Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Askerlik hizmetinin ifası sırasında komutandan şiddet görmek...

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-06-2011, 00:57   #1
Av.MAY

 
Varsayılan Askerlik hizmetinin ifası sırasında komutandan şiddet görmek...

Saygıdeğer Meslektaşlarım,

Sizlerle beni derinden üzen bir olayı hem paylaşmak hem de değerli hukuki görüşlerinizden faydalanmak istiyorum. Kısa dönem er olarak askerlik hizmetini benimle aynı yerde, yerine getiren arkadaşım(müvekkilim) nöbetçi çavuş olarak nöbet tuttuğu bir gün, tamamen suçsuz olmasına rağmen nöbetçi amir olan üsteğmenin içtima sırasında çeşitli hakaretlerine ve yumruklu-tokatlı saldırısına maruz kaldı.

Daha sonra müvekkilim askerliği devam ederken benim yönlendirmemle TBMM İnsan Hakları İnceleme Kuruluna bir şikayet dilekçesiyle başvurup, maruz kaldığı olayı iletti. Milli Savunma Bakanlığının konuyla ilgili soruşturma açıp dosyayı askeri savcılığa ilettiği haberini aldık.

İlgili komutan hakkında genel mahkeme de manevi tazminat davası açmamız bir sonuç getirir mi? Yoksa Askeri Yüksek İdare mahkemesine mi başvurmamız gerekir. Askerlik hizmetini yapan bir hakimin komutanı tarafından aşağılanmasından dolayı Sulh hukuk mahkemesinden manevi tazminat kazandığı davaya ilişkin yargılama evraklarına denk gelmiştim, konuyla ilgili tecrübesi ve elinde içtihat olan meslektaşlarım paylaşabilirlerse çok sevinirim.

İyi çalışmalar...
Old 29-06-2011, 08:45   #2
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Kişisel kusura dayalı olarak sulh ve asliye hukuk mahkemesinde manevi tazminat davası açabilirsiniz. AYİM'e açılacak dava ancak MSB aleyhine hizmet kusuruna dayalı tam yargı davası olabilir. Bunun için önce MSB'den talepte bulunmanız gerekir. Bence maddi tazminat talep etmeyecek iseniz, kalıcı işgücü kaybı vs. yoksa AYİM'e davaya gerek yok.
Old 29-06-2011, 22:53   #3
BALDIRAN

 
Varsayılan

Merhaba.Doktrindeki kişisel kusur hizmet kusuru ayrımına ve yargıtayın kişisel kusura dayalı davaların adli yargıda görüleceği yolundaki içtihatlarına rağmen 1602 sayılı yasanın 24. maddesindeki şahsi kusurla hizmet kusurnun birleşmesi halinde davanın personel aleyhine değil idare aleyhine açılacağına dair sınırlama sebebiyle davanın idare aleyhne AYİM de açılmasının daha az risk taşıyacağını düşünmekteyim.Tabiki ilgili bakanlığa ön müracaat şart.Kolaylıklar dilerim
Old 04-07-2011, 13:43   #4
AV. COŞKUN ÖZBUDAK

 
Varsayılan


Sayın Meslektaşım, Aşağıdaki karar sorunuzun yanıtını içermektedir. Saygılar.
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
Hukuk Bölümü
Esas: 1999/28
Karar: 1999/37
Karar Tarihi: 06.12.1999
ÖZET: 1602 say

ılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu'nun <Hizmet ve şahsi kusurun birleşmesi> başlığını taşıyan 2568 sayılı Kanun'la değişik 24. maddesinde yer alan <Kişiler, askeri görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan ötürü, bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, sadece bu Mahkemede ilgili kurum aleyhine tazminat davası açabilirler.> hükmü karşısında, doğrudan doğruya askeri personele karşı açılan davanın askeri idari yargı yerinde görüm ve çözümüne olanak bulunmamaktadır. Belirtilen duruma göre, şahsi kusuruna dayanılarak doğrudan doğruya kamu görevlisine karşı açılan tazminat davasının, özel hukuk hükümleri çerçevesinde görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu açıktır.
 
(2709 S. K. m. 125, 129) (1602 S. K. m. 24)
OLAY: J.Astsb.Kd.
Üçvş. olan davacı, Elazığ İli, Karakoçan İlçesi Merkez Jandarma Karakol Komutanlığı emrinde görev yapmakta iken, 1996 yılı genel atama döneminde Hatay İli, Hassa İlçe Jandarma Komutanlığı emrine naklen atanmıştır.
Devir teslim işlemleri sırasında bir kısım ordu donatım malzemelerinin noksan çıktığı nedeniyle tanzim olunan suç dosyasında saptanan hususlara göre K.K.K. 8. Kolordu Komutanlığınca soruşturma emri verilmesi üzerine Askeri Savcılığın 5.12.1996 gün ve 1996/1915 sayılı iddianamesi ile, görev süresi içinde kendisine teslim edilen askeri malzemeleri muhafaza edemeyip kaybetmek suçunu işlediği nedeniyle eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu'nun 144. maddesi delaletiyle TCK.'nun 230/2. maddesi uyarınca cezalandırılması ve Hazine zararının 353 sayılı Kanun'un 16. maddesi uyarınca tazminen tahsiline karar verilmesi istemiyle, hakkında kamu davası açılan adı geçenin yargılanması sonunda, K.K.K. 8 nci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nce 26.11.1997 gün ve E: 1997/552, K: 1997/789 sayı ile, <... görevi ihmal suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması için kamu davası açılmış ise de manevi unsur itibarı ile oluşmayan müsnet suçtan 353 sayılı Kanun'un 162. maddesi uyarınca sanığın BERAETİNE, olay nedeni ile meydana gelen 51.410.000.- TL.sı Hazine zararının takibinin saklı tutulmasına ...> karar verilmiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.
Bunun üzerine davacı, soruşturma bitinceye kadar Birliğinden ilişiğinin kesilmediği; eşyalarını daha önce gönderdiğinden eşi ve çocuğuyla beraber bir gün süre ile İlçede zor koşullar altında kaldığı; iddia nedeniyle teşkilat ve mesai arkadaşları nezdinde küçük düşürüldüğü; haksız yere hakkında soruşturma açıldığı ve yargılandığından bahisle haysiyet ve şerefini rencide eden bu duruma, geçmişte aralarında münakaşa yaptıkları için zimmet envanterini kasıtlı olarak açık düzenlemek suretiyle şahsi tutumuyla sebebiyet verdiğini ileri sürdüğü mal sorumlusu J.Astsb.Bşçvş. M.Y. aleyhine, 5.000.000.- TL. maddi ve 1.500.000.000.- TL. manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline hükmedilmesi istemiyle 16.6.1998 gününde adli yargı yerine dava açmıştır.
KARAKOÇAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 27.1.1999 gün ve E: 1998/137, K: 1999/2 sayı ile, davanın taraflarının asker kişiler olduğu; tazminat talebinin, askeri malzemelerin asker kişiler arasında devir teslimi nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıktan doğduğu; zimmet iddiasının askeri hizmete ilişkin idari bir eylem ve işlem olduğunda tereddüt bulunmadığı; 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu'nun 20. maddesinde, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıklarda Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin görevli olduğunun hükme bağlandığı; olayda, kusur kabul edilse bile bu kusurun kişisel değil hizmet kusuru olduğu; açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünün Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.
Davacı, bu kez, aynı istekle 11.3.1999 gününde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde dava açmıştır.
ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRESİ; 24.3.1999 gün ve E: 1999/201, K: 1999/261 sayı ile, Anayasa'nın 157. ve 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu'nun 20. maddeleri hükümlerine göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; aynı Kanun'un başlığını taşıyan 24. maddesinde ise, hükmüne yer verildiği; dava dilekçesi ile davacının, doğrudan doğruya davalı J.Astsb.Bçvş. M.Y. aleyhine kişisel kusurundan dolayı dava açtığının, idarenin hizmet kusurundan ise hiç, bahsedilmediğinin anlaşıldığı; genel idari yargıda olduğu gibi Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde de kişilere karşı dava açılamayacağı; kamu görevlilerine karşı açılan tazminat davalarına bakma görevinin adli yargıya ait bulunduğu; kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kin, garez, husumet gibi duygular altında hareket ederek ya da suç düzeyine ulaşan ve hizmetten ayrılabilen kişisel kusurlarından dolayı adliye mahkemesinde tazminat davası açma imkanının bulunduğu; davacı, davasını açıkça kamu görevlisinin kişisel kusuruna dayandırarak açmış ise, dayandığı olaylar hizmet kusuru teşkil etse bile, Mahkemenin davacı yerine geçerek davalıda değişiklik yapmasının söz konusu olamayacağı; çünkü, davacının davasına dayanak yaptığı tutum ve davranışta kişisel kusur görmüş olduğu; kamu görevlisinin şahsına karşı açılan davalarda husumetin yanlış yöneltildiği kabul edilerek, davalı olmayan yönetimin davalı duruma getirilmesine yasal olanak bulunmadığı; husumetin yanlış yöneltilmesi durumunda idare mahkemelerinin bunu kendiliklerinden düzeltmelerinin, ancak idareye karşı açılmış ve idari yargının görevine giren bir davada husumetin yönetildiği idari makamda hata yapılması durumunda söz konusu olabileceği, yoksa, idarenin hasım mevkiine alınamayacağı; belirtilen nedenlerle, davaya bakma görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, yasa yoluna başvurulmayarak kesinleşmiştir.
Davacının 2.6.1999 gününde kayda giren dilekçesi üzerine, askeri idari yargı dosyası AYİM Başkanlığının 10.6.1999 günlü yazısı ekinde Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmiş olup, böylece adli ve askeri yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş bulunmaktadır.
Başkanlığın 30.6.1999 günlü yazısıyla, adli yargı yerine ait dava dosyası da getirtilerek incelemeye alınmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler: Mahir Ersin GERMEÇ, Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Bekir AKSOYLU, Mustafa BİRDEN, Dr. Erol ALPAR ve Ertuğrul TAKA'nın katılımlarıyla yapılan 6/12/1999 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile AYİM Savcısı Ayhan AKARSU'nun davanın çözümünün adli yargının görevine girdiği yolundaki açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı, hakkında haksız yere soruşturma yapılmasına ve kamu davası açılmasına kasıtlı tutumuyla sebebiyet verdiğini ileri sürdüğü mal sorumlusu J.Astsb.Bşçvş. M.Y. aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açmıştır.
Bir kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında kişilere verilen zarar, kamu görevlisinin görevinde kullandığı yetkilerden ve resmi sıfatından ayrılamıyor, aksine bunlarla sıkı sıkıya ilgili ve bağlantılı biçimde doğuyor ise, personel bakımından olarak tanımlanan bu kusurun, idare yönünden nesnel nitelik taşıyan kapsamında idare hukuku esaslarına tabi olduğu, gerek öğretide gerekse yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Nitekim, Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kuralına yer verildikten sonra, 129. maddesinin beşinci fıkrasında, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanununun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabileceğine işaret edilmiştir.
Bu düzenleme ile, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu davrandıklarından bahisle haklı ya da haksız olarak yargı mercileri önüne çıkarılmasını önlemek ve kamu hizmetinin sekteye uğratılmadan yürütülmesini sağlamak suretiyle kamu düzenini korumak amaçlanmış; aynı zamanda, zarara uğrayan kişi bakımından, memurlar veya diğer kamu görevlilerine oranla ödeme gücü daha yüksek olan bir sorumlu (idare) muhatap kılınmıştır.
Buna göre, kural olarak, kamu görevlisinin görev ve yetkilerini kullandığı sırada doğan zararın giderilmesi istemiyle, görev kusurunu kapsayan hizmet kusuru esasına dayanılarak, idari yargıda ve ancak idare aleyhine dava açılabilecek; yargı yerince tazminle yükümlü tutulması halinde idare, ilgili yasa kurallarının gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, sorumlu personeline rücu edebilecektir.
Buna karşılık, kamu görevlisinin görev ve yetkilerinden, resmi sıfatından ayrılabilen; başka bir anlatımla, suç biçimine dönüşerek idari olma niteliğini yitiren eylem ve işlemlerinin, yukarıda belirtilen Anayasal korumanın dışında kaldığını ve dolayısıyla, doğrudan doğruya kamu görevlisine karşı şahsi kusuruna dayanılarak adli yargı yerinde tazminat davası açılabilme olanağı bulunduğunu da belirtmek gerekir.
Olayımızda, gerek adli, gerekse idari yargı yerlerinde, tazminatın konusunu oluşturan zararın kamu görevlisinin kasta varan şahsi kusurundan doğduğu iddiasıyla ve doğrudan doğruya kamu görevlisine karşı dava açıldığı; öte yandan, idarenin sorumluluğunu gerektiren bir görev ya da hizmet kusurundan söz edilmediği gibi, idareye karşı dava açılmamakla idari yargı yerince idarenin sorumluluğunun saptanmasına olanak bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda ve 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu'nun başlığını taşıyan 2568 sayılı Kanun'la değişik 24. maddesinde yer alan hükmü karşısında, doğrudan doğruya askeri personele karşı açılan davanın askeri idari yargı yerinde görüm ve çözümüne olanak bulunmamaktadır.
Belirtilen duruma göre, şahsi kusuruna dayanılarak doğrudan doğruya kamu görevlisine karşı açılan tazminat davasının, özel hukuk hükümleri çerçevesinde görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu açıktır.
Açıklanan nedenlerle, Karakoçan Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.
Sonuç: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Karakoçan Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 27.1.1999 günlü, E: 1998/137, K: 1999/2 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 06.12.1999 gününde kesin olarak OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)
 
 
Sinerji Mevzuat ve
İçtihat Programı
Old 04-07-2011, 23:13   #5
BALDIRAN

 
Varsayılan

Uyuşmazlık mahkemesinin bu kararının, gerçek kişiler aleyhine İdare mahkemesinde (ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde) dava açılamayacağı, gerçek kişi aleyhine açılan bir davada, husumetin idareye tevcih edilemeyeceği gerekçesine dayandığı düşüncesindeyim. Peki Karakoçan Asliye Hk.mahkemesi görevsizlik değilde 1602 sayılı yasanın 24.md. gereği pasif husumet ehliyetinin yokluğundan dolayı davanın reddine karar verseydi (yada uyuşmazlık mahkemesinin görevlilik kararından sonra yargılamanın sonunda böyle karar verdiyse) ne olurdu. Saygılar
Old 02-08-2011, 14:30   #7
sömer

 
Varsayılan

Herkese iyi çalışmalar,

Müvekkil askerde üstünden şiddet görmesi akabinde psikolojik rahatsızlığı ortaya çıkar. 05.07.2006 tarihinde bir hecmeden fazla tekrar eden psikotik bozukluk teşhisi konulur. sonrasında hava değişimi izinleri ve nihayetinde 16.04.2007 de askerliğe elverişli değildir raporu verilir. Aile çocuklarının sağlığı ile ilgilenirken hukuki yola müracat etmeyi ihmal etmişler.

Tazminat davası açmak için zamanaşımı süresi kaçmış durumda. ancak hala babası vai olarak tayin edilememiş. oğullarını polia marifeti ile dahi adliyeye götürememişler.

Henüz vasi tayin edilememiş olması nedeniyle vasi kararını alır almaz mtazminat davası açılabilir mi? ya da malüllük aylığı için müracat edilebilir mi süresi ve prosedürrü hakkında bilgisi olan meslektaşlarımın yanıtlarını bekliyorum. Şİmdiden teşekkürler.
Old 02-08-2011, 22:59   #8
criminal

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sömer
Herkese iyi çalışmalar,

Müvekkil askerde üstünden şiddet görmesi akabinde psikolojik rahatsızlığı ortaya çıkar. 05.07.2006 tarihinde bir hecmeden fazla tekrar eden psikotik bozukluk teşhisi konulur. sonrasında hava değişimi izinleri ve nihayetinde 16.04.2007 de askerliğe elverişli değildir raporu verilir. Aile çocuklarının sağlığı ile ilgilenirken hukuki yola müracat etmeyi ihmal etmişler.

Tazminat davası açmak için zamanaşımı süresi kaçmış durumda. ancak hala babası vai olarak tayin edilememiş. oğullarını polia marifeti ile dahi adliyeye götürememişler.

Henüz vasi tayin edilememiş olması nedeniyle vasi kararını alır almaz mtazminat davası açılabilir mi? ya da malüllük aylığı için müracat edilebilir mi süresi ve prosedürrü hakkında bilgisi olan meslektaşlarımın yanıtlarını bekliyorum. Şİmdiden teşekkürler.



Maluliyet aylığı bağlanabilmesi için sözkonusu hastalığın görevden kaynaklanmış olması gerekmektedir.Olayınızda üstün haksız fiili sözkonusu ise görevle illiyet bağı yoktur.İlgili şahıs hakkında aile suç duyurusunda bulunmuş mudur?Maluliyetin bu fiilden kaynaklandığı doktor raporu ile desteklenmiş midir?Herhangi bir suç duyurusu yok ise suç duyurusunda bulunulup ,akabinde şahsın cezalandırılması halinde Milli Savunma bakanlığı'na karşı tazminat talepli tam yargı davası açılması düşünülebilir.Yalnız Ekim ayında yürürlüğe girecek olan HMK 3. maddesi gereği cismani zarara ilişkin davalara yalnızca Adli yargı yerlerinde bakılacağı da unutulmamalıdır.

Ayrıca müvekkilinizin oğlunun hastalığı nedeni ile Mehmetçik Sigorta'ya başvuru yapılması düşünülebilir.Müvekkilinizin oğluna Askerlik dönemi itibarı ile AXA Sigorta üzerinden sigorta yapılmış olabilir.Sigorta şirketini arayarak poliçe düzenlenip düzenlenmediğini araştırınız.
Old 02-08-2011, 23:12   #9
BALDIRAN

 
Varsayılan

Eğer temyiz kudretinden yoksunluk söz konusuysa ve hala daha vasi atanmamışsa, süre konusundaki sıkıntının aşılabileceği kanısındayım. Saygılar.
Old 03-08-2011, 15:20   #10
sömer

 
Varsayılan

Sayın criminal, tam da anladığınız gibi olayda üstün haksız fiili söz konusu. ancak aile suç duyurusunda da bulunmamıştır.

Ancak şu aşamada ceza davası açılması ne yazıkk ki MSB' ye karşı tazminat davası açılmasındaki süre engelini kaldırmıyor. Şöyle ki askerde yine üstü tarafından korkutulmak amacıyla azına silah dayanan askerin vefatı üzerine görülen ceza davasında tazminat hakları saklı tutulmuş olmasına rağmen 1 yıl içinde dava tam yargı davası açılmadığı için tazmiant davası zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş. AİHM ' e yapılan müracattan da olumlu bir netice alınamamıştır.

Yanıtınıza göre aylık bağlanması imkanı da gözükmüyor. Ama sigortayla ilgili olarak verdiğiniz bilgi doğrultusunda hareket edicem. Teşekkürler. Saygılar.
Old 03-08-2011, 15:26   #11
sömer

 
Varsayılan

Sayın baldıran, bu konu ile ilgili elinizde herhangi bir karar varmıdır acaba?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
askerlik görevi sırasında psikolojik rahatsızlığa uğrayan askerin tazminat davası yunusus Meslektaşların Soruları 10 17-07-2014 02:38
Askerlik görevi sırasında hepatit b virüsü kapılması.. KOÇ Meslektaşların Soruları 9 13-03-2010 23:03
şiddet görmek istemiyorum konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 02-01-2010 17:16
askerlik hizmeti sırasında vefat ve vazife malullüğü davasının görev yeri aslıhan gültekin Meslektaşların Soruları 2 19-06-2009 16:45
Askerlik Sırasında Vizite Engeli - Verem Hastalığı-Tazminat Davası köktaş Meslektaşların Soruları 3 10-06-2009 14:00


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08386493 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.