Vergiler ve sigorta masrafları zorunlu giderin kapsamında mıdır?

Merhaba,
Mesleğe yeni başlayan bir stajyerim ve Ayıba karşı tekeffüle dair aklıma takılan bir soru var;
Ayıplı olan malın kullanılamamasına bağlı olarak zorunlu giderlerin tazminini istediğimizde,bu ayıplı malın(misal otomobilin taşıt vergisi ve sigorta ücretleri,yine otomobilin kullanılamamından dolayı başka bir otomobil kirası ücretleri) zorunlu giderler kapsamında mıdır?Yapılan bu masraflar,otomobilin kullanılamasından dolayı,zarar olarak görülebilirm mi?
Şimdiden ilgileriniz için teşekkürler.İlgli doktrin görüşlerine ve Yargıtay kararlarına da değinirseniz sevinirim.

Merhaba,
Forumda daha önce de sorduğum bir soruyu basitleştirerek tekrar sormak istiyorum çünkü herhangi bir cevap alamamıştım;
1.Gizli ayıplı bir otomobilin dava edilerek değiştirilmesinden sonra ayıptan kaynaklanan zararlar için açılan yeni davada motorlu taşıtlar vergisi ve zorunlu mali sorumluluk sigorta bedelleri zarar kapsamında mıdır?
2.Malın satımı sırasında Tüketici kanununa göre imalatçının yanında müteselsilen sorumlu olan satıcı yeni değişikliklerle açıkça sorumlu kılınmamış.Yani bu durumda Tüketici kanunu,dava anındaki haliyle mi,olay anındaki haliyle mi uygulanacaktır?
Umarım cevap alabilirim,teşekkür ederim.

Alıntı: Tüketici kanununa göre imalatçının yanında müteselsilen sorumlu olan satıcı yeni değişikliklerle açıkça sorumlu kılınmamış.

Sn.tolga,

Bu da nereden çıktı?

"AYIPLI MAL
MADDE 4.- .............
Değişik 3. fıkra: 5582 - 21.2.2007 / m.22) İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. "


Zorunlu gider denilince akla gelmesi gereken gider, malın korunması, telef olmaması için yapılması gereken giderlerdir. Bu anlamda vergi talep edilemez, ancak sigorta konusunu gündeme getirmek uygun olabilir, diye düşünüyorum.

Saygılar.

Nereden mi çıktı?Zorunlu masraflar malın olduğu gibi muhafazası veya iktisadi fonksiyonunu ifaya devam edebilmesi için yapılan masraflardır.Dolayısıyla misalen bir otomobil satın alıp müzeye koymak amacı dışında trafiğe çıkarmak isteyen bir tacir bu otomobilden iktisadi olarak yararlanmak istiyorsa iktisadi fonksiyonunu ifaya devam etmek için Taşıt vergisini ödemek zorundadır diye düşünüyorum.Bu nedenle bu vergi zorunlu masraftır.

Zorunlu masrafı sormadım Şunu sordum :

Alıntı: Malın satımı sırasında Tüketici kanununa göre imalatçının yanında müteselsilen sorumlu olan satıcı yeni değişikliklerle açıkça sorumlu kılınmamış

Bu da nereden çıktı, demem şaşırmamdandır, lütfen yanlış anlamayın. Yasa değişince ben değişikliği fark mı edemedim yollu bir ünlemdi sadece

Saygılar.

Ayıplı maldan ve/veya ayıplı malın neden olduğu her türlü zarardan dolayı tüketiciye karşı satıcı,bayi, acenta,imalatçı-üretici ve ithalatçı,müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. (Bu eski kanun maddesi)

İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından(dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım)dolayı müteselsilen sorumludur(Bu yeni kanun maddesi)

Ayıplı maldan sorumluluk ile ve ayıplı malın neden olduğu zararların farklı olduğu aşikar,nitekim bunların zamanşımı süreleri de farklı.

Ama şu hükümün varlığı eski maddenin geçerliliğini devam ettirdiği anlamına gelebilir mi ne dersiniz?
Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar

Bu arada hem olayla ilgili olarak hem de genel anlamda sorumu yibnelemek istiyorum:sorumluluk olayın gerçekleştiği zamanki kanuna göre mi yoksa dava anındaki kanuna göre mi tespit edilir

Sn. tolga,

Öncelikle söylemek gerekir ki, kural olarak her kanun yürürlüğe girdikten sonra meydana gelen olaylara ve ilişkilere uygulanır. Bunun istisnası, kamu düzeni, usul kuralları, genel ahlak kuralları ile beklenen haklarda görülür.

Ayıptan sorumluluğa gelince, karşılaştırmanızla gördüm ki, metinde küçük bir değişiklik var gerçekten. Bu küçük değişiklikle belirttiğiniz gibi, zarar temelde imalatçı - üretici ile ilişkilendirilmiş :

"Madde 4 - ...........

Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.
.......

Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar."

Bu durumda, değişiklikten sonra meydana gelen olayda, zarar ile başka kimseler arasında bir illiyet bağı yoksa sadece imalatçı - üretici sorumlu tutulacak gibi görünüyor.

Saygılar.

Işıl hanım,
Ancak şuraya dikkatinizi çekmek isterim ki;benim hal-i hazırdaki yorumuma göre sorumluluk darltmıyor aksine genişletiliyor
İlk metinde koyu harflerle yazdığım kişilerle sınırlı bir sorumluluk mevcutken yeni metinde "birden fazla kimse" ibaresyile sayılşanların dışındakilerin de müteselesil sorumluluğa dahil olduğu ifade edilmektedir.
Ayıplımaldan ve/veya ayıplı malın neden olduğu her türlü zarardan dolayı tüketiciye karşı satıcı,bayi, acenta,imalatçı-üretici ve ithalatçı,müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.(ESKİ)

Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar.(YENİ)

Katılıyor musunuz?

Sn.tolga,

Ben rahatlıkla genişletilmiş diyemeyeceğim. Tam olarak daraltılmış olduğunu söylemek de mümkün değil.

Satıcı, sağlayıcı, bayi dışındaki kimselerin de artık zarardan sorumlu olabileceği konusundaki yorumunuza katılıyorum. Bu nedenle de rahatça "daraltılmış" diyemiyorum. Yasa maddesinin değişiklikten önceki halinde ise satıcı, bayi ...vs hakkında doğrudan bir sorumluluk vardı, şimdi bu sorumluluk bir illyet bağına endekslenmiş ki bu da rahatça "genişletilmiş" dememin önünde engel.

Aslında ilk bakışta, maddenin yeni halinin "zarar" kurumuna daha uygun olduğunu söylemek mümkün.

Saygılar.