Danıştay'a Saldıran Hangi Anlayış

Sonunda hukukçu kimliği olan biri eline silah alıp planlı ve programlı bir şekilde Danıştay üyelerine saldırdı ve birini öldürüp diğerlerini yaraladı.Ne yapmaya çalıştığı konusunda bir fikriniz var mı?

sayın Recep,
aslina Bakarsanız Ne Yaptıklarını Kendılerı De Bilmİyor.Ülkenİn Laİk DÜzenİne KarŞı YapılmıŞ Bİr Saldiridir.masum Bİr Cana Kiymakla İdeolojİler Nasil BaĞdaŞtirilabİlİr Kİ!
haktan Hukuktan Bahseden Ve Mahkemelerde İnsanları Savunan Bİr Adalet Adamı Bunu Yapmaz.adaletİ ÖzÜmseyememİŞ,zİhnİyetİ Bozuk İnsanlar Bunlari Yapar.bİr Cana Kıymakla Kİmİn Elİne Ne GeÇecek Kİ!
bÖyle Bİr İnsanı MeslektaŞniz Olarak Addetmezsİnİz Emİnİm.aa Pardon İnsan DemİŞİm!İnsan Bunu Yapmaz!eĞer İnsanlık Buysa Ben İnsalıĞımdan UtanÇ Duyarım AÇıkÇası.bu Saldırıyı Kınıyorum,ancak Kınamaktan BaŞka Yapılacak Bİr Şey Var,onu Da YÜce Yargıya Bırakıyorum.adalet Tecellİ Edecektİr Muhakkak.bİr Masumun Kanıyla Mı DÜzen GetİrİlİrmİŞ!Üstelİk Bu Yapmaya ÇalıŞılan Şey Var Olan DÜzenİmİzİ Bozmaya YÖnelİk Bİr Saldırıdır.hukuk FakÜltesİnden Mezun Olmakla HukukÇu OlunmadıĞını Bİze KanıtlamıŞ Oldu Bu Avukat.hukukÇuluk Etİket DeĞİldİr.bunun Farkına VaramıŞ İnsanların Var Olması Ne Kadar ÜzÜcÜ.gerÇekten Bu Olay Benİ Derİnden Yaraladı.hak Hukuk Vİcdandan Bahsedenler Bunu Yapiyorsa Vay Halİmİze!
bu Saldırıyı GerÇekleŞtİren Şahıs Vİcdanına Mahkum Olsun.tabİ Vİcdani Var Mı Orası Muamma.vİcdanını Dİnleyen Bİrİ Bunu Yapmazdı ŞÜphesİz.belkİ De Vİcdani El Verdİ.bazıları Zalİm DoĞuyor AnlaŞılan.dİlerİm Bu Olaylar Bİr Daha YaŞanmaz.umarım Temennİlerle Kalmaz.ayrıca DİkkatİmİÇeken Bİr Husu Daha Var.daniŞtay GÖrevlİsİ GÜvenlİk Önlemİ Alınmasını İstemİŞ Ama Pek Cİddİye AlınmamıŞ Sanirim.İŞ İŞten GeÇİnce Olayın Vehametİnİn Bİlİncİne Varılıyor Ne Yazık Kİ.pekİ Gİdenler Gerİ Gelİyor Mu?hayır!dİlerİm BaŞka Kayıplarımız Olmaz.adaletİ YÜreĞİnde GerÇekten YaŞatanlara Derİnden Saygılarımı Sunuyorum.

Saldırıyı nefretle ve şiddetle kınıyorum, saldırganın yaptığı saldırı Türk Milletine yapılmış bir saldırıdır, hukuk camiiasıın başı sağolsun.

Samsunlu olmam nedeniyle bir açıklamaya şahit oldum bu açıklamanın altına imzamı atarım...Av.Basri Sermet BAŞOKUR Danıştay’a yapılan saldırı hakkında yaptığı açıklamada. Yapılmış Bulunan bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Adı geçen saldırının belli bir zihniyetin eseri olduğundan kuşku bulunmamaktadır. Kimse bu saldırıyı ferdi bir olay olarak nitelendirmesin. Bu saldırı belli kişilerce yıllardan beri ekilen tohumların eseridir. On yıllardır bu ülkede gayri resmi talebe yurtları ve tarikat evleri neden açılmıştır. Hizbullah, İbdaC,Hizbul Tahrir gibi örgütlenmeler nasıl yapılmıştır. Bunların eylemlerinde çoğu zaman güvenlik güçleri neden seyirci kalmıştır. Tüm bunların üzerinde durulması gerekir. Daha yakın zamanda sayın Başbakan bazı konuların yargı tarafından değil ulema tarafından çözülmesi gerektiğini söylememiş midir? Hatta yakın tarihte bir toplantıda Danıştay’ın bir çok konuda kendilerine engel olduğunu söylememiş midir. Son zamanlarda Partimizin PKK terörü hakkında AKP nin yetersiz kaldığı yönünde açıklamalarına kimse Terör üzerinden siyaset yapmasın diyen zihniyet bu gün yaptığı açıklamada da bu olayı siyasi rant olarak kullanmamak gerekir demiştir. Kimsenin bu tür acı olayları kullanmak gibi bir niyeti yoktur. Senin iktidarında PKK terörü azacak muhalefet olarak ses çıkaramayacağız . Senin döneminde radikal İslamcı terör artacak ses çıkarmayacağız. Bu nasıl bir anlayıştır. Bizim görevimiz sizin yaptığınız yanlışlıkları açıklamak ve sizi Ülkeyi doğru dürüst yönetmeye çağırmaktır. Başbakana meydan konuşmalarında Kubbeleri ve Minareleri kullandığını hatırlatmak isteriz. Bu tür konuşmaların ve dinin siyasete alet edilmesinin nasıl sonuçlar doğuracağı bir bir ortaya çıkmaktadır. Sayın Başbakan Cumhuriyetin temel kurumlarıyla kavgalıdır. Sürekli onları hedef göstermektedir. Bu durumda birilerinin de bu kurumlara saldırı düzenlemesi kaçınılmaz hale gelmektedir. Türban hakkında Sayın Dairece verilen karar sonrası 2.Daire üyelerinin resimleri isimleri adresleri bir gazetede yayınlanmış ve daire üyelerince koruma talebinde bulunulmuş ancak bu talep reddedilmiştir. Eğer daire üyelerinin yakın korumaları olsa idi yada bu talep sonrasında Danıştay’da daha sıkı güvenlik tedbirleri alınsa idi acaba bu cani bu suçu işleyebilir miydi? Bizim de sormak hakkımız neden koruma vermediniz? Niyetiniz ne idi? Şu anda yoksa birileri timsah gözyaşlarımı döküyor?Dedi.

Aynı şekilde essef ve nefretle kınıyorum. Yapılan, Hukuk camiası nezdinde Cumhuriyetin temel niteliklerine yapılmış bir saldırıdır. Bireysel bir hareket olduğu düşünülmemelidir.

Yapılan davranışı kınıyorum hukukla bağdaşmayan bir davranış.Canice.Ama şunu da belirtmek istiyorum BUNU YAPAN HERHANGİ BİRİ DEĞİL BUNU YAPAN BİR YARGI MENSUBU BUNU YAPAN DÖRT YIL HAK HUKUK EĞİTİMİ ALMIŞ BİRİ,TÜRKİYEDE HUKUKİ YOLLAR BU KADARMI KAPALI Kİ BİR HUKUKÇU ELİNE SİLAHI ALIP DÜŞÜNCESİNİ FAALİYETE GEÇİRİYOR

yapılan saldırı ülkemizdeki yobaz zihniyetlerin ne kadar insanlık dışı ve zararlı olduğunu gösteriyor dileğimiz bu zihniyetlerin sonunun gelmesidir tüm insanlıgın ve özellikle yargımızın başı sağolsun

haberi okuduğumda tüylerim diken diken oldu.bunu yapan kişinin ise bu meslekten çıkması çok daha üzücü.kapalı gözlerle adalet terazini ölçmeye çalışması gereken hukukçu,kararmış gözlerle silaha sarılacak en son kişidir..

Dün bunca yıldır ilk kez avukat olmaktan utandım ve ofisiminden dışarı çıkamadım. Kimsenin bana bunu yapmaya hakkı yok.

Bugün bir baba, bir eş toprağa veriliyor. Çünkü hukuk fakültesini adalet arzusuyla değil kendi ideolojilerine ulaşmak için basamak görmüş birisi hukukunda önüne geçerek kendisini tanrı yerine koyup bir hayatı alarak KENDİNCE adaleti sağladı. İnsan diyemiyeceğim bu zihniyete soruyorum. --Burası neresi ?
Burası TÜRKİYE CUMHURİYETİ ve LAİK bir ülke, aradıkları istedikleri sistem bu değilse hepsine GÜLE GÜLE ....................
Çeşitli ideolojilere sahip kişiler kendi ideolojilerini kurmak ülkeyi bölmek için aç kurtlar gibi saldırı fırsatı kolluyorlar.
Her zaman uyanık olalım LAİKLİK ve CUMHURİYET karşıtlarına prim vermeyelim.
TÜRKİYE'NİN BAŞI SAĞOLSUN

Ben cumhuriyet tarihinde hukukcu kimliğine bürünmüş bir kalleşin haince bir saldırıda kullanıldığını hatırlamıyorum.KULLANILDI diyorum ve hukuk nosyonuna sahip bir kimsenin bu şekilde şerefsiz bir saldırıda bulunmasına da aklım almıyor.Sayın Av.Yıldıray'ın dediği gibi inanın avukat olduğuma ilk defa utandım ve tüm gün başım eğik gezdim.Hepimizin başı sağolsun

Devrimimizin bütün sonuçlarını,her sınıftan halkın güvneliğini,ulusal düzen ve iç güvenliği;adliyesi ve yasaları ilekoruyan ve hiçbir olay yada etki ile sarsılmayan bir hükümet otoritesi kurmak ve işletmek işlerimizin temelidir.Hükümet her yerde teşkilatı ile şahısları ile, yetki ve görevleriyle kuvvetlendirilmeye muhtaçtır. ...Mustafa Kemal Atatürk

''Türk ulusunun yönetim biçimi kuvvetler birliği esasına dayanır.Egemenlik birdir.Kayıtsız şartsız milletindir.''


Azınlık çoğunluğun bilgisizliğinde çıkar ararsa , genel felaket kesindir..Memleket tam bir birliğe muhataçtır.Sıradan politikacılıkla milleti bölmek ihanetir..

Deniz''in idamına CHP'de oy vermiş
1972'de Deniz Gezmiş ve 2 arkadaşının idam edilmesi, Adnan Menderes ve iki arkadaşının intikamı olarak nitelendiriliyor. 'Deniz Gezmiş'lerin idamında CHP'lilerin de payı var



İdamlar sırasında 12 Mart ara rejim hükümetinin Başbakanı, CHP'li Nihat Erim'di. İdamlar Meclis'e geldiğinde CHP'lilerin önemli bir kısmı da idam için el kaldırmıştı.

12 Mart ara rejimi döneminde, 6 Mayıs 1972'de idam edilen Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu militanları Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın hakkındaki dosya yeniden tartışmaya açıldı. Bir Tv programında tartışmaya katılan CHP Milletvekili Berhan Şimşek, Deniz Gezmiş ve 2 arkadaşının idamının, Adnan Menderes ve iki arkadaşına misilleme olarak gerçekleştirildiğini ileri sürdü. Şimşek'in suçlamasına muhatap, Süleyman Demirel'in liderliğini yaptığı Adalet Partisi'ydi.

Bu saldırıyı şiddetle kınıyorum.BUNU GERÇEKLEŞTİREN ŞAHSIN HUKUKÇU OLMAKLA BİR İLGİSİ YOKTUR.BENCE ASIL AMAÇ OLAYDAN SONRA ÇIKARTILMAK İSTENEN BİR KARGAŞA ORTAMI.BUNDA BAŞKA BİR AMAÇ ARAMIYORUM.PROVOKATÖRLÜKTEN BAŞKA BİRŞEY DEĞİL.BİR HUKUKÇUNUN OLMASI İSE DAHA ÜZÜCÜDÜR.TÜM HUKUK CAMİASININ BAŞI SAĞOLSUN.BU DURUMLARA KARŞI HERKES SAĞ DUYULU OLMALI.

Devletin yaşaması için "gerçek" olana göre işlerin yürütülmesi esastır.

Eğer, şunu veya bunu gerçek zannederek, aslında gerçek olmayana endeksli bir idare oluşturur ve uygulamaları "gerçek"lerden kopuk olarak yürütmeye çalışırsak, Devlet eninde sonunda yıkılma tehlikesine maruz kalacaktır.

Devleti idare edenlerin görevi "gerçeğin" peşinden koşmak olmalıdır.

Issız ve boş bir arazide, başıboş bir insan, bir meczup dahi ölü bulunsa, idareciler ölümün gerçek nedenini "Devletin Bekası Adına" sonuna dek araştırmalıdırlar.

Yanlış tespitler ve yorumlarla "gerçek"lerden ne kadar saparsak, Devlet o oranda tehdit altına girer.

Devletini düşünen aydın, sonuç ne olursa olsun veya ne olacaksa olsun, sonuca varmaktan ve gerçeklerden korkmayan kişidir.

Gibi-gibi ve göstermelik uygulamalarla sadece havanda su döveriz.

Amaç, gerçeği bulup çıkarmak olmalıdır.

Gerçeklere yaklaşıldığı oranda Devlet sağlamlaşacaktır.

Yoksa, onun bunun oyuncağı olunur.

Forumdaki bazı arkadaşlar, Danıştaydaki saldırıyı gerçekleştiren şeyin (insan demeye dilim varmıyor) avukat kimliği taşımasından dolayı "hukukçuluğumdan utanıyorum" "yazıhanemden dışarı çıkamadım" gibi ifadeler kullanmaktalar...Arkadaşlar bu şey, hukukçu olmak için fakülteye girmemiş ki... Bence Ladin tipi bir örgütlenme sözkonusudur. Bu bir intihar komandosudur.Bu tipleri bir günde beynini yıkayarak bu hale getiremezsiniz. Bir gün önce olay yerinde keşif yapmış. Kirasını ödeyememesine rağmen 7-8.000 YTL değerinde ve X-Ray cihazında sinyal vermeyen profesyonel bir silah satın almış. Kadıköy'deki cami protestosunda bu var...Cumhuriyet Gazetesi'nin bombalanmasında bu var...Meczup mu? Değil tabii ki..Milliyetçi-mukaddesatçı anlayışın ürünü bir şey...

Arınç gibiler şimdiden savunma hazırlamaktalar. Bir deli raporu alıp kurtarmaya çalışacaklar bu şeyi. Oysa tamamen örgütlü bir durumla karşı karşıyayız. Bunlar 10 yıl 20 yıl öncesine dayanan planlar bence..Tarikat yuvalarında küçücük beyinlere sen hukuk fakültesine gideceksin, sen siyasal bilgiler fakültesine gideceksin sen de askeri liseye gideceksin diyerek aşı yapıldı.Şimdi meyvelerini toplamaktalar. Tarihin en büyük kadrolaşması yaşanmakta ülkede. Özellikle Milli Eğitim, Adalet ve İçişleri Bakanlıklarına bakınız. Olaydan sonra Başbakanın kınama beyanatını dikkatle okuyunuz lütfen. Mealen herşey iyi giderken ve kadrolaşmamızı tamamlamaktayken, bu olayda nerden çıktı anlamında "tasvip etmek mümkün değildir" demiştir. Yani başka zaman olsa tasvip edecek muhterem...Refah, Saadet, AKP vs..nin kemik oyu taş çatlasa %8-10 civarındadır. Bu parti % 36 oranında oy alarak iktidara gelmedi mi? "Bir de bunu deneyelim" diyen % 26-28 oranında topluluk var. Bu insanlar son olaydan sonra ne düşünmüştür acaba? Bu insanları aydınlatmayan insanlar ne düşünmüştür acaba? Demokrasi dedikleri şey bu mu yoksa?

Son eylemlere bakın lütfen...15 gün içinde Cumhuriyet Gazetesi 3 defa bombalandı. Niye? Çünkü 50-60.000 tirajlı Cumhuriyet Gazetesi bizim için önemli olmasa da onlar için önemli. Çünkü Cumhuriyet Gazetesi bir sembol. Onun için susturmaya çalışmaktalar.Yıllarca okuyup, bölünmesinden sonra bıraktığım Cumhuriyet Gazetesini onlara inat hergün almaya devam edeceğim. Çünkü Cumhuriyet Gazetesi onlar için önemliyse, benim için daha önemli olmalıdır.

Danıştay'a saldırdılar sonra...Neden? Türban konusunda işlerine gelmeyen karar verdiği için. Başbakan "efendi, bu konulara sen karar veremezsin, bunlar diyanetin karar vereceği konular" demedi mi. Vakit gazetesi Danıştay üyelerini hedef göstermedi mi? Danıştay Hakimleri hukukçu değil mi? Bizler hukukçu değilmiyiz? O halde neden mesleğimizden utanalım. Bu ruh haliyle davranırsak, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının dün yaptığını haklı bulmamız gerekir. Adliye önündeki toplantıya önce avukatları almak istememiş, daha sonra kendisi ikna edilmiş ve avukatlar alınmıştır. BEN HUKUKÇU OLDUĞUM İÇİN GURUR DUYUYORUM. O şey ise hukukçu değildir.

Ülkemizin en yüksek yargı organına yapılan bu saldırıyı lanetliyorum. Her meslekte olduğu gibi hukukçuların içinde de yobazların pekala olabileceğinin gözardı edildiği bu saldırıyla ortaya konmuştur. Umarım bu olay artık bir ders olur. Laik düzeni idrak etmiş olan tüm hukuk camiasının başısağolsun.
Saygılar

bu olay hukuk tarihinde yapıla gelen en üzücü,en mundar ve en muğlak bir saldırıdır.bir hukukçunun böyle bir şeye kalkışması apayrı üzüntü verici bir olay ,daha doğrusu kafa karıştırıcı bir mesele çünkü ya muazzam bir cesaret ya da büyük bir aptallık aslına bakarsanız bu pirinç daha çok su çeker ben bunu;faili pek sahih ama muhtevası itibariyle meçhul.her şeyden önce esefle kınıyor ve lanetliyorum.

bende bu saldırıyı şiddetle kınıyorum ve yapılan açıklamaların cidden sonu gelmezse bu duruma dur denilme imkanı yok gözükmekte hukuk camiası olarak çk üzgünüz geken yapılacak adalet tecelli edecektir...

Duruşmam nedeniye misafir olarak bulunduğum Adana barosu saldırının ertesi günü bir yürüyüş düzenledi. Adana Barosu'da görevli pek çok arkadaşımız katıldı oldukça da kalabalıktı ancak sorduğum arkadaşlardan hakim-savcıların bu yürüyüşe katılmadıklarını öğrendim. Bir yargıcın avukat arkadaşımıza söylediği söz garibime gitti, "ne o, avukatı mı protesto edeceksiniz?" Eğer bize bakış bu yöne dönecekse "iyi gidiş bu gidiş eğer sonu gelirse"
Ben de avukat olmaktan gurur duyuyorum ama...aması var işte.

Saldırıyı şiddetle kınıyoruz,en çok dikkat etmemiz gereken husus bu saldırının sonucunun kimlere yaradığıdır.Şu an üç temel görüş var ortada; birincisi bu saldırının laik devlete karşı gerici örgütlenmeler tarafından yapıldığı,ikincisi Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce hükümetin düşürülmesi hedefi,üçüncüsü iç dinamikler harici dış güçlerin huzursuzluk ortamı yaratma düşüncesi.Ayrıca saldırının ilk etapta söylenenlerden farklı boyutlar taşıdığı yeni haberlerden anlaşılıyor...

Son derece makul ve aklı başında bir arkadaşınızla futbol maçına gittiğinizde, dışarıda tarafsız gibi görünen ve davranan ama aslında sahadaki takımlardan birini içten içe tutan o makul insanın "maç" sırasında "kurt adam" olabildiğini gözlemliyorsunuz. Sizde de kurt adam olma arzusunun kabardığını hissediyorsunuz. Stadyumdaki onbinler insanı galeyana getiriyor. Bu galeyandan, hakemler dahil, hepimiz etkileniyoruz.

Sosyal olayların tümünde bu durumu gözlemlemek şaşırtıcı değil.

İnsan psikolojisi denilen bir kavram, bir olgu var ve insan psikolojisinin hepimizi içine, etkisine alan bir gerçeklik olduğuna şüphe yok.

Toplulukları ilgilendiren bütün olaylarda bu durum geçerlidir. Birden bire kurt adam oluverdiğimizi görürüz.

İçimizde biriktirdiğimiz ne varsa, tıpkı stadyumdaki seyirci gibi, olayın gürültüsü içinde ortaya koyuveririz. Bu gürültüde "ne olsa gider" psikolojisidir bu...

Türkiye, kendini psikolojik yönden iyi tanımamış, iyi tahlil edememiş insanlarla doludur. Üstelik bu insanlar, kendini dahi tanımamış iken, diğerlerinin psikolojisi üstünde ahkam kesmeye de pek heveslidirler.

Kendi psikolojilerini "standart" psikoloji zannederek (Herkesi nasıl bilirsin? Kendim gibi...söyleminde olduğu gibi) kendileri dışında "diğerlerini" yargılamaya başlarlar.

Yüzleşemediğimiz bir sorun vardır belki de? Bu sorunun adını tam koymak gerekmektedir. İçimizde sakladığımız "sorun"un özüne dokunmadan etrafında yarattığımız tamtamlar sonuca etkili olmamaktadır.

Taraflar birbiriyle tartışıyor görünseler de, aslında kendi inandıklarının "mutlak gerçek" olduğunu sanmaktadırlar.

Halbuki, mutlak gerçeği dünya üzerinde kimse bulamamıştır. Tarih, mutlak gerçeği arayanlarla ve bulduğunu zannedenlerle doludur.

O halde, "mutlak gerçek" kendi tekelimizde imiş ve sadece bize mahsusmuş gibi düşünmeyi bırakıp, karşımızdakileri de kendi gerçeklikleri ile kabullenmemiz gereklidir, demokratik ve laik bir toplum olabilmemiz için...

Aydın olmak istiyorsak, önce birey olmayı başarmamız, sonra fikir namusuna sahip olmamız ve toplumsal olaylarda oluşan sele, heyelana, akıntıya kendimizi bırakıvermememiz gerekmektedir. Stadyumda, onca gürültünün arasında, kurt adam oluveren makul ve aklı başında bireylerin düştüğü duruma düşmemek için...

ArkadaŞlar SaĞi, Solu, Birakin Bİraz İdeolojİlerİ Kenara Birakip Da GerÇek DÜnyaya İnİn Yakalananin Dİn Adina Bunu YaptiĞini GÖsteren Hangİ Kanit Var Adamin YaŞantisi Bİle Dİndar Bİr YaŞam DeĞİl... Burada Asil AmaÇ Vurduktan Sonra Faİlİn Yakalanmamasi Üzerİne Kuruluydu Ancak Bazilarinin Plani Suya DÜŞtÜ Ve YaptiĞina Belkİ De Derİn Devlet Tarafindan İlerİde PİŞman Edİlecek Bİr Polİs Memuru Sayesİnde Yakalandi... SaĞ Sol Bİrbİrİne Kirdirilmaya ÇaliŞiyor Ancak GÖrÜyorumkİ EĞİtİmlİ OlduĞuna İnandiĞimiz HukukÇular Bİle Bu Oyuna Alet Olup Burada KarŞilikli ÇatiŞiyorlar... Oyuna Gelmeyİn...

Selam arkadaslar ben melih.Hukuk fakültesi öğrencisiyim.Bu danıstay saldırısını tamamen siyasi oyun olarak görüyorum.Tahminimce iktidarı elinde bulunduranların bunda bir parmagı yoktur.Kişisel bir saldırı olarak görüyorum.Laik cumhuriyetimize uzanan utanc dolu bir eldir bu.Yargıya güveniyorum.İslam adı altında türbanı konu edip masum 5 kişinin canına kasteden bir insan zaten müslüman değildir.

MERHABA ben isa hukuk fak. öğrencisiyim. Bu Danıştay olayının sadece islami çevrelerin üzerine değerlendirilmesinin yanında farklı değerlendirmelerinde yapılmasını beklerdim. Ben dinci biri değilim, AKP taraftarı hiç değilim ama AKP iktidarının böyle bir cinayete ihtiyacı olmadığını da düşünemeden edemiiyorum. Adamlar kurumsallaşmasını tamamalmak üzere ve sabırlı bi şekilde tamamlamayada devam ediyorlar.Devletin her kurumuna kendi adamalarını yerleştirdiler.Bu cinayete acaba ihtiyaçları var mıydı? Böyle bir cinayete konu olup birilerinin eline koz vermek istemeyecek kadar akıllı olduklarının düşünüyorum. AKP nin zarar görmesi üzerinden fayda sağlamaya çalışan kişler de mevcut. Bunlar hakkında bi yorum yapılamaz mı? Sorun sadece hükümet mi yoksa sorunun içinde DEVLETİN BİZZAT KENDİSİ var mı? Türkiye de yaşıyosa insan herşeyden ama herşeyden şüphelenmeli. Bir hukukçu olayı her yönden düşünmeli. BU olayı LAİKLİK düşmanları yaptı demek kestirme yoldur ve bu yol şimdilik işe yarayabilir ama sadece şimdilik... Yazık ki gerçeklerin farklı olduğu , olayın kahramanları yer yüzünden silindikten sonra ortaya çıkıyor ve bunlar da milletimize hep zarar veriyor. Acaba olayın asıl kahramanları KİMMM?

saldırıyı hangi amaçla hangi bağlantılarla gerçekleştirmiş olursa olsun bir hukukçunun adam öldürebilmesi hukuk fakültelerinde hukuk kişiliğinin oluşturulamadığını yerleştirilemediğini düşündürttü bana. Hukuk herşeyden önce bir bilinç meselesi bana göre. Gerçek anlamıyla adalete inanmış, adalet bilincini özümsemiş bir hukuçunun o silahı ateşleyemeyeceğini, hukuk bilinci üzerinde önemle durulması gerektiğini düşünüyorum.