Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Terekenin Borca Batık Olduğunun Tespiti Davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-10-2007, 22:45   #1
üye19870

 
Varsayılan Terekenin Borca Batık Olduğunun Tespiti Davası

Değerli meslektaşlarım

Müvekkillerimin babası öldükten sonra geriye bir sürü borç bıraktı. Bu arada mirasın reddi davasını açamadılar. Aradan üç yıl geçtikten sonra birileri mirasçı müvekkiller hakkında takip başlattı. Biz de bunun üzerine borca itiraz etmekle birlikte terekenin borca batık olmasından ötürü dava açılacağını da aynı dava belirttik. Diğer tarafta söz konusu davayı da açtık, mahkeme geçenlerde terekenin borca batıklığının tespitine dair karar verdi. Ama hala merciideki itirazın kaldırılması davası devam ediyor. Verilen kararı bu dosyaya koymam durumunda merci itirazın kaldırılması davasını ret edecek mi, yoksa başkaca bişeyler daha yapmak gerekiyo mu?

Saygılarımla
Old 21-10-2007, 12:54   #2
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Terekenin borca batık oduğuna ilşkin tespit davasını hasımlı veya hasımsız açıp,açmadığınıza göre cevap değişkenlik arz edecektir.Diğer taraftan miras hukunda sizin tabirinizle "bir sürü mirasçı yoktur"mirasçılar vardır.Bunların sayısı da bellidir.
Old 21-10-2007, 12:54   #3
Av.Turan

 
Varsayılan

sayın meslektaşım açmanız gereken reddi mirasın tescili davasıdır. terekenin borca batık olması kanunen size mirassın red edilmiş olduğunu ileri sürme hakkını veriyor. bunu da reddi mirasın tescili davası ile ileri sürebilirsiniz. dava asliye hukuk mahkemesinde açılır ve yargıtay içtihatlarına göre alacaklıları hasım olarak göstermeniz gerekmektedir.
Old 21-10-2007, 21:49   #4
üye19870

 
Varsayılan

Değerli meslekdaşlarım

Ben davayı sulh hukukta açtım, zira yargıtay kararları da öyle diyor. Davayı da hasımlı (takibi başlatan alacaklıyı davalı göstererek)açtım. Mahkeme de kabul kararını vermiş bulunmaktadır.Yargıtay kararlarında buna reddi mirasın tescili davası demiyor bu arada.
Old 22-10-2007, 01:04   #5
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mayahukuk
Değerli meslekdaşlarım

.Yargıtay kararlarında buna reddi mirasın tescili davası demiyor bu arada.
Eminmisiniz?

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2000/852
Karar: 2000/3152
Karar Tarihi: 10.03.2000
ÖZET: Terekenin borca batık olduğunun tesbiti hakkındaki davada yetkili mahkeme tereke alacaklısının davarım açıldığı tarihteki ikametgahı mahkemesidir. Yetki uyuşmazlığının buna uygun çözülmesi gerekirken olayın özellik ve niteliğine uymayan amaç ve düşüncelerle yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir.
(743 S. K. m. 545) (1086 S. K. m. 9)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü,
İstek terekenin borca batık olduğunun tespitine ilişkindir (MK. 545), Kanunda bu dava bakımından özel yetki tayin olunmamıştır. Dava Medeni Kanunun 518 ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 11. maddesinde sayılan davalardan da değildir. O halde yetki konusunun Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 9. maddesindeki genel yetki kuralına göre belirlenmesi gerekir. Buna göre terekenin borca batık olduğunun tespiti hakkındaki davada yetkili mahkeme davalının yani tereke alacaklısının davarım açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. (Yargıtay 2. HD.nin 6.7,1973 tarihli 4596-4438 sayılı ve 17.10.1980 tarihli 9584-8233 sayılı 17.4.1997 tarihli 3065-4332 sayılı kararları) Yetki uyuşmazlığının buna uygun çözülmesi gerekirken olayın özellik ve niteliğine uymayan amaç ve düşüncelerle yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir. Öte yandan kanunun açıkça belirlediği kesin yetti kuralları dışında" yetki ilk itirazı (HUMK. 187) cevap süresi (HUMK. 195) içinde, doğru bir şekilde (HUMK. 23) ortaya konmadıkça dinlenemez. Davalının yetki ilk itirazı olmadığı gözardı edilerek dava dilekçesinin yetki yönünden reddi ve yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 10.3.2000
MUHALEFET ŞERHİ
Terekeye ilişkin yetkili mahkemelim belirlenmesine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 11 ve Medeni Kanunun 518 maddeleri ile değinilmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 112 maddesi tereke aleyhine açılan tüm davaların Medeni Kanunun 518 ile ölüme bağlı kazandırmalar, iptal ve tenkis, mirasın paylaştırılması miras sebebiyle istihkak davalarının (istihkak davaları için ayrıcalık tanınmış davanın taşınmazın bulunduğu yerde de açılabileceği kabul edilmiştir. HUMK. md 11/2-a) miras bırakanın son ikametgahı mahkemesinde görüleceğini kesin yetki kuralı koyarak belirlemiştir
Terekenin borca batık olması nedeniyle red bin tespiti diğeri yenilik doğuran iki ayrı hükmün oluşmasını sağlar. Bunlardan tespiti içeren bolüm tamamen terekenin özünü ilgilendirir Bu yönü ile yetkili mahkemenin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 11/2 maddesi gereği miras bırakanın son ikametgahı mahkemesinde görülmesini gerektirir. Yenilik doğuracak mirasın reddinin tescilinde terekenin alacakları söz konusudur. Bu durumda alacaklılardan her hangi birinin ikametgahının seçimi mirasın reddinin tescilini isteyen mirasçıya bırakılmaktadır. Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu ve Medeni Kanunda mirasın reddiyle ilgili yetki kuralı konulmamıştır. Benzetme yolu ile bu boşluğun doldurulması gerekir Özel yetki kuralının bulunmaması halinde genel yetki kuralına başvurulması esas olmakla beraber, burada terekeye sıkı sıkıya ilgili bir durum söz konusu olduğundan terekenin reddinin de Medeni Kanunun 518. ve Hukuk Usulü Muhakemelerı Kanununun 11. maddesinin belirttiği tanını içinde yorumlanması gerekir. Bu yorum amaca uygun yorum olur. Aksı halde değişik mekanlarda bulunan alacaklıların kendileri için uygun olmayan bir mahkemede yargılamaya zorlanmaları yasal amaca uygun değildir. Gerçek red ile hükmi red arasında yetki yönünden ayrımı yapılamaz. Yetkili mahkemenin miras bırakanın son ikametgahı olarak kabulü alacaklıların da yararınadır. Zira terekenin en iyi şekilde değerleneceği yer son ikametgahtır, Sayın Esat Şener ve Prof. Dr İlhan E. Postacıoglu mirasın reddinde yetkili mahkemenin son ikametgahı mahkemesi olduğunu belirtmektedir. (Şener Esat Miras Hukuku 1977 Sh 172-273 Postacıoğlu Medeni Usul Hukuku 1975 başı sh 156-157)
Bu itibarla sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 1981/3041
Karar: 1981/3099
Karar Tarihi: 23.04.1981
ÖZET: Olayda Ü. ölmüş, tek çocuğu (evladlığı) F. kalmış ve süresinde mirası reddetmiştir. Ölenin tek mirasçısı olan kızı mirası reddettiğine göre onun yerini kendi füruu yani davacı alamaz. Çünkü MK.nun 551. maddesinin şartı gerçekleşmemiştir. Hal böyle olunca MK.nun 552-553. maddeleri çerçevesinde işlem yapılması gerekir.
(743 S. K. m. 551, 552, 553)
Dava: Lütfiye tarafından açılan reddi miras davasının yapılan muhakemesi sonunda, davanın reddine dair verilen hükmün Lütfiye tarafından temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İstek mirasın reddinin tesciline ilişkindir.
Karar: MK.nun 551. maddesi, birden çok mirasçının mevcut olması ve bunlardan bir kısmının mirası kabul etmesine, rağmen bir kısmının mirası reddetmesi hali için öngörülmüş olup, bu gibi durumlarda mirası red edenin yerini altsoyu (füruu) alır. Yani onlar ölenin mirasçısı olurlar. Mirasçıların tümü mirası red ederler ise bu takdirde MK. nun 552-553. maddlerine göre işlem yapılır.
Miras bırakanın sadece bir çocuğunun bulunması ve onun da mirası red etmesi halinde de bütün mirasçıları red etmiş gibi MK. nun 552-553. maddeleri çerçevesinde uyuşmazlık çözülür. Bu durumda MK.nun 551. maddesi uygulanamaz.
Olayda Ülfet ölmüş, tek çocuğu (evladlığı) Fatma kalmış ve süresinde mirası reddetmiştir. Yukarıda açıklandığı gibi ölenin tek mirasçısı olan kızı mirası reddettiğine göre onun yerini kendi füruu yani davacı alamaz. Çünkü MK.nun 551. maddesinin şartı gerçekleşmemiştir. Hal böyle olunca MK.nun 552-553. maddeleri çerçevesinde işlem yapılması gerekir.
Sonuç: Az önce açıklanan gerekçeler karşısında davanın reddi sonucu bakımından kanuna uygun bulunduğundan kararın ONANMASINA ve onama harcının temyiz edene yükletilmesine 23.4.1981 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 05-12-2008, 21:27   #6
av.sgenc

 
Varsayılan

Öncelikle tüm meslektaşlarımın bayramınıen içten dileklerimle kutlarım.

Müvekkilin babası 2000 yılında vefat etmiştir. miras süresi içinde reddedilmemiştir.Müvekkil yaptığı bir araştırmada babasının yüksek miktarda vergi borcu ve SSK prim borcu olduğunu öğrenmiştir.

Müvekkil aleyhine muris olmasından dolayı herhangi bir takip yapılmadan müvekkil terekenin borca batık olduğunun tespitini istemektedir..

-Bu durumda dava da hasım göstermek zorunlumudur
-Dava açılırken harç nasıl hesaplanacaktır.(Nispi mi? maktu mudur?)
-Bu şeilde bir dava açarak terekenin borca batık olduğunu tespit ederek ilam almak mı? yoksa
müvekkil aleyhine bir takip yapıldığında terekenin borca batık olduğunu ileri sürerek davaya dahil etmek mi daha uygun olur.
-Hasımsız olarak açılan terekenin borca batık olduğunun tespiti davasının seyri nasıl olmaktadır. Ne kadar süre içinde sonuca ulaşabilir.

Saygılarımla
Old 30-05-2009, 15:30   #7
Hak ve Nisfet

 
Varsayılan

Sayın av.sgenc,
yukarıda anlattığınız olaya benzer bir durumu araştırıyorum bende.Siz cevabını bulabildiniz mi?
Old 26-12-2010, 21:33   #8
garani

 
Varsayılan

arkadaşlar bu konuda size yadımcı oalbilecek kanun hükmü MK 605/2'dir.bu konuda açılabilecek olan dava terekenin borca batık olduğunun tespiti davasıdır ki elimde su anda mevcut böyle bir dava.harç miktarı maktu ve görev müddeabihe göre belirleniyor.yargıtayb kararı lazım olacak olursa da elimden geldiğince yardımcı olur ki THS sayfalarında da mevcut.
saygılar...
Old 26-12-2010, 22:23   #9
Nuriye Değer

 
Varsayılan

Görev müddeabihe göre belirlenir diyorsunuz. Borcun tamamı mı yoksa davayı açan mirasçının kendi payına düşen miktar mı geçerlidir.
Ayrıca bir mirasçı dava açsa tüm mirasçılar bundan faydalanır mı?
Old 28-12-2010, 23:46   #10
garani

 
Varsayılan

elimdeki davada bz tüm miktar için açtık ama usulü bilen bir arkadasımız aracılığı ile bu davayı yürttüğümüz için her mirasçı kendi adına açtı.yani özet olarak her mirasçı kendi adına ama borcun tamamı için açılıyor...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
terekenin tespiti ve mirasın taksimi güneşhukuk Miras Hukuku Çalışma Grubu 2 25-10-2007 16:59
terekenin tespiti güneşhukuk Meslektaşların Soruları 0 20-09-2007 18:29
terekenin tespiti advocate_demos Meslektaşların Soruları 2 28-08-2007 14:23
Tenkis Davası / Net Terekenin Tespitinde Murise Ait Olmayan Muhtesatın Değeri Konusu. Av.Turhan Demiroğlu Meslektaşların Soruları 1 29-05-2007 12:30


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04659510 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.