlarımız hazırlıklı olduklarını ve kendilerini rahatsız eden bir durum olmadığını, kaygılanmamız gerektiğini ve bir yolunun mutlaka bulunacağını söylüyorlar.Borçlunun hiç mi suçu yok sorusuna derinden çözüm bulunmak yerine son düzenlemelerde işi kılıfına uydurma politikası ile hareket edilmeye başlandı..İşimizi şevkle yapma hususu ayrı bir muamma..şimdi sorsalar, dünyaya bir daha gelsem yine hukuk okurum diyorum..hukuk içerisinde avukatlık neden hızla saygınlık yitiriyor..para elbetteki bir kriter değil ama mesleğin iyi yapıldığını gösteren kriter de maalesef para.Para kazanmanın her anlamda zorlaştırıldığı bir düzen içerisinde toplumun yargılarından ziyade artık mesleğimize yapılan bu baskının ve budamanın neden olduğunu sormak ve bulmak geliyor..

1.Her dava, yepyeni bir şarkıyı ilk kez söylemek gibidir; “kuşkusu ve umudu” mutlaka,” parası” belki..!

2.“Kolay ve çok para” kazanmak, mümkün fakat mutlak değildir!

3.“Kolay ve çok para”… Görecelidir.

Saygılarımla