Bele sarılmak "taciz" değil, "cinsel saldırı"

Yargıtay 5. Ceza Dairesi, evine gelen komşusunun beline sarılan sanığın davranışını "Vücut dokunulmazlığını ihlal eden cinsel saldırı suçu" olarak değerlendirdi.
Komşusunun beline sarılan sanığı "cinsel taciz" suçunu işlediği gerekçesiyle mahkum eden yerel mahkemenin kararını bozan Yargıtay 5. Ceza Dairesi, sanığın 7 yıla kadar hapis istemiyle yargılanması gerektiğine karar verdi.

Ayancık Sulh Ceza Mahkemesi; hükümlünün olay günü evlerine gelen mağdurenin belinden tutarak sarıldığını, onun da karşı koyup tekme atması üzerine bıraktığını ve bu nedenle sanığı Türk Ceza Kanunu'nun 105. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ‘cinsel taciz' suçunu işlediği gerekçesiyle mahkum etti.

Dosyanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesi, sanığın işlediği suçun "cinsel taciz" değil "cinsel saldırı" suçu olduğunu ve bu nedenle görevli mahkemenin de Asliye Ceza Mahkemesi olduğuna karar vererek yerel mahkemenin kararını bozdu.

Yargıtay 5. Ceza Dairesi, kararında, “Hükümlünün fiilinin 5237 sayılı TCK'nın 102/1. maddesinde düzenlenen vücut dokunulmazlığını ihlal eden cinsel saldırı suçu niteliğinde olduğu ve bu suça ilişkin yargılama yapmak ve 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddesine göre lehe olan yasayı belirleme görevinin üst dereceli Asliye Ceza Mahkemesine ait bulunduğu gözetilmeyerek eylemin 105/1. maddesine uyan cinsel taciz suçu kapsamında olduğunun kabulü ile yazılı şekilde uygulama yapılması bozmayı gerektirmiştir” denildi.

Bozma kararının ardından yerel mahkeme yeni bir karar verecek. TCK da yer alan cinsel taciz suçunu işleyenler üç aydan iki yıla kadar hapis istemiyle yargılanırken, cinsel saldırı suçunu işleyenler ise iki yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.

ANKA

çok ağır bir karar olmuş.Bence burada sanığın kastına bakılması lazım.Kişinin cinsel saldırı isteği varsa yargıtayın kararı ancak doğru olur.

olyda vücut teması söz konusu olduğu için suç cinsel taciz değil cinsel saldırıdır.Yani yargıtayın kararı bu açıdan isabetlidir.Kast açısından değerlendirildiğinde ise kanımca sanığın cinsel duyguları tatmin gayesiyle hareket ettiği ve suçun manevi unsurunun oluştuğu fikri daha ağır basıyor.

Madde 102 - (1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır

Madde 105 - (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur.

bu tür suçlarda cinsel tatmin ön plandadır.ama her iki maddeyi karşılaştıracak olursak sarılmanın saldırı olmadığı taciz olduğu ortaya çıkacaktır.
kişiye karşı elle sarkıntılık yapıldığı zamanda saldırıdan bahsedilemeyeceği gibi sarılmada da saldırı söz konusu olamaz.
bence 2 maddeyi de iyi okumak gerekir.
saygılar...

Doktrinde özellikle Artuk-Gökcen-Yenidünya vücuda temas durumunda basit cinsel saldırı fiilinin gerçeklerştiği düşüncesindedir.Kast unsuru değerlendirilirken fiil de göz önünde tutulmalıdır.Olayda cinsel amaç olduğu fiilin içeriğinden bellidir ki 102. madde lafzı da buna tam olarak uymaktadır. Bu karar Ceza Hukuku Özel Hükümler dersimizde de pratik çalışma olarak incelenmişti.