Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Malen kaydı senedi Kambiyo Senedi yapar mı? Kambiyo Senedinde Yetkili İcra Daireleri!

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-09-2009, 13:06   #1
Av. Aykut Toklu

 
Varsayılan Malen kaydı senedi Kambiyo Senedi yapar mı? Kambiyo Senedinde Yetkili İcra Daireleri!

Arkadaşlar elime bir dostumun eşinin imzaladığı bir senet geçti senedin üzerinde "malen" kaydı var bu kayıt senedi Kambiyo Senedi yapar mı?

Diyelim ki yaptı bu durumda internette ve bazı kitaplarda gördüğüm ve kafamı karıştıran bir kayıt var. Buna göre Kambiyo senedi alacaklısının kendi ikametinde icra takibi başlatamayacağı yönünde...

Bu elime geçen senette de benzer bir durum var senet Ankara'da düzenlenmiş ve borçlunun ikameti de Ankara ve alacaklı senedi başka bir şehirden takibe koymuş ve ödeme emri göndertmiş... Bu durumda itiraz söz konusu olabilir mi?
Old 04-09-2009, 13:14   #2
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Geçerlilik unsurlarının tamamını taşıyan bir kambiyo senedinin metninde malen ibaresinin bulunması o senetle kambiyo takibi yapılmasına engel değildir.
İkinci sorunuzla ilgili olarak kambiyo senetlerindeki borç 'aranılacak borç niteliğindedir' ve icra takibinde kural olarak yetkili icra dairesi borçlunun ikametgahı mahkemesidir.Dolayısıyla yetkiye yönelik itirazınızı ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük hak düşürücü süre içerisinde icra hakimliğinde ileri sürebilirsiniz.
Old 05-09-2009, 12:52   #3
vukuat2005

 
Varsayılan

malen ve kayden yazısı, kambiyo vasfını etkilemez. bu husus ancak menfi tespit davasında delil teşkil eder. Ayrıca kambiyo senetleri için icra daireleri borçlunu bulunduğu yerdir. Ayrıca bonoda belirtili yetkili yer icra daireleridir.
Old 05-09-2009, 23:13   #4
wellan

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;

İlk olarak İİK.167 vd düzenlenen malen kaydının konulduğu kambiyo senetleri senedini niteliğini değiştirmez.Kambiyo niteliği ancak ve ancak vade tarihinden itibaren 6 ay geçmesi ile normal adi belge haline dönüşür.Buradan da anlaşılması gereken durum budur.Malen kaydı ilerde çek ile alakalı olarak çekin kambiyo senedi niteliğinde olmadığı yönündeki davada yada menfi tespit davasında bir hukuki işlemin varlığını tespit ettirmek için elinizdeki en güçlü delil niteliğindedir.Çünkü malen kaydı o snedin mal karşılığında alınmış olduğu yönünde bir delildir ve aksini ancak aynı nitelik ve güçteki senetle ispatlanabilir.İİK 167 maddede düzenlenen kambiyo senetlerinde yetki konusu genel haci zyolu takipten biraz farklıdır.Şöyle ki;kambiyo senetlerinde alacaklının ikametgahında takibin açılacağı yönündeki yetki kuralı uygulanmamaktadır.Bu nedenle yanlızda borçlunun ikametgahında açılabilir.Bu konuda daha geniş ve detaylı bilgi alamk isterseniz size bir kaç kitap tavsiye edebiliri.Baki Kuru;İcra ve İflas Hukuku;İcra takiplerinde yetki konusunda dipnota bakmanız işinizi kolaylaştıracaktır.Ayrıca YAVUZ SÜPHANDAĞ;İcra ve İflas Hukuku uygulamaları kitabında da yetki konusu detyalı olarak farklılıkları ile anlatılmıştır.Bu nedenle kambiyolu takiplerde böyle bir istisana vardır.Umarım yardımcı olabilmişimdir.SAYGILARIMLA.Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Old 06-09-2009, 02:45   #5
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan wellan
Sayın meslektaşım;
Kambiyo niteliği ancak ve ancak vade tarihinden itibaren 6 ay geçmesi ile normal adi belge haline dönüşür.

Sayın wellan,

Bahsettiğiniz durumda, kambiyo senedi yazılı delil başlangıcı haline gelir. Adi belge değil!

Alıntı:
Zamanaşımına uğramış bono, keşideci ile lehdar arasındaki ilişki yonunden yazılıdelilbaşlangıcı niteligindedir. Yarg. 19. HD. E:2005/2050 K:2005/10770 T:27.10.2005

Old 06-09-2009, 19:07   #6
wellan

 
Varsayılan

adi belge olarak kastetmemin sebebi kambiyo niteliğinden çıkmasıdır yani İİK 167 vd göre takip yapılmayacağını belirtmiştim.Bu şekilde anlaşılması sanırım daha doğru olur
Old 06-09-2009, 19:18   #7
Demir Demir

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2003/19-290
K. 2003/286
T. 9.4.2003
• TESPİT DAVASI ( Menfi Tespit Davası İle Borçlu Olmadığının Tespit Esilmesi )
• MENFİ TESPİT DAVASI ( Davacının Alımından Vazgeçtiği Mal İçin Düzenlendiğini İddia Ettiği Senedin İcra Takibine Konulduğundan Bahisle Borçlu Olmadığının Tespitini Talep Etmesi )
• TARAFLAR ARASINDAKİ TİCARİ İLİŞKİNİN NİTELİĞİ ( Somut Olaya ilişkin Senedin Teminat Amacıyla Değil de Avans Amacıyla Verildiğinin Taraflar Arasındaki İlişkiden Ortaya Çıkması )
• İSPAT ( Kanıt Yükünün Senet Metnini Ta'lil Eden Davalı Tarafa Yükletilmesinin Mahkemece Gözetilmesinin Gerekmesi )
• BONO ( Ödeme Vaadi Niteliğinde Bir Kambiyo Senedi Olması )
• BONONUN ŞEKİL ŞARTLARI ( Vade ve Ödeme Yerinin Bonoda Belirtilmesinin Esaslı Şekil Şartı Oluşturmaması )
• İLLETE BAĞLI SENET ( Bononun İllete Bağlı Senetler İçerisinde Kabul Edilmemesi )
• VADE VE ÖDEME YERİ ( Vade ve Ödeme Yerinin Bonoda Belirtilmesinin Esaslı Şekil Şartı Oluşturmaması )
6762/m.688,691
1086/m.290
ÖZET : Dava konusu bono teminat olarak değil, alıcının ( davacı-borçlunun ) teslim aldığı mallarının bedeline mahsuben alındığı, anlaşılmaktadır. Davacı borçlu söz konusu bonoyu bir ticari ilişki sırasında, mal bedeli fatura edilip ödendiğinde geri verilmek üzere, teminat amacıyla verildiğini bildirmiş, alacaklı ise borç karşılığı verildiğini savunmuştur. Açıkça görüleceği üzere davacı borçlunun beyanı, senedin ihdas nedenine daha uygun bir beyan olup, her ne kadar dava dilekçesinde teminat olarak verildiğini belirtmiş ise de, taraflar arasındaki ticari ilişkinin niteliği göz önüne alındığında, sözü edilen senedin avans amacıyla verildiği belirgindir. Öyle ise, burada iki taraflı ta'lil söz konusu değildir."Malen"kaydı bulunan senedin ihdas nedenini, borç karşılığı verildiğini savunan davalı ta'lil etmiştir. Hal böyle olunca; mahkemece kanıt yükünün senet metnini ta'lil eden davalı tarafta olduğu gözetilerek, davalının savını kanıtlayabilmesi için olanak verilip, tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "menfi tesbit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 9. Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 03.05.2001 gün ve 2000/101 E- 2001/470 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 16.05.2002 gün ve 2001/6344-2002/3718 sayılı ilamı ile; ( ...Davacı vekili, davalı tarafa sipariş edip daha sonra alımından vazgeçtiği mal için düzenlendiğini iddia ettiği senedin icra takibine konulduğunu ve karşılığı bulunmadığını ileri sürerek, söz konusu senetle borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davaya karşı cevabında, davacının, müvekkiline olan borcu nedeni ile dava konusu senedi keşide ettiğini, ancak el alışkanlığı nedeni ile senedin "Malen" kayıtlı olarak düzenlendiğini savunarak, senedin ihdas nedenini talil etmiştir. Bu durumda mahkemece, kanıt yükünün senet metnini talil eden davalı tarafta olduğu gözetilerek, davalıya ileri sürdüğü hususu ispat imkanı tanınıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, kanıt yükünün tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, karşılıksız kalan kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının saptanması isteminden ibarettir.

Davacı, davalının ortağı olduğu Y... İnş. Ltd. Şti ile inşaat malzemesi alımı konusunda eskiye dayalı mal alışverişlerinin olduğunu, icraya konulan senedin de yine böyle bir mal alışverişi sırasında, alınan malzeme tutarı hesap edilerek fatura edilip, bedeli ödendiği takdirde geri verilmek üzere teminat amacıyla verildiğini ancak, bu görüşmeden sonra aynı gün yapılan bir siparişten cayıldığını, buna karşılık, davalının senedi kendisine iade etmeyip, yırtıp atıyorum diyerek bir kağıt parçasını yırtığını, aradan üç yıl geçince de kötü niyetli olarak icraya koyduğunu savlayarak, sözü edilen alacağın var olmadığının saptanmasını ve takibin iptalini istemiştir.

Davalı ise, sözü edilen senedin bir borç ilişkisine dayalı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; davacının dava konusu senedin teminat amacıyla düzenlendiğini, davalının ise nakden verildiğini savunmakla, her iki yanın da senetteki "malen" ibaresini ta'lil ettiği, bu durumda ispat yükünün yer değiştirmeyeceği, davacının davasını ispat etmesi gerektiği, davacının bir yazılı delilinin olmadığını ve yemin deliline de dayanmayacağını beyan ettiği ve böylece davasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verdiği hüküm, Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.

Hemen belirtelim ki, bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedidir. Bu nedenle bonoyu düzenleyen, asıl borçlu durumundadır. ( TTK m 691/1 )

Bonoda şekil şartları TTK m 688'de sayılmıştır. Bunlar; "Bono"yada "Emre Muharrer Senet" ibaresi, kayıtsız şartsız bir bedel ödeme vaadi, vade, ödeme yeri, lehtar, keşide yeri ve tarihi, keşidecinin imzasıdır. Bunlardan vade ve ödeme yeri esaslı şekil şartlarından değildir.

Bu zorunlu şekil şartlarının yanında seçimlik şartlarda vardır. Zorunlu şartlardan biri eksik olduğu takdirde, senedin bono niteliği kaybolur. Buna karşılık bonoya isteğe bağlı olarak, faiz bedelinin nakden yada malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konabilir. ( Prof Dr. Reha Poroy Kıymetli Evrak Hukuku Esasları 11. Bası İstanbul 1989 s. 237 vd. )

Yerleşik Yargıtay İnançlarında kabul edildiği gibi, bonolara özgü seçimlik unsurlardan biri de, temel borç ilişkisinden kaynaklanan borcun dayandığı nedenin gösterilmesine yönelik "bedel kaydı"dır. Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması, senedin bono niteliğini etkilemez. Bu tür kayıtlar, bonoyu düzenleyenin, "lehdardan karşı edimi aldığını" belirtmeğe yarar. Kambiyo hukuku yönünden önemi yoktur.

Bedel kayıtları daha çok bonoyu düzenleyenle, lehdar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda ( HUMK. md. 290 ) önem kazanır ve kişisel defi nedenlerinin varlığının kanıtlanmasını kolaylaştırır. Sözü edilen kayıtlar özellikle ispat hukuku açısından ilgilileri bağlayıcı niteliktedir. Bedel kaydı içeren bononun lehdarı, artık senedin "kayıtsız ve koşulsuz bir borç ikrarı olduğu" yolundaki soyutluk kuralına dayanamayacaktır. ( Y. 11. H.D. 7/10/1982 gün ve 1982/4034-3688 sayılı ilamı ).

Borç ikrarını içeren bir belge aleyhine kanıt sunulabilir. Ancak; ikrar borcun nedenini içeriyorsa, sadece bu nedenin gerçekleşmediğinin kanıtlanması gerekir ( Y.İBK. 12/4/1933 gün ve 1933/30-6 sayılı ilamı ).

Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu savlayan tarafa aittir. Ancak, bir defa bir mal alışverişine dayandığı "malen" kaydıyla yada bir alacak borç ilişkisine dayandığı "nakten" kaydı ile senede yazılmışsa, artık buna uyulmak gerekir. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin ta'lili ( nedene, illete bağlanması )anlamına gelir ki, böyle bir durumda kanıt yükümlülüğü yer değiştirir. Senedi talil eden, savını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer. ( Y. 11. H.D. 4/5/1984 gün 1984/2517-2601 sayılı ilamı ).

Senette borcun nedeni "mal" yada "nakit" olarak belirtilmişse, davacının yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır. Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, lehine olan senet karinesi çürümüş sayılacak, bunun sonucu olarak da, iddiası paralelinde ispat yükünüde üstlenecektir. Buna senedin ta'lili denmektedir. Bu anlamda ta'lil senet metninde açıklanan düzenleme ( ihdas ) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelir.

"Malen" ibaresi bulunan bir bonoda malın teslim alındığı, borçlu tarafından ikrar edilmiştir. Alacaklının teslim ettiğini kanıtlamak yükümlülüğü yoktur. Yazılı ikrarın aksini diğer bir deyişle, malın teslim edilmediğini borçlu kanıtlamak yükümlülüğündedir. ( Yargıtay Ticaret Dairesinin 10.4.1967 gün 558-1967 sayılı ilamı ve 23.11.1970 gün ve 2787-4659 sayılı ilamı, 11. H.D.nin 22/3/1983 gün ve 1983/772-1384 sayılı ilamı ).

Borçlu bonodaki "bedeli malen almıştır" kaydına rağmen bononun iptalini ister ve alacaklı bedelin mal olarak verilmediğini kabul, fakat nakden verildiğini iddia edecek olursa ispat külfeti hangi tarafa ait olacaktır.? Eş söyleyişle alacaklımı borçluya nakit verdiğini, yoksa borçlu mu alacaklıdan nakit almadığını kanıtlayacaktır. Bu ispat hangi koşullarda olacaktır.?

Mal kaydı bulunan bonoda borçlu alacaklıdan mal almadığını iddia, alacaklıda borçluya mal vermediğini kabul ederse borçlunun iddiası sabit olmuştur.

Alacaklının başka bir iddiası varsa, diğer bir deyişle alacağının bir alacak borç ilişkisine dayandığını iddia ediyorsa bunu ispatlamak yükümlülüğündedir. ( Dr. Fadıl Cerrahoğlu Hukuki Bahisler Bononun Temel İlişki Açısından Delil Niteliği ve Bonoda Bedel Kaydı makalesi, İstanbul Ticaret Odası Gazetesi 7 Nisan 1972 s. 8 ) Yargıtay'ın yerleşik görüşü de bu yöndedir ( 19. H.D. 14.4.1992 gün ve 1992/8081-4430 sayılı ilamı, Y. 11. H.D.nin 21.12.1983 gün ve 1983/5668-5790 sayılı ilamı. 11 HD. 16.6.1983 gün ve 1983/3004-3130 sayılı ilamı ).

Somut olayda dosya kapsamından anlaşıldığına göre; taraflar arasında süregelen ticari ilişkide davalı satıcı hiçbir bedel almadan davacı alıcıya mal göndermekte, alıcı, fatura düzenlenip para ödeninceye kadar geçen süre içinde geçerli olmak üzere, teslim aldığı malların bedeline mahsuben avans olmak üzere, satıcıya ( davalı-alacaklıya ) bir bono düzenleyip vermekte, fatura düzenlenip satış bedeli ödendiğinde, satıcıda bulunan bono alıcıya iade edilmektedir. O halde, dava konusu bono teminat olarak değil, alıcının ( davacı-borçlunun ) teslim aldığı mallarının bedeline mahsuben alındığı, anlaşılmaktadır. Davacı borçlu söz konusu bonoyu bir ticari ilişki sırasında, mal bedeli fatura edilip ödendiğinde geri verilmek üzere, teminat amacıyla verildiğini bildirmiş, alacaklı ise borç karşılığı verildiğini savunmuştur. Açıkça görüleceği üzere davacı borçlunun beyanı, senedin ihdas nedenine daha uygun bir beyan olup, her ne kadar dava dilekçesinde teminat olarak verildiğini belirtmiş ise de, taraflar arasındaki ticari ilişkinin niteliği göz önüne alındığında, sözü edilen senedin avans amacıyla verildiği belirgindir. Öyle ise, burada iki taraflı ta'lil söz konusu değildir."Malen"kaydı bulunan senedin ihdas nedenini, borç karşılığı verildiğini savunan davalı ta'lil etmiştir. Hal böyle olunca; mahkemece kanıt yükünün senet metnini ta'lil eden davalı tarafta olduğu gözetilerek, davalının savını kanıtlayabilmesi için olanak verilip, tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kanıt yükünün tayininde yanılgıya düşülerek direnme kararı verilmesi hatalı olup bozulması gerekir.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 09.04.2003 gününde, oybirliği ile karar verildi.
Old 06-09-2009, 19:23   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan wellan
Sayın meslektaşım;

İlk olarak İİK.167 vd düzenlenen malen kaydının konulduğu kambiyo senetleri senedini niteliğini değiştirmez.Kambiyo niteliği ancak ve ancak vade tarihinden itibaren 6 ay geçmesi ile normal adi belge haline dönüşür.Buradan da anlaşılması gereken durum budur.Malen kaydı ilerde çek ile alakalı olarak çekin kambiyo senedi niteliğinde olmadığı yönündeki davada yada menfi tespit davasında bir hukuki işlemin varlığını tespit ettirmek için elinizdeki en güçlü delil niteliğindedir.Çünkü malen kaydı o snedin mal karşılığında alınmış olduğu yönünde bir delildir ve aksini ancak aynı nitelik ve güçteki senetle ispatlanabilir.İİK 167 maddede düzenlenen kambiyo senetlerinde yetki konusu genel haci zyolu takipten biraz farklıdır.Şöyle ki;kambiyo senetlerinde alacaklının ikametgahında takibin açılacağı yönündeki yetki kuralı uygulanmamaktadır.Bu nedenle yanlızda borçlunun ikametgahında açılabilir.Bu konuda daha geniş ve detaylı bilgi alamk isterseniz size bir kaç kitap tavsiye edebiliri.Baki Kuru;İcra ve İflas Hukuku;İcra takiplerinde yetki konusunda dipnota bakmanız işinizi kolaylaştıracaktır.Ayrıca YAVUZ SÜPHANDAĞ;İcra ve İflas Hukuku uygulamaları kitabında da yetki konusu detyalı olarak farklılıkları ile anlatılmıştır.Bu nedenle kambiyolu takiplerde böyle bir istisana vardır.Umarım yardımcı olabilmişimdir.SAYGILARIMLA.Çalışmalarınızda başarılar dilerim.



Alıntı:
Yazan wellan
adi belge olarak kastetmemin sebebi kambiyo niteliğinden çıkmasıdır yani İİK 167 vd göre takip yapılmayacağını belirtmiştim.Bu şekilde anlaşılması sanırım daha doğru olur
BU arada soru bono ile ilgili. Hatırlatmak istedim. 6 aylık zamanaşımı çeklere ilişkin. Sanıyorum siz soruyu çek olarak düşündünüz.
Old 06-09-2009, 19:28   #9
wellan

 
Varsayılan

evet çek olarak düşünmüşüm ben kambiyo sendi denildiğinde aklıma ilk o gelmiş
Old 06-09-2009, 21:51   #10
Av.Fatih KISA

 
Varsayılan

Malen veya nakden yada icaren kayıtları temel ilişki ile ilgilidir.Kambiyo Senetleride temel ilişkiden bağımsız kıymetli evraklar olduğundan kambyo senedi vasfını etkilemezler.ancak kambiyo senedi bir protokol ve çift taraflı borç doğuran bir sözleşme gereği verilmiş ise temel ilişkiden bağımsız olma vasfını kaybedecekleri için kambiyo senedi vasfını da kaybederler.
Old 06-09-2009, 22:07   #11
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Sayın Kısa,bir kambiyo senedinin bir sözleşmeden doğan borcun ifası için verilmesi kambiyo vasfını -kural olarak tek başına- etkilemez,zira bir kambiyo senedi çoğunlukla (genel olarak) bir borcun ifası için verilir ve bu borçta çoğunlukla bir karşılıklı sözleşmeden doğan para borcudur.
Old 06-09-2009, 22:12   #12
Av.Fatih KISA

 
Varsayılan

Kural olarak haklısınız Sayın Ömeroğlu,
Ama mesajımda; temel ilişkiye bağlı ve iki tarafa borç yükleyen sözleşmeye bağlı bir kambiyo senedinden bahsettim.
Old 07-09-2009, 01:27   #13
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan wellan
adi belge olarak kastetmemin sebebi kambiyo niteliğinden çıkmasıdır yani İİK 167 vd göre takip yapılmayacağını belirtmiştim.Bu şekilde anlaşılması sanırım daha doğru olur

İki kavram arasında fark olması nedeniyle farka dikkat çektim sadece sayın wellan. Saygılar.
Old 07-09-2009, 15:36   #14
avukat-21

 
Varsayılan

Senet üzerinde malen veya nakden kaydı bononun zorunlu unsurlarından olmadığı için,bu kayıtların olması veya olmaması bononun kıymetli evrak olma özelliğini kaybettirmez...Ancak,kambiyo senetleri,ARANILACAK borçlardan olduğu için yetki itirazında bulunabilirsiniz.
Old 07-09-2009, 23:28   #15
wellan

 
Varsayılan

Malen ve nakden kaydı iki taraf aradında gerçekleşen ilişkinin niteliğini belirlemektedir ve kambiyo senetleri de sayın meslektaşımın belirttiği gibi sözlşemden doğan ilişkide ki edimlerin ifası için verildiğinden dolayıdır ki bu sebeple kambiyo niteliği etkilemezler diye düşünüyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kambiyo senedi advocat63 Meslektaşların Soruları 26 18-10-2010 22:35
İcra Takibi - kambiyo senedi - avukatlık ücreti - nafaka alacağı justicewarior Meslektaşların Soruları 6 11-02-2009 13:45
kambiyo senedi pamuk Meslektaşların Soruları 5 17-04-2007 20:46
kambiyo senedi takibi mevzu hukuk Meslektaşların Soruları 2 19-03-2007 11:08
kambiyo senedi hakkında gencerx07 Meslektaşların Soruları 7 02-03-2007 12:32


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08478594 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.