Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Karşılıksız çekte 'tazyik hapsi' formülü

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-10-2012, 09:58   #1
tiryakim

 
Varsayılan Karşılıksız çekte 'tazyik hapsi' formülü

Ankara Sanayi Odası Başkanı Özdebir,
karşılıksız çek kesenlerin “Ödemiyorum
ne halin varsa gör” demeye başladığını
belirterek borcunu ödemeyenler için
tazyik hapsi uygulanmasını istedi.


Çekte hapis cezasının kaldırılmasıyla 'ekonomik suça ekonomik ceza' amacına ulaşılamadığını belirten Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, karşılıksız çekte 'tazyik hapsi' uygulanabileceğini söyledi. Özdebir, bankaların likidite sıkıntısı içinde olan firmaların üzerine gitmemesi gerektiğini belirterek, vergi borçlarında yeniden bir yapılanmaya ihtiyaç olduğunun altını çizdi.
Karşılıksız çeke ilişkin şikayetlerinin dikkate alınması gerektiğini ifade eden Özdebir, "Çek eğer vadeli olarak kullanılabilecekse piyasadaki güveni sağlamak lazım. Literatürde tazyik hapsi var. 'Borcunu ödeyene kadar hürriyetini bağlarım' denebilir. Borç ödenince de kişi serbest bırakılabilir" dedi. Özdebir, tazyik hapsinin kişinin adli siciline işlenmeyeceğini ifade etti. Çek yasasındaki değişikliğin ardından piyasada büyük boşluk oluştuğunu aktaran Özdebir, "Yıllardır çalıştığımız insanlar bunu fırsat bilip bir firmasını boşaltıp diğer firma ile karşılıksız çek kesip 'ödemiyorum ne halin varsa gör' deyince karşılıksız çekte artış var. Temiz çalışan firmalarda bile sorun çıkıyor." dedi.

"Vergi borçları yapılandırılmalı"
Vergi borçlarının yapılandırılmasına yeniden ihtiyaç olduğunu aktaran Özdebir, likidite sıkıntısındaki firmaların üzerine bankaların gitmesinin önlenmesi ve işletmelerin ayakta kalabilmesi için buna ihtiyaç olduğunu ifade etti.
Piyasaların sıkıştığı ve rahatlaması gerektiğine dikkat çeken Özdebir, dolaylı vergilerin artırılmasının firmaların maliyetlerini yükselttiğini aktardı. Dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanan sanayicinin dünyanın en ucuz enerjisini kullanan ülkelerin sanayicisi ile eşit şartlarda rekabet edemeyeceğinin altını çizen Özdebir, "Zaten likidite sıkıntısı olan işletmeler var. Bunları daha fazla likiditeye ihtiyaç duyar hale getirdik. Yüzde 3.2 büyümek için piyasalara hareket getirmek lazım. Benim asıl gücüme giden ekonomi yönetimi dedi ki büyümeyi yüzde 4'e çekeceğim. Tamam, ekonomi yavaşlayacak, ciddi manada ithalat yapan bir ülkeyiz. Bu ithalatı da azaltır. Böyle olunca da ithal üzerinden alınacak vergilerde azalır. Hem "ekonomiyi soğutacağım" diyorsun ama hiç ayaklarını toplamayı düşünmüyorsunuz. Yorganın dışında ayak kalınca da ek vergi istiyorsun. Bunu lise talebesi dahi bilir. Ona göre harcamalarını kıssaydın" şeklinde konuştu.
ASO Başkanı tüm bu gelişmelere ve Başbakanlık genelgesine rağmen lüks otomobillere Ankara'da bürokratların bindiğini, lüks binaları ise Bakanlıkların kiraladığını aktardı. Öte yandan Özdebir Suriye'deki gelişmelerin ardından bazı sanayicilerin bu ülkeden gelenleri çalıştırma yönünde talepleri olduğunu ifade ederek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından buna olumlu yanıt verilmediğini aktardı.

Tazyikli hapis nedir?
İcra İflas Kanunu'nda yer alan ve kanunun belirttiği hallerde kişinin usulüne uygun ödeme taahhüdünün yerine getirilmesi, nafaka borcunun ödenmesi veya mahkemece bir şeyin yapılması veya yapılmamasına ilişkin kararlarda, kişinin mahkeme kararının emrettiği eylemi yapmaya veya yapmamaya zorlanması için yaratılmış olan icra ceza kurumu. Tazyikli hapse, İcra Ceza Mahkemeleri tarafından yapılacak yargılama sonucunda karar veriliyor. Ancak borcunu ödemeyen herkes hakkında tazyik hapsi kararı alınması ve bu yolla ödemeye zorlanmasının mümkün olmadığı ifade ediliyor.
Bir para borcundan dolayı tazyik hapsi kararı ancak usulüne uygun bir ödeme taahhüdü var ise ve bu taahhüt yerine getirilmezse mümkün olabiliyor. Burada ceza borcun ödenmediği için değil, yalan beyanda bulunulduğu için veriliyor. Tazyik hapsi kararı, suçun oluştuğu her dönem için tekrar tekrar verilebiliyor. Kişinin hapis cezasıyla yerine getirmeye zorlandığı durumun gerçekleşmesiyle, yani taahhüdün yerine getirilmesiyle hapis cezası ortadan kalkıyor.

Kaynak : http://www.hukukihaber.net/ekonomi/karsiliksiz-cekte-tazyik-hapsi-formulu-h27970.html
Old 18-10-2012, 17:33   #2
av.ozancelik

 
Varsayılan

mesleğe yeni başlayan bir avukat olarak sormak istiyorum
Karşılıksız çek keşide eden birisi bunu bilerek yapmaktadır fakat bunu borcunu ödemek için verdiğinde alacaklı bilmemektedir. o zaman dolandırıcılık suçu işlenmiş olmuyor mu.bu nedenle ceza yargılaması yapılamaz mı?
Old 20-10-2012, 16:21   #3
Av.Kaan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.ozancelik
mesleğe yeni başlayan bir avukat olarak sormak istiyorum Karşılıksız çek keşide eden birisi bunu bilerek yapmaktadır fakat bunu borcunu ödemek için verdiğinde alacaklı bilmemektedir. o zaman dolandırıcılık suçu işlenmiş olmuyor mu.bu nedenle ceza yargılaması yapılamaz mı?

Karşılıksız çeke ilişkin özel kanun çıkmadan önce de dolandırıcılık suçundan hüküm veriliyordu, şu an da aynı şekilde işlem yapılabilir. Ancak karşılıksız çek şekli bir suçken dolandırıcılıkta çeki verirken ödememe iradesinin varlığı tespit edilmelidir ki bu da kolay bir şey değil.
Old 24-10-2012, 10:51   #4
kum

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Kaan
Karşılıksız çeke ilişkin özel kanun çıkmadan önce de dolandırıcılık suçundan hüküm veriliyordu, şu an da aynı şekilde işlem yapılabilir. Ancak karşılıksız çek şekli bir suçken dolandırıcılıkta çeki verirken ödememe iradesinin varlığı tespit edilmelidir ki bu da kolay bir şey değil.
Çekin niteliği gereği, çeki verirken karşılığı yoksa,ödememe iradesi en başta var demektir. Ancak ibraz tarihine kadar hesabı müsait hale getiren kişi,böyle bir iradesi bulunmadığını, varsa bile değiştiğini ispatlamış olur. Aksi halde bu irade en başından beri var ve süreklilik arzediyor demektir.
İnsanlar çekin çek olmasından kaynaklanan bu niteliği ile, şekli suç kavramını birbirine karıştırıyor. İşte bu kargaşadan yararlanan kişiler de, sanki karşılıksız çek keşide eden kişinin kusurluğuna bakmayan, kasıt ve taksir aramayan bir düzenleme varmış gibi hareket ettiler. Bence tazyik hapsi, böyle bir düşünceyi daha da besleyecektir.
Doğru çözüm, malvarlığına karşı işlenen diğer suçlarlarla kıyaslayarak, ölçülülük ilkesi çerçevesinde, kusurluluğun çeşidi ve derecesini dikkate alan kademeli bir hapis ve/veya adli para cezası düzenlenmeli ve aynı maddenin içeriğinde kusursuz(taksiri dahi bulunmayan) kişiye ceza verilemeyeceğinin altı çizilmelidir. Aslında bu husus değişiklikten önce ki ceza maddesinin gerekçesinde açıkça yazılı olup, Anayasa Mahkemesi de buna işaret ettiği halde, değişik kesimler madde metnine dayanarak şekli suç eleştrisi yönelttiler. Bu hususun madde metninde açıkça belirtilmesi halinde bunun önüne geçilecektir.
Old 27-10-2012, 08:29   #5
Av.MB

 
Varsayılan

Sayın Kum'a katılıyorum. Zira çek niteliği gereği bir kredi aracı değil bir havaledir. Karşılığı bankadadır, git al demektir. Eğer karşılığı yoksa baştan beri dolandırıcılık kastı var demektir.
Old 28-10-2012, 23:45   #6
oeroglu

 
Varsayılan

karşılıksız çekin dolandırıcılık suçunu oluşturduğu fikrine katılmıyorum, çünkü dolandırıcılık suçu kasten işlenen bir suçtur, her ne kadar ticaret kanunundaki tanımı gereği çek bir ödeme aracı da olsa, ticaret hayatında bu enstrüman, kredi aracı olarak kullanılamaktadır. bunun içindir ki çekte vade olmamasına rağmen keşide(çekin düzenlenme) tarihi ileriki bir vadede yazılmaktadır (yani keşideci o tarihte gelecek olan bir paraya güvenerek o çeki keşide etmektedir.)

karşılıksız çekin dolandırıcılık suçuna konu oluşturması için:

* çekin keşide tarihinde yazan tarihle, gerçekten keşide ediliş tarihinin aynı olması
* karşılıksız çek hamili'nin, keşideci tarafından hile ile kandırılmış olması
* aynı zamanda bu yukarıdaki iki unsurun ceza yargılamasında kullanılacak kesin delillerle ispatlanmış olması

gerekir.

yoksa naçizane görüşüme göre dolandırıcılık suçu kasıt olmadığından, manevi unsur eksikliği dolayısıyla oluşmayacaktır.
Old 29-10-2012, 20:35   #7
kum

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan oeroglu
karşılıksız çekin dolandırıcılık suçunu oluşturduğu fikrine katılmıyorum, çünkü dolandırıcılık suçu kasten işlenen bir suçtur, her ne kadar ticaret kanunundaki tanımı gereği çek bir ödeme aracı da olsa, ticaret hayatında bu enstrüman, kredi aracı olarak kullanılamaktadır. bunun içindir ki çekte vade olmamasına rağmen keşide(çekin düzenlenme) tarihi ileriki bir vadede yazılmaktadır (yani keşideci o tarihte gelecek olan bir paraya güvenerek o çeki keşide etmektedir.)

karşılıksız çekin dolandırıcılık suçuna konu oluşturması için:

* çekin keşide tarihinde yazan tarihle, gerçekten keşide ediliş tarihinin aynı olması
* karşılıksız çek hamili'nin, keşideci tarafından hile ile kandırılmış olması
* aynı zamanda bu yukarıdaki iki unsurun ceza yargılamasında kullanılacak kesin delillerle ispatlanmış olması

gerekir.

yoksa naçizane görüşüme göre dolandırıcılık suçu kasıt olmadığından, manevi unsur eksikliği dolayısıyla oluşmayacaktır.

Kredilendirme yapmak isteyen kişinin ana ensturmanı senettir.Senet kullanmak yasak olmadığına göre, bunun yerine çek vermek, verdikten sonra da bunun salt kredilendirme amacıyla verildiğini söylemek herşeyden önce iyi niyetle bağdaşmaz.Zira salt kredilendirme amacında olan kişi aynı tarihli senet teklif etseydi, karşı taraf bu ilişkiye yine de girecekmiydi? Eğer bu sorunun yanıtı evetse ve ispatı mümkünse, haklısınız kasıt yoktur. Ancak cevap hayır ise o halde karşı tarafın iradesinin aldatılması söz konusudur ve kastın daha en başında devreye girdiği kabul edilmelidir. Evet cevabının ispatı yönünde en sık dile getirilen klişe, karşılığı hazır olan kişi neden ileri tarihli çek keşide etsin, her iki tarafta karşılığı olmadığının farkındadır şeklinde ki zorlama yorumdur. Oysa karşılığı olduğu halde ileri tarihli çek keşide edilmesinin yüz tane sebebi olabilir. Örneğin çek hesabında ki parasını vadeli mevduata bağlamış olan bir keşideci, vade bitim tarihine çek keşide ederek faiz kaybından kurtulmayı amaçlamış, lehtar veya ciranta da iyi niyet göstererek veya başka bir nedenle çeki gününden önce ibraz etmemiş olabilir. Demek ki ileri tarihli çek keşide edilmesi, hesapta para bulunmadığı, lehtarın da bu yönde bir kabul içinde olduğu anlamına gelmemektedir. Ancak Sn.Sami Selçuk Hoca Doçentlik tezinde ileri tarihli çekler yönünden, genel kastın değil, olası kastın varlığını savunmuş, nacizane görüşümce başarılı da olmuştur. Zira öngörülebilir bir sonucun, olursa olsun mantığıyla istenmesi sözkonusu olup, bu husus lehtar için olmasa dahi 3.kişi yönünden potensiyel olarak mevcuttur. Örneğin 60 günlük bir çek almış olan lehtar, 59.gün nakit alışveriş karşılığı bu çeki kullandığında ve çek karşılıksız çıktığında, keşideci gerek en başta karşılığı bulundurmasın, gerekse hazır karşılığı bozmuş olsun, bilerek ve isteyerek 3.kişinin zararına yol açmayı göze almış demektir. Bu sebeple manevi unsur eksikliğinin söz konusu olmadığı kanaatindeyim.
Saygılarımla;
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
tazyik hapsi infaz aysee Ceza Hukuku Çalışma Grubu 0 20-09-2012 11:12
kefilin taahhüdü ihlal suçunu işlemesi ve tazyik hapsi rabiye Meslektaşların Soruları 6 13-08-2012 16:14
C. savcısının bu tazyik hapsi kararına itirazı yerindemi dir? akarsu Meslektaşların Soruları 0 14-04-2010 19:43


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03438997 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.