Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ssk ve Bağ-kur emekli zammı fark alacakları için açılacak dava

Yanıt
Old 08-03-2011, 14:29   #1
av.yağmur deniz

 
Varsayılan Ssk ve Bağ-kur emekli zammı fark alacakları için açılacak dava

Merhabalar son zamanlarda emeklilerin 2003 ve 2006 yıllarındaki zam farlarına ilişkin alacakları gündemde malumunuz.Bununla ilgili dava açmak isteyen iki müvekkilim var.Dava açmadan önce sgk dan almam gereken belge var mı maaş farkına ilişkin,dava iş mahkemesinde sgk ya açılacakz.a. 10 yıl diye düşünüyorum doğru mudur ayrıntılı bilgi verebilir misiniz?Müvekkil memur emeklisi bu arada.Sitede sadece nema alacağına ilişkin bilgi var bu konuda bulamadım birşey.Şimdiden teşekkürler.
Old 08-03-2011, 14:42   #2
sefir_1_

 
Varsayılan Ssk- BaĞkur

SSK ve BAĞKUR'lulara 2003 ve 2006 yıllarında yapılması gereken zamlara ilişkin maaş farkı davası açıldığı malumunuzdur.

Anne ve/veya babası öldüğünden dolayı, anne ve babasının emekli maaşını alan çocuklarda bu davayı açabilir mi?

Teşekkür ederim.
Old 08-03-2011, 14:43   #3
avzafer

 
Varsayılan

Sözkonusu Dava, 2002/4847 sayılı Bakanlar Kurulu karaına dayandırılmaktadır. Bu kararda"4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun geçici 4 üncü maddesine göre; 506 sayılı Kanunun ek 38 inci maddesine göre Sosyal Sigortalar Kurumu’ndan gelir, emekli ve diğer aylık almakta olanlara yapılan ödemeler ve 1479 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin son fıkrasına göre Bağ-Kur tarafından ödenen emekli ve diğer aylıklarda 1/1/2002-31/12/2002 tarihleri arasında yapılan artış oranı ile aynı dönemde memur aylıklarında yapılan artış oranından kaynaklanacak fark, Aralık ayında hesaplanarak, söz konusu aylık ve ödemelere yansıtılır." denilmektedir.

Buna göre Memur emeklilerinin sözkonusu davayı açamayacaklarını düşünüyorum.

Old 08-03-2011, 14:51   #4
cmuk

 
Varsayılan

Benim de aynı şekilde hazırda bekleyen 10-15 yakınım var. Sadece bağ-kur ve SSk ya bağlı olanlar faydalanabiliyor diye biliyorum. Bugün gazetenin birinde konu ile ilgili açıklamalar vardı ancak net bir bilgiye henüz ulaşamadım. Acaba bu davalardan açan meslektaş var mı?
Old 08-03-2011, 14:54   #5
üye32062

 
Varsayılan

Sn.meslektaşım
Bugün bu konuyu banada çok soran oldu. Usulü bende tam bilemiyorum.Ancak konu ile alakalı Ali Tezel'in internet sitesinde bir örnek dilekçe var. Ordan baktım.

Dayanak olarak " 506 ve 1479 sayılı Kanunlar, 01 Kasım 2002 tarihli Resmi Gazete’de (Sayı: 24923) Bakanlar Kurulunun 2002/4847 sayılı Kararı, 29.12.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5565 sayılı "2007 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu"'nun 30 uncu maddesi." gösterilmiş.

Konu ile alakalı,özellikle usul ve ispta noktasında paylaşımda bulunacak meslektaşlara şimdiden teşekkür ederim.
Old 08-03-2011, 15:00   #6
avnsl

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım;
Av. zafer arkadaşımın beyanlarıyla aynı nitelikte olacak cevabım.Av Zafer in de belirttiği gibi bu davayı sadece ssk va bağ kur emeklileri açabilecek..2002/4847 sayılı Bakanlar Kurulu kararının kabul ediliş amacı zaten ssk-Bağkur emeklilerinin mağduriyetlerinin giderilmesidir.
Bu konuda yaptığım araştırma neticesinde ankara 17. İş Mahkemesince davanın görüldüğünü dosyanın temyiz aşamasında olduğunu öğrenmiş bulunmaktayım.Dosya 2009 da yargıtaya gitmiş yakında gelir diye düşünüyorum.Onanırsa çok fazla dava açılacağı kanısındayım
Old 08-03-2011, 15:12   #7
Av. Mehmet Salih Kara

 
Varsayılan

habertürk gazetesinin 7 mart pazartesi sayısında Ali Tezel' in tam sayfa bir yazısı var, burada ilgili düzenlemeleri belirttiği gibi tablo ile yıllara göre artış tutarlarını da hesaplamış, bakmadım ama internet sayfasında da olabileceğini düşünüyorum, ,, pilot dava açılıp bilirkişi raporuna göre ıslah edilebilir, fakat davanın uzama ihtimalinde 10 yıllık zamanaşımı süresine dikkat etmek gerekir,,
Old 08-03-2011, 15:58   #8
guyar

 
Varsayılan "Emekliye Müjde!!"konuyla ilgili hukuki içerik nedir?

"Emeklilere müjde!SSK ve Bağ-Kur emeklisine farkı kapatmak için 2003 ve 2006'daki zamlar uygulanmadı. Dava açan 2 bin 113 TL'lik zam farkını alıyor. Milyonlarca emekliye zam farklarını alma imkanı doğdu
SSK ve Bağ -Kur'un 8 milyon emeklisine 2003 ve 2006'da verilmesi gereken yüzde 3.25 ve yüzde 2.25'lik zam verilmemesi nedeniyle dava açanlar kazanmaya başladı.
Emekli Sandığı ile farkı kapatmak için verilen zam hayata geçmeyip açılan davalar da kazanılınca en düşük aylık alanın bile toplam 2 bin 113 lira alacağı doğdu.

Habertürk'ün haberine göre, emeklilerin ayrı ayrı dava açmaları gerekiyor. Taban aylık üzerinden bile hesaplansa emeklilere eksik ödemenin faturası 16 milyar liranın üzerine çıkıyor.

Öte yandan emekliler bu yılki zamlarını da Torba Yasa'daki gecikme nedeniyle henüz alamadı. Emekliler Mart ayında zamlarını toplu olarak alacak"

Sayın meslektaşlarım yukarıda bahsi geçen haberi okuyan çevremdeki emekli takımı konuyla ilgili sürekli farklı farklı sorular soruyorlar.Haberi bende söyle bir okudum ama hukuki olarak içeriğinde bir şey göremedim.Bilgisi olan meslektaşlar görüşlerini paylaşırsa sevinirim.
Teşekkür ederim.
Old 08-03-2011, 16:04   #9
cmuk

 
Varsayılan

Sayın Avnsl yargıtaya giden dosyada yerel mahkeme ne karar vermiş acaba bilginiz var mı?
Old 08-03-2011, 16:10   #10
tiryakim

 
Varsayılan

Ewet yine avukatlara gün doğdu Bu davayı açan meslektaşlarımız varsa , dilekçe örneklerini yargıtay kararlarını eklerse seviniriz.
Old 08-03-2011, 16:28   #11
zeynep1969

 
Varsayılan

Ali Tezel'in internet sitesinde örnek bir dilekçe olmakla birlikte yeterliliği konusunda şüpheliyim.
Old 08-03-2011, 16:34   #12
avnsl

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım kesin olamamkla birlikte davacının davasını kabul ettiğini,davalı sgk tarafından temyiz edildiğini öğrendim(kesin değil araştırıryorum Kararı)
Old 08-03-2011, 16:56   #13
Av.Konaklı

 
Varsayılan Emeklilerin zam farkı alacakları

Merhaba meslektaşlar.SSK ve Bağ-Kur emeklilerine Ocak 2003’te verilmesi gereken yüzde 3.25 ve Ocak 2006’daki yüzde 2.25’lik zamlar maaşlarına yansıtılmamıştır. Bu konuyla ilgili olarak dava açan arkadaşlar var ise bir dilekçe örneği gönderebilir mi?Ya da bu davada yetkili ve görevli mahkeme neresidir.Davalı olarak SGK mu gösterilecektir?Bu konu hakkında dava açan ve karar alan arkadaşlar paylaşabilir mi?Herkese teşekkürler.
Old 08-03-2011, 17:11   #14
hafriyat

 
Varsayılan

zamanaşımı ne kadar olcak bu davada ??
nereden bulacağız??
Old 08-03-2011, 17:20   #15
captivitas

 
Varsayılan

arkadaşlar, sgk başkanının dün yaptığı açıklama ile ilgili haber ise şu şekilde: SGK Başkanı M. Emin Zararsız, Torba Yasa'nın geç onaylanmasından dolayı doğan emekli maaşı zam farklarının, bu ay emekli maaşlarına yansıtılacağını söyledi. Zararsız, emeklilerin Mart ayında en fazla 99.74 TL zam farkı alacaklarını açıkladı. ANKARA (ANKA) - SGK Başkanı M. Emin Zararsız, Torba Yasa'nın geç onaylanmasından dolayı doğan emekli maaşı zam farklarının, bu ay emekli maaşlarına yansıtılacağını söyledi. Zararsız, emeklilerin Mart ayında en fazla 99.74 TL zam farkı alacaklarını açıkladı.
SGK Başkanı M. Emin Zararsız ANKA'ya yaptığı açıklamada, emekli maaşı zam farklarının bu ay emekli maaşlarına yansıtılacağını açıkladı. Zararsız, " Ocak ayında biz kanun gereği maaşlara yüzde 2.67 zam yaptık. Dolayısıyla net sizin maaşınız 100 TL idi diyelim ki, 60 TL zam yapılması gerekiyordu. 160 TL'ye çıkacaktı. Biz bunun yüzde 2.67'sini Ocak ayında zaten verdik. Şubat'ta da verdik. Dolayısıyla yüzde 2.67+2.67 bir miktar parayı ödedik emekliye. 120 TL'den 2 tane yüzde 2.67'yi düş. Bu kadar parayı fark olarak vereceğiz. Bu neden polemik konusu yapıldı ben anlamıyorum" dedi.
Zararsız, zamlı maaş ödemelerine ilişkin hazırlıklarını Şubat ayından itibaren tamamladıklarını ifade ederek, "Kanun yürürlüğe girseydi Emekli Ocak "ta 60 TL Fark alacaktı. Ama kanun yürürlüğe zamanında girmediği için emekli bunun belirli bir bölümünü Ocak ve Şubat aylarında aldı. Aradaki farkı vereceğiz. Mart ayında zaten emeklilerin maaşına 60 TL katılarak ödeme yapılacak. Mart ayında bir daha fark oluşmayacak ki. Kanun Şubat'ta yürürlüğe girdi. Benim ilk ödeme dönemim 17 Mart zaten, ben her türlü hazırlığımı yapmışım. Hatta kanun bir hafta kadar önce çıksaydı ben Şubat maaşlarını bile zamlı ödeyecektim. 60 TL zamma göre hazırlığımızı yapmıştık biz. Emekliler Mart ayında en fazla 99.74 TL zam farkı alacak" şeklinde konuştu.(ANKA)
(BRŞ/ÖMR)
Old 08-03-2011, 21:04   #16
av.yağmur deniz

 
Varsayılan

zamanaşımı 2002 den itibaren mi hesaplanack,yoksa herbir dönem için ayrı ayrı mı yani 2003 zam farkı ve 2007 zam farkı için ayrı ayrı mı uygulanacak?

Benzer bir konu aşağıdaki linkte tartışılmışhttp://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=13809)



Ayrıca Ali Tezel in dilekçesi şu şekilde ancak ben hukukçu olarak daha kısa ve öz yazılması kanaatindeyim.Fikir vermesi açısıdan ekledim.





………………….. İŞ MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE



Davacı
Adı Soyadı ve adresi :

Davalı : Sosyal Güvenlik Kurumuna izafeten ………….. Sosyal Güvenlik İl/Merkez Müdürlüğü

Davanın Konusu : Davanın konusu, 2002/4847 sayılı Bakanlar Kurulu kararına ve 29.12.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5565 sayılı "2007 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun 30.maddesinin 6.bendine istinaden yaşlılık aylığının arttırılmamasıdır.

AÇIKLAMALAR :

…….…….. sigorta/Bağ-Kur sicil numarası ile …………………. Tarihinde SSK’dan/Bağ-Kur’dan emekli (yaşlılık-malüllük aylığı sahibi) oldum. O günden beridir de aralıksız aylık almaktayım.

1-”Bülent Ecevit dönem hükümetinin 2002 yılında çıkardığı 2002/4847 sayılı Bakanlar Kurulu kararına göre çalışan ve emeklilere ek zam verilmiştir. Bu kararnameden işçi emeklileri yararlanmadan iş başına gelen yeni hükümet 2003 yılında bu kararnameyi kaldırmıştır. Bu uygulama ile birlikte 2003 yılından itibaren aylık ücretlerimiz eksik ödenmiştir. Ve bunun 2003 yılından itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesi”dir

Gerçekten, 01 Kasım 2002 tarihli Resmi Gazete’de (Sayı: 24923) Bakanlar Kurulunun 2002/4847 sayılı Kararına göre;
“Madde 1 — 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun geçici 4 üncü maddesine göre; 506 sayılı Kanunun ek 38 inci maddesine göre Sosyal Sigortalar Kurumu’ndan gelir, emekli ve diğer aylık almakta olanlara yapılan ödemeler ve 1479 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin son fıkrasına göre Bağ-Kur tarafından ödenen emekli ve diğer aylıklarda 1/1/2002-31/12/2002 tarihleri arasında yapılan artış oranı ile aynı dönemde memur aylıklarında yapılan artış oranından kaynaklanacak fark Aralık ayında hesaplanarak, söz konusu aylık ve ödemelere yansıtılır…” denmiştir ve bu düzenleme 1 Ocak 2003 günü yürürlüğe girmiştir.
Ancak, yürürlük tarihi itibariyle uygulanması gerektiği halde uygulanmamıştır.

Bahsi geçen Kararnamenin yürürlük tarihinden sonra olmak kaydıyla;

TBMM 4784 sayılı Kanun ile (15.01.2003 tarih ve 24994 sayılı Resmi Gazete) ve bu Kanuna uygun olarak, 17/01/2003 tarihli ve 24996 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2003/5146 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Kararnamenin 1 inci maddesiyle. ‘506 ve 2925 sayılı Kanunlara göre gelir ve aylık almakta olanlara. 2003 yılında her ayın ödeme tarihlerinde 506 sayılı Kanunun ek 38 inci maddesine göre 2003 yılı Ocak ayından itibaren almakta oldukları gelir, aylık ve telafi edici ödemelerde yapılan artış miktarları toplamını 75.000.000 liraya tamamlayacak şekilde sosyal destek ödemesi yapılması” kararlaştırılmış ve davaya konu,1 Kasım 2002 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 2002/4847 sayılı kararnameye göre zam yapılmasına gerek kalmadığı için de;

2 nci maddesiyle de, “30/10/2002 tarihli ve 2002/4847 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının yürürlükten kaldırılması”, öngörülmüştür demişlerdir.

Ancak, Hukuk mantığı açısında 1 Ocak 2003 günü yürürlüğe giren bir hukuki düzenleme daha sonraki bir tarihte hem de 15.01.2003 günü yürürlük tarihi olacak şekilde kaldırılamaz.

Bu sebeple;
4447 sayılı Kanun'un Geçici 4.maddesinde; "Kurum'dan aylık almakta olanlara yapılan ödemelerin memur aylıklarında yapılan ortalama artış oranının altında kalması halinde, aradaki fark kadar aylıkları arttırmaya Bakanlar Kurulu'nun yetkili olduğu" belirtilmektedir. 01 Kasım 2002 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 2002/4847 sayılı Bakanlar Kurulu kararında da; "Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan aylık almakta olanlara yapılan ödemelerde 01.01.2002 - 31.12.2002 tarihleri arasında yapılan artış oranı ile aynı dönemde memur aylıklarında yapılan artış oranından kaynaklanacak fark Aralık ayında hesaplanarak, söz konusu aylık ve Ödemelere yansıtılır." denmektedir. Söz konusu Kararname her ne kadar 4784 sayılı Kanun'a istinaden çıkarılan ve 17 Ocak 2003 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 2003/5146 sayılı karar ile yürürlükten kaldırılmış ise de, davamıza konu 2002/4847 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 2002 yılı Aralık ayı itibarıyla yürürlükte olduğu kuşkusuzdur. 2002 yılında da işçi emeklilerine nazaran memur emeklileri lehine gerçekleşen % 3.25 oranında bir fark bulunmaktadır. Davalı Kurum belirtilen bu farkı benim de içinde yer aldığım SSK ve Bağ-Kur emeklilerine uygulamamıştır

01 Kasım 2002 tarihli Resmi Gazete’de (Sayı: 24923) Bakanlar Kurulunun 2002/4847 sayılı Kararının yürürlükte olduğu dönemde, 2003 yılı Ocak ayında bu kararnameye göre memurlara yapılan zam oranı ile SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yapılan zam oranı arasındaki farkın davacıya SSK tarafından ödenmesi gerekirdi.
Zira, 2002 yılında çıkan 2002/4847 sayılı kararnameye istinaden de Aralık 2002 yılı maaşına (memurlara yapılan zammın farkın olarak) yüzde 3,25 oranında zam yapılması gerekmekte iken, 4847 sayılı kararname yürürlükte iken bu yapılmamış. Sonrasında başka bir kararname ile yapılan Sosyal Destek Ödemesi gerekçe gösterilerek, 17/01/2003 tarihli ve 24996 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2003/5146 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ek kararnamenin eki kararnamenin 2 inci maddesiyle kaldırılmış ve yürürlük tarihi de yayım tarihidir.
Bu sebeple, 2002/4847 sayılı Kararname gereğince yapılması gereken fark zam ödemesi yapılmamıştır.

2-Ayrıca, 29.12.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5565 sayılı "2007 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu"'nun 30.maddesinin 6.bendinde; "Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan aylık almakta olanlara 2006 yılı için 5454 Sayılı Kanuna göre yapılan yıllık kümülatif artış oranı ile aynı dönemde memur aylıklarında katsayıların yükseltilmesi suretiyle yapılan kümülatif artış oranı arasındaki farkı telafi edecek şekilde hesaplanacak fark tutarları 2006 yılı Temmuz-Aralık ayları ödeme dönemleri ile sınırlı olmak üzere bir defada ayrıca ödeneceği ve bunun 2006 yılı Aralık ayı tutarına ilave edileceği" belirtilmektedir. SSK Tahsisler Dairesi Başkanlığı, buna göre 2007 yılı aylıklarını belirlediği 2007/8 sayılı Genelge'sinde 2006 yılı enflasyon farkım 1.33 kabul etmiştir. Halbuki, bu yıla ait enflasyon farkı 3.53'tür. Şöyle ki; 2006 yılında memurlara birinci altı ayda % 2.5, ikinci altı ayda % 4.87 (% 2.5 + % 2.32), yine ikinci altı ay enflasyon farkı olarak % 2.02 artış yapılmış, böylece memurlara yapılan kümülatif artış % 9.67 olmuştur. İşçi emeklilerine ise 2006 yılının birinci altı ayında % 3, ikinci altı ayında % 3 olmak üzere kümülatifde % 6.09 artış yapılmıştır. Bu durumda, memur emeklilerine yapılan artış ile işçi emeklilerine yapılan artış arasında % 9.67 - % 6.09 = % 3.58 fark oluşmaktadır. Halbuki, davalı Kurum tarafından yaşlılık aylığına ilave % 1.33 oranında artış yapılmış olmakla, davacının da içinde yer aldığı işçi emeklilerinin 2006 yılı Aralık ayı emekli aylığı 3.58 — 1.33 = 2.25 eksik belirlenmiştir.

KANITLAR : Ekte sunmuş olduğum emeklilik belgelerim, Kurumda bulunan şahsi dosyam

HUKUKSAL NEDENLER : 506 ve 1479 sayılı Kanunlar, 01 Kasım 2002 tarihli Resmi Gazete’de (Sayı: 24923) Bakanlar Kurulunun 2002/4847 sayılı Kararı, 29.12.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5565 sayılı "2007 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu"'nun 30 uncu maddesi.

S O N U Ç : Yukarıda arz edilen nedenlerle, emekli aylığıma yansıtılmayan 2003 ayı yüzde 3,25 ve 2007 ocak ayında uygulanmayan yüzde 2,25 oranındaki zamların maaşıma yansıtılmasını ve o tarihten bugüne kadar ödenmeyen farkların da toplu olarak ödetilmesi yönünde karar verilmesi doğrultusunda haklı davamızın kabulüyle yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini saygı ile dileriz.

EKLER: DAVACI
Old 08-03-2011, 23:38   #17
av.fatasoyyılmaz

 
Varsayılan

arkadaşlar bu konu neden şimdi ortaya atıldı acaba? önceden açılıp şimdi sonuçlanan bir dava mı var?
Old 09-03-2011, 00:28   #18
yalcinhukukbürosu

 
Varsayılan

Görev konusunda iş mahkemelerinin yetkili olduğu konusunda sanırım herkes hemfikir. Yetki konusunda da HMUK genel yetki kurallarının geçerli olduğu görüşündeyim. Buna göre de öncelikle davalı kurum' un ( SGK ) İl Müdürlüklerinin bulunduğu yer iş mahkemeleri yetkili diyebiliriz sanırım. Burada da ilçelerde oturan ve il merkezlerine uzak olan emeklilerin açacakları davaları ikamet ettikleri yerde açıp açamayacağı sorunu ortaya çıkıyor. zira artık bir çok ilçede de SGK il müdürlüklerine bağlı ve kendi idari yönetimi olan birimler, temsilcilikler bulunmaktadır. açıkçası Fikirlerinizi merak etmekteyim. herkese iyi çalışmalar.
Old 09-03-2011, 09:39   #19
nizam

 
Varsayılan Emekliler için tanınan 2003 ve 2007 zamları için başvuru

Torba Yasa kapsamında emeklilere tanınan 2003 ve 2007 zamlarının alınması hususunda dava açma yoluna giden arkadaşlari; zlediğiniz süreç ve aşamalar hakkında bilgi verirmisiniz
Old 09-03-2011, 10:19   #20
tiryakim

 
Varsayılan

Yargıtaya Giden Dosyalara sonuç hakkında bilgisi olan var mı acaba ? Ve Yerel Mahkemenin verdiği Gerekçeli Kararı bulan arkadaşımız varsa sitemizde yayınlarsa seviniriz.

Teşekkürler...
Old 09-03-2011, 12:01   #21
Av.İlkay Doğan

 
Varsayılan

Bu hususta Torba Yasa kapsamında Mart ayında bir ödeme yapılacağı bu sebeple davaların açılışı konusunda acele edilmemesi yönünde görüşler var. Ancak yetkili İş Mahkemesi konusunda bilgisi olan var mı?İlçelerdeki emeklililer için ilçelerin iş mahkemeleri mi yoksa illerdeki iş mahkemeleri mi yetkili?
Old 09-03-2011, 12:08   #22
MustafaKemal

 
Varsayılan

Şöyle bir köşe yazısına rastladım ve paylaşmak istedim.


http://www.bursahakimiyet.com.tr/mak....aspx?mid=8332


Emeklilere geriye dönük alacak davası uyarısı!

Yapılan bir açıklama ile öyle bir hava yaratıldı ki, emeklilerin 2003 ve 2007 yıllarına yönelik zam farkı alacaklarının verilmediği gerekçesiyle İş Mahkemesi’ne dava açmaları halinde önceden açılmış davalar kazanıldığından kendilerine önemli miktarda ödeme yapılacağı, üstelik almakta oldukları maaş tutarının da artacağı umudu verildi.
Keşke söylenenler gerçek olsaydı da emekliler böyle bir kazanım elde edebilselerdi.
Ancak.
Emeklileri heyecanlandıran bu umudun arkası gelmediği gibi, henüz kazanılan böyle bir dava olmadığı, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) da kimseye fark ödemesi yapmadığı açıklandı.
Bu açıklamayı yapan Türkiye Emekliler Derneği Genel Başkanı Kazım Ergün aynı zamanda SGK yönetim kurulu üyesi.
Ergün’le dün bu konuyu ve işin aslını konuştuk.

DAVA SONUÇLANMADI!..
9 milyon SSK ve Bağ-Kur emeklisini yakından ilgilendiren geriye dönük alacak farkı konusunda Ergün görüşmemiz sırasında neler söyledi, aynen aktarayım:
“Emeklilerimizin 2003, 2006 ve 2007 yıllarına yönelik zam farkı alacakları bulunduğuna ilişkin dava derneğimiz Ankara şubesi yönetim kurulu üyelerinden Nadir Üşekçioğlu tarafından açılmış ve Ankara 17.İş Mahkemesi’nde 2007/245 esas numarasıyla görülen bu pilot dava kazanılmıştır. Ancak dava, SGK tarafından temyiz edilmiş ve halen Yargıtay 21.Hukuk Dairesi’nde 2009/11380 esas numarasıyla görüşülmekte olan bir davadır. Bu davanın benzeri olarak birkaç davanın daha açılmış olduğu bilinmekle beraber, anılan davaların henüz bilirkişi aşamasında oldukları ve Yargıtay’a bu konuda başka bir davanın daha ulaşmadığı da bilinmektedir.
Ayrıca SGK tarafından bugüne kadar ödenmiş böyle bir para da bulunmamaktadır.
Emeklilerimizin Yargıtay’da görüşülmekte olan pilot davamızın sonucunu beklemeleri ve bu davanın sonucuna göre hareket etmeleri en doğru yaklaşım olacaktır.
Davamız Yargıtay’ca onandığı takdirde, dava dilekçesi örneği internet sitemizde yayınlanacak, ancak dava açmadan bu hakkın bütün emeklilerimize uygulanması için de gerekli çalışmalar başlatılarak, ilgili mercilere derneğimiz tarafından başvurulacaktır.”
Ergün’ün açıklamaları her ne kadar emekliler üzerinde hayal kırıklığı yaratacak olsa da çok yerinde ve önemli bir uyarı niteliğine sahip bulunuyor.
O nedenle de “bekleyip Yargıtay’dan çıkacak kararı görelim” derim.
Old 09-03-2011, 12:19   #23
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Arkadaşlar Ali TEZEL imzalı yazı aşağıdadır. Ankara 17. İş Mahkemesinin verdiği kararın Yargıtay denetiminden geçmesini beklemek en akıllıca yoldur. Diğer taraftan onama halinde SGK tarafından davaya gerek kalmaksızın farkın maaşlara yansıtılacağını da göz ardı etmemek gerekir. Hepimize kolay gelsin.


SSK ve Bağ-Kur emeklileri çok ümitlenmeyin!!!

Ankara 17 inci İş Mahkemesi emekli işçi Nadir Üşekçioğlu’nun açtığı dava sonrasında 2003 yılından bugüne kadar verilmeyen zam farkları olarak 1837 liraya hükmettiği gibi emeklinin bugünkü aylığının da 709 liradan 771 liraya yükseltilmesini hükmetmiş ve dün bütün gün bu konu için TV ve gazetelere beyanat verdim durdum ama size tavsiyem fazla ümitlenmeyin…

Mahkeme kararına yasal dayanak olan 2002/4847 sayılı Bakanlar Kurulu kararı sadece 2002 yılı zam farkları için geçerlidir ve 2003 yılında bu Kararname ile verilecek zammın 10 katından fazla zam yapılmıştır…


Tabi ki SSK (işçi) ve Bağ-Kur emeklileri az aylık alıyor tabi ki zam yapılması gerekir, tabi ki 25 çeşit emekliler arasındaki haksızlıkları gidermek için İNTİBAK Kanunu çıkartılması şart. Ancak bu konu farklı gelin isterseniz biraz geriye gidelim.

SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin zamları farklılaştırıldı…
08.09.1999 günü Resmi Gazetede yayınlanan 4448 sayılı Kanun ile o güne kadar eşit zam yapılan SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı emeklileri arasında fark yaratıldı ve 01.01.2000 gününden sonra SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarına her ay TÜFE (Enflasyon) oranı kadar zam yapılması uygulamasına geçildi. Memur yani T.C. Emekli Sandığı emeklileri için ise eskiden olduğu gibi Bakanlar Kurulunca memur aylık katsayısı ile zam yapılmaya devam edilecekti.


Ecevit Hükümeti seçim rüşveti önerdi…
İşte bu farklılıktan SSK ve Bağ-Kur emeklileri çok muzdarip oldular 2000, 2001 yıllarında SSK ve Bağ-Kur emeklilerine memurlar ve memur emeklilerinden daha az zam yapıldı. Geldik 2002 yılına, biliyorsunuz 22 Kasım 2002 günü genel seçimler vardı ve genel seçimden önce SSK ve Bağ-Kur emeklileri başbakan Ecevit’ten bu farklılığın giderilmesini istediler. Başbakan Ecevit’de aşağıdaki Bakanlar Kurulu Kararını çıkardı…


“01 Kasım 2002 tarihli Resmi Gazete
Sayı: 24923

Karar Sayısı : 2002/4847
Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur tarafından ödenen gelir ve aylıklara ilişkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Devlet Bakanlığının 28/10/2002 tarihli ve 69295 sayılı yazısı üzerine, 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 30/10/2002 tarihinde kararlaştırılmıştır.

Ahmet Necdet SEZER
CUMHURBAŞKANI

30/10/2002 Tarihli ve 2002/4847 Sayılı
Kararnamenin Eki
KARAR
Madde 1 — 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun geçici 4 üncü maddesine göre; 506 sayılı Kanunun ek 38 inci maddesine göre Sosyal Sigortalar Kurumu’ndan gelir, emekli ve diğer aylık almakta olanlara yapılan ödemeler ve 1479 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin son fıkrasına göre Bağ-Kur tarafından ödenen emekli ve diğer aylıklarda 1/1/2002-31/12/2002 tarihleri arasında yapılan artış oranı ile aynı dönemde memur aylıklarında yapılan artış oranından kaynaklanacak fark Aralık ayında hesaplanarak, söz konusu aylık ve ödemelere yansıtılır.

Madde 2 — Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Madde 3 — Bu Kararı Bakanlar Kurulu yürütür.”

Bu karardan da görüleceği üzere, sadece 2002 yılı içinde memurlara yapılan zam oranı ile SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yapılacak zam arasında fark olursa takip eden yıl olan 2003 yılı ocak ayında fark ödenecekti.
Yani Bülent Ecevit diyordu ki, 2000 ve 2001 de vermedik ama 2002 Kasım seçimde bizi tekrar iktidara getirirseniz zam farklarınızı 2003 yılında size veririz işte kanıtı da bu Karardır…

Seçimi Akparti Kazandı “Cülus bahşisi” dağıttı(*)
Fakat, 2002 seçimlerini ezici bir çoğunluk ile Akparti kazandı, artık bu Bakanlar Kurulu kararının uygulamasını da Akparti yapacaktı. İşte burada cülus bahşişi dağıtıldı kararname gereğince 5-10 lira zam verilmesi gerekirken, Akparti, TBMM’den geçirttiği ve Resmi Gazetede 15.01.2003 günü yayınlanan 4884 sayılı Kanun ile

*Tüm SSK emeklilerine seyyanen 75 lira,
*Bağ-Kur emeklilerinden 12 ve aşağı basamaklara 100 lira,
*Bağ-Kur emeklilerinden 13 ve yukarı basamaklara 75 lira,
Seyyanen zam yaptı. Yani, Ecevit kazansaydı ortalama 300 lira olan emekli aylıklarına yüzde 2,25 lik yani 6,75 lira zam yapacak madem bizi seçtiniz biz sizlere o zammı kat ve katını yapıyoruz dediler.
Yani iktidara gelince SSK ve Bağ-Kur emeklilerine cülus bahşisi dağıttılar. İşte bu nedenle konumuza dayanak yaptığımız mahkeme kararına dayanak olan 2002/4847 sayılı Bakanlar Kurulu kararının gereği fazlası ile yerine getirildi.

Öte yandan, yine yasal bir dayanak olmaksınız bahsi geçen mahkeme kararında 2006 yılında memur emekli aylıklarına yüzde 3,58 zam farkı 2007 yılı ocak ayında verilirken, SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarına da yüzde 1,33 zam farkı verildiği bu nedenle de fark zam verilmesinden de bahsedilmektedir. Bu düzenlemenin yani farkın verilmesinin yasal dayanağı yoktur. Üstelik o tarihte memurlara geçmiş TÜFE ile SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarına da beklenen TÜFE’ye göre zam verilmesi sistemi var idi.

Dava Yargıtay’dan onanırsa tek tek dava gerekir
Yukarıda saydığım gerekçelerle bu mahkeme kararının Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından aynen onanacağına ihtimal vermiyorum ama aynen onanması gönlümden geçendir. Aynen onanırsa (2008 yılı Aralık ayı istatistiklerine göre) yaklaşık 5.024.696 SSK emeklisi (dul ve yetim dahil) 1.965.247 Bağ-Kur emeklisi (dul ve yetim dahil) tek tek dava açmak zorundadır.
Zira bu mahkeme kararı bireysel kararı içerir ve sadece dava açan (davacı) bu karardan yararlanır, diğer emekliler (dul ve yetimler) ise bu davayı örnek göstererek bulundukları yerlerdeki İş Mahkemelerinde dava açmak zorundadırlar.



(*)Cülus, Osmanlı İmparatorluğu'nda, padişahlığa seçilen şehzadenin padişahlığının ilan edilmesi için yapılan törene verilen addır.
Osmanlı İmparatorluğu'nda törenler arasında önemli bir yeri olan Cülus-i Hümayun'un kökü, Türk törelerine ve İslam kültürüne dayanmakta ve Oğuz töresinin izlerini taşımaktadır.
Cülus Bahşişi ise, cülus töreni sırasında Yeniçerilere verilen bahşişdir. (Kaynak:www.osmanli700.gen.tr)
Old 09-03-2011, 14:23   #24
av.cemil

 
Varsayılan Niye İdare Mahkemesi değil?

Arkadaşlar bu dava niye sadece iş mahkemesinde görülsün? SGK ya dilekçe verilip söz konusu farkların ödenmesi istense,red edildiğinde bu red kararının iptali için idare mahkemesine dava açılmaz mı? İş Mahkemelerinin yoğunluğu ve alacak miktarının küçük olduğu düşünüldüğünde,duruşmasız ve idareye emsal karar olması açısından İdare Mahkemesi daha uygun değil mi?
Old 09-03-2011, 14:27   #25
Av.Günar

 
Varsayılan

Konuyu duyduğumda bende izlenecek yolun bu olduğunu düşünmüştüm red üzerine idare mahkemesinde dava açılabilir diye.Bence bu yöntem daha doğru.Ayrıca, biz bu yargıtaydan dosyanın dönüşünü beklersek vede dosya bi türlü dönmezse ne olacak? Burada zamanaşımı nedir?
Old 09-03-2011, 14:56   #26
hafriyat

 
Varsayılan

sayın tiryakim e katılıyorum.. ayrıca zamanaşımı süresi ne kadar acaba arkadaşlar?? ve 2002 den mi başlıyor yoksa 2003 ve 2007den mi?
Old 09-03-2011, 15:49   #27
av.hande85

 
Varsayılan

Arkadaşlar banada bu tür haberleri duyarak dava açmamı isteyen birçok kişi geldi. O nedenle bu konuyla ilgili yapılan açıklamaları yakından takip ediyorum ve henüz onanmış ve emsal oluşturabilecek nitelikte bir karar yok. Dosyanın Yargıtay'a 2009 yılında gittiği ve bu konununda gündemde olduğı varsayıldığında bence yakın bir zamanda Yargıtay'dan bu konuyla ilgili karar verileceğini umuyorum. O nedenle şu an için biraz daha beklemekte fayda var. Çünkü emsal oluşturabilecek herhangi bir dava yok ve davanın açılması, devamındaki masraflar ile vekalet ücretide dikkate alındığında eğer Yargıtay kararı Bozar ise bu masraflarında boşa gitme ihtimalinide düşünmek lazım diyorum..Herkese kolay gelsın..
Old 09-03-2011, 17:33   #28
Av.Ayşegül Çoban

 
Varsayılan 2003-2007 yıllarına ait emekliye zam farkı ödenmesi

Arkadaşlar merhaba,sorum şu; çıkan torba kanunla 2003 ve 2007 yılları arasında SSK ve Bağkur emeklilerinin maaşına yansıtılmayan zam farkının iade edileceği yasalaştı.Birçok vatandaş dava açmak istiyor.Yaptığım araştırmaya göre dava açan emekliler farkı almaya başlamış.Bu şekilde dava açan arkadaşımız var mı?Alınmış herhangi bir mahkeme kararı veya Yargıtay kararı var mı?Varsa ekleyebilirmisiniz?Sizce bu duruma ilşkin dava açılabilir mi?Dava normal şartlarda iş mahkemesine açılmalı iş mahkemesi olmadığı için sanırım asliye hukuk mahkemesine açılacak.Asliye hukuk mahkemesi özel yetkili değil mi(dava değeri 2.215TL)Bu durum güncel bir mesele eminim birçok avukat arkadaşımız da benimle aynı durumda.Şimdiden yardım eden Arkadaşlaerıma sonsuz teşekkürler...Herkese iyi çalışmalar...
Old 10-03-2011, 10:34   #29
karine

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
10.Hukuk Dairesi

Esas: 2002/6141
Karar: 2002/6411
Karar Tarihi: 17.09.2002

ÖZET: Fazla kesintilerin aylıklarına yansıtılmasında emekliye ayrılan sandık üyeleri iki kategoriye ayrılarak aylıklarda meydana gelecek artışlar hesabedilmelidir. Görüldüğü gibi fazla kesinti uygulamasına son verilmiştir. 31.07.1992 gününden önce emekli olanların aylık hesabı yapılırken beş senelik sürenin bir kesimi sandık üyesinin aylığının hesabında değerlendirilmesi gerekir.


(743 S. K. m. 2) (506 S. K. m. 78, 99, Geç. m. 20) (10. HD. 29.06.2001 T. 2001/3248 E. 2001/5114 K.)

Dava: Davalı vakıftan almakta olduğu maaşının günün koşullarına uyarlanarak tespitine, emeklilik gününden itibaren birikmiş maaş farklarının mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte ödettirilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle Akbank T.A.Ş. aleyhindeki davanın husumetten reddine sair davalı hakkındaki isteğin ilamında belirtildiği biçimde kabulüne ait hükmün süresi içerisinde duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılardan Akbank T.A.Ş. Mensupları Tekaüt Sandığı Vakfı Avukatınca istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.09.2002 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü davalılar adlarına Avukat Feyzi Çığırgan ile karşı taraf adına Av. Ayfer Dalgın geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı tarih Tetkik Hakimi Ercan Turan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

Karar: 1- Şifahi yargılama usulü uygulanan iş mahkemesi kararlarının, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 433. maddesi uyarınca temyize cevap (katılma) yoluyla temyizine kanuni olanak bulunmadığından, davacı vekilinin 19.09.2002 günlü cevapla temyiz isteminin reddine,

2- Davada çözümlenmesi gereken hukuksal sorun, Sosyal Sigortalar Yasasının Geçici 20. maddesine göre kurulan davalı sandığın, 01.02.1979 - 01.08.1987 tarihleri arasında sandık üyelerinden Sosyal Sigortalar Yasasının 78. maddesine göre belirlenen prime esas kazancın üst sınırından belli oranlarda daha fazla emekli aidatı kesilmesi sebebiyle bu kesintilerin aynı oranda emekli aylıklarına yansıtılabilip yansıtılamayacağı noktasındadır. Davalı sandığın, yukarda belirtilen tarihler arasında vakıf üyelerinin ücretlerinden prim hesabına esas tutulan kazancın üst tavan miktarından daha fazla kesinti yaptığı, davalının, yapılan kesintilerin üyelerin emekli aylıklarının yükseltilmesinde kullanılacağını vaadetmesine kaşın emekli aylığı bağlanırken sözünü yerine getirmediği gibi fazla kesintileri de iade etmediği, hatta davacıya verilen cevapta zaman aşımı definde bulunduğu ve davanın reddine karar verilmesini istediği anlaşılmaktadır.

Davalı sandığın vaadetmesine karşın hem pirime esas kazancın üst sınırından fazla kesilen emekli keseneklerini bağlanan emekli aylığına yansıtmamış olması hem de nemalarıyla birlikte iade etmemesi evrensel nitelikteki Medeni Yasanın 2. maddesinde anlatımını bulan objektif iyiniyet kurallarıyla bağdaştırılamaz.

Bu sebeplerle mahkemece, fazla kesintilerin emekli aylıklarına yansıtılmasına karar verilmiş bulunması doğrudur.

Davalının zaman aşımı savunmasına gelince; Sosyal Sigortalar Yasasının 99. maddesine göre bir kısım sosyal sigorta yardımlarının zamanaşımına uğrayacağı hüküm altına alınmış ise de <yaşlılık aylığı> kapsam dışında tutulmuştur.

Davacıya bağlanan emekli aylığı sigortalılara bağlanan yaşlılık aylığı niteliğini taşıdığından ve Vakıf Senedinde 99. maddeye aykırı bir hüküm getirilemeyeceğinden mahkemece zaman aşımı savunmasına itibar edilmemesi dahi isabetlidir.


Davada, fazla kesintilerin emekli aylığına yansıtılmasındaki hesaplama yönteminin nasıl saptanacağı üzerinde durulması gereken önemli bir sorundur. Hemen belirtmek gerekirse, vakıf üyelerine bağlanacak emekli aylıklarının hesaplanma yöntemini hükme bağlayan Vakıf Senedinin (26/A) maddesi ayakta olup aylıkların hesabı yapılırken bu madde gözardı edilemez. Gerekli olan yerde anılan maddenin uygulanmasından kaçınılamaz.

Karara dayanak yapılan ve sigortalının emeklilik aylığında oluşacak artışın tespiti amacıyla Yargıtay 10.Hukuk Dairesi'nin benzer içerikli davanın yargılaması sonucunda verilen kararın bozulmasına ait 2001/3248 E., 2001/5114 K. s. ilamı doğrultusunda yapılan hesaplamada, orantılama işleminin anılan bozma ilamındaki öneriye ve matematiksel ilkelere uygun şekilde yapılmadığı elde edilen sonuçlardan da açıkça anlaşılmaktadır. Belirlenmesi gereken yön, sigortalının SSK pirime esas azami aylık kazanç tutarları üzerinde yaptığı prim ödemelerinin sigortalının aylığı üzerinde oluşturacağı etkinin belirlenmesidir. Hesaplamayı yapacak bilirkişi kurulu içerisinde hukukçu bilirkişilerin yanında matematik alanında uzman bir bilirkişinin de bulunması zorunlu olup, bilirkişilerce her bir sigortalı yönünden gerekli kişiselleştirme yapılmak ve bilimsel veriler ışığında uyarlanmak koşuluyla

Yı x Gı+Y2 x G2+.....+Yn x Gn

Artış oranı= ------------------------------

Toplam Dağıtım Süresi

Formülü esas alınmalıdır. Formülde Yı, Y2, .... Yn olarak gösterilenler SSK primine esas kazancına oranla fazla prim ödeme yüzdelerini, G1, G2, ....Gn ise her bir oran üzerinden yapılan ödeme tarih sayısını ifade etmektedir.

Önerilen formülden yararlanmak suretiyle iki grupta toplanabilecek sigortalılar açısından yapılacak hesaplamada esas alınacak, dağıtılacak tarih sayısı toplamının nasıl belirleneceği aşağıda ayrı ayrı açıklanmış olmakla birlikte, sigortalının yüksek oranda kesintilerin sürdüğü veya kesintiler eşitlenmekle birlikte eşitlenme gününden itibaren 5 senelik süre içerisinde emekli olması sebebiyle Vakıf senedinin 26. maddesi uyarınca bu sigortalının aylığının hesabında dava konusu edilen SSK kazancına oranla fazladan ödenmiş primler sebebiyle bir yansıma oluşmuş ise, eşit prim ödeyenler arasında farklılık yaratılmaması ve davalı Kuruluşun mükerrer ödeme yapmasının önüne geçilmesi açısından Vakıf Senedi doğrultusunda emekli aylığına yapılan yansımanın, hesaplama sonucu belirlenen artış oranından mahsubunun gerektiği de gözetilmelidir.

Fazla kesintilerin aylıklarına yansıtılmasında emekliye ayrılan sandık üyeleri iki kategoriye ayrılarak aylıklarda meydana gelecek artışlar hesabedilmelidir. Görüldüğü gibi fazla kesinti uygulamasına 01.08.1987 gününde son verilmiştir. 31.07.1992 gününden önce emekli olanların aylık hesabı yapılırken Tesis Senedinin (26/A) maddesinde ön görülen 5 senelik sürenin bir kesimi sandık üyesinin aylığının hesabında değerlendirilmesi gerekecektir. İşte bu kanuni zorunluluk sebebiyle 31.07.1992 gününden önce emekliye ayrılanların aylıklarında yapılacak artışın aşağıda gösterilen (A) bendine, anılan tarihten sonra emekliye ayrılanlarınki ise (B) bendine göre hesabedilmesi gerekmektedir.

A- Yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunulan gün itibariyle vakıf senedinin 26/A maddesi hükmü çevresinde; işten ayrılma gününden önceki son 60 ayın bir kısmı yada tamamı, Sosyal Sigortalar Kanunu'ndaki prime esas aylık kazanç tavanının değişen oranlarda fazlası üzerinden emeklilik aidatı ödenen 01.02.1979-01.08.1987 tarihleri arasındaki döneme isabet eden; bir başka ifade ile 01.03.1979 ile 31.07.1992 tarihleri arasındaki dönemde işten ayrılarak yaşlılık aylığı talebinde bulunan vakıf üyeleri bakımından; 01.02.1979-01.08.1987 döneminde değişen sürelerde değişen fazlalık oranlarında 506 s. Yasa madde 78'de ön görülen aylık kazanç üst sınırı üzerinde prim ödendiği olgusu da gözetilerek; pasif vakıf üyesine vakıf senedi hükümleri kapsamında bağlanmış yaşlılık aylığına uygulanacak artış oranı; 01.02.1979-01.08.1987 periyodundaki kesinti yüzdesi ile bu kesinti yüzdesinin uygulandığı tarih sayısının ayrı ayrı çarpımı ile bulunacak miktarlar toplamının 01.02.1979 tarihi ile vakıf üyesinin yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu gün arasındaki tarih sayısından oluşan toplam dağıtılacak süreye (gün sayısına) orantılanması suretiyle belirlenmelidir.

Kuşkusuz Sandık, 01.02.1979-01.08.1987 tarihleri arasındaki artışları değerlendirerek aylık bağlamış ise artış oranı fazla kesintilerin aylığa yansıtılmasına ait artış oranından düşülmelidir.

Ne var ki, vakıf üyesinin yaşlılık aylığına yapılacak artış oranı; hiçbir biçimde Sosyal Sigortalar Kanunu'ndaki prime esas aylık kazanç üst sınırına değişen oranlarda eklemenin yapıldığı 01.02.1979-01.08.1987 dönemi esas alınarak bulunacak <ağırlıklı ortalama yüzdesi>nden az olmamalıdır. Ağırlıklı ortalama yüzdesi ise; 01.02.1979-01.08.1987 periyodundaki kesinti yüzdesi ile bu kesinti yüzdesinin uygulandığı tarih sayısının ayrı ayrı çarpımı ile bulunacak miktarlar toplamının 01.02.1079-01.08.1987 tarihleri arasındaki toplam dağıtılacak tarih sayısına (3060 gün) orantılanmasıyla saptanabilecektir.

Yukarıdaki açıklamaları formüle etmek gerekirse;

Y1(Fazla Aidat X G1 (Y1 deki orandan +Y2 X G2+.....+ Yn X Gn

Kesinti Yüzdesi) Kesinti Süresi)

Artış Yüzdesi=----------------------------------------------------------------------------

Toplam Dağıtım Süresi

(01.02.1979 ile yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunulan gün arasındaki tarih sayısı )

Ağırlıklı ortalama yüzdesinde ise;

Yı X G1 + Y2 X G2 + ... Yn X Gn

Toplam Dağıtım süresi

(01.02.1979 ile 01.08.1987 tarihleri arasındaki tarih sayısı)

(3060 gün)

formülleri kullanılmalıdır.

B- Vakıf üyesinin yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu gün itibariyle Vakıf senedinin 26/A maddesi hükmüne göre sigortalının işten ayrıldığı tarihten önceki son 60 ayın, Sosyal sigortalar Kanunundaki prime esas aylık kazanç tavanının değişen oranlarda fazlası üzerinden emeklilik aidatı ödenen 01.02.1979-01.08.1987 dönemine isabet etmemesi, bir başka ifade ile vakıf üyesinin 31.07.1992 tarihi sonrasında işten ayrılarak yaşlılık aylığı talebinde bulunması halinde; bu durumdaki sigortalıların Vakıf Senedi'nde ön görülen sistemin dışına çıktıkları gün aynı oranda prim ödeyenler arasında denklik sağlanması amacıyla sabit kalmak koşuluyla yaşlılık aylığına uygulanacak artış oranı;

Yı X G1 + Y2 X G2 + .....+ Yn X Gn

Toplam Dağıtım Süresi

01.02.1979-31.07.1992 tarihleri arasındaki

gün sayısı (=4860 gün)

formülünde ifadesini bulduğu üzere 01.02.1979-01.08.1987 dönemindeki Sosyal Sigortalar Yasası madde 78'deki prime esas aylık kazanca göre fazlalığa ait kesinti oranları ile kesinti tarih sayılarının çarpımıyla bulunacak miktarlar toplamının 01.02.1979-31.07.1992 tarihleri arasındaki tarih sayısından (=4860 gün) oluşan toplam dağıtılacak süreye orantılanması ile belirlenecektir.

Ne var ki, vakıf üyesinin 506 S. Yasanın geçici madde 20. kapsamındaki sigortalılığının 01.02.1979 gününden sonraki bir tarihte başlaması durumunda toplam dağıtılacak tarih sayısının saptanmasında bu husus göz önünde tutulmalıdır.

Öte yandan, açıklanan esaslara göre bulunacak artış oranı; vakıf pasif üyesine vakıf senedinin 26/A maddesi kapsamında bağlanan yaşlılık aylığına eklenip, bağlanması gereken aylık miktarı bulunmalıdır.

Sıralanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yapılan inceleme ve hesaplamaya dayalı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.

O durumda davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, davalılardan Akbank TAŞ. Mensupları Tekaüt Sandığı avukatı yararına takdir edilen 250.000.000 TL. duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, temyiz harcının istem halinde ilgiliye iadesine, 17.09.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı



Zamanaşımına ilişkin olarak böyle bir karar buldum ama, somut olayda uygulanabilirliğinden şüpheli olduğumu belirtmeliyim
Old 10-03-2011, 11:33   #30
Av.Hatice Sarıbardak

 
Varsayılan SSK'lı ve BAĞ-KUR'luların eksik ödenen aylıklarının dava yoluyla tahsili.

"Milyonlarca emekliye zam farklarını alma imkanı doğdu. Vergi uzmanı Ali Tezel’in verdiği bilgiye göre, SSK ve Bağ-Kur’un yaklaşık 8 milyon emeklisine 2003 ve 2006’da verilmesi gereken yüzde 3.25’lik ile yüzde 2.25’lik zam verilmedi diye dava açanlar kazanmaya başladı. Ancak emeklilerin bu tutarı alabilmeleri için ayrı ayrı dava açmaları gerekiyor. Taban aylık üzerinden bile hesaplansa emeklilere eksik ödemenin faturası 16 milyar liranın üzerine çıkıyor."
Yukarıdaki alıntı yapılan konuyla alakalı emsal teşkil eden kazanılmış davası olan meslektaşlarım dilekçe örneklerini paylaşırlarsa sevinirim.Şimdiden teşekkür ederim..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Emekli aylıkları farkı alacağı martinez Meslektaşların Soruları 2 08-03-2011 15:04
işçinin ikramiye alacağı, maaş zammı farkı evo09 Meslektaşların Soruları 1 14-02-2011 11:29
SGK alacağı için emekli maaşına haciz konabilir mi sarissa Meslektaşların Soruları 5 20-07-2009 10:25
Su bedeline geçikme zammı. yesm Hukuk Soruları 0 18-07-2008 13:06
Elektirik zammı Themis99 Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 1 21-01-2008 15:10


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09908509 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.