Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Anket Sonucu: MOBESE Kameraları bizi mi gözetlemektedir?
Evet bizi gözetlemektedir. Ancak sakıncası yok güvenlik için gerekli bir şey. 221 43,68%
Hayır, sadece suç işleyenleri veya işleyecekleri gözetlemektedir. 32 6,32%
Evet bizi de gözetlemektedir. Kendimi BBG evinde gibi hissediyorum. 34 6,72%
Gözetlese de, benim için sakıncası yok. Çünkü kaygı duyacak davranışlarda bulunmuyorum. 98 19,37%
Evet bizi gözetlemektedir. Birileri arşiv amaçlı ve kötüniyetle kullanabilir.Karşıyım 71 14,03%
Evet . Ayrıca bu kişi hak ve özgürlüklerine bir saldırı sayılmalıdır. Hukuka aykırıdır. 138 27,27%
Birden Fazla Seçenek İşaretlenebilen Anket. Oy Verenler: 506. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 94)

Biri Bizi Gözetliyor

Yanıt
Old 14-02-2011, 15:36   #181
hızır hafiye

 
Varsayılan

Mobese kameralarının yararı, faili meçhul ile faili firar arasındaki farkta gizlidir.Mobese kameralarını özel hayatın gizliliğine müdahele olarak değerlendiren katılımcılar umarım kalabalık meydanlarda çektikleri fotoğraflarda arka planda kalan insanlarında hukukunu korumada aynı duyarlılığı gösteriyorlardır.
Old 14-02-2011, 18:10   #182
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hızır hafiye
Mobese kameralarının yararı, faili meçhul ile faili firar arasındaki farkta gizlidir.Mobese kameralarını özel hayatın gizliliğine müdahele olarak değerlendiren katılımcılar umarım kalabalık meydanlarda çektikleri fotoğraflarda arka planda kalan insanlarında hukukunu korumada aynı duyarlılığı gösteriyorlardır.


Kesinlikle duyarlıyımdır. Mümkün olduğunca çekmemeye çalışırım. Eskaza çekmişsem de; arşivlemem, kimdir diye merak etmem, kimlerle irtibatı vardır diye araştırmam.
Old 14-02-2011, 21:42   #183
hızır hafiye

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Kesinlikle duyarlıyımdır. Mümkün olduğunca çekmemeye çalışırım. Eskaza çekmişsem de; arşivlemem, kimdir diye merak etmem, kimlerle irtibatı vardır diye araştırmam.
Sayın Ergin
Eğer ben mobese kamerasından tantanacılık usulüyle hırsızlık suçunun işlendiğini tespit edersem failleri kimdir diye merak ederim, kimlerle irtibatı vardır diye araştırırım, ve görüntüleri adli makamalara delil olarak sunulmak üzere arşivlerim...
Zaten bunun için Max Weber bir asır önce işbölümü ve uzmanlaşma demiş. Birileri merak edecek, araştıracak, arşivleyecek.
Old 14-02-2011, 22:51   #184
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hızır hafiye
Sayın Ergin
Eğer ben mobese kamerasından tantanacılık usulüyle hırsızlık suçunun işlendiğini tespit edersem failleri kimdir diye merak ederim, kimlerle irtibatı vardır diye araştırırım, ve görüntüleri adli makamalara delil olarak sunulmak üzere arşivlerim...
Zaten bunun için Max Weber bir asır önce işbölümü ve uzmanlaşma demiş. Birileri merak edecek, araştıracak, arşivleyecek.

Şunun gibi mi?

http://webtv.sabah.com.tr/webtv/vide...er_istanbuldan
Old 15-02-2011, 00:11   #186
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hızır hafiye
Sayın Ergin
Eğer ben mobese kamerasından tantanacılık usulüyle hırsızlık suçunun işlendiğini tespit edersem failleri kimdir diye merak ederim, kimlerle irtibatı vardır diye araştırırım, ve görüntüleri adli makamalara delil olarak sunulmak üzere arşivlerim...
Zaten bunun için Max Weber bir asır önce işbölümü ve uzmanlaşma demiş. Birileri merak edecek, araştıracak, arşivleyecek.

Sayın hızır hafiye,
Max Weber'in sizin anladığınız türden, isteyenin istediği gibi kim 'kimdir diye merak ederim, kimlerle irtibatı vardır diye araştırırım, ve görüntüleri adli makamalara delil olarak sunulmak üzere arşivlerim...' türünden bir işbölümü ve uzmanlaşma dediğinden emin misiniz?

Saygılarımla
Old 15-02-2011, 00:28   #187
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Sayın hızır hafiye,
Max Weber'in sizin anladığınız türden, isteyenin istediği gibi kim 'kimdir diye merak ederim, kimlerle irtibatı vardır diye araştırırım, ve görüntüleri adli makamalara delil olarak sunulmak üzere arşivlerim...' türünden bir işbölümü ve uzmanlaşma dediğinden emin misiniz?

Saygılarımla

Üstadım, yazdıklarınız aklıma Nietzsche'nin görüşlerinin Alman faşizmi tarafından kullanılmasını getirdi. Weber'de, bildiğim kadarıyla, uzmanlaşma ve işbölümünden etkin kamusal ve bürokratik işleyişin ölçütleri olarak bahsediyordu.Bu ölçüt kamunun kendi özgücüne (insan, mali kaynaklar, personel, bina, araç-gereç vs...) dönük bir niteliğe sahiptir; yurttaşların tasnifine yönelik ve topluma tatbik edilecek bir ölçüt olarak olarak görülmemelidir kanısındayım. Saygılar.
Old 15-02-2011, 09:01   #188
hızır hafiye

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Sayın hızır hafiye,
Max Weber'in sizin anladığınız türden, isteyenin istediği gibi kim 'kimdir diye merak ederim, kimlerle irtibatı vardır diye araştırırım, ve görüntüleri adli makamalara delil olarak sunulmak üzere arşivlerim...' türünden bir işbölümü ve uzmanlaşma dediğinden emin misiniz?

Saygılarımla
sayın Gemici
Eğer isteyen kanunun kendine verdiği yetkiyi kullanan kolluk kuvvetiyse ve istediğide kamu düzenini korumak ve bozulan kamu düzeninin en kısa sürede tekrar tesisini sağlamaksa evet eminim.
Old 15-02-2011, 11:25   #189
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayır hızır hafiye

Zehir gibi zararlı bir şey bile bazı konularda yararlı olabilir.

Herkes kendi ihtiyacı neyse o açıdan bakmaktadır.
- Kameralar suçların takibi açısından tartışmasız yararlıdır.
- Kameralar insan hakları açısından tartışmasız zararlıdır.

Halbuki yarar ve zarar karşılıklı kabul edilirse tartışma biter. Böylelikle tartma aşamasına geçilir:

Adaletin terazisinde özgürlükler ağır basar.

Saygılarımla
Old 15-02-2011, 11:59   #190
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
sayın Gemici
Eğer isteyen kanunun kendine verdiği yetkiyi kullanan kolluk kuvvetiyse ve istediğide kamu düzenini korumak ve bozulan kamu düzeninin en kısa sürede tekrar tesisini sağlamaksa evet eminim.

Sayin hızır hafiye,

soru Max Weber"in söylediginden emin misiniz seklinde idi?
Sizin emin olmaniz degil!

SAYGILARIMLA
Old 15-02-2011, 12:40   #191
hızır hafiye

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Sayin hızır hafiye,

soru Max Weber"in söylediginden emin misiniz seklinde idi?
Sizin emin olmaniz degil!

SAYGILARIMLA
Sayın gemici
Weber'in bürokrasisini oluşturan 5 temel öğeden biri olan iş bölümü ve uzmanlaşma ve ilk örneklerinden Henry Ford'un uyguladığı, her işçinin işin kendisine ait kısmını yapması prensibine dayanan ve fordizm olarak adlandırılan yapılanmayı incelerseniz en büyük organizasyon olan devletin iş bölümü dağılımında kamu güvenliğinden sorumlu kurumları ve bu kurumların görev ve yetkileri belirlenmiştir.eğer bu iş bölümü dağılımında iç güvenlik kolluk kuvvetlerine verilmiş ve bu görevin ifasının nasıl yapılacağı kanun ve yönetmeliklerle belirlenmiş ise kolluk bu yetkisini kullanır. ben şu ana kadar anayasa mahkemesi, yargıtay yada danıştaydan mobese kameralarının kullanılmasıyla alakalı oluşan ihtilaflardan idare aleyhinde verilmiş bir karar görmedim. eğer sizin bilginiz varsa kararı gösterirseniz sevinirim. yani mobese kameralarını sizin dediğiniz gibi her isteyen (mesela doktorlar ) izleyemez.kamera görüntülerinin kayıt edilecekleri yer, kayıtlı kalacakları süre ve adli makamlara veriliş süresi yönetmeliklerle belirlenmiştir.
toplumumuz hepimiz dinleniyoruz hepimiz gözleniyoruz paranoyasından kurtulmalıdır. istanbulda 4000 civarı kameranın hepsinin 24 saat takibi için çalışma sürelerini 8 saatten hesaplasak 12000 personel , 70 milyonu sürekli dinlemek için aynı hesaptan 210 milyon personel lazım.buralarda çalışanları toplasanız 200 ü geçmez.
saygılar...
Old 15-02-2011, 13:37   #192
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hızır hafiye
toplumumuz hepimiz dinleniyoruz hepimiz gözleniyoruz paranoyasından kurtulmalıdır.

Hergün yeni bir telekulak haberinden kurtulup biraz dinlenebilsek paranoyadan kurtuluruz gibime geliyor, ama dinlenmekten dinlenmeye firsat bulamiyoruz!

SAYGILARIMLA
Old 22-02-2011, 20:43   #193
Burak Ülker

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hızır hafiye
istanbulda 4000 civarı kameranın hepsinin 24 saat takibi için çalışma sürelerini 8 saatten hesaplasak 12000 personel , 70 milyonu sürekli dinlemek için aynı hesaptan 210 milyon personel lazım.buralarda çalışanları toplasanız 200 ü geçmez.
saygılar...
her bir kameranin basinda surekli bir izleyen olmasi gerekmez ki,zaten endiselendiren nokta bu degil,istendigi zaman benim sevgilimi optugum ana ulasilabilmesi,sucluyu ararken kurunun yaninda yasin da yanmasi.tamam hukuk dunyasi icin ne kadar az
ölüm olursa hukuk o kadar faydalidir AMA; bir masum insan hapse girecegine bin suclu serbest dolassin demiyor muyuz? niye benim sevgilimle goruntulerim kaydediliyor?gorusume gelince; kesinlikle MOBESE denen uygulama sadece trafik sorunlariyla kisitli kalmali,insan icine cok girmemeli,makineler arasinda durmali..sonucta haberlerde bile izlemeye basladik `yurdumdan komik trafik kazalari`ni,mobese kayitlari haber kanallarina da ulasiyor,ordaki calisan araciligiyla halka da iniyor..ne gerek var..?suc islemeyi onleyici etken,suc islenmeden once `aa dur surda kamera var,calmayalim arabayi` seklinde degil de, `aa bak bu adam araba caldi bak su su su sekilde pisman oldu,biz de calmayalim` dedirtmeli..saygilar...
Old 01-03-2011, 14:22   #194
hızır hafiye

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Burak Ülker

her bir kameranin basinda surekli bir izleyen olmasi gerekmez ki,zaten endiselendiren nokta bu degil,istendigi zaman benim sevgilimi optugum ana ulasilabilmesi,sucluyu ararken kurunun yaninda yasin da yanmasi.tamam hukuk dunyasi icin ne kadar az
ölüm olursa hukuk o kadar faydalidir AMA; bir masum insan hapse girecegine bin suclu serbest dolassin demiyor muyuz? niye benim sevgilimle goruntulerim kaydediliyor?gorusume gelince; kesinlikle MOBESE denen uygulama sadece trafik sorunlariyla kisitli kalmali,insan icine cok girmemeli,makineler arasinda durmali..sonucta haberlerde bile izlemeye basladik `yurdumdan komik trafik kazalari`ni,mobese kayitlari haber kanallarina da ulasiyor,ordaki calisan araciligiyla halka da iniyor..ne gerek var..?suc islemeyi onleyici etken,suc islenmeden once `aa dur surda kamera var,calmayalim arabayi` seklinde degil de, `aa bak bu adam araba caldi bak su su su sekilde pisman oldu,biz de calmayalim` dedirtmeli..saygilar...
Umuma mahsus alanlarda sabit olarak kayıt yapan bir cihaz nasıl olacakta, istediği zamanda istediği yerde olabilecek hareketli bir nesnenin kaydını istendiği anda yapabilecek bu fiziki olarak imkânsız. Mobese kameraları paparazzi kameraları gibi kişilerin peşinden koşmaz kişiler onun görüş açısına girer ve çıkar.
İkinci olarak mobese kayıtlarının televizyon aracılığıyla halkla paylaşılması orada çalışanların inisiyatifinde değil halkı bilinçlendirmek adına yasal prosedür çerçevesinde dağıtılan (özel hayata müdahale niteliğinde olmayan) uzak çekim görüntüler.
Son olarak önleyici kolluk kuvvetinin görevi halkın can ve mal güvenliğini korumak adına tedbirler almak, eylemin sonuçlarının yasal caydırıcılığını belirlemek kolluğun değil yasama organı TBMM’nin görevidir.
Saygılarımla
Old 01-03-2011, 23:41   #195
Burak Ülker

 
Varsayılan

Bu sistemlerin keyfi ve düzensiz kullanımının başta kişisel verilerin ve özel hayatın gizliliği olmak üzere bir çok hukuk kuralını ihlal etme ihtimalinin yüksek olduğu muhakkaktır.

1980 yılında OECD tarafından belirlenen “Adil Bilgi Uygulama Kuralları” özünde: *Bilgi toplanmasına belli kısıtlamalar getirerek, sadece gerekli bilgilerin toplanmasına izin verilmesini, *Mümkün olabilen durumlarda bilginin doğrudan kişinin kendisinden alınmasını, bilgi alınmasının sebebinin açıklanmasını ve neden bu bilgiye gereksinim duyulduğunun açıklanmasını, *Toplanan bilginin sadece bildirilen neden için kullanılmasını, *Bilgi veren kişiye, kişisel bilgilerine girme ve yanlış ise düzeltme olanağı verilmesini ister.

Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin 1995 yılı tarihli 95/46/EC sayılı yönergesine göre veriler yasal çerçevede toplanabilir ve verinin öznesine sistem hakkında bilgilendirilme yapılır. Veriler, verinin öznesine açıktır, veri sahibinin verilere itiraz ve yanlış olan verilere karşı düzeltme hakkı vardır. Yönerge de asıl önemli olan Verinin gizliliği ve güvenliğini koruma ilkesidir. 2001 tarihli (CE) 45/2001 sayılı Avrupa Parlementosu ve Konseyi’nin Topluluk Kurum ve Organlarına Yönelik Verilerin Korunmasına İlişkin Düzenlemesine göre de kişisel veriler; adil ve yasal olarak, belirlenen, açık ve yasal olan amaçlar için toplanmalı ve ancak bu amaçlar doğrultusunda kullanılmalı, toplanma amacıyla ilgili ve yeterli ölçüde olmalı, bu amacı aşmamalı, doğru ve güncel olmalı (yanlış ya da eksik olan verinin silinmesi ya da düzeltilmesi için gereken yapılmalı) ve ancak amaca uygun olarak gerektiği sürece saklanmalıdır.

Ülkemizde, Özel Hayatın Gizliliği, Haberleşme Hürriyeti ve Haberleşmenin Gizliliği Anayasa ile korunmuştur. (T.C.Anayasası Madde 20, Madde 22). Türkiye ayrıca; (8.maddesiyle) “Herkesin Özel ve Aile Hayatına, Konutuna ve Haberleşmesine Saygı Gösterilmesini” hükme bağlayan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni 1954 yılında onaylamış; “Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması”’na ilişkin 108 sayılı Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni de 1981 yılında imzalamıştır. Bunların yanı sıra Türkiye, veri koruması ve sınır-ötesi bilgi akışı konusundaki OECD Yönlendirici İlkeleri’ni de imzalamıştır.

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar başlıklı dokuzuncu bölümündeki maddelerle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması başlıklı 135.maddesi ve Teknik Araçlarla izleme başlıklı 140.maddelerinde ise ilgi çekici düzenlemeler mevcuttur.
Alintidir.saygilarimla..
not: katilimcilardan `ozel hayata mudahale siniri`nin ne zaman asilmis olacagi ne zaman olmayacagi konusunda yorumlarini bekliyorum.. iyi aksamlar
Old 02-03-2011, 16:14   #196
hızır hafiye

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Burak Ülker
Bu sistemlerin keyfi ve düzensiz kullanımının başta kişisel verilerin ve özel hayatın gizliliği olmak üzere bir çok hukuk kuralını ihlal etme ihtimalinin yüksek olduğu muhakkaktır.

1980 yılında OECD tarafından belirlenen “Adil Bilgi Uygulama Kuralları” özünde: *Bilgi toplanmasına belli kısıtlamalar getirerek, sadece gerekli bilgilerin toplanmasına izin verilmesini, *Mümkün olabilen durumlarda bilginin doğrudan kişinin kendisinden alınmasını, bilgi alınmasının sebebinin açıklanmasını ve neden bu bilgiye gereksinim duyulduğunun açıklanmasını, *Toplanan bilginin sadece bildirilen neden için kullanılmasını, *Bilgi veren kişiye, kişisel bilgilerine girme ve yanlış ise düzeltme olanağı verilmesini ister.

Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin 1995 yılı tarihli 95/46/EC sayılı yönergesine göre veriler yasal çerçevede toplanabilir ve verinin öznesine sistem hakkında bilgilendirilme yapılır. Veriler, verinin öznesine açıktır, veri sahibinin verilere itiraz ve yanlış olan verilere karşı düzeltme hakkı vardır. Yönerge de asıl önemli olan Verinin gizliliği ve güvenliğini koruma ilkesidir. 2001 tarihli (CE) 45/2001 sayılı Avrupa Parlementosu ve Konseyi’nin Topluluk Kurum ve Organlarına Yönelik Verilerin Korunmasına İlişkin Düzenlemesine göre de kişisel veriler; adil ve yasal olarak, belirlenen, açık ve yasal olan amaçlar için toplanmalı ve ancak bu amaçlar doğrultusunda kullanılmalı, toplanma amacıyla ilgili ve yeterli ölçüde olmalı, bu amacı aşmamalı, doğru ve güncel olmalı (yanlış ya da eksik olan verinin silinmesi ya da düzeltilmesi için gereken yapılmalı) ve ancak amaca uygun olarak gerektiği sürece saklanmalıdır.

Ülkemizde, Özel Hayatın Gizliliği, Haberleşme Hürriyeti ve Haberleşmenin Gizliliği Anayasa ile korunmuştur. (T.C.Anayasası Madde 20, Madde 22). Türkiye ayrıca; (8.maddesiyle) “Herkesin Özel ve Aile Hayatına, Konutuna ve Haberleşmesine Saygı Gösterilmesini” hükme bağlayan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni 1954 yılında onaylamış; “Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması”’na ilişkin 108 sayılı Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni de 1981 yılında imzalamıştır. Bunların yanı sıra Türkiye, veri koruması ve sınır-ötesi bilgi akışı konusundaki OECD Yönlendirici İlkeleri’ni de imzalamıştır.

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar başlıklı dokuzuncu bölümündeki maddelerle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması başlıklı 135.maddesi ve Teknik Araçlarla izleme başlıklı 140.maddelerinde ise ilgi çekici düzenlemeler mevcuttur.
Alintidir.saygilarimla..
not: katilimcilardan `ozel hayata mudahale siniri`nin ne zaman asilmis olacagi ne zaman olmayacagi konusunda yorumlarini bekliyorum.. iyi aksamlar



Bu sistemlerin keyfi ve düzensiz kullanımının başta kişisel verilerin ve özel hayatın gizliliği olmak üzere bir çok hukuk kuralını ihlal etme ihtimalinin yüksek olduğu muhakkaktır.
Keyfi ve düzensiz kullanılan bu tarz kayıt yapan cihazların kişisel veri ve özel hayatın gizliliği olmak üzere birçok hukuk kurallarını ihlal etme ihtimali olduğu gerçektir. Örneğin; bankamatiklerin şifre giriş yerini görecek şekilde gizli kamera yerleştirip şahısların şifre bilgilerini elde edebilir, otel odalarına yerleştireceğiniz gizli kameralarla şahısların özel hayatını kayıt altına alıp hukuk kurallarını ihlal edebilirsiniz. Ama bunları herkesin hiçbir ön şarta bağlı olmadan bulunabilecekleri umuma mahsus yer olarak tanımlanmış caddelerde parklarda köprülerde konuşlanmış mobese kameralarıyla yapa-mazsınız. Bu yönüyle mobese kameraları bu tarz kayıt yapan cihazların en masumu en günahsızıdır.



1980 yılında OECD tarafından belirlenen “Adil Bilgi Uygulama Kuralları” özünde: *Bilgi toplanmasına belli kısıtlamalar getirerek, sadece gerekli bilgilerin toplanmasına izin verilmesini, *Mümkün olabilen durumlarda bilginin doğrudan kişinin kendisinden alınmasını, bilgi alınmasının sebebinin açıklanmasını ve neden bu bilgiye gereksinim duyulduğunun açıklanmasını, *Toplanan bilginin sadece bildirilen neden için kullanılmasını, *Bilgi veren kişiye, kişisel bilgilerine girme ve yanlış ise düzeltme olanağı verilmesini ister.
Adil bilgi uygulama kuralları ülkemizde adli ve önleme aramaları yönetmeliğiyle düzenlenmiş olup yukarıda sayılan nedenler adli arama ve kapsamı adı altında bahse konu yönetmeliğin ikinci bölümünde açıklanmıştır. Fakat tartışma konusu mobese kameralarının kişisel veri toplama gibi bir amacı ve kabiliyeti yok . Ben istiklal caddesinde gezerken 300 tane özel güvenlik kamerasının 3 tanede mobese kamerasının kayıt alanına girmiş olabilirim.Benle beraber binlerce kişide aynı kayıt altına alınmış olabilir. Bu binlerce kişi hakkını arama noktasında tek tek özel iş yeri güvenlik kamerası sahiplerini özel hayatın gizliliği yada kişisel verilerin ihlali suçunu işlediniz diye dava etse sonuç ne olur. Mobese kameralarıda iş yeri güvenlik kameraları gibi fakat daha geniş açılı panoramik kayıt yapan cihazlardır. Her zaman öğrenme taraftarıyımdır. Güvenlik kameraları aleyhine açılıp kazanılan dava varmı?



Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin 1995 yılı tarihli 95/46/EC sayılı yönergesine göre veriler yasal çerçevede toplanabilir ve verinin öznesine sistem hakkında bilgilendirilme yapılır. Veriler, verinin öznesine açıktır, veri sahibinin verilere itiraz ve yanlış olan verilere karşı düzeltme hakkı vardır. Yönerge de asıl önemli olan Verinin gizliliği ve güvenliğini koruma ilkesidir. 2001 tarihli (CE) 45/2001 sayılı Avrupa Parlementosu ve Konseyi’nin Topluluk Kurum ve Organlarına Yönelik Verilerin Korunmasına İlişkin Düzenlemesine göre de kişisel veriler; adil ve yasal olarak, belirlenen, açık ve yasal olan amaçlar için toplanmalı ve ancak bu amaçlar doğrultusunda kullanılmalı, toplanma amacıyla ilgili ve yeterli ölçüde olmalı, bu amacı aşmamalı, doğru ve güncel olmalı (yanlış ya da eksik olan verinin silinmesi ya da düzeltilmesi için gereken yapılmalı) ve ancak amaca uygun olarak gerektiği sürece saklanmalıdır.
Avrupa parlementosu sürekli bu tarz kararlar alır ama kendisi uygulamaz. Bugün İngiltere’de 4.2 milyon güvenlik kamerasının olduğu ve bunun 10 yıl içinde 6 milyona çıkarılacağı Londrada sokağa çıkan bir ingilizin ortalama bir gün boyunca yaklaşık 300 kez yani 4.8 dakikada bir kameraya yakalandığı Fransa da sadece tren garlarındaki kamera sayısının 12000 civarı olduğu artık herkesçe bilinen bir gerçek. Yine özgürlükler ülkesi Amerika da havaalanı girişlerde güvenlik adına yapılan uygulamalar ortada.


Ülkemizde, Özel Hayatın Gizliliği, Haberleşme Hürriyeti ve Haberleşmenin Gizliliği Anayasa ile korunmuştur. (T.C.Anayasası Madde 20, Madde 22). Türkiye ayrıca; (8.maddesiyle) “Herkesin Özel ve Aile Hayatına, Konutuna ve Haberleşmesine Saygı Gösterilmesini” hükme bağlayan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni 1954 yılında onaylamış; “Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması”’na ilişkin 108 sayılı Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni de 1981 yılında imzalamıştır. Bunların yanı sıra Türkiye, veri koruması ve sınır-ötesi bilgi akışı konusundaki OECD Yönlendirici İlkeleri’ni de imzalamıştır.
Bunların mobese kamerasıyla alakasını anlayamadığım için cevap yazamadım.


5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar başlıklı dokuzuncu bölümündeki maddelerle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması başlıklı 135.maddesi ve Teknik Araçlarla izleme başlıklı 140.maddelerinde ise ilgi çekici düzenlemeler mevcuttur.
Öncelikle özel hayat nedir hayatın gizli alanı neresidir bunun açıklanması lazım. Örneğin x şahsı parkta sevgilisiyle oturuyor. y şahsıda aynı parkta x şahsının karşısında ki bankta salıncakta sallanan torununu izliyor. Her iki şahsıda görebilen mobese kamerasıda hemen sahısların yanında. Şimdi x şahsı y sahsının yanına gelip git buradan ben sevgilimle özel bir şeyler yaşıyacam diyebilir mi?



Saygılarımla.
Old 02-03-2011, 23:52   #197
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hızır hafiye
Avrupa parlementosu sürekli bu tarz kararlar alır ama kendisi uygulamaz. Bugün İngiltere’de 4.2 milyon güvenlik kamerasının olduğu ve bunun 10 yıl içinde 6 milyona çıkarılacağı Londrada sokağa çıkan bir ingilizin ortalama bir gün boyunca yaklaşık 300 kez yani 4.8 dakikada bir kameraya yakalandığı Fransa da sadece tren garlarındaki kamera sayısının 12000 civarı olduğu artık herkesçe bilinen bir gerçek. Yine özgürlükler ülkesi Amerika da havaalanı girişlerde güvenlik adına yapılan uygulamalar ortada.

Sayın hızır hafiye,
Avrupa Parlamentosu ile İngiltereyi karıştrıryorsunuz gibime geliyor. Avrupa Parlamentosu her köşe başına bir güvenlik kamerası diken İngiltere olmadığı gibi, cinsel suçluları hadımlaştıran Polonya ve Çek Cumhuriyeti de değildir. Tam tersi Avrupa Parlamentosu bu gibi uygulamalara karşı çıkmaktadır.


Alıntı:
Yazan hızır hafiye
Alıntı:
Yazan Burak Ülker
Ülkemizde, Özel Hayatın Gizliliği, Haberleşme Hürriyeti ve Haberleşmenin Gizliliği Anayasa ile korunmuştur. (T.C.Anayasası Madde 20, Madde 22). Türkiye ayrıca; (8.maddesiyle) “Herkesin Özel ve Aile Hayatına, Konutuna ve Haberleşmesine Saygı Gösterilmesini” hükme bağlayan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni 1954 yılında onaylamış; “Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması”’na ilişkin 108 sayılı Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni de 1981 yılında imzalamıştır. Bunların yanı sıra Türkiye, veri koruması ve sınır-ötesi bilgi akışı konusundaki OECD Yönlendirici İlkeleri’ni de imzalamıştır.
Bunların mobese kamerasıyla alakasını anlayamadığım için cevap yazamadım.

'Bunların mobese kamerasıyla alakasını anlayamadığım için cevap yazamadım.' Sayın hızır hafiye, benim düşünceme göre bu alandaki tartışmanın özünü anlıyamadığınız bu konu oluşturuyor.

Saygılarımla
Old 03-03-2011, 01:24   #198
hızır hafiye

 
Varsayılan

Sayın gemici
Ben Avrupa parlamentosu bu kararları destekler demedim bu tarz kararlar alırlar ama parlamentoyu oluşturan devletlerin kendileri bu kararları uygulamaz diye üye iki devlet örneği verdim. ( İngiltere -Fransa) aynı parlemanto nükleer silahsızlanma adına diğer coğrafyadaki ülkekere baskı yapar ama kendileri silahlanır.herkes özgürdür kimse kimseden üstün değildir der diğer taraftan petrol için katliam yaparlar. Ama konumuz bu değil.
Konumuz hukuku içimize sindirip sindirememe konusu. Önceden de sordum.kameralar hakkında İdare aleyhine verilmiş bir karar varmı diye cevap alamadım. örneğin, cmk daki müdafi ile görüşme maddesinin düzenlendiği, yakalama gözaltına alma ve ifade alma yönetmeliğinde Şüpheli veya sanık vekâletname aranmaksızın müdafi ile her zaman ve konuşulanları başkalarının duyamayacağı bir ortamda görüşebilir. Bu kişilerin müdafii ile yazışmaları denetime tâbi tutulamaz derken diğer yandan yine aynı kanunda suç şüphesi altında bulunan avukatların iletişiminin tespiti konusunda da düzenleme yapılmış. Yani sizin şüpheli konumdaki müvekkilinizle müdafi görüşme odasında özgürce konuşabilmeniz kanunla koruma altına alınmışken aynı şüpheli şahısla yaptığınız telefon görüşmeleriniz yine aynı kanuna dayanarak tespit edilebilmekte ve dinlenebilmekte. Ben de diyorum ki kanun yada yönetmelik kamera ile izleme konusunda ne diyor. sonuçta hukuk devletiyiz. Sizlerde hukukçusunuz. Bana mobese kameralarının aleyhinde verilmiş karar gösterirseniz ve bu karara rağmen uygulamaya devam ediliyor diye bir iddianız varsa sizi anlarım. yok bunlar sizin kendi görüşlerinizse sadece saygı duyarım.
Alıntı:
Yazan Gemici
Ülkemizde, Özel Hayatın Gizliliği, Haberleşme Hürriyeti ve Haberleşmenin Gizliliği Anayasa ile korunmuştur. (T.C.Anayasası Madde 20, Madde 22). Türkiye ayrıca; (8.maddesiyle) “Herkesin Özel ve Aile Hayatına, Konutuna ve Haberleşmesine Saygı Gösterilmesini” hükme bağlayan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni 1954 yılında onaylamış; “Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması”’na ilişkin 108 sayılı Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni de 1981 yılında imzalamıştır. Bunların yanı sıra Türkiye, veri koruması ve sınır-ötesi bilgi akışı konusundaki OECD Yönlendirici İlkeleri’ni de imzalamıştır.
Bunların mobese kamerasıyla alakasını anlayamadığım için cevap yazamadım.' Sayın hızır hafiye, benim düşünceme göre bu alandaki tartışmanın özünü anlıyamadığınız bu konu oluşturuyor.
Sayın gemici tartışılan konu mobese kameraları. bu kameralarla yukarıda sayılan hakların ihlali nasıl yapılacak. Anlamadığım bu. Mesela yukarıda sayılanlardan ‘’kişisel verilerin otomatik işleme tabi tutulması karşısında bireylerin korunması‘’ en güzel örneği mernis projesidir. Sadece TC. kimlik numarasının girilmesiyle kişiye ait bilgilere ulaşılır. kullanımı yetkili kurumlarda yetkili (giriş şifresi olan) kişiler tarafından sağlanır. Ve devlet vatandaşlarının kişisel bilgilerini üçüncü şahıslara karşı korumakla mükelleftir. bunun adına tedbirler almak zorundadır. Şimdi bu uygulamanın mobese kamerasıyla ne alakası var.
Yada ‘’haberleşme hürriyeti ve haberleşmenin gizliliği’’. İlgili maddede ; Millî güvenliğin, kamu düzeninin, genel sağlığın, genel ahlâkın veya başkalarının hak ve hürriyetlerinin korunması veya suç işlenmesinin önlenmesi sebepleriyle usulüne uygun olarak verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça, haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. deniyor. İletişimin tespiti dinlenmesi ve kayda alınmasıyla yine mobese kameralarının ne alakası var. Yada özel hayatın gizliliğiyle taksimde ki yada otobanda ki kameranın ne alakası var. Evet ben anlayamadım. Eğer bilgilerinizi bizle paylaşırsanız hem sevinir hem de anlarım.
Saygılarımla…
Old 03-03-2011, 11:37   #199
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hızır hafiye
. Ben de diyorum ki kanun yada yönetmelik kamera ile izleme konusunda ne diyor. sonuçta hukuk devletiyiz.

MOBESE'ye ilişkin kanun veya yönetmelik bulunmuyor. Bu forum nedeniyle İstanbul Valiliği'ne dilekçe ile başvurmuştum. Yasal dayanak sordum, cevap vermeye bile tenezzül etmediler.
Old 03-03-2011, 11:55   #200
hızır hafiye

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
MOBESE'ye ilişkin kanun veya yönetmelik bulunmuyor. Bu forum nedeniyle İstanbul Valiliği'ne dilekçe ile başvurmuştum. Yasal dayanak sordum, cevap vermeye bile tenezzül etmediler.
sayın ergin
idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. valilikten cevap alamadıysanız sayın gemicinin yukarıda benim anlayamadığımı iddia ettiği maddeleri gerekçe yapıp en yakın idare mahkemesine yada danıştaya yürütmeyi durdurma kararı verilmesi için dava açar neticeyide burda bizimle paylaşırsınız.
saygılarımla.
Old 03-03-2011, 16:25   #201
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hızır hafiye
konumuz bu değil.
Konumuz hukuku içimize sindirip sindirememe konusu.

Sayin hızır hafiye,
konuyu biraz acmanız gerekecek.
"Söz konusu kameralara karşı çıkanlar hukuku içlerine sindirememiş" mi demek istiyorsunuz?

Saygılarımla
Old 03-03-2011, 18:06   #202
hızır hafiye

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Sayin hızır hafiye,
konuyu biraz acmanız gerekecek.
"Söz konusu kameralara karşı çıkanlar hukuku içlerine sindirememiş" mi demek istiyorsunuz?

Saygılarımla
Sayın gemici
Şimdiye kadar on kere sordum hep görmezden gelinip farklı cümlelerim kes kopyala yapıştır yapıldı. Son bir defa daha soruyorum. Mobese kameralarının kullanımıyla alakalı idare aleyhine açılmış ve kazanılmış idari bir dava ve buna istinaden sorumlular hakkında açılmış ve neticelenmiş bir ceza davası var mı?
Mobese kameraları dün kurulmadı. 5-6 senedir kullanılmakta. Bu ülkenin avukatları var savcıları var hakimleri var.mobeseden de haberi olmayan yok. Hukuk bu konuda ne diyor? Yoksa iş temennilerle bir yere kadar gidiyor. Bu konuda paylaşımınızı bekliyorum.
Saygılarımla.
Old 03-03-2011, 21:07   #203
Burak Ülker

 
Karar

sayin hizir hafiye..
insanimiz yeni yeni kendine geliyor; hak nedir hukuk nedir..tore cinayetleri son on yilda yuzde 1400 artti bu ulkede.. beklemek lazim.. ustelik MOBESE henuz cok da yeni sayilmaz. fakat asagida verdigim linkte okuyacaginiz uzere bir takim gelismeler var bu konuda. ama dedigim gibi.. yavas yavas.. sindiree sindiree...

ilgili habere burdan ulasiniz..

saygilar..
Old 04-03-2011, 00:26   #204
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici

Sayin hızır hafiye,
konuyu biraz acmanız gerekecek.
"Söz konusu kameralara karşı çıkanlar hukuku içlerine sindirememiş" mi demek istiyorsunuz?

Saygılarımla
Alıntı:
Yazan hızır hafiye
Sayın gemici
Şimdiye kadar on kere sordum hep görmezden gelinip farklı cümlelerim kes kopyala yapıştır yapıldı. Son bir defa daha soruyorum. Mobese kameralarının kullanımıyla alakalı idare aleyhine açılmış ve kazanılmış idari bir dava ve buna istinaden sorumlular hakkında açılmış ve neticelenmiş bir ceza davası var mı?
Mobese kameraları dün kurulmadı. 5-6 senedir kullanılmakta. Bu ülkenin avukatları var savcıları var hakimleri var.mobeseden de haberi olmayan yok. Hukuk bu konuda ne diyor? Yoksa iş temennilerle bir yere kadar gidiyor. Bu konuda paylaşımınızı bekliyorum.
Saygılarımla.

Sayın hızır hafiye,
birbiri ile ve hukuk mantığı ile çelişen tespitlerde bulunuyorsunuz; Yazdıklarınızın ne anlama geldiği konusundaki sorulara cevap vereceğinize, başka bir soru ile cevap veriyorsunuz.

Yazdıklarınızdaki çelişkileri ve sizinle aynı fikirde olmayan ve mobese kameralarına karşı çıkan tüm hukukçuları 'hukuku içlerine sindirememiş' olarak nitelendirmenin gerekçesini belirtirseniz sizin sorduğunuz soruya gereken cevabı vereceğimden emin olabilirsiniz. Söz veriyorum size ciddi bir cevap vereceğime.

Alıntı: 'Şimdiye kadar on kere sordum hep görmezden gelinip farklı cümlelerim kes kopyala yapıştır yapıldı.',diye belirtmişsiniz. Ben kendi hesabıma hiçbir cümlenizi anlamını değiştirecek şekilde alıntılamadım. Sizin yazdıklarınızı olduğu gibi alıntıladım. Hangi cümlenizin veya cümlelerinizin 'kes kopyala yapıştır' yapıldığını bildirirseniz memnun olurum.


İki alıntı daha:


1.
Alıntı:
Yazan hızır hafiye
Sayın gemici
Ben Avrupa parlamentosu bu kararları destekler demedim bu tarz kararlar alırlar ama parlamentoyu oluşturan devletlerin kendileri bu kararları uygulamaz diye üye iki devlet örneği verdim.

2.
Alıntı:
Yazan hızır hafiye
Avrupa parlementosu sürekli bu tarz kararlar alır ama kendisi uygulamaz.

Yukarıda 1 ve 2 olarak işaretlediğim cümlelerin kes kopyala yapıştır olduğunu iddia atmesiniz inşallah. Cümlelerin ikisi de size ait ve oldukları gibi alıntıladım. İki cümle arasında bir çelişki yok mu sizce? 1.ci alıntıdaki cümlenizle 2.ci alıntıda dediklerimi demedim mi diyorsunuz, yoksa ben mi yanlış anlıyorum?
Yazdıklarınıza yorumum(açıklama):
1. Avrupa Parlamentosu ile bu parlamentoya üye olan ülkeler arasındaki ilişkiden haberiniz yok; buna rağmen örnek veriyorsunuz.
2. Avrupa Parlamentosu, üye ülkelerin hükumetlerinden bağımsız ve üye 27 ülkenin halklarının doğrudan seçimle belirlediği bir kuruluştur.
3. Avrupa Parlamentosu, temsilci gönderen ülkelerin devletlerinden bağımsız olarak insan haklarının ve temel hakların korunması için çalışır.
4. Parlamento bir yaptırım gücüne sahip değildir.
5. Be sebepten AB Ülkelerinden bazıları Parlamento'nun görüşüne ters bir uygulama getirebilirler.
6. Parlamentoya milletvekili gönderen bir veya birkaç ülkenin hükumetlerinin Parlamentodan başka bir politika uygulaması 'Avrupa parlementosu sürekli bu tarz kararlar alır ama kendisi uygulamaz.' olarak yorumlanamaz.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

[b]Alıntı: hızır hafiye 'Son bir defa daha soruyorum. Mobese kameralarının kullanımıyla alakalı idare aleyhine açılmış ve kazanılmış idari bir dava ve buna istinaden sorumlular hakkında açılmış ve neticelenmiş bir ceza davası var mı?'
Cevap: Hukuk bir ülkede yürürlükte olan ve positif hukuk olarak adlandırılan normlar bütününden azıcık daha geniş bir anlamı olan bir kavramdır.


Saygılarımla
Old 04-03-2011, 05:13   #205
hızır hafiye

 
Varsayılan

Sayın Gemici

Benim 1. Alıntı yaptığınız cümlem olan;
‘’ Ben Avrupa parlamentosu bu kararları destekler demedim bu tarz kararlar alırlar ama parlamentoyu oluşturan devletlerin kendileri bu kararları uygulamaz diye üye iki devlet örneği verdim.’’

SİZİN

‘’Avrupa Parlamentosu ile İngiltere’yi karıştırıyorsunuz gibime geliyor. Avrupa Parlamentosu her köşe başına bir güvenlik kamerası diken
İngiltere olmadığı gibi, cinsel suçluları hadımlaştıran Polonya ve Çek
Cumhuriyeti de değildir. Tam tersi Avrupa Parlamentosu bu gibi uygulamalara karşı çıkmaktadır’’
sözünüzün son cümlesine cevabi nitelikteydi.yani parlamentoyu oluşturan üye devletler iyi niyet –temenni tarzı kararlar alır ama kendi ülkeleri bu karaları uygulamaz mahiyetinde 2. alıntıladığınız
‘’Avrupa parlamentosu sürekli bu tarz kararlar alır ama kendisi uygulamaz’’

cümlemi söyledim.Haklı olduğunuz nokta kendisi yerine kendi ülkeleri demem lazımdı.Yani parlamento kararları üye devletleri dahi bağlamazken bizi niye bağlasın.

Yine sizin benim mobese kameralarına karşı çıkan tüm hukukçuları 'hukuku içlerine sindirememiş' olarak nitelendirdiğim iddianız gerçekleri yansıtmıyor. Bu cümlemin sürekli sorduğum ve bir türlü cevabını almaya nail olamadığım ‘’mobese kameralarının kullanımı hukuka aykırımı, idare suç mu işliyor ’’ sorumla direkt alakası var.eğer idare aleyhine verilmiş yürütmeyi durdurma yada sorumluları hakkında verilmiş saydığınız gerekçeleri ihlalden cezai karar yoksa –ki ben her zaman sordum böyle bir karar var mı- o zaman bu uygulama hukukidir.
Ama siz;
idare siyasi otoritenin emrinde, bağımsız mahkemeler de aslında bağımsız değil onlarda siyasi otoritenin etkisinde kalıyor bu nedenle de uygulamalar ve uygulamalar hakkında verilen mahkeme kararları hukuki değil siyasi kararlardır derseniz görüşlerinize katılmam ama saygı duyarım.
Herkes ister;kimse kimsenin canına, namusuna, malına kastetmesin.İşyeri alarmlarına,güvenlik kameralarına, para kasalarına, tanklara, toplara, mayınlara gerek kalmasın. Ama ne yazık ki bunlarda Avrupa parlamentosu kararları gibi ancak temenni.
Issız bir adada sadece kendimiz yada ailemizle yaşasaydık ne kapımızı kilitlemeye nede değerli eşyalarımızı saklamaya (o zaman hala bir değer ifade ederse) gerek duymazdık. Ama madem toplu halde yaşıyoruz kamu düzeninin ve güvenliğinin sağlanması adına bazı haklarımızdan karşılıklı vazgeçmek zorundayız.

Bugün internet sitelerinde gizli çekim kaydedilmiş kişi haklarını ihlal eden binlerce video görüntüsüne ulaşabilirsiniz ama bunların içinde bir tane bile mobese kaydı bulamazsınız.Bu görüntüler milyarla trilyonla ifade edilecek sayılara da ulaşsa yinede üçüncü şahısların elinde mobese kameraları tarafından kaydedilmiş kişisel görüntüler olmayacak.(şimdi bak sende mobese kameralarının kişisel görüntüleri kaydettiğini kabul ediyorsun demeyin.siz gelirde taksim meydanında soyunursanız kameralar kaydeder.akşam tüm haberler sizi hafiften mozaikleyip gösterir ama mobese kayıtları hiçbir zaman servis edilmez)Bu devletin garantisindedir.

Saygılarımla.
Old 14-03-2011, 04:57   #206
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Biri Bizi Gözetliyor

Sn. Hızır Hafiye;
Biz hukukçulaar hukuku iki farklı biçimde tanımlarız:
1- Toplumda var olan kurallar bütünü
2- Haklar

Sizce hukuk nedir? İnsanların haklarını korunması mı? İdaraye yasaklanmayan her türlü hakkın tanınması mı?

Burada aklıma geçmişte tartıştığımız bir sorun geldi: Sizce insanlar kendilerine izin verilen şeylerimi yapmalı yoksa yasaklanmamış her şeyi yapma hakkına sahip mi olmalı?

Zor bir soru değil.

Ben her insanın toplumsal kurallar çerçevesinde size verilmiş veya verilmemiş her şeyi yapma hakkına sahip olduğunu düşünüyorum. YETER Kİ YASAKLANMAMIŞ OLSUN.

Yasaklanmanın tartışması ayrı bir konu olduğu için burada girmeyeceğim.

Sn. Hızır hafiye;
Sizce devlet nasıl tanımlamanmalıdır? Vatandaşları sürekli denetim altında tutan, onların (ve kendinin) güvenliği için belli kısıtlamalar koyma hakkına sahip bir kurum mu yoksa vatandaşının hiç bir hakkına zeval vermeden onun güvenliğini sağlamak zorunda olan bir kurum mu?

Mobese sayesinde devlet benim özel hayatıma giriyor mu girmiyor mu? Buna nasıl bir hakkı var? Bu hakkı ben ona vermiyorum.

Yazının ilk paragrafına dönüyorum:

Devletin görevi nedir?

Beni ve çevremdeki herkesi sürekli izleyerek benim güvenliğimi sağlamak mı? Bana hiç bir zarar vermeden benim güvenliğimi sağlamak mı?

Sizin mantığınıza göre devlet kuşkulu herkesi inceleme hakkına sahiptir. Benim gizlilik hakkım nerde kaldı? Güvenliğim içinse beni/veya çevremdeki birini gözaltına alıp orada muhafaza etme hakkına da sahiptir. Beni gözaltına alır, duruşmam olduğunda korumayla gönderir, sonra getirip eve hapseder. Böylece görevini yerine getirmiş olur.

Ben bunu istemiyorum ki, ben parkta korumam olmadan tek başıma dolaşmak, serserilik yapmak istiyorum.

Sizce bu hukuki değil mi?

Devletin görevi de bunu sağlamak değil mi?

Bence siz hukukilik tartışmanızı yeniden gözden geçirin, içine de biraz meşruiyet/kabuledilebilirlik katın. Daha iyi sonuçlara varırız.

Saygılar.
Old 14-03-2011, 11:07   #207
hızır hafiye

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Muzaffer ERDOĞAN
Sn. Hızır Hafiye;
Biz hukukçulaar hukuku iki farklı biçimde tanımlarız:
1- Toplumda var olan kurallar bütünü
2- Haklar

Sizce hukuk nedir? İnsanların haklarını korunması mı? İdaraye yasaklanmayan her türlü hakkın tanınması mı?

Burada aklıma geçmişte tartıştığımız bir sorun geldi: Sizce insanlar kendilerine izin verilen şeylerimi yapmalı yoksa yasaklanmamış her şeyi yapma hakkına sahip mi olmalı?

Zor bir soru değil.

Ben her insanın toplumsal kurallar çerçevesinde size verilmiş veya verilmemiş her şeyi yapma hakkına sahip olduğunu düşünüyorum. YETER Kİ YASAKLANMAMIŞ OLSUN.

Yasaklanmanın tartışması ayrı bir konu olduğu için burada girmeyeceğim.

Sn. Hızır hafiye;
Sizce devlet nasıl tanımlamanmalıdır? Vatandaşları sürekli denetim altında tutan, onların (ve kendinin) güvenliği için belli kısıtlamalar koyma hakkına sahip bir kurum mu yoksa vatandaşının hiç bir hakkına zeval vermeden onun güvenliğini sağlamak zorunda olan bir kurum mu?

Mobese sayesinde devlet benim özel hayatıma giriyor mu girmiyor mu? Buna nasıl bir hakkı var? Bu hakkı ben ona vermiyorum.

Yazının ilk paragrafına dönüyorum:

Devletin görevi nedir?

Beni ve çevremdeki herkesi sürekli izleyerek benim güvenliğimi sağlamak mı? Bana hiç bir zarar vermeden benim güvenliğimi sağlamak mı?

Sizin mantığınıza göre devlet kuşkulu herkesi inceleme hakkına sahiptir. Benim gizlilik hakkım nerde kaldı? Güvenliğim içinse beni/veya çevremdeki birini gözaltına alıp orada muhafaza etme hakkına da sahiptir. Beni gözaltına alır, duruşmam olduğunda korumayla gönderir, sonra getirip eve hapseder. Böylece görevini yerine getirmiş olur.

Ben bunu istemiyorum ki, ben parkta korumam olmadan tek başıma dolaşmak, serserilik yapmak istiyorum.

Sizce bu hukuki değil mi?

Devletin görevi de bunu sağlamak değil mi?

Bence siz hukukilik tartışmanızı yeniden gözden geçirin, içine de biraz meşruiyet/kabuledilebilirlik katın. Daha iyi sonuçlara varırız.

Saygılar.
Sayın Erdoğan
Ben hukuk fakültelerinde 4 yıl boyunca matematik derslerinin de okutularak hukukçularımızın sadece kanunları ezberlemesinin değil analitik düşünebilme ve muhakeme yeteneklerinin de geliştirilmesi gerektiği taraftarıyım.
Evet, siz parkta koruma olmadan serserilik yapmak isteyebilirsiniz. Saygı duyarım. Ama bir başkası da ben araba kullanmıyorum araba egzozlarından çıkan karbonmonoksit ve hidrokarbon gazlarının çevreye yaydığı kanserojen maddeler nedeniyle kanser olmak istemiyorum dediğinde de aynı duyarlılıkla en temel hak olan yaşama hakkına saygı gösterip arabanızın kontağını kapatmalısınız. Yada cep telefonunun yaydığı manyetik dalgaların insan sağlığı üstünde ki olumsuzluklarını göz önüne alıp bu teknolojik aleti kullanmaktan feragat etmelisiniz.
Şimdi sizin sorunuz olan ‘’Sizce hukuk nedir? İnsanların haklarının korunması mı? İdarace yasaklanmayan her türlü hakkın tanınması mı?’’üzerindengidersek,
Evet Sayın Erdoğan
Peki sizce hukuk nedir. İnsanların yaşam hakkına saygı gösterip araba ve cep telefonu kullanımından feragat etmek mi yoksa idarece yasaklanmadı diye kullanmaya devam etmek mi?
Saygılar…
Old 14-03-2011, 16:41   #208
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

İnsanın "sosyal bir varlık olarak" yeryüzünde yaşamaya başladığı andan itibaren onun özünde olan hukuk; tabii hukuktur; yaşayan hukuktur; bu hukuk insanın ilk duyduğu anda ona hemen ve hiç tereddütsüz doğru gelenlerle, yine ilk duyduğu anda hemen ve hiç tereddütsüz yanlış gelenlerden oluşur. Tabii hukuk, hukukun özüdür.

Ancak resmi hukuk metinleri ile tabii hukuk düşüncesini ayırdetmek gerekir. Teknik, ticari, sosyal ve insani hayatın tarif edilmez derecede çeşitlenmesi ve karmaşıklaşması kişilerin uyacakları kuralların belirlenmesinde önceliği "genel, soyut, objektif nitelikte olan; değer yargısı, insaf ve kişisel takdirlerden uzak" yasa ve alt metinlere bırakmıştır.

Uyulması zorunlu veya yasak davranışlara ilişkin kuralları ve yaptırımları yasa metinleri koyar ve belirler; bunların dışında kalan alan "serbest alan" dır.

Buna karşın yaşayan hukuk dediğimiz hukukun (ki ona teknik anlamda hukuk denilemez.) etkisiyle kişiler subjektif takdir ve düşüncelerle kimi davranışları yapabilirler veya yapmayabilirler. Bu durum ise, hukuktan ziyade sosyolojik ve etik bir haldir; pozitif hukuk metinlerine ilişkin tartışmaların dışındadır.

Saygılarımla.
Old 14-03-2011, 19:37   #209
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan

Alıntı:

"Sayın Erdoğan
Ben hukuk fakültelerinde 4 yıl boyunca matematik derslerinin de okutularak hukukçularımızın sadece kanunları ezberlemesinin değil analitik düşünebilme ve muhakeme yeteneklerinin de geliştirilmesi gerektiği taraftarıyım.
Evet, siz parkta koruma olmadan serserilik yapmak isteyebilirsiniz. Saygı duyarım. Ama bir başkası da ben araba kullanmıyorum araba egzozlarından çıkan karbonmonoksit ve hidrokarbon gazlarının çevreye yaydığı kanserojen maddeler nedeniyle kanser olmak istemiyorum dediğinde de aynı duyarlılıkla en temel hak olan yaşama hakkına saygı gösterip arabanızın kontağını kapatmalısınız. Yada cep telefonunun yaydığı manyetik dalgaların insan sağlığı üstünde ki olumsuzluklarını göz önüne alıp bu teknolojik aleti kullanmaktan feragat etmelisiniz.
Şimdi sizin sorunuz olan ‘’Sizce hukuk nedir? İnsanların haklarının korunması mı? İdarace yasaklanmayan her türlü hakkın tanınması mı?’’üzerindengidersek,
Evet Sayın Erdoğan
Peki sizce hukuk nedir. İnsanların yaşam hakkına saygı gösterip araba ve cep telefonu kullanımından feragat etmek mi yoksa idarece yasaklanmadı diye kullanmaya devam etmek mi?
Saygılar…"
Otomobil kullanmıyorum. (Özel otomobilim yok)

Bence hukuk insanlara saygı duyarak gerekli önlemlerin alınmasıdır.

Sizi tatmin edecekse cep telefonumu da kapatabilirim. Bu sizin demokrasi anlayışınızı değiştirecek mi?

Gördüğünüz gibi matematik kavram yeteneğine sahibim.

Saygılar.
Old 14-03-2011, 23:41   #210
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hızır hafiye
konumuz bu değil.
Konumuz hukuku içimize sindirip sindirememe konusu.


Alıntı:
Yazan hızır hafiye
Sayın Erdoğan
Ben hukuk fakültelerinde 4 yıl boyunca matematik derslerinin de okutularak hukukçularımızın sadece kanunları ezberlemesinin değil analitik düşünebilme ve muhakeme yeteneklerinin de geliştirilmesi gerektiği taraftarıyım.

Ben hukukçuların neden hukuku içlerine sindiremedikleri konusunda bir hayli kafa yorduğum halde bir sonuca ulaşamamıştım. Boşuna kafa yormuşum; Analitik düşünebilme ve muhakeme yeteneğim gelişmemiş olduğu için, kısaca belirtmek gerekirse dört yıl boyunca matematik dersi okumadığım için, işin içinden çıkamıyacağımı bilmem gerekirdi. Ama, iş gerekirdi demekle de olmuyor, analitik düşünebilme ve muhakeme yeteneği gelişmediği sürece hiçbir şey değişmez. Atı alan Üsküdar'ı geçtikten sonra ne kadar gerekirdi dersen de, durum değişmez.

Ben ve benim gibi düşünen hukukçular analitik düşünebilme ve muhakeme trenini kaçırdı. Hiç olmasa bizden sonra gelenlerin bu yeteneklerinin geliştirilmesi için, hukuk fakültelerine 4 yıl boyunca matematik derslerinin de konulması için gereken yerlere müracaata bulunursanız hukuk dünyası size minnettar kalır Sayın hızır hafiye.

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yaşamak Değil ,Bizi Bu Telaş Öldürecek.. Av.Habibe YILMAZ KAYAR Site Lokali 8 02-12-2007 02:15
Affet Bizi Heraklit! Av. Bülent Sabri Akpunar Hukuk Sohbetleri 0 30-01-2003 15:27


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10700798 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.