Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kat mülkiyetine geçiş için gereken onaylı mimari proje hk. yargıtay kararı arıyorum

Yanıt
Old 29-07-2010, 17:30   #1
KARAKÜLAH

 
Varsayılan Kat mülkiyetine geçiş için gereken onaylı mimari proje hk. yargıtay kararı arıyorum

Sayın meslektaşlarım,
Bildiğiniz üzere kat mülkiyetine geçiş için aranan belgelerden biri de binanın yetkili makam tarafından tasdik edilmiş mimari projesi. Uyuşmazlık konusu: binada projeye aykırı olarak değişiklikler yapıldığı. Dayanılan mimari proje ise belediye tarafından onaylanmamış bir proje. Biz davalı taraf olarak yetkili makamca onaylanmamış projeye dayanarak bir hak iddia edilemeyeceğini iddia ediyoruz. Buna ilişkin kazancı içtihat programında yapmış olduğum araştırmalardan maalesef sonuç alamadım. Başka program kullanan meslektaşlarım bu yönde bir karar bulur da paylaşırsa sevinirim.Şimdiden teşekkürler.
Old 31-07-2010, 16:30   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan KARAKÜLAH
Sayın meslektaşlarım,
Bildiğiniz üzere kat mülkiyetine geçiş için aranan belgelerden biri de binanın yetkili makam tarafından tasdik edilmiş mimari projesi. Uyuşmazlık konusu: binada projeye aykırı olarak değişiklikler yapıldığı. Dayanılan mimari proje ise belediye tarafından onaylanmamış bir proje. Biz davalı taraf olarak yetkili makamca onaylanmamış projeye dayanarak bir hak iddia edilemeyeceğini iddia ediyoruz. Buna ilişkin kazancı içtihat programında yapmış olduğum araştırmalardan maalesef sonuç alamadım. Başka program kullanan meslektaşlarım bu yönde bir karar bulur da paylaşırsa sevinirim.Şimdiden teşekkürler.

Anlattığınız şekilde ise, Yargıtay kararı aramanıza dahi gerek yoktur. Çünkü KMK madde 12/a 'ya göre "proje müellifi mimar tarafından yapılan ve anagayrımenkulün maliki veya bütün paydaşları tarafından imzalanan yetkili kamu kurum ve kuruluşlarınca onaylanan mimari proje" olması gerekir. Emredici mahiyettedir ve hakimin re'sen gözetmesi gerekmektedir.

Yine de karar istiyorsanız,(bende de Kazancı'ya ait program var, oradan bakmadım), elimde 18.HD Başkanı Mahir Ersin Germeç'e ait Kat Mülkiyeti Hukuku isimli kitap var oradan iki özet ve bir karar numaraları yazayım. Elinde program olan üyelerimiz belki yardımcı olur. Dilerseniz, kitabın tam adını da verebilirim. Çünkü satın alıp, fotokopilerden yararlanabilirsiniz.

"Tarafların paydaş bulundukları apartmanın tapuda mevcut imardan tasdikli ilk projesinde çekişmeli yer kömürlük ve sığınak olarak belirtilmiştir. Daha sonra tapuya verilen imar tasdikinden yoksun tadil projesinde ise burası bağımsız bölüm olarak gösterilmiştir. İmar kanununun kamu düzenine taalluk etmesi itibariyle tarafların kanuna aykırı muvafakatları geçersiz olduğu gibi tapuya dayanak olan esas proje dışında davalınıon iktisabı da geçersizdir." HGK 28.01.1976 T. 1974/5-758 E. 1976/127 K.


"Mimari projenin kat mülkiyeti açısından geçerli olabilmesi için salt belediyece onaylanması yeterli olmayıp, anataşınmazdaki tüm bağımsız bölüm maliklerinin de onayının bulunması bulunması gerekir." 18 HD. 30.11.2004., 2004/7496 E., 2004/8938 K.

Aynı mahiyette, 18.HD. 3.3.1998 T. 1997/13134 E. 1998/1972 K.
Old 31-07-2010, 16:49   #4
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
T.C. YARGITAY
18.Hukuk Dairesi

Esas: 1997/13134
Karar: 1998/1972
Karar Tarihi: 03.03.1998

Dava: Dava dilekçesinde tapu iptali ve tescil istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacılar vekili Av. H. K. geldi. Aleyhine temyiz olunan davalı adına gelen olmadı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.

Karar: Dava, ana gayri menkulün bodrum katında olup davalı adına kayıtlı bulunan 9 numaralı bağımsız bölümün 20 m2'lik kısmı dışında kalanının anayapının ortak yerlerine tecavüz edilmek suretiyle oluşturulduğu bu konuda tescile esas alınan projenin asıl projeye uygun olmadığı, bu suretle yolsuz tescil yapıldığı iddiasıyla vaki müdahalenin önlenmesi ve tapunun iptalidir. Davacıların yargılama sırasında ve temyiz sırasındaki açıklamalarından da anlaşıldığına göre burada davalı adına bir bağımsız bölümün varlığı kabul edilmekle beraber, bunun ortak yerlere tecavüz edilmek suretiyle 20 m2'lik alanı aştığı iddiası mevcuttur.

Mahkemece öncelikle iddia, kesin ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde davacılara açıklattırılmalı ve inceleme bu esaslar üzerinden yürütülmelidir.

Kat mülkiyeti uyuşmazlıklarında genel olarak kabul edilen kurala göre, tapuda, tapu kayıtlarına esas alınan proje ile belediyedeki tasdikli proje arasında uyumsuzluk bulunduğu takdirde belediyedeki projeye itibar edilir. Bundan ayrı asıl proje daha sonra tadile uğramış ise, bunun da tasdik edilmiş olması şartı aranır. Ancak bunun yanında ve buna ilaveten tasdik tarihi itibarıyla ana gayri menkulde paydaş olan (bağımsız bölüm maliki olan) tüm maliklerin de onayını almış olması gerekir. Bu tadilat projesinin onayı sırasında davalı, iddia ettiği gibi tek malik ise, halen malik olanların onayının alınması gerekmediği açıktır.

Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; öncelikle yukarıda belirtildiği gibi davanın kesin sınırlarının belirlenmesi bakımından iddianın açıklattırılması, tapunun tesisi (irtifak hakkı veya daha sonraki kat mülkiyeti) sırasında yukarıdaki esaslara göre geçerli mimari projenin belirlenmesi, ondan sonra bu projenin ehil bilirkişi marifetiyle uygulanması (tercihen tecrübeli bir mimar) tapunun bu geçerli projeye göre tesis edilip edilmediğinin belirlenmesi ve açıklattırılacak iddiaya göre 9 numaralı bağımsız bölümün bu projede yer alıp almadığı ya da projedeki sınırlarını aşan şekilde tesis edilip edilmediği hususlarının saptanması gerekir. Bu bağımsız bölüm geçerli projede yer almadığı takdirde tapunun iptali ile bu yerin ana gayri menkulün ortak yerlerinden sayılmasına karar verilmesi; bağımsız bölüm geçerli projede yer aldığı takdirde sınırlarının yine bu projeye göre belirlenmesi, ortak yerlere tecavüz varsa oralara vaki müdahalenin önlenmesi konularında araştırma yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar vermek olmalıdır.

İlgili projeler incelenmek üzere dosyaya getirilirken davacıların sahtelik iddiaları dikkate alınarak gerekli tedbirlerin de alınması gerekir. Yetersiz bilirkişi raporlarına ve eksik incelemeye dayanılarak hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı yararına takdir edilen 750.000 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 3.3.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 1974/5-758
Karar: 1976/127
Karar Tarihi: 28.01.1976


Dava: Taraflar arasındaki tapu iptali ve elatmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Onüçüncu Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 21.5.1973 gün ve 336-475 sayılı kararın incelenmesi davacılar Avukatı tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay Beşinci Hukuk Dairesinin 28.12.1973 gün ve 18392-17658 sayılı karariyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz eden: Davacılar Avukatı,

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Tarafların malik oldukları yapı, imardan onanmış 8.9.1958 günlü projeye göre 3 kat, 10 daire, çatıda daire depoları ve bahçede garajdan ibarettir.

10.8.1958 gününde irtifak hakkı kurulurken bina müteahhidi tarafından 12 hisse kendisine ayrılmış ve sonradan bu hisse dava konusu olan yerlere verilmiş ve kat mülkiyetine geçilirken bu yerlere dair numaraları verilmek suretiyle bağımsız bölüm niteliği kazandırılmıştır.

Kat Malikleri bulunan davacılar davalıların yaptıkları ilavelerle depoların mesken ve garajların da dükkan haline getirilmiş bulunduğundan tapunun iptali, garajların eski hale getirilmesi ve davalıların elatmalarının önlenmesini istemişlerdir.

Mahkemece, davalıların bu yerleri müteahhitten satın aldıklarından iyiniyetli bulundukları, garajların dükkan olarak kullanılmasının projeye aykırı ise de, bunun İmar Müdürlüğünün görevine girdiği gerekçeleriyle davanın reddine karar vermiştir.

Uyuşmazlık konusu yerlerin hukuki durumlarını saptarken herşeyden önce ana yapının imardan onanmış projesine bakılmak gerekir. Ve bu husus doğrudan doğruya kamu düzenini ilgilendirir.

Bir taşınmaz mal kat mülkiyetine geçirilirken, projesindeki duruma göre kaydının yapılması zorunludur. Proje dışına çıkılarak işlem yapılması imar mevzuatını hükümsüz kılıcı bir sonuç doğurur ve böylece de, kötü niyetli kişilerin korunması sonucu doğar. O halde mahkemece imar mevzuatının resen gözönünde tutularak inceleme yapılması ve varılacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken, konunun imar müdürlüğünün görevine girdiğinden bahisle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı Hukuk Usulü Mahakemeleri Kanununun 429 ncu maddesi uyarınca BOZULMASINA 28.01.1976 gününde oybirliği ile karar verildi.

Saygılarımla,
Old 14-03-2015, 13:47   #5
tanselimo

 
Varsayılan kat irtifakı/mülkiyetine esas mimari proje geçerlidir

Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 15.02.1993 tarih 1992/1365 Esas ve 1993/1656 Kararını inceleyecek olursanız belediyedeki onaylı proje mi yoksa tapudaki onaylı projemi geçerli kolaylıkla anlayabilirsiniz.
Old 15-04-2016, 12:47   #6
tanselimo

 
Varsayılan 18HD 15.02.1993t 1992/1365E 1993/1656

18. Hukuk Dairesi 1992/13654 E., 1993/1656 K.
• ASIL PROJE
• KAT MÜLKİYETİNE GEÇİŞ
• KESİN HÜKÜM
"İçtihat Metni"
T.C
Y A R G I T A Y
18.HUKUK DAİRESİ

ESAS KARAR
1992/13654 1993/1656

Y A R G I T A Y İ L A M I

Dava dilekçesinde meni müdahale istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve duruşma isteği miktar nedeniyle reddedildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dosyada bulunan belgelerden anlaşıldığına göre ana gayrimenkul 16.11.1967 günlü projeye göre yapılmaktayken ve bu projeye göre dava konusu yer davalıya ait bağımsız bölüm kapsamındayken 20.2.1968 günlü tadilat projesi yapılmış ve bu proje ile dava konusu yer kalorifer dairesine ayrılmıştır.
Mahkemece 20.2.1968 tarihli projeye itibar edilerek dava kabul edilip davalının davalı yere müdahalesinin önlenmesine karar verilmişse de kat mülkiyetine geçişte ve irtifak hakkı tesisinde 16.10.1967 günlü bir projeye dayanılıp dayanılmadığı, bu işlemlerin dayanağı projenin 20.2.1968 günlü proje olup olmadığı bu projenin "20.2.1968 günlü" kat irtifakından öncesine ait olup olmadığı ve kat irtifakı sahiplerinin onayının alınıp alınmadığı araştırılmamıştır.
Genellikle kabul edilen ilkeye göre kat irtifakına ya da kat mülkiyetine geçişin yapıldığı mimari proje asıl proje olup daha sonraki vaki proje tadillerine dayanarak bağımsız bölümlerin düzenlenmesi ve meni müdahale davalarının bu projeye göre kabulü doğru değildir.
O halde mahkemece yapılacak iş yukarda açıklandığı üzere kat irtifakı ve kat mülkiyetine geçişe esas alınan projenin hangisi olduğunun kesinlikle saptanması ve ona göre hüküm tesisi olmalıdır.
Bundan ayrı daha önce davalı hakkında açıldığı anlaşılan 980/115 esas sayılı dava sonunda verilen ve davanın reddine ilişkin karar taraflar aynı olmadığı cihetle kesin hüküm teşkil etmezse de güçlü bir delil olarak ele alınıp incelenmesi ve dayanağı delillerin de bu dosyada dikkate alınması gerekir.
Eksik inceleme ile ve 20.2.1968 günlü tadilat projesinin asıl proje olup olmadığı, o tarihteki varsa irtifak hakkı sahiplerinin ve ilgililerinin onayı ile verilmiş olup olmadığı araştırılmadan tapudan getirtilen 16.10.1967 günlü projeye itibar edilmemesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.2.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 1974/758
Karar: 1976/127
Tarih: 28.01.1976
ÖZET: Bağımsız bölüm ve eklentilerini kapsayan yapı ile ilgili uyuşmazlık konusu yerlerin tüzel (Hukuki) durumları saptanırken anayapının İmar´dan onaylı projesine bakılmak gerekir. Bu husus kamu düzenini ilgilendirir. Bir taşınmaz mal kat mülkiyetine geçirilirken projesindeki duruma göre kaydının yapılması zorunludur. Proje dışına çıkılamaz.
(634 sayılı KMK. m. 1, 6)
KARAR METNİ:
Taraflar arasındaki tapu iptali ve elatmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 21/05/1973 tarih ve 336-475 s. kararın tetkiki davacılar Avukatı tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay Beşinci Hukuk Dairesinin 28/12/1973 tarih ve 18392-17658 s. kararıyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacılar Avukatı,
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların malik oldukları yapı, imardan onanmış 08/09/1958 tarihli projeye göre 3 kat, 10 daire, çatıda daire depoları ve bahçede garajdan ibarettir.
10/08/1958 tarihinde irtifak hakkı kurulurken bina müteahhidi tarafından 12 hisse kendisine ayrılmış ve sonradan bu hisse dava konusu olan yerlere verilmiş ve kat mülkiyetine geçilirken bu yerlere dair numaraları verilmek suretiyle bağımsız bölüm niteliği kazandırılmıştır.
Kat Malikleri bulunan davacılar davalıların yaptıkları ilavelerle depoların mesken ve garajların da dükkan haline getirilmiş bulunduğundan tapunun iptali, garajların eski hale getirilmesi ve davalıların elatmalarının önlenmesini istemişlerdir.
Mahkemece, davalıların bu yerleri müteahhitten satın aldıklarından iyiniyetli bulundukları, garajların dükkan olarak kullanılmasının projeye aykırı ise de, bunun İmar Müdürlüğünün görevine girdiği gerekçeleriyle davanın reddine karar vermiştir.
Uyuşmazlık konusu yerlerin hukuki durumlarını saptarken herşeyden önce ana yapının imardan onanmış projesine bakılmak gerekir. Ve bu husus doğrudan doğruya kamu düzenini ilgilendirir.
Bir taşınmaz mal kat mülkiyetine geçirilirken, projesindeki duruma göre kaydının yapılması zorunludur. Proje dışına çıkılarak işlem yapılması imar mevzuatını hükümsüz kılıcı bir sonuç doğurur ve böylece de, kötü niyetli kişilerin korunması sonucu doğar. O durumda mahkemece imar mevzuatının resen gözönünde tutularak inceleme yapılması ve varılacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken, konunun imar müdürlüğünün görevine girdiğinden bahis ile önceki kararda direnilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarda açıklanan sebeplerden dolayı Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 429 uncu maddesi uyarınca BOZULMASINA 28/01/1976 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Kaynak: YKD. Haziran – 1976 s: 791


T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
Esas: 2004/8483
Karar: 2004/9420
Tarih: 20.09.2004
ÖZET: Mahkemece elatmanın önlenmesi davası hakkında görevsizlik kararı verilmiş, ecrimisil davası tefrik edilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu yerin 1083 parsel üzerinde bulunan havuz bar nitelikli 1 no.lu bağımsız bölüm olduğu kat mülkiyetine geçilen taşınmazda bu yerin davacılar ve dava dışı kişiler adına kayıtlı bulunduğu görülmektedir. Çap iptale kadar geçerli olup, kayıt malikleri çaptan kaynaklanan mülkiyet haklarının ihlali halinde bunun korunmasını isteyebilirler. Kayda göre dava konusu bağımsız bölüm taşınmazın ortak yerlerinden olmadığına, göre olayda 634 S. Kat Mülkiyeti Kanununun uygulama yeri yoktur. Hal böyle olunca; işin esasına girilip gerekli araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir.
(4721 sayılı MK. m. 683, 684) (1086 sayılı HUMK. m. 1, 7, 8) (634 sayılı KMK. m. 1, ek madde 1)
KARAR METNİ:
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, kayden paydaşı oldukları 1083 parseldeki zemin kat 1 no.lu havuz barın davalılarca haksız işgal edilip işletildiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılar, çekişme konusu yerin Kat Mülkiyeti Yasası gereğince ortak yer olduğunu ve kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, mahkemenin görevli olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteği konusunda 634 S. Yasanın 33 ve ek 1. maddeleri gereğince görevsizliğe ecrimisil davasının tefrikine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Özgül Bozkurtgil raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece elatmanın önlenmesi davası hakkında görevsizlik kararı verilmiş, ecrimisil davası tefrik edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu yerin 1083 parsel üzerinde bulunan havuz bar nitelikli 1 no.lu bağımsız bölüm olduğu kat mülkiyetine geçilen taşınmazda bu yerin davacılar ve dava dışı kişiler adına kayıtlı bulunduğu görülmektedir. Çap iptale kadar geçerli olup, kayıt malikleri çaptan kaynaklanan mülkiyet haklarının ihlali halinde bunun korunmasını isteyebilirler. Kayda göre dava konusu bağımsız bölüm taşınmazın ortak yerlerinden olmadığına, göre olayda 634 S. Kat Mülkiyeti Kanununun uygulama yeri yoktur.
Hal böyle olunca; işin esasına girilip gerekli araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan sebeplerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.9.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
Esas: 2003/10396
Karar: 2003/11175
Tarih: 22.10.2003
ÖZET: Dava, davacının kayden malik olduğu bağımsız bölümün eklentilerine vaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, karşı dava ise; bu eklentilerin tapu kayıtlarının iptali istemine ilişkindir. Davaların açıklanan bu nitelendirilmesine göre; taraflar arasındaki çekişmenin kat mülkiyeti kurulmuş bulunan ana yapıdaki bağımsız bölüm eklentilerinin aidiyetinden, mülkiyetinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu halde çekişmede 634 S. Kat Mülkiyeti Kanununun değil, Medeni Kanunun genel hükümlerinin uygulanacağı tabiidir. Hal böyle olunca; davanın esasına girilerek bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu üzere görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir.
(634 sayılı KMK. m. 1) (4721 sayılı MK. m. 683, 684) (1086 sayılı HUMK. m. 1, 7, 8)
KARAR METNİ:
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı (karşı davalı), kayden maliki olduğu 2 parsel 2 no.lu bağımsız bölümün eklentileri olan E2, E48 no.lu garaj ile E61, E76 ve E80 no.lu depolara, davalı site yönetimi tarafından sair davalı kullanımına verilmek suretiyle elatıldığını ileri sürerek; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuş, birleştirilen davanın ise reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, dava konusu yerin depo amacıyla davalı site yönetiminden kiralandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı site yönetimi, davanın Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklandığını ve sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiğini, bütün kat maliklerine davanın yöneltilmesi gerektiğini, çekişmeli yerlerin ortak alan olduklarını, garajı davacının kullandığını beyan ederek davanın reddini talep etmiş, birleştirilen davada ise dava konusu eklentilerin mimari projeye aykırı olarak tescil edildiklerini, 1985 yılından beri ortak alanı garaj olarak kullandıklarını, ayrıca sözleşmeli ortak alan kategorisinde olduklarını ileri sürerek, tapu iptali ile ortak yeri garaj olarak tescil isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, dava konusu parsel üzerindeki binada kat mülkiyetine geçilmiş olduğu ve taraflar arasındaki ihtilafların sulh hukuk mahkemesi görevine girdiği gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi Sevinç Türközmen’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
KARAR
Dava, davacının kayden malik olduğu bağımsız bölümün eklentilerine vaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, karşı dava ise; bu eklentilerin tapu kayıtlarının iptali istemine ilişkindir.
Davaların açıklanan bu nitelendirilmesine göre; taraflar arasındaki çekişmenin kat mülkiyeti kurulmuş bulunan ana yapıdaki bağımsız bölüm eklentilerinin aidiyetinden, mülkiyetinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu halde çekişmede 634 S. Kat Mülkiyeti Kanununun değil, Medeni Kanunun genel hükümlerinin uygulanacağı tabiidir.
Hal böyle olunca; davanın esasına girilerek bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu üzere görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün yukarda açıklanan sebeplerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
Esas: 2001/1935
Karar: 2001/2015
Tarih: 21.02.2001
ÖZET: Yanlar arasındaki uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişki, kat mülkiyetine geçirilen ana yapının ortak yerlerinden ve bu ortak yerlerin kullanılış amacının değiştirilmesi noktasından kaynaklanmaktadır. Bu tür bir uyuşmazlığın 634 s. kanun hükümlerinin göz ardı edilmesi suretiyle çözümlenmesi olanağı yoktur. 634 s. kanunun uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri Sulh Hukuk Mahkemesidir.
(634 sayılı KMK. m. 1)
KARAR METNİ:
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada, mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü
Davacılar, 83 parselin paydaş oldukları kooperatife ilişkin olduğunu ortak yerlerden olan çocuk bahçesi ve gezinti alanına davalıların duvar çekerek ve sığınak olarak ayrılan bölümü de depo biçiminde kullanarak elattıklarını belirtilip elatmalarının önlenilmesini ve duvarın yıkımını istemişlerdir.
Gerçekten, yanlar arasındaki uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkinin, kat mülkiyetine geçirilen ana yapının ortak yerlerinden ve bu ortak yerlerin kullanılış amacının değiştirilmesi noktasından kaynaklandığı açıktır.Bu tür bir uyuşmazlığın 634 s. kanun hükümlerinin göz ardı edilmesi suretiyle çözümlenmesi olanağı da yoktur.
Bilindiği üzere, 634 s. kanunun uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri Sulh Hukuk Mahkemesidir.Nitekim,davalı taraf bu özel görev kuralının dikkate alınması gerektiğini de bildirmiştir.
Hal böyle olunca,görevsizlik nedenleriyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.
Davalıların temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan sebeplerden ötürü HUMK´nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 21.2.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas: 1990/11505
Karar: 1990/11944
Tarih: 09.10.1990
ÖZET: 634 s. Kat Mülkiyeti Yasasının 1. maddesine göre, ayrı ayrı ve başlı başına kullanmaya elverişli bölümler bağımsız bölüm sayılır.
6570 s. Kanuna göre kira ilişkisi akitle kurulduktan ve bu akit de kira süresi belirlenmişse bu akdin süreden sonra aynı Yasanın 11. maddesine göre birer yıl olarak yenileneceği öngörülmüştür.
(634 sayılı KMK. m. 1) (6570 sayılı GMKHK. m. 11)
KARAR METNİ:
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki tüm kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, iş yeri ihtiyacı sebebiyle taşınmazın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme, davayı red etmiş; hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, dava konusu dükkanla bitişiğindeki sair iki dükkanın, babası tarafından davalıya kiralandığını, sonrada dükkanların bulunduğu ana binanın kat mülkiyetine çevrilmesi ve babasının temliki tasarrufu sonucu kendisine bağımsız bir bölüm olarak intikal ettiği, bu bağımsız bölümde boş da olup zahirecilik yapacağını ileri sürüp süresinde açtığı işbu dava ile taşınmazın tahliyesini istemiştir.
Davalı, davacının boşaltılmasını istediği dükkanın kendisi tarafından değil oğlu tarafından kullanıldığını belirtip ihtiyaç iddiasına karşı çıkmamıştır.
Dava konusu taşınmaz ve bitişikteki iki dükkan, davacının babası tarafından 1.1.1983 başlangıç günlü ve iki senelik kira sözleşmesi ile davalıya kiralandığı, ondan sonra taşınmazın bulunduğu ana binanın kat mülkiyetine çevrilmesi, babasının temliki tasarrufu sonucu bağımsız bölüm halinde davacıya intikal ettiği anlaşılmaktadır.
634 s. Kat Mülkiyeti Yasasının 1. maddesine göre, ayrı ayrı ve başlı başına kullanmaya elverişli bölümler bağımsız bölüm sayılır.
Bu tanımlamaya göre, kullanma açısından birliğin bozulacağından bahsedilemez.
Diğer taraftan, 6570 s. Kanuna göre kira ilişkisi akitle kurulduktan ve bu akit de kira süresi belirlenmişse bu akdin süreden sonra aynı Yasanın 11. maddesine göre birer yıl olarak yenileneceği öngörülmüştür. Bu nedenle akdin belirsiz süreye dönüştüğü de kabul edilemez.
Dava, 1.1.1983 başlangıç günlü ve iki yıl süreli akde göre, 31.1.1990’da açılmakla süresinde açılmıştır.
İhtiyaç iddiasına gelince; davacının boşta olduğu müstakilen malik olduğu bağımsız bölüm olan dükkanda zahirecilik yapacağı tanık sözleri ile kanıtlanmış bu bağımsız bölümün davacının yapmak istediği işe uygunluğu keşif ve bilirkişi raporunda belirtilen ebat ölçülerinden anlaşılmaktadır.
Bu halde tahliyeye karar verilmesi gerekirken isabetsiz düşüncelerle davanın reddi yukarda açıklanan hukuki gerekçelere aykırı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan sebeple temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istem halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenden alınmasına, 9.10.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
Esas: 2002/12516
Karar: 2002/13456
Tarih: 24.06.2002
ÖZET: Takip talebine ekli, işletme projesi niteliğinde olan apartman yönetim kurulu kararlarının, hakkında takip yapılan borçluya tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edilmişse itirazsız kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması gerektiği gibi, Baştürk Apartmanın (A) ve (B) Bloklarının aynı parselde mi yoksa ayrı ayrı parsellerde mi bulunduğu hususu tesbit edilerek itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
(2004 sayılı İİK. m. 58, 68/1) (634 sayılı KMK. m. 1, 37)
KARAR METNİ:
Yukarıda gün ve numarası yazılı merci kararının onanmasını mutazammın 27.12.2001 tarih, 21079-22088 s. daire ilamının müddeti içerisinde tashihen incelenmesi Borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Takip dayanağında, Alacaklı; Baştürk Apartman, Yönetim Kurulu Kararına dayanak aidat borcu için borçlu hakkında takip başlatmıştır. Takip talebine ekli kararların Yönetim Kurulu Kararları olduğu anlaşılmaktadır. İşletme projesi niteliğinde olan bu kararların, hakkında takip yapılan borçluya tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edilmişse itirazsız kesinleşip kesinleşmediği araştırılması gerektiği gibi, Baştürk Apartmanın (A) ve (B) Bloklarının aynı parselde mi yoksa ayrı ayrı parsellerde mi bulunduğu hususu tesbit edilmeden eksik incelemeye dayalı olarak itirazın kaldırılmasına karar verilmesi isabetsiz olduğundan mercii kararının bu sebeplerle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 27.12.2001 gün ve 2001/21079 Esas- 22008 karar no.lu onama kararının kaldırılarak, Çatalca 2. İcra Tetkik Mercii Hakimliğinin 25.5.2001 gün ve 2001/11-15 s. kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.06.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
Esas: 2001/16427
Karar: 2001/17921
Tarih: 05.11.2001
ÖZET: 634 s. Kanunun uygulanabilmesi; taşınmazın tek bir parselde yer alması halinde geçerlidir. Birden fazla parsel üzerinde olan taşınmazlarda 634 s. Kanunun uygulama yeri yoktur. Anlaşmazlığın Borçlar Kanunu´ndaki hükümlere göre çözümlenmesi gerekir.
(634 sayılı KMK. m. 1)
KARAR METNİ:
Yukarıda gün ve numarası yazılı merci kararının müddeti içerisinde temyizen incelenmesi borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı, 634 s. kanun gereği aidat yatırım gideri, cezai şart ve gecikme faizi adı altında genel haciz yoluyla takip yapmıştır. Takip talepnamesinde işletme projesine ve cari hesap kartına dayanılmıştır. 634 S. Kanunun uygulanabilmesi; taşınmazın tek bir parselde yer alması halinde geçerlidir. Birden fazla parsel üzerinde olan taşınmazlarda (örneğin Tüze Sitesi; gibi) 634 S. Kanunun uygulama yeri yoktur. Anlaşmazlığın Borçlar Kanunu´ndaki hükümlere göre çözümlenmesi gerekir. Mercice öncelikle bu yöntemince araştırma yapılarak anlaşmazlığa 634 S. Kanunun uygulanıp uygulanamayacağı tesbit edilmelidir. Anılan kanunun uygulanmasının tespiti halinde işletme projesinin 634 S. Yasanın 37/son fıkrası hükümü gereği kesinleşip kesinleşmediğinin de tespiti zorunludur. Yargılama aşamasında ibraz edilen kat malikleri kurulu kararı; takipte dayanak olarak gösterilmemekle beraber, takip konusu alacak kesinleşmesine gerek olmayan kat malikleri kurulu kararında da yer alması halinde anlaşmazlığın buna göre çözümlenmesi gerekir. Öte yandan, %10 cezai şartın icra takibi yoluyla tahsiline kanuni imkan olmadığı da gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı biçimde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarda açıklanan sebeple İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05/11/2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kat İrtifakından Kat Mülkiyetine Geçiş Av.Nebi Meslektaşların Soruları 5 07-02-2013 14:08
noter onaylı muvafakatnameye dayanarak boşanma kararı verilir mi avukat152 Meslektaşların Soruları 3 27-08-2009 16:49
Temerrüt için sigortaya başvurunun yeterli görüldüğü yargıtay kararı arıyorum sarissa Meslektaşların Soruları 2 27-09-2007 13:42
Kat Mülkiyetine Geçiş İçin Yapılması Gerekenler adlt-2007 Meslektaşların Soruları 5 16-03-2007 12:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04694891 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.