Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ziynet Eşyaları Bedeline Faiz Davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-02-2009, 14:16   #1
Av. Özlem Üner

 
Varsayılan Ziynet Eşyaları Bedeline Faiz Davası

2003 yılında boşanma ve ziynet eşyaları iadesi konulu dava açmıştım. Ancak dava dilekçemde bilirkişi tarafından tespit edilecek ziynet eşyaları bedeline dava tarihi itibariyle faiz talep etmeyi unutmuşum. Dolayısıyla ziynet eşyaları bedeline ancak karar tarihinden itibaren faiz işleterek icra yoluna başvurdum.Sizce şimdi yeni bir dava açarak dava tarihi ile karar tarihi arasındaki süre boyunca işlemiş faizi talep edebilir miyim?Araştırdığım ve bulduğum yargıtay kararları doğrultusunda açabilirim diye düşünüyorum ancak emin olamadım. Bir de bu davada görevli ve yetkili mahkeme neresidir?

İlgilenip cevap yazan meslektaşlarıma çok teşekkür ederim.
Old 01-02-2009, 15:04   #2
alp213128

 
Varsayılan

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 1975/1938

K. 1975/4262

T. 24.6.1975

• FAİZ DAVASI ( Faizin Esas Alacağın Dışında Ayrı Bir Dava Konusu Yapılabilmesi )

• ALACAĞIN TAHSİLİNE İLİŞKİN DAVA ( Faiz Hakkının Saklı Tutulmamasının Sonradan Dava Açılmasına Engel Olmaması )

• HAKSIZ EYLEMDEN DOĞAN FAİZ ALACAĞI ( Beş Yıllık Zamanaşımına Bağlı Olması )

• ZAMANAŞIMI ( Alacak Faizlerinde On Yıllık Zamanaşımı Süresinin Olması )

818/m.113, 125, 126

ÖZET : Bir alacak kısım kısım dava edilebileceği gibi faizi de esas alacağın dışında ayrı bir dava konusu yapılabilir. Alacağın tahsiline ilişkin davada faiz hakkının saklı tutulmaması sonradan dava açılmasına engel olamaz, saklı tutulmuş olması da zamanaşımını kesen bir neden değildir.
Faiz muayyen zamanlarda ödenen akdi faizi ifade eder. Haksız eylem, haksız iktisap ve temerrüdden doğan faizler re'sülmal faizi gibi beş yıllık değil, 10 yıllık zamanaşımına bağlıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 2. Ticaret Mahkemesince verilen 22/01/1975 tarih ve 440/13 sayılı hüküm duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, Antalya içme suyu tesislerinin müteahhidi olan müvekkilinin, davalı aleyhine ( 373.519.83 ) lira alacağın tahsili için 1. Ticaret Mahkemesine 964/230 esas sayılı davayı açtığını, o davada ( 195.818.75 ) lira alacakları bulunduğunu ve ( 75.000 ) liralık teminat mektuplarının iadesi gerektiğinin karar altına alındığını, kararın kesinleştiğini, evvelki davada faiz talep etmediklerini belirterek, evvelki davada hüküm altına alınan ( 195.818,75 ) lira üzerinden, o davanın ikame tarihi ( 15/08/1964 )den itibaren %10 oranındaki faiz ( 119.940 ) liranın ve teminat mektubunun serbest bırakılmaması sebebiyle bugüne kadar ödemek zoruna kaldıkları komisyon ve gider vergisi ( 25.200 ) lira ile onun üçer aylık devrelerde taahhuk ettirilen faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki istisna aktinin bozulduğunu, tasfiyeye karar verildiğini, zamanaşımı bulunduğunu, evvelki kararın henüz temyiz safhasında bulunduğunu, ileri sürmüştür.
Davalı vekili 06/08/1971 dilekçesinde, davacının Sosyal Sigortalar Kurumu ile ilişiğini henüz kesmiş olduğunu, banka Müdürler Kurulunca, teminat mektubunu ( 41.581,25 ) lira kiralık kısmını serbest bırakılmasına 22/07/1971 tarihinde karar verildiğini, bu durumun Garanti Bankasına 05/08/1971 tarihli yazı ile bildirildiğini davacının Sosyal Sigortalar Kurumu ile ilişiği devam ettikçe teminat mektubunun iade edilemeyeceğinin tasfiye kesin hesabı sonunda davacı alacağının ( 33.418,75 ) lira olarak tespit edildiğini, teminat mektubunun bu kadarlık kısmının iadesinin istenemeyeceğini ileri sürmüştür.
Davacı vekili 07/02/1973 günlü dilekçesinde, teminat mektubunu iadesine matuf son savunmanın tevsi olduğunu bildirmiştir.
Mahkemece, davacının ilk davada faiz istemediği bu hakkın mahfuz da tutulmadığı, Borçlar Kanununun 113. maddesine göre faizin yeni bir davaya konu edilemeyeceği, kaldı ki davanın açılış tarihi itibariyle olayda zamanaşımı bulunduğu, teminat mektubu masraflarına gelince 506 Sayılı Kanunun 83. maddesine göre davacının ilişiği kesilmeden mektubun iade edilemeyeceği Antalya Sosyal Sigortalar Kurumunca teminat mektubunun 16/06/1971 de iade edildiğini dava tarihinde kesilmemiş olduğu açıklanan davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı tarafından temyiz olunmuştur.
Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı gibi davacı davalı aleyhinde dava önce açtığı davada talep etmediği faiz ile iade edilmeyen teminat mektubunu komisyon ve gider vergisinin tahsilini istemiştir. Sözü edilen önceki davada tarafların kabul ettikleri 17/10/1973 tarihli sulhnamede davacının açtığı bu davaya ilişkin haklar saklı tutulmuştur. ayrıca 75000 liralık teminat mektubunu iadesi de o sulhnamede kararlaştırılmıştır.
Bir alacağın kısım kısım dava edilebilmesi gibi faiz de esas alacağın dışında ayrı bir dava konusu yapılabilir. Alacağın tahsiline ilişkin davada faizin mahfuz tutulmaması bilahare dava açılmasına engel olamaz; mahfuz tutulmuş olması da zamanaşımını kesen bir neden değildir.
Borçlar Kanununun 126. maddesini birinci bendine konu faiz muayyen zamanlarda ödenen akdi faizi ifade eder. Haksız eylem haksız iktisap ve temerrütten doğan faizler re’sulmal faizi gibi beş yılık değil Borçlar Kanununun 125. maddesi gereğince on yıllık zamanaşımına tabidir. bu nedenle olayda zamanaşımı da gerçekleşmemiştir.
Bundan başka sulhnamede taraflar teminat mektubunun iadesinde mutabakat sağladıklarına göre davacı müteahhidin ilişiğinin kesilmediğinden bahisle teminat mektubunun iade edilmemesinden doğan isteklerini reddedilmesinde de isabet görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş önceki davayı sona erdiren sulhname koşulları ve tarafların iddia ve savunmaları gözönünde bulundurularak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 1.000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 24/06/1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.Saygılarımla...
Old 01-02-2009, 15:40   #3
alp213128

 
Varsayılan

Yetkili mahkeme konusunda kesin yetkili bir mahkeme yok (dava masrafları ile vekalet ücretine asıl davaya bakan mahkemenin hükmedebileceği kuralıyla karıştırmayın). Kolay gelsin...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
boşanma ve ziynet eşyaları cmuk Meslektaşların Soruları 9 03-06-2022 12:21
Boşanma davası-Ziynet eşyaları ve ev eşyası genç osman Meslektaşların Soruları 8 03-04-2012 11:56
Düğünde Takılan Ziynet Eşyaları ersin Meslektaşların Soruları 6 11-01-2012 16:04
Ziynet Eşyaları av.birsenavcı Aile Hukuku Çalışma Grubu 1 11-06-2008 14:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04630303 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.