Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Icra takibinin durdurulmasi ve Alacaktan Feragat

Yanıt
Old 25-02-2007, 22:34   #1
umutlaw

 
Varsayılan Icra takibinin durdurulmasi ve Alacaktan Feragat

Sayin Meslektaslarim,

X kisi alacagi olan 20.000 YTL karsiliginda Y nin gayrimenkul tapu kayitlarinda serh dusmek kaydiyla icra takibi baslatmistir. X alacagini bir sure sonra aldigindan Alacagimdan Feragat ediyorum diye bir yazi takip dosyasina eklemis ancak icra muduru bunu kabul etmeyerek 750 YTL masraf odedikten sonra bu dilekceyi isleme koyabilecegini bildirmistir. Alacakli ise bu paranin kendisi degil tam aksine kendisine borclu olan ve serhi tapudan kaldirmasi gereken borclunun odemesi gerektigini ve kendisi sadece borcundan feragat ettigine dair yazi vermek istedigini belirtmis ancak yanit degismemistir. Alacakli bu yaziyi dosyaya eklemekte israrli, Ne yapilmasi hususunda Bilgi ve Dusuncelerinizi paylasmanizi dilerim.

Saygilarimla
Old 25-02-2007, 22:45   #2
üye14072

 
Varsayılan

alacaklı icraya gitsin gayri menkuldeki haciz şerhinin kaldırılmasını isteyen bir talep açsın
göreyim bunu kim reddedecek

saygılar
av. m. emin öztürk
kocaeli
Old 25-02-2007, 23:04   #3
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

icra müdürlügü burada alacaklı alacagımdan feragat edıyorum dedıgı ıcın feragat harcı ıstemıs anladıgım kadarı ıle...bu harcta alacaklıdan hacızden once 1.8 hacızden sonra 3.6 alınır...burada g.menkul haczzı oldugundan 3.6 ıstemıs...((oranlar konusunda emın degılım))
yapılması gerekenı sayın Mehmet emın bey acıklamıs...g.menkul haczı taleple kaldırılacak ve dosyada baskaca ıslem yapılmayacaktır...saygılarımla
Old 26-02-2007, 00:15   #4
ares139

 
Varsayılan

Feragat etmek demek alacağından bir şekilde vazgeçmektir.İçerigi; gerek alacağın tamamından gerekse sadece icra takip hakkından olabilir.Ama her halukarda feragat harca tabidir ve feragat halinde feragat harcını alacaklı yatırır.Alacaklı "alacamızı haricen tahsil ettik" şeklinde beyanda bulunmuş olsaydı icra müdürü tahsil harcı borçluya ait olacağından dosya borçlusuna tahsil harcının ikmali için muhtıra çıkartmak zorunda kalırdı.Yani harcı alacaklı yatırmazdı.Talep gereğince işlem yapılabilmesi için masrafların talepte bulunanca yatırılması ön şarttır.Masraf yatırılmadığı sürece işlemin gereği yapılamaz.Dolayısı ile feragatten dolayı dosya kapanmış olmakta bunun gereği olarak feragat harcını yatırmanız gerekmektedir.Bu harç yatırılmadığı sürece tapudaki haczin icra müdürünce kaldırılmaması malesef doğrudur.Saygılarımla
Old 26-02-2007, 09:37   #5
umutlaw

 
Varsayılan

Sayin Meslektaslarim,

Oneri ve dusunceleriniz icin cok tesekkur ederim.

Borc Hariciden tahsil olunmustur. Alacaklinin kaygisi su ki yasli oldugundan olurse borcluyla mirascilari arasinda bir problem cikmasin.

Pekala bu hususu engellemek icin icra dairesine her hangi bir basvuruda bulunmak mumkun mudur?

Saygilarimla
Old 26-02-2007, 17:14   #6
ares139

 
Varsayılan

Haricen ödenen bir dosya borcunun şu ya da bu şekilde tahsil harcının yatırılması gerektiğini düşünüyorum.Hukuku labirent gibi dolaşmaya gerek yok.Neticede devletin icra makamı kullanılarak dosya borcu tahsil edilmiştir.Onun için cevap vermeyi reddediyorum.Saygılarımla
Old 26-02-2007, 17:52   #7
üye14072

 
Varsayılan

sayın ares haklısınız


ancak burada cevap vermekle etik dışı, yasa dışı bir şey mi yaptık?


av. m. emin öztürk
Old 26-02-2007, 18:50   #8
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

sayın ares 139....
bız bu haldede alacaklı vekılı olarak harc oduyoruz acaba yanlısmı bılıyoruz...
dayandıgınız kanun maddesını bıldırebılrsenız veya ılgılı yargıtay kararı gonderebılırsenız ınanın cok yararlı olacagını dusunuyorum...ıyı calısmalar...sımdıden tesekkurler...
''Alacaklı "alacamızı haricen tahsil ettik" şeklinde beyanda bulunmuş olsaydı icra müdürü tahsil harcı borçluya ait olacağından dosya borçlusuna tahsil harcının ikmali için muhtıra çıkartmak zorunda kalırdı.''

Old 26-02-2007, 23:35   #9
icra20

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/12-336
K. 2004/338
T. 13.6.2004
• İCRA TAHSİL HARCI ( Borcun Taksitler Halinde Ödenmesi - Alacağın Tamamının Ödenmesinden Sonraya Bırakılmasının Harçlar Yasası'na Aykırı Bulunduğu )
• BORCUN TAKSİTLER HALİNDE ÖDENMESİ ( Konusu Para Alacağı Olan İcra Takiplerinde - İcra Tahsil Harcının Alacağın Tamamının Ödenmesinden Sonraya Bırakılamayacağı )
• HARÇ TAHSİL ZAMANI ( Konusu Para Alacağı Olan İcra Takiplerinde - Borcun Taksitler Halinde Ödenmesi/İcra Tahsil Harcının Alacağın Tamamının Ödenmesinden Sonraya Bırakılamayacağı )
• ALACAKLILAR VE 3. KİŞİLER ELİNDE HACZEDİLEN MALLARLA İLGİLİ PARALAR ( Kasaya Alınan Paralar Olup Olmadıklarına Bakılmaksızın Ödeme Sırasında Harcın Tahsili Gereği )
• ÜÇÜNCÜ KİŞİLER ELİNDE HACZEDİLEN MALLARLA İLGİLİ PARALAR ( Kasaya Alınan Paralar Olup Olmadıklarına Bakılmaksızın Ödeme Sırasında Harcın Tahsili Gereği )
• HACZEDİLEN MALLARLA İLGİLİ PARALAR ( Alacaklılar ve Üçüncü Şahıslar Elinde - Kasaya Alınan Paralar Olup Olmadıklarına Bakılmaksızın Ödeme Sırasında Harcın Tahsili Gereği )
492/m. 12, 28, 32, 37, 127
2004/m. 15, 89
818/m. 113
ÖZET : Konusu para alacağı olan icra takiplerinde takip konusu alacağın, borçlu tarafından taksitler halinde ödenmesi durumunda icra tahsil harcının alınmasının, alacağın tamamının ödenmesinden sonraya bırakılmasının, Harçlar Yasası'nın hem sözüne ve hem de özüne aykırı bulunduğundan kabulü mümkün değildir. Alacağın bölüm bölüm icra kasasına yatırılması veya başka nedenlerle "satış paraları veya İ.İ.K.nun 89. maddesi uyarınca alacaklılar ve üçüncü şahıslar elinde haczedilen mallarla ilgili paralar" kasaya alınan paralar olup olmadıklarına bakılmaksızın icra müdürünün, alacaklıya yaptığı her ödeme sırasında tahsili gereken bir harç miktarı bulunduğu takdirde bunu mutlaka ödeme anında tahsil etmesi gerekir.
DAVA : Şikayet davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 4.İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin reddine dair verilen 10.03.2004 gün ve 2004/169-249 sayılı kararın incelenmesi şikayetçi vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 27.04.2004 gün ve 2004/6503-10405 sayılı ilamı ile; ( İİK. nun 15. maddesine göre yasada hilafı yazılı değil ise bütün harç ve masraflar borçluya ait olup ayrıca hükme hacet olmaksızın borçludan tahsil olunur. Tahsil harcının yükümlüsü borçlu olduğundan alacaklıya ödeme yapılırken tahsil harcının düşülmesi doğru değildir. Mahkemece alacaklının tahsil harcına yönelik şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : İstek, icra müdürlüğünün işlemini şikayete ilişkindir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 28. maddesinin ( b ) bendinde yer alan İcra Tahsil Harcının Ödeme ( tahsil ) zamanı ve şekline ilişkindir. Harçlar, kamu hizmetlerinden yararlananların ve hatta yararlanmak zorunda bırakılanların bu hizmet vesilesiyle ödedikleri bir çeşit vergilerdir. Bu ödeme hizmet maliyetini kısmen paylaşmadır. Devletin arz ettiği hizmet kişi için ölçülür bir fayda sağlıyorsa, gerek hizmetlerin aşırı bir şekilde yayılmasını önlemek arzusu, gerek maliyetleri hizmeti talep edenlere ödetmenin daha adil olacağı düşüncesi bilhassa son yıllarda kamu hizmetini kullanana, bedel ödetme ilkesinin yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Harçlar çok eski yıllardan beri kullanılmıştır. Cumhuriyet döneminde 1927 yılından beri ve özellikle 1934 yılında çıkarılan çeşitli kanunlarla harçların kapsamı ve miktarları yeniden belirlenmiştir. Harçları çeşitli kanunlarda ve dağınık bir şekilde düzenlemenin doğurduğu sakıncalar nedeniyle 1952 yılında yeni bir Harçlar Kanunu ( 5887 Sayılı ) yürürlüğe konulmuştur. 1964 yılında harçlar konusundaki hükümler yeniden gözden geçirilmiş ve yenilikler de yapılmak suretiyle 492 sayılı Harçlar Kanunu T.B.M.M tarafından kabul edilerek yürürlüğe girmiştir ( Türk Vergi Sistemi Prof. Dr. Kenan Bulutoğlu S. 497-499 ).
Anılan Yasa'nın gerekçesinde harçların; mahiyetleri bakımından teorik olarak kamu alacağı kategorisini teşkil ettikleri belirtildikten sonra harcı doğuran olayın, yapılan bir kamu hizmeti olduğuna işaret edilmiştir. Ancak, bir hizmetin harç konusu olabilmesi için; kişinin bir kamu müessesinden faydalanması, kişiye kamu eliyle özel bir yarar sağlanması, kamu idaresinin kişinin bir işiyle uğraşması yani ferde bir hizmet vermesi gerekir. Bu esaslara göre harç, kişilerin özel menfaatlerine ilişkin olarak kamu müesseseleri ve hizmetlerinden faydalanmaları karşılığında yaptıkları ödemelerdir. Dolayısıyla harç mükellefiyeti, "masrafı karşılama" ve "faydalanma" prensiplerine dayandırılmıştır. ( Millet Meclisi Tutanak Dergisi-Dönem: l, Cilt: 25, Toplantı: 3, Sayfa 282/2 )
Harçlar hakkındaki bu genel açıklamalardan sonra konumuzu teşkil eden icra harçlarına gelince; öğretide genel olarak Devletin, icra hukukundaki faaliyetine karşılık aldığı paraya icra harcı denmektedir ( Prof. Dr. Baki Kuru-İcra ve İflas Hukuku-Üçüncü Baskı-1988-Cilt, Sayfa 107-108 ). İcra ve İflas Harçları 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun birinci kısmında, yargı harçları bölümünde, 2-37. maddelerde düzenlenmiştir. Harçlar Kanunu'ndaki İcra ve İflas harçlarının detaylarına girmeden önce İcra ve İflas Kanunu'nun harçlarla ilgili hükümlerine bir göz atmakta fayda vardır. Bilindiği gibi; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 19.6.1932 günü yürürlüğe girmiştir. Anılan Yasa'nın 15. maddesinin birinci fıkrası; icra ve iflas harçlarını kanun tayin eder. Kanun'da hilafı yazılı değilse, bütün harç ve masraflar borçluya ait olup neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın tahsil olunur hükmünü ihtiva etmektedir. Yasa koyucu bu madde ile icra ve iflas harçlarının çerçevesini tayin etmiş kanunla alacaklının ödemesi gerekenlerin alacaklıdan, ( 2548 sayılı Yasa'da olduğu gibi ) diğer harç ve masrafların sonuç olarak borçludan tahsil edilmesi gerektiğini hüküm altına almıştır. İ.İ.K.nun 15. maddesi; harçların mahiyetini, miktarını, ödeme zamanını ve şeklini doğrudan doğruya diğer yasalara ve özellikle Harçlar Kanunu'na bırakmıştır. İcra harçları 492 sayılı yasaya bağlı ( 1 ) sayılı tarifenin yargı harçları kısmının ( B/1 ) bölümünde düzenlenmiştir. Buna göre ilgililer; icra takibi sırasında ve takibin niteliğine göre başvurma harcı, peşin harç, icra tahsil harcı ve yerine getirme harcı olmak üzere dört çeşit harç ödemek zorundadırlar. İlamlı takiplerde bu harçlardan sadece peşin olanı alınmaz. Diğer tüm harçların bu takipte de tahsili gerekir. Harçlar Yasasının 29. maddesine göre, peşin harçlar, takip sonunda alınacak asıl harca ( tahsil harcına ) mahsup olunur. Burada hemen şu hususu da belirtmek gerekir ki borçlu takip nedeni ile sadece alacaklıya karşı sorumlu ve borçlu değildir. Alacaklının yanında takip hukukunun prosedürünün uygulanması ve dolayısıyla icra takibi nedeniyle Devlete karşı da borçludur. Borçlunun Devlete olan borcu, tabi ki harç borcudur. İcra dairesine yatırılan para nedeniyle borçlu, hem alacaklıya ve hem de Devlete olan borcundan kurtulur. Borcun tamamının icra dairesine yatırılmaması durumunda yatırılan miktar kadar borcundan kurtulmuş olur. Böylece İcra kasasına ödeme yapıldığı anda borç ortadan kalkar. Borçlar Kanunu'nun 113. maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca takip konusu borcun icra dairesine ödenmesi tarihinden itibaren borçlu, faiz borcundan da kurtulmuş olur. Bundan başka ödeme tarihi, harç alacağının ve oranının yanında harç borcunun doğup doğmadığını da tayin eder. Çünkü alacaklının, borçlunun borcunu ödememesinden dolayı onun hakkında icra takibine girişmesi durumunda borçluya İ.İ.K. ve Yönetmeliği hükümleri uyarınca ödeme emri çıkardıktan sonra borçlu, henüz ödeme emrini tebellüğ etmeden önce borcunu icra dairesine gelip yatırırsa bu aşamada harç ödeme mükellefiyetinden de kurtulmuş olur. Alacaklının alacağını mutlaka borçlunun ödemesi gerekmez. Üçüncü şahısların da diledikleri takdirde İcra Dairesine başvurarak borçlunun borcunu ödemek istemeleri mümkündür. İcra Müdürlüğünün ödenmek istenen borcu kabul etme mecburiyeti vardır. Önemli olan, alacaklının bir an önce alacağına kavuşmasıdır. 12. maddenin yasaya konuluş nedenini bu düşünceler teşkil etmektedir. Harçlar Kanunu'nun 28. maddesi ( b ) bendinde yer alan ve icra takiplerinde tahsil harcının, alacağın ödenmesi sırasında tahsil edilmesi gerektiği şeklindeki hüküm, Yasa'nın diğer hükümleri gibi kamu düzeni ile ilgilidir. Borçla ilgili olarak icra dairesinin kasasına yatırılan paranın ister borçlunun veya üçüncü şahısların kendi rızaları ile yatırdıkları para olsun, isterse İ.İ.K.nun 89. maddesi uyarınca diğer alacaklıların ve üçüncü şahısların elinde haczedilen mallarla ilgili paralar olsun bunların kaynağına bakılmaksızın bu paralardan alacaklıya yapılan ödeme nispetinde -harcın tamamı tahsil edilinceye kadar- harç alınması gerekir. Gerek İcra İflas Yasası'nda ve gerekse harçlarla ilgili yasalarda bunun aksine bir hüküm mevcut değildir. Nitekim talimat icralarınca tahsil edilen paralar, esas takibin yapıldığı icra dairesine aynen ve hiçbir kesinti yapılmaksızın gönderilir. Harç ve masrafın hesabı esas takibin yürütüldüğü yer İcra Dairesince yapılır.
Devletin icra takibi nedeniyle aldığı harçlardan en önemlisi Harçlar Kanunu'nun 28. maddesinin ( b ) bendinde düzenlenen icra tahsil harcıdır. İcra tahsil harcı, bu yasal düzenleme uyarınca alacağın ödenmesi sırasında tahsil olunur. Borçlu dilerse icra dairesine başvurarak tüm ferileriyle birlikte harç ve masrafları da kapsayacak biçimde borcunun tamamını hesaplattırıp öder veya borcundan mahsup edilmek üzere kısmi ödemede bulunur. Bu ödemeleri alacaklının arzu ettiği zaman icra dairesinden alma hakkı vardır. Borçlu ister kısmen isterse tamamen ödemede bulunsun, ödediği paralar İ. İ. Kanunu Yönetmeliğinin 57. maddesi uyarınca düzenlenen bir tahsilat makbuzu ile teslim alınarak kasa defterine işlenir. Düzenlenen tahsilat makbuzunun bir nüshası da, ödemede bulunan borçluya verilir.
Alacaklının, dosyaya yatırılan paraları almak istemesi halinde yine yönetmeliğin 58. maddesi uyarınca düzenlenecek reddiyat makbuzunda kesilecek tahsil harç miktarı da gösterilmek suretiyle "verilmesi lazım gelen paranın" miktarı da ayrıca gösterilir ve düzenlenen makbuz alacaklıya imza karşılığında teslim edilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, eğer bir harç alacağı mevcut ise bunun mutlaka her ödeme sırasında tahsil edilmesi gerektiğidir. Devlet tahsil harcını takibe konu asıl alacak üzerinden almaktadır. Bundan sonraki tahsilatlardan ( faiz tahsilatlarından ) harç alınması, Harçlar Yasası'nın 20. maddesinin açık hükmü karşısında mümkün bulunmamaktadır. Kanun, harç alacağının tahsilini borcun tamamının ödenmesi şartına bağlamamıştır. Borcun tamamı ödenirse elbetteki harç da tahsil edilecektir. Borcun tamamı değil de taksit taksit ödenmesi söz konusu ise bu taktirde yapılan borç tahsilatlarının alacaklıya ödendiği miktara göre harç tahakkuku ve tahsilatı yapılacaktır. Çünkü Devlet, verdiği hizmet yani yaptığı tahsilat kadar harç almayı hak etmiştir.
Harçlar Kanunu'nun 28. maddesinin ( b ) bendinde düzenlenen diğer bir husus ise "ödeme yapılmayan hallerde harç alacağının doğması" durumunda bunun ne zaman ve nasıl ödeneceğidir. icra daireleri para alacaklarının tahsilinden başka konusu para ile değerlendirilmesi mümkün olmayan ilamlı icra takiplerini de yerine getirirler. Bu gibi hizmetlerden dolayı alınan harca "icranın yerine getirilmesi harcı denir." ( Prof. Dr. Baki Kuru-İcra İflas Hukuku Cilt: 1, sayfa: 109 ) Ödeme yapılmayan hallerde alınacak harçlar, anılan Yasa'nın, 18 ve 19 maddelerinde düzenlenmiştir. Bunlar gayrimenkul ve gemi tesliminde ve ayrıca menkul tesliminde alınan harçlardır. Kanun bu harçlar için, bunların nitelikleri gereği 15 günlük ödeme süresi belirlemiştir. Harç alacağının icranın yerine getirilmesiyle doğacağını bu doğumdan itibaren, 15 gün içinde ödeneceğini hiçbir duraksamaya meydan vermeden açıkça belirtmiştir. Yasa'nın 18. maddesinde; bir gayrimenkulün veya bir geminin tahliye ve teslimine dair olan icra takiplerinde tahsil harcının; bir yıllık kira bedeli, yoksa bu süreye göre takdir edilecek bir bedel üzerinden hesaplanacağı açıklanmıştır. Menkul tesliminden bahseden 19. madde de ise; bir menkulün teslimine dair olan icra takiplerinde tahsil harcının; menkulün ilamda veya takip talebinde gösterilen değeri, bu yoksa takdir edilecek değer üzerinden hesaplanacağı öngörülmüştür. Dikkat edilecek olursa buradaki harçlar da konusu para almayan yani Yasa'nın deyimiyle ödeme yapılmayan hallere ilişkin bulunmalarına rağmen nisbi tarife üzerinden alınan ( tahakkuk ve tahsil edilen ) harçlardır. Bu takipler sonucu harç alacağının 15 gün içinde ödenmesi gerekir. Harç alacağı, doğumu tarihinden itibaren ilgilisi tarafından 15 gün içinde ödenmediği takdirde İ.İ.K.nu Yönetmeliği'nin 60. maddesi uyarınca harç tahsil müzekkeresi tanzim edilerek tahsili için vergi dairesine gönderilir.
Çocuk teslimi gibi ilamların yerine getirilmesinde ise ( 1 ) sayılı tarifenin ( B/1-2 ) bendi uyarınca maktu yerine getirme harcı alınır. Harç tahsil müzekkeresinin yazılmasından sonra dosyanın işlemden kaldırılması gerekir. Eğer, dosyada yapılması gereken başka bir işlem varsa ve 15 günlük harç ödeme süresi de geçmişse işlemin yapılmasını talep eden taraf ( borçlu veya alacaklı olması fark etmez ) harç tahsil müzekkeresinde belirtilen harç miktarını ödediğini belgelendirmedikçe veya ödemedikçe icra müdürü o işlemi ve müteakip işlemleri yapamaz. Çünkü Harçlar Kanunu'nun 32. maddesi; yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağını öngörmüş, ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer tarafın ödemesi halinde işleme devam olunacağı hükmünü getirmiştir. İcra harçları da yargı harçları içinde kabul edildiğine göre anılan şekilde işlem yapmaktan başka yol yoktur.
Harçlar Kanunu'nun ödeme ile ilgili genel hükümlerini düzenleyen 127. maddesi; bu kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, harçların tamamı peşin olarak ödenmeden harca mevzu olan işlemin yapılamayacağını öngörmektedir. Buradan da kolayca anlaşılmaktadır ki harçlar yasası kural olarak harçların peşin alınmasını emretmektedir.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi Harçlar Kanunu, para borçlarıyla ilgili icra tahsil harcının alacağın -ister kısmen ( taksitle ), isterse tümden olsun tahsili sırasında alınmasını öngörmektedir. Alacaklının, alacağının tamamını elde edinceye kadar takibe devam etmek hakkı ve yetkisi vardır. İcra Dairesince kesilen harç nedeniyle alacaklı, alacağının tamamına kavuşamadığı takdirde borçlunun malvarlığı üzerinde takibi devam ettirerek alacağını eksiksiz tahsil etme olanağına her zaman sahiptir. Alacaklı, icra takibinin herhangi bir safhasında borçlu aleyhine yürüttüğü takibi sürdürmekten vazgeçerse ve hatta bunu bir beyan olarak icra tutanağına yazdırmak isterse İcra Müdürü, feragat beyanını zapta geçirmeden önce feragat harcını borçlu ödemede bulunmadığı takdirde alacaklıdan tahsil etmesi gerekir. Yasa'nın 32. ve 127. maddeleri hükümleri bu konuda hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açıktır. Özet olarak belirtmek gerekirse; Harçlar Yasası'nın 37. maddesinde düzenlenen ve harçların Vergi Dairesince tahsilini öngören kural, İcra Dairesince başkaca hiçbir işlem yapılmasını gerektirmeyen ve Yasa'nın öngördüğü süreler içinde harç ödemesi yapılmayan konulara münhasırdır. Kısaca harç tahsil müzekkeresi yazılmak suretiyle icra tahsil harcının Vergi Dairesince tahsili öngörülen takip dosyası infaz edilmek suretiyle icra müdürü tarafından işlemden kaldırılan işlerle ilgilidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; somut olayda olduğu gibi konusu para alacağı olan icra takiplerinde takip konusu alacağın, borçlu tarafından taksitler halinde ödenmesi durumunda icra tahsil harcının alınmasının, alacağın tamamının ödenmesinden sonraya bırakılmasının, Harçlar Yasası'nın hem sözüne ve hem de özüne aykırı bulunduğundan kabulü mümkün değildir. Alacağın bölüm bölüm icra kasasına yatırılması veya başka nedenlerle ( satış paraları veya İ.İ.K.nun 89. maddesi uyarınca alacaklılar ve üçüncü şahıslar elinde haczedilen mallarla ilgili paralar ) kasaya alınan paralar olup olmadıklarına bakılmaksızın icra müdürünün, alacaklıya yaptığı her ödeme sırasında tahsili gereken bir harç miktarı bulunduğu takdirde bunu mutlaka ödeme anında tahsil etmesi gerekir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, ve gerekli temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 9.6.2004 gününde yapılan 2.görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
Medeni Usul Hukuku'nda olduğu gibi, İcra Hukuku'nda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir. Harç, yapılan bir hizmet karşılığı olarak Devletin aldığı bir paradır. Tahsil harcı da, bu amaca yönelik olup, alacağın ödenmesi sırasında tahsil edilir.
Tahsil harcının sorumlusu, İ.İ.K. nun 15. maddesi gereğince borçludur. Bu olgu Yasa'nın anılan hükmünden açıkça anlaşılmakta olup, Sayın çoğunlukla bu konuda bir görüş ayrılığımız bulunmamaktadır.
Çoğunluktan farklı düşündüğümüz konu; Genel Kurulda varılan sonucun İ.İ.K. nun 12. maddesinde öngörülen hükme uygun bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
İ.İ.K. nun 12. Maddesi: ( İcra Dairesine ödeme ) başlığını taşımakta olup, ( İcra dairesi, takibedilmekte olan bir para alacağına mahsuben borçlu veya üçüncü şahıs tarafından ödenen paraları kabule mecburdur. Bununla borçlu, bu miktar borcundan kurtulur. ) hükmünü içermektedir.
Burada önemle üzerinde durulması gereken husus: İcra dosyasına yapılan ödeme kadar, "borçlunun borcundan kurtulması" dır. Bu tarihten sonra anılan borç bölümü ( veya tamamı ) için borçlu aleyhine faiz yürütülemez. Talep halinde yatan paranın tamamı alacaklıya ödenmelidir. Bundan tahsil harcı kesilmesine, anılan hüküm kesinlikle mani teşkil eder. Zira, hem yatan paranın alacaklıya ait olması, hem borçlunun bu bölüm kadar borcundan kurtulması ve hem de ödeme yükümlüsü borçlu olan tahsil harcının alacaklıdan alınması çelişki doğurmakta olup, kabul edilemez.
Alacaklı, kendisinden kesilen tahsil harcı için borçlu hakkında takibe de devam edemez. Çünkü borçlu, yatırılan bedelin "tümü için" borçtan kurtulmuştur. Borçtan kurtulunan bölüm için alacaklının takibi sürdürme olanağının bulunmadığı ise son derece açıktır. Alacaklının bu konudaki istemi takip hukukuna aykırı olup kesinlikle reddedilecektir. Özetle, kendi parasından kesilen harcın bu aşamada artık tahsili olanağı kalmamıştır.
Yapılacak iş, Harçlar Kanunu'nun 37. maddesi gereğince, tahsil harcının alınması için Vergi Dairesine müzekkere yazılmasından ibarettir.
6183 Sayılı Yasa'ya göre Vergi Dairesine ait olan bu görevin, alacaklıya yükletilmesi ve onun, borçlunun yeni mallarını arayıp bulmaya yöneltilip zorlanması sonucunu doğuran bir uygulamanın İ.İ.K. nun 12. ve Harçlar Kanunu'nun 37. maddelerine uygun olmadığı düşüncesindeyiz. Esasen İ.İ.K.'nun 12. maddesinin son ödenen kısım için borçlunun borcundan kurtulacağını öngören hükmü, alacaklının yeniden haciz yapmasını ve sorumlu olmadığı halde, kendisine ait paradan alınan tahsil harcı için takibe devam etmesini de imkansız kılmaktadır.
Bu nedenlerle mahkeme kararının Dairemizin bozma ilamında yazılı nedenlerle bozulması gerektiğini düşündüğümüz için, aksine oluşan Sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyoruz. 14.06.2004
M. Oskay F. Kadı M. L. Tombaloğlu T. Arıkan E. Uzuner
12.H.D.Üyesi 12.H.D.Üyesi 12.H.D.Üyesi 12.H.D.Üyesi 12.H.D.Üyesi
Dikkati çekmek için kalınlaştırdığım paragraf sorulan soruya cevap vermesi için bence yeterlidir.
Old 27-02-2007, 00:30   #10
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. icra22
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...0458#post40458
Bir de bu linkte Sn. Mustafa Özoğul'un sunduğu Yargıtay Kararına bakar mısınız?
Old 27-02-2007, 03:05   #11
ragıp

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım
Harçlar kanununa bakın önce. yargıtay kararlarını boş verin. feragat harcı, işlemi yapan kişi tarafından ödenir.
Eğer alacağımı haricen aldım derseniz de durum değişmez. Takip talebinde bulunurken; alacak, icra masrafı, tahsilharcı diyorsunuz ya. Tahsil harcı, icra masraflarına dahil olup, borçlu tarafından ödenir. Ama, alacaklı, alacağını haricen almışsa, harcı da almış sayılır.
İcra dosyasından feragat eden alacaklının, talebinden vaz geçip, yalnızaca haczin fekkini istemesi mümkün değil. Bunu tartışmıyorum bile.
Zira tahsil edilmeyen harçlar için ayrı bir prosedür uygulanıyor
Old 28-02-2007, 11:44   #12
ares139

 
Varsayılan

Sn;İsim bulamadım, yanlış bir tabi ki yapmadınız.öyle demek istemedim.Yanlış anlaşıldıysam özür dilerim.Ben şahsi fikrimi söyledim sadece.
Sn; Eroral, verdiğim cevabın halen arkasındayım.Ama cevabı verirken büro dışında olmam sebebiyle bir kısım eksik hatırlamam olmuş.Şöyle ki; haricen tahsilde yine harcın sorumlusu borçlu olmakla beraber harçlar kanunu 128.madde gereğince memurun sorumluluğunu azaltmak amacı ile beyanda bulunan alacaklıdan "ilerde borçludan alınmak üzere" tahsil harcı alınmaktadır.Yani bundan sonra her ne kadar alacaklı tarafından -haricen tahsil beyanı dolayısıyla- tahsil harcı yatırılmış olsada muhtıra ile borçludan tahsili sağlanıp alacaklıya ödenir.Bununla ilgili kararı gönderiyorum.Umarım işinize yarar.Saygılarımla.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2004/17132
Karar No.
2004/21884
Tarihi
15.10.2004


492-HARÇLAR KANUNU/128/28/32
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/15


İCRA TAHSİL HARCI ALACAKLIYA ÖDEME ANINDA KESİLİR
HARÇ VE GİDERLER


ÖZET
MEDENİ USUL HUKUKUNDA OLDUĞU GİBİ İCRA HUKUKUNDA DA HARÇ VE GİDERLER, SONUÇTA HAKSIZ ÇIKAN TARAFA YÜKLETİLİR. HARÇ, YAPILAN HİZMET KARŞILIĞI OLARAK DEVLET'İN ALDIĞI BİR PARADIR. TAHSİL HARCI DA BU AMACA YÖNELİK OLDUĞUNDAN ALACAKLIYA ÖDEME SIRASINDA KESİLİR. İLERİDE BORÇLUDAN ALINMAK ÜZERE TAHSİL ANINDA TAHSİL HARCI ALACAKLIDAN TAHSİL EDİLİR. İCRA MAHKEMESİNCE AÇIKLANAN HUSUSLAR NAZARA ALINMADAN ŞİKAYETİN REDDİNE KARAR VERİLMESİ USUL VE YASAYA AYKIRIDIR


Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Medeni Usul Hukuku 'nda olduğu gibi İcra Hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir. Harç yapılan bir hizmet karşılığı olarak Devletin aldığı bir paradır. Tahsil harcı da bu amaca yönelik olduğundan alacaklıya ödeme sırasında alındığına göre, takip masrafları çıkarıldıktan sonra kalan miktar üzerinden alacaklıdan tahsil olunur. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nda harcın ödeme zamanı, matrahı ve miktarı belirlenmiştir. Nitekim Harçlar Kanunu'nun 28/b maddesinde icra takiplerinde tahsil harcı alacağın ödenmesi sırasında, ödeme yapılmayan hallerde harç alacağının doğması tarihinden itibaren 15 gün içinde ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Keza Harçlar Kanunu'nun 32. maddesinde ise harcın mükellefi alacaklı olmasa dahi müteakip işlemleri yaptırmak için ilgilisi tarafından ödenmeyen harcı diğer taraf ödeyerek bilahere sorumlusundan tahsil etmek koşulu ile işleme devam olunacağı açıklanmıştır. Keza Harçlar Kanunu'nun 128. maddesi gereğince gerekli harçlar tamamen alınmadan işlem yapan memurlar harcın ödenmesinden mükellefler ile müteselsilen sorumlu olurlar.

Ne var ki anılan yasanın 130. maddesi ise bu kanunda ödemeleri için belli bir süre belirlenmiş harçlar süresi içinde ödenmemiş ise ilgilileri tarafından sürenin sonundan itibaren 15 gün içinde müzekkere ile o yerin ilgili vergi dairesine bildirileceği belirtilmiştir. İİK'nun 15. maddesi ise harcın kim tarafından ödeneceğini açıklayarak "İcra ve İflas Harçlarını kanun tayin eder. Kanunla hilafı yazılı değilse bütün harç ve masraflar borçluya ait olup neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın tahsil olunur" demekle tahsil harcının sorumlusunun borçlu olduğunu açıklamıştır. Dairemizce süregelen içtihatlarında da bu kural uygulanmış ise de Hukuk Genel Kurulu'nun önüne gelen dairemizle ilgili uyuşmazlıkta H.G.K.'nca 22.09.2004 tarih 2004/12-491 Esas sayılı karan ile paranın tahsili anında Devletin harçla ilgili kaybını önlemek Harçlar Kanunu'nun 128. maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ilerde borçludan alınmak üzere tahsil anında tahsil harcının alacaklıdan tahsili gerekeceğine karar verilmiştir.

Dairemizce açıklanan nedenle yeniden oluşturulan içtihatlarında H.G.K. kararına uygun olarak tahsil harcının alacaklıdan tahsil edilebileceği görüşü benimsenmiştir. Ancak Harçlar Kanunu'nun 32. maddesinin söz konusu olmadığı hallerde dosya hesabı kapatılırken İİK'nun 12. maddesi gereğince borçlunun borcu, alacaklının ödediği tahsil harcı kadar devam edeceğinden alacaklının ödediği harç miktarı kadar takibe devam hakkı vardır. İcra mahkemesince yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda anlaşmazlığa çözüm getirilmesi gerekirken önceki içtihatlarının doğrusunda şikayetin reddi isabetsizdir.

SONUÇ: Alacaklı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
icra takibinin açıldığı gün yapılan ödeme AV.SANEM Meslektaşların Soruları 19 12-12-2014 14:52
İcra Takibinin Düşmesi (takipsizlikle Arşive Kaldırılması) ibrahimbey Hukuk Sohbetleri 10 18-10-2010 12:37
affa uğrayan telefon borcunun ödenen ilk taksiti asıl alacaktan fazla ise ne olur? anti-leviathan Hukuk Soruları Arşivi 6 06-01-2007 16:32
Müşterek ve müteselsil borç ilişkisine dayanarak açılan icra takibinde feragat DerinlikSarhoşu Meslektaşların Soruları 3 14-10-2006 13:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05809999 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.