Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bina sahibinin sorumluluğu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-11-2007, 15:33   #1
SIDIKA

 
Varsayılan Bina sahibinin sorumluluğu

Arkadaşlar Merhaba !
Bir müvekkilim kendisine ait binanın boya işleri için bir boyacı ile anlaşıyor.Boyacı da kendisine yardım etmesi için yanına iki kişi buluyor.Yanındaki kişilerden biri dış çephe boyasını yaparken kullandığı metal boya fırçası binanın yakınından geçmekte olan yüksek gerilim hattına temas etmesi sonucu elektrik çarpmasından ölüyor.Bu olayda ceza davası bakımından sorumluluk kimdedir? İş için bir boyacıyla anlaşan ve ölenin çalıştığından bile haberi olmayan bina sahibi mi yoksa işin verildiği boyacı mı ?
ilginiz için şimdiden teşekkürler !
Old 26-11-2007, 15:42   #2
av_ttc

 
Varsayılan

CEZA DAVASI YÖNÜNDEN:Asıl işverenin alt işverenin işçilerine karşı olan sorumluluğu maddi konulara ilişkindir. Ceza sorumluluğu kişiseldir.Asıl işverenin yerine getirmesi olanaksız bulunan ve aracıya ait olan bir ödevden dolayı da asıl işveren sorumlu tutulamaz. Saygılarımla..
Old 26-11-2007, 16:35   #3
SIDIKA

 
Varsayılan

Bu olaya ilişkin olarak ceza davasında müvekkilim işverenmiş gibi değerlendiriliyor. Bu bağlamda işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğü bakımından bilirkişiler inceleme yaptı.Davada müvekkilimin işi sadece bir kişiye verdiğini devam eden bir iş olmadığı çerçevesinde sadece bir işin yapılması için anlaşma yapıldığı şeklinde savunma yapsam da hala işveren gibi değerlendirilme yapılyor.Boyama işinin verilmesi hususunda bina sahibinin cezai sorumluluğu çerçevesinde elinde yargıtay kararı olan var mı acaba ? Teşekkür ederim !
Old 26-11-2007, 18:14   #4
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Ceza Genel Kurulu

Esas: 2004/2-57
Karar: 2004/92
Karar Tarihi: 13.04.2004

ÖZET: İşverenler iş güvenliği konusunda gerekli önlemleri almak ve bu işe yarayan baret, emniyet kemeri gibi güvenlik malzemelerini bulundurarak işçilerin bu malzemeleri kullanmasını sağlamakla yükümlüdürler. Ancak, bunun yanında işçiler de iş güvenliği kurallarına uymak, işveren tarafından sağlanan baret ve emniyet kemeri gibi güvenlik malzemelerini kullanmak ve iş güvenliği kurallarına uyulmuyorsa bu kurallara uyulmasını, gerekli güvenlik malzemelerinin verilmesini talep etmekle yükümlüdürler. Bu düzenlemelere uymayan kimseler, bundan dolayı meydana gelebilecek kazalarda kusurlu olacaklardır.

(765 S. K. m. 459) (İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüz. m. 2, 4, 529) (Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüz. m. 3, 4, 13, 107)
(647 S. K. m. 4) (5237 S. K. m. 89)

Özensizlik ve önlemsizlik sonucu yaralamaya neden olmak suçundan sanık Zühtü'nün TCY.nın 459/2, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 996.559.200 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İzmir 14. Asliye Ceza Mahkemesince 14.12.2001 gün ve 1123-1514 sayı ile verilen kararın sanık vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 13.11.2002 gün ve 19567-19434 sayı ile,

"Dosya içeriğinden inşaatta çalışan işçilere emniyet kemeri ve baret dağıtıldığı, ancak bu gereçleri takmadıkları anlaşılmasına göre, sanığın yanında sözü geçen gereçleri kullanmayan mağdurun da kusurlu olabileceği gözetilerek iş güvenliği uzmanlarından oluşturulacak bir heyetten rapor alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken noksan soruşturma ile sanığın tam kusurlu olduğu kabul edilerek yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme 26.03.2003 gün ve 1022-179 sayı ile;

"Müşteki tüm aşamalarda işveren tarafından kendisine baret ve emniyet kemeri verilmediğini bildirmiştir. Her ne kadar tanık Garip kendilerine baret ve emniyet kemeri verildiğini bildirmişse de, bu tanığın işveren durumunda bulunan sanığın yanında çalışması sebebiyle işverenin etkisi altında kalarak ve işten çıkarılmasını önlemek bakımından bu şekilde ifade vermiş olduğu kanaatine varılarak beyanına itibar edilmemiştir. Ayıca yine önceki kararımızda belirtildiği üzere sanık emniyet kemerinin takılacağı bir yeri temin etmemiştir. Olay inşaatın kolonlarının kanaviçe ile sarılması sırasında meydana gelmiştir. Mahallinde yapılan keşifte kolonların kalınlığı itibariyle emniyet kemerinin kancasının takılmasının mümkün olmadığı ve emniyet kemeri kancasının takılacağı herhangi bir tespit yerinin bulunmadığı, sanığın bu hususu temin etmediği gibi ayrıca bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, betonarme platformlarının döşeme kenarlarına düşmeyi önleyecek korkuluklu iskele yaptırmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle emniyet kemerinin bir an için verildiği kabul edilse dahi, müştekinin bunu kullanma imkanı temin edilmediğinden sanık olayda tamamen kusurlu görülmüştür. Ayrıca bir an için müştekiye baret verildiği halde takmadığı kabul edilse dahi, müştekinin bareti takmaması olayın meydana gelmesine etkili olmamıştır. Müştekinin 90 günlük raporu elindeki ve bacağındaki yaralardan dolayı verilmiştir. Olayın oluş şekline nazaran baretin takılmasının kazayı önleyici bir rol oynayamayacağı açıktır. Yukarıda da açıklandığı üzere kazanın asıl sebebi sanık tarafından emniyet kemerinin kancasının takılacağı yerin ve korkuluklu iskelenin yapılmamış olmasıdır. İzah edilen bu nedenlerle, İş Güvenliği Emekli Başmüfettişi, iş kazalarında ehil bilirkişi Orhan tarafından düzenlenen raporun olayın oluşuna uygun olduğu, olayda sanığın tamamen kusurlu bulunduğu kanaatine varılmıştır." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.

Bu hükmün de sanık vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 26.02.2004 tarihli tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

CEZA GENEL KURULU KARARI

Sanığın, özensizlik ve önlemsizlik sonucu yaralamaya neden olmak suçundan TCY.nın 459/2. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanığın olaydaki kusurunun belirlenmesi açısından soruşturmanın genişletilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Olay bir bina inşaatı sırasında iş kazası sonucunda meydana gelmiş olup, mağdur İsmet, inşaatı yapan Y... inşaat firmasında işçi olarak, sanık Zühtü ise, fenni sorumlu olarak çalışmaktadır. Olayda kimlere kusur izafe edileceğinin belirlenmesi için, konuya ilişkin hukuki düzenlemenin incelenmesinde yarar vardır.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2. maddesi, "Her işveren, işyerinde işçilerinin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için, bu Tüzükte belirtilen şartları yerine getirmek araçları noksansız bulundurmak gerekli olanı yapmakla yükümlüdür.

İşçiler de, bu yoldaki usuller ve şartlara uymak zorundadırlar.";

4. maddesi, "İşverenin, işyerinde, teknik ilerlemelerin getirdiği daha uygun sağlık şartlarını sağlaması; kullanılan makinalarla alet ve edevattan herhangi bir şekilde tehlike gösterenleri veya hammaddelerden zehirli veya zararlı olanları, yapılan işin özelliğine ve fennin gereklerine göre bu tehlike ve zararları azaltan alet ve edevatla değiştirmesi iş kazalarını önlemek üzere işyerinde alınması ve bulundurulması gerekli tedbir ve araçları ve alınacak diğer iş güvenliği tedbirlerini devamlı surette izlemesi esastır.";

523. maddesi, "Başlarına bir cismin düşmesi, çarpması veya vurulması tehlikesi olan işlerde çalışan işçilere, başın korunması için başa iyi oturan ve yanmaz veya ağır yanar malzemeden ve elektrik tehlikesi olan yerler için, iletken olmayan malzemeden yapılmış uygun baretler verilecektir.";

529. maddesi ise, "Emniyet kemerleri, kromlu kalın kösele kayışlarından veya keten, pamuk dokuma veya uygun diğer bir malzemeden yapılmış olacaktır.

Emniyet kemerleri, en az 12 santimetre genişliğinde ve 6 milimetre kalınlığında uygun malzemeden yapılacak ve taşıma yükü, en az 1150 kilogram olacaktır." hükmünü taşımaktadır.

Aynı konuda düzenlemeler içeren Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünde ise, 3. maddede, "Her işveren, yapı işyerlerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için, bu Tüzükte belirtilen koşulları yerine getirmekle ve gerekli araç ve gereçleri eksiksiz bulundurmakla yükümlüdür.

İşçiler de, bu yoldaki usul ve koşullara uymak zorundadırlar.";

4. maddesinde, "Her işveren, yapı işlerini, fenni yeterliği bulunan kişilerin, teknik gözetimi ve sorumluluğu altında yürütecektir.";

13. maddesinde, "Yüksekliği tabandan itibaren 3 metreden daha fazla olan ve düşme veya kayma tehlikesi bulunan yerlerde çalışanlarla, kiremit döşeyicilerine, oluk ve her türlü dış boya işleri yapanlara, gırgır vinçlerini çalıştıranlara ve kuyu, lağım, galeri ve benzeri derinliklerde çalışanlara güvenlik kemerleri verilecek ve işçiler de verilen bu kemerleri kullanacaklardır.";

107. maddesinde ise; "Betonarme platformlarının döşeme kenarlarına düşmeyi önleyecek korkuluk yapılacaktır.

Bu mümkün olmadığı hallerde, serbest çalışmayı sağlamak için döşeme kenarına korkuluklu iskele yapılacaktır." hükümleri yer almaktadır.

Bu düzenlemelerden de açıkça anlaşılacağı üzere, işverenler iş güvenliği konusunda gerekli önlemleri almak ve bu işe yarayan baret, emniyet kemeri gibi güvenlik malzemelerini bulundurarak işçilerin bu malzemeleri kullanmasını sağlamakla yükümlüdürler. Ancak, bunun yanında işçiler de iş güvenliği kurallarına uymak, işveren tarafından sağlanan baret ve emniyet kemeri gibi güvenlik malzemelerini kullanmak ve iş güvenliği kurallarına uyulmuyorsa bu kurallara uyulmasını, gerekli güvenlik malzemelerinin verilmesini talep etmekle yükümlüdürler. Bu düzenlemelere uymayan kimseler, bundan dolayı meydana gelebilecek kazalarda kusurlu olacaklardır.

İncelenen dosya içeriğine göre;

Mağdur İsmet, hastane polisi tarafından alınan ifadesinde; Y... İnşaat firmasında sigortalı işçi olarak çalıştığını, arkadaşları Engin, Recep ve Galip ile birlikte C blok ikinci katta kolonları çuval ile sararken düştüğünü, kimseden şikayetçi olmadığını beyan etmiştir.

Duruşmada benzer şekilde anlatımda bulunmuş ancak, çalışırken kendisine emniyet kemeri, baret ve çalışan işçide bulunması gereken teçhizattan hiç birisinin verilmediğini, kendilerine okumadan bir kağıt imzalatıldığını, şikayetçi olduğunu söylemiştir.

Sanık, C.Savcılığında serbest inşaat mühendisi ve Yunusoğlu İnşaat firmasının fenni sorumlusu olduğunu, inşaatın ön cephesinde bulunan perde kolonu güneşten korumak için çuval saran mağdurun emniyet kemerini çıkarmış olduğundan düşüp yaralandığını, inşaatta gerekli güvenlik tedbirlerini eksiksiz olarak aldıklarını, hatta her gün işe başlamadan önce güvenlik tedbirleri konusunda uyardıklarını, işçilere her gün imza karşılığında baret ve emniyet kemeri teslim ettiklerini, ancak bazen yokluklarından yararlanarak bunları takmadıklarını, kazanın da böyle bir anda meydana geldiğini, sorumluluğu olmadığını beyan etmiş, duruşmada da benzer şekilde anlatımda bulunmuştur.

Tanık Volkan kollukta, Y.. İnşaat Ltd. Şti.de şantiye şefi olarak çalıştığını, bağrışmalar duyunca olay yerine gittiğinde mağdurun inşaatın ikinci kattan düşmüş olduğunu gördüğünü, hemen hastaneye götürdüklerini, sorduğunda kolona çuval sararken dengesini kaybedip toprak zemine düştüğünü öğrendiğini beyan etmiştir.

Duruşmada benzer şekilde anlatımda bulunmuş, işçilere güvenlik için gerekli teçhizatı verdiklerini, ancak işçilerin bunları kullanmadıklarını, o gün mağduru düşmüş halde gördüğünde emniyet kemeri ve baretinin olmadığını, inşaatın fenni sorumlusunun sanık Zühtü olduğunu fakat kaza sırasında inşaatta bulunmadığını söylemiştir.

Tanık Galip kollukta, aynı inşaatta işçi olarak çalıştığını, mağdur İsmet ile birlikte inşaatın kolonlarının güneşten zarar görmemesi için çuvallar ile sardıkları sırada mağdurun dengesini kaybederek ikinci kattan aşağıya toprak zemine düştüğünü beyan etmiştir.

Duruşmada benzer şekilde anlatımda bulunmuş, ayrıca emniyet kemeri ve baretlerinin olduğunu, ancak takmadıklarını, bunların mağdura ve herkese verilmiş olduğunu söylemiş, yakınanın bu malzemelerin olmadığı hususundaki iddiaları hatırlatılıp sorulduğunda da ifadesinde ısrar ettiği belirtilmiştir.

Olay yerinde 06.12.2001 tarihinde mağdur ve tanıklardan Galip hazır bulunduğu halde yapılan uygulamalı keşif sırasında dinlenen, İş güvenliği müfettişliğinden emekli bilirkişi Orhan 11.12.2001 havale tarihli raporunda; ilgililerin ifadeleri ile genel açıklamalara yer verdikten sonra, olayın meydana geldiği yerin bir inşaat işyeri olduğunu, bu gibi işyerlerinin mutlak surette teknik elemanın nezaretinde ve talimatları ile yürütülmesi, dış cephelerde ve boşlukların bulunduğu yerlerde yapılacak çalışmalarda platform kenarlarının düşmeyi önleyici korkuluklu olması veya döşeme kenarlarına korkuluklu iskele yapılması, düşme tehlikesi bulunan yerlerde çalışan işçilere emniyet kemeri kullandırılmasının gerektiğini, işçiye sadece emniyet kemeri verilmesinin yeterli olmadığı gibi, emniyet kemerinin tespit edilebileceği bir yerin bulunmasının icap ettiğini, bu hususların işyerinin sorumlu mühendisi olduğunu beyan eden sanık Zühtü tarafından temin edilmesinin gerektiğini, aksi hareketi nedeniyle olayın meydana gelmesinden cezai yönden tamamen (8/8 oranında) kusurlu olduğunu, bu sorumluluğun Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 3, 4, 13 ve 107. maddelerinden doğduğunu, platform kenarından düşmeyi önleyici bir tedbirin alınmamış olup, emniyet kemerinin tespit edileceği bir yer bulunmadığı için olayın meydana gelmesinde mağdura kusur izafesinin olanaksız olduğu kanaatine varıldığını belirtmiştir.

Sanık vekili tarafından ilk hükmün temyizine ilişkin sunulan 18.01.2002 havale tarihli dilekçe ekinde sunulan belgelerin incelenmesinde; "Beton İşçilerine Ait Güvenlik Talimatı" başlığını taşıyan matbu belgede, işyerinde baret giyileceği, yüksekte çalışırken emniyet kemeri kullanılacağı, verilen teçhizatın kullanılmamasından işçinin kendisinin sorumlu olacağı hususlarının mağdur İsmet Polat'a 01.06.2001 tarihinde okutturularak tebliğ edildiği belirtilmiş ve belge mağdur tarafından imzalanmıştır. Yine, "İş Güvenliği Talimat ve Tutanağı" başlıklı ve benzer açıklamalar içeren matbu belgenin de mağdura aynı tarihte imzalatıldığı anlaşılmaktadır.

Bütün bu bilgi ve belgeler bir arada ele alınıp değerlendirildiğinde;

Mağdurun yaralanması ile sonuçlanan iş kazasında, inşaatın fenni sorumlusu olan sanığın, tüzükte öngörülen iş güvenliği önlemlerini almamak ve işçilerin iş güvenliği malzemelerini kullanmasını sağlamamakla kusurlu olduğu açıktır. Ancak, mağdurun hastane polisi tarafından alınan ifadesinde adı geçen ve görgü tanığı olduğu anlaşılan işçilerden yalnızca Galip dinlenmiş olup, Engin ve Recep adlı kişiler araştırılarak olay hakkında bilgileri saptanmamıştır. Gerek iddianın, gerekse savunmanın doğruluğunun araştırılması ve olayın açıklığa kavuşturulması için, adı geçenlerin de dinlenmelerinde zorunluluk bulunmaktadır.

Kaldı ki, mevcut tanık anlatımlarına ve saptanan oluşa göre, mağdur işçinin de tüzüğün kendisine yüklediği önlemleri almadığı, iş güvenliği malzemelerini kullanmadan çalıştığı, iş güvenliği önlemlerinin alınması hususunda bir talepte bulunmadığı anlaşılmaktadır. Olayın görgü tanıklarının tamamı dinlenmeden alınan bilirkişi raporunda, tanık beyanları ve maddi bulgular gözetilmeden belirlenen oluş ve buna dayalı tayin edilen kusur oranı kuşkulu kalmaktadır.

Bu nedenle tanıkların tamamının kimliklerinin belirlenmesi ve olay hakkındaki bilgileri saptandıktan sonra, iş güvenliği uzmanlarından oluşturulacak bir bilirkişi kurulundan rapor alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun saptanması gerekmektedir.

Öte yandan, Özel Dairenin bozma kararı sonucu itibariyle lehine olmasına karşılık sanığın, dosyanın Yargıtay'a gidiş dönüş ücretinden sorumlu tutulması da CYUY.nın 415/2. maddesine aykırıdır.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 13.04.2004 günü tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 03-06-2010, 16:40   #5
korkmaz86

 
Varsayılan

Arkadaşlar benimde benzer bir sorum var. Bina sahibi İnşaat tadilatında mütahitle sözlü olarak götürü usülle(herşey müteahide ait olmak üzere belirli bir meblağ üzerinden) anlaşılmış ve tadilat esnasında mütahitin getirmiş olduğu günlükle çalışan sigortasız işçi yakından geçen elektrik hattına çarpıp ölüyor bu durumda bina sahibinin hukuki sorumluluğu nedir? Sigorta bina sahibinin üstüne gidiyor müfettişler de soruşturma başlatmış. Bu konuda yardımlarınızı bekliyorum.Teşekkürler...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
araç sahibinin manevi tazminat yükümlülüğü Av.Baran Karadağ Meslektaşların Soruları 17 27-06-2011 11:46
Kiracının Borçlarından Ev Sahibinin Sorumluluğu? muratozsa Meslektaşların Soruları 6 07-04-2009 14:41
Ev Sahibinin Kiracıya Karışma Hakkı? neslihanvural Hukuk Soruları Arşivi 2 04-08-2003 17:15
İş Sahibinin Temerrüdü Halinde Başvuracağım Yollar Pınar Muratoğlu Hukuk Soruları Arşivi 1 02-03-2002 01:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06465507 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.