Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Ceza Hukukunda Yargıtay Kararlarının Yeri

Yanıt
Old 07-07-2006, 15:02   #1
Av.Sever Köz

 
Karar Ceza Hukukunda Yargıtay Kararlarının Yeri

Grubumuzda olan olmayan Herkese Merhaba,

Özel Hukukta; emsal karar ve delil vasfında kullanılan Yargıtay Kararlarının Ceza Hukuku alanında çok Yaygın olarak kullanılmadığını düşünüyorum. Neredeyse her türlü hukuk davasında eksik etmediğimiz Yargıtay Kararlarına, ceza davalarında rastlamak pek mümkün değil.

Ceza Hukukunda belki de her suç birbirinden ayrı özellik, nitelik gösterdiği için. Ancak benzer olaylarda, benzer hükümlerin uygulandığı bir alan hukuk.

Ceza Hukukunda Yargıtay Kararlarının yeri konusunda düşüncelerinizi ve fikirlerinizi bekliyorum..
Old 07-07-2006, 15:31   #2
Tractatus

 
Varsayılan

Ceza davalarına ilişkin birçok dilekçemde Yargıtay kararlarına yer veririm. Ceza-Hukuk diye ayrıma gerek yok bence, her ikisinde de emsal Yargıtay kararları kullanılır.
Old 08-07-2006, 15:34   #3
Brusk

 
Varsayılan

Değerli arkadaşlar ceza yargılamasında yargıtay içtihatlarının kuvveti hukuk yargılamasındaki gibi güçlü olmamasının sebebi hukuk yargılamasının tamamen şekli ancak ceza yargılamasında ise mahkeme takdirinin daha etkili olması meselesiyle ilgilidir.Yani medeni ve ceza muhakemesi usullerinin farklılığından kaynaklanmaktadır. Hakikaten somut bir itirazın kaldırılması davası veya alacak davası ülkenin heryerindeki mahkemelerinde aynı şekilde sonuçlanmasına rağgmen müsessir fiil,yasal savunma yada bir yağma suçu şeklinde içeri olan bir ceza dosyasının ise her markemede aynı şekilde sonuçlanmayacağını sizlerde iyi biliyorsunuz. Burada önemil olan dava konusu olayla ilgili yargıtay kararları değil hakimin kanaati ve takdiridir. ceza hukukunda tek doğru yoktur, soyuttur belkide en güzel yani budur ceza yargılamasının ceza yargılamasında 2x2 herzaman 4 etmez...bunun bir çok kere sanıklar aleyhine işlediğine şahit olmuşumdur örneğin biz Avukatlar aynı dosyanın 1,2,3,4 sıra numasına göre hangi mahkemeye düşerse nasıl sonuçlanacağını elbette o mahkemenin hakim uygulamalarına ve görüşüne göre bilebiliyoruz.
Old 08-07-2006, 15:41   #4
Brusk

 
Varsayılan

Ceza muhakemesi hukukunda "Şüpheden sanık yararlanır ilkesi" genel bir kaide olarak kabul görsede bu ilkenin uygulamada bir ütopyadan öteye gitmediği ve sanık lehine bu durumun işletildiğine hiç şahit olduğumu hatırlamıyorum
Old 08-07-2006, 16:42   #5
isfen

 
Varsayılan

Yargitay kararlarina uygulamada fazla yer verilmemesinin sakincali olacagini düsünüyorum. Almanya'da durum farkli. Mahkemeler kural olarak Alman Yargitayi'nin ictihatlarini dikkate alarak hareket ediyorlar. Bence bu tutum yerinde bir tutum, zira üst mahkemenin görevlerinden birisi de uygulamada birligi saglamak. Ancak bu birligin saglanmasi yeterli degildir, ayni zamanda bu durumun fiilî olarak da gecerlilik kazanmasi gereklidir. Ilk derece mahkemelerinin kararlarinda gözetlenen genis takdir hakki uygulamasi, bu birligi tehlikeye düsürecektir. Ayrica yeni TCK rejiminde, ictihat birligine daha fazla gerek duyulacak gibime geliyor, zira md 30/4'de düzenlenen yasaga iliskin hata düzenlemesi baglaminda, hangi davranislara izin verilip verilmediginin ihtilafli durumlarda karara baglanmasi gerekir ki, norm muhatablari davranislarini buna göre yönlendirebilsin, aksi halde hukuk devleti acisindan ciddi bir belirginsizlik ortaya cikar. Bir ilk derece mahkemesi evet, digeri hayir diyorsa, burada vatandaslar icin büyük bir problem vardir: Ikisi de devletin mahkemesi, hangisine göre hareket etmek kendisini cezadan kurtaracaktir? Eger bu tür ihtilafli bir hâl varsa, Yargitay kararinin tüm mahkemelerin kararlarina yönelik olarak fiilî bir baglayiciliga sahip olmasi gerekmektedir. Bu noktada ictihatlardaki birlik önem tasiyor.
Old 10-07-2006, 12:49   #6
Av.Sever Köz

 
İnceleme Uygulamada Birlik ?

Hukuk yargılamasının ceza yargılamasına göre daha şekli olduğu kesin. Ancak, Sayın İsfen'in de haklı olduğu bir nokta var ki, uygulamada birlik...

Ceza yargılaması sırasında da yargıtay kararlarının emsal karar olarak kullanılması bekleneni karşılamasa bile, hakim ve savcıları fiili olarak "keyfilikten" uzaklaştıracaktır diye düşünüyorum. Bunu söylememin sebebi; ceza yargılaması nitelik olarak, (olay ve sanığın -genelde- olumlu ya da olumsuz bir şekilde hakimin takdirine bağlı yargılanması) takdiriliğe bağlı ise de bu takdirilik zaman zaman keyfiliğe dönüşebilir. Bu keyfilik de benzer olaylarda farklı kararların çıkmasına neden olur.

Adalete olan inancın da sarsılmasına neden olan bu farklı yaklaşımların azalmasına yardımcı olması amacıyla uygulamacılar olarak ceza yargılamalarında Yargıtay Kararlarında emsal karar kullanmayı destekliyorum.

Bu nedenle; Yargıtay Kararlarını emsal karar olarak kullanan meslekdaşlarımızdan bu kararları bizlerle paylaşmalarını diliyorum..
Old 10-07-2006, 20:04   #7
Brusk

 
Varsayılan

Değerli arkadaşlar dikkat edin; "hakkında salt müştekinin beyanından başkaca delil bulunmayan sanığa ceza verilmez." bu ifadelere benzer yüzlerce karar bulabilirsiniz yani yargıtay yıllardır şüpheden sanığın istifade etmesi gerektiğini belirtmektedir ve aleyhinde %100 delil bulunmayan sanık için mahkumiyet kararı verilmeyeceği gerek doktrinde ve gerek yargıtay içtihatlarında kökleşmiş bir kaide olsada peki buna uygulamada hiç dikkat ediliyormu sizce. hayır benim gözlemlediğim kanaate göre cezaların bir çoğu keyfi
Size başımdan geçen ve beni son derece sarsan bir olayı abartısız ve çok net bir şekilde anlatacağım. 1 hafta kadar önce Asliye ceza mahkemesinde duruşmamın sırasını bekliyorum aynı zamanda duruşmaları izliyorum o gün çoğunlukla elektrik hırsızlığı suçlarının yargıaması yapılmakta. huzurda bulunan sanığın aleyhine bir tutunak tutulmuş ve tutanak da sadece sayacın mühürünün kopuk olduğu yazılıdır. Başkaca hiçbir delil yok. Sanık 50 yaşında sabıkasız bir geçmişi var ve savunmasında ısrarla bu suçla ilgisinin olmadığını söylüyor. TEdaşın artık otomotlaşmış bir zabıt mümzisi var sözde bilirkişi mütala verilor sayacın mühürünün kopuk olması kaçak kullandığını gösterir diyor ve mahkeme sadece buunla yetinerek adama cezayı veriyor. işte türkiyede adalet bu...ben kesinlikle o sanığın müsnet suçu işlediğine inanmadım. en azından yapılması gereken sayaç sökülerek bakım istasyonuna gönderilebilirdi, her mühürü kopuk sayaç kaçak kullanıyor anlamına gelmez...ayrıca haksız yere hırsızlık gibi yüz kızartıcı bir suçtan bir masumu cezalandırmanın da günahı vebali ne kadar ağırdır tahmin edebilirsiniz? Sonuç olarak şunu söyleyebilirim ceza yargılamasında yargıtay içtihatlarının dikkate alınma şansı ve hükmü etkileme kuvveti son derece zayıftır.
Old 14-07-2006, 15:39   #8
Av.Sever Köz

 
Mesaj

Sayın Brusk,


Hukuk dediğimiz ve içinde olduğumuz bu derya yazılı değil midir?

Bunca yıllık geçmişi ve tarihiyle günümüze kadar değişik evrimlerden geçmiş ve geçmekte.. Hukuk fakültelerinin birinci sınıflarında öğretilen yazılı ve yazılı olmayan hukuk kurallarından oluşan bir bütün.

Niye bunu uygulamadan sakınalım ki. Yargıtay kararları da bu hukukun bir parçası. Gözardı edileceği düşüncesiyle uygulamaya dahil etmemek belirli bir önyargının varlığını korumasına da yardımcı olmaz mı?
Old 01-08-2006, 22:08   #9
abdulhadibay

 
Varsayılan

Ben "elektrik hırsızlığı" kelimesine karşıyım.Elektrik sayacındaki oynamalardan dolayı bir zarar doğmuşsa,yapan kişiye para cezası vermek ve belli süre elektrik kullanmasına izin vermemek yaptırımı uygulanmalı.
Bunu suçu zarar suçu olarak kabul edip idari yaptırım uygulaması getirilmeli,para cezası ödenmediği taktirde hapis cezasına çevrilmelidir.Aksi taktirde,ki uygulama şimdi öyle ,milletin yarısını hırsızlıkla damgalayacağız.İçinde bulunduğumuz hayat şartlarını dikkate almalıyız.
Bilirkişi raporları kesinlikle sağlıklı değil,kaçak tutanağına ve müştekinin düzenlediği kağıtlara bakılarak bilirkişi raporu düzenleniyor.Halbuki,sayaç müştekiye teslim edilmeden bilirkişiye teslim edilmeli,müşteki ancak "kaçak var" konusunda bilirkişi incelemesi istemeli,sayaç bilirkişi de olmalı,kesinlikle müştekiye verilmemelidir.Bilirkişi raporu sonucuna göre diğer işlemler yapılmalıdır.Elk.sayaçları bir kere sizin hakimiyet alanınızda değil,apt.girişinde onlarca sayaç bağlı, sevmediğiniz her kişinin sayacıyla oynayıp onu hırsızlık suçundan yargılatabilme ve yargılanma durumuyla karşı karşıyasınız.İşin önemi açısından Sayacınız okunurken siz bizzat bulunmalısınız.Sizin yokluğunuzda sayaç panosu açılmamalı,sayaçlar gerekirse her dairenin içesine alınmalı,periyodik sağlamlık kontrolleri yapılmalıdır.Daha neler,neler...Hakimiyet alanınızda olmayan,başkalarının müdahalesi söz konusu olabilen sayaçlardaki oynamalardan dolayı mahkemelerce mahkumiyet kararı değil,beraat kararı verilmelidir.Ya uygulama...Bu konu gittikçe büyüyen bir yaradır.
Old 13-08-2006, 00:10   #10
m.oztop

 
Varsayılan

Bİr ÇuĞumuz Hukuk FakÜltesİne İlk GİrdİĞİmİz Siralarda Amerİkan Adalet Ve Hukuk Sİstemİ Sankİ Bİzİm Yargi Sİstemİmİz Gİbİ DÜŞÜnÜp,bİr GÜn O Avukatlar Gİbİ Olmayi Hayal Ederek EĞİtİmİmİze BaŞladik.fakat Bİr Anda Yazili Yargilama UsulunÜn SoĞuk Çehresİ KarŞimiza Dİkİlİverdİ.
Hakİmlerİmİzİn Cezaya HÜkmederken Yargitay İÇhİhatlarina BaĞli Kaldiklarini,ve Bu Vİzyonda Karar Verdİklerİnİ DÜŞÜnmÜyorum.
Bİr Hakİmİn Beraat Karari VerdİĞİ Bİr Dosyaya BaŞka Bİr Hakİmİn İndİrİm Sebeblerİne Dahİ HÜkmetmeden Ceza VerdİĞİnİ Bİlİyoruz.
Bence Avukatlik Bu Noktada BaŞliyor.hakİmlerde İnsandir Ve Hata Yapabİlİr,bİzİm GÖrevİmİz Bu Hatalari GÖstermek Ve DÜzeltmektİr.
Maktu Vekalet Ücretİ Ceza AvukatliĞinin Amaci OlmamiŞtir Ve Olmamalidir.
Old 06-10-2013, 12:42   #11
av. Süleyman Gül

 
Varsayılan

müvekkil aleyhine asliye cezada hakaretten dava açıldı dava sonunda müvekkil beraat etti . katılanın müvekkil aleyhine açtığı asliye hukuktaki manevi tazminat davasında mahkeme tazminata karar verdi davacı ceza dosyasının dışında bir delil sunmadı emsal karar bulamıyorum. tazminata karar verlmemesi gerekir.
Old 06-10-2013, 12:46   #12
av. Süleyman Gül

 
Varsayılan

:endişeli: :endişeli:
Alıntı:
Yazan av. Süleyman Gül
müvekkil aleyhine asliye cezada hakaretten dava açıldı dava sonunda müvekkil beraat etti . katılanın müvekkil aleyhine açtığı asliye hukuktaki manevi tazminat davasında mahkeme tazminata karar verdi davacı ceza dosyasının dışında bir delil sunmadı emsal karar bulamıyorum. tazminata karar verlmemesi gerekir.
Old 11-01-2014, 01:02   #13
RizeHukuk

 
Varsayılan

Ceza Hukukunda da "Yargıtay kararları" son derece önemlidir.

Bunun örnekleri de vardır;

Özelleştirilen Elektrik Dağıtım Şirketlerini işleten şirketlerin (ÖR:SEDAŞ,AKSA) mühürlediği elektrik sayacına yapılan müdahalenin son Yargıtay kararlarına kadar mühür fekkinden dava açıldığı ancak şu aşamada Yargıtay kararı sonrasında soruşturma aşamasında doğrudan Takipsizlik Kararı veriliyor ve kaldı ki, artık Ağır Ceza'larda kaldırmıyor takipsizlikleri...

İşte bunlar hep Yargıtay Kararı (!)
Old 12-01-2015, 21:13   #14
Av.A.Aksoy

 
Varsayılan

Elimde bir basit yaralama dosyası var, müşteki şikayetinden zararının tazmin edildiğini belirterek vazgeçti, biz de kabul ettik. Yargılama devam ediyor. Konuyla alakalı bir çok Yargıtay Kararı buldum beyanımıza eklemeyi düşünüyorum fakat ne derece etkili olur bir fikrim yok.. Hukuk davalarında Yargıtay Kararları çok işe yarasa da bunu dediğiniz gibi Cezada pek göremiyoruz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ağır ceza mahkemesinden alınan tazminat kararlarının icrası Av. Balkan Tunalı Meslektaşların Soruları 14 18-03-2013 18:10
Ceza Hukukunda Lehe Olan Hükümlerin Uygulanmasına İlişkin Ortaya Çıkan Sorunlar Av. Muzaffer ERDOĞAN Hukuk Sohbetleri 23 07-12-2007 02:31
Ceza Hukukunda Hukuka Aykırı Delil - hint keneviri mehmet sirn Meslektaşların Soruları 5 12-02-2007 17:43
Şikayetten Vazgeçmenin Ceza Yargılamasında Ki Yeri. Av.Fahri ALİMOĞLU Hukuk Sohbetleri 2 10-08-2006 23:44
Ceza Hukukunda Direnme Ve İtiraz Av. Hulusi Metin Meslektaşların Soruları 0 17-03-2005 06:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05401611 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.