Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

İnternet bankacılığı-Dolandırıcılık-Bankanın Sorumluluğu

Yanıt
Old 23-03-2007, 12:08   #31
Admin

 
Varsayılan

Sayın S.Orhan'ın paylaştığı konuyla ilgili içtihata da buradan hemen link vereyim:
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=13612
Old 23-03-2007, 20:01   #32
özgür

 
Varsayılan

Sayın S.Orhan'ın eklemiş oldugu karar cok önemli!!
Ancak kararda geçen 'bankanın hafif kusurundan dolayı sorumlu olduğu bu olayda müşterinin müterafik kusurundan söz edilemez' kısmına katılmıyorum.Zira banka interaktif şube uygulamasına gecerken bu sistemle elde edeceği karı ve alacağı riski öngörerek hareket ediyor.Aynı şey bu uygulamayı kullanmak isteyen müşteri içinde geçerli olması gerekir.Çünkü müşteride meydana gelebilecek sorunları ve riskleri öngörerek bu tür bankacılık işlemini tercih etmiştir.
Saygılarımla
Old 24-03-2007, 00:10   #33
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/4748
K. 2006/7341
T. 22.6.2006
• BANKANIN SORUMLULUĞU ( Bir Güven Kurumu Olarak Faaliyet Gösteren Bankalar Objektif Özen Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesinden Kaynaklanan Hafif Kusurlarından Dahi Sorumlu Olduğu )
• HAFİF KUSUR ( Bankalar Objektif Özen Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesinden Kaynaklanan Hafif Kusurlarından Dahi Sorumlu Olduğu )
• BİLGİSAYAR KORSANLIĞI ( Müşterinin Haberi Olmadan Bilgisayar Korsanlığı Yoluyla Başka Bir Hesaba Aktarılmasının Önlenmesi Konusunda Ek Güvenlik Tedbirleri Almayan Bankanın Hafif Kusurundan Dahi Sorumlu Olduğu Dikkate Alınarak Müşterisinin Zararını Ödemek Zorunda Olduğu )
818/m.41
ÖZET : Bir güven kurumu olarak faaliyet gösteren bankalar objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklanan hafif kusurlarından dahi sorumludurlar.

Bu nedenle; banka müşterisinin hesabında bulunan paranın, müşterinin haberi olmadan bilgisayar korsanlığı yoluyla başka bir hesaba aktarılmasının önlenmesi konusunda ek güvenlik tedbirleri almayan bankanın hafif kusurundan dahi sorumlu olduğu dikkate alınarak, müşterisinin zararını ödemek zorunda olduğu sonucuna varılmalıdır.

Ayrıca belirtmek gerekir ki, bankanın hafif kusurundan dahi sorumlu olduğu bu olayda müşterinin müterafik kusurundan söz edilemez.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Kadıköy Asliye 4. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 01.02.2005 tarih ve 2003/46-2005/61 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 20.06.2006 gününde davacı avukatı SA ile davalı avukatı HE gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Yaşar Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdindeki hesabının OA Adlı kişi tarafından internet şifresi ele geçirilip kullanılarak çekildiğini, elektronik bankacılık hizmetinde gereken güvenliği sağlayamayan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, ( 20.146.720.234 ) TL'nin faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, kişisel bilgisayarının güvenliğini sağlamayan, sanal klavye kullanmayan, havale işlemlerini sınırlayan parola kullanımını akili hale getirmeyen davacının şifrenin başkalarınca ele geçirilmesinde kusurlu olduğunu, üçüncü kişilerin müşterilerin kullanıcı kodu ve şifre bilgilerini banka sisteminden sağlamalarının olanaksız olduğunu savunmuştur.

Mahkemece, mübrez belgelere ve banka merkezinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucuna dayanılarak davacının Suadiye ve Bostancı Şubelerindeki hesaplarından dava dışı kişinin Konak-İzmir Şubesindeki hesabına ( 16 ) ayrı işlemle ( 20.146.720.234 )TL'nin internet şubesi aracılığı ile havale edildiği, 15 dakika içinde ( 16 ) ayrı işlemle para havalesi yapılmasını fark eden güvenlik sisteminin davalı bankada bulunmadığı, iki gün sonra sisteme girmeye çalışan davacının kullanıcı şifresinin değiştirilmesi nedeniyle girememesine karşın bankanın her hangi bir kilitleme yapmadığı, objektif özen yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalı bankanın hafif kusurlarından dahi sorumlu olduğu, davacının şifresini koruma yükümlülüğüne uygun davranmadığı ve müterafik kusurlu olduğu savunmasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve kararın dayandırıldığı 16.08.2004 tarihli uzman bilirkişiler kurulu raporunda yer alan saptamalardan, davalı bankanın iki ayrı şubesinde hesabı bulunan davacının taraflar arasındaki bireysel internet şubesi sözleşmesi uyarınca davalının internet şubesi nezdinde yaptığı işlemlerde kullandığı kullanıcı adı ve şifresinin bilgisayarına yerleşmiş casus programlarda başkasınca elde edilerek davacı hesaplarından ( 20.146.720.234 ) TL'nin çok kısa bir süre içerisinde ( 16 ) ayrı işlemle internet yolu ile davacının haberi olmadan davalı bankanın Konak Şubesi'ne aktarılmasında bu tür bilgisayar korsanlığı yöntemiyle işlemler yapılmasını önleme yolunda ek güvenlik tedbirleri almayan ve olaydan sonra bu yola tevessül eden davalının kusurlu ve sorumlu bulunduğunun, davacının sanal klavye kullanması halinde dahi bunun yapılan bilgisayar korsanlığını engellemeye teknik olarak yetmeyeceğinin anlaşılmasına, işlemi yapan kişi hakkındaki ceza soruşturması sonucunun hafif kusurundan dahi sorumlu olan davalı banka bakımından etkili görülmemesine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, takdir edilen 450,00 YTL duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 815,94 YTL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 22.06.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Karar: Kazancı'dan alınmıştır.
Old 25-03-2007, 00:02   #34
Admin

 
Varsayılan

Çok enteresan ve ayrıca önemli bir karar gerçekten.. Paylaştığınız için teşekkürler.. Kararı gerek teknik, gerekse hukuki yönden çok hatalı buluyorum ve Yargıtay'ın bu kararda uzun süre sebat edebileceğini de düşünmüyorum. Zira böyle bir kararın yerleşik içtihat haline gelmesi durumunda sadece elektronik bankacılık değil, elektronik ticaretin ifasını tacir açısından imkansız hale gelecektir. Karar bu haliyle dünyadaki elektronik ticaretle ilgili tüm düzenlemeler ve genel geçer eğilimlere de aykırıdır.

Bu karar bence bu haliyle ilerde Yargıtay'ın teknik bir konu olan bu alanda yerleşik içtihatını oturtuncaya kadar zikzak çizdiği kararlardan biri olarak anılacaktır.

Ancak yine de elbette tüketici hakları noktasında çok önemli bir karar.
Old 25-03-2007, 00:24   #35
üye3578

 
Varsayılan

Tesbit edilen birçok bu tür olayda suça iştirak eden bir banka görevlisi, kaba tabirle "içeriden biri" oluyor. Ayrıca bankalar kendi sistemlerinde bu tür kötüniyetleri engelleyecek tedbirleri almalıdır. Alamıyorlarsa, teknolojik olarak mümkün değilse o zaman kanaatimce sanal ortamda para devri hizmetini yerine getirmemelidirler. Eğer ben şifremi birine verir ya da birinin almasına sebebiyet vermişsem banka sorumlu olmamalı, ama benim dışımda gelişen olaylar nedeniyle benim banka hesabımdan para çekiliyorsa, banka sorumlu olmalıdır. Bu nedenle kararın isabetli ve çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Old 27-03-2007, 09:59   #36
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın Admin'e katılıyorum. iyiniyetli müşteriler için çok çok faydalı bir karar olmasına rağmen sağlıklı hukuki zemin taşımayan bir karar.

Belki bu karar, bankaların güvenlik tedbiri anlamında çok daha fazla özen göstermesine, herkese internet bankacılığı hizmetini vermekten kaçınmasına hatta bu hizmeti tamamen kaldırmasına da yol açabilir.

Karar, hukuken çok isabetli görünmese bile sonuç itibariyle güçsüzü koruduğu için önemlidir.
Old 31-08-2007, 19:19   #37
DMKY

 
Varsayılan

Selamlar,

Internet.Bankaciligi genelde PIN-TAN usulu ile kullanilir. Bu durum Turkiye`de oldugu gibi Almanya ve Isvicre`de de oyle. Internet bankaciligini, diger e-bankacilik usullerinden ayiran en onemli ozelligi, kolayligidir. Internet baglantisi olan bir bilgisayar ve internet tarayicisindan baska bir seye ihtiyaciniz olmaz.

Internet bankaciligindan yararlanmak isteyen banka musterisi, bankasi ile yapacagi anlasma sonucu, ek bir hizmet olarak Internet-Bankaciligi hizmetini talep edebilir. Bankanin hic bir sekilde, musterisinin internet bankaciligini kullanmasina imkan saglayacak bir sozlesme yapma zorunlulugu yoktur. Kisaca, banka riza gostermedikce, musteri internet bankaciligi imkanina sahip olamaz.

Yapilan sozlesme ile Internet bankaciligina izin verilmis musteri, bankanin web sitesi uzerinden gerekli sartlari gerceklestirmek sartiyla internet bankaciligindan yararlanabilir.

Burada kisaca, Internet Bankaciliginda en cok kullanilan yontem olan PIN-TAN yonteminden bahsedecegim.

Musteri, kendi bankasindan Acilis PIN`i ve TAN alir. PIN teriminin turkceye personal kimlik numarasi olarak cevrilebilir. TAN ise, islem numarasi. Bu iki numara, musteriye guvenlik nedenlerinden dolayi internet ortamindan degil, normal posta yolu ile yollanir. Numaralar, bankanin bilgisayarlari tarafindan otomatik olarak meydana getirilir. Bu numaralardan bankanin calisanlarinin haberi asla olmaz.

Bankanin yolladigi ilk PIN, degistirilmek zorundadir. Bunun icin, musteri bankanin web sitesine kayit yaptirmak zorundadir. Kayittan sonra, bu ilk PIN, musterinin elinde bulunan TAN listeinden bir TAN sayesinde degistirilebilir. Yeni PIN`in ne olacagina musteri karar verir. Yeni PIN`in secilmesinde, musterinin ismi, soyadi, dogum tarihi veya buna benzer kisisel bilgiler asla kullanilmamalidir. Bunda amac, kotu niyetli 3. kisilöerin sizin PIN ne oldugunu tahmin etmesini engellemektir.

Yukarida bahsettigimiz gibi, PIN`in yaninda musteri bir de TAN-Listesi alir. Bu listede 5 haneli numaralar mevcuttur. Bunlarin sayisi bankadan bankaya degismektedir. Kimi banka 20 tane TAN`in mevcut oldugu liste yollarken, kimisi de 100 tane TAN in oldugu bir liste yollar. PIN`in yaninda TAN ikincil bir kimlik tanimlama aracidir. TAN ve PIN`in kombinasyonu bir cesit musteri imzasidir. TAN onemini havale ve benzeri onemli islemlerde gosterir. Eger musteri sadece hesabina goz atmak istiyorsa, bunu Musteri numarasi, sozlesme numarasi veya bankanin kendisine verdigi bir ID`nin yani sira PIN ile yapabilir. Ancak TAN olmadan asla havale yapamaz.

Her TAN bir kez kullanilir.

TAN`in onemi ve Hacker lar tarafindan ele gecirilmesini onlemek icin, bankalar calismalarina devam etmis ve musterilerine yeni olanaklar sunmuslardir.

iTAN: Bu durumda, bankadan musteriye yollanan her TAN`in yaninda bir de sira numarasi mevcuttur. Havale yapmak istediginizde, Banka sizden herhangi bir TAN girmenizi degil, sadece belirli siradaki TAN`i girmenizi ister. Mesela, 87. sirada bulunan TAN`i girmeniz istenir. Eger 87. sirada bulunan TAN disinda baska bir TAN girerseniz, islemi yapamazsiniz. Kimi bankalar ek onlem olarak, onay numarasi da isteyebilir. Eger bankaniz yerine, hacker larin sitesine girip, 87. numarali TAN girdikten sonra, yapilan islemin onaylandigini gosteren bir yazi cikacak ve onun yaninda bir de numara belirecektir. Bu numara size yollanan TAN listesinin arka sayfasinda bulunan numara ile eslesmek zorundadir. Eger eslesmiyorsa, bilinki bankanin sitesinde degilsiniz. Bu durumda derhal PIN ve tum TAN listesi bloke edilmeli ve bankaya bilgilendirilmelidir.

mTAN: Musteri havale yapmak istediginde, gerekli olan TAN kendisinin cep telefonuna yollanmaktadir. Bu durumda musteri TAn listesine ihtiyaci yoktur. TAn gerektiren islemlerde, TAN kendisine banka tarafindan SMS olarak yollanacaktir. Ayrica bilgi notu olarak, yapilacak islem ile ilgili bilgi de verilecektir. SMS ile yollanan o TAN sadece o islem icin gecerlidir. Yani; (A) ya yapilacak olan havale icin size 12345 TAN yollanacak ve bunun sadece (A) ya yapilacak olan havalede kullanilacagi belirtilir. Siz (B) ye yapacaginiz havale icin 12345 olan TAN i kullanamazsiniz. Bu da „Man in the middle“ ataklarina karsi sizi korur.

mTAN, iTAN`a gore daha guvenli ve kullanisli gorulmektedir. iTAN da oldugu gibi, cebinizde TAN-Listesi ile dolasmak zorunda olmazsiniz. Buna iliskin bir olay anlatmak isterim. Her ne kadar guvenli gozukse de, kotu niyetliler buna karsi da bir cozum gelistirmisler. Hedef alinan musteriye, kisisel bilgilerine ulasmak amacli iletisime geciliyor. Ya bir is basvurusu yada bir anket icin gerekli oldugu belirtilerek, hedef kisinin kisisel bilgileri alindiktan sonra, bu kisinin adina ikinci bir nufus kagidi cikariliyor. Sonra musteriye, cep telefonu gorusme yapmasina hizmet veren GSM operatorune gidilip, Cep telefonunu ve haliyle SIM kartini kaybettigi ileri surulup, yeni bir SIM karti cikarttiriuliyor. Ilk SIM karti iptal ettiriliyor. Bu sayede, mTAN bu ikinci sim kartina geliyor ve 3. kisiler paralari yine baska hesaplara yollayabiliyorlar.

Goruldugu gibi, hirsiza kilit dayanmiyor.

Musteri kendi ustune dusen yukumlulukleri yerine getirdigi surece, zararinin tazminini bankadan isteyebilir. Ancak Musterinin ustine dusen yukumlululer az degil.

PIN ve TAN, musteriden baska kimsece bilinmemeli, ne esi ne anasi ne babasi ne cocuklari ne de en sevdigi arkadasi. Cunku PIN ve TAN`dan haberdar olan herkes, banka hesabinda diledigini yapabilir.

Musteri, kendi PIN ve TAN`in baska birileri tarafindan bilindigini biliyor veyahut supheleniyor ise, PIN derhal degistirilmeli, TAN ise derhal bloke edilmelidir. Eger, musteri bunu ogrendigi an, bu iki islemi yapmaya imkani yoksa, derhal durumu bankaya bildirmelidir.

Eger PIN veya TAN, ust uste 3 kere ( sayi bankadan bankaya degisebilir) yanlis girildiginde, banka derhal bu iki numarayi bloke eder. Bu bankanin yukumlulugudur. Turkiye`nin buyuk bir bankasinin bashukuk musaviri ile yaptigim bir sohbette, kendisi benzer bir durumda mahkemenin bankayi kusurlu buldugnu belirtmisti, sanirsam PIN veya TAN 6 kez ust uste yanlis girilmis ve 7. giriste dogru numara girilmis ve 3.kisiler gerekli havaleleri yapmisti. Mahkeme, bankayi, 6 kere yanlis girilen bir numarayi bloke etmemesinde kusurlu bulmustu.

Internet bankaciligini 3 alanda incelememiz gerekir. Ilk olarak bankalarin kendi guvenlik sistemleri. Genel olarak bakilduiginda, Turk Bankalarinin yabanci bankalarin asagi kalir bir tarafi yok, hatta fazlalari bile var. Ikinci alan, Musteri PC ile Banka ana bilgisayari arasindaki alan, yani Internet. Internet bildiginiz gibi acik bir agdir. Bu konuya daha sonra ayrintili olarak deginecegim. 3. Alan ise, Musterinin kendi bilgisayari. Bu en onemli alan zira, mevcut soygunlar, cogunlukla bu alandaki guvenlik aciklarindan meydana geliyor.

Musteri her seyden once, kendi bilgisayarina gerekli anti-virus ve benzeri koruyucu programlari yuklemekle yukumludur. Hem kendi isletim sistemini hem de bu Tipp koruyucu programlarin her zaman guncellemesini yapmak zorundadir.

Musteri, banka sitesine giriyorum diye girdigi siteyi cok iyi incelemelidir. Bankalarin sitesi ile hacker larin sitesi cok benzesede, belli puf noktalardan sahte site anlasilir. Oncelikle adres cubugunda bankanin adresi yer aldigindan emin olunmalidir, ayrica banka adresleri her zaman httpS// ile baslar. Ayrica, musteri Aktive-X fonksiyonlarini da her zaman deaktivite etmelidir.

Internet-bankaciliginin basindaki en buyuk bela Phishing dir. Bunun ne oldugu forumda aciklanmis. Artik sifre calan bu tip programlar, her sekilde bilgisayarimiza girebilmektedir. Buna karsin gerekli yazilimlar yuklenerek, onlem alinabilir, en guzeli ise, internet bankaciligi yaptiginiz bilgisayariniz ile, asla ve asla tanimadiginiz guvenli olmayan sitelere girmeyin ve tanimadiginiz kisilerden gelen postalari o bilgisayarda acmayin.

Eger bunlari yapamazsaniz, bir gun mutlaka bir hacker sizin de kapinizi calar. O nedenle ben sizlere, Kapali ag uzerinden yapilan bir online-bankacilik veya Internet ustunden yapilan ama FINts teknigi kullanilan, dijital imza destekli Online—Bankaciligi tavsiye ediyorum.

Burada yazdiklarim genel kavramlardir ve bankalara gore ufak da olsa fark gosterebilir.



Old 31-08-2007, 19:57   #38
Admin

 
Varsayılan

Sayım DMKY,

Öncelikle paylaştığınız yararlı bilgiler için çok teşekkür ederiz.

Fazla vaktinizi almadan, bu konuda doktora tezi olan bir akademisyen olarak Yargıtay'ın konuyla ilgili 2006 tarihli kararı hakkında da kısaca yorumunuzu rica edebilir miyiz?
Old 06-09-2007, 16:54   #39
DMKY

 
Varsayılan

Selamlar,

Bundan onceki mesajimda, Internet-Bankaciligi`nin ne sekilde isledigini kaba hatlari ile anlatmistim. Bu alanda ortaya cikan uyusmazliklar, IT-Guvenligindeki bosluklardan kaynaklanmakta. Eger bankanin guvenlik sisteminde yer alan bosluklardan yararlanilarak, hesap sahiplerinin mevduatlarinda tasarruf edilmis ise, bunda bankanin sorumlulugu asikardir. Bankalar, ilerde dogabilecek milyonlarca YTL`lik zararlarla karsilasmamak icin, kendi sistemleri ellerinden gelen yatirimi yapmaktadir, zira hic bir banka ne adinin kotuye cikmasini ne de kendi musterileri ile arasinda bolca sorun olmasini istemez.

Ben, mahkemenin yuce kararina katilmamaktayim. Mahkeme, Bankanin Objektif Özen Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesinden kaynaklanan hafif kusurlarından dahi sorumlu olduğu dile getiriyor ve bunu da bilirkisi raporunu esas alarak belirtiyor. Karari okumaya devam ettigimizde, "Müşterinin Haberi Olmadan Bilgisayar Korsanlığı Yoluyla Başka Bir Hesaba Aktarılmasının Önlenmesi Konusunda Ek Güvenlik Tedbirleri Almayan Bankanın Hafif Kusurundan Dahi Sorumlu Olduğu Dikkate Alınarak Müşterisinin Zararını Ödemek Zorunda Olduğu" belirtilmis. Keske Bilirkisi raporunu okuma sansina sahip olsaydik da, Bankanin Bilgisayar Korsanlığı Yoluyla Başka Bir Hesaba Aktarılmasının Önlenmesi Konusunda Ek Güvenlik Tedbirleri konusunda ne tip tedbirler almadigini ve ne tip tedbirler almasi gerektigini ogrenirdik.

Alıntı:
....Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdindeki hesabının OA Adlı kişi tarafındaninternet şifresi ele geçirilip kullanılarak çekildiğini, ...


Kotu niyetli kisilerce Internet sifresi calinan banka musterisi sirf bu gerekce ile sorumluluktan kurtulabilir mi?


Alıntı:
.... elektronik bankacılık hizmetinde gereken güvenliği sağlayamayan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek...


Phishing yada benzeri bir yolla ele gecirilen sifrelerle bankanin ana bilgisayarinla haksahibiymis gibi iletisime gecen Korsani hemen taniyan bir guvenlik sistemi mevcut mu? Karari okumaya devam ettigimizde, casus programlar yolu ile sifrelerin ele gecirildigini ogreniyoruz. Banka kendi sisteminin guvenligini saglamanin yaninda, hesap sahibinin bilgisayarinin guvenligini de mi saglamakla yukumlu?

Alıntı:
Davalı vekili,(1)kişisel bilgisayarının güvenliğini sağlamayan,(2) sanal klavye kullanmayan,(3) havale işlemlerini sınırlayan parola kullanımını akili hale getirmeyen davacının şifrenin başkalarınca ele geçirilmesinde kusurlu olduğunu, üçüncü kişilerin müşterilerin kullanıcı kodu ve şifre bilgilerini banka sisteminden sağlamalarının olanaksız olduğunu savunmuştur.
....

Banka musterisi Internet-bankaciligini kullanmasina olanak saglayan sozlesme ile Bankaya karsi belirli yukumlulukler altina girmistir, ki bunlardan bir tanesi de Internet-Bankaciligi islemlerinde kullandigi bilgisayarini, acik bir ag olan Internetten gelebilecek tehlikelerden koruyacak onlemleri almasidir. Davali vekilinin iddiasina gore almamistir.

Alıntı:
15 dakika içinde ( 16 ) ayrı işlemle para havalesi yapılmasını fark eden güvenlik sisteminin davalı bankada bulunmadığı…

Boyle bir sistemin var olmamasi kusur mudur? Bir banka musterisi, 1 havaleyi 1 dakikadan kisa surede yapmamaz mi? Yapmasi anormallik midir? Daha farkli bir sekilde sorarsak; Bir banka musterisinin 15 dakika icersinde 16 havale yapmasi, bireysel bankacilik hayatinda bir anormallik midir? Bu soruyu takiben de su sorulabilir; Mahkemenin belirttigi gibi, Bankalar belki bir isadaminin belki bir emeklinin15 dakikada 16 havale yapmasini anormal olarak tespit etmekle yukumlu mudur?

Alıntı:
iki gün sonra sisteme girmeye çalışan davacının kullanıcı şifresinin değiştirilmesi nedeniyle girememesine karşın bankanın her hangi bir kilitleme yapmadığı

Korsanlar, paralari yolladiktan sonra zaman kazanmak icin, sifreyi de degistirmisler. Hesap sahibi, eski sifre ile girmeye calismis, bunu basaramamis. Eger sifre defalarca yanlis girilirse, banka hesabi kitlemekle yukumludur. Bu defanin kac defaden ibaret oldugu, sozlesmede yer alir. Burada banka kusurlu ama bu kusurun sonuca tesiri yok, cunku parayi alan almis, bu saatten sonra yapilacak bir kitlemenin pratikte hic bir anlami kalmamis. Eger, korsanlar, defalarca yanlis sifre ile girmeyi deneselerdi ve sonunda dogrusu ile giris yapsalardi ve o kadar hatali sifre denemesine ragmen banka kitleme yapmasaydi, bu durumda bankanin cok onemli bir yukumlulugunu yerine getirmediginden bahsedebilirdik.

Alıntı:
ve kararın dayandırıldığı 16.08.2004 tarihli uzman bilirkişiler kurulu raporunda yer alan saptamalardan,

davalı bankanın iki ayrı şubesinde hesabı bulunan davacının taraflar arasındaki bireysel internet şubesi sözleşmesi uyarınca davalının internet şubesi nezdinde yaptığı işlemlerde kullandığı kullanıcı adı ve şifresinin bilgisayarına yerleşmiş casus programlarda başkasınca elde edilerek …

Bundan anlasildigi uzere, casus programlarla hesap sahibinin bilgisayarindan gerekli sifreler ele gecirilmis. Eger hesap sahibi, kendi ustune dusen sorumlulugu yerine getirdiyse, yani bilgisayarina gerekli anti virus ve benzeri koruma programlari kurduysa ve gerekli guncellemeleri yaptiysa, ve tum bunlara ragmen, sozkonusu casus programlar PC nin Harddisk`inde yapilan tum aramalara ragmen tespit edilememis ve sonucunda imha edilememis ise, bu durumda hesap sahibinin sorumlulugundan bahsedemeyiz zira, o ustune dusen her seyi yerine getirmis ve korsanlar cok ozel ve hesap sahibinin engelleyemeyecegi tekniklerle hesap sahibinin bilgisayarina girmisler ve istediklerini almislardir.

Ancak boyle bir olasilik cok dusuktur. Harddisk`lerde bulunan casus programlarin tespiti gunumzdeki koruma programlari ile kolaydir, ayrica bu tipp koruma programlari mevcut casus programlarin bilgisayariniza yuklenmesini engellemekte ve sizi bu konuda uyarmaktadir. Ayrica mevcut isletim sistemleri bile, guvenli sayilmayan kaynaklardan indirilmeye calisilan programlar konusunda kullanicilari uyarmakta ve onlara bu tip kaynagi belirsiz programlarin zararli olabilecegini belirtmektedir.

Tum bunlara ragmen, hesap sahibi, Internet bankaciligi icin kullandigi bilgisayarini korumayip, sorumlulugu bankaya atmaya calismasi hakkaniyete de uygun dusmez.

Alıntı:
bu tür bilgisayar korsanlığı yöntemiyle işlemler yapılmasını önleme yolunda ek güvenlik tedbirleri almayan ve olaydan sonra bu yola tevessül eden davalının kusurlu ve sorumlu bulunduğunun,

Casus programlar ile sifreleri ele geciren korsanlar, bu sifreler ile rahatlikla sanki hak sahibiymis gibi islem yaparlar. Bir banka subesine gidip islem yapmak isteyen kisi, bunu nufus kagidi veya benzeri bir kimlik ile yaparken, Sanal subelerde bu sifreler ile yapiliyr. Yani sanal ortamda sizin nufus kagidiniz bir nevi o sifrelerdir. Bankanin, Internet bankaciligi yolu ile muhatap oldugu kisinin kimlik tespiti icin, sifrelerin girildigi bilgisayarin monitorunden kafasini cikarip, „haa sen miydin Ahmet abi! Kusura baka emin olmak icin kafami uzattim, simdi iceriye girerim“ deme luksu yoktur. Sozkonusu sifreler sizin kimliginizdir, sizin imzanizdir. Bu sifrelerle Ahmet mi girmis yoksa Mehmet mi girmis, seklinde bir arasitirma o an icin yapilamaz. Kisaca ben boyle biliyorum. Ben hukukcuyum varsa bu isin uzmani teknik bir arkadas gelsin hepimizi aydinlatsin.

Sonuc olarak, mahkeme kararın dayandırıldığı 16.08.2004 tarihli uzman bilirkişiler kurulu raporu okunmadan yapilacak yorumlar faraziyeden ibarettir.
Old 07-09-2007, 14:59   #40
av_meliha

 
Varsayılan

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22.06.2006 tarih ve 2005/4748 E. 2006/7341 K. Sayılı kararında da özetle;“Bir güven kurumu olarak faaliyet gösteren bankalar objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklanan hafif kusurlarından dahi sorumludurlar.Bu nedenle; banka müşterisinin hesabında bulunan paranın, müşterinin haberi olmadan bilgisayar korsanlığı yoluyla başka bir hesaba aktarılmasının önlenmesi konusunda ek güvenlik tedbirleri almayan bankanın hafif kusurundan dahi sorumlu olduğu dikkate alınarak müşterisinin zararını ödemek zorunda olduğu sonucuna varılmalıdır.Ayrıca belirtmek gerekir ki, bankanın hafif kusurundan dahi sorumlu olduğu bu olayda müşterinin müterafik kusurundan söz edilemez.”
Old 08-09-2007, 13:25   #41
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av_meliha
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22.06.2006 tarih ve 2005/4748 E. 2006/7341 K. Sayılı kararında da özetle;“Bir güven kurumu olarak faaliyet gösteren bankalar objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklanan hafif kusurlarından dahi sorumludurlar.Bu nedenle; banka müşterisinin hesabında bulunan paranın, müşterinin haberi olmadan bilgisayar korsanlığı yoluyla başka bir hesaba aktarılmasının önlenmesi konusunda ek güvenlik tedbirleri almayan bankanın hafif kusurundan dahi sorumlu olduğu dikkate alınarak müşterisinin zararını ödemek zorunda olduğu sonucuna varılmalıdır.Ayrıca belirtmek gerekir ki, bankanın hafif kusurundan dahi sorumlu olduğu bu olayda müşterinin müterafik kusurundan söz edilemez.”

Yukarıda 13 no.lu mesajda verilen link tıklanırsa, kararın tam metnine ulaşılabilir.

Saygılarımla
Old 08-09-2007, 18:51   #42
DMKY

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av_meliha
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22.06.2006 tarih ve 2005/4748 E. 2006/7341 K. Sayılı kararında da özetle;“Bir güven kurumu olarak faaliyet gösteren bankalar objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklanan hafif kusurlarından dahi sorumludurlar.Bu nedenle; banka müşterisinin hesabında bulunan paranın, müşterinin haberi olmadan bilgisayar korsanlığı yoluyla başka bir hesaba aktarılmasının önlenmesi konusunda ek güvenlik tedbirleri almayan bankanın hafif kusurundan dahi sorumlu olduğu dikkate alınarak müşterisinin zararını ödemek zorunda olduğu sonucuna varılmalıdır.Ayrıca belirtmek gerekir ki, bankanın hafif kusurundan dahi sorumlu olduğu bu olayda müşterinin müterafik kusurundan söz edilemez.”

Bilirkisi raporu okunmadan saglikli bir yorum yapilamaz.

"müşterinin haberi olmadan bilgisayar korsanlığı yoluyla başka bir hesaba aktarılmasının önlenmesi konusunda ek güvenlik tedbirleri"


Bu tedbirler neymis de banka bu tedbirleri almamis bu muamma!


Kastedilen, kullandigi PC'yi korumak icin en ufak bir ozen gostermeyip, bile bile lades diyen musterinin bilgisayarinin korunmasi icin gereken tedbirlerin bankadan beklenmesi ise, buna sadece gulunur!!!

Yargitay kararinin arkasinda duran arkadaslar, gerekceleriyle karari burada savunurlarsa, guzel bir fikir jimlastigi yapabiliriz
Old 18-01-2008, 13:58   #43
ONDER

 
Varsayılan

bence gayet isabetli bir karar. Bu kpnu ile ilgili olarak bir sorum olacak ; bankaya karşı açılacak davanın zamanaşımı süresi nedir?
Old 20-01-2008, 00:53   #44
avmuratkutlay

 
Varsayılan yargıtay kararı

Alıntı:
Yazan OLCAYK
Admİn'e Yanit
İstanbul KadikÖy Adlİyesİnde Her TÜrlÜ Önlemİ Bankanin Almasi GerektİĞİ YÖnÜnde Yargitay OnanmiŞ Karar Mevcuttur.

bu kararı bizimle paylaşırsanız sanırım çok işimize yarayacaktır.
Old 20-01-2008, 01:15   #45
Kadir COŞKUN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ONDER
bence gayet isabetli bir karar. Bu kpnu ile ilgili olarak bir sorum olacak ; bankaya karşı açılacak davanın zamanaşımı süresi nedir?
Sayın Önder,
Burada bankanın kusuru kanımca BK 41 vd maddeleri gereğince haksız fiil teşkil eder ve BK 60. maddeye göre zamanaşımı süresi fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve zararın meydana gelmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımına tabidir.

Saygılarımla...
Old 20-01-2008, 10:51   #46
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avmuratkutlay
bu kararı bizimle paylaşırsanız sanırım çok işimize yarayacaktır.

Yukarıda 20 no.lu mesajda paylaşmışım zaten.

Saygılarımla
Old 20-01-2008, 15:09   #47
ONDER

 
Varsayılan

Sayın Önder,
Burada bankanın kusuru kanımca BK 41 vd maddeleri gereğince haksız fiil teşkil eder ve BK 60. maddeye göre zamanaşımı süresi fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve zararın meydana gelmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımına tabidir.

Saygılarımla

sayın Av.KAdir Coşkun
Yargıtay Hukuk Genel Kururlu'nun 1980/11-2802 E., 1983/1047 K. 02.11.1983 tarihli kararında sayılı kararında kısaca ; banka ile mudi arasındaki ilişkinin vedia sözleşmesine dayandığı ve bankanın yetkisiz birine ödediği paradan dolayı sorumluluğunun 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu..." belirtilmiş. Bu bana mantıklı geldi. siz ne dersiniz?
Old 20-01-2008, 16:15   #48
Kadir COŞKUN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ONDER
Sayın Önder,
Burada bankanın kusuru kanımca BK 41 vd maddeleri gereğince haksız fiil teşkil eder ve BK 60. maddeye göre zamanaşımı süresi fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve zararın meydana gelmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımına tabidir.

Saygılarımla

sayın Av.KAdir Coşkun
Yargıtay Hukuk Genel Kururlu'nun 1980/11-2802 E., 1983/1047 K. 02.11.1983 tarihli kararında sayılı kararında kısaca ; banka ile mudi arasındaki ilişkinin vedia sözleşmesine dayandığı ve bankanın yetkisiz birine ödediği paradan dolayı sorumluluğunun 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu..." belirtilmiş. Bu bana mantıklı geldi. siz ne dersiniz?

Sayın Onder,
Yukarıda Sayın ERGİN' in eklediği kararı incelerseniz burada bankanın yetkisiz birisine ödeme yapmasından ziyade alınması gereken önlemleri almaması nedeniyle müşterisinin mağduriyetine sebebiyet verdiği ve bu durumun da 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 41. maddesinde tanımı yer alan haksız fiil olarak değerlendirilmesi gerekir kanaatindeyim.

Saygılarımla...
Old 20-01-2008, 17:26   #49
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

19 HD'nin daha eski tarihli farklı bir kararı :


Alıntı:
T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/10991
K. 2005/6080
T. 31.5.2005
• İTİRAZIN İPTALİ TALEBİ ( Şifreyle Gerçekleştirilen Havale İşlemlerinde Aksine Bir Kayıt Konulmadığından Dava Konusu Havale İşlemlerinde Bankanın Ayrıca Davacıdan Teyit Almasının Gerekmediği - Reddi Gereği )
• İNTERNET ŞİFRESİYLE GERÇEKLEŞTİRİLEN HAVALE ( Havale İşlemlerinde Aksine Bir Kayıt Konulmadığından Dava Konusu Havale İşlemlerinde Bankanın Ayrıca Davacıdan Teyit Almasının Gerekmediği - Reddi Gereği )
• BANKANIN KUSURU ( İnternet Şifresiyle Gerçekleştirilen Havale/Davacının Şifresini İyi Koruyamaması Nedeniyle Kusurlu Olduğu Gerekçeleriyle Davanın Reddinin İsabetli Olduğu - İtirazın İptali )
2004/m.67
ÖZET : Dava itirazın iptali talebidir. Dava konusu havale işlemlerinin davacının internet bankacılık işlemlerini gerçekleştirmekte kullandığı şifrenin kullanılması suretiyle gerçekleştirildiği, şifreyle gerçekleştirilen havale işlemlerinde aksine bir kayıt konulmadığından, dava konusu havale işlemlerinde bankanın ayrıca davacıdan teyit almasının gerekmediği, havale işleminde davalı bankanın herhangi bir kusuru bulunmadığı, davacının şifresini iyi koruyamaması nedeniyle kusurlu olduğu gerekçeleriyle davanın reddi isabetlidir.

DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada hesabı bulunduğunu birikimlerini bu hesapta değerlendirdiğini, davalı banka görevlilerinin tavsiyesiyle B Tipli likit fon satın aldığını, bu işlemi şifre kullanarak internet kanalıyla yaptığını, müvekkilince daha sonra yapılan kontrolde hesabında para kalmadığının anlaşıldığını, banka görevlilerinin hesaptaki fonun internet kanalıyla satıldığını ve hesapta bulunan 7.400.000.000.-TL.nın bir başka kişinin hesabına havale edildiğini, bankanın kusursuz sorumlu olduğunu, hesapta bulunan paranın tahsili için yapılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu olayda bir kusuru bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacıya ait şifrenin üçüncü kişiler tarafından kullanılması halinde sorumluluğun kendisine ait olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre dava konusu havale işlemlerinin davacının internet bankacılık işlemlerini gerçekleştirmekte kullandığı şifrenin kullanılması suretiyle gerçekleştirildiği, şifreyle gerçekleştirilen havale işlemlerinde aksine bir kayıt konulmadığından, dava konusu havale işlemlerinde bankanın ayrıca davacıdan teyit almasının gerekmediği, havale işleminde davalı bankanın herhangi bir kusuru bulunmadığı, davacının şifresini iyi koruyamaması nedeniyle kusurlu olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

SONUÇ : Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 31.05.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 17-03-2008, 00:44   #50
Arif ERUCU

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Doğrusunu isterseniz böyle bir Yargıtay kararı olduğunu sanmıyorum, olsa bile bir genelleme yapması mümkün değil, olsa olsa ayrık bir durumla ilgili istisnai bir karar olabilir.

Eğer bu konuda genel bir karar bulursanız da, lütfen paylaşınız çünkü bu kararı bulmanın büyük bir başarı olduğunu kabul ederim .... demişsiniz admin...ben okulum da derste bu konuyla ilgili bir ornek davada bankanın avukatlıgını yapıyorum...bu konuda banka lehıne verılmıs bır tek karar bulamadım...boyle bı karar var mı eger varsa ulasmam konusunda bana yardımcı olursanız sevınırım...tesekkurler...
Old 18-03-2008, 19:22   #51
Kilimanjaro

 
İnceleme Banka lehine Yargıtay Kararları ve konuyla ilgili değerlendirmelerim...

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/8280
K. 2003/7705
T. 12.9.2003
• TAZMİNAT DAVASI ( Yapılan İnternet Bankacılığı Sözleşmesinde İnternet Yoluyla Öngörülmeyen Havale İşleminin Banka Tarafından Yaptırılması Sonucu Oluşan Zarar Nedeniyle )
• İNTERNET BANKACILIĞI ( Banka Tarafından Verilen Şifrenin Özenle Saklanmasının Gerekmesi-Şifrenin Ele Geçirilmesi Sonucu Doğacak Zarardan Bankanın Sorumlu Tutulamaması )
• İNTERNET ARACILIĞI İLE HAVALE ( Banka Tarafından Verilen Şifrenin Başkası Tarafından Ele Geçirilmesi ile Yapılan Havale Nedeniyle Doğan Zarardan Bankanın Sorumlu Olmaması )
818/m.41
ÖZET : İnternet bankacılığı sözleşmesinde, sonradan bankaca eklenecek internet hizmetlerinden de davacının yararlanacağının öngörülmüştür. Banka tarafından verilen internet şifresinin özenle saklanma yükümlülüğü davacı banka müşterisine ait olduğundan, şifrenin başkası tarafından kullanılarak hesaptan para havale edilmesi sonucu ortaya çıkan zarardan banka sorumlu tutulamaz.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 6.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 29.01.2002 gün ve 1999/770 - 2002/31 sayılı kararı onayan Dairenin 10.12.2002 gün ve 2002/7999 - 11485 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan "İnternet Bankacılığı Sözleşmesinde internet yoluyla havale yapma hizmeti verilmesi öngörülmediği halde müvekkili şirketin eski müdürü İsmail Emin Karcı'nın verilen şifreyi kullanarak şirket hesabından internet yoluyla virman talimatı vererek kendi hesabına toplam 511.787 Amerikan Doları aktardığını, davalı bankanın sözleşmede belirtilmeyen yöntemi kullandırması nedeniyle davacının uğradığı zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin 3/2 maddesinde sonradan bankaca eklenecek internet hizmetlerinden de davacının yararlanacağının öngörüldüğünü, davacının da bu hizmetten yararlanarak havale işlemi yaptığını, sözleşmenin 4. maddesinde şifrenin özenle saklanması ve bu nedenle doğacak zararlardan davacının sorumlu olacağının kararlaştırıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemenin, davanın reddine dair verdiği kararın Dairemizce onanması üzerine davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK.nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK.nun 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 16.090.000.- lira karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı yasa ile değiştirilen HUMK.nun 442/3. madde hükmü uyarınca, takdiren 86.700.000.-lira para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 12.09.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/5101
K. 2005/1751
T. 28.2.2005
• İNTERNET ÜZERİNDEN İŞLEM ( Davacının Şifreyi Muhafazadaki Özensizliği Davalının da Reşit Olmayan Havale Alıcısına Ödeme Yapması Nedeniyle Yarı Yarıya Kusurlu Oldukları )
• ŞİFREYİ MUHAFAZADA ÖZENSİZLİK ( Davalının Reşit Olmayan Havale Alıcısına Ödeme Yapması Nedeniyle Yarı Yarıya Kusurlu Oldukları - İnternet Üzerinden İşlem )
• BANKA HESABININ BOŞALTILMASI ( Davacının Şifreyi Muhafazadaki Özensizliği Davalının da Reşit Olmayan Havale Alıcısına Ödeme Yapması Nedeniyle Yarı Yarıya Kusurlu Oldukları )
818/m.44/1
ÖZET : Davacının şifreyi muhafazadaki özensizliği, davalının da reşit olmayan havale alıcısına ödeme yapması nedeniyle yarı yarıya kusurlu oldukları gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli görülmüştür.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 10.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 18.11.2003 tarih ve 2001/668-2003/1616 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalının Aksaray Şubesi nezdinde bulunan iki hesap üzerinden internet aracılığı ile işlem yapabilmesi için şifre aldığını, internete girdiğinde hesabın sıfırlandığını görünce yaptığı araştırma sonunda, toplam 610 milyon liranın Turan Bulut tarafından bankanın Zincirlikuyu Şubesi'nden çekildiğini öğrendiğini, Turan'ın arkadaşı Murat'ın müvekkilinin çalışma odasındaki ajandadan şifreyi çaldığının polis kayıtlarında yer aldığını, davalının 18 yaşını doldurmayan Turan'a ödeme yapmakla kusurlu olduğunu, basiretli davranmayan davalının ödeme yapmaması gerekirken, zarara neden olduğunu ileri sürerek, 610.000.000 liranın temerrüt faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının şifreyi çaldırmakla kusurlu olduğunu, havale alıcısı küçük'ün vekili ile gelmesi yada velinin yazılı onayını getirmesi halinde ödemenin yapılması gerektiğinden, zarara banka eyleminin neden olduğunun söylenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına, benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının şifreyi muhazadaki özensizliği, davalının da reşit olmayan havale alıcısına ödeme yapması nedeniyle yarı yarıya kusurlu oldukları gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 28.02.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/10991
K. 2005/6080
T. 31.5.2005
• İTİRAZIN İPTALİ TALEBİ ( Şifreyle Gerçekleştirilen Havale İşlemlerinde Aksine Bir Kayıt Konulmadığından Dava Konusu Havale İşlemlerinde Bankanın Ayrıca Davacıdan Teyit Almasının Gerekmediği - Reddi Gereği )
• İNTERNET ŞİFRESİYLE GERÇEKLEŞTİRİLEN HAVALE ( Havale İşlemlerinde Aksine Bir Kayıt Konulmadığından Dava Konusu Havale İşlemlerinde Bankanın Ayrıca Davacıdan Teyit Almasının Gerekmediği - Reddi Gereği )
• BANKANIN KUSURU ( İnternet Şifresiyle Gerçekleştirilen Havale/Davacının Şifresini İyi Koruyamaması Nedeniyle Kusurlu Olduğu Gerekçeleriyle Davanın Reddinin İsabetli Olduğu - İtirazın İptali )
2004/m.67
ÖZET : Dava itirazın iptali talebidir. Dava konusu havale işlemlerinin davacının internet bankacılık işlemlerini gerçekleştirmekte kullandığı şifrenin kullanılması suretiyle gerçekleştirildiği, şifreyle gerçekleştirilen havale işlemlerinde aksine bir kayıt konulmadığından, dava konusu havale işlemlerinde bankanın ayrıca davacıdan teyit almasının gerekmediği, havale işleminde davalı bankanın herhangi bir kusuru bulunmadığı, davacının şifresini iyi koruyamaması nedeniyle kusurlu olduğu gerekçeleriyle davanın reddi isabetlidir.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada hesabı bulunduğunu birikimlerini bu hesapta değerlendirdiğini, davalı banka görevlilerinin tavsiyesiyle B Tipli likit fon satın aldığını, bu işlemi şifre kullanarak internet kanalıyla yaptığını, müvekkilince daha sonra yapılan kontrolde hesabında para kalmadığının anlaşıldığını, banka görevlilerinin hesaptaki fonun internet kanalıyla satıldığını ve hesapta bulunan 7.400.000.000.-TL.nın bir başka kişinin hesabına havale edildiğini, bankanın kusursuz sorumlu olduğunu, hesapta bulunan paranın tahsili için yapılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu olayda bir kusuru bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacıya ait şifrenin üçüncü kişiler tarafından kullanılması halinde sorumluluğun kendisine ait olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre dava konusu havale işlemlerinin davacının internet bankacılık işlemlerini gerçekleştirmekte kullandığı şifrenin kullanılması suretiyle gerçekleştirildiği, şifreyle gerçekleştirilen havale işlemlerinde aksine bir kayıt konulmadığından, dava konusu havale işlemlerinde bankanın ayrıca davacıdan teyit almasının gerekmediği, havale işleminde davalı bankanın herhangi bir kusuru bulunmadığı, davacının şifresini iyi koruyamaması nedeniyle kusurlu olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
SONUÇ : Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 31.05.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Konuyla ilgili olarak elbette bankalar aleyhine verilmiş olan kararlar da var... Mahkemelerde bankaların kusurlu olduğuna hükmedilirken genellikle şöyle bir mantıkla konuya yaklaşılıyor: Hafif kusurundan bile sorumlu bir banka olarak sen şayet piyasadaki x bankası gibi tedbirler alsaydın (mesela tek kullanımlık şifre) bu zarar meydana gelmezdi; dolayısıyla banka olarak sorumluluğunu gereğince yerine getirmediğin için oluşan bu zararın (genellikle) %50'sini ödemen gerekir... Kanaatimce bu mantık son derece doğru. Zira bir banka madem ki finans piyasasında milyon dolarlarla çok büyük ölçekte işler yapıyor, karlar elde ediyor, madem ki sunduğu hizmeti tacir sıfatıyla ve ticari bir amaçla, para kazanma düşüncesiyle sunuyor, öyleyse yaptığı işin ciddiyetine/mesuliyetine yakışır şekilde (amiyane tabiriyle, işin hakkını vererek) bir teknik alt yapı/çalışma sistemi kurmalı ve bir "güven müessesesi" olarak müşterilerine her alanda olduğu gibi bu alanda da en üst düzeyde güven sağlamayı amaç edinmeli, bu yolda gerekli tüm tedbirleri almalıdır. Almamışsa, bu durum elbetteki bankanın hukuki sorumluluğunu gerektirmelidir. Öte yandan, şayet müşteri de kullanıcı adı/parola/şifrenin başkalarının eline geçmesinde kusurlu/özensiz hareket etmişse (mesela ortak kullanıma açık bilgisayarlardan internet hesabını kullanmışsa ya da internete bağlandığı bilgisayarında güncel bir anti virüs programı bulunmuyorsa, vs.) zararın oluşmasında elbette müşterinin kusuru da söz konusu edilmeli ve somut olayda müterafik kusur esaslarına göre hareket edilerek sorumluluk paylaştırılmalıdır.

Son bir not: Evet, bankalar çok büyük paralar harcayarak güvenlik alt yapısı kuruyorlar; fakat bu durum bankaların sistemlerine HİÇBİR ŞEKİLDE dışardan müdahale edilemeyeceği anlamına gelmez. Bugün güvenlik alt yapısı en yüksek kurumların siteleri bile dışardan gelen çok profesyonel saldırılar karşısında çaresiz kalabiliyor; bu durum daima akılda tutulmalıdır. Yani internet dolandırıcılığı yoluyla oluşan bir zararla ilgili yorum yapılırken, bankaların müşterilere ait kullanıcı adı ve şifrelerin üçüncü şahısların eline geçmesi fiilinde %100 kusursuz olduğu ve BİLAİSTİSNA bu duruma müşterilerin özensiz/dikkatsiz hareketlerinin sebep olduğu yönünde ileri sürülen görüşler, bence konuyu tüm boyutlarıyla ele almakta yetersiz ve bu yönüyle de isabetsizdirler.

Benzer davalara bakmakta olan bir banka avukatı olarak konuyla ilgili naçizane kanaatim özetle bu şekildedir...
Old 21-03-2008, 12:27   #52
Hemocrania

 
Varsayılan

öncelikle konu ile ilgili okudugum bir haberi eklemek isterim.




""Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, hesabındaki 20 bin YTL'si internet korsanı tarafından çekilen kişiye, bankanın, çekilen miktar kadar tazminat ödemesine karar verdi. Açılan bir dava üzerine İstanbul Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi, bankanın hafif kusurlardan dahi sorumlu olduğuna ve hesap sahibinin şifresini koruma mesuliyetini yerine getirmediğine hükmetti. Bankanın temyiz müracaatını inceleyen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi de, internet şubesine girişte sanal klavye kullanılmasının bilgisayar korsanlığını engellemede yeterli olmayacağına işaret ederek, yerel mahkeme kararını onadı.
Türkiye'de 15 milyonun üzerinde kayıtlı müşterisi bulunan internet bankacılığına ilgi her geçen gün artarken, bu alandaki mağduriyetlerin önüne bir türlü geçilemiyor. Son olarak geçen ay İzmir'de sanal korsanlar Rus hacker'larla işbirliği yaparak 1 milyon kişinin banka hesap bilgilerine erişmiş ve 4 bin kişinin hesaplarını boşaltmıştı. Bu durum hesap sahiplerini endişeye sevk ederken, yargıdan banka mağdurlarını sevindirici bir karar çıktı.
Söz konusu olayda bir bankaya ait internet bankacılığı şifresi başka bir kişi tarafından ele geçirilen ve 2 ayrı hesabındaki 20 bin 146 YTL'si çekilen hesap sahibi, gerekli güvenliği sağlamadığı iddiasıyla zararının tahsili için banka aleyhinde dava açtı. Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne dilekçe sunan bankanın avukatı, hesap sahibinin kişisel bilgisayarının güvenliğini sağlamadığını, şifrenin girilmesinde sanal klavye kullanmadığını, havale işlemlerini sınırlayan parola kullanımını aktif hale getirmediğini öne sürerek, şifresini başkalarının ele geçirmesinde kusurlu olduğu yönünde savunma verdi.
Mahkeme tarafından banka merkezinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, davacının hesabındaki 20 bin 146 yeni liranın, üçüncü kişi tarafından internet şubesi aracılığıyla İzmir'deki hesabına aktarıldığı tespit edildi. Korsanın bu miktarı 15 dakika içinde 16 kez internet şubesine girerek gerçekleştirdiği belirlendi. Bilirkişi raporunda, bu süre içinde 16 kez para havalesini fark eden güvenlik sisteminin bankada bulunmadığı ve olaydan iki gün sonra sisteme girmeye çalışan davacının, kullanıcı şifresinin değiştirilmesi sebebiyle hesabına erişememesine rağmen bankanın kilitleme yapmadığı belirtildi. Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi, bilirkişi raporu ve dosyadaki belgelere göre, bankanın objektif özen yükümlülüğünü yerine getirmediği, hafif kusurlarından dahi sorumlu olduğu, davacının şifresini koruma yükümlülüğüne uygun davranmadığı gerekçesiyle bankayı, hesaptan çekilen miktar kadar tazminata mahkum etti. Banka avukatının temyiz başvurusunu inceleyen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, yerel mahkeme kararını oybirliğiyle onadı. Mahkeme, internete girişte sanal klavye kullanılmasının bilgisayar korsanlığını engellemede yeterli olmayacağını kaydetti."


Sanal bankacılık internet dünyasında normalden fazla zaman harcayan biri olmama ragmen cok itici ve korkutucu geliyor..herhangi bir siteden virüs ,keylogger kapmanız işten bile değil..ayrıca yukarıda üstadın belirttiği mail yoluyla gönderilen güncelleme istekleri o kadar ileri derecede ki bana kendi mail adresimden bile mail atabiliyorlar


bu arada şahsi bir fikrimi de belirtmek istiyorum..Arkadaşlarımız tarafından komik slide showlar, fıkralar vs gönderilerek oluşan ve "bunu en sevdiğiniz 10 kişiye gönderin şu olsun bu olsun " tarzı zincirleme maillerden uzak durmaya çalısıyorum..bu yolla mail adreslerinin toplandıgını duymuştum ve bana da mantıklı geliyor..Bu bağlamda Admin in söylediği genelde bankaların değil de kullanıcıların bilmeden kusurlu hareketleriyle trojan tarzı spyware ler yükleyerek kendi kendilerini zor durumda bıraktıkları görüşüne de katılıyorum..bu oran bu tür olaylarda %95 gibi bir oranda kullanıcı kusuruyla meydana gelmiştir diye düşünüyorum..Tabi bu bankaların hiç önlem almayacagı anlamına gelmez..artık teknoloji o kadar gelişti ki aklımızın almayacagı yöntemlerle suç işlenir oldu.

sorumluluk konusuna gelince,elbette bankanın açığı varsa sorumlu tutulabilir ama bunu ispat yükü sizde olacağından çok zor diye düşünüyorum..ama belki banka 4-5 bin YTL değerindeki bu zararı ,şirket politikası olarak kötü reklam olmasın,ismimiz lekelenmesin diye ödeyebilir o ayrı bir konu ama salt hukuk,bilirkişi yollarını kullanarak bankanın sorumlu tutlmasının gerçekten zor olacagını düşünüyorum..
Old 11-10-2011, 15:17   #53
uSaRe01

 
Varsayılan

Bu konuda Adana 1 Asliye Ticaret mahkemesinden verilen yeni tarihli bir kararda bankanın en küçük bir kusurunun dahi bulunması halinde paranın tamamından bankanın sorumlu olacağı, --yargıtayın görüşünün de bu yönde olduğubelirtilerek-- kararlaştırılmıştır.Gerekçeli kararı aldığımda paylaşma imkanım olacaktır.
Old 11-10-2011, 16:11   #54
uSaRe01

 
Varsayılan

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2008/180 Esas - 2011/461

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPARAK HÜKÜM
VERMEYE YETKİLİ ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARI

ESAS NO : 2008/180
KARAR NO : 2011/461
DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 01/05/2008
KARAR TARİHİ : 29/09/2011
YAZIM TARİHİ : 03/10/2011

Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan “Alacak” davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ .

Davacı vekili;davacının davalı bankadaki hesabından 21.09.2007 tarihinde bilgileri dışında 18.630,00 TL'nin önce davalı Musa'nın hesabına aktarıldığını,daha sonra da paranın bir kısmının davalılar A____ ve G____'e ait kredi kartı borçlarının kapatılmasında kullanıldığı iddiası ile 18.630,00 TL'nin 21.09.2007 tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka vekili;davacının hesabından parayı gerçek kişi davalıların alıp kullanması nedeni ile kendilerinden talepte bulunulamayacağını, hesabın kullanımı için hesap sahibine şifre ve parola verildiğini, hesap sahibi dışında bir kişinin internet bankacılığı aracılığı ile hesap üzerinde işlem yapamayacağını, bankanın tüm güvenlik önlemlerini almış olması nedeni ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı gerçek kişiler davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmamış ve yanıt da vermemişlerdir.
Davacıya ait hesap ile ilgili kayıtlar, paranın aktarıldığı davalı M____'ya ait hesap ve paranın bu hesap üzerinden kullanımına ilişkin kayıtlar temin edilmiş ve bilirkişi incelemesi yaptırılıp rapor alınmıştır.
Davalı ____ Bankasının Yüreğir Şubesinde davacı şirket adına ____ nolu hesap açılmıştır. Bu hesapta bulunan paradan 18.630,00 TL 21.09.2007 tarihinde elektronik bankacılık yöntemi ile davalılardan M____'ya ait ____ Bankasının Fındıkzade Şubesinde bulunan hesaba aktarılmıştır. Paranın bir kısmı aktarıldığı hesaptan nakit çekmek sureti ile diğer bölümü ise aralarında davalılar G____ ve A____ de bulunduğu kişilerin kredi kartı borçlarının ödenmesi sureti ile kullanılmıştır.
Davacı şirket vekili hesaplarından para aktarılması işlemine kendilerinin katılmadıklarını,onay vermediklerini,bilgilerinin olmadığını ve işleme kusurları nedeni ile de yol açmadıklarını söylemiştir.
Davacının hesabındaki parayı kullanabilmesi için kendisine güvenlik amacı ile verilen parola ve şifreyi kullanarak işlem yapması gerekmektedir. Davacının verilen kart ya da parola ve şifreyi muhafazada kusurlu olacak şekilde hareket edip bunların III. kişilerin eline geçerek işlem yapılmasına yol açması halinde oluşan zarara katlanması gerekecektir.
Asıl işi mevduat toplayıp, bunu kredi kullandırmak ya da başka şekilde değerlendirmek olup güçlü konumda olan bankanın hesaplara izinsiz girilmek sureti ile asıl sahiplerinin zararına yol açılmaması için gerekli olan tüm güvenlik önlemlerini alması, teknolojik yenilikleri izleyip kendisini yeni koşullara uydurması gerekmektedir. Bankalar mevcut yenilikleri kullanmak yanında güvenlik amacı ile yeni araştırmalar yapmak da zorundadır. Bu hali ile hesaplardaki paralar ile ilgili her türlü güvenlik önlemini alma ve mudilere karşı sorumluluk bankalara aittir. Bankanın sorumluluktan kurtulabilmesi için mudinin kendisine güvenlik amacı ile verilen şifre ve parola ile kartı dikkatsiz şekilde kullanıp, bilgilerin 3.kişilerin eline geçmesine yol açtığının kanıtlanması gerekir. Somut olayımızda kanıt yükü kendisinde olan davalı banka davacı şirket yetkililerinin kusurlu davranışları ile şifre ve parolanın başkalarının eline geçmesine yol açtıklarını kanıtlayamamıştır. Her ne kadar bilirkişiler davacıya da kusur vermiş iseler de mahkememiz davacının zarara neden olaylar zincirinde kusurlu sayılmasını gerektiren davranışı olmadığını kabul etmiştir.
Davacı vekili son oturumda gerçek kişi davalılar hakkındaki davasından feragat etmiştir. Her ne kadar bilirkişiler kusur dağılımı yapar iken davalı bankaya 40,M____'ya 20,G____ ve A____'ye ayrı ayrı 18 oranında kusur dağılımı yapmış ise de bu kusur dağılımının davacıyı ilgilendirmediği, davacının tek bir davalıdan zararın tamamını talep edebileceği,davalıların kusur oranlarının zararı ödendikten sonra diğer davalıya rücu etmesi halinde dikkate alınması gerektiği kabul edilmiştir.
Yargıtayın benzeri uyuşmazlıklarla ilgili kararların temyiz incelemesini yapan daireleri güçlü konumda olan bankaların en küçük kusur halinde dahi oluşan zararın tamamını ödemek zorunda olduğu,hesap sahibinin kusurlu hareketi olması halinde ancak zarardan kusur oranında indirim yapılması gerektiği yönündeki yerleşik uygulamaları karşısında,somut olayda davacının zararın oluşumuna kusurlu sayılmasını gerektiren davranışı olmadığı,bu hali ile tüm zararın davalı banka tarafından giderilmesi gerektiği kabul edilmiş,uyuşmazlık her iki taraf için ticari iş niteliğinde olduğu için hesaptan paranın alındığı tarihten itibaren avans faizi talep edilebileceği,ticari faizin avans faizi olarak kabulü gerektiği kanısına varılıp aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davalılar M____ , G____ ile A____ haklarındaki davanın FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Davalı banka vekilinin yeniden bilirkişi raporu alınmasına yönelik talebinin Reddi ile,
18.630,00 TL'nin 21/09/2007 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalı bankadan alınıp davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 14,00 TL başvuru harcı ile 251,60 TL nisbi harcın toplamı olan 265,60 TL.nin davalı bankadan alınıp davacıya ödenmesine.
Alınması gereken 1.106,60 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 265,60 TL.nin mahsubu ile kalan 841,00 TL.nin davalıdan alınıp hazineye ödenmesine.
Karar tarihindeki AAÜT. uyarınca 2.235,60 TL nisbi vekalet ücretinin davalı bankadan alınıp davacıya ödenmesine.
Gerçek kişi davalılar için yapılan giderler hariç olmak üzere davalı banka yönünden yapılan 5 davetiye gideri 22,50 TL, bilirkişi ücreti 900,00 TL toplamı 922,50 TL yargılama giderinin davalı bankadan alınıp davacıya ödenmesine.
Tarafların kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde dava dosyasına vereceği dilekçe ile Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine temyiz yoluyla başvurma hakkı bulunduğuna ilişkin davacı ve davalı banka vekilinin yüzüne karşı verilen karar usulen okunup anlatıldı. 29/09/2011


Not: Karar Yargıtay incelemesinden henüz geçmemiştir.
Old 17-04-2012, 12:22   #55
avalicenkahi

 
Olumlu Yargıtay Kararı

Saygıdeğer Meslektaşlarım, öncelikle böyle bir konuyu açmış olmanızdan dolayı teşekkür ediyorum. Bir müvekkilim Akbank internet bankacılığı kullanmakta olup, internet hırsızları tarafından dolandırılmıştır. Bu vesileyle araştıtma yapar ken ilgili konuyu gördüm ve okumaya başladım. Ancak hiçbir yargıtay kararına rastlayamadım. Yapmış olduğum araştırmalar sonucunda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin bir içtihadını buldum. Yargıtay 11 H.D Esas: 2009/6744- Karar: 2010/12858 umarım işinize yarar. Saygılarımla Av. A.Cenk AHİ
Old 04-07-2013, 10:03   #56
uSaRe01

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan uSaRe01
T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2008/180 Esas - 2011/461

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPARAK HÜKÜM
VERMEYE YETKİLİ ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARI

ESAS NO : 2008/180
KARAR NO : 2011/461
DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 01/05/2008
KARAR TARİHİ : 29/09/2011
YAZIM TARİHİ : 03/10/2011

Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan “Alacak” davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ .

Davacı vekili;davacının davalı bankadaki hesabından 21.09.2007 tarihinde bilgileri dışında 18.630,00 TL'nin önce davalı Musa'nın hesabına aktarıldığını,daha sonra da paranın bir kısmının davalılar A____ ve G____'e ait kredi kartı borçlarının kapatılmasında kullanıldığı iddiası ile 18.630,00 TL'nin 21.09.2007 tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka vekili;davacının hesabından parayı gerçek kişi davalıların alıp kullanması nedeni ile kendilerinden talepte bulunulamayacağını, hesabın kullanımı için hesap sahibine şifre ve parola verildiğini, hesap sahibi dışında bir kişinin internet bankacılığı aracılığı ile hesap üzerinde işlem yapamayacağını, bankanın tüm güvenlik önlemlerini almış olması nedeni ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı gerçek kişiler davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmamış ve yanıt da vermemişlerdir.
Davacıya ait hesap ile ilgili kayıtlar, paranın aktarıldığı davalı M____'ya ait hesap ve paranın bu hesap üzerinden kullanımına ilişkin kayıtlar temin edilmiş ve bilirkişi incelemesi yaptırılıp rapor alınmıştır.
Davalı ____ Bankasının Yüreğir Şubesinde davacı şirket adına ____ nolu hesap açılmıştır. Bu hesapta bulunan paradan 18.630,00 TL 21.09.2007 tarihinde elektronik bankacılık yöntemi ile davalılardan M____'ya ait ____ Bankasının Fındıkzade Şubesinde bulunan hesaba aktarılmıştır. Paranın bir kısmı aktarıldığı hesaptan nakit çekmek sureti ile diğer bölümü ise aralarında davalılar G____ ve A____ de bulunduğu kişilerin kredi kartı borçlarının ödenmesi sureti ile kullanılmıştır.
Davacı şirket vekili hesaplarından para aktarılması işlemine kendilerinin katılmadıklarını,onay vermediklerini,bilgilerinin olmadığını ve işleme kusurları nedeni ile de yol açmadıklarını söylemiştir.
Davacının hesabındaki parayı kullanabilmesi için kendisine güvenlik amacı ile verilen parola ve şifreyi kullanarak işlem yapması gerekmektedir. Davacının verilen kart ya da parola ve şifreyi muhafazada kusurlu olacak şekilde hareket edip bunların III. kişilerin eline geçerek işlem yapılmasına yol açması halinde oluşan zarara katlanması gerekecektir.
Asıl işi mevduat toplayıp, bunu kredi kullandırmak ya da başka şekilde değerlendirmek olup güçlü konumda olan bankanın hesaplara izinsiz girilmek sureti ile asıl sahiplerinin zararına yol açılmaması için gerekli olan tüm güvenlik önlemlerini alması, teknolojik yenilikleri izleyip kendisini yeni koşullara uydurması gerekmektedir. Bankalar mevcut yenilikleri kullanmak yanında güvenlik amacı ile yeni araştırmalar yapmak da zorundadır. Bu hali ile hesaplardaki paralar ile ilgili her türlü güvenlik önlemini alma ve mudilere karşı sorumluluk bankalara aittir. Bankanın sorumluluktan kurtulabilmesi için mudinin kendisine güvenlik amacı ile verilen şifre ve parola ile kartı dikkatsiz şekilde kullanıp, bilgilerin 3.kişilerin eline geçmesine yol açtığının kanıtlanması gerekir. Somut olayımızda kanıt yükü kendisinde olan davalı banka davacı şirket yetkililerinin kusurlu davranışları ile şifre ve parolanın başkalarının eline geçmesine yol açtıklarını kanıtlayamamıştır. Her ne kadar bilirkişiler davacıya da kusur vermiş iseler de mahkememiz davacının zarara neden olaylar zincirinde kusurlu sayılmasını gerektiren davranışı olmadığını kabul etmiştir.
Davacı vekili son oturumda gerçek kişi davalılar hakkındaki davasından feragat etmiştir. Her ne kadar bilirkişiler kusur dağılımı yapar iken davalı bankaya 40,M____'ya 20,G____ ve A____'ye ayrı ayrı 18 oranında kusur dağılımı yapmış ise de bu kusur dağılımının davacıyı ilgilendirmediği, davacının tek bir davalıdan zararın tamamını talep edebileceği,davalıların kusur oranlarının zararı ödendikten sonra diğer davalıya rücu etmesi halinde dikkate alınması gerektiği kabul edilmiştir.
Yargıtayın benzeri uyuşmazlıklarla ilgili kararların temyiz incelemesini yapan daireleri güçlü konumda olan bankaların en küçük kusur halinde dahi oluşan zararın tamamını ödemek zorunda olduğu,hesap sahibinin kusurlu hareketi olması halinde ancak zarardan kusur oranında indirim yapılması gerektiği yönündeki yerleşik uygulamaları karşısında,somut olayda davacının zararın oluşumuna kusurlu sayılmasını gerektiren davranışı olmadığı,bu hali ile tüm zararın davalı banka tarafından giderilmesi gerektiği kabul edilmiş,uyuşmazlık her iki taraf için ticari iş niteliğinde olduğu için hesaptan paranın alındığı tarihten itibaren avans faizi talep edilebileceği,ticari faizin avans faizi olarak kabulü gerektiği kanısına varılıp aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davalılar M____ , G____ ile A____ haklarındaki davanın FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Davalı banka vekilinin yeniden bilirkişi raporu alınmasına yönelik talebinin Reddi ile,
18.630,00 TL'nin 21/09/2007 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalı bankadan alınıp davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 14,00 TL başvuru harcı ile 251,60 TL nisbi harcın toplamı olan 265,60 TL.nin davalı bankadan alınıp davacıya ödenmesine.
Alınması gereken 1.106,60 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 265,60 TL.nin mahsubu ile kalan 841,00 TL.nin davalıdan alınıp hazineye ödenmesine.
Karar tarihindeki AAÜT. uyarınca 2.235,60 TL nisbi vekalet ücretinin davalı bankadan alınıp davacıya ödenmesine.
Gerçek kişi davalılar için yapılan giderler hariç olmak üzere davalı banka yönünden yapılan 5 davetiye gideri 22,50 TL, bilirkişi ücreti 900,00 TL toplamı 922,50 TL yargılama giderinin davalı bankadan alınıp davacıya ödenmesine.
Tarafların kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde dava dosyasına vereceği dilekçe ile Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine temyiz yoluyla başvurma hakkı bulunduğuna ilişkin davacı ve davalı banka vekilinin yüzüne karşı verilen karar usulen okunup anlatıldı. 29/09/2011


Not: Karar Yargıtay incelemesinden henüz geçmemiştir.

Arkadaşlar yukardaki mahkeme kararı Yargıtay 11 HD 2013/8986 E-2013/12307 K sayılı 12.06.2013 tarihli kararı ile onanmıştır. İlgilenenlere...
Old 10-10-2016, 10:39   #57
AV.ŞERMİN ADAMHASAN

 
Varsayılan

Yargıtay sanal dolandırıcılıktan bankayı sorumlu tuttu








Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, internet üzerinden sahte şifre oluşturularak kredi kartından harcama yapılan kişiye, bankayla ortak sorumluluk yükleyen yerel mahkeme kararını bozdu. Daire, bozma kararında bankaların birer güven ve itimat kurumları olduğuna işaret ederek, bu tür olaylarda müşterilerin sorumlu tutulamayacağına hükmetti.

Şanlıurfa'da yaşayan A.K, kredi kartıyla internet üzerinden bilgisi dışında 34 kez, toplamda 6 bin 970 liralık alışveriş yapıldığını fark etti. Bu alışverişi kendisinin yapmadığını belirten A.K'nin itirazı banka tarafından kabul edilmedi.

Bunun üzerine A.K, kredi kartı ekstresine borç olarak yansıtılan 6 bin 970 lira yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talebiyle dava açtı.
Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi davayı kısmen kabul ederek, davacı müşteri ile bankanın yüzde 50 oranında ortak kusurlu olduklarına hükmetti ve davacıyı borcun yarısından sorumlu tuttu.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 19. Hukuk Dairesine geldi. Daire, yerel mahkemenin, müşteriye bankayla ortak sorumluluk yükleyen kararını bozdu.

Bozma kararında, kredi kartı ile sanal ortamda yapılan harcamanın, internet üzerinden güvenli alışveriş (3D secure) çerçevesinde müşteriye ait kredi kartı bilgilerinin 3. kişiler tarafından ele geçirilerek gerçekleştirildiği anlatıldı. Kararda, şu tespitlere yer verildi:

"Bankalar birer güven ve itimat kurumları olduklarından kural olarak hafif kusurlarından da sorumludurlar. Davacının kişisel bilgilerini koruyamadığı, bu konudaki özen yükümlülüğünü ihmal ettiği sabit olmadığı sürece davacı müşteri, internet bankacılığı yoluyla 3. kişiler tarafından sahte şifre oluşturularak yapılan harcamalardan sorumlu tutulamaz. Mahkemece bu yönler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken davacı müşterinin de kusurlu bulunmasında isabet görülmemiştir." KAYNAK HÜRRİYET
Old 06-06-2018, 11:55   #58
ayseipek

 
Varsayılan

Yargıtay 11 HD 2013/8986 E-2013/12307 K sayılı 12.06.2013 tarihli kararı ile onama kararını bulamadık , paylaşım yapabilirmisiniz
Old 06-06-2018, 12:02   #59
ayseipek

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan uSaRe01
Arkadaşlar yukardaki mahkeme kararı Yargıtay 11 HD 2013/8986 E-2013/12307 K sayılı 12.06.2013 tarihli kararı ile onanmıştır. İlgilenenlere...

onama kararını paylaşırmısınız
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İnternet bankacılığı - BANKANIN SORUMLULUĞU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI Av.Resul Meslektaşların Soruları 13 25-07-2012 12:39
İnternet bankacılığı işlemleri hukuki açıdan geçersiz Y£LİZ Hukuk Haberleri 1 09-02-2007 11:53
Ato'Dan İnternet Bankacılığı İçin Uyarı Av. Galip DAĞTEKİN Hukuk Haberleri 0 02-01-2007 20:27
İnternet Bankacılığı ve Soygun hukukçu42 Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 1 18-09-2006 10:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07976007 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.