Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Neden "Türkiye Cumhuriyet" Merkez Bankası?

Yanıt
Old 02-04-2002, 12:49   #1
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan Neden "Türkiye Cumhuriyet" Merkez Bankası?

1970 tarih ve 1211 sayılı kanunla kurulmuş özel statülü bir anonim şirket olan Merkez Bankamızın adının "Türkiye Cumhuriyeti" biçiminde değil de, "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası" olarak konulmuş olmasının özel bir anlamı olabilir mi?
Old 02-04-2002, 13:15   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Ynt: Neden "Türkiye Cumhuriyet" Merkez Bankası?

Alıntı:
Alıntı yapılan mesajın sahibi: HUKUKDOKTORU
1970 tarih ve 1211 sayılı kanunla kurulmuş özel statülü bir anonim şirket olan Merkez Bankamızın adının "Türkiye Cumhuriyeti" biçiminde değil de, "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası" olarak konulmuş olmasının özel bir anlamı olabilir mi?


Sn. Hukuk Doktoru,

Hemen aşağıda T. Cumhuriyet Merkez Bankasının kuruluş tarihçesini anlatan kısa bir alıntıyı aktarıyorum. Buradan benim çıkardığım sonuç, Osmanlı döneminde kurulu merkez bankasının, imtiyaz sürelerinin 1935 yılına kadar uzatılmış olması nedeniyle,Osmanlı Merkez bankasının, 1930 yılında kurulan Cumhuriyet dönemi Merkez Bankası ile karışıklık yaratmaması için CUMHURİYET MERKEZ BANKASI OLARAK isim verilerek, AYIRICI unsur gözetilmiş olabilir.. sonrasında içerik değiştiği halde, isim aynı kalmış gibi . Benim tahminim bu şekilde.

Aynı durum CUMHURİYET SAVCILIĞI olarak da ayrı bir alanda devam etmektedir. Oldukça dikkat çekici .. ve çok güzel bir tespit..

Saygılarımla..

CUMHURİYET DÖNEMİ
Cumhuriyet'in kurulmasından sonraki ilk yıllarda süresi 1925 yılında dolacak olan Osmanlı Bankası'nın imtiyazının uzatılması sorunuyla karşılaşıldı. Cumhuriyet yöneticileri, ekonomik durumun yeni bir banka kurmaya olanak vermemesi üzerine, Osmanlı Bankası'nın imtiyaz süresini 1935 yılına kadar uzattılar. Yalnız yeni anlaşmada Hükümet'in banknot ihraç edebilecek bir devlet bankası kurması halinde Osmanlı Bankası'nın itiraz hakkı olmayacağını belirten bir hüküm yer alıyordu.

1926 yılından itibaren bir Merkez Bankası kurulması için hazırlıklara girişilmiş, 11 Haziran 1930'da 1715 Sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu kabul edilerek 3 Ekim 1931'de Banka kurulmuş ve resmen çalışmaya 1 Ocak 1932'de başlamıştır. Banka ilk kurulduğunda 30 yıl süreli banknot ihracı imtiyazına sahipti. 1955 yılında yapılan değişiklikle banknot ihraç imtiyazı 1999 yılına kadar, 25 Nisan 1994 yılında yapılan ikinci bir değişiklikle de süresiz olarak uzatılmıştır.

1930 yılında çıkarılan 1715 Sayılı Kanun, 26 Ocak 1970'te 1211 Sayılı Kanun kabul edilinceye kadar 40 yıl yürürlükte kalmıştır. 1715 Sayılı Kanun ile kurulan ilk Merkez Bankası'nın kuruluş yasasında bankanın temel amacı, ülkenin ekonomik kalkınmasına yardım etmek olarak belirlenmiştir. Bu amacı gerçekleştirmek için Bankaya;

Reeskont oranını belirlemek ve para piyasasını düzenlemek,
Hazine işlemleri yapmak,
Hükümet'le ortaklaşa Türk parasının değerinin korunmasına yönelik tüm önlemleri almak görevleri verilmiştir.
Yürürlükte kaldığı sürede, 1715 Sayılı Kanun'da çeşitli defalar değişiklik yapılarak, günün koşullarına uydurulmaya çalışılmıştır. Kanun'da yapılan değişiklikler daha çok Hazine'ye ve KİT'lere daha fazla kredi verilmesini sağlamaya yönelik olmuştur. Bu nedenle de Banka'nın temel işlevi, etkin bir para politikası yürütmekten çok, kamu kesiminin finansman açığını kapatmaya yönelmiştir.

1960'lı yıllarda planlı dönemin başlaması ile 1930 yılından beri yürürlükte olan Merkez Bankası Kanunu'nun dengeli kalkınma için gerekli bir para programının yürütülebilmesine uygun olmadığı gerekçesiyle 1715 Sayılı Kanun'da, Merkez Bankası'nın para ve kredi politikalarının planın öngördüğü ilkelere göre yürütülebilmesini sağlayacak biçimde değişiklik yapılmıştır. Aynı amaçla, 26 Ocak 1970 tarihinde kabul edilen 1211 Sayılı Kanun'la Merkez Bankası günün ekonomik koşullarına uygun olarak organize edilmiş, görev ve yetkileri yeniden düzenlenmiştir. 1211 Sayılı Kanun'a göre Banka'nın temel görevleri para ve kredi politikasını yürütmek, paranın değerinin korunmasına ilişkin önlemler almak, para basma ve ödünç para verme işlemlerini düzenlemektir.

1986 yılında açık piyasa işlemlerinin yürütülebilmesi gibi yeni ihtiyaçları karşılayabilmek için, 1211 Sayılı Merkez Bankası Kanunu'nun 3291 Sayılı Kanun ile değiştirilen şekli T.C. Merkez Bankası'na bugünkü görev ve yetkileri tanımaktadır:

OSMANLI DÖNEMİ

Merkez Bankaları, bugün hemen her ülkede dört ana işlev üstlenmektedir:

Ülke içindeki para arzı, dolayısıyla para piyasasını düzenlemek,
Bankacılık sistemini denetleyen kurum olarak ülkedeki kredi hacmini ve dağılımını ayarlamak,
Ülkenin altın ve döviz rezervlerini yönetmek, dış ödemelerini düzenlemek,
Devletin haznedarlığı ya da mali ajanlığı işlevini yerine getirmek.
Klasik Osmanlı düzeninde, yukarıda sayılan dört işlev; hazine, darphane, sarraflar, vakıflar, bedestenler ve loncaların yüklendiği değişik rollerin bir araya gelmesiyle görülmüş oluyordu. Tanzimat sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'nun izlediği dışa açık ekonomik ilişkiler, İmparatorluğun para ve kredi sisteminde de yeni düzenlemeleri zorunlu kıldı. Tanzimat'ın ilanında en önemli nedenlerden biri olan, Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya karşı yapılan savaş, Osmanlılar'ı önemli para sorunlarıyla karşı karşıya bıraktı. Dışarıdan borç bulamayan Osmanlı İmparatorluğu ilk kez kağıt para basma yoluna gitti. Ancak, bu kağıt para hızla değer kaybetti ve çeşitli ayardaki madeni paralar da pek çok sorun yarattı.

Osmanlı İmparatorluğu, 1844 yılında "Usulü Cedide Üzere Tashihi Ayar" kararnamesiyle iki metalli bir para sistemi oluşturmaya çalıştı. Bu para reformunun sonuç verebilmesi için dış ödemelerinde Osmanlı parasının İngiliz parasına karşı kurunu sabit tutmak amacıyla Galata bankerlerinden Alleon ve Baltazzi ile bir anlaşma yapıldı. Bu anlaşmaya göre İngiltere ve Fransa'ya yapılacak ödemeler, bankerler tarafından belli bir ödeme karşılığında, sabit kur üzerinden yapılıyordu ve bu şekilde Osmanlı parasının değerinde istikrar sağlanmış oluyordu. 1847 yılında Hükümet bu bankerlere Bankı Dersaadet'i kurma iznini verdi. Böylece Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk defa dış ödemelerde düzenleme işlevini üstlenen bir banka kurulmuş oldu.

Osmanlı İmparatorluğu'nda bugünkü Merkez Bankası'nın gördüğü işlevlerin bir kısmını gören bir bankanın kurulması 1856 yılında Fransız-İngiliz ortak sermayesi ile kurulmuş olan Bankı Osmani'nin, 1863 yılında Bankı Osmani Şahane adını alması ve bir devlet bankası niteliğini kazanmasıyla olmuştur.

Banka, banknot çıkarma imtiyaz ve tekeline sahip bulunuyordu. Hükümet, imtiyaz süresi içinde kağıt para çıkarmamayı ve bu konuda başka kuruluşlara izin vermemeyi kabul ediyordu. Banka, devletin haznedarlığını yapacak, devlet gelirlerini toplayacak ve Hazine'nin ödemelerini yerine getirecek, ayrıca hazine bonolarını iskonto edecekti. İç ve dış borçlara ilişkin faiz ve anapara ödemelerini sadece Osmanlı Bankası yapacaktı. Banka'nın sermayesi 135.000 hisseden oluşuyordu. Hisse senetlerinin 80.000'i İngiliz, 50.000'i Fransız grubu tarafından satın alınmış, 5.000'i Osmanlı'lara ayrılmıştı.
Old 02-04-2002, 19:03   #3
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Merhabalar

Merhaba sayın Katılımcılar,
Ben de dağarcığımdakileri aktarayım :
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, bilindiği gibi Atatürk’ün kurduğu kuruluşlardandır. 11 Haziran 1930 tarihinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu kabul edilmiş ve 3 Ekim 1931’de Merkez Bankası kurulmuştur. Yaygın bir yanlışla TCMB. Kısaltması, Türkiye Cumhuriyeti Merkez bankası şeklinde okunmaktadır.
“Cumhuriyet” sözcüğü; ulusal tarihin en kısa ve özlü vurgusudur. Tıpkı “Cumhuriyet Halk Partisi”ndeki Cumhuriyet gibi ...
Cumhuriyet Savcısı da aynı. Atatürk’ün Cumhuriyet Savcılarına Seslenişi ... 9 Ekim 1925.
Atatürk ve Cumhuriyet
Saygı ve sevgilerimle
Old 02-04-2002, 20:32   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Ynt: Merhabalar

Alıntı:
Alıntı yapılan mesajın sahibi: Av. Hulusi Metin
Merhaba sayın Katılımcılar,
Ben de dağarcığımdakileri aktarayım :
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, bilindiği gibi Atatürk’ün kurduğu kuruluşlardandır. 11 Haziran 1930 tarihinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu kabul edilmiş ve 3 Ekim 1931’de Merkez Bankası kurulmuştur. Yaygın bir yanlışla TCMB. Kısaltması, Türkiye Cumhuriyeti Merkez bankası şeklinde okunmaktadır.
“Cumhuriyet” sözcüğü; ulusal tarihin en kısa ve özlü vurgusudur. Tıpkı “Cumhuriyet Halk Partisi”ndeki Cumhuriyet gibi ...
Cumhuriyet Savcısı da aynı. Atatürk’ün Cumhuriyet Savcılarına Seslenişi ... 9 Ekim 1925.
Atatürk ve Cumhuriyet
Saygı ve sevgilerimle


Sayın Av.Hulusi bey,
Değerli meslektaşım,

Bilgilendirmeniz için teşekkürler. Siz bunu hep yapıyorsunuz, sağolun.

Ancak bir sorum olacak, cevaplandırırsanız sevinirim.

''Cumhuriyet Merkez Bankası'' cümlesi bir eksiklik içermiyor mu sizce, Cumhuriyet Merkez Bankası derken, mefhumu muhalifinden, Cumhuriyet dışı Merkez Bankası da akla gelmiyor mu? Bence pek şık bir ifade değil, doğrusu Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası olmalıdır diye düşünüyorum..

Siz ne dersiniz?
Old 03-04-2002, 00:23   #5
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

1. Öncelikle, pek çok kamu kurumunun başında "Türkiye Cumhuriyeti" (T.C.) yazılırken, Merkez Bankası için "Türkiye Cumhuriyet" ibaresi kullanılmış olmasının, kasten yapılmış bir tercih mi yoksa bir unutkanlık (zuhul) ve haşiv (hata) mi olduğu sorununun çözümlenmesi gerekiyor.

2. Bir iktisatçı dostumun açıklamasına bakılırsa, bu isim tercihi kasıtlı yapılmıştır ve Merkez Bankasının özerkliğini vurgulamak içindir. Bana pek inandırıcı gelmedi ama anlaşılan "rivayet muhtelif".
Old 03-04-2002, 10:42   #6
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Merhaba

Sevgili katılımcılar,
Dil ve ekin (kültür) arasında doğrudan bir ilişki olduğu malûmunuzdur.
Bu vesile ile dil konusunun gündeme gelmiş olmasına mutlu oldum.
Ve yanıtlar ....
1. "Cumhuriyet" sözcüğü, evet, kasten "yalın" haliyle kullanılmıştır. Tarihsel geçmişimiz, kapitülasyonlar, duyunu umumiye, Osmanlı vb.
2. Devlet kurumlarının hepsi kuşkusuz cumhuriyetin kurumlarıdır. Ancak "merkez bankası" sözcüğünün önünde "cumhuriyet " sözcüğünün yer almasının nedeni, ulusal bağımsızlığın ekonomide vurgulanması ve
"savcılık" sözcüğünün önünde "cumhuriyet " sözcüğünün yer almasının nedeni de devrimlerin yaptırım gücünü temsil eden örgütün ve o işlevi yerine getiren görevlilerin cumhuriyet devriminin temsilcileri olduğunu kamuoyunda her an anımsatmaktır.
Saygı ve sevgi ile
Av. Hulusi Metin (İstanbul Barosu)
Old 03-04-2002, 11:19   #7
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Ynt: Ynt: Neden "Türkiye Cumhuriyet" Merkez Bankası?

Alıntı:
Alıntı yapılan mesajın sahibi: Av. Mehmet S. Tikici


Cumhuriyet'in kurulmasından sonraki ilk yıllarda süresi 1925 yılında dolacak olan Osmanlı Bankası'nın imtiyazının uzatılması sorunuyla karşılaşıldı. ... 1935 yılına kadar bu süre uzatıldı..


Cümlesinin bir anlamı olmalıdır. Dikkat edilirse, Türkiye Cumhuriyet Merkez bankası kurulduğunda, imtiyaz hakkı ve süresi devam eden Osmanlı Merkez Bankasının da faaliyette oluşu ve iki ayrı Merkez Bankasının aynı dönemde Türkiye' de yer alması ilginçtir.

Diğer yandan, tek başına ''Cumhuriyet'' kelimesi bağımsızlık ifadesi ise, bu yaklaşıma göre, esasında ''Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir'' diyen Anayasamızda ''Türkiye Cumhuriyeti Devleti ''yerine ''Türkiye Cumhuriyet Devleti '' demek gerekirdi..

Bağımsızlığın en büyük işareti olan Anayasamız'da ''Türkiye Cumhuriyeti Devleti'' denildiğine göre, tek başına ''Cumhuriyet'' kelimesinin Bağımsızlık işareti sayılması düşünülemeyecektir.

Galiba, Dil bilimciler bu soruna daha sağlıklı yaklaşacak ve sonuca ulaştıracaklardır.

Ayrıca, Ekin =Kültür denkleminin de doğru olmadığını düşünüyorum. Ekin, Ekilen, Ekili, Ek, Ek'mek, bunlar garabettir... Kültür bir öz' ü belirtir.. Öz' ün varlığına işaret eder... '' Ekin'' ne ola ki?
Old 03-04-2002, 12:41   #8
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Ve şimdilik...

Sayın Tikici,
Konu bağlamında bildiklerimi ve görüşlerimi ilettim...

"Ekin" sözcüğü, (kültür, hars) kelimelerinin Türkçe karşılığıdır (Bkz. TDK. Türkçe Sözlük, İstanbul 1992, s.438).

Ve hoşgörünüze sığınarak bir rica ...
Dilimiz, özellikle hukuk dilimiz konusunda çalışmalar yapılmasında, sözcükler üretilmesinde bir "Garabet" yoktur.
Saygı ve sevgilerimle
Av. Hulusi Metin (İstanbul Barosu)

Old 03-04-2002, 13:11   #9
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Ynt: Ve şimdilik...

Alıntı:
Alıntı yapılan mesajın sahibi: Av. Hulusi Metin
Sayın Tikici,

Dilimiz, özellikle hukuk dilimiz konusunda çalışmalar yapılmasında, sözcükler üretilmesinde bir "Garabet" yoktur.


Sayın METİN,

'' Olmaz ilac sine-i sad pareme..'', ''Ezelden aşinan'ım ben..'' , ''Hicran oku sinem deler'' vs. gibi şarkı sözlerindeki lezzeti, sözcüklerdeki ifade gücünün etkisini,'' Ekin '' uğruna, hasat etmenin ne derece doğru olduğunu takdirinize bırakıyorum.
Old 04-04-2002, 20:27   #10
Cest la vie

 
İnceleme ekin=kültür

Konunun tamamen yön değiştirmesi, "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası"ndan dil olayına kayması çok garip oldu ama bu konuda izninizle ben de bildiklerimi aktarmak istiyorum. İngilizce'de "agriculture" , tarım yani "ekin" anlamına geliyor. "Culture" da "kültür" demek olunca bizimkiler "ekin"e de kültür demeyi uygun bulmuşlar. Henüz geçen hafta derste tartıştığımız bir konuydu bu, ben de yeri gelmişken paylaşmak istedim.
Hocamızın yorumuna göre kültür tarımla gelişir, herşeyin başı tarımdır. Bu nedenle tarımla kültürü aynı anlamda kullanmışlar.
Sevgi ve saygılarımla
Ahu
Old 04-04-2002, 20:40   #11
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Ynt: ekin=kültür

Alıntı:
Alıntı yapılan mesajın sahibi: cest_la_vie
Konunun tamamen yön değiştirmesi, "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası"ndan dil olayına kayması çok garip oldu ama bu konuda izninizle ben de bildiklerimi aktarmak istiyorum.


Son derece haklısın sevgili Ahu,

Konu saptı, buna benim iki üç cümlelik ifadem neden oldu. Sn. Metin ile mail grubundan gelen güzel bir tartışmalı halimiz vardı. Bu istemeden nüksetti. Ama iyi oldu.

''agriculture'' = tarım, dolayısıyla ''ekin'' eşitlemeniz doğru.

Benim itirazım, ''Ekin'' in, lüzumsuz, zorlama bir dil çeşitlendirme arzusundan kaynaklanmasınadır.

Bunun için sözümü şu cümle ile bitirmek istiyorum.. '' Gününüz aydın, ekin' iniz bereketli olsun..''

Selam ve saygılarımla..
Old 06-04-2002, 20:24   #12
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Katılımcılar
(Muhterem Hazurun)


Sayın Cest la vie'nin engin bilgisine şaşırdım. Mutlu oldum.
Kendisini kutlarım.

Osmanlıca diye bir dil (eğer dil sayılırsa) Anadolu'da
kullanılmazdı. Saray çevresinde ve resmi yazışmalarda
kullanılan bir süsleme sanatıydı. Avrupalıların bu dili
öğrenmek zorunda kaldıklarını sanmıyorum. Ama eğer
kaldılarsa, ''fevkalade ayıp olmuştur.'' Ve bu ayıp, şimdi
Osmanlıca sözcükleri kullanmamıza gerekçe oluşturmamalıdır.

Dilin önemi ''ekin'' sözcüğünde daha da iyi belirmektedir.
Latinceden gelme 'kültür' sözcüğünün Latince kökenli dilleri konuşan yüreklerde yarattığı titreşimi, halkımızın yüreğinde
duyabilmesi için ''ekin'' sözcüğünü kullanmamız gerekir.
Yoksa kültür ''olmaz ilaç sine-i sad pareme'' ....

Anlamlar, sözcüklerle taşınır. Sözcüklerin elverişsiz olması anlamların yerlere dökülmesine yol açar. O yüzden atalarımız 'ingiliz kaşığı' kullanmaktan kacınmıslardır.

Ekinin bir kaç anlamı olması sapla samanı karıştırmamıza
neden olmaz. ''Yüzmek sağlığa yararlıdır'' diyerek koyun yüzen
adam görmedim. Halkımız dediğini bilir, denileni anlar. Yeter ki
Türkçe olsun.

Saygılarımla.
Old 13-04-2002, 13:55   #13
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Saygıdeğer Meslektaşlarım,

Hukuk Diline yönelik tartışmalarınızı, Av. Hulusi Metin tarafından bu başlık altında açılmış alanda yapabilirsiniz.
Old 08-01-2008, 22:45   #14
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Çok geç kalmış bir yanıt olacak ama ben Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası denilmesinin özel bir nedeni olduğunu duymuştum. Anlatılana göre özerkliğini vurgulamak için böyle bir anlatım seçilmiş. Bana bunu anlatan lise edebiyat hocam olduğundan daha ayrıntılı bir bilgiye sahip değilim. Ama belki aydınlatıcı olabilir.
Old 28-11-2009, 21:42   #15
üye31284

 
Varsayılan

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 11 Haziran 1930 Tarih ve 1715 Sayılı Kanun (mülga) ile özel sermayenin de katıldığı bir anonim ortaklık olarak kurulmuştur.

Bu düzenlemeyle devletten ayrı ve bağımsız olduğu hususuna özel bir önem verilmiştir.

Bu amaç çerçevesinde, Banka'nın kuruluş kanunu tasarısında adı "merkez bankası" olarak öngörülmüşken, TBMM Komisyonu'nda uluslararası ilişkiler de düşünülerek "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası" olarak değiştirilmesine karar verilmiş; banka'nın bağımsızlığını vurgulama amacı güdülerek "Türkiye Cumhuriyeti" ibaresine ve kısaltılmış şekli olan "T.C."ye özellikle yer verilmemiştir.

Kanun koyucu tarafından Banka'nın devlete ait bir kuruluş; bir kamu kuruluşu olduğu izlenimi vereceği endişesiyle " CUMHURİYETİ " ibaresinden özenle kaçınılmıştır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Stj. Av. ne "ofisboy"dur, ne de adliyedeki caycinin "ciragi..." metin karadag Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi 26 28-07-2007 20:47
FSEK anlamında"eser"; "Mezdeke"oryantal grup adı ve oluşturdukları karakter eser mi? Aslı Hukuk Soruları Arşivi 6 27-12-2006 01:32
Cumhuriyet Savcıları Ve "bağımsızlık" Admin Hukuk Sohbetleri 12 31-03-2003 11:20
"Yaşasın Cumhuriyet" Av. Adil Giray ÇELİK Site Lokali 0 28-10-2002 14:31
Kredi Karti Borcu - Merkez Bankasi "black List" Gokhan Hukuk Soruları Arşivi 2 28-03-2002 06:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06992507 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.