Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kayıp Kaçak Bedellerinin İadesinde Son Durum

Yanıt
Old 03-05-2016, 11:48   #31
avukathan

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, perakende de husumet itirazında bulunup dağıtımın sorumlu olduğunu iddia ediyor. Siz o konuyu kafanıza takmayın her ikisinde olur ama tavsiyem dağıtıma açılması yönünde fazla düşünmenize gerek yok. Bu arada kanun tasarısı yasalaşırsa ne olur onu bilemeyeceğim.
Old 06-06-2016, 11:46   #34
Av.Avcı

 
Varsayılan

Başlık son derece anlamlı oldu gerçekten şu an son durum nedir?
Meclisten çıkan yasa neler getirdi? Uygulaması ne olacak? İtiraz halinde Anayasa Mahkemesi ne karar verecek? Karar verene kadar uygulamada nelerle karşılaşacağız?
Sürmekte olan davalar ne olacak?
Geçmişte tahsil edilenleri tüketici geri alabilecek mi?
Yargıtayın tüketici lehine verdiği kararları ne olacak?
Old 01-11-2016, 16:59   #36
avemrekoşar

 
Varsayılan

Bu konuda Anayasa Mahkemesinde açılan davanın dosya numarası olan var mı ?
Old 02-11-2016, 11:46   #37
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avemrekoşar
Bu konuda Anayasa Mahkemesinde açılan davanın dosya numarası olan var mı ?


Burda yazıyor.

http://www.anayasa.gov.tr/icsayfalar...lkurul/738.pdf

2016/144
Old 02-11-2016, 15:08   #38
Av.Alper1907

 
Varsayılan

Dosyalar 2016/150 Esas altında birleşmemiş miydi?
Old 12-12-2016, 13:49   #39
tiryakim

 
Acil

Kayıp Kaçak Bedelleri Hakkında Anayasa Mahkemesi Karar Verdi!

Kayıp kaçak bedellerinin alınıp alınmayacağına ilişkin olarak mahkeme kararını yayınladı.

Anayasa Mahkemesi kararında 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen geçici 18. maddenin iptali talebini aşağıdaki nedenlerle reddetti!

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

Esas Sayısı

:

2015/61

Karar Sayısı

:

2016/172

Karar Tarihi

:

2.11.2016

R.G. Tarih-Sayı

:

9.12.2016-29913


....

90. Dava konusu kuralla, 1.1.2016 tarihine kadar, teknik ve teknik olmayan kayıplarının oranı ülke ortalamasının üzerinde olan dağıtım bölgelerinde, diğer dağıtım bölgelerinden farklı düzenlemeler yapılmasına, hedef kayıp-kaçak oranlarının bir önceki yılın gerçekleşmeleri dikkate alınarak ve sonraki uygulama dönemleri de dâhil olmak üzere yeniden belirlenmesine EPDK’nın yetkili olduğu belirtilmektedir.

91. Anayasa’nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir. Sosyal devlet, sosyal adaletin, sosyal refahın ve sosyal güvenliğin gerçekleşmesini sağlayan devlettir. Ekonomik ve malî politikalar sosyal devletin gerçekleşmesini sağlayan araçlardır.

92. Anayasa’nın 48. maddesinde herkesin, dilediği alanda çalışma ve sözleşme, özel teşebbüsler kurma hürriyetine sahip olduğu ve Devletin, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alacağı belirtilmektedir. Anayasa’nın 167. maddesinde de, Devletin, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alacağı ifade edilerek, ekonomik hayatın işleyişini düzenlemek, gerektiğinde bu alana müdahale etmek hususunda görevli kılındığı anlaşılmaktadır.

93. Türkiye’de elektrik dağıtım sektöründe rekabetçi bir yapı oluşturmak amacıyla, elektrik dağıtımında tekel konumunda bulunan Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş’nin özelleştirilmesi öngörülmüştür. Bu çerçevede özelleştirmenin etkinliği için elektrik dağıtımı bakımından ülke 21 bölgeye ayrılmış ve bölgesel düzeyde dağıtım faaliyetlerinin özelleştirilmesine karar verilmiştir. Özelleştirme ile kayıp-kaçak oranlarının azaltılması ve sektördeki kamu tekelinin zayıflatılarak rekabetin artırılması amaçlanmıştır.

94. Teknik ve teknik olmayan kayıp şeklinde de ifade edilen “kayıp-kaçak elektrik”, dağıtım sistemine giren toplam enerji ile tüketicilere fatura edilen enerji arasındaki fark şeklinde tanımlanmaktadır. Bu kayıp, elektriğin dağıtımı esnasında meydana gelen teknik sorunlardan meydana gelebileceği gibi elektriğin mevzuata aykırı şekilde kullanılmasından da kaynaklanabilmektir. Özellikle kaçak elektrik kullanımı olarak da ifade edilen elektriğin mevzuata aykırı şekilde kullanımı nedeniyle oluşan kayıp oranları dağıtım bölgeleri arasında farklılık göstermekte, bu oran bazı dağıtım bölgelerinde ülke ortalamasının çok üzerine çıkabilmektedir.

95. Dava konusu kuralla, dağıtım bölgelerindeki sosyoekonomik şartlar ve tüketici alışkanlıkları da gözetilerek teknik ve teknik olmayan kayıplarının oranı ülke ortalamasının üzerinde olan dağıtım bölgelerinde gerekli tedbirleri alma ve hedef kayıp-kaçak oranlarını belirleme konusunda elektrik piyasasını düzenlemek ve denetlemekle görevli olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun yetkili kılındığı anlaşılmaktadır. Böylece, Kurul, her bir dağıtım bölgesinin bir yıl önceki kayıp-kaçak oranlarını dikkate alarak bölgesel bazda kayıp-kaçakla mücadele eylem planı hazırlayabilecek ve hedef kayıp-kaçak oranlarını belirleyebilecektir.

96. Kuralın gerekçesinde de, yapılan düzenlemeyle kayıp-kaçak oranının yüksek olduğu bölgeler için bölgelerin sosyoekonomik şartları ve tüketici alışkanlıkları da gözetilmek suretiyle fiili kayıp-kaçak değerleri dikkate alınarak kayıp hedeflerinin belirli süreyle yeniden tespitinin amaçlandığı, teknik ve teknik olmayan kayıp oranları Türkiye ortalamasının çok üzerinde olan dağıtım bölgelerinde, kayıplarla etkin mücadele edilmesi ve kayıp-kaçak oranlarının düşürülmesi için mevcut ikincil düzenlemelerin ötesinde ek önlemlerin alınması gerektiğinden, bu önlemlerin alınabilmesine yasal zemin oluşturmak amacıyla kuralın ihdas edildiği belirtilmiştir.

97. Anayasa’nın 48. ve 167. maddeleri gereğince Devlet, elektrik enerjisinin kaliteli, sürekli, kesintisiz, düşük maliyetli şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması ve bu sayede istikrarlı bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması amacıyla gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Dava konusu kuralın da elektrik enerjisi piyasasının sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlamaya yönelik tedbirler kapsamında ihdas edildiği anlaşılmaktadır. Kurala ilişkin yasama belgelerinin incelenmesinden ve kuralın objektif anlamından kamu yararı dışında bir amaç güttüğüne dair bir sonuca ulaşılamamaktadır.

98. Bu itibarla, tüketicilere güvenilir, kaliteli ve kesintisiz elektrik enerjisi hizmeti verilmesi için gerekli düzenlemeleri yapmakla görevli olan Enerji Piyasası Düzenleme Kuruluna, kayıp-kaçak oranının yüksek olduğu dağıtım bölgelerinde sosyoekonomik şartları da gözeterek diğer dağıtım bölgelerinden farklı düzenlemeler yapma ve hedef kayıp-kaçak oranlarını belirleme yetkisi veren kural, kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında olup hukuk devleti ilkesine aykırı olmadığı gibi, Devletin, milli ekonominin gereklerine uygun şekilde mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemesini sağlayıcı tedbirler almasını öngören Anayasa’nın 48. ve 167. maddelerinin de gereğidir.

99. Kayıp-kaçak oranlarının azaltılabilmesi için alınması gereken tedbirler uzmanlık ve teknik bilgi gerektirmektedir. Bu nedenle dava konusu kuralla, teknik ve teknik olmayan kayıplarının oranı ülke ortalamasının üzerinde olan dağıtım bölgelerinde farklı düzenlemeler yapma konusunda EPDK yetkili kılınmış ve hedef kayıp-kaçak oranları belirlenirken bir önceki yılın gerçekleşmelerinin de dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu tedbirlerin neler olduğunun kanun koyucu tarafından tek tek belirlenmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, EPDK’ya dağıtım bölgeleri arasında farklı düzenlemeler yapma ve kayıp-kaçak oranlarının belirlenmesi konusunda sınırları belirsiz bir yetki verilmesi söz konusu değildir.

100. EPDK’ya verilen yetki, kamu yararının sağlanmasının yanı sıra hizmet gerekleri ve yetkiyi veren Kanun’un amacının gerçekleştirilmesi ile sınırlıdır. Kurul, takdir yetkisini kullanırken, hukukun genel ilkelerine ve hakkaniyete de uygun davranmak zorunda olup işlemleri yargı denetimine tâbidir. Anayasa’nın 125. maddesinde, “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.”denilerek, idarenin hukuka bağlılığı, yargı denetimi sayesinde etkili biçimde sağlanmış ve idare edilenler, idarenin kanunsuz ve keyfi davranışlarına karşı korunmuştur.

101. Diğer taraftan, dava dilekçesinde, kuralın, faturalarını düzenli şekilde ödeyen elektrik abonelerine kayıp-kaçak bedeli olarak ek mali yükümlülükler getirilmesine yasal zemin oluşturduğu belirtilerek, kural uyarınca tüketicilere kayıp-kaçak bedeli adı altında ek bir mali yükümlülük getirilmesinin Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmekte ise de, dava konusu kuralda, tüketicilerden kayıp-kaçak bedeli alınacağına ilişkin herhangi bir düzenleme yer almadığından, kayıp-kaçak bedeli alınmasına yönelik Anayasa’ya aykırılık iddialarının dava konusu kural kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmamaktadır.

102. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 2., 48. ve 167. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.

103. Kuralın Anayasa’nın 138. ve 172. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.

Geçici 18 madde ile ilgili olarak anaysa mahkemesi başvuruyu reddetti. anayasa mahkemesi tarafından Geçici 20. madde ile ilgili daha henüz karar verilmedi. Önümüzdeki günlerde geçici 20. madde ile ilgili karar verilecektir, diye düşünüyorum.
Old 12-12-2016, 13:51   #40
tiryakim

 
Varsayılan

ELEKTRİK PİYASASI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
Kanun No. 6719 Kabul Tarihi: 4/6/2016

MADDE 1 – 14/6/1935 tarihli ve 2804 sayılı Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü Kanununun ek 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“EK MADDE 1– Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, 2 nci maddede belirtilen görevleri kapsamına giren iş ve hizmet konularında 11/9/1981 tarihli ve 2522 sayılı Kamu Kuruluşlarının Yurt Dışındaki İhalelere Katılması Hakkında Kanuna tabi olmaksızın, bağlı bulunduğu Bakanlık onayı ile; yurt dışında arama ve araştırma faaliyetleri yapmaya, bu faaliyetlerin yürütülmesi amacıyla yurt dışında şirket kurmaya, yerli ve/veya yabancı gerçek veya tüzel kişilerle yurt dışında şirket veya ortaklık kurmaya, imtiyazlı ortak olmaya, şirketler veya ortaklıklarla ilgili her türlü pay, hisse senedi ve diğer ortaklık paylarını alıp satmaya ve yurt dışında çalışma büroları açmaya yetkilidir.
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün yurt dışı faaliyetleriyle ilgili yurt dışında çalıştırılacak personelin niteliği, görev süresi, bunlara ödenecek ücretler ile harcamalara ilişkin usul ve esaslar Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 2 – 18/12/1981 tarihli ve 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanununa 27 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 27/A maddesi eklenmiştir.
“MADDE 27/A – Askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgelerinde veya ülke güvenliği ile doğrudan ilgili Türk Silahlı Kuvvetlerine tahsisli ve fiilen kullanımında olan araziler, harekat ve savunma amaçlı yerlerdeki tesisler (konut ve sosyal tesisler hariç) ile özel güvenlik bölgesi ilan edilen yerlerdeki tesisler, rafineri, petrokimya tesisleri ve eklentileri ile nükleer santral projeleri kapsamında yapılması öngörülen tesis ve faaliyetler hakkında 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanununun kıyılar, sahil şeritleri, doldurma ve kurutma yoluyla kazanılan arazilere ilişkin yapı ve yapılaşmaya dair sınırlayıcı hükümleri ile 3 üncü maddesi hükümleri ve nükleer santral projeleri kapsamında yapılması öngörülen tesis ve faaliyetler hakkında 26/1/1939 tarihli ve 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunun sınırlayıcı hükümleri uygulanmaz.”
MADDE 3 – 9/7/1982 tarihli ve 2690 sayılı Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Yapı denetimi
EK MADDE 1 – Nükleer santral sahalarında yapılacak yapılar hakkında 29/6/2001 tarihli ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun hükümleri ile 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun fenni mesuliyete ilişkin hükümleri uygulanmaz. Ancak bu yapıların yapı denetimi Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından yetkilendirilen tüzel kişiliğe sahip yapı denetimi kuruluşları tarafından, denetim kuruluşu ile nükleer santralin lisans sahibi arasında akdedilen hizmet sözleşmesi hükümlerine göre yapılır. Yapı denetiminin bu kuruluşlar tarafından yapılması nükleer santral lisans sahibinin münhasır ve kusursuz sorumluluğunu kısmen veya tamamen ortadan kaldırmaz. Bu yapılara ilişkin olarak yapılacak yetkilendirme ve denetimlerle ilgili usul ve esaslar ile yapı denetimi kuruluşu ile nükleer santral lisans sahibi arasında akdedilecek hizmet sözleşmesinin kapsamına ilişkin hususlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görüşü alınarak Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 4 – 19/2/1985 tarihli ve 3154 sayılı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“j) Elektrik üretim, iletim, dağıtım ve tüketim tesislerinin milli menfaatlere ve modern teknolojiye uygun şekilde kurulması ve işletilmesi için gerekli yükümlülükleri ile ilgili olarak inceleme, tespit, raporlama, proje onay ve kabul işlemleri yapmak üzere; ihtisas sahibi kamu kurum ve kuruluşlarını, 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında dağıtım lisansı sahibi tüzel kişileri veya özel hukuk tüzel kişilerini görevlendirmek, yetkilendirmek veya bu tüzel kişilerden hizmet satın almak ve bu tüzel kişilerin nitelikleri, yetkilendirilmesi, hak ve yükümlülükleri ile bu tüzel kişilere uygulanacak yaptırımları ve diğer hususları yönetmelikle düzenlemek.”
MADDE 5 – 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasının (IV) numaralı bendinin (b) alt bendinde yer alan “kömüre bağlı metan gazı,” ibaresi metinden çıkarılmıştır.
MADDE 6 – 3213 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 12 – Bu Kanun uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarına ait IV. Grup (b) bendi madenlere ilişkin ruhsatlar, rezerv kaybına sebep olmayacak şekilde, elektrik üretimine yönelik olmak üzere Bakanlık onayı ile ayrı ruhsatlara bağlanabilir.”
MADDE 7 – 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “dokuz” ibaresi “yedi” olarak değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Kurul, ilgili piyasa kanunlarında tanımlanan önlisans, lisans ve sertifikaların verilmesi, tadili, geçici olarak durdurulması ve iptali ile ön araştırma ve soruşturma işlemlerinin yürütülmesi hususunda ilgili kanunlar tarafından kendisine verilen yetkilerin bir kısmını veya tamamını Başkanlığa ve/veya ilgili hizmet birimine devredebilir.”
MADDE 8 – 18/4/2001 tarihli ve 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (13) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“13) Şehir: Belediye veya büyükşehir belediyesine ait belediye sınırları ile mücavir alanların tamamını,”
MADDE 9 – 4646 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı bende aşağıdaki paragraf eklenmiş ve (g) bendinin (5) numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı bende aşağıdaki alt bent eklenmiştir.
“3) Her sene ithal edilecek doğal gazın Kurul tarafından belirlenen oranı kadar bir miktarı beş yıl içerisinde ulusal topraklarda yer altı depolama imkânına sahip olunması hususunda depolama faaliyeti yapacak tüzel kişilerden Kurumca belirlenen taahhüt ve garantilerin alınması,”
“Ülkedeki yer altı doğal gaz depolama kapasitesinin tüm ithalatçı şirketlerin her sene ithal edecekleri doğal gaz miktarının depolanmasına ilişkin yükümlülüklerinin yerine getirilmesine imkân verecek seviyede olmasına bağlı olarak Kurul, ithalatçı şirketlerin her sene ithal edecekleri doğal gazın beş yıl içerisinde ulusal topraklarda depolama yükümlülüklerine ilişkin oranını, ülkedeki mevcut yer altı depolama kapasitesini dikkate alarak yüzde yirmiden fazla olmamak üzere belirlemeye yetkilidir. İthalatçı şirketlerin depolama yükümlülüklerine ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından belirlenir.”
“5) Dağıtım şirketleri, yurt çapında sadece iki şehirde lisans sahibi olabilir. Ancak, bu sayı şehirlerin gelişmişlik durumu, tüketim kapasitesi ve kullanıcı sayısı gibi hususlar dikkate alınarak Kurul kararıyla artırılabilir. Dağıtım şirketlerinin belirlenmiş dağıtım bölgesi kapsamı, teknik ve ekonomik gerekler dikkate alınarak il sınırlarını aşmayacak şekilde Kurul tarafından ihale edilmeksizin yeniden belirlenebilir veya genişletilebilir. Dağıtım bölgesi kapsamında olmayan bir şehrin bulunduğu il sınırı içerisinde faaliyet gösteren dağıtım şirketlerinin ilgili şehir için dağıtım bölgesi genişletme talebi olmaması hâlinde, Kurul tarafından uygun görülmesi hâlinde ilgili şehir için dağıtım lisansı ihalesi yapılabilir. İlgili şehir için aynı il sınırı içerisinde faaliyet gösteren birden fazla dağıtım şirketinin genişleme talebinde bulunması hâlinde, Kurul tarafından dağıtım bölgesinin tamamındaki toplam abone sayısı daha fazla olan dağıtım şirketine öncelik verilir. Kurul, nüfus yoğunluğuna göre bir şehri, sınırları belirlenmiş birden fazla dağıtım bölgesine ayırabilir ve her bölgeyi ayrı ayrı ihale edebilir. Doğal gaz dağıtım şirketleri, lisanslarında belirtilen dağıtım bölgesi kapsamında doğal gaz dağıtım faaliyeti yapmakla yetkili olup, dağıtım bölgesi kapsamında bulunan şehirlerin imarlı alanlar bütününde dağıtım faaliyeti yapmakla yükümlüdür.”
“6) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişilerin talep etmesi ve Kurulun teknik ve ekonomik olarak uygun bulması durumunda dağıtım bölgeleri tek bir lisans altında birleştirilebilir veya mevcut dağıtım bölgeleri birden fazla lisans sahasına bölünebilir. Dağıtım şirketlerinin birleşme taleplerine ilişkin başvuruların değerlendirilmesinde, işletme verimliliği açısından şebeke bütünlüğü ve bölgesel yakınlık dikkate alınır. Uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 10 – 4646 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin (a) bendinin (3) numaralı alt bendine aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
“Ancak, belirli şartları sağlayan dağıtım lisansı sahibi tüzel kişilerin teknik ve ekonomik gerekçeleri dikkate alınarak Kurul tarafından uygun bulunması hâlinde kendi faaliyet alanında faaliyet gösteren tüzel kişilerden sadece birine iştirak etmesi mümkündür. İştirake ilişkin şartlar ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından hazırlanan yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 11 – 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (o) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“o) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının bağlı, ilgili veya ilişkili kurum veya kuruluşlarının, faaliyetleri ile ilgili olarak birbirlerinden veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarından karşılanan enerji, yakıt, mal, hizmet, danışmanlık alımları ve büyük onarım işleri, TETAŞ tarafından tedarik amaçlı yapılacak elektrik enerjisi alımları,”
MADDE 12 – 2/3/2005 tarihli ve 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 17 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Kaçak veya menşei belli olmayan LPG ile piyasa faaliyetinde bulunan lisans sahiplerinin lisansı iptal edilir. Teknik düzenlemelere uygun olmayan LPG’yi piyasa faaliyetine konu etme fiilini, lisans süresince, aynı lisansla üç defa işleyen lisans sahiplerinin lisansı iptal edilir. Teknik düzenlemelere uygun olmayan LPG, mahkeme kararı ile müsadere edilir. Bu LPG’yi ikmal edenler zararı üç ay içinde tazmin etmekle yükümlüdür.”
MADDE 13 – 10/5/2005 tarihli ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (9) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“9. Biyokütle: İthal edilmemek kaydıyla; kentsel atıkların yanı sıra bitkisel yağ atıkları, tarımsal hasat atıkları dâhil olmak üzere tarım ve orman ürünlerinden ve bu ürünler ile atık lastiklerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan yan ürünlerden elde edilen kaynakları ve sanayi atık çamurları ile arıtma çamurlarını,”
MADDE 14 – 5346 sayılı Kanunun 6 ncı maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“YEK Destekleme Mekanizmasına tabi üretim tesislerinin iletim ve/veya dağıtım sistem güvenliği açısından uymaları gereken yükümlülükler ile bu üretim tesislerinden dengeleme güç piyasası ve/veya yan hizmetler piyasası dâhilinde faaliyette bulunacakların belirlenmesi ve bu piyasalarda faaliyette bulunacak tüzel kişilere ilişkin hak ve yükümlülükler EPDK tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 15 – 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.
“şş) Teknik ve teknik olmayan kayıp: Dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı oluşturan ve maliyeti etkileyen; teknik kayıp ve/veya kaçak kullanım gibi sebeplerden kaynaklanan ve teknik bir sebebe dayanmayan kaybı,
tt) Dağıtım şebekesi: Tüketicilerin iç tesisatını dağıtım sistemine bağlamak üzere tesis edilen bağlantı hatları hariç dağıtım tesisini,”
MADDE 16 – 6446 sayılı Kanunun 5 inci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“(12) 10/5/2005 tarihli ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında belirlenecek yenilenebilir enerji kaynak alanlarını kullanacak tüzel kişilerde aranacak koşulların belirlenmesi, TEİAŞ tarafından bağlantı görüşü verilmesi ve kapasite tahsisi yapılması, yapılacak yarışma, yenilenebilir enerji kaynak alanı tahsisi, teminat alınması, yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde teminatın irat kaydedilmesi, yurt içinde üretim ve/veya yerli malı kullanım şartı ile uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir. Yenilenebilir enerji kaynak alanlarında kurulacak üretim tesislerinde kullanılacak aksam için Bakanlık tarafından yönetmelikle belirlenecek şekilde yurt içinde üretim ve/veya yerli malı kullanım şartı aranır. Yenilenebilir enerji kaynak alanlarında kurulacak üretim tesisleri için 5346 sayılı Kanuna ekli (I) ve (II) sayılı cetvellere göre hesaplanan fiyatlar toplamını geçmemek üzere her bir yenilenebilir enerji kaynak alanı için Bakanlık tarafından belirlenecek tavan fiyatı üzerinden teklif edilecek en düşük fiyat o yenilenebilir enerji kaynak alanı için yarışma şartlarında belirlenecek süre boyunca uygulanır. Bu madde kapsamında kurulacak üretim tesisleri için önlisans ve lisans verme koşulları, iptali ve tadili ile ilgili hususlar Kurum tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir.
(13) 5346 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak belirlenecek kamu ve hazine taşınmazları ile özel mülkiyete konu taşınmazlarda, bu taşınmazların yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak kullanımını ve verimliliğini etkileyici imar planları düzenlenemez. Özel mülkiyete konu taşınmazların yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak belirlenmesi hâlinde, söz konusu alanlar üzerinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27 nci maddesi uyarınca acele kamulaştırma yapılabilir. 9/1/2002 tarihli ve 4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunu kapsamında belirlenen bölgelerin aynı zamanda bu Kanuna göre yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak da belirlenmesi hâlinde, bu alanların tahsis edileceği tüzel kişilerin belirlenmesi dışındaki diğer gerekli işlemler 4737 sayılı Kanuna göre yürütülür. Ancak bu alanları kullanacak tüzel kişiler, bu fıkra ile on ikinci fıkra hükümleri kapsamında Bakanlık tarafından belirlenir.
(14) Yenilenebilir enerji kaynak alanlarında kurulacak üretim tesisleri için gerekli enerji iletim tesisleri TEİAŞ tarafından santral ünitelerinin işletmeye giriş programına uygun olarak yapılır.”
MADDE 17 – 6446 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(3) Lisans alınıncaya kadar, Kurul tarafından yönetmelikle belirlenen istisnalar dışında önlisans sahibi tüzel kişinin ortaklık yapısının doğrudan veya dolaylı olarak değişmesi, hisselerinin devri veya hisselerin devri sonucunu doğuracak iş ve işlemlerin yapılması veya Kurum tarafından belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda önlisans iptal edilir.”
“(10) Nükleer enerji üretim tesisleri için alınacak yapı ruhsatı ve diğer mevzuattan kaynaklanan inşaata ilişkin izin, onay, lisans, ruhsat ve benzeri belgeler ile üretim tesisinin kurulacağı sahanın mülkiyet veya kullanım hakkının elde edildiğine ilişkin belgeler üretim lisansı verilmesinden sonra olmak üzere, Kurul tarafından belirlenen süre içinde Kuruma sunulur. Kurul tarafından belirlenen süre içinde istenen belgelerin mücbir sebepler veya lisans sahibinden kaynaklanmayan haklı sebepler dışında Kuruma sunulmaması hâlinde üretim lisansı iptal edilir. Bu üretim tesislerinde, diğer mevzuattan kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesi kaydıyla üretim lisansı alınmadan önce üretim tesisi ile doğrudan ilgili olmayan yapıların inşasına başlanabilir.”
MADDE 18 – 6446 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin dördüncü fıkrasının (b) ve (ç) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“b) Başvurularda kaynak bazında tesisin kurulacağı saha üzerinde ve/veya sahayı temsil edecek son beş yıl içinde elde edilmiş standardına uygun belirli süreli ölçüm verisi bulunması istenir. Sahanın belirlenmesi, ölçümler ve değerlendirilmesi, verilerin elde edilmesi ve güvenliği ile bunların belgelendirilmesi Bakanlık tarafından teklif edilen ve Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. 5346 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında belirlenen yenilenebilir enerji kaynak alanlarında kurulacak üretim tesisleri açısından ölçüm verisi aranmaz.”
“ç) Değerlendirmede aynı bağlantı noktasına ve/veya aynı bağlantı bölgesine bağlanmak için birden fazla başvurunun bulunması hâlinde başvurular arasından ilan edilen kapasite kadar sisteme bağlanacak olanları belirlemek için TEİAŞ tarafından, 5346 sayılı Kanun kapsamında YEK Destekleme Mekanizmasından yararlanabileceği sürelerde geçerli olmak ve aynı Kanuna ekli (II) sayılı cetvelde belirtilen hakları da saklı olmak üzere 5346 sayılı Kanuna ekli (I) sayılı cetvelde yer alan fiyatlar üzerinden en düşük fiyatın teklif edilmesi esasına dayanan yarışma yapılır. Eşitlik hâlinde uygulanacak hususlar ile yarışmaya ilişkin usul ve esaslar TEİAŞ tarafından teklif edilen ve Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Rüzgâr ve güneş enerjisi lisans başvurularının teknik değerlendirmesine ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 19 – 6446 sayılı Kanunun 9 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(14) Millî güvenliği ilgilendiren kurum ve kuruluşların mülkiyetinde olup bu kurum ve kuruluşların tesislerine elektrik enerjisi sağlayan orta gerilim seviyesinden bağlı hat ve tesislerin, dağıtım tesisi sınırından dağıtım transformatörü alçak gerilim pano girişine kadar olan bölümünün işletme, bakım ve onarımı, ilgili kurum ve kuruluşların talep etmesi hâlinde bölgede görevli dağıtım şirketi tarafından yapılır. Bu tesislerde yatırım gerekmesi durumunda bu yatırım ilgili kurum ve kuruluşlarca yapılır. Bu kapsamda verilecek hizmetlere ilişkin alınacak bedeller ile uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 20 – 6446 sayılı Kanunun 14 üncü maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“(6) Birinci fıkranın (b) bendi kapsamında olan rüzgâr ve güneş enerjisine dayalı enerji üretim tesisleri için başvuru tarihinden başvuruya konu üretim tesislerinin tamamının geçici kabulü yapılana kadar, Kurul tarafından yönetmelik ile belirlenen istisnalar dışında pay devri yapılamaz. Pay devri yapılması hâlinde ilgili tüzel kişiye ait bağlantı anlaşması çağrı mektubu iptal edilir.
(7) Dağıtım ve görevli tedarik şirketlerinin; doğrudan ve dolaylı ortakları, kontrolünde olan tüzel kişiler, bu tüzel kişilerin doğrudan ve dolaylı ortaklıklarında istihdam edilen kişiler ve bu kişilerin kontrolünde olan tüzel kişiler ilgili dağıtım şirketinin dağıtım bölgesi ve ilgili dağıtım şirketinin hissedarı olduğu dağıtım bölgesinde, bu madde kapsamında rüzgâr ve güneş enerjisine dayalı üretim faaliyeti başvurusunda bulunamaz.”
MADDE 21 – 6446 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(1) Bu Kanun kapsamında düzenlenen ve bir sonraki dönem uygulanması önerilen tarifeler, ilgili tüzel kişi tarafından Kurulca belirlenen usul ve esaslara göre, tarife konusu faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içerecek şekilde hazırlanır ve onaylanmak üzere Kuruma sunulur. Kurul, mevzuat çerçevesinde uygun bulmadığı tarife tekliflerinin revize edilmesini ister veya gerekmesi hâlinde resen revize ederek onaylar. İlgili tüzel kişiler Kurul tarafından onaylanan tarifeleri uygulamakla yükümlüdür.”
“(3) Onaylanan tarifeler içinde, söz konusu tüzel kişinin tarife konusu faaliyetine ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedelleri dışında piyasa faaliyetleri ile doğrudan ilişkili olmayan hiçbir unsur yer alamaz. İletim ek ücreti bu hükmün istisnasını oluşturur.
(4) İlgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Bir gerçek veya tüzel kişinin tabi olduğu tarifede öngörülen ödemelerden herhangi birini yapmaması hâlinde, söz konusu hizmetin durdurulabilmesini de içeren usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Kurul tarafından tüketici özelliklerine göre abone grupları belirlenebilir. Kurulca düzenlemeye tabi tarifeler, doğrudan nihai tüketiciye veya nihai tüketiciye yansıtılmak üzere ilgili tüketiciye enerji tedarik eden lisans sahibi tüzel kişilere yansıtılır.”
“a) Bağlantı tarifeleri: Bağlantı tarifeleri, ilgili bağlantı anlaşmasına dâhil edilecek olan bir dağıtım sistemine bağlantı için eşit taraflar arasında ayrım yapılmaması esasına dayalı fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. Bağlantı tarifeleri, şebeke yatırım maliyetlerini kapsamaz; bağlantı yapan kişinin iç tesisatının dağıtım şebekesine bağlanması için inşa edilen bağlantı hattı kapsamında katlanılan masraflar ile sınırlıdır. Bağlantı hattının tüketici tarafından tesis edilmesi hâlinde, bağlantı hattı işletme ve bakım sorumluluğu karşılığı dağıtım şirketine devredilir, bu tüketicilerden bağlantı bedeli alınmaz.”
“ç) Dağıtım tarifeleri: Dağıtım şirketleri tarafından hazırlanacak olan dağıtım tarifeleri, elektrik enerjisinin dağıtım sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm gerçek ve tüzel kişilere eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak hizmetlere ilişkin fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. Dağıtım tarifeleri; dağıtım sistemi yatırım harcamaları, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme-bağlama hizmet maliyeti, sayaç okuma maliyeti, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur. Dağıtım şirketlerinin tarifelerine esas alınacak teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlar bu kayıpları düşürmeyi teşvik edecek şekilde Kurul tarafından belirlenir. Kurulca belirlenen hedef oranlarını geçmemek kaydı ile teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin maliyetler dağıtım tarifelerinde yer alır ve tüketicilere yansıtılır. Teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlarının tespiti ve değiştirilmesi ile oluşacak maliyetin tarifelerde yer alması ve tüketicilere yansıtılmasına ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından düzenlenir.
d) Perakende satış tarifeleri: Serbest tüketici niteliğini haiz olmayan tüketiciler için, eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. Serbest tüketici niteliğini haiz olmayan tüketicilere uygulanacak perakende satış tarifeleri, görevli tedarik şirketi tarafından önerilir ve Kurul tarafından incelenerek onaylanır. Tedarik lisansı sahibi şirketin lisansında, elektrik enerjisi tüketim miktarlarına göre değişen tipte tarifelerin veya fiyat aralıklarının uygulanmasına ilişkin yükümlülükler yer alabilir ve buna ilişkin hususlar Kurul tarafından düzenlenir. Perakende satış tarifeleri, aktif enerji maliyeti, faturalama ve müşteri hizmetleri maliyeti, perakende satış hizmet maliyeti gibi perakende satış faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur.”
“f) Son kaynak tedarik tarifesi: Serbest tüketici niteliğini haiz olduğu hâlde elektrik enerjisini, son kaynak tedarikçisi olarak yetkilendirilen tedarik lisansı sahibi şirket dışında bir tedarikçiden temin etmeyen tüketicilerin rekabetçi piyasaya geçmesini teşvik edecek ve son kaynak tedarikçisinin makul kâr etmesine imkân verecek düzeyde, yürürlükteki perakende satış tarifeleri ile piyasa fiyatları dikkate alınarak hazırlanır. Ancak, bu sınırlamalarla bağlı olmaksızın; Kurulca sosyal ve ekonomik durumlar gözetilerek belirlenecek bir miktarın altında elektrik enerjisi tüketen tüketiciler için ayrı tarife yapılabilir. Son kaynak tedarik yükümlülüğü kapsamında uygulanması öngörülen tarifeler tedarik lisansı sahiplerince ayrıca teklif edilir. Son kaynak tedarik tarifesi, aktif enerji maliyeti, faturalama ve müşteri hizmetleri maliyeti, perakende satış hizmet maliyeti gibi son kaynak tedariği kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur.”
“(10) Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.”
MADDE 22 – 6446 sayılı Kanunun 18 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(5) Bakanlık tarafından, EÜAŞ ile bağlı ortaklıklarına ait varlıkların veya bu bağlı ortaklıkların hisselerinin yenilenebilir enerji kaynakları veya yerli kömüre dayalı elektrik üretim tesisi kurulması amacıyla özelleştirilmesinin talep edilmesi hâlinde, Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca bu Kanun uyarınca gerçekleştirilecek özelleştirme işlemlerinde, 4046 sayılı Kanunun bu maddeye aykırı olmayan hükümleri ile birlikte bu fıkra hükümleri uygulanır. Bu fıkra kapsamında yapılacak özelleştirme ihalesine yönelik olarak varlıkların veya hisselerin değer tespiti yapılmaz. Özelleştirme ihalesi, bu madde kapsamında imzalanacak Elektrik Satış Anlaşması için geçerli olacak elektrik enerjisi satış fiyatının belirlenmesi amacıyla, 4046 sayılı Kanunda belirtilen pazarlık usulü uygulanmak suretiyle gerçekleştirilir. Pazarlık usulü eksiltmeye esas elektrik enerjisi başlangıç satış fiyatından eksiltme yapılmak suretiyle uygulanır ve ihale komisyonu tarafından gerekli görüldüğü takdirde ihale, pazarlık görüşmesine devam edilen teklif sahiplerinin katılımı ile açık eksiltme suretiyle sonuçlandırılabilir. Özelleştirme ihalesi sonucunda, varlıkların veya hisselerin devrine yönelik olarak, bedel alınmaksızın EÜAŞ ve ihale üzerinde kalan teklif sahibi arasında imzalanacak devir sözleşmesi ile eş zamanlı şekilde, kurulacak elektrik üretim tesisinde üretilecek elektrik enerjisinin satışına ilişkin olarak, ihale üzerinde kalan teklif sahibi veya bağlı ortaklık ile TETAŞ veya EÜAŞ arasında ihale sonucu belirlenen elektrik enerjisi satış fiyatı üzerinden, Elektrik Satış Anlaşması imzalanır. İhalede eksiltmeye esas olacak elektrik enerjisi başlangıç satış fiyatı ile Elektrik Satış Anlaşması fiyatının güncellenmesi dâhil diğer usul ve esaslar ihale ilanına çıkılmadan önce Bakanlık tarafından Özelleştirme İdaresi Başkanlığına bildirilir. Bu usul ve esaslar ihale şartnamesinde belirtilir.”
MADDE 23 – 6446 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “kamulaştırma bedelleri” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile ilgili diğer giderler” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 24 – 6446 sayılı Kanunun 27 nci maddesine altıncı fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve mevcut yedinci fıkrası sekizinci fıkra olarak teselsül ettirilmiştir.
“(7) TETAŞ; üçüncü, beşinci ve altıncı fıkralarda belirtilen elektrik enerjisi miktarını, mevcut sözleşmeler kapsamında karşılayamaması durumunda yerli kömür yakıtlı elektrik üretim santrallerini işleten şirketlerden temin eder. Söz konusu teminle ilgili miktar, süre ve fiyat belirleme dâhil diğer usul ve esaslar Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir.”
MADDE 25 – 6446 sayılı Kanunun Anayasa Mahkemesince iptal edilen geçici 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 8 – (1) EÜAŞ veya bağlı ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıklarına ve 4046 sayılı Kanun kapsamında oluşturulacak kamu üretim şirketlerine ve kamu üretim şirketlerine ait üretim tesislerine, bunlardan bu maddede yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce özelleştirilmiş olanlarla, yürürlük tarihinden sonra özelleştirilecek olanlar için de geçerli olmak üzere, çevre mevzuatına uyumuna yönelik yatırımların gerçekleştirilmesi ve çevre mevzuatı açısından gerekli izinlerin tamamlanması amacıyla 31/12/2019 tarihine kadar süre tanınır. Bu süre zarfında ve önceki dönemlere ilişkin olarak bu gerekçeyle, EÜAŞ veya bağlı ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıklarında ve 4046 sayılı Kanun kapsamında oluşturulacak kamu üretim şirketlerinde ve kamu üretim şirketlerine ait üretim tesislerinde, bunlardan bu maddede yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce özelleştirilmiş olanlarla, yürürlük tarihinden sonra özelleştirilecek olanlar için de geçerli olmak üzere, elektrik üretim faaliyeti durdurulamaz ve idari para cezası uygulanmaz. Çevre mevzuatına uyuma yönelik yatırımların gerçekleştirilmesi ve çevre mevzuatı açısından gerekli izinlerin tamamlanmasına ilişkin usul ve esaslar bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde Bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 26 – 6446 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 19 – (1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
GEÇİCİ MADDE 20 – (1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.”
MADDE 27 – 30/5/2013 tarihli ve 6491 sayılı Türk Petrol Kanununun 8 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(8) 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununun 2 nci maddesine ait IV. Grup (b) bendinde belirtilen ve yer altı işletmesi gerektiren madenlerdeki metan gazı yeryüzünden veya ocak içerisinden üretilir. Üretilen metan gazı maden işletme ruhsat sınırları içerisinde kalmak kaydıyla, maden sahibine bu Kanun kapsamında işletme ruhsatı verilir. Ancak, işletme ruhsatının verilmesinde anılan madenlerin bünyesindeki metan gazı miktarının ton başına en az beş metreküp olması şartı aranır. Üretilen metan gazı 18/4/2001 tarihli ve 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu kapsamında lisanslandırılmak kaydıyla piyasada faaliyete konu edilebilir. Üretilecek metan gazından alınacak devlet hissesi 9 uncu maddede belirtilen oranda alınır. Bu oranı, dört katına kadar artırmaya veya yarısına kadar indirmeye Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir.”
MADDE 28 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 29 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
16/06/2016
Old 17-12-2016, 17:07   #41
av__emrah

 
Varsayılan


T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2015/17874
KARAR NO. 2016/12360
KARAR TARİHİ. 01.11.2016


6446/m. 17/10, Geç. 19, Geç, 20

ÖZET : Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.Elektrik abonelerinden tahsil edilecek bedelleri içeren tarifeleri onaylama yetkisini, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'na verilmiştir. Davaya konu kayıp-kaçak bedeli, elektrik abonelerinden tahsil edilmektedir.Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.

6719 Sayılı Kanunun yürürlük tarihi öncesi dönemlere ait dava konusu elektrik faturalarında Aktif enerji bedeli yanında yer alan Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp- kaçak bedelleri hakkında, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan ve ilgili kanunun yürürlük tarihi öncesinde açılıp halen devam eden davalarda da uygulanması gereken hükümler içeren 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 17/10 ve geçici 19 ile 20.maddelerinin, davaya konu olan somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece değerlendirilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen, 01.11.2016 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili geldi. Karşı taraf davacı vekili geldi. Açık duruşmaya başlandı,Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Davacı vekili dilekçesinde; davalı şirketin, elektrik abonesi olan müvekkilinden, 2005/2-2012/12 fatura dönemlerinde düzenlediği elektrik faturaları ile hukuka aykırı olarak kayıp-kaçak bedeli tahsil ettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 3.000 TL kayıp-kaçak bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 01.09.2015 tarihli dilekçesi ile de talebini 311.497,17 TL'ye yükseltmiştir.

Davalı vekili dilekçesinde; tacir olan davacı şirketin, süresi içinde itiraz etmediği dava konusu faturaların içeriğini kabul etmiş sayılacağını, davacının tacir olması sebebiyle ticari defterlerinde giderlerini kayıt etmesi yasal zorunluluk olduğundan belirsiz alacak davası açılmasını da kabul etmediklerini, zamanaşımına uğrayan kalemlerinin de zamanaşımı nedeniyle davanın reddine ayrıca kayıp kaçak bedellerinin EPDK tarafından belirlenen bir bedel olup tahsilinin yasal zorunluluk olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece; davalı şirketin, kayıp kaçak bedelini elektrik abonesi olan davacı şirketten tahsil etmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

KARAR : Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.

6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 17.maddesi (mülga 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4.maddesi) elektrik abonelerinden tahsil edilecek bedelleri içeren tarifeleri onaylama yetkisini, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'na vermiştir. Diğer bir anlatımla, davaya konu kayıp-kaçak bedeli, kurul tarafından onaylanmış bulunan tarifeler uyarınca elektrik abonelerinden tahsil edilmektedir.

Uyuşmazlığın temyiz yolu ile Dairemize geldiği aşamada 07.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile; "Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır." hükmü getirilmiştir. Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'na eklenen; Geçici madde 19; "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." hükmünü, Geçici madde 20; "Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır." hükmünü içermektedir.

Hal böyle olunca, 6719 Sayılı Kanunun yürürlük tarihi öncesi dönemlere ait dava konusu elektrik faturalarında Aktif enerji bedeli yanında yer alan Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp- kaçak bedelleri hakkında, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan ve 6719 sayılı kanunun yürürlük tarihi öncesinde açılıp halen devam eden davalarda da uygulanması gereken hükümler içeren 6719 Sayılı Kanunla değişik 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 17/10 ve geçici 19 ile 20.maddelerinin, davaya konu olan somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece değerlendirilmesgerekiri .

Bu sebeple, yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ :Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için takdir edilen 1.350 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 21-12-2016, 12:34   #42
tiryakim

 
Varsayılan

Anayasa mahkemesi tarafından Geçici 20. madde ile ilgili karar ne zaman verilecek bilgisi olan var mı acaba ?
Old 22-12-2016, 20:11   #43
Av. fadim gevrek

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
Anayasa mahkemesi tarafından Geçici 20. madde ile ilgili karar ne zaman verilecek bilgisi olan var mı acaba ?
derdest davalara da bu kanunun uygulanması hukukun katledilmesidir. Hukiki istikrar ilkesi gereği her dava yürürlükte ki kanun hükümlerine tabidir. Aksi takdirde tüketiciler çok ciddi vekalet ücretleri ve yargılama masrafları ile karşı karşıya kalacaktır umarım bunu göz ardı etmezler.
Old 23-12-2016, 13:20   #44
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. fadim gevrek
derdest davalara da bu kanunun uygulanması hukukun katledilmesidir. Hukiki istikrar ilkesi gereği her dava yürürlükte ki kanun hükümlerine tabidir. Aksi takdirde tüketiciler çok ciddi vekalet ücretleri ve yargılama masrafları ile karşı karşıya kalacaktır umarım bunu göz ardı etmezler.

Umarım bir an öncede karar verilir.
Old 23-12-2016, 15:03   #45
Av. fadim gevrek

 
Varsayılan

yasa çıktıktan sonra derdest davalarda, dava konusuz mu bırakılıyor yoksa davayı red mi ediyorlar elinde hiç ilk derece mahkemelerinden çıkan bu konuyla ilgili karar olan meslektaşım var mı
Old 26-12-2016, 09:06   #47
Av. fadim gevrek

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukathan
Reddediliyor
davanın konusuz bırakılması gerekmez mi peki
Old 26-12-2016, 12:53   #48
tiryakim

 
Varsayılan

ANAYASA MAHKEMESİ 20.maddeyi iptal ederse açılan davalar kabul ile sonuçlanır.
Old 29-12-2016, 13:13   #49
tiryakim

 
Varsayılan

Dosyam bilirkişiye tevdii edildi...Hayırlısı bakalım
Old 31-12-2016, 19:34   #50
FiNaZZi

 
Varsayılan

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24.HD'nin yakın tarihli bir kararinda; davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ve davacı lehine vekalet ücreti ile yargılama gideri hukmedilmesi gerekir yönündedir. Ancak işbu karar temyize tabi olduğu için Yargıtay'ın bu konudaki içtihadı önem arz etmektedir..
Old 01-01-2017, 21:19   #51
Av. fadim gevrek

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan FiNaZZi
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24.HD'nin yakın tarihli bir kararinda; davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ve davacı lehine vekalet ücreti ile yargılama gideri hukmedilmesi gerekir yönündedir. Ancak işbu karar temyize tabi olduğu için Yargıtay'ın bu konudaki içtihadı önem arz etmektedir..
Umarım Yargıtay kanunlara uyarak karar verir hukuki istikrar ilkesi gereği her dava açıldığı tarihte yürürlükte olan kanunlara tabidir. Davaların açıldığı tarihte haklı durumda olan tüketiciler de davanın konusuz bırakılması ile mağdur durumda bırakılmamış olacaktır.
Old 05-01-2017, 18:09   #52
Av. fadim gevrek

 
Varsayılan

geçici 20. maddeyle ilgili bir gelişme var mı
Old 06-01-2017, 16:19   #53
tiryakim

 
Mutsuz Malesef Yok :(

Alıntı:
Yazan Av. fadim gevrek
geçici 20. maddeyle ilgili bir gelişme var mı


Malesef yok
Old 06-01-2017, 20:48   #54
YARMACI

 
Varsayılan

Gecici 20. Maddenin iptal edilmemesi varsayımında, davamizi kısmi dava olarak açtı isek, yarg giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmesi açısından dava değerinin bulunması bunun için de rapor alınması gerekmez mi? Av Asgari Ücret Tarifesi 5/2 ye göre davacı davasına kismi değer üzerinden de devam etse, av ücreti dava değeri üzerinden hukmedilir. Bu sebeple her halde dosyanın bilirkişiye verilmesi gerekir diye düşünüyorum. Yanılıyor muyum?
Old 07-01-2017, 19:53   #55
Av. fadim gevrek

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan YARMACI
Gecici 20. Maddenin iptal edilmemesi varsayımında, davamizi kısmi dava olarak açtı isek, yarg giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmesi açısından dava değerinin bulunması bunun için de rapor alınması gerekmez mi? Av Asgari Ücret Tarifesi 5/2 ye göre davacı davasına kismi değer üzerinden de devam etse, av ücreti dava değeri üzerinden hukmedilir. Bu sebeple her halde dosyanın bilirkişiye verilmesi gerekir diye düşünüyorum. Yanılıyor muyum?
Davanın konusuz bırakılması durumunda davada ki haklılık durumuna göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir bu sebeple de dosyaların bilirkişiye tevdi edilmesi gerekecektir. Tabi geçici yirminci madde iptal edilmezse dava konusuz bırakılır aksi takdirde davalar red edilecektir.
Old 08-02-2017, 15:20   #56
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. fadim gevrek
Davanın konusuz bırakılması durumunda davada ki haklılık durumuna göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir bu sebeple de dosyaların bilirkişiye tevdi edilmesi gerekecektir. Tabi geçici yirminci madde iptal edilmezse dava konusuz bırakılır aksi takdirde davalar red edilecektir.


Kayıp Kaçak konusu Anayasa Mahkemesinde ne zaman esastan görüşülecek. Sürekli Anayasa Mahkemesi mahkemelerden gelen Anayasa Mahkemesi başvurularını 2016/150 Esas numaralı dosyasında birleştirmektedir. Bu durumun sonu gelmez ki !!!
Old 11-03-2017, 20:03   #57
YARMACI

 
Varsayılan

Bir grup dosyam hakkinda mahkeme, davanin konusuz kalması sebebiyle esası hakkinda karar verilmesine yer olmadığına hükmetti. Hakim,
Yargılama giderleri ile vekalet ücretini gerekçeli kararda düzenleneceğini söyledi.
Old 12-03-2017, 16:28   #58
Av.Alper1907

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan YARMACI
Bir grup dosyam hakkinda mahkeme, davanin konusuz kalması sebebiyle esası hakkinda karar verilmesine yer olmadığına hükmetti. Hakim,
Yargılama giderleri ile vekalet ücretini gerekçeli kararda düzenleneceğini söyledi.

karar yazılınca vekalet ücreti konusundaki neticeyi de paylaşırsanız seviniriz.
Old 27-03-2017, 09:08   #59
Av.Gülben Duran

 
Varsayılan Yardim

Arkadaşlar merhaba, 6719 sayılı yasadan önce hakem heyetine başvurup red kararına karşı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra dava açan varmı. Varsa, dava sonucunu (red/karar verilmesine yer olmadığına dair karar) paylaşırsa çok memnun olurum.
Teşekkürler şimdiden.
Old 10-04-2017, 12:16   #60
Av.Alper1907

 
Varsayılan

Yasa yürürlüğe girmeden önce açılan davanın konusuz kalması ve davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi Kararı

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Ankara 24 HD. Hukuk Dairesi
Esas: 2016 / 12
Karar: 2016 / 12
Karar Tarihi: 07.12.2016

ÖZET: Dosya kapsamından, yargılama sırasında ön inceleme duruşma tutanağı ile dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yasa gereğince tahsilatların EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygunluk denetimi yönünden bilirkişi incelemesine ilişkin davacı vekilinin açık talebinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin istinaf talebinin tümden reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile hükmün düzeltilerek esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
(2709 S. K. m. 73) (6446 S. K. m. 17, Geç. m. 19, Geç. m. 20) (6100 S. K. m. 326, 330, 333, 353, 361) (YHGK 18.11.2009 T. 2009/18-421 E. 2009/526 K.) (YHGK 21.05.2014 T. 2013/7-2454 E. 2014/679 K.)
Dava ve Karar: Mahkemece verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf taleplerinin suresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
Talep: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalı arasında imzalanan abonelik sözleşmesi gereğince davalı kurum tarafından davacı şirketten tahsil edilen kayıp-kaçak, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli olarak fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla 900,00 TL alacağın davalıdan faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde, talep edilen kayıp-kaçak vs. bedellerin talep edilmesinin yasal dayanağının bulunmadığını, mahkemenin görevli olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiş, zamanaşımı definde bulunmuştur.

Mahkeme Kararı: Mahkemece, 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. fıkra hükmü ve 6719 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen Geçici 20. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiş, taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuştur.


İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri:
Davanın reddine karar verilmesinin yanlış olduğunu, Anayasa Mahkemesi’nin vereceği kararın bekletici mesele yapılması gerektiğini, dava açıldığı tarihteki şartlara göre bilirkişi incelemesinin yapılmadığını, davacı lehine vekalet ücretine karar verilmesi ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline hükmedilmesi gerektiğini beyan etmiştir.

Davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri:
Davanın reddine karar verilmesine rağmen mahkemece davalı lehine vekalet ücretine ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.

Gerekçe: Davada, elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak vs. bedelin davalıdan tahsili talep edilmekledir.
Taraflar arasında 01.05.2008 tarihli Elektrik Abone Sözleşmesi’nin düzenlendiği ve sözleşmenin halen geçerli olduğu anlaşılmaktadır.
Kayıp-kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E. 2014/679 K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi ödevi” başlıklı 73.maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilmiştir.

Ayrıca, 6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetleri’nin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Dava tarihi 16/03/2016 tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bundan başka, davanın devamı sırasında, dava konusu alacağın ödenmesi, menkul malın davacıya teslim edilmesi, gayri menkulün tahliye edilmesi gibi nedenlerle veya davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun yada Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Davanın konusuz kaldığının tespit edilmesi halinde, mahkemece; esas (asıl talep) hakkında “Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekmektedir. Bu tür kararlar, hükümler gibi (eda, tespit, inşai) nihai kararlardandır. Mahkeme kararı, aynı zamanda dava konusu hakkın mevcut olmadığını da tespit ettiği için tespit hükmü niteliğindedir.
Davanın konusuz kalması halinde, mahkemece; yargılamaya devam edilerek davanın açıldığı tarih itibariyle hangi tarafın haklı olduğunun tespit edilmesi, o taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmesi gerekir. Başka bir deyişle, yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada, yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde, davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden taraf lehine “maktu vekalet” ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin ise karşı taraftan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarih, 2009/18-421 E. 2009/526 K. sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Somut olayda, dava tarihi itibariyle HGK kararı uyarınca davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama harç ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir (HMK md.326/l). Aynı şekilde, vekalet ücreti yönünden de haksız çıkan taraf aleyhine, hüküm kurulur (HMK md.330/1). Dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden, dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu tutulması olanaklı değildir.
Dosya kapsamından, yargılama sırasında ön inceleme duruşma tutanağı ile dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yasa gereğince tahsilatların EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygunluk denetimi yönünden bilirkişi incelemesine ilişkin davacı vekilinin açık talebinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin istinaf talebinin tümden reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile hükmün düzeltilerek esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu durumda, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yeni yasa nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, mahkemece; “Karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekirken, “Davanın reddine” ilişkin karar verilmesi ve davasını avukat ile takip eden davacı lehine vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline yönelik hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir.
Ancak, belirtilen bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “Davanın reddine” ibaresinin silinerek, yerine “Karar verilmesine yer olmadığına” cümlesinin yazılması ve buna bağlı olarak hüküm fıkrasının 3.bendinde yer alan “Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına” cümlesinin silinerek yerine “Davacı tarafından yapılan toplam 200.00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiline” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine karar verilmiştir.
Ayrıca, dava açıldığı tarih itibariyle haklı olan davacı taraf lehine takdiren maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken bu hususta hüküm kurulmaması da doğru görülmediğinden ve fakat AAÜT’nin 13/2 maddesi gereğince dava dilekçesinde talep edilen asıl alacak miktarını aşmamak kaydıyla davacı lehine “900.00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” cümlesinin ilave edilmesi suretiyle hükmün düzeltilerek, davacı vekilinin bu konudaki istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile davanın HMK’nın 353/1 -b.2 maddesi gereğince düzeltilerek esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.

Hüküm:
A-Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kısmen kabulüne,
1-6719 sayılı Kanun’un 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanun’unun 17. maddesine eklenen 10. fıkra hükmü ve 6719 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 20. maddesi hükümlerine istinaden davanın konusuz kalması nedeni ile davanın esasi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken maktu ret karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 200.00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı taraf lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan ve AAÜT’nin 13/2. maddesi gereğince takdir edilen 900.00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının artan kısmın, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin istek halinde davacıya iadesine, karar kesinleşinceye kadar iade alınmaz ise gider avansının artan kısmının 6100 sayılı HMK.nın 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen davacıya iadesine.
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına.
B-Davalı vekilinin istinaf talebinin reddine.
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde temyiz yolu açık olmak üzere 07.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kayıp kaçak davası apo_can_ Meslektaşların Soruları 6 26-01-2015 13:26
kaçak kayıp bedeli av.asenaozdmr Meslektaşların Soruları 2 19-01-2015 13:55
kayıp kaçak elektrik bedeli asumann Meslektaşların Soruları 1 19-01-2015 11:42
Kayıp Kaçak Bedeli İadesinde Idare Mahkemesi mi Görevli ? Son Durum Nedir ? alper taner Meslektaşların Soruları 1 01-09-2013 18:03


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08431602 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.